05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMI DOLAR [email protected] AVRO STERLIN FAİZ BORSA 11 20 MART 2021 CUMARTESİ ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 7.2670 10.9 kuruş 8.6310 17.7 kuruş 10.0830 20.1 kuruş 16.37 0.01 puan 1.529 21.94 puan 2748.10 23.95 lira 407.70 3.67 lira Bilsay Kuruç, faiz artışını ‘Yokuş aşağı gidiyoruz, MB frene bastı’ şeklinde yorumladı ‘Kıtlık ekonomisindeyiz’ Ülkenin büyüme ile istikrar arasına sıkıştığını belirten Prof. Dr. Bilsay Kuruç, işsizlik artışı, yeni konkordato ve iflas gibi sorunlar yaşanabileceğini vurguladı. Türkiye’nin önde gelen iktisatçılarından biri olan, uzun yılmik büyüklüklerin anlamı kalmadı. Yokuş aşağı gidişi durdurlar üst düzey devlet görevlerinde mak için frene basmak zorunda. de bulunan Prof. Dr. Bilsay KuMB, gelinen noktada mecburen ruç, Merkez Bankası’nın (MB) son faiz kararını “Sıkışık bir vaziyet var, buna ihtiyaçları vardı” MUSTAFA ÇAKIR kredileri feda ediyor. Enflasyondan çekiniyor. Çünkü en yüksek enflasyon Türkiye’de.” şeklinde yorumladı. Doları frenlemek, Bu tür kararlarla fon girişi arandığıenflasyonu durdurmak için faiz artı nı, döviz hesaplarında çözülme umulşı yapıldığını kaydeden Kuruç, şunla duğunu ifade eden Kuruç, “Riskler rı söyledi: büyüdü. Çözülme olmaz. Zaten onlar da beklemiyor. Yeniden hareketleTek silahı faiz nen kuru durdurmak istiyor, enflasyo“MB’nin elinde sa nist gidişten korkuyorlar. Kredi genişdece, o da iyi ateş al lemesi de durdurulmak isteniyor. Asmayan faiz silahı lında buna muhtaçlar ama bıçak kevar. İyi ateşlenemimiğe dayandı. Artık herkes kendi bayor, çünkü kararlar cağından asılsın noktasına geldik” didış dünyaya geç ye konuştu. ti. Ateşleye Bugün Hazine’yi kurtarmanın da bildiği ka öne çıktığına atıf yapan Kuruç, şudar ateşli nu hatırlattı: “Geçen yıl Hazine tahyor. Baş vil çıkardı. Kamu bankalarına döviz ka fren aktarıldı. Onlar gidip bununla Hazimeka ne tahvili aldı. Dövizi teminat olarak nizma MB’ye yatırdı. Böylece kredi açılsı yok. dı. Geçen yıl böyle bir film seyretBilsay Kuruç Ekono tik. Hazine bakımından da şimdi bu ÜNIVERSITELI GENÇ ‘ODACILIK’ IÇIN BAŞVURUYOR Türkiye’de temel sorunun işsizlik olduğunu belirten Kuruç, genç nüfusun haline işaret ederek “insan zaiyatı ile işleyen ekonomi” yorumu yaptı. Kuruç, bugünkü ekonomi senaryosunda genç işsizliğe çözüm bulunamayacağını, iş bulamayan gençlerin “niteliksiz” kaldıklarını söyledi. Üniversite bitirenlerin “odacılık” için başvurduklarına dikkat çeken Kuruç, şunları söyledi: “Ekonomi, iş ve gelir yaratamıyor. Sen dünya ekonomisinin kararlarına kalmış bir ekonomisin. Dolarizasyonla işliyorsun. Dışarıdan gelecek para senin esas göstergen ve damarlarında akan kan haline geliyor.” zorlaştı. Yeniden bu noktalarda aciz kalmamak için fren mekanizması devreye sokuldu.” Türkiye’nin büyüme ile istikrar arasına sıkıştığını da anlatan Kuruç, faiz artışı sonrası piyasanın “herhalde bunu yavaş yavaş indirecekler” diye bekleyeceğine, bunun için enflasyonun yükselmemesi gerektiğini ancak ortada “maliyet enflasyonu” olduğunu söyledi. Paketler devam eder Kuruç, şöyle devam etti: “O da neden, çünkü kıtlık ekonomisine girdik. İşler yavaşladı. Bu karar üzerine yeniden konkordato, iflaslar olabilir. ‘Herkes başının çaresine baksın ekonomisi.’ Geçen senenin büyük daralmasından sonra küçük çıkışlar olabilir. O zaman da ‘büyüdük’ diye reklam edilir.” Kuruç, ayrıca birkaç ay sonra bir ekonomik paket daha açıklanabileceğini vurgulayarak “Paketler ekonomisinde paket eksik olmaz. Türkiye’nin kaderi şudur ki paketleri yapanlar pek inanmazlar. İktidarın günü geçirmesi için yapılır” diye konuştu. Bundan sonra ekonominin “daraldıkça daralacağını”, işsizliğin artacağını kaydeden Kuruç, şuna dikkat çekti: “Normaldir. Ekonomi özel kesimle işliyor. Reel kapitalizmdeyiz. Kamu yatırım yapmıyor. Şimdi büyüme ikinci plana atılıyor. ‘Daha fazla daralmayalım ama durduğumuz yerde idare edelim. Aman döviz artmasın. Faiz artarsa idare ederiz’ yaklaşımı var.” l ANKARA BİST’TE SERT DÜŞÜŞ Piyasalar aradığı morali bulamadı Merkez Bankası’nın faizi artırması döviz fiyatlarını dün de aşağı çekerken, Borsa İstanbul’da (BİST) başlayan yükseliş ise kalıcı olmadı. Güne 7.3575 liradan başlayan dolar 7.2320 liraya kadar çekilirken, günü 7.28’de tamamladı. BİST 100 ise 1554 puana çıktıktan sonra 1511 puana kadar geriledi. Günlük kayıp yüzde 1.41 oldu. Bunda özellikle küresel piyasalarda enflasyon kaygılarının yeniden riskli varlık fiyatlamaları üzerinde baskı yaratması, uluslararası siyasi gerilim, salgına ilişkin yeni endişeler etkili oldu. l Ekonomi Servisi 3 MILYON KIŞI 2020 sonu itibarıyla kamuda 2 milyon 974 bin 194 kadrolu personel istihdam ediliyor. Kamuda toplam çalışan sayısı ise 4 milyon 791 bin 506 kişi. Maaş artışı ek ödemeler üzerinden yapıldığı için emekli aylığı düşüyor Emekçinin geleceğine darbe TARIMSAL GİRDİ FİYATI ‘Makine bakımı’ çiftçileri vuruyor TÜİK’in “Tarımsal Girdi Fiyat Endeksi, Ocak 2021” raporuna göre TarımGFE, ocakta önceki aya (aylık) göre yüzde 1.96, Ocak 2020’ye (yıllık) göre yüzde 18.52 arttı. Yıllık artış Aralık 2020’de yüzde 17.52 idi. Ocak 2021’de yıllık en fazla artış gösteren alt grup yüzde 33.15 ile makine bakım masrafları oldu. Bunu yüzde 29.98 ile çiftlik binaları (ikamet amaçlı olmayanlar), yüzde 28.89 ile gübre ve toprak geliştiriciler izledi. En az artış gösteren alt grup ise yüzde 0.68 ile tohum ve dikim materyali oldu. l Ekonomi Servisi 19 ŞIRKETTE 45 BIN ÇALIŞAN İBB’de toplu iş sözleşmesi imzalandı İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) ile Hakİş ve Türkİş arasında sürdürülen toplu iş görüşmeleri anlaşmayla sonuçlandı. İSKİ ve İBB iştiraki toplam 19 şirkette çalışan yaklaşık 45 bin emekçiyi kapsayan anlaşma için dün Yenikapı Kadir Topbaş Gösteri ve Kültür Merkezi’nde “Toplu İş Sözleşmeleri İmza Töreni” düzenlendi. Sözleşmeyi, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Hakİş Genel Başkanı Mahmut Arslan ve Türkİş Genel Sekreteri Ramazan Ağar birlikte imzaladı. İmamoğlu, tüm İBB emekçilerinin İstanbul’a hizmet noktasında fedakârlık yapacağına inandığını söyledi. Sendika başkanları süreçten dolayı İmamoğlu’na teşekkürlerini sundu. l İç Politika MUSTAFA ÇAKIR AKP iktidarının 2011 yılında yaptığı düzenlemeyle ek ödeme, prime esas kazanç kapsamı dışında bırakıldı. Bu nedenle de emekli ikramiyesi ve emekli maaşının hesaplanmasına dahil edilmiyor. Bu düzenlemenin sonuçlarına ilişkin değerlendirme yapan Türkiye KamuSen, geçmiş yıllarda kamuya maliyeti düşük olan ve emekli aylıklarını etkilemeyen ek ödemenin artırılması yoluyla memur maaşları yükseltildiği için memurların prime esas kazanç miktarlarının düşük kaldığına dikkat çekti. Öyle ki bu yıl bazı memurların prime esas kazanç tutarları asgari ücretin altına düştü. Asgari ücret bu yıl için brüt 3 bin 577 TL olarak belirlenirken kamu çalışanlarının prime esas kazanç tutarları; örneğin 5/1 şoför için 3 bin 528 TL, 7/3 veri hazırlama ve kontrol işletmeni için 3 bin 522 TL. Asgari ücretin altında prim ödenemediği için de asgari prim ile kamu görevlisinin ödeyeceği prim arasındaki fark bütçeden karşılanıyor. SGK duyurusu ile emekli keseneği ve GSS primi devlet payı kalemlerinde yükseltme yapılarak prime esas kazancın asgari ücretin altında kalması geçici olarak engellendi. Daha fazla prim Türkiye KamuSen, bu konuda şu değerlendirmeyi yaptı: “Bir tarafta kamu görevlilerine ödenmekte olan tüm kalemlerin prime esas kazanca dahil edilmemesi nedeniyle memurların emekli maaşı ve emekli ikramiyesi düşük olmakta ve memurların çalışırken elde ettikleri gelirle emekli maaşlarında uçurum oluşmakta; diğer tarafta devlet, bütçesinden memurların asgari ücretin altında kalan primlerini karşılayarak ek bir maliyete katlanmaktadır. Bu mağduriyetlerin giderilmesi için kamu görevlilerine yapılan bütün ek ödemelerin emekli maaşı ve emekli ikramiyesi hesaplamasına dahil edilmesi, yani prime esas kazanç kapsamında değerlendirilmesi gerekmektedir. Bu yolla hem memurlarımız çalışırken elde ettikleri gelirle orantılı bir emekli maaşına kavuşacak, emekli maaşları artacak hem kamu daha fazla prim geliri elde edecektir.” l ANKARA YÜZDE 50 Dijital bir hesap olan eTuruncu’nun toplam tasarruf hesabı içindeki payı Alper Gökgöz, bankanın yeni tanıtım yüzünün Ezgi Mola olduğunu açıkladı. ‘Bankacılık sistemi oldukça sağlam’ ING Türkiye Genel Müdürü Alper Gökgöz, dün basın toplantısı düzenleyerek bankanın yeni marka yolunun “Sen Hayatını Yaşa” olduğunu duyurdu. Bununla müşterilerinin hayatında bankacılığın yerini en aza indirmek istediklerini ifade eden Gökgöz, bu vizyonla ilk olarak “Cebimdeki Danışman” hizmetini kullanıma sunduklarını açıkladı. Bu sayede müşterilerinin ING Mobil üzerinden uzman bankacılarla görüşerek öncelikle yatırım danışmanlığı alacağını belirten Gökgöz, bu hizmeti daha sonra kredi, sigorta, BES, dış ticaret gibi alanlara genişleteceklerini söyledi. Gökgöz, banka olarak konut/bireysel krediler ile mevduat/ tasarruf ve ticaride büyümek istediklerini belirtti. Sektöre ilişkin güncel sorunları da yanıtlayan Gökgöz, “takipteki” ve “yakın izlemedeki” kredilerin ekonomiye etkisiyle ilgili şuna dikkat çekti: “Türk bankacılık sistemi sermaye yapısı ve risk yönetimiyle oldukça tecrübeli bir sektör. Aktif kalitesi açısından da bankam adına problem görmüyorum, sektörde oldukça tecrübeli ve bankacılık sistemi oldukça sağlam.” Gökgöz, bankasının takipteki kredi oranının yüzde 4.9 olduğunu da açıklandı. Gökgöz, ayrıca TCMB’nin faiz artışının hem kredi hem mevduat fiyatlarına bir miktar yansımasının normal olacağını kaydetti. TÜRK ÇIFTÇISI TOPRAĞINDAN KOPUYOR Türkiye Ekonomi Politikaları Araştırma Vakfı’nın (TEPAV) İstihdam İzleme Bülteni’ne göre Covid19 salgınının etkilediği sektörlerin istihdamında yüksek oranlı düşüşler devam ediyor. Buna göre son bir yılda işyeri sayısı 63 sektörde artarken çiftçi sayısı yüzde 8.9 daraldı. Konaklama ve yiyecek sektöründe yüzde 9.9, kültür, sanat, eğlence, dinlence ve sporda yüzde 9.8 düzeyinde istihdam kaybı yaşandı. Ayrıca idari destek ve destek hizmetleri faaliyetinde de NisanMayıs 2020 döneminde yüzde 11.2’lik bir daralma gözlendi. Öte yandan imalat, inşaat, gayrimenkul faaliyetleri ve toptan perakende ticaret sektörlerinde 2020 yılının en yüksek istihdam artışları gerçekleşti. Pandemi nedeniyle öne çıkan insan sağlığı ve sosyal hizmetler sektöründe yüzde 43.3’lük bir artış oldu. l ANKARA / Cumhuriyet AKP MHP’nin siyasi adımlarının geri ödemeleri.. Önceki gün genel kurulunu yapan Devlet Bahçeli, MHP’deki havaya, üsluba bakarsanız, milliyetçi ideolojinin ilerisinde bir çizgide. Havalarına bakılırsa, laik Cumhuriyet, Atatürk devrimciliğinin bekçiliğinde, tüm diğer siyasi partilerin, bir bir ilkeleri savunan aydınlanmacı yurttaşların önünde bayrağı taşıma sorumluluğu da ellerinde. 2002 sonrası ülkemizi sarsan çarpıcı olumsuz gelişmeler, dönemeç taşlarında ne suçları ne de katkılarının olması söz konusu.. Gerçekten mi? Amerika’nın Irak’ı işgali projesinde, “tezkere” sözünün verilmesi suçu AKP’de. 9 Ağustos 2002 tarihli gece yarısı sonrasına sarkan, işçinin iş güvencesi yasasının oylanması projesi içinde yaşananları yakından izlemek zorunda kalan gazeteciler, sendikamız başta, meslek örgütlerimiz, bire bir dayanışma yapan her partiden gazeteci milletvekilleri içinde olmak üzere, çok ağır sağlık sorunlarına karşın, bizim adımıza bir kaza yaşanmaması için de nöbete duran Bülent Ecevit’in elini sıkıp teşekkürle ayrılırken saat sabaha yakın, 03.30’u geçiyordu.. Yılın ilk günlerinden çok hızlı yaşanan gelişmelerin içine düşmüştük. Sadece gazetecilik değil, sonrasında yandaşlıkta da yarışan büyük patronlarımızın da bulaştıkları gelişmeler yüzünden.. Büyük deprem yıkımlarının ardından kaçınılmaz gelen büyük ekonomik yıkım, krizin de yükü Ecevit koalisyon hükümetinin üzerinde kalmıştı. Amerika, kendi 11 Eylülü’nün travması üzerinden, tek kutuplu dünyanın liderliğini güçlendirme adına, Ortadoğu haritalarının yeniden çizilmesi, Asya’ya uzanan projelerini, doğrudan işgallerini gerçekleştirme zamanının uygulamalarına geçiş hazırlıklarını hızlandırmıştı. Ecevit hükümetine Türkiye’nin güneydoğusunda yeni üsler, Amerikan askeri yerleştirilerek Irak’a kuzeyden de girilmesi, “tezkere” şantajının hangi tarihlerden başladığının net bilgisine sahip değiliz. Ancak partisinin içinden operasyon denemeleri 2002 yılının başından çok öncesine sarktığı gerçekleri bilinmez değil. HHH Sağlık sorunlarının şaibeli dedikoduları bir yana, içeriden operasyon girişimleri, isimlerin sayılması çok aylar, yıllar öncesinden.. Koalisyon içindeki en yakın destekçisi MHP Başkanı Devlet Bahçeli’nin 7 Temmuz 2002’de ilan ettiği ayrılış tarihi, partisinin içinden yeni kurulan YTP’ye katılan bakan ve milletvekillerinin istifaları ile aynı günlere çakışıyor. 22 Temmuz’a kadar partisinin 128 olan Meclis’teki milletvekili sayısı 64’e düşüyor. 3 Kasım’da seçimlerin yapılması kararı zorunlu alınmış oluyor. Yakın tarihli yazılarımda verdiğim anlamlı kimi gelişmeleri yineleyecek değilim. Erdoğan liderliğindeki AKP kadrolarının Milli Görüş ve partilerinden kopuş serüvenleri, o tarihlerin Amerika’ya çok yakın Gülen cemaati ile ortaklıkları, parti ve liderliğin hızlı siyasal yükselişinde, medyamızın güçlü patronlarının da rol üstlenmeleri, bağlantılı günümüze uzanan tüm operasyonlar içindeki etkili varlıkları, içdış odaklı desteklerin çok fazla katkı boyutlarının içerikleri, kamuoyu için de artık sayısız isim ve kitaplarıyla hiç bilinmezler de değiller. HHH Cumhur İttifakı’nın kutsal sacayağında, Bahçeli ve MHP’nin son aylardaki çıkışları ile ittifakın tartışılamaz gücü AKP lideri Erdoğan karşısındaki etkisi, güncel siyasal gelişmeler üzerinden sorgulamaların gündeminde.. Meclis’e sıçrayan geçen haftanın gelişmelerin bütünlüğü içinde, HDP’yi kapatmayı hedef alan, Meclis’i hafta ortasında yangın yerine çeviren operasyon, ustalıklı yeni siyasal adımlarla biraz soğutulmaya, zamana yayılmaya çalışılsa da geri dönüşü olamayacak hamleleri de içinde barındırıyor. Cephelerin en keskin taraftarları içinde bile olasılıkların öngörüleri karmaşık bir hal almışa benziyor. Barış sürecinin barış yerine savaşı kışkırtan, besleyen gelişmeleri, sonuçlarının sorumluluğu en hafif ile HDP’ye yüklenerek işin içinden çıkılabilir mi? Kim kime, kimler kimlere oyun oynuyor, siyasal kazık atarak kendini kendilerini kurtarmayı planlıyorlar? Sözcüklerin gerçek anlamları, işlevlerinin içleri boşaltılarak tersine vitrinler yaratma siyasal cambazlığında sonuna kadar yürüyebilme örnekleri insanlık tarihinde yok. Tarihi gerçekler, kurunun yanında çoğunluk yaşların canlarının yakılabildiği örnekleriyle dolu olsa da ipin ucu kaçırıldığında beklenmedik sonların gelebildiği dersleriyle de dopdolu yaşanıldığını da kanıtlıyor.. Taş ocağında iş cinayeti Ordu’nun Fatsa ilçesinde İslamdağ Mahallesi’ndeki taş ocağında çalışan Emir Menteş, taş kırma makinesine sıkışarak yaşamını yitirdi. Daha önce Fatsa’da altın işletmesinde çalışırken işten çıkarıldığı belirtilen Menteş’in cenazesi otopsi için Fatsa Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle