23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 7 ŞUBAT 2021 PAZAR ÇEVİRİ İSKİLİPLİ ANMASINA TEPKİ: Meydan okuyorlar İLAYDA KAYA Milli Mücadele döneminde İngilizlerin desteği ile gerici isyanlara destek veren ve Kuvayi Milliye’ye düşman Teali İslam Cemiyeti’nin yöneticisi İskilipli Atıf’ın ölümünün 95. yılında düzenlenen anma törenine, devlet erkânının katılması tepki çekti. Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan Türkiye Barolar Birliği Başkan Yardımcısı Hüseyin Özbek, “Türkiye Cumhuriyeti’nin kamu görevlilerinin, bulundukları koltukları borçlu oldukları Milli Mücadele’ye karşı çıkan, milli bir devlet kuruluşuna itirazı olan ve bu tavrı çok somut delillerle sabit olan bir kişi için anma töreni düzenlemeleri son derece düşündürücüdür. Cumhuriyet sayesinde elde ettikleri makamların hakkını vermeyen bu kişilerin tavırlarının sorgulanması gerekmektedir. Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden kamu görevlilerinin cumhuriyetin kuruluş felsefesine uygun bir davranış içinde olmaları zorunludur. Bu makam sahiplerinin; Atatürk, Milli Mücadele ve cumhuriyet konusundaki gerçek düşüncelerini bilmek vatandaşlarımızın hakkıdır. Milli Mücadelede TBMM ve Atatürk mü haklıydı yoksa Damat Ferit ve Vahdettin mi haklıydı sorusuna cevap vermek, İskilipli Atıf’ta ne bulduklarını da açıklamak durumundadırlar” diye konuştu. ‘Yapılanın farkındayız’ Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Başkanı Hüseyin Altınışık da “İskilipli Atıf ile ilgili anma programı gelinen nokta açısından oldukça düşündürücüdür. Tarihi gerçekleri tarihi belgeleri yok sayarak bir yeni tarih oluşturma çabasına tanıklık etmekteyiz. Yeni tarih yazma çabaları, milli kurtuluş savaşının bile yapılmadığı noktasına kadar uzanmaktadır. Milli devlet olarak yaşamak istiyorsak, başta ülkeyi yönetenler ve yetkili makamlarda yer alanlar, milli tarihi objektif olarak bilmek zorundadır. Bu program da Sayın Alev Coşkun’un deyişiyle tam anlamıyla bir meydan okuma söz konusudur. Milli Mücadele’ye ve cumhuriyet devrimine karşıtlık vardır. Tarihi, siyasete alet etmemek zorunludur. Bizler, yapılmak istenenlerin farkındayız” ifadelerini kullandı. Memleket Hareketi lideri Muharrem İnce, Twitter hesabından açıklama yaparak “Çorum Valisi derhal görevinden alınmalıdır. Burası Türkiye Cumhuriyeti, herkes haddini bilecek” dedi. Vali İskilipli’nin izinde Çorum Valisi Mustafa Çiftçi, “İlim, aksiyon ve dava adamı” olarak nitelediği İskilipli Atıf Hoca’yı anmalarını savundu. Çiftçi “Düşünce dünyamızın yıldızlarından merhum Nurettin Topçu’nun ifadesiyle, M. Atıf Efendi gibi Esad Erbili ve Müftü Ali Rıza Efendi de millete gözdağı vermek ve sindirmek için zulmen idam edilmişlerdir. Bu manada İskilipli Atıf Efendi yine merhum Necip Fazıl Kısakürek üstadımızın ifadesiyle “son devrin din mazlumlarından” biridir ve bu sıfatla rahmetle anılmayı hak etmektedir. Ben İskilip’te yaptığımız anmanın doğru olduğunu, haklı olduğunu, yapılması gerektiğini düşünüyor, maşeri vicdanda makes bulacağına canı gönülden inanıyorum” açıklamasını yaptı. SADAT’A SUÇ DUYURUSU ‘Şirket değil suç örgütü’ Avukat İsmail Sami Çakmak, resmi sitesinden suikast ve gayri nizami harp eğitimi verdiğini ve İslam ülkeleri arasında savunma işbirliği oluşturmayı hedeflediğini duyuran, eski Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi’nin kurduğu özel güvenlik şirketi SADAT hakkında, “Anayasayı ortadan kaldırmaya çalışmak”, “yasadışı örgüt kurmak” ve “kamu görevinin usulsüz olarak üstlenilmesi” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Çakmak, gazetemizin “SADAT’tan gladyo eğitimi” ve “Suikast eğitimi veren SADAT’tan yeni açıklama: Gayri nizami harp eğitimi verebiliriz” başlıklarıyla gündeme getirdiği SADAT hakkında, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Çakmak savcılığa ilettiği dilekçede, Tanrıverdi’nin İslam Birliği’nin Kongresi’nde yaptığı konuşmada, “Mehdi gelecek. Ortamı buna göre hazırlamalıyız” dediğini anımsattı. Tanrıverdi hakkında şikâyetçi olduğunu ancak “soruşturmaya gerek görülmediğini” belirten Çakmak, “İşlendiğini iddia ettiğimiz suçunun yaptırımsız kalmasından cesaret alan şikâyetli, 2021 Ocak ayında yeniden aynı suçları işledi” dedi. ‘Şirket kurulamaz’ “Şikâyetli, amaçlarını gerçekleştirmek için kanuna karşı hilenin tüm ustalık ve inceliklerini kullanarak SADAT adı altında bir şirket kurmuştur” diyen Çakmak, “Bu şirket bir A.Ş değil, yasadışı bir suç örgütüdür” ifadelerini kullandı. Şirketin, Türk Ticaret Yasası’na ve anayasanın birçok hükmüne aykırı olduğunu aktaran Çakmak, güvenlik sorumluluğunun SADAT’ta değil, Milli Güvenlik Kurulu’na ait olduğunu belirtti. Çakmak, “Türk milleti egemenliğini anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır. Egemenliğin kullanılması hiçbir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakılamaz” ifadelerini kullandı. Dilekçesinde hiçbir kişi ve kuruluşun kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamayacağını belirten Çakmak, “Eğitim ve öğretim Atatürk ilke ve inkılapları doğrultusunda çağdaş bilim ve eğitim esaslarına göre, devletin gözetimi ve denetimi altında yapılır. Bu esaslara aykırı eğitim ve öğretim yerleri açılamaz. Söz konusu örgütlenme bütün bu anayasa hükümlerine aykırıdır” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Mustafa Kemal’den harp tarihine miras üç ders YAZAN: BINBAŞI ERIC VENDITTI ABD Kara Kuvvetleri resmi yayın organı Military Review’de çıkan “Gelibolu Kayası. MusÇEVIREN: M. BIROL GÜGER tafa Kemal’in liderliği” başlıklı makalenin ikinci bölümünde, Mustafa Kemal’in Gelibolu Mustafa Kemal, savaşı sürdü zaferiyle dünya savaş tarihine armağan ettiği üç ders mercek altına alınıyor: İstihbaratın rebilmek adına bir şeye bü yokluğunda savaş, askerin azim ve kararlılığını yüksek tutma, önderliğin incelikleri... yük önem atfetmişti o da tedbirdi. Elindekilere bakıldığında, sahip olduğu pek az şeyle, elinden geldiğince çok şey yaptığı ve bunu da doğru zamanda yaptığı için başarılı olduğu görülüyor. Öyle ki, savaşın ÇIKARMANIN İLK GÜNÜ ilk aşamalarından itibaren üst kadeHedef: 180 Rakımlı Tepe’nin sırtlame komutanlarından hiçbir istihbarında Avustralya hattının sol kanarat veya rehberlik almamıştı; Sami dını güçlendirmek. Bey’in 9. Tümeni’nden elde edilmiş pek az işe yarar istihbarat vardı. İlerleyen Anzak kuvvetlerinin mesafesi Conkbayırı ve yönü hakkında bilgi sahibiydi, ancak bundan da önemlisi, araziye son derece hâkimdi. Bölgeye hâkim olan 180 Rakımlı Tepe arazinin değerini kavradı ve müttefiklerin eylem planını zihninde canSerçe Tepe Bombasırtı landırdı; açık istihbaratın yokluğunda manevra planını buna dayandırdı. Cephe Hattı, 25 Nisan Mustafa Kemal, taburlarını ve alaylarını parça parça görevlendirÇok dik bölge Geçilemez bölge Kanlısırt di, ancak bu üstlendiği riskliydi. Manevra planını ise daha ziyade ateş desteğine dayandırıyordu. İdeal bir İLK DENEME ÜÇÜNCÜ DENEME plan değildi, ancak muharebenin o İKİNCİ DENEME noktasında Türklerin sadece askere ihtiyacı vardı. 57. Alay öncü oldu; yaptıkları savunmanın temel amacı, tümenin geri kalanının savaşa kaARIBURNU ANZAK KOYU ANAHTAR ANZAKLARIN ÇIKARMA HATTI tılımı için zaman yaratmaktı. Mustafa Kemal basit ve doğrudan emirler verdi: Sırt boyunca önden saldıANZAK KOYU’NA ÇIKARMA OSMANLI BÖLGESİ rı, müttefikleri denize itme, önAVUSTRALYA görülemezliği en üst düzeye çıPOZISYONLARI karma, basitlik ve eylemde şidKocaçimen Tepe det. Verecek hiçbir toprak parçası ve geri çekilecek hiçbir yerleri yoktu. Mustafa Kemal, dağdaki topçu bataryasını Kemalyeri’nde konuşlandırmıştı; bataryanın öncü kuvvetlere dahil edilmesi kritikti. Batarya işgalcilere etkili bir şekilde ateş yağdırdı, Anzak birliklerini bastırdı ve ilerlemelerini durdurdu. O sırada 57. Alay Komutanı, kuvvetlerinin arazide nasıl da dağıldığını fark etmişti, Anzakların istismarına karşı son derece savunmasızlardı. Bataryanın konumu, 57. Alay’a tüm cephe boyunca son derece açık bir ateş alanı sunarken, alay komutanı, 1. Tabur’un karşısında konuşlu Anzak askerlerine karşı topçuları göreve çağırdı. Yoğun ateş, cesur bir karşı saldırı için zamanı yarattı. ‘SAVAŞMAYI DEĞİL, ÖLMEYİ EMREDİYORUM’ Arıburnu Anzak Koyu Küçük Arıburnu Korku Deresi Sırt Korku Deresi Sinem Tepe Kuzey Sahili Cesaret Tepe Muharebe Gemisi Tepesi Yükseksırt 180 Rakımlı Tepe Hain Tepe Kanlısırt Platosu Conkbayırı Kemal Yeri tafa Kemal’in bu bilgiyi nasıl kullandığıdır. Mustafa Kemal, bölgesindeki müttefik kuvvetler hakkında ayrıntılı istihbarattan yoksun olduğu için, sahile bakan hâkim tepelere odaklandı. Müttefiklerin ne yaptığını bilmiyor ancak onların başarılı olmasını engellemek için ne yapması gerektiğini iyi biliyordu. Buradaki temel ders, istihbaratın yokluğunda araziye hâkim olmaktır. Araziye hâkim olursak düşmanı bulup üstünlüğü sürdürebiliriz. Bir başka ders de askerleri neyin motive ettiğini bilmektir. Mustafa Kemal, ezici zorluklara rağmen askerlerini imkânsızı yapmaya zorlamak için kahramanlık, onur, zafer ve dine başvurdu. Liderler olarak asli görevimiz, askerlerimize neyin ilham verdiğini anlamaktır. Bunu yaparak, sözlerimiz ve eylemlerimizle askerlerimizin kalplerini haMustafa Kemal, yedek kuvvetrekete geçirebiliriz. leri, hatlardaki boşlukları doldurmaya, savunmayı güçlendirmeye Kavak Tepe NESİLLERDİR ve güneydeki 27. Alay ile bağlantı AKTARILAN DERSLER kurmaya ayırdı. Çeşitli manevralar ile alandaki pozisyonunu korudu. Yaptığı tüm hamlelerin amacı, bir konumu pekiştirmek ya da bir hattı güçlendirmekti. Böylelikle 57. Alay’ın 3. Tabur’u da hatlardaki yerini aldı. Ardından 77, 57 ve 27. Alay hatlarını birleştirdi, son olarak da günün geç saatlerinde bölgeye intikal edecek olan 72. Alay’a, 57. Alay’ın yok edilmiş hattını sağlamlaştırmasını emretti; savunmanın tüm kuvvetler için kilit önemde olduğunu iyi biliyordu. Buradaki başarısızlık hatların dağılmasını ve düşmanın güvenle Eceabat’a yönelmesini sağlayabilirdi. Anzaklar, savunmayı yarıya indirebilir ve Türkleri etraflıca yenebilirdi. Albay Joshua Chamberlain, neredeyse yarım yüzyıl önce Amerikan İç Savaşı sırasında, Pensilvanya yakınlarındaki Little Round Top’da benzer bir durumla karşılaşmıştı. Birlik hattının bir kanadını tutan Chamberlain’in başarısız olması durumunda Konfederasyon güçleri kanadı saracak ve General Robert E. Lee de savaşı kazanacaktı. Mustafa Kemal, savunmadaki bütünlüğün Arı Burnu’ndaki duruma bağlı olduğunu biliyordu. Mustafa Kemal iyi bir liderdi. Komutanlarının ondan ne istediğini, askerlerinin ne yapması gerektiğini ve onlara bunu nasıl yaptıracağını iyi biliyordu. Tüm emirlerinde askerlerine net bir yön çiziyor, bir amaç ve harekete geçmeleri için bir ilham aşılıyordu. Hiçbir emri, 57. Alay’a verdiği, “Size savaşmayı değil, ölmeyi emrediyorum” emrinden daha net değildi. 57. Alay’ın askerleri acımasız, göğüs göğüse bir karşı saldırıya atılarak bu emri en uygun şekilde yerine getirdi. Mühimmatsız ve sadece süngülerle donanmış bu askerler, son nefer kalıncaya dek savaştı ve müttefiklerin sahile bakan tepeleSilah Gaba Tepe re yaptıkları saldırıyı büyük bir bedel ödeyerek püskürttü. ‘GELİBOLU’NUN MUZAFFER KUMANDANI’ Aklını etkileyen başka bir faktör olmadıkça hiçbir insan bilerek ve isteyerek ölüme gitmez. Ancak Osmanlı kültüründe askerler için bir tür şeref kuralı vardı: Bir asker eve ya galip döner ya da görkemli bir şekilde şehit olurdu. İslam’ın merkezi olan Osmanlı İmparatorluğu için herhangi bir savaş kutsal, o savaşlara iştirak eden askerler de kutsal savaşçılar olarak kabul edilirdi. Mustafa Kemal, Birinci Dünya Savaşı seferlerinden Türkiye Cumhuriyeti mücadelesine kadar çeşitli komutanlıklarında bu tutuma birden fazla kez başvurmuştu. Ancak giriştiği tüm savaşlar arasında, 25 Nisan’da Arıburnu yamaçlarında 57 Alay’a verdiği emir, en kanlı ve en başarılı sonucu getirdi. Mustafa Kemal’in sözleri tüm alayın ortadan kalkmasına yol açmasına karşın işgali durdurdu, savaşı kazandırdı ve böylelikle Mustafa Kemal, Gelibolu’nun muzaffer kumandanı oldu. 25 Nisan’daki çatışmalar akşam karanlığının ardından sona erdi. Her iki taraf da tükenene dek savaştı. Anzak komutanı General William Birdwood, birliklerinden geri çekilmelerini talep etti. General Ian Hamilton ise bunu reddetti. Bu durumu dokuz aylık acımasız bir göğüs göğüse siper savaşı izledi. Ocak 1916’da müttefikler yarımadayı boTürkler ile Anzakların Mücadele Ettiği Arazinin Özellikleri ve Mustafa Kemal’in Harekât Alanı şalttı ve Çanakkale Savaşı sona erdi. Osmanlılar, kendi topraklarında Müttefiklerin olanca gücüne karşı dayandı ve sağlam durdular. Böylelikle Çanakkale, imparatorluğun diğer cephelerdeki yenilgiler dizisini tek başına gölgede bırakan bir zafer oldu. Çanakkale harekâtının baş savunucusu Winston Churchill, fiyasko yüzünden işini kaybetti. Gelibolu kahramanı Mustafa Kemal, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanmasından sonra Türkiye Cumhuriyeti’nin savunulmasında önderlik etmeye devam etti. Modern Türkiye’nin babası ve cumhuriyetin ilk cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk oldu. ABD ve İngiliz donanmaları, Gelibolu’da öğrendikleri dersleri bir sonraki dünya savaşında, Avrupa ve Pasifik’teki amfibi saldırılarda uyguladılar. Hayatta kalanlara bırakılan dersler bunlardı; savaşan erlerin çoğu Çanakkale Boğazı’na bakan o küçük toprak parçasını bırakmadı. Savaş nihayet sona erdiğinde, Gelibolu’da neredeyse yarım milyon asker şehit olmuştu. İSTİHBARATIN YOKLUĞUNDA SAVAŞ Mustafa Kemal’in, harekât sürecindeki komutan rolünü kavrayışı, bugünün liderleri için kalıcı bir ders niteliğindedir. Bugünün komutanları dahi onun arazi bilgisi ve bu bilginin olası düşman yaklaşımı üzerindeki etkisini, savaş alanındaki hazırlığın temeli olarak kabul eder. Daha da önemli olan MusBu örnek olay incelemesinden çıkardığımız üçüncü ders de liderler olarak organizasyonun neresinde durduğumuzu anlamaktır. Mustafa Kemal, sahip olduğu toprağın, zamandan veya zeminden vazgeçemeyecek kadar önemli olduğunu erken fark etti. Bir ihtiyat birlik komutanı olarak, üstleri emretmedikçe savaşa giremezdi. Yine de iyi bir sebeple ileri atıldı. Arı Burnu’nu bir ana çıkarma bölgesi ve Conkbayırı’nı da yüksekliği bakımından savaşın kilit noktalarından biri olarak belirlediğinde, sahip olduğu hattın tüm Türk savunmasının temel taşı olacağını biliyordu. Maliyeti ne olursa olsun, sadece tümeni için değil, tüm 5. Ordu için bu bölgeyi elinde tutması gerekiyordu. Albay Chamberlain, bizim de öğrenmemiz gereken bu dersi Gettysburg’da almıştı. O ders, büyük resmin odağını kaybedip dar görevimize yerleşemeyeceğimiz gerçeğidir. Çünkü bizler bir bütünün parçalarıyız. Yaptığımız her şey daha yüksek bir hedefe ulaşmamıza yardımcı olacaktır. Bizler, üstlerimizin görevlerini gerçekleştirmek için kullandıkları araçlarız. Herhangi bir parçanın başarısızlığı, bütün için bir felaket anlamına gelebilir. Eski bir atasözünün de söylediği gibi, “Bir çivi bir nal, bir nal ise bir at kurtarır”. Savaşın değişen yüzü ve değişen araçlarına rağmen, aynı liderlik ilkeleri nesillerdir yaşıyor. Gelibolu’ya yapılan ilk atışlardan bir asır sonra bile, savaş dersleri ve savaşçıların ilkeleri bugün hâlâ uygulanabilir durumda. Onların, önümüzdeki yıllarda da önderliğin yol gösterici ilkeleri olmaya devam edeceğine inancımız tam. BİTTİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle