23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 7 ŞUBAT 2021 PAZAR 230/1 1 0 180/8 0 120/7 0 180/1 1 0 200/5 0 120/ 1 0 70/ 5 0 180/5 0 210/9 0 170/7 0 190/3 0 200/1 2 0 40/ 6 0 200/1 2 0 20/1 0 110/ 1 5 0 50/1 0 100/4 0 ?0/? 0 170/9 0 40/ 2 0 160/2 0 TARİHTE BUGÜN 1962: ABD, Küba ile olan tüm iharacat ve ithalatını durdurdu. 1971: İsviçre’de kadınlara oy hakkı verildi. 1974: Grenada, İngiltere’den bağımsızlığını kazandı. Rus aşısının üretimi için sözleşme imzalayan firmanın yeterlilik belgesi yok Aşıda da aracı çıktı ÇİN CoronaVac’a koşullu onay Çin’de Sinovac şirketinin geliştirdiği yeni tip koronavirüs (Covid19) aşısının koşullu kullanımına onay verildi. CoronaVac, Sinopharm aşısının ardından ülkede onay alan ikinci korona virüsü aşısı oldu. Koşullu onay, klinik çalışmaları tamamlanmamış olmasına rağmen, sınırlı kullanımda işe yaradığı tespit edilen ilaçlara veriliyor. l Dış Haberler TÖRENLE VERILDI SODEV’den TTB’ye ödül Sosyal Demokrasi Vakfı (SODEV), 20 yıldan bu yana verdiği “İnsan Hakları, Demokrasi, Barış ve Dayanışma Ödülü”ne 2020 yılı için Türk Tabipleri Birliği’ni (TTB) değer gördü. Ödül töreni pandemi tedbirleri kapsamında 4 Şubat’ta çevrimiçi bir etkinlik ile yapıldı. SODEV Başkanı Ertan Aksoy, TTB’nin bakanlık tarafından açıklanan Kovid19’a bağlı hastalananların ve ölenlerin sayılarının gerçeği yansıtmadığını ifade ederek şeffaflık talep ettiğini ancak bu talebe karşı iktidar tarafından hedef gösterildiğini, sağlık çalışanlarının ve yurttaşların haklarını savunduğunun altını çizdi. l ANKARA İSTANBUL Bir sağlık çalışanı daha öldü Sağlık çalışanlarının koronavirüs nedeniyle ölümleri devam ediyor. İstanbul Tabip Odası Dr. Şener Karakış’ın koronavirüs nedeniyle yaşamını yitirdiğini açıkladı. Açıklamada, “Acımız büyük, üyemiz Karakış’ı COVID19 sebebiyle kay bettik” denildi. l Haber Merkezi 6 ŞUBAT CUMARTESI 137 BIN 649 7 BIN 897 618 108 8 BIN 89 30 MILYON 2 MILYON 486 BIN 691 524IN 786 26 BIN 685 1337 %4.9 2 MILYON 412 BIN 505 ERDEM SEVGİ CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, Türkiye’nin Rusya ile birlikte üreteceği Sputnik V aşısı için “sözleşme imzalayan firmanın yeterliliğinin bulunmadığını” açıkladı. Emir, “Çin aşısında olduğu gibi Rus aşısında da aracı kullanacaklar. İktidara yakın firma, aşıyı başka bir fabrikada ürettirerek aracılık yapıp, milyon dolarlar kazanacak” dedi. CHP’li Emir, iddiayı Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM’ye sunduğu yazılı soru önergesi ile gündeme taşıdı. Emir, önergesinde, Çin aşısında olduğu gibi Rus aşısında da aracı firma kullanıldığını öne sürerek “İktidara yakın firma, aşıyı başka bir firmanın fabrikasında ürettirecek, sadece aracılık yaparak milyon dolarlar kazanacak” dedi. Aşı üretim sözleşmesinin imzalanması ile kamuoyuna açıklanması arasında 6 ay bulunduğuna dikkat çeken Emir, “Sputnik V sözleşmesi, Çin’le ‘KAMU KREDISI PEŞINDELER’ CHP’li Murat Emir, “aşı üretimi için VisCoran firmasının görüşme yaptığı firmalardan birinin de Ziraat Bankası’nın iştiraki olan Onko İlaç olduğu” iddiasını gündeme getirdiği önergesinde, “Söz konusu görüşmelere başlanmış olması, ‘Sputnik V aşısının üretimi için sözleşme imzalayan firmanın kamu bankasından kredi kullanacağı’ yönündeki iddialarımızı da doğrular niteliktedir” değerlendirmesinde bulundu. yapılan aşı sözleşmesi gibi belirsizliklerle doludur” dedi. ‘Belgesi yok’ Emir, önergesinde, VisCoran’ın sahip olduğu fabrikanın aşı üretme yeterliliğini gösteren GMP belgesine sahip olmadığını belirterek Türkiye’de GMP belgesine ve aşı üretebilme kapasitesine sahip 5’ten fazla firma bulunduğunu belirtti. Emir, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yakın bir isim” dediği VisCoran firması sahibi Öztürk Oran’ın, İstanbul Ticaret Odası Meclis Başkanı ve TOBB Yönetimi Kurulu üyesi, Vakıf Katılım’ın yönetim kurulu başkanı, 15 Temmuz Türkiye Şehit Yakınları ve Gaziler Dayanışma Vakfı’nın mütevelli heyeti üyesi olduğuna da dikkat çekti. Emir, önergesinde, Koca’dan şu soruların yanıtlarını istedi: “Rusya Doğrudan Yatırım Fonu’na VisCoran firması için bir baskı yapılmış mıdır? Anlaşmanın VisCoran firması ile yapılmaması durumunda onay süreçleri ile ilgili sıkıntı yaşanacağına dair çeşitli uyarılarda bulunulmuş mudur? VisCoran firması, bir doz başına ne kadar kazanç elde edecektir? Üretimi yapacak firmaya doz başına ne kadar ücret ödeyecektir? VisCoran firmasının aracılık etmesinden kaynaklanan zararın miktarı ne kadar olacaktır?” l ANKARA BALIKÇILARIN ZORLU MESAISI İZMIR YINE SALLANDI AFAD’ın bilgilerine göre, İzmir’in Karaburun ilçesi açıklarında dün 19.09’da 4.1 ve 21.22’de 4.0 büyüklüğünde iki deprem meydana geldi. Türkiye’nin en büyük tatlı su gölü olma özelliğini taşıyan Konya’daki Beyşehir Gölü, kış soğuğuna rağmen birçok balıkçıya ekmek kapısı olmaya devam ediyor. Çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapan gölde, başta sazan olmak üzere levrek, kadife, akbalık ve kerevit avcılığı yapılıyor. Beyşehir’in güneyinde yer alan ve göle kıyısı bulunan Çiftlik Mahallesi sakinleri de yıllardır geçimlerini gölden avlanarak sağlıyor. Balıkçılar “en büyük” zorluğu kış aylarında yaşıyor. Soğuk hava ve lodos şartlarında avcılık yapmanın zorluğunu fazlasıyla hisseden balıkçılar, sabahın ilk ışıklarıyla başladıkları mesailerini geç saatlerde sonlandırıyor. l AA İSTISMAR ETTIĞI İDDİA EDİLEN ÇOCUĞUN ANNESINI TEHDIT ETTI ‘Aynısını sana yapacağım!’ KÜBRA KÖKLÜ Ağrı’da Ö.D. (10) isimli kız çocuğuna cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla Ağrı Damızlık ve Sığır Yetiştiricileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Nizamettin Şahin tutuklandı. Ö.D’nin annesi T.D. ifadesinde, olay sonrası “Şahsın evine gittim. Niçin kızımı taciz ettin? diye sordum. O da benim saçlarımdan tuttu, enseme vurdu ve kulağıma eğilerek ‘aynısını sana da yapacağım’ dedi” ifadelerini kullandı. Sanık Nizamettin Şahin savcılıktaki savunmasında, “Ben bu kıza ‘Kızım sen okuyor musun’ dedim. O da ‘Evet amca’ dedi. Ben de çocuğun omuzuna elimi atarak alnına yakın saçlarından öperek ‘Aferin kızım’ dedim. Bunun üzerine kız koşarak gitti” dediği öğrenildi. Şahin’in mağdur Ö.D’ye yönelik eylemlerinin cinsel istismar suçu oluşturduğu ve mağdura cinsel istismarda bulunmak amacıyla kolunu, omzunu sıktığı, bu hususun mağdur çocuk hakkında düzenlenen adli raporda tespit edildi. ‘Korktuk, sustuk’ Ağrı Ağır Ceza Mahkemesi’nde önceki gün görülen duruşmada Ağrı Barosu’nun katılma talebi reddedildi. Mahkeme heyeti, Şahin’in tutukluluğuna devam kararı vererek duruşmayı 30 Mart’a erteledi. Önce Çocuklar ve Kadınlar Derneği’nin ve Ö.D’nin avukatı Nilda Baltalı, “Mahallede bazı komşular ‘bizim çocuğumuz da taciz edildi, biz korktuk o yüzden sustuk’ diye konuşmuşlar. İstismarcı kişilerin varlıklı olmaları, çocukların yoksul ailelerden gelmesi ve aşiret içi dengeler bu tür olayların gün yüzüne çıkamamasına yol açmaktadır. Tanıkların, sanık tarafından baskı altına alındığı ortaya kesin olarak konuldu. Ağrı’nın önemli şahsiyetleri araya sokulmaya çalışıldı, para tekliflerinde bulunuldu. Ancak biz adaletin tecelli edeceğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Arı kovanını bizziklemek! Boğaziçi Üniversitesi tuzağını yazmak vacip oldu artık. Bir “555 K” (*) artığı olarak yazmamak olmaz. Ama nereden başlamalı diye düşünürken değerli meslektaşım Necati Doğru (Sözcü, 3 Şubat 2021) harika bir saptama yaptı. Öğrencilerin ağzından yazıyor: “Milletvekili olmak istemiş, iktidar partisi onu aday göstermemiş. Belediye başkanı olmak istemiş, partisi onu belediye başkanı olmaya da uygun görmemiş ama iktidar partisi başkanı şimdi onu üniversitemize rektör olarak atamış. Biz buna susarsak yalana ve hezeyana, karalamaya, çamur atmaya ve korkutmaya teslim oluruz!” HHH Ben de aynen böyle düşünüyorum: Tasarlanmış bir hakaret ve hareket bu! Türkiye’nin en önemli beş üniversitesinden birine, onun tüzelkişiliğine, geçmişine ve şimdisine, öğretim kadrosuna, öğrencilerine ve mezunlarına yapılmış müthiş bir hakaret bu, büyük bir meydan okuma! Aynı zamanda akademi ve üniversite varlığına yapılmış bir hakaret! Yerel değil, uluslararası, evrensel bir hakaret. Akla ve bilime yapılmış bir hakaret! HHH Bu olayları düşünürken aklıma çocukluğum geliyor. İkinci Dünya Savaşı yılları, altı yaşındayım. Eve bir sarhoş akraba geliyor. Canı çekmiş, gidip manavdan portakal alın diye tutturuyor. Halamın kızı Semiha Ablamla kapıdan dışarı fırlıyoruz... Gerisini anımsamıyorum. Meğer mahallenin çocukları karşı evin pencere pervazına yerleşmiş eşekarılarının yuvasını değnekle “bizziklemişler”, yuvadan fırlayan eşekarıları başıma saldırmış... Uzun süre komada kalmışım. Uyandığımda ayaklarımın altı kabuk bağlamıştı. Yürümeyi yeniden öğrendim. Büyümem lise ikinci sınıfa kadar çok yavaş ilerledi. Bu yüzden sınıfın kızları bana “bidik” derlerdi. Arılar arıdır, eşekarısı olsun, sarıcan arı olsun, balarısı olsun, arının yuvası bizziklenmez (bizlenmez). Halk çocuklarının bunu çok iyi bilmeleri gerekir! HHH Polis şimdi çok değişti. 555 K’de polis bizlere kaba davranmamıştı. Başbakan Adnan Menderes cesaretle öğrencilerin arasına girmişti. O gün Kızılay’da Adnan Menderes linç edilebilirdi. Edilmedi. O gün, 5 Mayıs saat 5’te yüzlerce öğrenci kurşunlanabilirdi. Bu da olmadı. Demokrasisiz bir dönemde, öğrenciler demokratik toplanma ve gösteri haklarını kullanıp barış içinde dağıldılar. Ben böyle hatırlıyorum. Olayın kitabı, kitapları yazıldı. Altan Öymen işin başındaydı. Üniversite öğrencileri Demokrat Parti hükümetinin istifasını istiyorlardı. Oysa Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri, üniversitelerine layık görmedikleri, bilimsel durumu şaibeli bir adamın “Parti Komiseri” rektör olarak atanmasına itiraz ediyor. AKP’nin Cumhurbaşkanı, “Yürekleri olsa benim de istifamı isteyecekler” diyor ki demokrasi tarihinde benzeri görülmemiş bir aşağılama! HHH İşin içinde sağsolfutbol yok. Bu, polisin öğrencilere karşı kullandığı ayrımsız şiddetten belli. Başı örtülü bir kız öğrencinin bir kadın polis tarafından ters kelepçeyle hırpalandığını gazetelerde okudum. 3 Şubat 2021 tarihli Cumhuriyet gazetesinde “Müslüman Öğrenciler’den Hoşgörü ve Özgürlük Çağrısı” başlıklı bir haber var: “Boğaziçi Üniversitesi’nde kendilerini ‘Müslüman Öğrenciler’ olarak tanımlayan bir grup öğrenci, önceki gün yaşanan polis müdahalesinin ardından bir açıklama yaptı. Açıklamada, ‘Üniversitemize atanan kayyım Melih Bulu’nun sosyal medyada kullandığı ayrıştırıcı ve hedef gösterici dil, inancımızla ve Boğaziçi kültürüyle taban tabana zıttır’ ifadelerine yer verildi. Metni, ‘Müslüman Öğrenciler’in yer aldığı bir ortamda’ oylamaya sunduklarını belirten öğrenciler, ‘Çoğunluğun aynı fikirde olduğunu görünce metni paylaşmaya karar verdiklerini’ açıkladı. Açıklamada, Kâbe fotoğrafı yerlere serildi iddialarına ilişkin, ‘...Müslümanlar açısından kırıcı ve incitici olsa da oluşan gerilim okulumuzda yıllardır korunan saygı, hoşgörü ve özgürlük ortamı çerçevesinde çözülmelidir’ denildi. • Haber Merkezi” HHH Bu olayların AKP iktidarı tarafından ileride kullanılmak üzere hazırlanmış bir “tuzak” olduğunu düşünmemek mümkün mü? Rektör yardımcısı olabilecek Boğaziçi’nden daha sonra vazgeçen bir öğretim üyesi bulunduğuna göre itiraz konusu olmayacak bir rektör de bulunabilirdi. Bu özensizliği anlamak son derece güç! Diyelim atamayı yapan ve hükümdar olmayan makamın kararı kabul edilmedi. Dürendiş (ileriyi düşünen, uzağı gören), olması gereken bir tek seçici kararını gözden geçirirdi. (*) Ne olduğunu öğrenmek için Vikipedi’ye bakın lütfen! BAKAN KOCA: TEDAVİLERİ TÜRKİYE’DE YAPILIR TRT payı SMA’lılara ödensin önerisi karşılıksız kaldı SARP SAĞKAL Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, CHP Ordu Milletvekili Mustafa Adıgüzel’in, “TRT payı SMA hastaları için kullanılsın” önerisine, “Ülkemiz her şart altında vatandaşının tedavisini yapabilecek güçtedir” karşılığını verdi. CHP’li Adıgüzel, SMA hastalarının sorunlarını Meclis gündemine taşıyarak Koca’nın yanıtlaması istemiyle TBMM Başkanlığı’na soru önergesi vermişti. Adıgüzel, önergesinde, “Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile ortaklaşa bir protokol düzenleyerek, elektrik faturalarına eklenerek vatandaştan toplanan TRT payını SMA hastaları için bir yardım fonuna dönüştürme girişiminiz olacak mıdır” sorusunu yöneltti. Genel geçer yanıt Önergeyi yanıtlayan Koca, “SMA hastası çocuklarımız için güncel ve işe yaradığı tespit edilen tüm tedaviler SMA Bilim Kurulumuzun önerisi ile uygulanmaktadır. Ülkemiz her şart altında vatandaşının tedavisini yapabilecek güçtedir. Devletimiz bilimsel olarak etkinliği kabul edilen her tedaviyi bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da ücretsiz olarak vatandaşlarımıza sunmaya devam edecektir” dedi. l ANKARA ŞİRKET Modern şirketin çöküşü ve başka bir şirket teklifi Neoliberal anlayış iş dünyasını çökertti. Vizyonsuz, misyonsuz şirketler... Müthiş bir değer erozyonu... Performans, büyüme, ebitda ve kâr fetişizmi... Satılacak bir mala dönüşmüş, elden ele dolaşarak her seferinde daha kötü yönetilen, yok oluşa sürüklenen şirketler... Mutsuz girişimciler, mutsuz yöneticiler, mutsuz çalışanlar... Daniş Navaro, çoğu aktif CEO'lukla geçen iş hayatındaki deneyimlerinden yola çıkarak, bakış açısını akademik ve kuramsal olarak da temellendirerek, günümüzdeki neoliberal modern şirketin, ''iyi şirket kötü şirket'' ayrımındaki örtük dinamiklerini ve daha iyi, daha etkili ve daha mutlu bir şirket alternatişerinin nasıl mümkün olabileceğini ortaya koyuyor. İş dünyası tarihine düşülen bir not... Bir referans, bir başucu kitabı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle