29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER [email protected] 7 24 ŞUBAT 2021 ÇARŞAMBA ABDİran hattında nükleer pazarlık inişliçıkışlı süreçteyken Irak üzerinden gerilim artıyor Karşılıklı top çevirme Abu Dabi’de geçen hafta savunma fuarı başladı. Erivan’da dün de Paşinyan yönetimi karşıtı protestolar vardı. Rus üssünü genişletme planı Ermenistan, kendi topraklarındaki Rus askeri üssünün genişletilmesine ve Azerbaycan ile olan sınırının yakınlarına yeniden Rus askerlerinin konuşlandırılmasına sıcak baktığını açıkladı. Ermenistan Savunma Bakanı Vagharshak Harutyunyan, Rus RIA ajansına yaptığı açıklamada, “Ermenistan topraklarındaki Rus askeri üssünü genişletip güçlendirme meselesi daima gündemimizdedir” dedi. Rus barış gücü birlikleri çatışmalar sonrasında Dağlık Karabağ bölgesine konuşlandırılmışlardı. Ayrıca, Rusya’nın Ermenistan ile yapılan savunma paktına göre Türkiye sınırındaki Gümrü şehrinde tahmini 3 bin askerin bulunduğu bir üssü bulunuyor. Rusya, geçen kasım ayında yaptığı açıklamada barış gücü görevi kapsamında bölgeye yaklaşık 2 bin askeri konuşlandırdığını duyurmuştu. Dağlık Karabağ’da Azerbaycan ordusunun galibiyetiyle sona eren savaşta, Ermenistan işgali kısmi sona ermiş, Rusya’nın arabuluculuğunda ateşkes antlaşması imzalanmıştı. Türkiye ile Rusya, Azerbaycan’da Ağdam’da ortak gözlem merkezi kurmuştu. ‘İşlemeyen yaptırımlar’ Rusya, Avrupa Birliği’nin (AB) muhalif lider Aleksey Navalny ve destekçilerine baskılar gerekçesiyle Rus yetkililere yaptırım kararını eleştirdi. Dışişleri Bakanlığı, AB’yi, “Rus karşıtı klişelere itaat etmekle” suçladı. AB’nin, Moskova ile ilişkilerde baskı ve yaptırımlarla ilgili “tekrar düşünmek yerine” yeniden “işlemeyen” yaptırımlara yöneldiği kaydedildi. Navalny’in serbest bırakılmasına yönelik çağrılar da “saçma” olarak nitelendirildi. Açıklamada devletlerarası ilişkilerde “etik” kurallara uymadığı savunulan AB’nin “dış siyasetinde ültimatom, baskı ve yaptırım gibi gayrimeşru araçların kökleşmesi üzücüdür” denildi. WashingtonTahran arasında nükleer satranç sürerken Irak’ın tarafların vekalet savaşı sahası haline gelmesi tartışmaların merkezinde. Irak’ın başkenti Bağdat’ta önceki gece, içinde ABD Büyükelçiliği de olmak üzere yabancı misyonlar ile hükümet binalarının yer aldığı yüksek güvenlikli “Yeşil Bölge” bir kez daha roketli saldırının hedefi oldu. Olayda can kaybı yaşanmadı. Bağdat’ın kuzeyinde Amerikan askerlerinin de konuşlu olduğu Beled Üssü’ne de geçen cumartesi saldırı düzenlenmiş, bir kişi yaralanmıştı. 15 Şubat’ta Erbil Havalimanı yakınlarında ABD üssüne roketli saldırıda bir kişi yaşamını yitirmişti. Washington, geçmiş saldırılarla ilgili sık sık İran bağlantılı grupları sorumlu tutmuştu. Önceki günkü saldırının ardından ise Pentagon Sözcüsü, “Saldırılardan İran’ın sorumlu tutulup tutulmayacağı” yönündeki soruya yanıt vermedi ancak “Washington’ın Tahran’ın aktiviteleri yönündeki görüşlerinin çok açık olduğunu” belirtti. Sözcü, NATO’nun Irak’ta genişleme planı ile ABD’nin İran Dışişleri Bakanı Zarif, ABD’nin yanı sıra Avrupa’ya da tepki gösterdi. “Sözlerini tutmuyorlar” dedi. bölgede asker artırma planı olmadığını savundu. Dışişleri Sözcüsü Ned Price ise önce, Tahran’ı İran bağlantılı grupların saldırılarından sorumlu tutacaklarını açıkladıklarını söyledi. Ancak diğer yandan da sert bir çıkış yaparak İran’ın elini güçlendirmesini ve Irak’ta istikrarsızlığı artırmayı istemediklerini savundu. Price’ın “Erbil’deki son roket saldırılarının faillerinin kimler olduğuna yönelik soruşturmanın henüz tamamlanmadığı” ifadesi de dikkat çekti. Ek Protokol’den ayrıldı ABD’de Biden yönetimi İran ile uluslararası anlaşmaya dönme niyetini belirtse de taraflar ilk adım konusunda birbirini yokluyor. Tahran, uzlaşı masasına yaptırımların kalkmaması halinde dönmeyeceğini sıklıkla vurguluyor. ABD’de şahin kanattan ise Tahran’a karşı selefi Trump döneminde olduğu gibi sertlik politikasının devamı yönünde Biden yönetimine baskı sürüyor. Öte yandan İran, dün Nükleer Silahların Yayılmasının Önlenmesi Anlaşması kapsamında 2016’dan bu yana uyguladığı ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu (UAEK) müfettişlerine özel denetim izinleri verdiği Ek Protokol’den ayrıldı. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Avrupa’nın nükleer anlaşmadaki taahhütlerini yerine getirmediğini belirtti. “ABD ile Avrupa şu an aynı konumda” dedi. UAEK Başkanı Rafael Grossi, Tahran ziyareti sonrasında geçici bir çözüm üzerinde uzlaşıldığını, İran’ın nükleer tesislerde sınırlı olarak denetimlere üç ay daha devam edilebileceğini açıklamıştı. Bu arada Batı ile nükleer uzlaşı çabalarının mimarı reformcu cepheden Ruhani yönetimine karşı kimi muhafazakâr kanattan sert çıkışlar da dikkat çekiyor. Ülke haziran ayındaki seçimlere hazırlanırken muhafazakârların çoğunlukta olduğu meclisin, Tahran yönetiminin UAEK ile uzlaşısını Yargı Erki’ne şikâyet etmesi siyasi tansiyonu yükseltti. ÇATIDAN OPERASYON Gürcistan’da muhalif Birleşik Ulusal Hareket’in Başkanı Nika Melia başkent Tiflis’te yüzlerce polisin katıldığı operasyonla gözaltına alındı. Gürcistan Başsavcılığı’nın talebi üzerine, geçen hafta yapılan olağanüstü parlamento oturumunda vekilliği düşürülen Melia hakkında Tiflis Şehir Mahkemesi tarafından hakkında gözaltı kararı alınmıştı. Melia’nın gözaltına alınmasına “siyasi gerilimi tırmandıracağı” gerekçesiyle karşı çıkan Başbakan Giorgi Gakharia da görevinden istifa etmişti. Melia’ya yönelik tutuklama kararıyla birlikte polis dün sabah parti merkezine gitti, barikatların kurulduğu haberi üzerine bazıları çatıdan içeriye girdi. Yaklaşık bir saat süren operasyonun Melia ardından Melia’nın gözaltına alındığı kaydedildi. Operasyona tepki gösteren muhaliflerle güvenlik güçleri arasında yer yer arbede yaşandı. Gürcistan’da 20 Haziran 2019’da 26. Ortodoks Parlamentolar Arası Genel Asamblesi’nin oturumunda, Rusya heyetinde yer alan Rus Komünist Partisi üyesi ve Rusya Devlet Duması milletvekili Sergey Gavrilov’un parlamento başkanının koltuğuna oturması binlerce kişi tarafından protesto edilmişti. Protestocuları kışkırttığı gerekçesiyle gözaltına alınan, sonrasında kefaletle serbest bırakılan Melia hakkında kefaleti ödemeyince yeniden gözaltı kararı alınmıştı. KANADA’DAN ÇIN’E ‘SOYKIRIM’ KARARI Kanada’da, Çin’in ülkenin Sincan bölgesinde yaşayan Uygurlara yönelik muamelesinin “soykırım” olarak tanımlanmasını öngören, muhalefet partilerinin desteklediği önerge meclisin alt kanadı Avam Kamarası’nda 266’ya karşı sıfır oyla kabul edildi. İktidardaki Liberal Parti’nin lideri Başbakan Justin Trudeau ve kabine üyeleri oylamaya katılmadı. Önergede Uygurların “Çin’in soykırımına maruz kaldığı ve kalmaya devam ettiği” ifadelerine yer veriliyor. Önergenin hukuki bağlayıcılığı bulunmuyor. Çin ise Kanada’ya tepki gösterdi. Kararı “utanç verici bir eylem, provokasyon” olarak değerlendirdi. T.C. ADANA 21. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN T.C. ADANA 21. ASLİYE CEZA MAHKEMESİ’NDEN Dosya No: 2019/275 Karar No: 2019/655 Mahkememizin 2019/275 Esas 209/655 Karar sayılı dava dosyası ile ilgili olarak, Bina İçinde Muhafaza Altına Alınmış Olan Eşya Hakkında Hırsızlık suçundan Muhammad ve Azize oğlu, 01/01/1987Halep doğumlu, sanık ALA MUSA hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı TCK’nın 142/2h maddesi gereğince suçu sabit görülmekle, 5237 sayılı TCK’nın 142/2h maddesi uyarınca 2 YIL 1 AY HAPİS CEZASI ile cezalandırılmasına karar verilmekle, tebliğden itibaren 7 gün içerisinde Adana Bölge Adliye Mahkemesi nezdinde istinaf kanun yolunun açık olmak üzere verilen hüküm sanık ALA MUSA’ya tüm tebligatlara ve aramalara rağmen tebliğ edilememiştir. 17201 Sayılı Tebliğat Kanununun 29. maddesi gereğince hüküm özetinin, Türkiye Geneli 50.000 altı tirajlı gazetede İLANENTEBLİĞİNE, 2Hüküm fıkrasının ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağına, 3Hükmün 1412 sayılı CMK’nun 310 maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde istinaf kanun yoluna başvurmadığı takdirde kesinleşeceği ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1317684) Dosya No: 2017/803 Karar No: 2017/727 Mahkememizin 2017/803 esas 2017/727 karar sayılı dava dosyası ile ilgili olarak, Cinsel taciz suçundan Muhammed ve Fatıma oğlu, 1998Halep doğumlu, sanık MUHANNED KAVACI hakkında yapılan yargılama sonucunda, 5237 sayılı TCK’nın105/1 maddesi gereğince suçu sabit görülmekle, 5237 sayılı TCK’nın 105/1 maddesi uyarınca katılanlara karşı eylemlerinden dolayı2 kez 15 AY HAPİS CEZASI ile cezalandırılmasına karar verildiği, tebliğden itibaren 7 gün içerisinde Adana Bölge Adliye Mahkemesinde istinaf kanun yolunun açık olmak üzere verilen hüküm sanık MUHANNED KAVACI’ya tüm tebligatlara ve aramalara rağmen tebliğ edilememiştir. 17201 Sayılı Tebliğat Kanununun 29. maddesi gereğince hüküm özetinin, Türkiye Geneli 50.000 altı tirajlı gazetede İLANEN TEBLİĞİNE, 2Hüküm fıkrasının ilan tarihinden itibaren 7 gün sonra tebliğ edilmiş sayılacağına, 3Hükmün 1412 sayılı CMK’nun 310 maddesi gereğince tebliğ tarihinden itibaren 7 gün içinde istinaf kanun yoluna başvurmadığı takdirde kesinleşeceği ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1317662) T.C. BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN T.C. BATMAN 2. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN Sayı:2020/495 Esas Davacı, HASAN YEŞİL ile Davalılar, AKOBA KÖYÜ TÜZEL KİŞİLİĞİ, MALİYE HAZİNESİ ANKARA arasında mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (İmar İhyaya Dayalı) davası nedeniyle; Dava konusu Batman ili Merkez ilçesi Akoba köyünde (Demir Mezrası) ekte gönderilen krokide belirtildiği üzere K harfi (34444,87 M²) ile gösterilen arazinin davacı tarafından tescili talep edildiğinden bu taşınmazla ilgili hak iddia edenlerin mahkememizin 20120/493 nolu dosyasına müracaat etmeleri, aksi takdirde ve dava ispatlandığında taşınmazın davacı adına tescil edileceği ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1239352) Sayı:2020/494 Esas 15/10/2020 Davacı, BEDRETTİN YEŞİL ile Davalılar, AKOBA KÖYÜ, MALİYE HAZİNESİ ANKARA arasında mahkememizde görülmekte olan Tapu İptali Ve Tescil (İmar İhyaya Dayalı) davası nedeniyle; Dava konusu Batman ili Merkez ilçesi Akoba köyünde (Demir Mezrası) ekte gönderilen krokide belirtildiği üzere G harfi (11518,19 M²) ile H harfi ile gösterilen (21008,5 M²) gösterilen arazinin davacı tarafından tescili talep edildiğinden bu taşınmazla ilgili hak iddia edenlerin mahkememizin 20120/493 nolu dosyasına müracaat etmeleri, aksi takdirde ve dava ispatlandığında taşınmazın davacı adına tescil edileceği ilan olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1239343) T.C. KÜÇÜKÇEKMECE 4. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/437 Esas KARAR NO: 2021/44 HÜKÜM: 1Davacı tarafın davasının KABULÜ ile SİİRT İli, KURTALAN İlçesi, ÇELTİKBAŞI Mahallesi/Köyü, 26 Cilt, 173 Hane, 47 BSN’de nüfusa kayıtlı, EMİN ve EMİNE’den olma, 18/03/1991 KURTALAN doğumlu, 54232370028 T.C. Kimlik Nolu, NURİYE İDER’in ön adının NURAY olarak düzeltilerek nüfusa yeniden bu şekilde kayıt ve tesciline, Teblig yerine geçmek üzere ilanen tebliğ olunur. 03/02/2021 Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1317509) BAE’nin gözü F35’te ABD’de Biden yönetimi, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yapılan F35 satışını inceleme gerekçesiyle askıya alırken BAE’de hükümete bağlı silah şirketi EDGE, satışa yeşil ışık yakıldığı takdirde tedarik zincirine dahil olmak istediğini duyurdu. Reuters’ın haberine göre şirketin CEO’su Faysal el Bannai, IDEX Uluslararası Savunma Fuarı ve Konferansı’nda yaptığı açıklamada, “Ülkeye girecek herhangi bir platformda tedarik sürecinde dahil olacaklarını” söyledi. Biden yönetiminin inceleme sürecine ilişkin ise “sonunda kendileri için doğru karara varacaklarına inanıyorum” dedi. İsrail savunma şirketleri ile temasta olduklarını söyledi. Atina ile işbirliği Öte yandan Abu DabiAtina arasında da savunma işbirliği adımları sürüyor. Yunanistan Savunma Bakanı Nikos Panayiotopoulos geçen hafta BAE’ya ziyaret etti. IDEX Fuarı’nın açılışına katıldı. ABD’nin Ortadoğu’daki önemli müttefiklerinden BAE, uzun bir süredir Washington’dan F35 satın almak istiyordu. BAE’nin bu talebinin önü, İsrail ile ilişkilerini Kasım 2020’de bir anlaşma ile normalleştirmesinin ardından açılmıştı. Eski ABD Başkanı Donald Trump’ın, 20 Ocak’taki görevinin son gönünde BAE’ye F35 tipi savaş uçağı satışına onay veren bir anlaşma imzaladığı belirtilmişti. BAE’nin ABD Büyükelçiliği, F35 ve diğer savunma ekipmanlarının da yer aldığı anlaşmanın bedelinin 23 milyar dolar olduğunu duyurmuştu. Türkiye, Rusya’dan S400 hava savunma sistemi aldığı gerekçesiyle ABD tarafından F35 programından çıkarılmıştı. ESKİ SUUDİ BAKAN ŞEYH AHMED ZEKİ YAMANİ YAŞAMINI YİTİRDİ Petrol çağının temsilcisiydi... Dünya onu, Nixon yönetiminin Yom Kippur Savaşı sırasında İsrail ordusuna destek vermesine tepki gösteren Petrol İhraç Eden Ülkeler ÖrgüMUSTAFA K. ERDEMOL tü (OPEC) üyesi Arap ülkelerinin 15 Ekim 1973’te ilan ettiği petrol ambargosu dönemindeki rolüyle tanıdı. Dünya kamuoyu karşısına batılı giysilerle çıkan en önemli Suudi figür oydu. Bir zamanlar sarf ettiği “Taş Devri, taşlar bittiği için bitmedi, Petrol Çağı da petrol bittiği için bitecek değil” deyişi yüzünden alay konusu yapılmasına rağmen bu cümleye ilişkin iki büyük haksızlıkla karşılaştı. Birincisi, bu sözler onun değil, büyük bir ekonomist olan Don Huberts’indi. İkincisi, boş bir tekerleme gibi gelen bu vecizede anlatılmak istenen şuydu: Taş devri taşların kullanım aracı olarak yerini daha gelişkin araçlara bıraktığı için bitti, petrol de petrol biteceği için değil, yerini yeni enerji kaynaklarına bırakacağı için bitecek. Huberts söylediği zaman çok da önemsenmemiş olabilir ama dünya petrolünü elinde tutan bir ülkenin yetkilisi olarak Yamani gibi birinin söylemesi önemlidir. Tüm varlığını petrole borçlu bir ülkenin, buna fazla bel bağlamaması gerektiğini söylemek hem cesareti hem de öngörüyü gösterir. Bu, kendi konumunu da riske atan bir öngörüdür elbette. Petrolün gün gelip biteceğiYamani ni, başta Suudi Arabistan olmak üzere tüm petrol üreten ülkelerin yeni kaynaklara yönelmesi gerektiğini söyleyen Yamani, bunun da söz konusu ülkelerde başta demokrasi olmak üzere reformlar gerektirdiğini ifade etmiştir. Bu düşünceleri yüzünden görevden alınması ani olmuştur. Bugün Suudi Arabistan’da Veliaht Prens Muhammed bin Selman’la başlatıldığı sanılan reform girişimlerinin düşünce düzeyinde öncüsü bu adamdı. Zenginleştiren oydu Bakanlığı sırasında attığı tüm adımları pragmatist oluşuna bağladı hep. Bunu “ideolojiler hakkında çok az şey biliyorum” diyerek vurgulamıştır. Bu pragmatist tutumu yüzünden Suudi Arabistan’ın uluslararası çok ortaklı enerji şirketi ARAMCO’yu devletleştirmeyi başarabilmiştir. Ülkesi, bugün petrol pazarında büyük bir yer tutuyor oluşunu Yamani’ye borçludur. Yamani, iki büyük olayda istemeden yer aldı. İlki 1975’te Kral Faysal’ın suikast sonucu öldürülmesine hemen yanı başında tanık olması, ikincisi de yine aynı yıl Çakal Carlos tarafından basılan Viyana’daki OPEC merkezinde rehineler arasında bulunması. Kızı ülkeye giremiyor İleride Suudi Arabistan’ı parçalayacak Hicaz ayrılıkçılığını anımsatalım yine. Hicazlılar Suudi Arabistan’ın birliğini reddederler. Hicaz’ın Suudilerce işgal edildiğini savunurlar. Hicazilerin giyim kuşamı bile geleneksel Suudi kıyafetinden farklıdır. Liderliğini Sami el Angawi’nin yaptığı Hicazilik Suudi Vahhabiliğinin reddettiği bir İslami akım. İşte Hicaz ayrılıkçılığını savunanlardan biri de Zeki Yamani’nin kızı Mia Yamani’dir. Mia Yamani’nin ülkeye girişi yasak. 1930’da bir Hicaz kenti olan Mekke’de doğan, hem New York Üniversitesi’ne hem de Harward Üniversitesi’nde eğitim gören Ahmet Zeki Yamani de ülkesindeki Hicazilere ama kesinlikle reformistlere de çok yakın biriydi. Petrol Çağı’nın temsilcisi, biteceğini söylediği çağın sonunu göremeden öldü.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle