23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
DIŞ HABERLER dishab@cumhuriyet.com.tr İran ile ABD arasında nükleer uzlaşıya dönülmesi yönünde girişimler hızlandı AB ikna arayışında 13 20 ŞUBAT 2021 CUMARTESİ ABD’de Biden dönemiyle birlikte gözler İran politikasında atılacak adımlara çevriliyken taraflardan karşılıklı demeçler sürüyor. Washington’dan önceki gün Tahran’a görüşmelere hazır olunduğu mesajı gelirken İran, masa için öncelikle yaptırımların tümüyle kaldırılması görüşünü yineledi. İran’la 2015’te varılan uluslararası nükleer uzlaşının taraflarından olan Avrupa Birliği (AB) ise ABD ve anlaşmanın taraflarını bir araya getirecek toplantı üzerinde çalıştıklarını duyurdu. Biden yönetimi önceki gün İran’a tüm Birleşmiş Milletler (BM) yaptırımlarını tekrar uygulamaya imkân tanıyan mekanizmayı (snapback) hayata geçirme kararının iptal edildiğini belirtti. Ayrıca nükleer uzlaşının geleceği önceki gün ABD, Fransa, Almanya ve İngiltere dışişleri bakanlarının görüşmesinde de gündem başlıklarındandı. Fransa Dışişleri Bakanı JeanYves Le Drian, Paris’te İngiliz mevkidaşı Dominic Raab ve Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas ile bir araya geldi. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken de toplantıya video konferans yoluyla katıldı. Blinken, Washington’ın “İran’ın nükleer ABD’nin de katılacağı, uluslararası nükleer anlaşmanın tüm taraflarını bir araya getirecek bir toplantı yapılmasının hedeflendiği duyuruldu. İran, yaptırımların kalkmaması halinde nükleer faaliyetleri hızlandıracağı mesajı vermişti. anlaşma kapsamındaki taahhütlerini tam olarak yerine getirmesi halinde ABD’nin aynısını yapacağı ve Tahran ile görüşmelere başlamaya hazır olduğu” tutumunu yineledi. Toplantının ardından ortak açıklamada, İran’ın taahhütlerini tam olarak yerine getirmesi gerektiği de vurgulandı. ‘ABD anlaşmaya geri dönmeli’ AB Dış İlişkiler Servisi Genel Sekreter Yardımcısı ve Siyasi Direktörü Enrique Mora ise “İran ile nükleer anlaşmanın kritik bir dönemeçte bulunduğunu ve tüm taraflarla ABD arasında yoğun görüşmeler olduğunu” söyledi. Mora, “İzlenecek yolu istişare etmek üzere tarafları gayriresmi bir görüşme için davet etmeye hazır olduğunu” belirtti. AB sözcülerinden Peter Stano da ABD’nin bazı kısıtlamaları kaldırmaya yönelik sinyaller verdiğini kaydetti. “Bütün bunlar son birkaç haftadır süren diplomatik çabalara alan açmaktadır” ifadesini kullandı. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan gelişmeler üzerine “İran’ın nükleer programıyla ilgili atılacak diplomatik adımları müzakere etmek amacıyla P5+1 (İngiltere, Çin, Fransa, Rusya, ABD ve Almanya) ülkeleri ile İran’ın yer alacağı bir toplantıya ilişkin AB’den gelecek davet kabul edilecektir” açıklaması geldi. Washington’ın adımının ardından Tahran, Trump döneminde İran’a karşı uygulamaya konulan tüm yaptırımların kaldırılması talebini yineledi. İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, ABD’nin BM kararı hamlesine ilişkin de “Güvenlik Konseyi tarafından da kabul görmeyen kararın, hukuki geçerliliğinin olmadığının kabul edilmesinden memnun olduklarını” belirtti. Zarif, yaptırımların “koşulsuz” bir şekilde kaldırması halinde İran’ın da ABD’ye karşı uyguladığı misilleme önlemlerini “derhal” geri çekeceğini kaydetti. ‘Yaptırım işe yaramadı’ Rusya, ABD’nin İran konusunda attığı son adımları memnunlukla karşıladığını belirtti. Kremlin Sözcüsü, “ABD’nin İran’a artık uluslararası yaptırım çağrısı yapmaması iyi bir şey ancak bu konuda daha fazla çalışmak gerekiyor” dedi. Sözcü, yaptırım baskısının işe yaramadığını, durumu ölümcül hale getirdiğini de belirtti. Trump yönetimi 2018’de anlaşmadan tek taraflı çekilerek İran’a yeni yaptırımları yürürlüğe sokmuştu. İran, Trump yönetiminin tavrına tepki olarak anlaşmadan doğan yükümlülüklerini aşamalı olarak terk etme politikası izlemişti. Tahran, ABD’nin 21 Şubat’a kadar İran’a yönelik yaptırımları kaldırması için süre vermişti. Biden, Veliaht’a sınırı çizdi ABD’de Başkan Joe Biden yönetiminden Suudi Arabistan’ın fiili lideri durumundaki Veliaht Prens Muhammed Bin Selman’la ilişkilerde soğukluk olduğuna işaret eden çıkışlar sürüyor. İngiliz basınında yer alan habere göre Biden, Veliaht Prensi Selman’ı gözden çıkardı. Beyaz Saray Basın Sözcüsü Jen Psaki, Biden’ın Riyad ile ilişkileri “yeniden şekillendirmeyi amaçladığını ve bundan sonra Veliaht Prens’ten ziyade Kral Selman’la iletişimi sürdüreceğini” söyledi. Bir Dışişleri Bakanlığı yetkilisi, “Amerikan halkı, ABD’nin Suudi Arabistan ile stratejik ortaklığına yönelik politikasının hukukun üstünlüğüne ve insan Prens Selman haklarına saygıya öncelik vermesini bekliyor” dedi. Bu arada ABD istihbaratının Kongre’ye Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı cinayetinde Prens Selman’ın parmağı olduğunu içeren bir rapor sunmaya hazırlandığı da ileri sürüldü. Austin ile görüştü Öte yandan Suudi Arabistan Veliaht Prensi ve Savunma Bakanı Bin Selman’ın dün ABD Savunma Bakanı Lloyd Austin’le telefon görüşmesi yaptığı bildirildi. Görüşmede, bölgesel gelişmelerin yanı sıra, iki ülke arasındaki ilişkiler ve savunma alanındaki işbirliğinin geliştirmesi konularının ele alındığı kaydedildi. Yeniden iklim anlaşmasında ABD’de Biden yönetimi, selefi Trump kararlarını terse döndürme hamlelerine devam ediyor. Washington, Donald Trump döneminde ABD’nin çekildiği Paris İklim Anlaşması’na yeniden dahil olunduğunu duyurdu. ABD Başkanı Joe Biden’ın iklim değişikliğiyle mücadele hedefleri arasında, önümüzdeki 30 yıl içinde gaz salınımlarını ortadan kaldırmanın da yer aldığı belirtildi. ABD’nin anlaşmaya yeniden dahil olması, Biden’ın göreve başladığı ilk gün imzaladığı kararnameler arasındaydı. Bu adım, imzadan 30 gün sonra dün resmiyet kazanmış oldu. ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken, anlaşmanın küresel ısınma ve buna bağlı olarak iklimde yaşanan değişimleri engellemek açısından benzersiz bir çerçeve anlaşması olduğunu vurguladı. ABD’nin ikili ve çok taraflı görüşmelerde iklim değişikliğini gündeme getireceğini kaydetti. MEYDANLARI BIRAKMIYORLAR Myanmar’da askeri darbeye karşı protestolar tüm yasak, baskıya karşın sürüyor. Taungoo şehrinde dün öğrencilerin ağırlıkta olduğu yaklaşık 8 bin gösterici, “Demokrasi istiyoruz” yazılı dev pankartla cunta karşıtı yürüyüş yaptı. Ülkenin batısındaki Kale şehrinde bir grup Hıristiyan, darbeye karşı çıkarak gözaltında tutulan ülkenin fiili lideri Aung San Su Çi başta olmak üzere tutuklanan liderlerin serbest bırakılması talebini yineledi. Başkent Nepido, Yangon ve Mandalay kentlerinde de yoğun katılımla protestolar ve yol kapatma eylemleri vardı. İlk can kaybı Yangon’daki yol kapatma eylemlerine karşı çıkan cunta yanlısı bir grup Budist rahip ise eylemcilere sopalar ve taşlarla saldırdı. Çıkan arbedede 3 protestocunun yaralandığı açıklandı. Öte yandan darbeye karşı 9 Şubat’ta yapılan protestolar sırasında başından vurulan 20 yaşındaki Mya Thwe Thwe Khaing adlı kadın dün tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. Mya’nın ölümü protestolardaki ilk can kaybı olarak kayda geçti. İngiltere, Myanmarlı üç generalin İngiltere’deki varlıklarını dondurup, seyahat yasağı getirmesinin yanı sıra Myanmar ordusuna olan tüm yardımları ve ticari anlaşmaları durdurdu. Kanada ise dokuz askeri yetkiliye yaptırım getireceğini açıkladı. Öte yandan, Japonya da Hindistan, ABD ve Avustralya’nın diplomatik çağrılarına katılarak Myanmar’da demokrasinin hızla yeniden tesis edilmesini talep etti. Gıda yardımı uzlaşısı Milli Savunma Bakanlığı, Barış Pınarı Harekâtı ile terör örgütü PKK/YPG’den kurtarılan Suriye’nin Sharakrak köyünün silolarındaki tahılın bölge halkına dağıtılmaya başlandığını bildirdi. Bakanlığın Twitter hesabından yapılan paylaşımda, Tel Abyad’ın güneyindeki Sharakrak köyünde ürünlerin, Rusya ile varılan mutabakat kapsamında, bölge halkının yaşam koşullarının iyileştirilmesi, bölgede güven, huzur ve istikrar ortamının geliştirilmesi için dağıtılmaya başlandığı belirtildi. ABD’nin daha önce Haseke’de üs kurma hazırlığında olduğu iddiaları aktarılmıştı. Sharakrak köyünün Rakka yakınında olduğuna da işaret edildi. İdlib gündemi Rusya Dışişleri Bakanlığı’ndan Sergey Lavrov ile Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu arasında önceki gün yapılan telefon görüşmesine Muhaliflerin etkinliğindeki İdlib’de dün Şam yönetimi karşıtı eylem düzenlendi. dair yapılan açıklamada ise tarafların Suriye’deki barış sürecine destek vermeye hazır olduğunu doğruladığı bildirildi. Ayrıca açıklamada, iki bakanın, Suriye’deki durumu tüm ayrıntılarıyla değerlendirerek terör tehdidinin tamamen ortadan kaldırılması için İdlib bölgesindeki ortak çabaları artırmaya vurgu yaptıkları aktarıldı. İsrail’de tutuklu bulunan iki Suriyeli çobanın, Suriye sınırını yanlışlıkla geçtikten sonra gözaltına alınan bir İsrailli kadınla takas edildiği de gündeme yansıyan haberler arasındaydı. Öte yandan ABD’nin eski Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, “Washington ile Ankara’nın Rus hava savunma sistemleri S400’ler konusunda uzlaşmaya hazır olmadıklarını, her iki tarafın politikasında önemli değişiklikler yapılmadığı takdirde verimli ilişkiler öngörülemeyeceğini” söyledi. Jeffrey, “Washington ile Ankara arasında uzlaşma olmaması, ABD’nin birçok alanda Rusya’yı dizginleme imkânları, ABD’nin Irak, Suriye ve Ortadoğu’daki hedefleri üzerinde büyük bir etkiye sahip” diye konuştu. Muhalefet dün protesto yürüyüşü yaptı. SOMALİ’DE GERİLİM DİNMİYOR Somali’nin başkenti Mogadişu’da, cumhurbaşkanı adayları Şeyh Şerif Ahmed ve Hasan Şeyh Mahmud’un kaldığı otelin etrafında önceki gece silahlı kişiler ve polis arasında çıkan çatışmada en az 2 kişinin öldüğü bildirildi. Çatışmanın ardından zırhlı araçlar Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde konuşlandı. Çatışma, muhalefet grupları ve onları destekleyen aşiret liderlerinin dün Cumhurbaşkanı Muhammed Abdullah Fermacu’ya karşı protesto yürüyüşü öncesinde geldi. Adaylardan eski Cumhurbaşkanı Ahmed, hükümet güçlerini söz konusu barışçıl yürüyüş öncesinde diğer aday Hasan Mahmud ile kaldığı otele saldırmakla suçladı. Güvenlik Bakanı Hasan Camali ise muhalefeti çatışmayı başlatmakla suçladı. Somali’de bu ayın başlarında yapılması planlanan seçimler, siyasi görüşmelerin başarısız olması nedeniyle ertelenmişti. Irkçı vahşetin kurbanları anıldı Almanya’nın Hanau kentinde, aralarında Türklerin de olduğu 9 göçmenin yaşamını yitirdiği ırkçı terör saldırısının dün birinci yıldönümüydü. Hanau’nun yanı sıra başkent Berlin ve Frankfurt’ta da anma törenleri düzenlendi. Almanya Dışişleri Bakanı Heiko Maas, Twitter’dan yaptığı açıklamada saldırıdan duyduğu üzüntüyü ifade etti. “Ülkemizde ırkçılık günlük hayatta sıradanlaştı, yaşamı mahvediyor, öldürüyor. Hanau’da olanları hiçbirimiz tahmin etmedik diyemez” değerlendirmesinde bulundu. Maas, iç istihbarat servisi Anayasayı Koruma Teşkilatı’nın Almanya’da 33 bin aşırı sağcının yaşadığını, bunların 13 bininin şiddet eğilimli olduğunu açıkladığını da hatırlattı. Neden alarm zilleri çalmıyor?.. Maas’ın, “Bu eğilim artıyor. Neden bizde tüm alarm zilleri çalmıyor” sorusunu sorduğu paylaşımında “Kurbanların yakınlarının bugün hâlâ resmi makamlarda ve kurumlarda karşı karşıya kaldıkları saygısızlıktan ve bürokratik soğukluktan şikâyet etmeleri nasıl olabiliyor? Belki bu, kurbanlarının isimleri Peter, Marie veya Georg değil de Fatih, Mercedes ve Sedat olduğu içindir” ifadeleri dikkat çekti. İçişleri Bakanı Horst Seehofer de Almanya’daki tüm insanların güvenli bir şekilde yaşayabilmeleri gerektiğini belirterek “Aşırı sağcılık, ırkçılık ve antisemitizm zehrini yayanlara karşı özgür yaşam tarzımızla mücadele ediyoruz” mesajını paylaştı. Başbakan Angela Merkel, saldırıda hayatını kaybedenleri anmak amacıyla yayımladığı görüntülü mesajda, ölenlerin isimlerini tek tek anmış, “Irkçılık bir zehirdir, nefret bir zehirdir” demişti. Hanau kentinde 19 Şubat 2020 gecesi iki kafeye düzenlenen saldırıda dördü Türk 9 kişi hayatını kaybetmişti. Yaşamını yitirenler Mercedes Kierpacz, Sedat Gürbüz, Gökhan Gültekin, Hamza Kurtoviç, Ferhat Ünvar, Kaloyan Velkov, Vili Viorel Paun, Said Nesar Hashemi ve Fatih Saraçoğlu’ydu. Özel harekât timinin düzenlediği operasyonda, ırkçı saldırgan ve annesi evinde ölü bulunmuştu. Ankara, rapor hazırlayacak Öte yandan Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da dün saldırıda yaşamını yitirenler için anma mesajı yayımladı. Saldırının üzerinden bir yıl geçtiğini anımsatarak “Avrupa, popülist, ırkçı ve göçmen karşıtı söylemlerin rehinesi haline gelmemeli” dedi. Bakanlık olarak yeni bir çalışma başlattıklarını belirtti. “İslam düşmanlığı, yabancı düşmanlığı, ırkçılık içeren eylem ve söylemleri her yıl rapor halinde tüm dünyaya ifşa edeceğiz” açıklaması yaptı. eyalet krizdeyken tatile gitti Çok sayıda kişi evlerinden tahliye edildi. ABD’de adı 2024’de olası başkan adayları arasında geçen Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz’un eyaleti Teksas, sert kış koşullarıyla baş etmeye çalışırken siyasetçinin Meksika’ya tatile gitmesi tepkilerin merkezinde. Cruz eleştirilere karşı, okulları tatilde olan kızlarının tatile gitmek istediğini, “iyi bir baba olmak için” onlara eşlik ettiği yanıtını verdi. Tepkilerin büyümesi üzerine ise dönüşünü erkene çeken Cruz, daha sonra yaptığı açıklamada Cancun gezisi için “açıkçası bir hataydı” ifadesini kullandı. Cruz’a istifa çağrıları gündeme yansıdı. Cruz, seyahatin Teksas’taki hava felaketinden önce planlandığını söylerken New York Times’ın bulduğu SMS’ler, seyahatin kısa bir sürede planlandığı iddiasını ortaya koydu. MesajCruz larda, Cruz’un eşinin evlerinin “dondurucu” soğuk olduğunu yazdığı ve bir toplu mesajla çevresindekileri Cancun’a çağırdığı görüldü. Aşırı soğuklar nedeniyle arıtma tesislerinde enerjinin kesildiği eyalette, 12 milyondan fazla insanın su kesintileriyle ve içme suyu sıkıntısıyla karşı karşıya olduğu kaydedildi. Yerel basına göre aşırı soğuk ve fırtına nedeniyle geçen haftadan bu yana bölgede 40 kişi yaşamını yitirdi. Petrol zengini bölgede felakete yönelik Cumhuriyetçilerin kalesi olarak görülen eyalet yönetimine tepkiler artıyor. Dönüş yok! İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth’in torunu Sussex Dükü Harry ve eşi Sussex Düşesi Meghan Markle’ın bir süre önce bıraktıklarını duyurdukları Kraliyet Ailesi’ndeki kamusal görevlerine geri dönmeyecekleri açıklandı. Karar, Kraliyet ailesi üyeleri ile Prens Harry arasında yapılan görüşmelerden sonra kamuoyuna duyuruldu. BBC’nin haberine göre, Buckingham Sarayı, Prens Harry’e daha önce verilmiş olan onursal askeri unvanı iade etmesi kararı aldı. Çift, Kraliyet Ailesi’nin ayrıcalıklarından da faydalanamayacak. Açıklamada çiftin statüsü konusundaki son karar, doğrudan Kraliçe’ye atıfla verildi ve “Kararları herkesi üzmekle birlikte, Dük ve Düşes, ailenin çok sevilen mensupları olmaya devam edecekler” denildi. Çift, İngiltere’den ABD’nin Kaliforniya eyaletine taşınmıştı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle