23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 6 OCAK 2021 ÇARŞAMBA HABER Boğaziçili akademisyenler devirteslim töreninin yapıldığı rektörlük binasına sırtını döndü TARIHI PROTESTO Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Boğaziçi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan AKP’li Melih Bulu dün protestolar arasında düzenlenen devirteslim töreniyle görevini Prof. Dr. Mehmed Özkan’dan devraldı. Törene katılan akademisyenler cüppelerini giydi ve törenin yapıldığı rektörlük binasına sırtlarını dönerek sessiz protesto gerçekleştirdi. Gözaltılara tepki olarak Güney Kampusu’na gelen öğrenciler de akademisyenlerin eylemine katıldı. “Melih Bulu rektörümüz değildir”, “Kayyum rektör istemiyoruz” sloganları atan öğrenciler adına yapılan açıklamada, “Biz burada demokratik bir alan inşa etmeye çalışıyoruz” denilerek, kol kola mücadele etmek gerektiği kaydedildi. Bulu'ya seslenen öğrenciler, “Lütfen istifa et ve bizim demokratik bir biçimde rektör seçebilmemize müsaade et ve aynı şekilde tüm devlet kademelerine çağrı yapıyoruz. Demokratik talebimizden kaynaklı tekrar tekrar söylüyoruz, kabul etmiyoruz, vazgeçmiyoruz” dedi. Prof. Fikret Adaman da “Burası her şeyin ötesinde demokratik, çoğulcu ve özerk bir yerdir. Burada çokseslilik vardır, farklı görüşlere saygı duyulur. Burada herkesin kendi görüşünü, eylemlerini ifade edebileceği karşılıklı saygı çerçevesinde bir ortam vardır” dedi. Öğretmen, öğrenci ve mezunların üniversitenin ilkelerinin arkasında olduklarının altını çizen Adaman, “Bu ilkeler aynı zamanda buranın bir anayasasıdır. Buraya adım atan herkes bu anayasayı kabul etmiş demektir” diye konuştu. Eylem, “Bu başlangıç mücadeleye devam”, “Öğrenci, hoca dayanışmada” sloganlarıyla sona erdi. BULU: NEDEN İSTİFA EDEYİM? AKP’li Prof. Melih Bulu, istifa çağrılarına, “Yok canım, niye istifa edeyim” karşılığını verdi. ‘Partili rektör’ eleştirilerine “Ben siyasete ODTÜ’de CHP’de başladım” diyen Bulu, 2009’da aktif siyaseBulu ti bıraktığını, 2015’teki aday adaylığının ‘çok önemli olmadığını, aktif siyasette yer almadığını’ söyledi. Habertürk TV’de konuşan Bulu polisin üniversite kapısını kelepçelemesine ilişkin “Kapı kırıkmış tutturmak için böyle pratik çözüm bulunmuş” dedi. Bulu, “17 tutuklamadan 2 tanesi Boğaziçi öğrencisi. Diğer 15 kişi kim bilmiyorum. Anladığım kadarıyla bazı örgütlerin mensupları. Boğaziçi burada kullanıldı” dedi. Hakkındaki ‘intihal’ iddiasının iftira olduğunu savunan Prof. Bulu, “Oradaki her şey diğerlerinden alıntıdır. En sonunda kaynaklar yazılmıştır. Bütün dert tırnak içine almamış olmam” diye konuştu. “Boğaziçi’nin kültürünü değiştirecek misiniz?” sorusuna “Metallica dinleyen bir rektörüm” yanıtını veren Bulu, “Benden önce de Boğaziçi dışından bir rektör atandı, İTÜ’den. Daha da önemlisi ben bir Boğaziçiliyim. Aynı zamanda ortak ders verdim hocalarıla beraber. Sürekli de Boğaziçi içerisinde hocalarıyla beraber yemek yediğimiz, çay içtiğimiz...” dedi. YÖK’ten garip savunma Yüksek Öğretim Kurumu (YÖK) ise yaptığı yazılı açıklamada Bulu’nun atanmasını “Prof. Dr. Melih Bulu, diğer adaylar gibi rektörlük başvuru şartlarını sağlamaktadır. Bir üniversitenin başarısı için rektör atama şekli elbette önemlidir, fakat atama süreci sonrasındaki performansı daha da önemlidir” sözleriyle savundu. Akademisyenlerden sessiz protesto. Öğrenciler hocalarına destek verdi. Yakalama kararı çıkarılan 28 öğrenciden 17’sinin öğrenci evleri basıldı Çıplak arama dayatıldı ‘ÖĞRENCI DEĞILLER’ ÇARPITMASI İçişleri Bakanlığı Sözcüsü İsmail Çataklı konuyla iligili açıklamasında, “Boğaziçi Üniversitesi’nde gerçekleşen bir protesto gösterisi sırasında Türk polisine yönelik atılan hadsiz slogan, bizleri son derece üzdü. Polislerimize katil denmesini bizim kabul edebilmemiz ve buna sessiz kalmamız mümkün değildir” ifadelerini kullandı. Çataklı, gözaltına alınan 17 kişiden 15’inin öğrenci olmadığını öne sürdü. Çataklı ayrıca, “Gözaltına alınanlardan bazıları MLKP ile irtibatlı” iddiasında bulundu. Sadece 1’i liseli Gözaltına alınan 17 kişinin Ferhat Ergen, Ulaş Bedri Çelik, Azad Aksoy, Ferhat Can, Taylan Karatepe, Harun Reşit Savgat, Cihan Çiçek, Şiran Delepalta, Burak Çetiner, Arda Yüksel, Doğukan Gürbey, Roni Gören, Denizhan Eren, Kudret Çetinkaya, Tuana Oğuz, Ahmet Furkan Polatkan, Yunus Özcan olduğu öğrenildi. Hakkında 2 günlük gözaltı süresi bulunan 17 kişiden 2’sinin Boğaziçi, 14’nün Marmara, Mimar Sinan, İstanbul Üniversitesi öğrencisi, 1 kişinin de açık lise öğrencisi olduğu öğrenildi. Polis, duvarı yıkarak içeriye girdi. Atamayı önceki gün protesto ettikleri için haklarında yakalama kararı çıkarılan 28 öğrenciden 22’si öğrenci evleri basılarak gözaltına alındı. Öğrencilerin avukatı Ezgi Önalan, baskınlar sırasında polisin bazı öğrencilerin evlerinin kapısını ve duvarını kırdığını belirterek, “Çıplak arama dayatması ile karşılaşmışlar. Gözaltına alınırken telefonlarına el konulanlar var, darp edilenler var, darp raporları mevcut” dedi. ODTÜ’DEN DAYANIŞMA EYLEMİ ÇAĞRISI ODTÜ’lüler, Boğaziçi Üniversitesi öğrencileriyle dayanışmak için bugün saat 14.00’te rektörlük binası önünde eylem çağrısı yaptı. Duvarı yıktılar Bir Boğaziçi Üniversitesi öğrencisinin adresine giden polis, genci evde bulamayınca koçbaşı ile kapıyı kırmaya çalıştı. Kapı kırılmayınca ise duvarı kırarak içeri girdi. Müvekkilinin kendisine kapının fotoğrafını gönderdiğini belirten avukat Metin Sezgin, “Sabah saatlerinde müvekkilim beni aradı ve fotoğrafı gönderdi. Kendisinin değil ailesinin yaşadığı ve resmi olarak ikametgâhının bulunduğu adrese baskın yapılmış. Evde kimseyi bulamamışlar. Bulamayınca kapıyı koçbaşı ile kırmaya çalışmışlar. Kapı da kırılmayınca duvarı kırmışlar” dedi. Çelik’in açıklaması Önceki günkü eylemde 2 öğrenci gözaltına alınrıken, polis öğrencilere biber gazı ve tazyikli suyla müdahale etti. Öğrenciler daha sonra serbest bırakıldı. AKP Sözcüsü Ömer Çelik’in partisinin MYK toplantısı sonrası düzenlediği basın toplantısında Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerini hedef göstermesinin ardından dün sabaha karşı çok sayıda öğrencinin evi basıldı. İstanbul Emniyet Müdürlüğü, üniversite önündeki basın açıklaması ve protestolar sırasında “2911 sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefet” ve “görevli memura mukavemet” gerekçesiyle 28 kişi hakkında gözaltı kararı verildiğini duyurdu. Açıklamada 13 ilçede 24 adrese yapılan baskınlarda 22 kişinin gözaltına alındığı belirtildi. SANATÇILAR: ÜNİVERSİTELER ÖZERK OLMALI n Piyanist ve besteci Fazıl Say: “Üniversitelere rektör atanması taFazıl Say mamen yanlıştır. Her üniversite özerk kalmalı, biliminde, siyaset üstü, kendi konusunu kendi içinde çözmelidir, rektörünü seçmelidir. ‘Kayyum' ataması 'Akademi' felsefesine kanımca külliyen aykırıdır.” n Tiyatro oyuncusu Orhan Aydın: “Milletvekili olamayanlar rektör, diplomaları sahte olanlar Orhan Aydın danışman, yolsuzluktan yargılanması gerekenler diplomat, akrabalar müdür, amir yapılıyor. Liyakat ne imiş öğreniyoruz. Kayyumu protesto eden onlarca öğrenci sabaha karşı ev baskınlarıyla gözaltına alınmış! Demokrasi yalan, faşizm gerçek." n Sanatçı Suavi: “Boğaziçi Üniversitesi öğrencileri ve akademisyenlerinin ‘haklı' Suavi demokratik tepkilerini destekliyorum. Üniversiteler, kendi yönetimlerini kendileri seçmeli. Bu pozisyonlar atamalarla belirlenmemelidir. Üstelik, açıkça siyasete angaje olan/olmuş insanlarla, asla” paylaşımını yaptı. l İSTANBUL / Cumhuriyet ANAYASA MAHKEMESİ Çıplak arama için ders gibi karar Rüya Ağdaş Sönmez, 2016 yılında metro istasyonunda çantasını aramak isteyen kadın polislere izin vermeyce, yaşanan itiş kakışın ardından götürüldüğü polis merkezinde saçından çekilerek yere düşürüldüğünü, çıplak kalacak şekilde soyundurulduğunu, kolluk tarafından darp edilip hakarete uğradığını, ayrıca birtakım bedensel hareketler yapmaya zorlandığını iddia etti. Ancak savcılık takipsizlik kararı verdi. Bunun üzerine Sönmez, Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) bireysel başvuruda bulundu. Başvuruyu karara bağlayan AYM, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) “Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı ya da onur kırıcı ceza veya işlemlere tabi tutulamaz” şeklindeki 3’üncü maddesine atıfta bulunarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) ilgili içtihatlarında kötü muamele yasağının demokratik toplumların en temel değeri olduğunu vurguladı. Mahkeme, olayın aydınlatılması için gerekli araştırmaların yapılmadığı ve etkili bir soruşturma yürütülmediği kanaatine varıldığını bildirerek anayasanın “Kişinin dokunulmazlığı, maddi ve manevi varlığı” kenar başlıklı 17’nci maddesinin “Kimseye işkence ve eziyet yapılamaz; kimse insan haysiyetiyle bağdaşmayan bir cezaya veya muameleye tabi tutulamaz” şeklindeki 3. usul boyutuyla ihlal edildiği sonucuna vardı. Yeniden soruşturma İhlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden soruşturma yapılmasında hukuki yarar bulunduğuna işaret eden AYM, ihlal kararında belirtilen ilkelere uygun yeni bir soruşturma yapılmasına ve kararın bir örneğinin yeniden soruşturma yapılmak üzere İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderilmesine karar verdi. l Haber Merkezi YAZARIMIZA ÇİRKİN SALDIRI Kalkandelen’e avcıdan tehdit Avcı olduğu öğrenilen bir şahıs gazetemiz yazarı ve hayvan hakları aktivisti Zülal Kalkandelen’e Facebook üzerinden küfür ve tehdit mesajları gönderdi. Hayvan haklarını savunduğu için sosyal medyada sık sık linç edilmeye çalışılan Kalkandelen, kendisine gönderilen mesajı sosyal medya hesabında yayımladı. Konuya ilişkin açıklama yapan Kalkandelen, “Bir avcıdan gelen bu iğrenç mesajı paylaşmaya utanıyorum ama paylaşmam gerek. Çünkü bu pislik bilinmeli. Yine suç duyurusunda bulunacağım ama idam tehdidi de alsanız şöhret, yandaş veya nüfuzlu değilseniz savcı ‘kovuşturmaya gerek yok’ diyor” ifadelerini kullandı. Ne olmuştu? Geçen yıl Kalkandelen hakkında “İdam isteriz” diye paylaşım yapan kişi hakkında suç duyurusunda bulunulmuştu. Yapılan soruşturma sonunda söz konusu eylemin tehdit içerikli sözler olduğu ancak Kalkandelen’e karşı iddia olunan bir eylemin oluşmadığı öne sürülmüş ve atılı tehdit suçunun unsurları oluşmadığı iddia edilerek şüpheli hakkında takipsizlik kararı verilmişti. l Haber Merkezi EYLEM DÜZENLENDİ Gülistan Doku 1 yıldır nerede? Tunceli’de 5 Ocak 2020’den bu yana haber alınamayan üniversite öğrencisi Gülistan Doku’nun kaybolmasının 1’inci yılında ailesi ve arkadaşları ve çeşitli sivil toplum kuruluşu temsilcileri dün bir araya geldi. Seyit Rıza Meydanı’nda yapılan basın açıklamasında anne Bedriye Doku, Kürtçe “1 yıldır kızım yok, lütfen onu bulun. Gülistan neredesin?” diyerek ağıt yaktı. Diyarbakır Şiddetle Mücadele Ağı da yaptığı açıklamada, Doku’nun akıbetini sorarak, etkin bir soruşturma yürütmeyen yetkilileri göreve çağırdı. Sami Elvan, oğlu Berkin Elvan’ın doğum gününde duygularını gazetemize anlattı: Yaşasaydı direnen gençlerle olacaktı SEYHAN AVŞAR Berkin Elvan, Gezi direnişinde Okmeydanı’nda polisin attığı biber gazı fişeğinin başına isabet etmesi sonucu 269 gün boyunca yoğun bakımda kaldıktan sonra hayatını kaybetti. Dün ise Berkin Elvan’ın doğum günüydü. Elvan yaşasaydı 22 yaşında olacaktı. Oğlunun öldürülmesine ilişkin adalet mücalesini sürdüren baba Sami Elvan, “Berkinim yaşasaydı genç, tuttuğunu koparan, bilinçli bir genç olacaktı. Biliyorum ki yaşasaydı Boğaziçi’nde direnen gençlerle birlikte olacaktı” dedi. Acılı baba Sami Elvan oğlunun öldürülmesinin üzerinden 7 yıl geçmesine rağmen acılarının ilk Sami Elvan günkü gibi taze olduğunu belirterek, “Zor günler yaşamaya devam ediyoruz. Her an Berkin yanımıza gelecekmiş gibi hissediyoruz. Sıkıntılı bir durum yaşadığımız. Bir yandan da adalet araBerkin Elvan maya devam ediyoruz. Ancak adalet yok” diye konuştu. Türkiye’de adalet için, demokrasi için mücadele eden çok sayıda insanın var olduğunu vurgulayan Sami Elvan özetle şunları söyledi: “Bu insanlar hep yanımızdalar. Ama bir avuç insan hükümdarlık kurmuş durumda. Her ne olursa olsun artık tek tuşla yaşanan haksızlıkların, hukuksuzlukların ortaya çıktığı, yazıldığı bir süreci yaşıyoruz. Bizler de bu süreçte en kısa sürede adaletin yerini bulmasını istiyoruz. Biliyoruz ki adalet yerini bulsa da bizim çocuğumuz geri gelmeyecek, aramızda olamayacak. Ancak Berkin davasında verilecek karar daha önce benzer şekilde yaşanan hukuksuzluklar için emsal teşkil edecek. Dünyaya her gelen canlının yaşama hakkı vardır. Herkes eceliyle ölmeli ve herkes yaptığının karşılığını almalı.” l İSTANBUL ABLASINDAN BERKIN’E TÜRKÜ Elvan ailesi tarafından sosyal medyada Berkin Elvan’ın doğum günü için ablasının sesinden, Grup Yorum’a ait “nenni” türküsünün seslendirildiği bir video paylaşıldı. Paylaşımda, “5 Ocak 1999Yaşasaydı 22 yaşında olacaktı. Berkinimiz büyümüyor, geçen zaman yaralarımızı iyileştirmiyor. Senin için, bütün çocuklar için asla vazgeçmeyeceğiz. İyi ki doğdun oğul, daima bizimlesin, daima seninleyiz. Ablasının sesinden Berkin’e...” ifadeleri kullanıldı. Ankara’da 14 gözaltı Ankara Kadın Platformu’nun Çankaya Belediyesi önünde yapmak istediği basın açıklamasına “pandemi” gerekçesiyle izin vermeyen polisler, Selanik Caddesi’nde kadınları engelledi. Kadınlara sert müdahale eden polis 18 kişiyi gözaltına aldı. Beşiktaş Meydan’da da bir araya gelen bir grup kadın, “Tam Bir Yıldır Soruyoruz Gülistan Doku Nerede?” yazılı pankart açarak eylem yaptı. Doku’nun kaybolmasının üzerinden bir yıl geçtiğini ve bir sonuca ulaşılamadığını söyleyen kadınlar, “Gülistan Doku Nerede?” diye sordu. Gülistan Doku’nun fotoğraflarını taşıyan grup üyeleri, Doku’nun bulunmasını istedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle