09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER Kadın sanatçılarımız 13 6 OCAK 2021 ÇARŞAMBA ‘büyük’ değil mi? Akbank Sanat’ın yeni yıl armağanı olarak İtalya’da 1500 adet Türkçe, 500 adet İngilizce bastırıp dağıttığı hacimli “Büyük Kadın Sanatçılar” kitabı, içinde hiç Türk kadın sanatçı bulunmadığı için sanat çevrelerinde rahatsızlık yarattı. 500 yıllık bir tarihi süreç içinden seçilmiş 400’den fazla kadın sanatçının yer aldığı kitap, İngiltere’de 6 kişilik bir ekip tarafından hazırlanmış, sanatçılar hakkındaki yazıları 23 sanat eleştirmeni yazmış. Her saYAZGÜLÜ ALDOĞAN natçıya ayrılan sayfada bir yapıtı ile yer aldığı ve kendisi hakkında bilgi verildiği kitabın Akbank Sanat tarafından yaptırılan çevirmeni ve yayın danışmanı ise Hasan Bülent Kahraman. Hasan Bülent Kahraman, kitabın girişinde yazdığı önsözde sanatçıların seçilme kriterlerine de açıklık getiriyor. Özetlersek HBK diyor ki sanat tarihi içinde adı anılan tüm sanatçılar erkek ve çok büyük kısmı figüratif bir tuval resmi etrafında çalışırken kadın sanatçılar buna arkalarını dönmekle kalmamış, mekânı, tekniği, malzemeyi çok daha farklı yöntemlerle birleştirerek yerleşik kurumları, kimlikleri, koşulları ve kuramları sorgulayan derinlikli yapıtlar üretmişler. Ve tam da bu nedenle sanat dünyasından (o buna kanon diyor) dışlanmış, geriye itilmişler. Büyük sanatçı unvanı sadece erkek sanatçılara verilmiş. Bu kitapta ise “Unutturulmuş Kadınlar” yer almakta, çünkü onlar aynı zamanda sadece sanatçı değil, dönüştürücüdür. Bu ne yaman çelişki? HBK, “Bugün artık Batılı, beyaz ve eril bir tarih yazımı” kabul edilmiyor diyor “Büyük Kadın Sanatçılar” kitabını anlatırken. Hatta yazıya girişinde de Türkiye’de güncel sanatın aslında kadın sanatçılar tarafından kurulduğu ve geliştirdiği savını kitabın Akbank Sanat’ın yılbaşı armağanı “Büyük Kadın Sanatçılar” kitabının içinde Türk kadın sanatçılara hiç yer verilmemiş olması dikkat çekti. uluslararası alanda desteklediğiyle de övünüyor. Bu kitabı niye seçtiğini böyle anlattığı kitapta editörlerin aklına ilk başlarda 2 bin kadın sanatçı gelmiş ama bunu makul bir sayıya indirmeleri gerekince 400 sanatçı ile yetinmişler. Ve ilginç olan şu ki bu 400 kadın sanatçının içinde Fahrelnissa Zeid dışında hiçbir Türk sanatçı yer almıyor. Zeid de ne kadar Türk tartışılır, çünkü bilindiği gibi sanatçı Türkiye doğumlu ve ailesi Türk ama bir Iraklı ile evlenip bütün yaşamını yurtdışında geçiriyor. Ve öldüğü zaman da kocasının milliyetini taşıyor. Yani Akbank Sanat tarafından basılan ve kadın sanatçılara ithaf edilen kitapta 400 kadın sanatçı var ama hiç Türk kadın sanatçı yok! Ne yaşayan ne yaşamış... Bu ne yaman çelişki dedirtiyor insana, sanatçı ve sanatsever çevrelerdeki tepkiyi, rahatsızlığı da anlaşılır kılıyor. O zaman bu konuyu yılbaşı armağanı bir sanat kitabı tanıtımıyla bırakmıyor, geniş bir tartışma dosyası açıyoruz: Kadın sanatçıları duyurmak, onlara değer vermek için tasarlanmış ve hazırlanmış bir kitabın tasarımında kapaktaki KADIN kelimesinin üstü niye çizili? Seçilmiş olan kadın sanatçılar, devrimci ve dönüştürücü olabilir, ama nedense hepsi gelişmiş zengin Avrupa ülkelerinden ve Amerika’dan. Başka ülkelerden çıkmıyor mu devrimci? Ve tabii asıl soru, Akbank Genel Müdürü Hakan Binaşlıgil’in de tanıtımında yazdığı gibi sanatın 500 yıllık yolculuğuna eşlik eden hiç mi “büyük Türk kadın sanatçı” yok? Bu kitabı seçtiniz madem, zaten toplama ve derleme metinler, niye bunu talep etmediniz, hiç olmazsa Türk basımı için? Ve ikinci aşamada sanatçının kadını nasıl olur, kadın sanatçı daha mı devrimcidir, sanatçı kadın ille de feminist midir? Ve aklımıza takılan diğer sorular! Niye bunu yapıp da yayımlamadınız derseniz, haber heyecanımızdan! Yaptıkça yayımlayacağız, ama kitabın tanıtımının da beklemesini istemedik. Ara Güler’in az bilinen fotoğrafları Ara Güler’in yaşamı boyunca belgelediği ve birçoğu ikonik olan İstanbul fotoğraflarının yanında daha az görülen İzmir, Bodrum ve Afrodisias fotoğrafları Artweek@Akaretler’den sonra yeniden MERKUR galeride sevenleriyle buluşuyor. Muhabir olarak defalarca ziyaret ettiği İzmir, Bodrum ve antik kent Afrodisias’ı, “insanlarını” kendisine özgü hikâye anlatıcılığıyla izleyiciye sunan özel seçki, 5 Şubat tarihine kadar MERKUR’de izlenebilecek. Ara Güler Vakfı işbirliğiyle düzenlenen sergi pazartesicuma 12.0019.00 saatlerinde MERKUR galeride açık olacak. NÜKHET DURU’DAN DIJITAL KONSER Yapı Kredi bomontiada’nın Instagram hesabından canlı yayımladığı “World Akustik” serisi, 8 Ocak Cuma günü saat 21.00’de Nükhet Duru konseri ile devam ediyor. Duru, son olarak 14 Şubat 2020’de “Hikâyesi Var” adlı geçmişte günümüze damgasını vuran kült şarkılarını sanatçı dostlarıyla düet formunda yeniden yorumladığı proje albümünü çıkardı. Yapı Kredi bomontiada’nın Instagram hesabında canlı yayımlanacak konser, yayın sonrasında puhutv üzerinden izlenebilecek. Kısa filmlerin jürisi belli oldu Sabancı Vakfı’nın toplumsal sorunlara sanat aracılığıyla dikkat çekmek amacıyla 2016 yılından bu yana düzenlediği kısa film yarışmasının kazanan filmlerini belirleyecek jüri üyeleri belli oldu. Bu yıl “İklim Değişikliğini Kim Çekiyor?” sloganıyla “Değişen İklimler, Değişen Hayatlar” temasıyla düzenlenen Sabancı Vakfı 5. Kısa Film Yarışması’nın jürisinde yönetmen ve senarist Tayfun Pirselimoğlu ve ödüllü oyuncu Belçim Bilgin’in yanı sıra yurtdışından dünyaca ünlü Gürcü yönetmen Ana Urushadze, sinema yazarı Barbara Lorey de Lacharrière ve Saraybosna Film Festivali kurucusu, festival direktörü ve film yapımcısı Mirsad Purivatra yer alıyor. BENGISU’DAN YENI YILDA YENI TEKLI Bengisu ABD’de yaşayan müzisyen Bengisu, yeni şarkısını Sony Music Türkiye etiketiyle 8 Ocak tarihinde müzikseverlerin beğenisine sunacak. Sözü Sezen Aksu’ya, müziği Çetin Akcan’a ait ve 2000’li yılların başında Deniz Arcak tarafından seslendirilen “Eyvallah”, Bengisu tarafından yeniden yorumlandı. Birkan Şener ve Gökçer Turan’ın yeni düzenlemesiyle piyasaya sürülecek olan “Eyvallah”, Bengisu’nun YouTube üzerinden yaptığı “Benim İçin Söyle Bengisu” serisinde en çok beğenilen şarkı olmuştu. TIYATRO SAHNESI INTERNETE TAŞINIYOR YouTube’da tiyatro oyunları gösterilecek Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından Covid19 salgını nedeniyle tiyatrolardan uzak kalan sanatseverler için Devlet Tiyatroları oyunları, YouTube kanalı üzerinden paylaşılacak. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Covid19 salgını nedeniyle YouTube kanalı üzerinden her hafta bir oyunun paylaşılacağını bildirdi. Bu kapsamda ilk olarak “Kadın ve Kedi” adlı oyun yayımlandı. 6 hafta sürecek olan paylaşımlarda tiyatroseverler, okuma tiyatrosundan farklı olarak yapılan canlandırmaları da izleme imkânı bulacak. Seyircilere, sanatçıların projeksiyon yardımıyla perdeye yansıtılan metni okurken karakterlere nasıl hayat verdikleri gösterilecek. Yerli klasik oyunların tercih edildiği Devlet Tiyatroları’nın “Okuma Gösterimleri” projesiyle hiç tiyatroya Behiç Ak’ın “Fay Hattı” adlı oyunu... gitmemiş ve turnelerin de ulaşamadığı yerlerdeki izleyiciler dijital ortamdan tiyatro izleyebilecek. Her salı bir oyunun yükleneceği kanalda, bir sonraki oyun Bilge Karasu’nun “Sevilmek” adlı eseri olacak. Bakanlık tarafından sonrasında sırasıyla Oktay Rifat’ın “Yağmur Sıkıntısı”, Vüs’at O. Bener’in “Ihlamur Ağacı” ve Behiç Ak’ın “Fay Hattı” ile Özen Yula’nın “Ay Tedirginliği” adlı oyunları paylaşılacak. l ANKARA/Cumhuriyet Fotoğraf: Fethi Karaduman YILIN POLISIYESI KAFKAS’IN Türkiye Polisiye Yazarları Birliği tarafından verilen Kristal Kelepçe Ödülleri’nde “Yılın Polisiye Romanı Ödülü”ne, Ayfer Kafkas’ın İnkılâp Kitabevi’nden çıkan “Divina’nın Bileziği” adlı kitabı değer görüldü. Kafkas’ın Bir Osmanlı Polisiyesi adlı serisinin ikinci kitabı olan “Divina’nın Bileziği”, Dersaadetli Hafiye Eşrefzade İdris Bey’in maceralarını anlatıyor. CUMOK’TAN 100 GENCE KITAP HEDIYESI Ankara CUMOK, Adalet ve Demokrasi Haftası anısında 100 gence 5’li kitap seti hediye edeceğini duyurdu. Gençler, gazetemiz yazarı Uğur Mumcu ve Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu Muammer Aksoy’un kitaplarından oluşan sete, “[email protected]”a mail atarak ulaşabilecek. Gazetemiz yazarı Uğur Mumcu’nun ve Atatürkçü Düşünce Derneği kurucusu Muammer Aksoy’un öldürülmelerinin yıldönümünde, her yıl 24 Ocak ve 31 Ocak tarihleri arasında, katledilen tüm aydınlarımızı anmak, fikirlerini yaşatmak ve gelecek nesillere aktarmak amacıyla Adalet ve Demokrasi Haftası düzenleniyor. Ankara CUMOK da her yıl bu dönemde gençlere “Bilgi sahibi olmayan fikir sahibi olmaz” sloganıyla kitaplar ulaştırıyor. Ankara CUMOK, bu yıl da Adalet ve Demokrasi Haftası anısına 100 gence masraflarını imece usulüyle karşıladığı 5’li kitap setini hediye edeceğini duyurdu. “[email protected]” adresine mail atarak elde edilebilen kitaplar arasında Uğur Mumcu’nun “Ata’m İzindeyiz”,“Haram Düzeni”, “Sevr mi? Lozan mı?”, “Laiklik Uğruna” ve Muammer Aksoy’un “Devlet Hukukla Yaşar” kitapları bulunuyor. l ANKARA/ Cumhuriyet Yeni yılın dinleyicisiz konserleri Evimizde oturup online dinletiler izlemeye alıştık. Viyana Filarmoni Orkestrası’nın tarihi yeni yıl konseri TRT 2’den canlı olarak yayımlandı. O görkemli geleneği kaçırmaması için herkes birbirine telefon etti. 2021’in kutlamasında orkestrayı ünlü şef Riccardo Muti yönetti. Doğal ki dinleyici koltukları boştu. Geçen hafta sevgili Zeynep Oral, Muti’yi, onun Leyla Gencer ile yakınlığını ve salonun tarihçesini anlattı. Ben hâlâ boş salona verilen dinletilere alışamayanlardan birisiyim. İster çiçeklerle donanmış olsun, ister en tarihi mekânda olsun, izleyicinin salondaki enerjisini özlüyorum. Valslerdeki o ağırlaşan, görkemli bitiş kadanzlarının ardından “bravo” seslerini bekliyorum! Şef Muti, elinden geldiği kadar doğal davranıyordu. Her eser bitince izleyici varmışçasına salonu selamlıyor, orkestranın içinde solo yapanları kaldırıp ayrıca alkışlatıyordu. Vals yönetmek de vals çalmak da son derece zor iştir. Çünkü cümleler bir rubato (geniş nefes) ile son bulur. Polkalar da bir o kadar titizlik isteyen enerjiyle yüklüdür. Bütün müzik cümleleri yerine oturuyor, hepsi aynı noktada sesi yükseltiyor veya sesi söndürüyordu. Şef için arkasındaki salonun boş olduğunu bilmesi ne kadar zordu kim bilir. Çünkü izleyici nefesinin gözle görülmez enerjisi eksik kalıyordu. Muti de sonunda yaptığı konuşmada bunun garip, tuhaf bir duygu olduğunu belirtti. Ve en sonunda müthiş bir canlı alkış koptu. Bunlar, daha önceden biletlerini alan izleyicilerin salona yansıtılan alkışlarıydı. Her birinin fotoğrafı ekrana geldi. Canlı alkışı duyan şef ve üyelerin selamlaması bu kez daha içten ve güler yüzlüydü. Salon hâlâ boş olsa da! CSO’nun Mezzo yayını 28 Aralık tarihinde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası’nın yeni binasında, yeni şefi ve yenilenmiş üyeleriyle yaptığı açılış konseri uluslararası Mezzo müzik kanalında yayına girdi. Şef Cemi’i Can Deliorman sağlam vuruşlarıyla kendini kanıtlamış bir sanatçı. Solistler ise tarihte belki de eşi olmayan, aynı nefeste çalan ikiz piyanistlerimiz GüherSüher Pekinel ve operaların aranan sopranosu Angela Gheorghiu idi. Program, Ferit Tüzün’ün “Türk Kapriçyosu” ile başladı. Pekineller bu konser için Mozart’ın K.365/316a No.10 iki piyano için konçertosunu seçmişlerdi. Bis olarak, bilge ve dengeli yorumlarıyla Lutoslawski’nin parlak yapıtı Paganini Çeşitlemeleri’ni çaldılar. Ardından bestecimiz Özkan Manav’a bu açılış için ısmarlanmış, kısa ama derin anlamlar barındıran orkestra yapıtı “Pluriel” çalındı. Programın devamı popüler orkestra eserlerinin yanı sıra kendine güvenli sahne devinimi ve sesini kullanma ustalığıyla Gheorgiu’nun şarkılarıyla örülmüştü. Ancak kaydı yapanların oradan oraya savurduğu kameralar, solistler çalarken görüntünün ilgisiz bir orkestra elemanına takılıp kalması, bütün bu özeni gölgeledi. Kayıt gibi kurgu da özenli değildi. Ayrıca sanatçıların adları ve yapıt isimleri artarda yazıldığından o sırada hangisinin hangi yapıtı çaldığı belli olmuyordu. Her şeye karşın Ankara’nın iyi akustikli, şık bir binaya sahip olması ve uluslararası arenada bu konserin yayına girmesi sevindirici oldu. Haluk Tarcan’ı yitirdik Gün geçmiyor ki müzik dünyamızdan birini de Covid’e teslim etmeyelim! Geçen hafta Haluk Tarcan’ı (d.1925) yitirdik. Bir halkbilimci, yazar, müzikolog ve piyanistti. Urfa’da dünyaya gelmişti. Büyük ağabeyi ünlü besteci ve beyin cerrahı olan Prof. Bülent Tarcan, ortanca ağabeyi mimar Ercüment Tarcan’dı. Kabataş Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra, Ön Türk kültürü, dili ve tarihi üzerine araştırmalar yapmış, uzun süre Fransa’da yaşamış, orada evlenmişti. İstanbul’da Statzer’in, Siena’da, Salzburg’da Paris’te ünlü hocaların öğrencisi olmuştu. Zengin bir müzik eğitimine sahipti. C DAYANIŞMA İLANLARINIZ İÇİN İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ İSTANBUL : 0212 343 72 74 ANKARA : 0312 442 30 50 İZMİR : 0232 441 12 20 Email : [email protected] DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. ACI’84 İZMİR AMERİKAN LİSESİ MEZUNLARI DAYANIŞMA “Basının genel yaşamda ve Cumhuriyet’in ilerlemesinde sahip olduğu görevler yüksektir...” (M.K. ATATÜRK) “Basın hürriyeti olmayan ülkede demokrasi olmaz” (AZIZ NESIN) Haber alma özgürlüğümüz için C’in yanındayız. ONUR KARACA 757C6UMÇHOURRİYUETMOKÖUĞRURETMEN OKULLU ROMANTİK GRUP
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle