29 Nisan 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 4 OCAK 2021 PAZARTESİ HABER Sayıştay, TCDD’nin hatlarındaki sinyalizasyon karmaşasına dikkat çekti Facia geliyorum diyor Sayıştay denetim raporu Türkiye Cumhuriyeti Devlet Demiryolları’ndaki (TCDD) büyük tehlikeyi ortaya çıkardı. Rapora göre demiryolu hatlarındaki sinyalizasyon sistemleri kısımlara bölüHAZAL nerek ihale edildi. OCAK Bu kapsamda farklı yazılım ve donanımlar kullanıldı. Raporda sinyalizasyonun devreye alındığı hattın uzunluğunun 4 bin 896 km olduğu ve bunun da 13 farklı firma tarafından yapıldığı vurgulandı. Sayıştay raporunda çeşitliliğin azaltılarak yerli firmaların tercih edilmesi önerildi. TBMM KİT Komisyonu üyesi ve CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz sinyalizasyon sorunları nedeniyle meydana gelen tren kazalarını anımsatarak “Çok tehlikeli bir durum’’ dedi. Sayıştay Başkanlığı TCDD 2019 yılı denetim raporunun “Aynı demiryolu hattı üzerin‘3’TE 2’SINDE HÂLÂ SINYALIZASYON YOK’ Son olarak raporda “demiryolu sinyalizasyon sistemlerinin kurulmasında; farklı sistemlerin entegrasyon ve işletme güçlükleri dikkate alınarak, mümkün olduğunca sistem çeşitliliğinin azaltılması ve mümkün olduğunca yerli sistemlerin uygulanmasına yönelik çalışma yapılması’’ önerildi. Raporu gazetemize değerlendiren Deniz Yavuzyılmaz ‘’Hayati önemi haiz hatların neredeyse 3’te 2 sinde halen sinyalizasyon yok. Demiryollarını farklı yazılımlar ile karmakarışık, içinden çıkılamayacak hale çevirmişler. Sinyalizasyonun yönetimi ve kontrolünü zorlaştırmışlar. Marşandiz istasyonundaki kaza ve Florya’daki tren kazalarının sebepleri de bu sinyalizasyon sorunlarıydı’’ dedi. de farklı yazılımlara sahip sinyalizasyon sistemlerinin kurulması’’ adlı bölümünde çarpıcı tespitlere yer verildi. Sinyalizasyon sistemlerinin temel çalışma prensibi olarak bir hat üzerinde demiryolu araçlarının birbiri ile karşılaşmadan ve karışıklığa meydan vermeden emniyetli bir şekilde seyretmelerini sağladığı anımsatılan raporda TCDD şebeke hat uzunluğunun yaklaşık 12 bin 639 kilometre olduğu ifade edildi. ‘3 kilometresi yerli’ Raporda sinyalizasyonun devreye alındığı hattın uzunluğunun 4 bin 896 kilometre olduğu ve bunun 13 farklı firma tarafından yapıldığı belirtilerek şu ifadelere yer verildi: ‘’Yapımı devam eden sinyalizasyon hat uzunluğu 2.388 kilometre olup 4 farklı firma tarafından yapılmaktadır. Mevcut 4896 km sinyalizasyon hat kesiminin 4893 km’si yüklenici veya altyüklenici yabancı uyruklu firmalar tarafından, geriye kalan sadece 3 km’lik hat kesimi TÜBİTAK BİLGEM tarafından gerçekleştirilmiştir. Yapılmakta olan sinyalizasyon hat kesimlerinin ise 1.083 km’si TÜBİTAK BİLGEM sorumluluğunda yürütülmektedir. Tren trafiği için elzem olan sinyalizasyon sistemlerinin farklı yazılım ve donanımlara sahip olması tren işletmeciliği açısından birtakım zorluklara yol açmakta ve işletme maliyetlerini olumsuz etkilemektedir. Bu anlamda; farklı sinyalizasyon sistemlerinin bakım ve onarımını yapabilecek personel yetiştirilmesi gerekliliği, bulundurulması gerekli sistem yedek ekipman ve malzemelerin farklılaşması ve çeşitliliği, sinyalizasyon sistemleri arasında normal bir sistem kurulumuna oranla çok daha maliyetli ve karmaşık olan geçiş ara yüzü yapılma zorunluluğu başlıca olumsuzluklar olarak ortaya çıkmaktadır.’’ Bank Asya kasasından olay yerindeki askerin Yazıcıoğlu’nun ölümüne ilişkin itirafı çıktı: Helikopterdeki GPS’i yok ettim Yargıtay, eski BBP Genel Başkanı Muhsin Yazıcıoğlu’nun öldüğü helikopter kazasına ilişkin kamu görevlilerinin yargılandığı davanın mütalaasına gönderdiği ek delil dosyasında FETÖ’nün Elazığ imamı Mustafa Atalar’ın Bank Asya’dan kiraladığı kasada ele geçirilen Aydın Özsıcak’ın itirafları yer aldı. Olay yerindeki asker Özsıcak’ın, helikopterin GPS’ine ilişkin “Cihazı digˆer malzemelerin yanına koydum. 1 yıl orada kaldı. Sonra korktum. Yok ettim” sözleri dikkat çekti. Independent Türkçe’nin haberine göre; itiraflar, FETÖ’nün Elazığ imamı, avukat Mustafa Atalar’ın Bank Asya’da kiraladığı bir kasada bulundu. İstanbul Başsavcılığı’nın 2017’deki soruşturması kapsamında Bank Asya’nın Elazığ Şubesi’nde Atalar tarafından kiralanan kasada arama yapıldığı ve 5 sayfadan oluşan el yazısıyla hazırlanan bir dilekçe bulunduğu, dilekçenin 15 Temmuz darbe girişiminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a suikast yapmak üzere Marmaris’e giden askerlerden biri olan Aydın Özsıcak’a ait olduğu tespit edildiği belirtildi. El yazısıyla yazmış Yazıcıoğlu ve arkadaşlarının aramakurtarma çalışmaları sırasında düşen ikinci askeri helikopter için yapılacak çalışmalarda görevlendirilen Özsıcak, görevi olmamasına rağmen Yazıcıoğlu’nun öldüğü helikopter enkazına gidip helikopterden parçalar aldığını el yazısıyla yazdığı bu dilekçede itiraf etti. “Tabur komutanı ile birlikte saat 11.0012.00 civarı 78 kişilik bir ekiple sivil enkazın olduğu yere gittik. Bizim oraya gitmemize engel teşkil edecek tedbir alınmamış, kendi haline terk edilmişti. Enkazı kurcalamayan kalmamıştı. Enkaz bizden uzak olmasına rağmen arama faaliyetleri sırasında kaldırılıp itmekten bizim enkaza yaklaşmıştı” diyen Özsıcak dilekçenin devamında malzemeleri alarak depoya koyduklarını anlattı. Özsıcak “Orada 1 yıl durdu. Hatta bendeki gönderilir diye bekledim, ancak hiçbir emir verilmedi. O sırada cihazı gördüm. ‘Bunu ortadan kaldırın’ dedim. Yanlış anlaşılır diye söyledim. Cihazı diğer malzemelerin yanına koydum. 1 yıl falan orada kaldı. Sonra işin açıkçası korktum. Cihazı yok ettim” ifadelerini kullandı. l Haber Merkezi Özsıcak, 2009’daki ilk ifadesinde, Yazıcıoğlu’nun helikopterinin yanına hiç gitmediğini söylemişti. Aynı isim, Mart 2009’daki ifadesinde ise sivil helikopterin enkazını incelemeye gittiklerini, sadece fotoğraf çektiğini ve parça sökmediklerini öne sürmüştü. İZMIR ASKERI CASUSLUK KUMPASI MAĞDURUYDU Bilgin Özkaynak yaşamını yitirdi İzmir Askeri Casusluk kumpasında bir numaralı sanık yapılan ve bir süredir İstanbul’da tedavi gören iş insanı Bilgin Özkaynak dün yaşamını yitirdi. Amerika Maryland’deki “haleizmirhale@hotmail. com” adresinden atılan ihbar epostasına ve sonrasında Özkaynak’ın Sapanca’daki evinde bulunduğu ileri sürülen dijital veritabanı “pandora”ya dayanarak Türk Silahlı Kuvvetleri’nin subaylarının da aralarında yer aldığı sanıklar müebbet hapis talebiyle yargılanmıştı. Özkaynak da dava kapsamında 2,5 yıl tutuklu kalmış, daha sonra tüm sanıklarla birlikte beraat etmişti. Davaya dayanak yapılan “pandora” veritabanındaki dijital delillerin sahteliği bilirkişi raporlarıyla ortaya konulmuş, veri tabanının FETÖ’cüler tarafından Özkaynak’ın Sapanca’daki evine yerleştirildiği anlaşılmıştı. l Haber Merkezi DP, MILLET İTTIFAKI’NDAN UZAKLAŞIYOR SELDA GÜNEYSU Cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği ve yerel seçimlerde Millet İttifakı bloku içinde yer alan Demokrat Parti (DP), 2023’te yapılacak seçimlerde yeni yol haritasını “tek başına seçimlere girmek” olarak belirledi. Bunda en büyük etkenin, son günlerde “kapatılması ve Hazine yardımının kesilmesi” tartışmalarıyla gündeme gelen HDP’nin, “doğrudan ya da dolaylı şekilde Millet İttifakı’na destek verebileceği olasılığı” olduğu ifade edilirken, DP’nin bu tutumu sonrası gözler, yeni kurulan DEVA ve Gelecek Partisi’ne çevrildi. Yeni kurulan partilerin, 2023’teki seçimlerde, “Millet İttifakı’ndan bağımsız” bir araya gelerek, Meclis’te yeni bir grup kurabileceği de konuşuluyor. Bugüne dek Millet İttifakı bileşeni içinde yer almayı tercih eden DP’nin 2023 seçimlerinde Millet İttifakı bloku içinde yer almak istemediği, milletvekili aday listelerini ve kendi cumhurbaşkanı adayını çıkaracağı belirtiliyor. DP, yeni yol haritası kapsamında ilk ziyaretini de salı günü HDP Diyarbakır il binası önünde bekleyen Diyarbakır annelerine yapacak. Parti yöneticileri, “bu ziyaretin Cumhur İttifakı dışında kalan muhalefet partileri içindeki ilk ziyaret olması bakımından önem taşıdığını” ve “Millet İttifakı’na doğrudan bir mesaj verdiğini” ifade ediyor Partinin, 2023’e giderken çizgisini ise yine “güçlendirilmiş parlamenter sistem ve bütçe yetkisinin tamamen TBMM’ye verilmesi” oluşturacak. l ANKARA Dayanışma... Yeni yılın ilk yazısı: Dayanışma. Birbiriyle omuz omuza dayanma. El ele verme. Birbirine güç verme. Daha çok, daha çok olma. Dayanışma. Sadece bir sözcük değil, bir eylem, paylaşılmış bir görev. Misyon. Evet, dayanışma bir misyondur. Yaşamı anlamlandıran bir görevde birleşme. Gazetemi elime ilk aldığımda “Dayanışma İlanları”na bakıyorum. Dostlarım onlar, yaşam yolumun ortakları. Kimi adını koyuyor, kimileri bir grup olmuş. Hepsi de “Cumhuriyetin Laik Gönüllüleri”. Atatürk Cumhuriyeti’nin emaneti olan gazetelerinin güç günlerinde destek veriyorlar. Siz de okuyorsunuz. Eğitim kurumlarının mezunları, meslek insanları, bir dönemde buluşmuş Cumhuriyetçiler. Daha fazlası da var. Sanıldığından çok daha fazlası. Ortalarda gezinen siyaset yaygarasına aldanmayın, “Bu ülkenin laik cumhuriyetçi güçleri” görünenden de sanılandan da çok daha fazla. Onlar şimdi bu gazetenin, “Cumhuriyet gazetesi”nin sayfalarında buluşuyor. Neden şimdi? Neden burada? Çünkü Cumhuriyet gazetesi bir kimliktir. Sadece bir gazete değil “Cumhuriyet”, bir kimlik. Zaman geldi, bu gazeteyi taşımak bir gurur nişanı oldu. Zaman geldi, bu gazeteyi taşımak cesaret istedi. Ama her zaman bu gazete bir “kimlik” oldu. Bu “kırmızı başlık” Atatürk yolunun, onun kurduğu Cumhuriyetin, laik, çağdaş uygarlığın simgesi oldu. Bugün de “Cumhuriyet gazetesi”, ülkenin sürüklenmek istendiği dogmatik dinci dönüşüme karşı çıkan en etkin barikattır. Elinizdeki gazetenin haberleri, o haberi yapan haberci arkadaşların tehditleri göze alarak yaptığı haberlerdir. Şimdi elinizdeki gazetede okuduğunuz “yolsuzluk haberleri”, “arsa yağmaları”, “peşkeş çekilen arazilerin haberleri”, “kesilen ormanların haksız ruhsat alan madencileri” hep ceza davası tehditleri, hep tazminat davası tehditleri altında yapılmaktadır. Muhabir arkadaşlarımız adliyeden adliyeye giderek haklarında açılan davalarla uğraşmaktadırlar. Haber müdürleri, her haberde bu tehditlerin gölgesini de görürler. Yazıişleri müdürleri bu tehditleri bilerek, göze alarak bu haberleri koyarlar. Gazete yönetimi bütün bunları bilerek yazıişlerini korur, nelerin göze alındığını bilir, onların cesaretine destek olur. Sizin şimdi okuduğunuz yazıları yazan yazarlar, çoğu kez yazdıkları yüzünden hapislere girmişlerdir. Verdikleri demokrasi mücadelesinin bedelini göze almışlar, bu bedeli özgürlükleri ile ödemişlerdir. Elinizdeki gazete, iktidarın baskısıyla reklamları kesilmiş, dava tehditleriyle sindirilmek istenmiş bir “demokrasi mücadelesi belgesidir”. Cumhuriyetçi olmak İşte bu dönemde “Cumhuriyetçi olmak”, uygarlık davasının sahibi olmaktır. Atatürk’ün temsil ettiği “akılcılık”, “bilimin rehberliği”, “sanatın zenginleştirdiği”, “kadınerkek eşitliği”, “laik yaşam biçimi”, “çağdaş laik eğitim” ilkelerinin güçlü kılınmasıdır “Cumhuriyetçi olmak”. Şimdi, bu “dayanışma ruhu”, Cumhuriyet gazetesinin satışının artmasıyla sürmelidir. Gazetemiz daha çok satılmalı, daha çok alınmalıdır. Bugünkü tiraj iki katına, dört katına, on katına çıkmalıdır. Elbette okurların dijital araçlarda da gazetemizi okuduklarını biliyoruz. Giderek daha çok okur, gazetemizi telefonlarında, tabletlerinde, bilgisayarlarında okuyor. Ama gazetenin tirajına yansıyan “basılı gazetenin satışı”dır. Basılı gazetenin satışının artması, cesur habercilerimizin değerinin bilinmesidir. Yazarlarımızın yazılarına gönderilen selamdır, gazetemizin satışı. Tirajımızın artması ortak gücümüzün ortaya çıkmasıdır. Her habere bakmayabiliriz, her yazarı okumayabiliriz ama gazetemizi alırız ve ortak gücümüzü destekleriz. Cumhuriyet gazetesini bayiden satın almak, onun tirajına katkıda bulunmak “Cumhuriyetçinin sorumluluğu” olmalıdır. Evet, “Cumhuriyetçinin sorumluluğu”. Çünkü, tehdit altında olan sadece gazetemiz değildir. Tehdit altında olan “Laik Cumhuriyetçi Kimliğimiz”dir. Tehdit altında olan, “laik yaşam biçimimizdir”. Tehdit altında olan, “laik eğitimimizdir”. Tehdit altında olan, “çağdaş kurumlarımızdır”, sendikalarımız, derneklerimiz, kooperatiflerimizdir. Bugün, her zamankinden daha çok birleşmemiz, birbirimizi desteklememiz, birbirimizle ortak olmamız zorunludur. Gazetemizde buluşuyoruz Gazetemiz bizim ortak buluşma yerimizdir. Ben, bu gazetenin 55 yıllık yazarı olarak asıl gurur duyduğum şeyin “bu gazetenin okuru olmak” olduğunu zevkle açıklıyorum. “Cumhuriyet Gazetesinin Okuru”, bu ülkenin aydınıdır, dünyadan haberli olandır, ülkesinden sorumluluk duyandır, insana saygısı olandır, yaşamın anlamını bilendir. Dayanışmamızı kutluyorum, paylaşımımızı selamlıyorum. 2021 yılının başında dileğim budur... AKP’li Korkmaz’a ‘FETÖ’ suçlaması Avrasya Araştırma Şirketi Başkanı Kemal Özkiraz, AKP Gaziantep İl Gençlik Kolları Başkanı Abdullah Korkmaz’ın, Twitter hesabından yaptığı bazı paylaşımlarla terör örgütü FETÖ’yü övdüğünü iddia etti. Özkiraz, “Memur olsa ihraç edilirdi. Tüccar olsa malına mülküne çökülürdü. Siyasetçi olunca baştacı ediliyorlar. Adamına göre muamele’’ tepkisini gösterdi. Korkmaz, 17 Aralık 2013 tarihli paylaşımında “Cemaat, bakan oğullarından başlamış işe” ifadelerini kullanmış. l Haber Merkezi DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgeli haberleri nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi’ne uyguladığı resmi ilan kısıtlamasını KINIYORUZ. Haber alma özgürlüğümüz için, tam bağımsız, laik, demokratik, sosyal hukuk devleti Türkiye için C’in yanındayız. İDMMA (YILDIZ TEK. ÜNİV.) 1975 (AKŞAM) GİRİŞLİ BİR GRUP MAKİNA MÜHENDİSİ
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle