05 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 16 OCAK 2021 CUMARTESİ YORUM/HABER Saray’ın Milis Gücü Kimi gelişmeler, Saraycıların iktidarı ne olursa olsun bırakmamak için çok tehlikeli bir yöne doğru evrildiklerini gösteriyor. Bir yanda, giderek yitirdikleri oy oranını yükseltmek ve muhalefet ittifakını çatlatmak için ataklar, diğer yanda olası demokratik tepkileri önlemeye yönelik girişimler... Toplu gösterilere karşı TSK’nin araç ve gereçlerinin İçişleri Bakanlığı emrine verilmesini öngören yönetmelik, bu girişimin en güncel kanıtı. Diğer kanıt da çok daha tehlikeli, ancak muz cumhuriyetlerinde geçerli olabilecek, iktidar eliyle desteklenen SADAT ve ASSAM’ın eylemleri... Saray başdanışmanlığından yeni ayrılan bir emekli generalin kurduğu ve valilikçe yetkilendirilmiş bir güvenlik şirketi (SADAT), “suikast ve gayri nizami harp teknikleri eğitimi” verdiğini, inanılmaz bir özgüven içinde resmi sitesinden açıklayabiliyor. Aynı emekli general, kurduğu ASSAM derneği üzerinden kongreler düzenleyip İslam konfederasyonu kuracaklarını da ilan edebiliyor. İşin en önemli tarafı, bu şirket ve derneğin yöneticilerinin, geçmişte TSK’den başta irticai faaliyetler olmak üzere çeşitli gerekçelerle uzaklaştırılmış eski subay ve astsubaylardan oluşması. Örneğin, ASSAM’ın yöneticilerinden Gürcan Onat, binbaşıyken kendi isteğiyle emekli olmuş. Onat, ASSAM’ın resmi sitesinde, Ayasofya’nın “Allah’tan korkmaz, hukuk bilmez gafiller tarafından hak gaspı yapılarak, müzeye çevrildiği”ni dile getiriyor. Öyle anlaşılıyor ki, devlet kurtarıcısı ve kurucusu Atatürk’ü “Allah’tan korkmaz, hukuk bilmez bir gafil” olarak değerlendirenler, Saray iktidarı tarafından sırtları sıvazlanarak bir tür milis gücü oluşturuyorlar... Özdemir İnce, Saraycıların Türkiye’deki uygulamalarını “silahsız iç savaş” diye nitelendiriyor. Sorulması gereken soru şu: SADAT, suikast ve gayri nizami harp eğitimleri ile bu savaşın neresinde? Cahil Cesareti Cehalet kötü şey. Hele de buna bir de temelsiz, uğursuz cesaret eklenirse... Olgular ve olaylar; basmakalıp inançlar, bilinç yoksunlukları, kaba töresel alışkanlıklar ve ötekileştirici yandaşlıklarla kavranınca varılacak yer her neresiyse, ülkece işte biz oradayız. Salgına karşı aşılamadan tutun ekonomiye, üniversiteden tutun kamusal hizmetlere; özetle yurda ve yurttaşa ilişkin her türlü iş, cahil cesareti ile yürütülüyor. İlkel kavimlere döndük. Bundan sıyrılmanın çarelerini aramak zorundayız. Algıdan yoksun, çıkar düşkünü siyasetçilerin halkın sorunlarını hiç ilgilendirmeyen saçma sapan gevezeliklerinden bir an önce uzaklaşmalıyız. Uygarca düşünerek çözümler bulmak zorundayız. Devrimci ozanımız Tevfik Fikret’in diliyle söyleyecek olursak: Haksızlığın envâını (çeşitlisini) gördük... Bu mu kanun? En gamlı sefaletlere düştük... Bu mu devlet? Devletse de, kanunsa da, artık yeter olsun; Artık yeter olsun bu deni (alçak) zulmü cehalet... Türban Yasağı RTÜK, Fikri Sağlar’ın türbanlı hâkim eleştirisi nedeniyle Halk TV’ye para cezası verdi. Bu karara, RTÜK’ün CHP kontenjanından gelen üyeleri Okan Konuralp ile İlhan Taşcı da olumlu oy verdi. Bilesiniz: Türban konusunda fikir özgürlüğü yok, türban eleştirisi yasak. İktidar ve muhalefet bu konuda ittifak kurmuş durumda... 16 OCAK 2021 SAYI: 34797 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:49 08:19 13:19 15:46 18:08 19:33 Ankara 06:33 08:01 13:03 15:33 17:55 19:18 İzmir 06:54 08:20 13:26 16:00 18:22 19:43 ABD’de yaşananlar, Avrupa Birliği (AB) ile ilişkiler, yakın çevremizde olanlar, Suriye, Doğu Akdeniz, Libya, Karabağ gibi konu başlıkları gündemde öne çıkarken, Orta Asya’yı ihmal etmemek gerekiyor. Çünkü bu coğrafya önemli. Tarihi, siyasi, kültürel, jeopolitik, stratejik, ekonomik yönleriyle değerli. Hem büyük güçlerin hem bölgesel güçlerin bu bölgede etkili olmak için zorlu bir rekabet içinde oldukları malum. 19. yüzyılda, bölgedeki Rus İngiliz rekabetine “Büyük Oyun” dendiği unutulmamalı.     Türkiye için konu daha hassas. Türk dünyası boyutuyla, enerji boyutuyla, ticaret boyutuyla, rekabet ve işbirliği boyutuyla. Türk dünyasının henüz AB benzeri bir siyasi birlikten, Gümrük Birliği benzeri bir iktisadi birlikten uzak olduğu, Orta Asya’daki Türk Cumhuriyetlerinin aralarında kimi sorunlar yaşadığı bir gerçek. Türkiye’yle ilişkilerden çok, Rusya ve Çin’le ilişkileri önemsedikleri de öyle. Lakin dünyanın güç merkezinin batıdan doğuya, Atlantik’ten Avrasya’ya kaydığı dönemde Türkiye’nin, Azerbaycan’ın, Orta Asya Türk Cumhuriyetlerinin, Avrasya’daki gelişmeleri de gözetip olabildiğince yakın işbirliğine gitmesi zorunlu. Tarih bunu dayatıyor. Jeopolitik bunu dayatıyor. Şartlar ve ihtiyaçlar bunu dayatıyor. KKTC’nin tanınması için de böyle bir işbirliği şart. mamen arındırılmasına dek atılan önemli adımları sıralıyor. Anayasanın kabulü, ulusal para birimi, yabancı devletlerle diplomatik ilişkilerin kurulması, Kazakistan’ın Orta Asya, Türk Cumhuriyetleri ve önemli uluslararası kuruluşlara üye olması da ilk 10 yılın icraatları arasında. Tokayev, makalesinde, “Kazakistan 2050 Stratejisi” kapKazakistan samında hedefin, en gelişmiş 30 ülke arasına girmek olduğunu belirtiyor. Yenilikçi saBağımsızlık ve vatanseverlik nayileşme ve kalkınmanın; siyasi ve iktisadi atılımları hızlandırmanın; adil toplum ve etkin devlet olmaOrta Asya Türk Cumhuriyetnın; halkı küreselleşmenin olumsuz leri deyince, Kazakistan üzerinetkilerinden korumanın; birliği, berade özenle, özellikle, önemle dur berliği, bilinci, bilgeliği pekiştirmenin mak lazım. SSCB’nin dağılmaönemine değiniyor. Yurttaşlarını tası sonrasında, kuruluş ve kurum rihsel miras, kültürel değerler, temiz sallaşmanın mimarı olan Nursul bir doğa ve çevre konusunda uyarıtan Nazarbayev, her açıdan çok yor. Bu konularda görev ve sorumbaşarılı ve güçlüydü. Entelektüluluğun, yurttaşlarda olduğunu vurel birikimiyle, bilge kişiliğiyle de guluyor. dikkat çekti. Bunlara ilaveten biz Tokayev’in makalesinin sonundaNazarbayev’in, büyük önderimiz ki şu sözler ise ders veriyor: “İnsan Mustafa Kemal Atatürk hayranı vatansever olarak doğmaz. Eğitim olduğunu biliyoruz. Kazakistan’ın alarak yetişirken, toplumsal çevreyle şimdiki cumhurbaşkanı Kasım etkileşim içinde, yurttaşlık kimliğinin Cömert Tokayev de aynı çizgiyi oluşumu sürecinde vatansever olur. sürdürüyor. Kazakistan’ın bağım Kişisel hedef ve çıkarlarının kamu yasızlığının 30. yıldönümü kutlamala rarı ile uyumlu olduğunu düşünen, rı kapsamında, 5 Ocak’ta yayımla ülkesinin kalkınmasına önemli katnan makalesinde, “Bağımsızlık her kılar sağlayan kişi gerçekten mutlu şeyden değerlidir” diyor. İlk 10 yılı, olur... Bağımsız bir ülke olmak, onu Kazakistan’ın temellerinin atıldığı ilan etmek veya devletin temellerini dönem olarak tanımlıyor. Devletin atmakla tamamlanmaz. Gerçek basimgelerinden yönetim sistemine, ğımsızlık mücadelesi; günlük çalışkomşularla sınır müzakerelerinmayla, sürekli ve tutarlı ulusal politiden ülkenin nükleer silahlardan ta kayla sonsuza kadar sürer”. Terör örgütlerine darbe Soylu: Devletin eli Kandil’in yakasında İçişleri Bakanlığı, Yıldırım operasyonlarında, Bitlis Sehi Ormanları’nda, 1011 Ocak’taki operasyonda 3 teröristin etkisiz hale getirildiğini belirtti. Teröristlerden birinin Bitlis’te sözde sorumlu ve “turuncu” kategoride yer alan “Poyraz Bulanık” kod adlı Kurban Pehlivan olduğunun belirlendi. Etkisiz hale getirilen teröristin, 8 Temmuz 2017’de Bitlis/MerkezHazo Boğazı mevkisinde komando timlerinin görev değişimi esnasında, bölücü terör örgütü mensuplarınca yola döşenen el yapımı patlayıcının patlaması sonucu 2 personelin şehit edilmesi ve bir personelin de yaralanması olayına katıldığının tespit edildiği kaydedildi. Ayrıca aralarında eski DBP Ergani ilçe başkanının da bulunduğu 3 şüphelinin, 12 Ocak’ta Meriç Nehri’nden SINIRDA YAKALANDI Milli Savunma Bakanlığı, Kilis’teki Alsancak Hudut Karakol sorumluluk sahasında Suriye’den Türkiye’ye yasadışı yollarla girmeye çalışan bir kişinin tespit edildiğini ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı’na bağlı hudut birliklerince yakalandığını bildirdi. Açıklamada, Özbek A.R.S’nin, IŞİD üyesi olduğu ve kırmızı bültenle arandığının tespit edildiği aktarıldı. Yunanistan’a kaçmaya çalışırken Uzunköprü Sınır Hattı’nda yakalandığı bildirildi. 2’sinin PKK, diğerinin IŞİD’e üye olma suçundan haklarında daha önceden işlem yapılan şüphelilerden 2’si tutuklanırken, diğeri adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. l ANKARA İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, “Bir yandan devletin, bir yandan Diyarbakır ailelerinin eli Kandil’in iki yakasına sarılmıştır. Yılda 5 bin kişi katılırdı, geçen yıl sadece 52 kişi katılmıştır. Hiç merak etmesinler, kandırdıkları o 52 kişiyi de geç olmadan onlardan kurtaracağız” dedi. Emniyet Genel Müdürlüğü Havacılık Daire Başkanlığındaki 25. Dönem Kadın Polis Özel Harekat Mezuniyet Töreni’nde Soylu, “Bir zamanlar 1500 kişiyle piknik yapar gibi kamp yapan PKK’nın bugün tamamı 320 kişinin altındadır” ifadelerini kullandı. l ANKARA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1 23 4 5 6789 1/ ABD’de, atom bombasının ilk kez denen 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 diği yer olan kent. 2/ Osmanlılarda gece bekçisi... Bir müzik sesini belirtmeye yarayan işaret. 3/ Avcının saklanıp av hayvanı beklediği yer... Tahtadan yapılan üflemeli bir çalgı. 4/ Aldatma işi, hile... İri ve boru biçiminde beyaz ya da sarı renkli çiçeği olan bir süs bitkisi. 1 2 3 4 5 6 M I RM I R I K ASA SUSAK H I MB I L S R L P İ ROŞK İ UVALA A Ş T E AN İ L İ N 5/ Yumurta biçimli ve sekiz delikli bir 7 A B U R R O M A 2 3 4 5 6 tür flüt. 6/ Doğuştan olmayıp sonradan 8 A R L A P A ortaya çıkan durum... Bir nota. 7/ Topla 9 A L A C A T A N E 7 nan üründen artakalanlar... Demiryolu. 8/ Büyük ve süslü çadır... Beyşehir Gölü’nde bir ada. 9/ Sıcak bölgelerde yetişen, etli ve kalın yapraklı bir 8 yarayan demir çubuk. 9 bitki. 5/ Toplanan YUKARIDAN AŞAĞIYA: süprüntüleri alıp 1/ Antalya yöresine özgü, kaburga eti ve pirinçle yapı atmakta kullanılan saplı kap. 6/ Çözümleme... Eski lan bir yemek... Alın ya da boynuzla vuruş. 2/ Kürkü dilde su. 7/ Ankara yakınlarında küçük bir göl... Tanrı. değerli bir yabankedisi... Soyundan gelinen kimse. 8/ Yapısına girdiği sözcüğe “kendi kendine” anlamı 3/ İçine başka bir sıvı karıştırılmamış içki... Türk katan yabancı önek... “Acele, ivedi” anlamında yerel müziğinde, bir doğaçlamanın ya da bir yapıtın sona bir sözcük. 9/ Doğu Anadolu’nun Irak sınırı yakınında ermesi. 4/ İskambilde bir kâğıt... Ateş karıştırmaya yüksek bir dağ... Değerli madenlerin saflık derecesi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] 20 yılda 4 U dönüşü Cumhurbaşkanı Erdoğan, AB ülkeleri büyükelçileri ile 12 Ocak’ta yaptığı toplantıda şöyle dedi: “Bin yıldır aynı coğrafyayı paylaşıyor, aynı medeniyet havzasından besleniyoruz. Türk tarihini nasıl Avrupasız okumak mümkün değilse, Avrupa tarihini de Türkiyesiz anlamak mümkün değildir.” Bu sözler bu kadarıyla kalsa, olguyu anlatan bir durum olacak ve bilimsel olarak itiraz edecek bir durum olmayacaktı. Çünkü... İçinde, Huntington’ların uygarlığı dinlere ve milletlere ayırarak “çatıştırma” işleyen yaklaşımına “tek uygarlık, dünya uygarlığı” itirazı da var, Antik Yunan’ı Avrupa Rönesansı’na taşıyan İslam da... İçinde, Osmanlı’nın Bizans’ı içermesinin tarihselliği de var, Osmanlı İmparatorluğu’nun aynı zamanda bir Rumeli ve Doğu Avrupa imparatorluğu olduğu gerçeği de... Erdoğan’ın ideolojisi başka, siyaseti başka Ancak Erdoğan, bu iki doğru cümleyi, hedefi de, içeriği de oldukça yanlış olan bir “AB’ye sesleniş” konuşmasının içinde kullanmıştı. Nitekim, bu iki doğru cümleyi, şu yanlış cümle ve devamındaki benzerleri izliyordu: “Millet olarak geleceğimizi Avrupa ile birlikte tasavvur ediyoruz.” Erdoğan bir süredir “geleceğimiz Avrupa’da” diyor, ABD ve AB’yle “beyaz sayfa” açma çağrısı yapıyor... ABD ve AB yaptırımları, ekonomik tablo, erken seçim baskısı ve bunun sonucu olarak yönetememe krizi Erdoğan’ı yeniden Batı’ya dümen kırmaya zorluyor. Yoksa Erdoğan, ideolojik olarak Batıcı değil; iktidar olmadan önce AB’yi “Hıristiyan Kulübü” olarak gören biri. Ama Erdoğan siyaseten en Batıcı politikacı; Papa heykelinin altında AB anayasasına imza atayacak kadar sıkı AB’ci; ABD’nin projesine eşbaşkan olacak kadar sıkı Amerikancı... İdeolojik olarak değil ama siyaseten öyle; çünkü AB’ye yaslanarak iktidarını kurdu ve AB’nin yardımıyla “Kemalist devrim” ile hesaplaştı. Sonra şartlar değişti ve AB yeniden Erdoğan nezdinde “Hıristiyan kulübü” oldu. Son birkaç yıldır arşivler Erdoğan’ın “Batı medeniyeti”ni hedef alan sözleriyle dolu... Ve bugün, iktidarını sürdürebilmek için yeniden AB’ye ihtiyaç duyuyor Erdoğan; o nedenle “beyaz sayfa” açıyor, o nedenle “geleceğimiz Avrupa’da” sözleri veriyor. ‘150 yıllık modernleşme’ Anımsarsınız, 6 ay kadar önce Erdoğan’ın sözcüsü İbrahim Kalın şöyle demişti: “Bize 150 yıldır modernleşme adı altında başkalarının hikâyeleri anlatıldı. Artık kendi hikâyemizi yazma zamanıdır” (30.7.2020). 150 yıllık modernleşme dediği, kuşkusuz Türkiye’nin 150 yıllık demokratik devrim geleneğiydi; I. ve II. Meşrutiyet’ti, Atatürk Cumhuriyeti’ydi, 1876 tarihli Kanuni Esasi ile başlayan anayasa geleneğiydi, parlamentarizmdi ve Kemalist devrimin hedefi olan çağdaşlıktı... Öyle olduğu için de Kalın’ın sözleri Cumhuriyetçi cephede büyük tepki görmüştü. İbrahim Kalın, 9 Ağustos 2020’de katıldığı bir TV programında sözlerine şunları da eklemişti: “Bize modernleşme adı altında dayatılan hikâyenin içinde beyaz olmayan adam yok. Siz yoksunuz, ben yokum, Çin medeniyeti, Hint medeniyeti, Afrika medeniyeti, Latin Amerika hatta Rusya yok. Bize dayatılan 150 yıllık modernleşmenin iki ana unsuru vardı: Avrupa merkezcilik ve oryantalizm.” Kalın, “150 yıllık modernleşme” ifadesini çok bilinçli seçiyor. Bu, ifadeyle aslında 19. yüzyılın ortalarından itibaren gericileşmeye başlayan ve giderek 20. yüzyılın başında emperyalist bir karakter kazanan Avrupa’yı bu topraklardan sürüp atan Türk devrimini hedef alıyor. Oysa Kalın’ın Avrupacı gibi sunduğu o Türk devrimidir ki insanlığa Avrupa’nın gerici yüzünü ve yenilebileceğini göstermiştir. Kalın’ın “150 yıllık modernleşmeyi” Avrupacılık gibi sunması, kimi milliyetçi çevrelerde de “AKP, AB cenderesini kırıyor” varsayımıyla büyük destek gördü. Öyle ki işi en sonunda “Atatürk’ün Batı klasiklerini basması büyük yanlıştı” demeye kadar vardırmışlardı. Oysa Atatürk “Batı” klasiklerini değil, “dünya” klasiklerini basmıştı; Batı eserlerini de İslam ve Fars başta Doğu eserlerini de “tercüme” ettirip bastırmıştı. Bu, o kadar önemli bir ayrım ki, Atatürk’ün “Batıcı” değil, “muasır medeniyet seviyesine ulaşma” hedefine baş koyduğunu en iyi yansıtan uygulamasıydı çünkü... Devrimkarşıdevrim çarpışması Sonuç olarak, Erdoğan’lar bir davanın peşindeler. “150 yıllık modernleşme”ye itirazları ondan. 150 yıldır bu topraklarda padişahçılarla meşrutiyetçiler, ittihatçılarla itilafçılar, Kemalistlerle siyasal İslamcılar, devrimcilerle karşıdevrimciler mücadele etmektedir. En büyük gerçek budur. Bu gerçeği yok sayarak Erdoğan’ın iktidarını korumak için sık sık değiştirdiği siyasi manevralarına kananlar ve “taktik dalgalanmalarına” kapılanlar, örneğin Erdoğan’ın 20 yılda tam dört kez AB konusunda 180 derecelik rota değişikliği yapması karşısında sulara savrulurlar...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle