03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 5 15 OCAK 2021 CUMA Hakkındaki ihraç kararı mahkemece durdurulan İYİ Partili Ümit Özdağ: Tehditler alıyorum İYİ Parti’den ihraç edilen ancak mahkemenin kararı iptal etmesiyle geri dönen İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ, kendisine “basın yoluyla tehditler geldiğini” belirtti. Özdağ, Meclis’te, partiden ihracına yönelik mahkemenin iptal kararını değerlendirdiği açıklamada, bir kez daha tüm açıklamalarının arkasında olduğunu kaydetti. İYİ Parti Genel Sekreteri Uğur Poyraz’ın, “Türk yargısının sürati” şeklindeki yorumuna da tepki gösteren Özdağ, yargının Siyasi Partiler Yasası’nın 57. maddesi uyarınca 30 gün içinde karar vermek zorunda olduğunu belirterek kararın 28 günde açıklandığını söyledi. Partinin 81 il başkanı içerisinde bir tek Muğla İl Başkanı İncilay Gezgin Şekerdağ’ın ihraç için imza vermediğini, bütün baskılara direnerek hukuka ve vicdana uygun davrandığını ifade eden Özdağ, Şekerdağ ile hiçbir tanışıklığının olmadığını da kaydetti. Muğla’ya giderek kendisine teşekkür edeceğini yineleyen Özdağ, “Ancak dünden itibaren bana yönelik olarak basın yoluyla tehditler geliyor. Eğer gidersem Muğla’da gereken yapılacakmış. Muğla il teşkilatına baskılar yapılarak önceki gece 45 kişi istifa ettirildi ve il başkanı tehdit edildi. İl başkanı biraz önce bana mesajla, iki sivil polisin kendisini evden alıp partiye götüreceğini bildirdi” ifadesini kullandı. CHP’li Altay’ın mahkemenin kararına ilişkin, “İYİ Parti içine atılmış bir fitne, fesat, nifak tohumudur” sözlerine de tepki veren Özdağ, Altay’ın sözlerine şaşırdığını belirtti. Özdağ, “Bu üç kararı, belgeyi okumadan böyle bir açıklama yapmak, en basit ifadeyle kaMeral Akşener AKŞENER: YARGI ÇOK HIZLI ÇALIŞTI İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, İstanbul Milletvekili Ümit Özdağ’ın, partiden ihracını iptal eden mahkeme kararına ilişkin “Anlaşılıyor ki partimizin sistemi içerisinde yargı çok hızlı çalıştı, bu çok manidar. Yargı ile işi olan bütün vatandaşlar için bu hızlı karar verme işlemi örnek olur. Bu arada çok uzun süre dava açılmış ifadesi alınmamış başta ben olmak üzere arkadaşlarımız var. 5 yıldır bir davam var, sürüyor. Darısı onun başına. Çok ilginç geldi bize, umarım bütün yargılamalarda aynısı olur” diye konuştu. İstanbul’da Kartal ve Tuzla’da bölge esnafını ziyaret eden Akşener gazetecilerin sorularını yanıtladı. Bir gazetecinin Özdağ karıyla ilgili olarak “Süreç tekrarlanır mı” sorusuna Akşener, “Onu bilemem” ifadelerini kullandı. Akşener, aşı konusuna yönelik ise “Aşı olacağız elbette. Aşı ile ilgili insanlar endişeli, vatandaşın aşı olma meselesinin çok açık net bir şekilde kamuoyu ile paylaşılması lazım. Bakanlar olur vatandaş bakar olmasın. Bizim hekim milletvekili arkadaşımız Sayın Çıray aramış kendisine aşı ile ilgili randevu vermemişler. Dolayısıyla bu tür hikâyeler duyuyoruz, sıradan vatandaş ne yapacak? En önemlisi bu” ifadelerini kullandı. l İç Politika saba politikacılığıdır” dedi. Açıklamasında, MHP’nin “HDP’nin kapatılması” çağrısına da destek veren Özdağ, “HDP, en fanatik Ermeni ve Yunan partisi kadar Türkiye düşmanı bir yapıdır” ifadelerini kullandı. Özdağ, İYİ Parti’nin faaliyetlerine katılacağını bildirdi. Öte yandan dün akşam saatlerinde Habertürk’te konuşan CHP’li Bülent Tezcan “Sayın Ümit Özdağ’ın geri dönmesi meselesi İYİ Parti’nin iç meselesidir. Biz bu tartışmanın bir parçası olamayız. Sayın Altay’ın sözlerini merak ettim aradım. ‘Bu nedir?’ dedim. Kendisi bu polemiğin parçası olmaktan üzgün ve Sayın Özdağ’ı arayıp helalleşmiş” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet MUĞLA İL BAŞKANLIĞI KAPATILDI Özdağ’ın açıklamalarının ardından İYİ Parti’den de karşı hamle geldi. Muğla İl Başkanlığı kapatılarak, Şekerdağ görevden alındı. Parti teşkilatı üyeleri de partiden istifa ettirildi. Teşkilat İşleri Başkanı Koray Aydın da sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, “Muğla İl Başkanımızın, yönetim kurulu ile istişare etmeden tek başına aldığı kararları protesto eden ve kendisiyle çalışmak istemeyen 50 il yönetim kurulu üyesi, görevlerinden istifa etmiştir. İstifalar, genel merkezimize ulaştırılmıştır” dedi. ‘Tehdit yok’ İYİ Parti Yerel Yönetimler Başkanı Metin Ergun da Özdağ’ın “tehdit” açıklamalarına ilişkin “Sürece ilişkin tarafımdan herhangi bir kişiye, herhangi bir tehdit veya baskı söz konusu değildir. Bu haberi yapanlar kaynak da göstermelidirler” paylaşımında bulundu. CHP’Lİ İZMİT BELEDİYESİ’NE JET HIZIYLA ‘KONTEYNIR’ İÇİN MÜFETTİŞ GÖNDERİLDİ ‘Yolsuzluk daha kötü kokar’ İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet hakkında, İzmit Cumhuriyet Mahallesi’nde yaşayan bir yurttaşın, sokağındaki konteynırların zamanında boşaltılmadığını ve dezenfektasyon işlemlerinin yapılmadığını iddia ederek suç duyurusunda bulunması üzerine ‘Görevi kötüye kullanmak’ suçundan soruşturma açıldı. İncelemelerde bulunmak üzere AKP’li Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden bir müfettişin görevlendirildiğini duyuran Hürriyet, sosyal Fatma Kaplan Hürriyet medya hesabından “Bugüne kadar tespit ettiğimiz usulsüzlüklerle ilgili 2 kez üst üste bakanlıktan müfettiş istedik. Her ikisi de reddedildi ve müfettiş gönderilmedi. Ama hakkımda anında Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nden müfettiş gönderildi. Üstelik, görevi kötüye kullanmaktan. Demek ki çöp şikâyeti yolsuzluktan daha önemli. Halbuki yolsuzluk daha kötü kokar” dedi. l İç Politika CHP’Lİ VELİ AĞBABA: 1 yılda 100 bin esnaf iflas etti CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, partisinin genel merkezinde, esnaf, kafe, restoran, bar çalışanları ve müzisyenlerle birlikte ortak basın açıklaması yaptı. Covid19 salgınının üzerinden 310 gün geçtiğini vurgulayan Ağbaba, “En küçük esnafın dahi pandemi sürecinde toplam kaybı 50 bin TL’yi aşmışken, 310 gündür kepenk kapatan, iş yapamayan esnafa, iktidar üç ay süre boyunca günlük 33 TL, yani aylık 1000 TL para lütfetti. Faturasını ödeyemeyen esnafa icra memurları gönderdi. Kredi borcunu ödeyemeyen esnafın borcunu yine faiz bindirerek erteledi” dedi. Son bir yılda her gün ortalama 273 esnafın kepenk indirdiğini, iflas eden esnaf sayısının 100 bine ulaştığını aktaran Ağbaba, kafe, lokanta ve kahvehanelerin 54, barların ise 298 gün önce kepenk indirdiğini, buralarda çalışan yaklaşık 2 milyon işçinin gelirsiz kaldığını vurgulayarak, “Burada çalışanların da sigortaları yok. Kısa çalışma ödeneği de alamıyorlar. Salgın başladığından bu yana intihar eden müzisyenlerin sayısı yüze yaklaştı” ifadelerini kullandı. ‘63 yaşımda zabıtadan kaçmak zoruma gidiyor’ Ağbaba’nın ardından yurttaşlar tek tek kürsüye gelerek sorunlarını anlattı. Kızılay’da çaycılık yaptığını söyleyen Müjde isimli yurttaş, gözleri dolarak, “Kimseden destek almadım. Çocuğum kalp hastası. Çay satarak baktım. Koronadan önce tezgâhımda çalışıyordum. Ben devletten destek istemiyorum. Tezgâhımı geri istiyorum” dedi. Saffet isimli 63 yaşındaki yurttaş ise, “Ben çorap satıyorum. Zabıta gelir diye tezgâhımızla kaçıyoruz. Bu yaşta kaçmak zoruma gidiyor” dedi. “Enstrümanlarımızı satmaya başladık” diyen müzisyenler de “Yiğit muhtaç olmuş kuru soğana” türküsünü söyledi. l ANKARA ZÜBEYDE HANIM ÖLÜM YILDÖNÜMÜNDE ANILDI Törene İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Soyer ve CHP Kadın Kolları Başkanı Nazlıaka da katıldı. BABACAN: ÇIFTÇININ TRAKTÖRÜNE HACIZ KONUYOR DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan dün FOX TV’de İsmail Küçükkaya’nın sunduğu Çalar Saat programına katılarak gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Türkiye’nin en önemli sorununun ekonomi olduğunu ve acil çözüm bulunması gerektiğini söyleyen Babacan, “Bakın, ‘yoksulluk intiharları’ başladı. Ankaralı bir esnaf Ankara Kalesi’nde intihar etti. Çiftçinin traktörüne haciz konmaya başlandı” dedi. Mevcut iktidarın sorunları çözemeyeceğini kaydeden Ali Babacan, “İşsizlik, tarihin en yüksek seviyesinde. Pırıl pırıl gençlerimiz yarınlardan ümitsiz” dedi. Aşılama konusunda şeffaf olunması gerektiğini vurgulayan Babacan, “Hükümetten gelen açıklamalar beni çok tatmin etmiyor” ifadelerini kullandı. l İç Politika Landrut İmamoğlu ‘AB ile ilişkilerde lokomotif bir kurum olmak istiyoruz’ İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, Avrupa Birliği (AB) Türkiye Delegasyonu Başkanı Büyükelçi MeyerLandrut ile Florya’da bir araya geldi. İmamoğlu, yeni görevinden dolayı Büyükelçi’yi kutlayarak “Bu buluşmanın İstanbul adına atılan yeni dönemi sağlamasını diliyorum. Biz, AB ile çok güçlü ilişkiler kurma yolunda, ilişkilerin pozitif bir döneme hızlıca evrilmesi ile ilgili sıkı bir görev üstlenen, lokomotif bir kurum olmak istiyoruz” dedi. Landrut ise “AB ve İBB arasında yeni fırsatlar penceresi yakalamayı umuyoruz” şeklinde konuştu. İmamoğlu, Landrut’a Kanal İstanbul Çalıştayı raporunun çevirisini de hediye etti. l İç Politika Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk’ün annesi Zübeyde Hanım, ölümünün 98. yıldönümünde Karşıyaka’da bulunan anıt mezarında düzenlenen törenle anıldı. Tören Zübeyde Hanım’ın kabrine çelenklerin sunulmasıyla başladı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından konuşma yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “İzmir, ülkemizin kurtuluş mücadelesi ve özgürlüğünü kazanmasında çok önemli bir yere sahiptir. İzmirliler bu şanlı tarihinden hep onur ve gurur duymuşlardır. Bu gururlarından biri de şüphesiz ki Mustafa Kemal Atatürk’ü bu millete armağan eden Zübeyde Hanım’ın İzmir Karşıyaka’ya emanet edilmiş olmasıdır. İzmir, Gazi Mustafa Kemal’in bu ülkeye emanet ettiği cumhuriyet ve devrimlerini nasıl büyük bir hassasiyetle koruyorsa Atatürkümüzün İzmir Karşıyaka’ya emanet ettiği Zübeyde Hanım’ı da onurla bağrında taşımanın gururunu yaşıyor” dedi. CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Aylin Nazlıaka da “Kimi insanlar vardır hayatımızdan bedenen ayrılsa da ölümsüzdür. Zübeyde Hanım da böyle bir şahsiyettir. Her daim ülkemizin bağımsızlık mücadelesine katkı sundu. Biz de onun güçlü karakterinden aldığımız cesaretle aydınlık yarınların inşasında hep katkı sunan ve hep önde olan ilerici kadınlar olmaya söz veriyoruz” diye konuştu. Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugayda “Biz Karşıyakalılar Zübeyde Hanım’ı büyük emanetimiz, bizi biz yapan büyük bir değer olarak görürüz. Karşıyaka çağdaş, demokratik, laik Türkiye Cumhuriyeti’nin yaşayan ve yaşatan simgesidir. Sonsuza dek bu değerleri savunacaktır. Bugün bir kez daha söz veriyoruz” diye konuştu. l İZMİR / Cumhuriyet DIYARBAKIR ANNELERI 500. GÜNÜ GERIDE BIRAKTI Çocuklarının dağa kaçırılmasından HDP’yi sorumlu tutan Diyarbakır annelerinin 3 Eylül 2019’da başlattığı oturma eylemi devam ederken nöbete Van’dan gelen bir aile daha katıldı. Aileler, eylemin 500’üncü gününde HDP il binası önüne, üzerinde “Evlatlarımızı HDP’den istiyoruz” ve “İşbirlikçi HDP” yazılı siFevzi yah çelenk bıraktı. Van’dan 2014 yıYağmur lında 18 yaşında dağa kaçırılan oğlu Kenan için gelen baba Fevzi Yağmur, oturma eylemine dahil oldu. Yağmur, “Oğlum gel, Türkiye Cumhuriyeti’ne teslim ol. Beni duyup, görüp de gelmezsen sana hakkımı helal etmiyorum. Yemedim ona yedirdim. Giymedim ona giydirdim. Başarılı bir çocuktu. Seni nasıl kandırdılar, nasıl götürdüler bilmiyorum. Onları Allah’a havale ediyorum” ifadelerini kullandı. l AA DIŞIŞLERI’NDEN NORVEÇ’E ‘PKK PROPAGANDASI’ TEPKISI Norveç Oslo’da, belediye binasına terör örgütü PKK’nin elebaşı Abdullah Öcalan’ın bir sözünün yer aldığı afiş asıldı. Dışişleri Bakanlığı, afişte PKK/PYD/YPG terör örgütünün propagandası yapıldığı gerekçesiyle duruma tepki gösterdi. Oslo Belediyesi’nin PKK terör örgütüne desteğinin “ibret verici” olduğu kaydedilen açıklamada, “Bu illetin bir gün kendilerini de vurabileceğini hatırlatırız” denildi. l ANKARA Biri devamlı ağlıyor, diğeri devamlı sevişiyordu İktidarlar değişti, siyasiler değişti, ideolojiler değişti, iletişim şekilleri değişti... Onlar hiç değişmediler. Nasıl başladılarsa hep öyle devam ettiler ve istikrarlı bir şekilde görevlerini sonuna kadar yerine getirdiler. İkisi de dindardı. İkisi de politik arenada muteberdi. İkisi de hem politik figürdü hem de magazin figürüydü. İkisi de akıl hastası gibi davranıyordu. İkisinin de müritleri vardı. İkisinin de etrafında aklı başında olduğu düşünülen insanlar da vardı. İkisi de ülkenin çocuklarına ve gençlerine göz dikiyordu. İkisi de devlet tarafından hem suç odağı olarak işaretliydi, hem de korunmaktaydı. İkisi de aslında mafyaydı ama klasik mafyalardan farklı silahlarla donatılmışlardı. İkisi de iceberg’in görünen yüzüydü ve görünmeyen yüzleri en derine gömülüydü. Ve biri devamlı ağlıyor, diğeri devamlı sevişiyordu. Kanlı değil, kansız da 27 Mart 1994 yılında... Ankara ve İstanbul’da İstanbul ve Ankara’da belediye başkanlığı seçimlerini Refah Partisi’nin adayları kazandığında... Siyasal İslam, Melih Gökçek ve Tayyip Erdoğan gibi geleceğin siyasetine damga vuracak olan iki önemli aktörüyle birlikte bugünkü tahtına tırmanmaya başladığında... Refah Partisi Meclis grubu toplantısında Necmettin Erbakan o meşhur konuşmayı yapmıştı. “Şimdi ikinci bir önemli nokta, Refah Partisi iktidara gelecek, adil düzen kurulacak. Sorun ne? Geçiş dönemi sert mi olacak, yumuşak mı olacak; kanlı mı olacak, kansız mı olacak, bu kelimeleri kullanmak bile istemiyorum amma, bunların terörizmi karşısında herkes gerçeği açıkça görsün diye bu kelimeleri kullanma mecburiyetini duyuyorum. Türkiye’nin şu anda bir şeye karar vermesi lazım, Refah Partisi adil düzen getirecek, bu kesin şart; geçiş dönemi yumuşak mı olacak sert mi olacak, tatlı mı olacak kanlı mı olacak, altmış milyon buna karar verecek!” demişti. Bu “Kanlı mı kansız mı” lafı o günden sonra çok tartışıldı. Bu arada o “60 milyon” karar verdi. Sadece Refah seçmeni değil, işadamları, medya, aydınlar, yoksullar, koalisyonlardan bıkmışlar, siyasal İslamdan korkmanın saçmalığına ikna olmuşlar, değişiklik arayan maceracılar, tutucu olmama adına “bir de bunları deneyelim”ciler, kazananın yanında olmayı marifet bilenler elbirliğiyle Refah Partisi’nin işaret ettiği adil düzene doğru giden ve AKP’nin bugünkü adalet anlayışına varan süreci desteklediler. Kansız oldu. Bir de gözyaşları ve spermler sayesinde oldu. Suç aletleri O yüzden bugün ne Gülen hakkında açılan davaların, süren yargılamaların, ona ve ekibine yöneltilen suçlamaların, kesilen ağır cezaların bir anlamı var; Ne de Oktar ve etrafındakilere verilen kallavi cezaların. Her iki siyasi figür de on yıllardır sadece şahsi çıkarları için değil, ülkedeki rejim değişikliği için de siyasilerle işbirliği yaparak çalışmış ve o yüzden bu kadar rahat palazlanmışken... Ve sistemi, hedeflenen noktaya kadar getirmeyi de başarmışken... Bu yargılamalar sonucunda muhalefeti de ilgilendiren suçların gerçek detayları hâlâ ortaya çıkmadığı gibi bu mevzu bile edilmediğine göre... Şimdilik gayri resmi tarihe not düşülsün: Birileri bu iki figürü arenada aslanların önüne atarak onları cezalandırmıyor; Sadece bugüne gelebilmek için on yıllardır tepe tepe kullandığı suç aletlerini gözümüzün içine baka baka alenen yakıp yok etmeye çalışıyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle