03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 15 OCAK 2021 CUMA YÜKSEK YERİLİM HATTI / Erdinç UTKU Tüm vaatler “sözde” kaldı. Lafla “peynir gemiciği” yürümüyor... H GAYRİ SAFİ MİLLİ TERÖRİST (GSMT) rakamları açıklasın! Her 2 kişiden 3’üne terörist damgası vurulan ülkemizde, kişi başına kaç terörist düşüyor, bilmek hakkımız... H İstanbul’da ya da Ankara’da su sorunu falan yaşanmaz. Türkiye’de herkes birbirinin kuyusunu kazıyor... H Eskiden devletin bürokratları vardı. Şimdi AKP’nin nüfuz memurları... H İnsanlık öldü öğretmenim. Ahlak dersine çalışamadım o yüzden... H “O Ses Türkiye” dışında da sesin çıksın Türkiye! H Pandemi başımda duman, ilk AŞIM ilk heyecan Kovaladıkça kaçan, vücut ateşi böceğim misin? H Ankara’daki depremde tüm Ankara sallandı, sadece politikacıların koltukları sallanmadı... H Ben UMUT diyorum, sen UNUT diyorsun! H Uzatmaları oynuyor iktidar. Uzatmaları ondan! Uzatmayın, uzayın... H Tarihi TAHRİFÇİlere bırakmayalım! HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN Ya da dalgalar, yeniden l Murteza Albayrak l Mehmet Selçuk l Cemalettin Güzeloğlu l Raşit Yakalı SEMTLERE GÖRE FİYAT ETİKETİ DÖNEMİ BAŞLIYOR NE VARDI SANKİ BU SEMTE TAŞINACAK BEY FİYATLARA BİR BAKSANA?.. l Erdoğan Başol CUK Günel ALTINTAŞ Can kurtarmaya giderken namaz molası vermek Azrail’in çevirdiği bir dolap olmasın! H Okulda sana okuma yazma öğretirler. Kültürü kendin edineceksin. H “Rutin bir atama” olsa baş ağrısı yapar mı? H 2020 yılında doğan çocuklara konan adların çoğu Arapça. Yıllardır 50 lira yerine 50 milyon diyen bir insan topluluğunun dil bilinci de ulusal bilinci de ancak bu kadar olur! H İktidar partisi en çok oyu yoksul bölgelerinden alıyorsa, muhalefet partileri onlara masal anlattığı içindir! H Sayın Erdoğan, “Biz basın özgürlüğünden vazgeçmeyiz” demiş. Yalaka basın için söylemiştir. H Türkiye Cumhuriyeti’nin bekası bakımından, SADAT mı daha tehlikelidir, PKK mi? PKK ülkenin bir bölümünü istiyor, SADAT tamamını! 11 OCAK: Cüce Ragıp, telefonu kapatırken “Sen Peter Pan sendromundan mustarip olabilirsin ağbi, istersen bir baktır” dedi. Boyuna posuna bakmadan sırtımıza peri kanatları takıyor küçük hınzır. Canı sıkılan, aklına esen sendrom icat ediyor, zamanla Ragıp gibi masum zihinler ve temiz gönüllerde de bir aksiseda bulabiliyorlar ne yazık ki. “Kime baktıracağız oğlum, neremize baktıracağız” dedim. Kaldı ki bu sendrom bir hakikat ve bende mevcut ise o zaman alayınız, tüm kıraathane ahalisi gidip baktırın bence. Hem belki grup indirimi de alırsınız... Yılbaşı kapanmasında Roket Nuri üç gün üç gece legolardan Darth Vader büstü yapmış, ama değdi diyor... Bana mı yapıştırıyorsun sendromu Ragıp’cığım? En son King partimizde kupa almaz oynanırken çıkardığın rezaleti bu saf sayfalara kaydetmeye aile terbiyem müsaade etmiyor... Havalı sendromlar el âleme, dostlarına gelince Peter Pan... Öyle mi küçük dostum. Artist Tahsin’i Baudelaire’e benzetişin geldi de aklıma... İncittin beni Ragıp 12 OCAK: “İntibaksızların hususi hayatlarını yaşıyor” demiş Fikret Ürgüp, Sait Faik için... Bir kitabı, bir romanı yeniden yeniden, sonra yeniden okursan adamların, kadınların, çocukların, arabacıların, hizmetkârların, silahşörlerin, hırsızların, terzilerin, baroneslerin, kâtiplerin, korsanların, fahişelerin, kumarbazların ya da karakter dediklerin o şey mi, onların yapıp ettiklerini, söylediklerini yeniden görmek duymak için okumazsın. Entrikalar, hadiseler... her neyseler işte, onlar için de değil. Sen o hikâyeyi yeniden altı asla çizilemeyecek şeyler için okursun. Orada esen küçük bir rüzgar, bir yaprağın fısıltısı gibi bir şey vardır... Geçsin yine saçlarının arasından, dokunsun alnına diye okursun... Ağır ağır eve döner, eski koltuğuna oturur, “Mahalle Kahvesi”ni okursun. Seneler geçmiş, yaşlanmışsın da biraz (bugünlerde yaş almış diyorlar... o ne birader...) aynı koltukta Sait Faik okursun... Çünkü küçük bir rüzgâr var o kitabın içinde. “Bir gün bizi tanıştırdılar: Hikâyeci Sait Faik, Doktor Fikret...“ 1954, Mayıs... Bir köprüden geçmişsindir, tentenin altında uyuklayan yavru kedi, dalgalar mı vardı yoksa sağanak mı, o akşam sen de oradaydın, bir adam girdi meyhaneden içeri, sen müthiş bir tren hayal ediyordun, tezgaha yaslandı adam perişan, bir bardak şarap verdiler artık balık kafaları birkaç tane, Sait Faik ölümü her zaman yanında hissederdi, diye yazmış Fikret Ürgüp, eski koltuğunda oturup okursun yeniden, bir his vardı bulmak için ya da dalgalar yeniden, yeniden vursun göğsüne. l İbrahim Tuncay l Engin Selçuk l Kadir Doğruer l Şevket Yalaz l Ercan Baysal l Cem Koç l Murat Özmenek l Burak Ergin l Zeki Bol
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle