08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 10 OCAK 2021 PAZAR [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER PANDEMI ANCAK TOPLUMSAL UZLAŞMA VE TOPLUMA KARŞI ŞEFFAFLIKLA AŞILIR Aşı kaygısını yönetmek DR. BORA KÜÇÜKYAZICI AILE DANIŞMANI & EĞITIM UZMANI Pandemi ile birlikte birçok şeyi merak eder olduk. Bu kapsamda, doğru yanlış ayrımından bağımsız birçok bilgiye ulaştık. İşte tüm bu bilgi kirliliği içinde beynimiz tam anlamıyla panik yaşıyor. Kontrol alanımız dışındaki bilgiler bize ulaştıkça, bu konuda ne yapacağımızı bilemeden kaygı düzeyimiz yükseliyor. Panik düzeyi arttıkça, beraberinde yaşam kısıtlamaları ve karantina günleri başladı. Hele çevremizdeki kişilerde koronavirüs pozitif Covid19 vakaları gözlendikçe, bir anda ölüm ve yaşam arasındaki ince çizgiyi hissetmeye başladık. Öyle ya, mikron küçüklüğündeki bir virüs, bize ya da sevdiklerimize bulaşırsa, ne yaparız? Diğer yandan sosyal yaşam kısıtlaması, zorunlu sokağa çıkma yasağı uygulamaları nedeniyle bir de üstüne ekonomik sıkıntılar eklenince tam da yaraya tuz basar gibi canımız yanıyor şu an. İlk yapılması gereken sakin olmak ve akılcı davranmaktır. Bunun için bilgi kirliliğinden muhakkak arınmamız gerekiyor. Virüs şuradan çıkmış, buradan böyle yayılmış, aslında var ya şunlar yapmış gibi komplo teorilerinin hepsinden uzak durmak en doğrusudur. Aşı üretim çalışmalarında ne yazık ki birbirinden farklı birçok bilgi gene karışıklığa yol açtı. Öyle ya, zaten yüzde 2 oranında hastaneye yatış gerektiren bir virüs için yüzde 95 koruyuculuk sağlayan aşı ne kadar başarılı sayılır? Bizlere söylenen yanlışlar! 1 Aralık 2019 tarihinde görülen ilk koronavirüs vakasından aylar sonra 11 Mart 2020 günü Dünya Sağlık Örgütü dünya çapında salgın duyurusunu yaptı. Ardından 9 Haziran 2020 gününe kadar maske kullanımına gerek olmadığı yönünde açıklaması vardı Dünya Sağlık Örgütü’nün. Sonra ne oldu, bir baktılar ki maske takılmayınca çok daha fazla enfeksiyon bulaşması gerçekleşmiş. Hatta 5 Şubat 2020 günü, Dünya Sağlık Örgütü Türkiye temsilciliğinden açıklama yapılmıştı: Genel toplumdaki herkesin maske takmasını önermiyoruz! Bizler zaten ne yapacağımızı bilemez halde, dünya çapında bir salgınla karşılaşmış insanlar olarak, eşyalarımızı eve girince yıkayalım mı, market pazar alışverişi nasıl yapılacak gibi sorularla baş başa kaldık. Hele aşı konusunda birbirinden farklı firmalar bir anda ortaya çıkıp ürettikleri aşıların diğerlerine göre farklarını sunmaya başladı. Artık toplum olarak eksi 80 derecede saklanan aşılar ve mRNA aşıları konusunda uzman olduk. Bununla birlikte hangi aşı daha iyi, hangisini olmak gerekli, yok ben olmasam mı acaba, şeklinde kutuplara bölündük. Koronavirüs aşısının, çeşitlerinin, etkilerinin topluma sakin ve basit olarak anlatılması gerekiyor. Aşıların üretim teknolojilerindeki farkları dahi öğrenmek istiyor insanlar. Buna hakkı var herkesin. Ben neden mRNA teknoloji ile üretilen aşıyı olayım? Belki diğer aşı çeşidini tercih edeceğim? Bu konuda insanlara seçme hakkı sunulmalıdır. 21. yüzyılda artık insanları mecburiyetlerle ve baskıyla yönlendirmek yerine, herkesin anlayacağı basit ve net bilgiler sunulması uygun olacaktır. Karantinaya ne kadar hazırız? Her gün toplu taşıma araçları ile ulaşım yapılması virüs bulaşması riskiKoronavirüs aşısının, çeşitlerinin, etkilerinin topluma sakin ve basit olarak anlatılması gerekiyor. Aşıların üretim teknolojilerindeki farklarını dahi öğrenmek istiyor insanlar. Buna hakkı var herkesin. 21. yüzyılda artık insanları mecburiyetlerle ve baskıyla yönlendirmek yerine, herkesin anlayacağı basit ve net bilgiler sunulması uygun olacaktır. YENILIKÇI YAKLAŞIMA NASIL TEPKI VERIYORUZ? Bireysel karar mekanizmasını en iyi açıklayan teori “E.M. Rogers – Bireysel Yenilikçi Ölçeği”dir. Bu ölçeğe göre aşılamalar ilk başladığında toplumun yüzde 2’si yeniliği bulan, ülkeye getirenler olarak aşıyı hemen yaptıracaktır. Yüzde 14’lük erken benimseyenler grubu, yeniliğin topluma yayılmasında rol alacak kişilerdir. Geç çoğunluk ve tutucu davranışta olanların uyum hızını ve aşı yaptırma kararını, erken benimseyen grubunda yer alan kişilerin davranışları belirleyecektir. ni beraberinde getiriyordu. Peki, işe gitmezsem ne olacak, işyerim ne olacak, soruları insanların düşünce sistemini bozuyordu. Hepimiz sanki çok anlıyormuşuz ve o konuda bir şey yapabilecekmişiz gibi, her akşam Sağlık Bakanımızın açıklayacağı günlük verilere, yeni hasta sayısı, yoğun bakım doluluk oranlarına kilitlendik. Semptom göstermeyen, koronavirüs pozitif tespit edilen kişilerin, günlük bildirilen vaka sayısına eklenmediğini bir gazetecinin yönelttiği soruya verilen cevap sırasında öğrendik. Aşı yaptırmak çözüm mü? Aşı yaptırmanın mecburi tutulma riski ise çok ayrı bir durum. Pandemi nedeniyle toplum sağlığını tehdit eden bir virüsü kontrol etmek için henüz yeni üretilen ve olası yan etkileri konusunda HİÇBİR ŞEY bilinmeyen aşıyı herkes yaptırmak istemeyebilir. Bu konuda toplumsal uyumu artıracak adımlar uygulanmalıdır. Koronavirüs aşısını ilk olarak Türk asıllı Almanya vatandaşı Prof. Dr. Uğur Şahin keşfetti. Bulduğu aşı, 2 milyon doz üretilerek insanlara uygulanacak. Lakin 23 Aralık 2020 günü Dr. Şahin, Deutche Welle haber kanalına verdiği röportajda kendisinin bulduğu aşıdan kendisine uygulanmayacağını söyledi, haydi buyurun bakalım. Yan etkileri henüz bilinmeyen, etki mekanizması bile bugüne kadar üretilen aşılardan çok farklı olan bu aşıyı bulan kişinin, tüm yetkililerle birlikte topluma örnek aşılanma gösterisi sunması daha uygun olacaktır. Toplumsal davranışa yön verecek olan halkın sevdiği, örnek gördüğü liderler, yöneticiler, sanatçı ve sporculardır. Eğer devlet politikası olarak bir aşılanma kampanyası başlayacak olursa, bu konuda öncelikle bahsettiğim kesimlerden kişiler aşılanarak topluma örnek teşkil edebilir. Güvendiği, tanıdığını düşündüğü, taraftarı olduğu, müziğini dinlediği, mitingine katıldığı kişilerin koronavirüs aşısı yaptırması, toplum uyumunu artıracaktır. Koronavirüs aşıları hakkında yanıt bekleyen sorular Öyle ya üretilen koronavirüs aşılarının yüzde 100 koruma sağlayacağına dair net durum da henüz yok. Üstelik olası yan etkilerin tespiti için yeterli kişi sayısı denemesi ve süre geçti mi? Bilmiyoruz! Bilmiyoruz! Bilmiyoruz! BioNTechPfizer, Moderna, Sinovac, AstraZeneca yetkililerinin açıklamalarını doğru kabul ediyoruz. Aşılar neden sadece 16 yaş üzeri insanlara uygulanıyor? Örneği Hepatit B aşısı doğumda hemen çocuğa uygulanıyorken koronavirüs aşıları neden 16 yaş altına uygulanmıyor? Aşı yaptıran kişiler neden maske takmaya devam edecekler? Üstelik aşıların ne kadar süre koruma sağladığı yönünde bir araştırma sonucu henüz yok. Bu demek oluyor ki belki de her 3 ayda bir aşı olmamız gerektiği söylenecek? Mart 2020 yayınlarında anne karnındaki bebeğe koronavirüs geçmediği söyleniyordu, açıklanıyordu. Ardından 7 Temmuz 2020 günü Fransa’da bir annenin karnındaki bebeğe koronavirüs bulaştığı tespit edildi. Öyleyse anne karnındaki bebeğe dahi bulaştığı tespit edilen koronavirüs için hamilelere neden aşı yapılmayacak? Akılları karıştıran tüm bu soruların uluslararası platformda herkesin izleyeceği panellerde konuşulması fayda sağlayacaktır. Her görüş ve düşünceden kişiye söz hakkı verilerek ortak yapıcı doğrunun belirlenmesi sağlanmalıdır. Bunlar yapılmadığı takdirde, dünya milyarderinin neden insanlığın tamamını aşılamak istediği yönündeki komplo söylentilerinin önü kesilemeyecektir. Topluma açık olunmalı Artık dijital yeni bir çağda yaşıyoruz. Toplumsal kararlar ve davranışlar için herkes doğru bilgiyi talep ediyor, soruyor, araştırıyor, yargılıyor, onaylıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün yöneticileri ve üretilen aşılara onay veren tüm kurumların yetkilileri, aşı üreticisi firma çalışanları hep birlikte bizlere önderlik ederek koronavirüs aşısı olabilirler. Onları takip eden hafta, kendi ülkelerinin değeri olan toplumsal liderler, siyasetçiler, sanatçı ve sporcular, kanaat önderlerine görev düşüyor. Böylece toplum sağlığı için gerekli olduğu söylenen aşılanma programına uyum sağlayacak bilinçli toplum daha rahat oluşacaktır. Bu pandemi bizim kontrolümüz dışında gelişti, lakin toplumsal dayanışmamız ile bunu yeneceğiz! DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. İ.Ü.ECZACILIK FAKÜLTESİ 1966 GİRİŞLİLERDEN BİR GRUP Basit bir ‘adalet reformu’ için... Gerçek bir adalet reformu ancak, icranın elini yargı üzerinden çekmesiyle gerçekleştirilebilir. Ama bugünkü iktidar, yargıyı bir ayak bağı, ayağında bir pranga olarak gördüğü ve yargı bağımsızlığını özellikle ortadan kaldırdığı için, böyle bir hakiki reformu ondan beklemek gerçekçi olmaz. O nedenle önerilerimi, bu yozlaştırılmış ortamda bile uygulanabilecek basitlikte oluşturdum. HHH 1) Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin kararlarına uyulması sağlanmalı, bu kararlara uymayan savcı ve yargıçlara çeşitli müeyyideler uygulanmalıdır. 2) Kararları hakkında “Hak ihlali” gerekçesiyle tazminata hükmedilenlerin sorumlulukları devlet tarafından yüklenilmemeli, tazminatlar devlet tarafından hak sahibine ödendikten sonra, sorumlulara rücu edilmelidir. 3) Gizli tanık ilkesi, gerçekleri saptırmak, sanığa iftira atmak için kullanılmamalı, bunu yaptığı belirlenenlere ve aracı olan görevlilere ağır cezalar verilmelidir. 4) Hiçbir koşul altında, suçlamalar, soruşturma dosyası ve iddialar, sanıktan ve sanık avukatlarından gizlenmemeli, 1215 yılında ilan edilen Magna Carta’nın bile gerisine düşülmemelidir. 5) Tutuklu değil, tutuksuz yargılama esas olmalıdır. 6) Her önüne geleni tutuklama eğiliminde olan Sulh Ceza Hâkimlikleri kaldırılmalıdır. 7) Herkesin herhangi bir söylemi veya eylemi dolayısıyla tutuklanmasında gerekçe olarak kullanılabilecek olan “Terör örgütüne üye olmadan...” diye başlayan ceza maddesi kaldırılmalıdır. 8) Tarafsız ve sorumsuz Cumhurbaşkanı için hazırlanmış olan “Cumhurbaşkanına hakaret” maddesi kaldırılmalıdır. 9) Her seviyedeki işkence ve kötü muamele iddiaları ciddiyetle, Sivil Toplum Kuruluşlarının da katılımıyla, soruşturulmalı, sorumlu bulunanlar şiddetle cezalandırılmalıdır. 10) Kadınlara yönelik her türlü tehdit, saldırı ve şiddet eylemleri, cana kasteden “somut ve yakın tehlike” niteliğiyle değerlendirilmeli; kadınları öldürenlere “pişmanlık” veya “duruşmalardaki tavrı” gibi abuk sabuk gerekçelerle ceza indirimleri uygulanmamalıdır. 11) Zaten hazır olan hayvan hakları yasası derhal çıkarılmalıdır. 12) Halen tutuklu ve hükümlü bulunanlar hakkında Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin ve Anayasa Mahkemesi’nin vermiş olduğu kararlar derhal uygulanmalıdır. HHH Sevgili okurlarım biliyorum, bu önerilerim hem çok palyatif hem çok yüzeysel ve hem de çok yetersiz. Ama... 1) “Hukuk Uleması”nın dillerini yuttuğu, hukuk fakültelerinin derin bir sessizliğe büründüğü bu ortamda... 2) Bu “Ucube Anayasa”ya dayalı bu “Ucube Rejim” altında... 3) Yeniden bir “(Sözde) Reform Paketi”nin konuşulmaya başlandığı bu günlerde... 4) Doğrudan bu iktidarın eseri oldukları için değiştirilmeleri olanaksız görülen, yargı bağımsızlığını tümüyle yok eden temel Anayasal hükümlere dokunmadan... En basit düzeyde neler yapılabilir diye düşündüğümde: Bir toplumbilim öğrencisi olarak, kamuoyunu rahatsız ettiği hemen aklıma gelen bu birkaç maddeyi sıraladım. Belki bu yazım, “Hukuk Uleması”nın gücüne gider de onlar da bir şeyler söyler veya yazarlar! 3 9 OCAK ABD’ye demokrasi çağrısı Sandıkta yenilgiyi kabullenmeyen ABD Başkanı Trump’ın mitinginden sonra Trump’ın çağrısıyla Kongre basıldı. “Demokrasi götürüyoruz” iddiasıyla çok sayıda ülkede iç karışıklık çıkaran ABD, bu kez kendisi kaosun içine düştü. Trump yanlılarının Kongre baskınında 4 kişi öldü. Azledilmesi için çağrılar yapılan Trump, görevi devredeceğini açıkladı. Avrupa ülkeleri ve NATO, yaşananları “utanç verici” buldu, seçim sonuçlarına saygı çağrısı yaptı. AKP’li rektöre isyan Boğaziçi Üniversitesi’ne kurum dışından atanan ilk rektör olmanın yanı sıra AKP’den milletvekili aday adayı da olan Melih Bulu’ya tepkiler çığ gibi büyüdü. Üniversitenin öğrencilerinin yanı sıra öğretim üyelerinin de kabul etmediği Bulu, pek çok üniversite öğrencileri ve STK’ler tarafından da eleştirildi. Öğrenciler gözaltına alındı. Ters kelepçe ve çıplak arama yapılmak istendi. Öğrenciler darp edildi. ODTÜ öğrencileri de Boğaziçi Üniversitesi öğrencilerine destek için ODTÜ’de eylem düzenledi. Boğaziçi’nde süresiz eylem başlatıldı. ‘Vitrin mankeni’ Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, CHP’deki başörtülü kadınlar için “vitrin mankeni” ifadesini kullandı. Bunun üzerine Sağlar, “Bu zihniyet, türbanı siyasal İslamın sembolü olarak gördüğünü tescil ediyor. AKP için mesele örtünme değil, mesele örtünen kadının siyasal İslamcı olması” dedi. Fikri Sağlar hakkında “halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama” suçundan resen soruşturma başlatıldı. Zam isyanı 2020 yılı enflasyonunun açıklanmasının ardından işçi, memur ve emeklilere verilecek zamlar da belli oldu. Ancak yüzde 14.6 olan enflasyona karşın köprü ve otoyollara yüzde 26 zam yapıldı. Ardı ardına gelen elektrik, doğalgaz ve vergi artışları, yüzde 7.46 zam alacak memurların ve yüzde 8.36 zam alacak işçi emeklilerinin tepkisine yol açtı. SMA kampanyaları Sağlık Bakanı Koca, Milli Piyango’dan Varlık Fonu’na devredilen 75 milyon liranın, SMA hastası çocukların tedavisi için kullanılması yönünde başlatılan kampanyayı “kirli kampanya” olarak nitelendirdi. Koca, yurttaşlardan gelen tepkilerin ardından geri adım attı. 8 uçaklı saltanat Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay, CHP’li Çakırözer’in önergesine verdiği yanıt ile Cumhurbaşkanlığı envanterine kayıtlı 8 uçağın bulunduğunu açıkladı. Uçakların bakımlarının 800 bin dolar olduğu belirtildi. BM’den Libya’ya gözlemci önerisi BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, ateşkesin zaman zaman ihlal edildiği haberlerinin geldiği Libya’ya ateşkesin denetlenmesi amacıyla BM gözetiminde uluslararası gözlemciler gönderilmesini önerdi. ABDİran gerginliği ABD ile İran arasında İran Devrim Muhafızları’na bağlı Kudüs Gücü’nün komutanı Kasım Süleymani’nin ABD tarafından öldürülmesinin yarattığı gerginlik yeniden yükseldi. Kudüs Gücü’nün yeni komutanı ABD’yi “İşlediğiniz suçların intikamını alacak kişi evinizin içinde olabilir” sözleriyle tehdit etti. ‘Düşman kardeşler’ Körfez İşbirliği Konferansı’nda “Körfez ülkelerinin birbirleriyle bağları sıkılaştırma kararı” alındı. Katar’a Suudi Arabistan öncülüğünde uygulanan ambargo kaldırıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle