08 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 10 OCAK 2021 PAZAR KÜLTÜR Proje kapsamında sanatçılar şehrin ‘mahallelerini’ kayda geçti, araştırmacılar da yorumladı İzmir’in dönüşümü fotoğraflandı Gözde Yenipazarlı Bostanlı PROJENIN KÜNYESI Projeyi hayata geçiren katılımcılar şöyle: Sanatçılar: Ali Cem Doğan, Aliye Erkurtulgu, Aslıhan Güçlü, Esin İlmen & U. Oluş Beklemez, Gözde Yenipazarlı, Koray Aykanat, Mert A. Çakır, Sinan Kılıç Yazarlar: Altuğ Akın & Burak Doğu, Cansu Pelin İşbilen, Neslihan Demirtaş Milz, Tonguç Akış Editörler: Refik Akyüz & Serdar Darendeliler. İzmir’in farklı semtlerinde yaşayan sanatçılar, davet üzerine kendi mahallelerini fotoğrafladı. Bu fotoğrafları akademisyen, araştırmacı ve kültür profesyonellerinin de kaleme aldıkları metinlerle mahalle kavramını yorumladı. “Mahalle@İzmir” projesinden işlerin yer aldığı web sitesi “mahalleizmir.com”, Türkçe ve İngilizce olarak yayına girdi. “Mahalle@İzmir”, projesi EkimAralık 2020 arasında 9 sanatçının katılımıyla, HAYY Açık Alan ve GAPO’nun işbirliğinde Kültür İçin Alan’ın desteğiyle yapıldı. “Mahalle@İzmir”, son yüzyılda geçirdiği toplumsal ve fiziksel dönüşümlerle kozmopolit yapısı değişime uğrayan İzmir’de bugün deneyimlenen mahalle olgusunu özelkamusal yaşam, aidiyet, ortak deneyimler, sosyalleşme, doğanın insan eliyle dönüştürülmesi, yapılaşma, kentleşme, kültürel miras, toplumsal bellek gibi farklı boyutları ile belgeleme hedefiyle yola çıkıyor. Pandemi koşulları nedeniyle tüm etkinlikleri çevrimiçi mecralarda yapılan proje kapsamında, ekimaralık ayları arasında sanatçılarla yürütülen bire bir editörlük/mentorluk oturumlarının yanı sıra herkesin katılımına açık çeşitli etkinlikler de düzenlendi. Proje kapsamında üretilen tüm çalışmalara ve kaleme alınan metinlere “mahalleizmir.com” adresi üzerinden ulaşılabiliyor. Proje sanatçılarının 2 veya 3 gün boyunca devralarak paylaşımlar yaptığı Instagram hesabı “www. instagram.com/mahalle.izmir” ise önümüzdeki süreçte mahallelilerin paylaşımları, sitedeki metinleri kaleme alan isimlerin proje çıktılarına dair özel paylaşımları ve diğer sürpriz paylaşımlarla aktif kalmaya devam edecek. l Kültür Servisi ‘Müzik sokaklara Anlamlı proje başladı Nilüfer Belediyesi tarafından hayata geçirilir durumları dikkate alınarak değerlendirildi. İşsiz len “Müzik Yaşasın” etkin kalmış ve emekli maaşı vb. liği kapsamında sahne alacak müzisyenlerin konser çekimleri başladı. Pandemi sürecinden olumhiçbir geliri olmayan müzisyenlerin öncelikle tercih edildiği değerlendirme sonucu 98 müzisyemutluluk getirsin’ suz etkinin projelenen müde yer alzisyenlere destek masına karar veİsmini “Maraş Dondurması”ndan alan İsrailli bando olmak için “Müzik Yarildi. Proje kapsamınMarsh Dondurma ve Riff Cohen’den yeni şarkı... şasın” etda öncekinliği başlatan Nilüfer Belediyesi, sosyal medya hesaplarını den belirlenmiş sabit bir ücret karşılığı müzikseverlere sanal İsrailli bando grubu Marsh Dondurma, Cezayir ve Fas kökenli İsrailli şarkıcı Riff Cosahneye çevirerek Bursalı ortamda konser verecek hen ile yeni bir single çıkardı. müzisyenler ile dinleyicileri sanal ortamda buluşturmaya hazırlanıyor. Nilüfer Belediyesi, kısa sürede müziğin her dalından 200’ü aşkın başvuru ile karşılaştı. Müzik İnsanları Derneği işbirliğiyle organize edilen etkinlik kapsamında başvurular, müzisyenlerin geolan Bursalı müzisyenlerin konser kayıtları başladı. Kamera karşısında performanslarını sergileyen müzisyenlerin konserleri, 15 Ocak tarihinden itibaren her hafta cuma akşamları Nilüfer Sanat’ın YouTube ve Facebook hesaplarından yayımlanacak. Grubu kuran Dotan Yogev, 16 yıl önce “Maraş Dondurma” adlı Kudüs merkezli bandosunu kurdu. O zamandan beri 16 üyeli grup, Balkan, Afrika, Ortadoğu, ve caz müziğinden ilham alarak dünyanın dört bir yanında konserler veÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK riyor. 39 yaşındaki DoIssız fenerde 1 hafta... tan Yogev, Kudüs merkezli İsrailli bando Marsh Dondurma’yı, 2004 yılında sırt Marsh Dondurma Göteborg Film Festiva cek. Bu mekânlardan bili, pandemi döneminin ri de izole bir deniz feneçantalı bir Türkiye gezisinin hemen ardından kurmuş. New Çalmaya başladığımızda olanlara diğinde, İsrailli dinleyiciler için değişen izleme alışkanlık ri olacak. York’ta kişisel bir müzik deneyi hiçbirimizin hazır olduğunu san bunu telaffuz etmenin oldukça larına yönelik en deneyFilmloverss’ın aktardığıminden ilham alan Dotan, sokak mıyorum: İnsanlar dans etmeye zor bir isim olduğunu anladık sel projelerden birine im na göre, Kuzey Denizi’nde lara müzik ve mutluluk getirme başladı, bir sokak partisi başla neyse ki müziğimizi sevdiler... za attı. Festival, önümüz yer alan Pater Noster yi amaçlamış. Dotan, “Bulabildi dı ve bir şekerci havaya şeker at (gülüyor) deki günlerde belirlene Adası’na gönderilecek ğim tüm üflemeli çalgılar ve da tı” diyor. n Riff Cohen ile ortak düet cek sinemaseverleri, dış dünyadan izole bir halde bir hafta boyunca tek başına film izlemek üzere belirli mekânlara göndereolan sinemasever, bir hafta boyunca tek başına kalacak ve festivalin kendisine sunacağı 60 yeni filmi seyredecek. vulcularla grubu bir sokak grubu olarak kurdum. Birkaç provadan sonra ilk gösterimizi Kudüs açık pazarında sebze ve baharat tezgahları arasında yaptık. HALİL AÇIKGÖZ SERRA MENEKAY UMAY VE PEGASUS Bir çocuğun uçma hayallerinin, bir mitolojik kahraman “Pegasus” tarafından gerçekleştirildiği bu fantastik romanı, büyük bir zevkle okuyacak, hatta kitap bittiğinde pilotluk yolunda, ufak da bir adım atacaksınız. Gözlerinizi kapayın, kollarınızı açın ve kendisi pilot olan yazarımız Halil Açıkgöz’ün kaleminden, uçmanın o olağanüstü hazzını yakalayın. ADINI ARAYAN ÇOCUK 2 Bu kitapta bilen çocukların, bulan çocuklarla birlikte Kırmızı Gezegeni kurtarırken adlarını bulmalarının sıra dışı öyküsü anlatılmaktadır. Akılla çözülmesi gereken bilmecelerle dolu olan bu öykü doğayı, çevreyi, sevgiyi ve iyiliği koruyanlar için yazılmıştır... ‘Sırt çantasıyla Türkiye...’ Deyim yerindeyse bu renkli grubun kurucusu Dotan Yogev ile yeni çalışması ve müziği üzerine konuştuk. n Öncelikle ben de herkes gibi grubun adının neden, “Maraş Dondurma” olduğunu merak ediyorum... Kız arkadaşım (daha sonra eşim oldu) ve ben Türkiye’de 3 hafta boyunca sırt çantası ile geziyorduk. nasıl gelişti? Riff’in müziğini seviyoruz ve Ortadoğu seslerini ve groove’larını Batı müziğiyle birleştirmeye olan sevgimizi paylaşıyor, bu yüzden Riff’in bu şarkı için mükemmel bir şarkıcı olduğunu düşündük. Onu provamıza davet ettiğimizde hemen şarkının hissine kavuştu ve şarkıya nasıl yaklaşılacağı konusunda büyük bir sezgiye sahip olduğu açıktı. Riff Cohen ‘Ortadoğu bandosu’ n Müzik tarzınızı Hayatımızın en günasıl tanımlıyorsunuz? 18 20 zel zamanlarını yaşadık, Türkiye çok güzel ve her yerdeki insanlar bize çok nazik davBalkan, Afrika, Ortadoğu, caz ve klezmer müziğinden ilham alıyoruz. Bestecilerimizin randılar. Likya parkurunda bi her birinin kendi tarzı ve tutkuraz Türkçe öğrenmeye çalıştık. su var ve her biri bizi farklı bir Noga’yı (eşim) “Ekmek” olarak yola götürüyor, bizi biz yapan da çağırmaya, o da bana “Dolmuş” bu. Başka grupları taklit ederek olarak seslenmeye başlamıştı o başladık ama bugün hiç şüphe dönem. (Bugün hâlâ cep telefo yok ki tanınabilir sesimiz ve tarnundaki adım dolmuş olarak ka zımız var. Ortadoğu, şüphesiz en yıtlı). İsrail’e geri döndüğümüz büyük etkimiz ve bir “Ortadoğu de, Kudüs’te bando grubuma ye bandosu” olmaktan gurur duyuni başlamıştım ve bir isim arıyor yoruz. İsrail’de bir Nubia şarkısı duk. Maraş, bize bandoların yü olan Sukkar’ı çalmak ve Türk izrüyen geleneğini hatırlattı, Türk leyicisinin bundan çok keyif alçenin sesini çok sevdik ve ken ması bizi gerçekten çok mutlu dimize Maraş Dondurma deme ediyor. Gerçekten mahallemizye başladık. Grup İsrail’de ünlen deymişiz gibi hissettiriyor. www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017 2 BIN YILLIK ROMA MEZARI Bursa’nın İznik ilçesinde tarlanın ortasında bulunan 2 bin yıllık kaya mezarın Romalı soylu bir bürokrat ve ailesine ait olduğu ortaya çıktı. Devasa kayanın içi oyularak yapılan mezarın iç kısmında ve dışında oyularak ve o dönemden kalma orijinal boya ile mezarın kimlere ait olduğu yazıtlar bulunuyor. Mezarın 4 kişilik “Primigenus” ailesine ait olduğu ve o kişinin de asil bir Romalı aile olan ve bürokrasi ile uğraşan kişiler olduğu anlaşıldı. Mezarın yaklaşık 6 metreye 4 metre olduğu, o dönem için bu tür mezarların ancak zengin ve soylular tarafından yaptırılabileceği belirtildi. l İHA Kimse dokunamaz suçsuzluğumuza! Dün şiirimizin coşkulu ırmağı Cemal Süreya’nın ölüm yıldönümüydü (9 Ocak 1990). Yeryüzündeki ve ülkemdeki tüm pisliklerden birazcık olsun uzaklaşmak için günümü onun şiir dünyasında, şiir kitapları ve anıları arasında geçirdim. İroni, erotizm, aşk, imge büyücüsü... Doğu’nun en Batılı; Batı’nın en Doğulu ozanı; kalabalıkların en yalnızı, yalnızlar dünyasının en dolu dolu, en çok şiirle yaşayanı... Cemal Süreya, kendi şiirini “Güneşten yırtılmış caz sesine” ve “kavaldan akan gökyüzüne” benzetmişti... Ah ne isterdim güneşten artık sadece ve sadece akıl ve vicdan sesinin yırtılmasını... Neler vermezdim, kavaldan sadece özgürlüğün, eşitliğin, adaletin akmasına... Bakmayın size şiirden söz ettiğime... Aklım, fikrim, yüreğim, nabzım Boğaziçi Üniversitesi için direnen öğrenciler ve öğretim üyeleriyle birlikte atıyor. Aşk ve umut Cemal Süreya, en ünlü aşk şiiri “San”da şöyle der: “Kırmızı bir kuştur soluğum Kumral göklerinde saçlarının Seni kucağıma alıyorum Tarifsiz uzuyor bacakların Kırmızı bir at oluyor soluğum Yüzümün yanmasından anlıyorum Yoksuluz gecelerimiz çok kısa Dörtnala sevişmek lazım.” Bu şiiri, demokratik hakları için, insanlık onuru için, haksız yere zulüm gören her yaştan tüm gençlere adarken, Cemal Süreya’nın bir başka umut şiirini de şu sözlerle bitirdiğini anımsatayım: “Biz kırıldık daha da kırılırız / Kimse dokunamaz bizim suçsuzluğumuza.” Önceki gün PEN Yazarlar Derneği olarak yaşanmakta olanlarla ilgili bir açıklama yayımladık. “Bir an önce bu haksız, yersiz, ibretlik atamanın geri çekilmesini istiyoruz” dedik. Açıklamamız gazetede yer bulamadığından, kayda geçmesi için buradan paylaşıyorum. PEN’den açıklama PEN Yazarlar Derneği olarak üniversitelerin, özgür düşünceyi, eleştirel düşünceyi geliştiren, araştırmaya öncelik veren, ilim ve bilim yuvası olmaları gerektiğine inanıyoruz. Bu ilkenin karşısına dikilen en büyük tehlike ve tehdit, liyakatin değil, iktidarın siyasiekonomik emellerinin her alana hükmetme çabasıdır.   Boğaziçi Üniversitesi’ne (BÜ) siyasal erk tarafından, dışarıdan bir rektör atanmasıyla başlayan, öğretim üyeleri ve öğrencilerin hak arayışları ve protestolarıyla devam eden süreçte yaşanan baskı, şiddet ve gözaltılar; gençlerin karşılaştıkları kötü muamele ve işkence; hak ve hukuk çiğnenerek, onları “terörle” ilişkilendirme çabaları; sadece üniversite kapısına değil, akademik özgürlüğe de takılan kelepçeyi kınıyoruz. Çağdaş, evrensel, laik eğitimden yana; ilime, bilime saygılı olanlar “elitist, terörist” suçlamalarından korkmazlar. Direnme ve protesto hakları olduğunu bilirler. Bu süreçte BÜ Rektör Danışmanı Prof. Zafer Yenal ve BÜ Yayınevi Yayın Kurulu Başkanı yazar Murat Gülsoy, bu görevlerden istifa ederek, ülkemizde nicedir unutulmuş olan “onur”, “erdem”, “sorumluluk” gibi kavramlara dikkat çektiler. Teşekkür ediyoruz. Boğaziçi Üniversitesi mezunu olan ve çeşitli sanat dallarında faaliyet gösteren sanatçılar ve yazarlar, “partili bir rektörün Boğaziçi Üniversitesi’nin temsil ettiği ve gelenekselleşmiş değerlere zarar vereceği inancındayız” diyerek bir açıklama yayımladılar. Temel değerleri anımsattılar: Üniversitelerin siyaset aracı olarak kullanılmaması. Akademik yöneticilerin atamayla değil, seçimle belirlenmesi. Akademik programların öğretim elemanlarınca; üniversite kurullarınca kararlaştırılması bilimsel özgürlüğün ve yaratıcılığın şartlarındandır. BÜ mezunu yazar ve sanatçıların bildirisine katılıyoruz. Tüm üniversitelerimizin geleceği için bir an önce bu haksız, yersiz, ibretlik atamanın geri çekilmesini istiyoruz. Trendeki Yabancı’nın bu ayki teması ‘Kukla’ Aylık öykü dergisi “#TrendekiYabancı”nın on yedinci sayısı “Kukla” temasıyla yayımlandı. Zeynep Kahraman Füzün, Senem Gezeroğlu, Luciany Aparecida, Mehmet Fatih Özbey, Min Young Lee, Halil Yörükoğlu, Zeynep Kaçar, Bülent Ayyıldız, Ariel Dorfman, KMing Chang, Emirhan Burak Aydın, İlhan Durusel, Ayşe Özlem İnci, Lydia Davis, Guy Davenport, Sibel Bozkurt, Gülce Maşrabacı, Melda Uytun, Duygu Özsüphandağ Yayman, Ahmet Yetik öyküleriyle “#TrendekiYabancı”nın ocak sayısında. “#TrendekiYabancı”nın yeni sayısı, App Store ve Google Play Store’dan indirilen uygulamayla okunabiliyor. Uygulama indirildiğinde bugüne kadar çıkan tüm sayılara da erişilebiliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle