09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR 7F7E.SVTEIVNAEDLII’KNDFIELNM NOTLAR: FERZAN ÖZPETEK, VENEDIK’TE SIAE 2020 ONUR ÖDÜLÜ ALDI Yaratıcı vatandaş... Grammy Ödüllü, söz yazarı ve şarkıcı Janelle Monae Robinson, Veronica Henley rolünde çok başarılı. 13 6 EYLÜL 2020 PAZAR Ferzan Özpetek İtalya’da, buradan çıkarak da dünyada, Türkiye’dekinden daha fazla ilgi görüyor galiba. Üstelik, seyircileri, izleyicileri ve okurları tarafından olduğu kadar, sanat çevrelerinde de içtenlikle seviliyor, takdir ediliyor, saygıyla karşılanıyor. Çift kültürlü kökleri, bu ülkenin topraklarında sere serpe gelişmiş; 43 yıldan bu yana kucaklaşarak, birbirlerini cömertçe beslemişler... Bu yıl 17 yaşına basan ve festivalin en fazla ilgi gören saygın yan bölümü “Giornate degli Autori” (Yaratıcıların Günleri, ya da artık kullanılmadığı dikkati çeken İngilizce adıyla “Venice Days”) seçkisine koşut olarak verilen İtalyan Yaratıcılar ve Yayıncılar Derneği (SIAE) yaşam boyu onur ödülünün yeni sahibi Ferzan Özpetek, çok mutlu ve heyecanlı... ‘Kabuk bağlayamıyorum’ “Giornate degli Autori” etkinliğinin arkasında duran SIAE tarafından 2016’dan bu yana verilen ödülün daha önce onurlandırdığı Paolo Sorrentino ve Marco Bellocchio gibi Ferzan Özpetek de çok boyutlu bir sanatçı. Sinemanın ötesinde, tiyatro ve opera da sahnelemiş; Venedik Bienali’nin ısmarladığı işini herkes alkışlamış; son olarak da, yazdığı kitapla İtalya’da ve Türkiye’de en çok satanlar arasına girmeyi başarmış... Bir süredir olağanüstü bir yaratıcılık patlaması yaşadığını, çok çalıştığını ve güzel işlerin sanki kolayca, doğal bir kaynaktan fışkırırcasına ortaya çıkıverdiğini anlatıyor. Ve tabii, bu verimli süreç boyunca, yeri geldiğinde, Sezen Aksu’nun müziğiyle bütünleşmeyi de yine ihmal etmemiş... Törende Özpetek'in 20 yıldır hayatı farklı açılardan fotoğrafladığı ve Türkiye'den getirdikleriyle, içinde bulunduğu toplumu besleyen bir yazar ve yönetmen olması dolayısıyla SIAE Özel Ödülü'ne layık görüldüğü belirtildi. “Bir türlü kabuk bağlayamıyorum. Son yıllarda yakın çevremdeki acı kayıplar beni çok etkiledi. Dünyanın genel durumu da ortada... Durup dururken ağladığım bile oluyor... Bir ara güzel yemekler yapmaya merak salıyor ve şişmanlıyorum. Ardından o kiloları atıyorum. Bu arada durmadan çalışıyor, üretiyorum... Geçen yıl, tam Madame Butterfly operasını sahneleme çalışmalarını sürdürürken, Venedik Bienali bir teklif getirdi... Önce, zamanım yok yapamam, diye düşünürken sonuçta çok güzel bir iş çıktı ortaya. Ayrıca bir de roman yazdım son dönemde...” diyen Ferzan Özpetek, COVID19 salgını nedeniyle son filmi “La Dea Fortuna”nın gösterime girişi ertelenince, adının birden edebiyat gündeminde öne çıkıverdiğini görmüş. İki ay önce, Can Yayınları tarafından basılan “Bir Nefes Gibi”, Türkiye'de de ilk sıraya yerleşivermiş. İtalya’da 150 bi ni, Türkiye’de de 80 bini aşmış bile satışlar... İtalyanca yazıyor... “Romanı önce Türkçe mi kaleme aldın, yoksa İtalyanca mı” diye sorunca, “Doğrudan İtalyanca yazdım. Bunca yıldan sonra, İtalyanca düşünmek, İtalyanca yazmak daha kolay oluyor tabii, doğallaşıyor. Türkçeye Neval Barlas çevirdi ama ben de elden geçirdim. Duygu ve düşüncelerimin en uygun, en iyi biçimde aktarılmış olması için dikkatle okudum. Tamamlanmakta olan Fransızca çevirisi için böyle bir şansım yok tabii” yanıtını veriyor. “Giornate degli Autori” bölümünün sanat yönetmeni Giorgio Gosetti, ödülün kendisine neden verildiğini açıklayan metni okurken, Ferzan Özpetek’in gözleri buğulanıyor. Bir Amerikan yapımı olacak yeni film projesini bir süre düşünmüyor... RUSYA’DAN GÖSTERI FRINGE İSTANBUL’DA Rusya’dan Ballet. Theatre prodüksiyonu olan “Songs of Ri” gösterisi, Istanbul Fringe 2020 kapsamında çevrimiçi olarak izleyiciyle buluşacak. “Songs of Ri”, besteci Anzhelika Gabibova’nın vokalist Ri Vinogradova için seneler önce bestelediği bir dizi şarkıdan ilhamla ortaya çıkan bir gösteri. Her şarkının kendine has bir hikâyesi var. Beatles’tan alıntılar, Marina Tsvetaeva’nın şiirleriyle birleşiyor. İngiliz bir folk şarkısında “Nirvana” tınıları duyuluyor. Bestecinin uydurduğu absürd bir hikâye duyuluyor. Bach, Schubert ve Mahler ekoları yankılanıyor. ‘Antebellum’ vizyonda: Sus! Konuşursan başın derde girer. George Floyd’a selam çakan film! Film, başlar başlamaz seyirciyi Amerikan iç sa vaşı öncesine ve kölelik döneminin içine atıveriyor. Sahnede, temizlik yapan, KONUK YAZAR askerlerin her türlü isteğini yerine EMEL getirmeye haSEÇEN zır bekletilen, sadece sahi bi, yani beyaz Amerikalı sorduğunda, cevap hakkı olan siyahi kadınlar. Asimile edilmeye çalı şılan siyahi ırk için yapıl mış, son zamanların en iyi filmi denilebilir, ama sadece bunu da kapsamı yor. “Yeşil Rehber” filmin deki en önemli sahneler den biri, siyahi ve duru mu iyi olan doktoru ara bada gördüklerinde tarla da çalışan, kendi kökle rinden insanların ona şaş kın bakışlarıydı. Çünkü doktorun şoförü bir beyaz adamdı! Film, sanki o sah neden yeniden bir pamuk tarlasına sokuyor bizi ve yüzümüze çarpa çarpa bi zi insan yapan unsurla rı hatırlatıyor. Geçmiş te, Amerika’nın güneydo ğusunda büyük çiftlikle rin ağırlıklı olduğu ve ta rıma dayanan bir ekono mi hâkimken bu çiftliklerde özellikle pamuk, şekerkamışı ve tütün yetiştirilmekte ve gereken işgücü de Afrika’dan kaçırılarak getirilen, siyahi kökenli kölelerdi; Antebellum, onların hikâyesi. Her yol mübah! Robert Edward Lee (18071870) Amerikan İç Savaşı sırasında (18611865) Konfederasyon Ordusu’nun komutanıdır. Film, kendini yarı tanrı olarak kabul eden komutanın üzerinden tüm siyahi kökenli ırklara karşı yapılan müdahale, şiddet, asimile ve insan dışı muameleleri tüm çıplaklığı ile vurguluyor. General: “Bana itaat etmeyi ne zaman öğreneceksin! Senin adın ne?” Susmakta direnen ve sonunda işkence ile adının “Eden” olduğunu söyleyen siyahi kadın lider (aslında Eden anlamına baktığımızda, o zamanlar yine yerleşim yerleri güneyde Karolina, Missisipi gibi yerlerin ismi olduğunu görüyoruz) sonunda ismini haykırır: “Benim adım Veronica!” Antebellum, afişte de fark edileceği gibi “E” harfi ters yazılmış. Bu da EDEN oluyor. Yani geçmişte Eden, günümüzde ise bir kadın ve yazar kimliği ile eşitlik, adalet ve özgürlük diyen; kadınların susmaması gerektiğini vurgulayan. “Siz, beyaz Amerikalılar! Genleriniz ile konuşuyorsunuz!” ve kendisine saldıran bir kadına da “Sen, nasıl bir kadınsın?” diyecek kadar “Kadın, olmanın içinde daha çok merhamet ve şefkat olduğunu vurgulayan.” Bugün Trump, Floyd olaylarında gösterileri yasaklasa da herkes geçmişten atalarından taşıdığı genlerle mücadeleye devam ediyor. KAPAN ve BİZ filmlerinin yapımcı ve senaristleri olan Gerard Bush ve Christopher Renz iyi iş çıkarmışlar. Sürprizlerle örülü filmde, üzülürken gülümsemek de mümkün. Veronica Henley rolü ile Grammy Ödüllü, söz yazarı ve şarkıcı Janelle Monae Robinson, çok başarılı. Bazı sahnelerde, rahmetli Withney Houston (19632012), Eric Lange ve Jena Malone eşlik ediyor. Geçmiş ölmez! Gelecek geçmiş ile şekillenir. Ahmet Hamdi Tanpınar ve Ara Güler aynı sergide ‘Aynı Rüyanın İçinde’ Ara Güler Müzesi, yeni sergi “Aynı Rüyanın İçinde” ile birlikte kapılarını açıyor. 28 Şubat 2021’e kadar ziyaret edilebilecek yeni sergide, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın metinleriyle Ara Güler’in fotoğrafları buluşuyor. Dergâh Yayınları’yla birlikte hazırlanan “Aynı Rüyanın İçinde” kitabı da sergiyle eşzamanlı yayımlanıyor. Diğer bir galeride de 1995 yılın da yayımlanan “Yitirilmiş Renkler” kitabında yer alan fotoğrafların Ara Güler tarafından kitap hazır lığı sırasında yapılmış çizimlerinden oluşan kitap maketini merkeze alan “Hayalimdeki İstanbul Ya Bir Vapurdur Ya Bir Kuş” adlı sergi gezilebilecek. Sergide maket kitabın yanı sıra, kitap içindeki notlar ve yazışmalarla kitapta yer alan renkli İstanbul fotoğraflarından bir seçki de sanatseverlerin beğenisine sunuluyor. Marmaris’in jürileri belli oldu 6. Marmaris Uluslararası Kısa Film Festivali’nin Ulusal Kısa Film Yarışması ve Liselerarası Kısa Film Yarışması’nın ana jüri üyeleri belli oldu. Festival 14 Ekim tarihleri arasında düzenlenecek. Geçmiş festivallerde beş kişiden oluşan ulusal jüri üyelerinin sayısı, COVID19 salgınından dolayı üç kişiye düşürüldü. Bu sene ulusal ana jüri başkanlığını yönetmen Umut Aral üstlendi. Ana jürinin diğer üyeleri oyuncu Ahmet Rıfat Şungar ve yönetmen Zeynep Ünal oldu. Festivalin ulusal yarışma bölümüne bu yıl 553 film başvurarak yeni bir rekor kırıldı. Filmlerin 37’si Ulusal Kısa film Yarışması, 5’i Liselerarası Kısa Film Yarışması’nda yarışacak. ‘İki Bekâr’ KüçükÇiftlik’te Emre Kınay ve Buket Dereoğlu’nun rol aldığı, Duru Tiyatro’nun “İki Bekâr” adlı oyunu 10 Eylül Perşembe akşamı KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu’nda sahnelenecek. URU organizasyonu ve Mey Diageo kurumsal desteğiyle, KüçükÇiftlik Park’taki düzenlenen KüçükÇiftlik Bahçe Tiyatrosu, hijyen önlemleri ve sosyal mesafesiyle tiyatroseverleri ağırlıyor. Sahnelenen oyunların biletleri, etkinlik başlama saati olan 21.00’e kadar çevrimiçi olarak Biletix’ten temin edilebiliyor. Gazeteci Yazar Erbil Tuşalp hayatını kaybetti GazeteciYazar Erbil Tuşalp İzmir’de tedavi gördüğü hastanede yaşamını yitirdi. KOAH hastalığı tedavisi gören Tuşalp çoklu organ yetmezliği nedeniyle 1 Eylül tarihinde İzmir Başkent Hastanesi’nde tedavi altına alınmıştı. Yoğun bakımda tedavisi süren 75 yaşındaki Tuşalp yaşam mücadelesini kaybetti. Erbil Tuşalp’ın cenazesi yarın (Pazartesi) saat 15.00’te Karşıyaka Doğançay Mezarlığı’nda düzenlenecek törenin ardından toprağa verilecek. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda “Daima doğruları savunan, çalışma ve eserleriyle karanlığa ışık tutan usta Gazeteciyazar Erbil Tuşalp’ın vefatından dolayı derin üzüntü duydum. Erbil Tuşalp’e Allah’tan rahmet, ailesine, sevenlerine başsağlığı ve sabır diliyorum” dedi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer de sosyal medyadan mesaj yayımladı. Soyer, “Dik duruşundan asla taviz vermeden mesleğini yapan, bağımsız gazeteciliğin üstadı Erbil Tuşalp’i İzmir’de yitirdiğimizi üzüntüyle öğrendim. Yakınlarına ve tüm sevenlerine sabır diliyor, acılarını paylaşıyorum” ifadelerini kullandı. 1974 yılında TRT’de haber kameramanı olarak mesleğine adım atan Tuşalp, ardından Radikal, Dünya, Milliyet, Posta gibi gazetelerde çalıştı. Cumhuriyet’in Ankara Bürosu’nda siyasi muhabir olarak görev yapan Tuşalp, Türkiye Gazeteciler Sendikası’nda iki dönem yönetim kurulu üyesi olarak görev yaptı. İnsan Hakları Derneği’nin kurucuları arasında yer aldı. Tuşalp, insan haklarını sorgulayan, yakın dönemin “Susurluk Kazası” gibi karanlıkta kalmış siyasal olaylara ışık tutan araştırmalarıyla tanındı. Araştırmacı kimliğiyle tanınan Tuşalp’in çok sayıda kitabı bulunuyor. Erbil Tuşalp’ın basın kartı Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı tarafından iptal edilmişti. Erhan Patır’ın yeni kitabı “Mavi Berem”i ilk okuyanlardan olmak ister misiniz? www.galeatiyayinevi.com galeatiyayincilik gletiyayincilik galeati2017
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle