09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
25 EYLÜL 2020 CUMA l Kadir Doğruer l Zafer Temoçin l İsmet Lokman 15 l İbrahim Tuncay CUK Günel ALTINTAŞ Dört grup insan vardır: 1) İleriyi görenler, 2) İleriye bakanlar, 3) Önünü görenler, 4) Önüne bakanlar. Bir de bir milyon çocuğu tarikat okullarına, kurslarına teslim eden yığın var tabii. H Virüsün aklı olsa, tabiplerden çok, siyasetçilere bulaşır. H Bahçeli, “Türk Tabipleri Birliği kapatılsın” demiş. Hazret, önce kendi ağzını kapatsa daha iyi olmaz mı? l Ahmet Öztürklevent l Raşit Yakalı l Mehmet Selçuk l Burak Ergin YÜKSEK YERİLİM HATTI Erdinç UTKU SİNDİRella masalının KÜLliye kedisi bizim medyamız! H Un, şeker, tuz ve yağ: “Beni Türk oburlarına emanet ediniz!” H Koronavirüse rağmen eğlencelere devam ediyoruz: Felaketten bir gece çalıyoruz! H TÜRK TALİPLER BİRLİĞİ kapatılsın! H H Devir “işi bilen”lerin değil, “işini bilen”lerin devri... H Gemiciği önce farecikler terk eder... H FinCEN belgeleri: Türkiye’de 800 milyon dolar rüşvet dağıtıldı. Usulsüzlük yapmak usulden oldu. Artık İMECE usulü değil, YEMECE usulü iş yapıyoruz! H Tarikatların ve terörist örgütlerin DİNlenme tesisleri mi bizim vatanımız? H Hayat pahalılığı gazilerine de maaş bağlansın! H Rakıyı birayla aldatmak ha! Sen de mi BİRAtüs? l Murteza Albayrak l Akdağ Saydut l Birol Çün l Halit Kurtulmuş Aytoslu l Kürşat Coşgun HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ / Günhan AYDIN Vicdansız iyimserlik 22 EYLÜL: Yavan bir tebessümle oturuyordu karşımda. Orta yaşlarda bir metropol erkeği... Manikürlü tırnaklar, gıdıda ve yanaklarda itinayla tanzim edilmiş bıdık sakallar, kıyafetinde organize bir salaşlık... Adam her haliyle bir mizansen, soğukkanlı telaşsız tavır, derken aniden kendi söyleyip kendi gülmeler... Senelerdir karşılaşmıştık, “şekerim” dedi, “mümkün değil, bir kadeh bir şey içelim”... Erkeklerin birbirlerine böyle “şekerim” falan gibi kabul günü kalıplarıyla hitap etmeleri beni hep huylandırmıştır... Özgüvensizlik mi acaba... Hep annemin yüzünden... Askerde usta birliğindeyken “kumandan” derlerdi, açıkçası o çok hoşuma giderdi... Acaba hangi komplekslerin terkibiyim... “Para pul, aşmak lazım aslında” dedi, “yapma yahu” dedim; maneviyata ağırlık vermiş, çok kitap okuyormuş, olumlu düşüncenin enerjisine inanıyormuş artık... Öyle pat diye “ben iflah olmaz bir iyimserim” diyen, “iyi ve kaliteli” bir hayata da kuvvetli bir kıymet veren, tarz sahibi arkadaşların kesif taarruzlarına maruz kalıyorduk sıklıkla bir aralar; demek ardı arkası kesilmeyecek... Cebimde 5 lira var, işten kovuldum, oğlumun ayakkabısı yok... Olumlu düşün; mayına bastım... Olumlu düşün; neden hep garibanlar şehit oluyor, sen bana dolgun bir şarap tavsiye ederken... Olumlu düşün. Alkolik yapar insanı bu pozitifler. Toksik varlıklarından ve rafine gustolarından uzaklaşıp ağız tadıyla bir buhrana eğilim gösterirsiniz... Çaaattt… “Şekerim” kaç sene geçti... Biraz dalgın gördüm seni... Yoksa o elindeki sigara mı... Annelerin gözlerinin önünde mülteci çocuklar boğuluyor poponu serinlettiğin denizlerde... Olumlu düşün. İnsanın içinden bazen alayına sağlam bir enerji dayayıp, paralel bir evrene intikal etmek geliyor ama viran olası hanede evlad ü iyal var... Yüz sene evvel “vicdansız iyimserliğe” karşı kimi şairlerin örgütlediği bir kötümserliği savunurdu Alman dostum. Onu o sınırda, trende görmüştüm en son. En “son bakışta”... Talihsiz bir tesadüf neticesinde karşılaştığım “şekerim”den müsaade isteyip kupon yatırmak için Tufan’ın büfesine doğru yürürken, keşke biraz olumlu enerji rica etseydim, diye geçirmedim de değil içimden.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle