09 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KORONAVIRÜS 21 EYLÜL 2020 PAZARTESİ 110 KEDİYLE YAŞIYORDU İspanya’nın Valencia bölgesinde 110 kedisi olan kişi evden tahliye edilince bölgedeki hayvan barınakları kediler için ev arayışına girdi. SPAMA Safor adındaki barınak, kedi sahibinin kaldığı evin 100 SONUÇLARI 3 4 7 10 44 47 metrekare olduğunu açıkladı. Barınakta 200 kedinin olduğunu aktaran SPAMA Safor, yeni kediler için yer olma 6 BİLEN: 21 milyon 522 bin 308 TL (Devretti) 5 BİLEN: 22.024.75’er TL dığını duyurdu. Barınak yetkilileri, yerel yetkililere durumu bildirdiklerini ancak geri dönüş alamadıklarını belirtti. 4 BİLEN: 507.85’er TL 3 BİLEN: 26.80’er TL 2 BİLEN: 3’er TL Herkese Bilim Teknoloji dergisinin katkılarıyla hazırlanmıştır. İyileşenlerde nörolojik hasarlar kalıcı olabilir Ayvalık’ta 40 hektar yandı Balıkesir’in Ayvalık ilçesi Şeytan Sofrası mevkiinde önceki akşam başlayan orman yangını rüzgârın etkisiyle büyüdü. Alevler, Şeytan Sofrası olarak bilinen tepelik alanın alt kısmında başlayıp sahil bandına doğru ilerledi. Yangın ekiplerin mücadelesi sonrası kontrol altına alındı. 40 hektarlık alanın kül olduğu yangına kopan elektrik kablosundan çıkan kıvılcımların neden olduğu belirlendi. Balıkesir Valiliği’nden yapılan açıklamada, orman yangınının gece boyunca devam eden söndürme çalışmaları ve sabahın erken saatlerinden itibaren helikopter ile yapılan müdahale sonucunda tamamen kontrol altına alındığı belirtildi. Büyükşehir Belediye Başkanı Yücel Yılmaz da yangına ekiplerin özveriyle müdahalede bulunduğunu bildirerek “Hem Orman Bölge Müdürlüğümüz hem de belediyemizle yanan yerlere hızlı şekilde ağaç dikeceğiz” ifadesini kullandı. 3 yıl önce yine yaşanmıştı 2017 yılında aynı bölgede yine yangın çıkmış, sanatçı Haluk Levent’in çağrısı ile alan ağaçlandırılmıştı. Yangının ardından Haluk Levent sosyal medyadan ilk paylaşımında, “Ayvalık yanıyor. Şimdi gördüm. Şeytan Sofrası’na kadar gidiyor alevler. 2 yıl önce her yere yaymıştık fidanları. Üzülme Ayvalık tekrar geleceğiz!” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet PROF. PAMPAL UYARDI Ankara ve İstanbul ciddi risk altında Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Süleyman Pampal, İstanbul depremi üzerinde yapılan istatistiki çalışmaların olduğunu, 1999 depreminden sonraki 30 yıl içinde büyük depremin olma olasılığının yüzde 6065 olarak belirlendiğini belirtti. Pampal, “1999’dan sonra 21 yıl geçti. Bu yüzde 65 olan ihtimal 70’e çıktı, 75’e çıktı 80’e çıkıyor. Yani yaklaşıyoruz. Önümüzdeki 10 yıl içinde olması tabii ki mümkün” dedi. ElazığSivrice depremini anımsatan Pampal, “Elazığ, Sivrice, Pötürge arasında meydana gelen deprem, uyuyan devin uyandığını bize hatırlattı. Bir fay sisteminde kırılma yaşanması durumunda tehlikenin en yoğun olduğu yer, fayın diğer iki ucudur. Bu ne demek? Pütürge’den güneye Sincik, Gölbaşı’na doğru olan kısmın eli kulağında demek. Ankara ciddi tehlike altında” dedi. Niğde’de deprem: 5.1 Öte yandan Niğde’nin Bor ilçesinde dün 22.08’de 5.1 büyüklüğünde deprem meydana geldi. 7 kilometre derinlikte olan deprem çevre illerden de hissedildi. l DHA 100 yıllık bayrak vatana döndü Birinci Dünya Savaşı’na katılan bir Anzak askerinin ülkesine götürüp yatağının başucundaki tahta sandıkta üniformasıyla birlikte özenle sakladığı Türk bayrağı, bir asır sonra Türkiye’ye döndü. 17 yaşındayken önce Mısır sonra Çanakkale’ye savaşmaya giden Anzak askerinin Türk bayrağını, dedesinin ölümünden sonra bulan torunu, bayrağı 2007 yılında Melbourne’e giden fotoğraf sanatçısı Ercan Bekat’a verdi. Bekat, bayrağı Özel Arabul Kültür Merkezi ve Müzesi’ne (KUAKMER) teslim etti. KUAKMER Müdürü Melek Sözer, “Bayrağın arkasında L. Y. Baring diye bir isim yazıyor. Ancak bu isim kime ait onu da bilmiyoruz” dedi. l DHA Kimi Covid19 hastalarının koku ve tat duyusunu yitirmekten inmeye, çeşitli nörolojik rahatsızlıklar yaşadığı bildiriliyor. Hastalığın nöronları da etkileme olasılığını göz önünde bulunduran doktorlar, “Tedavi protokollerinde köklü değişikliklere gidilebilir” diyor. HAFIFE ALINMAMALI Geçici koku ve tat kaybının dışında, nörolojik etkilerin ağır geçen Covid19 hastalarının çoğunda görüldüğü bildiriliyor. Şu anda kesin rakamlar bilinmese de az sayıda insanın beyin ve sinir sistemlerinde ağır hasar oluştuğu biliniyor. “Bu beyin hasarları kalıcı olabiliyor” diye konuşan Nath, “Beyin hasarları kişiliğimizi değiştirebilir, yürüyüşümüzü aksatabilir ve çok çeşitli uzun süreli hastalıklara neden olabilir. Hastaların çok küçük bir oranında görülse de nörolojik hasar bireyin tüm yaşamını cehenneme çevirebilir. Dolayısıyla katiyetle hafife alınmamalıdır” diyor. REYHAN OKSAY Hastanelerin yoğun bakım ünitelerinde Covid19 hastalarının çektiği sıkıntılara tanık olanlar, yalnızca göğüs hastalıkları uzmanları veya virologlar değil. Nörologlar da artık işin içinde. Hastalığın genellikle solunum yollarını tuttuğu inancının yaygın olduğu şu günlerde bu sonuçlar şaşırtıcı. Virüsün beyinde de doğrudan nöronları hedef aldığı yönünde duyumlar arttıkça, doktorlar tedavi yöntemlerini yeniden gözden geçirmeye hazırlanıyor. Avrupa’da ortaya çıkan vakalarda, hastaların yüzde 86’sının koku almakta zorluk çektiği, yüzde 89’unun da tat alamadığı bildiriliyor. Bunların dışında da nörolojik semptomlar ortaya çıkıyor. Covid19 hastalarından bazıları başağrısı ve baş dönmesinden yakınıyor. Hastalığı şiddetli geçirenlerde bu semptomlar nöbet geçirme ve inme gibi ağır vakalara dönüşebiliyor. Hatta bu bulgular, altta başka kronik hastalığı olmayan genç insanlarda bile görülebiliyor. Şimdilik bu belirtiler nadir görülüyorsa da tam olarak sıklığı bilinmiyor. Bazı hastalıklarda nörolojik hasar diğer sorunların bir yan etkisi olarak ortaya çıkabiliyor. Ancak SARSCoV2’nin doğrudan nöronları etkiliyor olması daha büyük bir olasılık. 1980’li yıllardan bu yana koronavirüsleri inceleyen Quebec Ulusal Bilimsel Araştırmalar Enstitüsü’nden Pierre Talbot, bundan önceki yaygın gribe yol açan HCoVOC43 ve HCoV229E virüslerinin sinir sistemine ve beyne gittiğini tespit ettiklerini bildiriyor. Giriş yolunun koku alma sinirleri olduğuna dikkat çeken Talbot, bu virüslerin beyne girdikten sonra her noktaya ulaştığını, nöronları öldürerek ensafalit (beynin akut enflamasyonu) gibi ciddi hastalıklara yol açtığını söylüyor. Amerikan Nörolojik Hastalıklar ve İnme Enstitüsü’nden Avindra Nath Covid19 hastalarının beyinomurilik sıvılarında virüsün izine raslandığını belirtiyor. Yine virüsün beyni etkilemeden bu sıvıya bulaşmış olabileceği olasılığını da göz ardı etmiyor. Virüs hastanın kanında dolaşırken omurilikten sıvı çekme sırasında enjeksiyona bulaşmış olabilir. Nörolojik semptomların olası nedenleri: n Nörolojik semptomlar oksijen azlığından da kaynaklanıyor olabilir. Covid19 akciğerlerde ağır hasar yarattığı için hastanın kanında yeterli oksijen bulunmayabilir. Dolayısıyla beyne yeterli oksijen gitmediği için UZUN VADELI NÖROLOJIK SONUÇLAR Virüsün beyne ulaşması uzun vadeli nörolojik sonuçlara yol açabilir. Biliniyor ki bazı virüsler nöronlar arasında uzun süre saklanıp ileri yaşlarda yeniden faaliyete geçebiliyor. Herpes simplex bunlardan biri. Yüzde ağız ve burun çevresinde uçuklara, genital bölgede yaralara yol açtığı biliniyor. Ancak bazı insanlarda beyinde enflamasyonu tetiklediği de bildiriliyor. Hasta bir kere enfekte oldu mu, bu virüs nöronların arasında gizlenerek yaşam boyunca bağışıklık sistemi zayıfladığında yeniden uyanabiliyor. Talbot, nörolojik etkilerin Covid19’dan iyileşen hastalarda yaşam boyu sorun çıkartabilme olasılığının yüksek olduğunu söylüyor. Örneğin inme ve nöbetler uzun süreli beyin hasarlarına yol açabilir. nörolojik sorunlar çıkabilir. n Bir diğer neden de vücudun enfeksiyona bağışıklık tepkisinin beyinde hasar yaratması. Bağışıklık sisteminin aşırı tepkisi olarak değerlendirilen sitokin fırtınası, enflamasyonu artırarak başta beyin olmak üzere diğer organlara hasar verebilir. Nath, bütün bunlara karşın virüsün doğrudan beyne gittiği olasılığını da ciddiye almak gerektiğine dikkat çekiyor. Eğer bu kanıtlanırsa hastaların tedavisinde köklü değişikliklere gitmek gerekecek. Bugüne dek tüm ilaç protokolleri akciğer hasarına yönelikti. Eğer beynin de devrede olduğu kesinleşirse bambaşka ilaçların kullanılması gündeme gelecek. Bir kere ilaçların kanbeyin bariyerini aşması gerekecek ki pek çok ilaç bunu yapamaz. https://www.newscientist.com/article/ mg24632842800coronavirusseemstoreachthebrainwhatcouldthismeanforus/ https://www.aarp.org/health/conditionstreatments/info2020/covid19brainsymptoms.html https://pubmed.ncbi.nlm.nih. gov/32329044/ https://medicalxpress. com/news/202005mayoclinicexpertdiscussespotential.html 76 YILLIK BIR KEMIKTE ILERLEMIŞ KANSER IZI BULUNDU Dinozorlar bile kanser oluyormuş Kanser yeni çağın bir fenomeni değil. Atalarımızın da bu hastalığa yakalandıklarını gösteren öncü insan ve Neandertal kemikleri bulunmuştu. Kanada’da bulunan bir fosil ise dinozorların bile kansere yakalandığını kanıtlıyor. Paleontologlar 1989 yılında boynuzlu bir dinozor türü olan Centrosaurus apertus’a ait çok sayıda kemik bulmuşlardı. 76 77 milyonluk fosiller, burada bir dinozor sürüsünün bir selde öldüğüne işaret ediyor. McMaster Üniversitesi’nden Mark Crowther, ekibi ile bu Centrosaurus’un incik kemiğini ayrıntılı bir şekilde inceledi. Kemikte bulunan bir uru paleontologlar ilk önce iyileşmiş bir yara izi olarak kabul etmişlerdi. Fakat kemik yapısının, ince tabakalara ayrılması ve mikro bilgisayar tomografisine dayanan yeni analizler farklı bir sonuç verdi. Buna göre Centrosaurus’ta kötü huylu bir kemik kanseri vardı. “76 milyon yıllık dinozor kemiğinde ilerlemiş bir kemik kanserinin izini tespit ettik. Bu da dinozorda görülen kanserin ilk kanıtı” diyor araştırmacılar. Analizler otçul dinozordaki kanserin de ileri seviyede olduğu gösteriyor. “Tümör hayvanın incik kemiğini önemli ölçüde ‘kemirmişti’ ve çok fazla ağrı yapmış olmalı. Hatta bir olasılıkla metastaz bile oluşmuş olabilir” diyor bilim insanları. Kanser bacak kemiğinde olduğu için de dinozor için yürümek işkence haline gelmiş olmalı. Bu durum onu Tyrannosaurus gibi tebeşir devri yırtıcıları için dikkat çekici hale getirmişti. Fakat Centrosaurus sürü içinde yaşadığı için korunmuştu. Ve sürünün koruması altında bu hastalıkla normalden daha uzun süre yaşayabilmişti. Hasta Centrosaurus kanser yüzünden değil, sürüsüyle birlikte sele kapılarak ölmüştü. Malignant Bone Cances Has Been Diagnosed in a Dinosaur For The First Time Ever, Science, 5.8.2020. KÖPEKLER DÜNYANIN MANYETIK ALANINI MI KULLANIYOR? Köpekler koku alma becerisiyle ünlüdür ancak yeni bir çalışma, başka bir duyusal yeteneğe, manyetik bir pusulaya sahip olabileceklerini düşündürüyor. Araştırmacılar köpeklerin bu becerisinin, Dünya’nın manyetik alanını kullanarak bilmedikleri bir arazide kestirme rotaları bulmaya imkân veriyor olabileceğini belirtiyor. Çalışmada kamera ve GPS cihazlarıyla izlenen köpekler daha önce hiç bulunmadıkları ormanlık alanlarda gezilere götürüldü. Ortalama 400 metre mesafeden bir hayvanın kokusunu alarak kovalamaya başlayan köpekler, sahiplerine geri dönüşleri sırasında iki tür davranış gösterdi. Birinde, köpekler muhtemelen aynı kokuyu takip ederek aynı rotadan geri döndü. Diğerinde ise köpekler tamamen yeni bir rota izleyerek geri döndü. Köpeklerin geri dönerken sahiplerini göremeyecek konumda olmaları ve rüzgârın yönü nedeniyle sahiplerinin kokusunu almalarının mümkün olmamasından hareketle araştırmacılar, köpeklerin kuzeygüney ekseni boyunca koşarak önceki konumlarını hatırlayabileceğini ve varış noktasına giden en kısa yolu bulmak için Dünyanın manyetik alanını kullanıyor olabileceğini ifade ediyor. 10 MADDEDE DİJİTAL KÜLTÜR TANOL TÜRKOĞLU MOBİL İNTERNETİ EN UCUZ 10 ÜLKE (1 Gb internet fiyatı) n Hindistan (9 cent) n İsrail (11c) n Kırgizistan (21c) n İtalya (43c) n Ukrayna (46c) n Kazakistan (46c) n Somali (50c) n Sri Lanka (51c) n Rusya (52c) n Vietnam (57c) (Türkiye 72 cent ile 20. sıradadır) Kaynak: VisualCapitalist.com
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle