25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 9 28 AĞUSTOS 2020 CUMA AKP’nin milli Yaçeşitlibahanelerle iptal ettiler ya da içini boşalta bayram alerjisi rak Cumhuriyet ve Atatürk’le hesaplaşma yolunu seçtiler n 19 Mayıs 2003 Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik’i makamında ziyaret eden önceden belirlenmiş öğrenciler, “19 Mayıs stadyumlardan kurtarılmalı” diyerek dilekçe verdi. Dilekçeye destek veren öğrenciler arasında Abdullah Gül’ün oğlu da yer alıyordu. Bakan Çelik de öğrencilerin bu talebini olumlu karşılayarak benzer ifadeler kullandı. n 30 Ağustos 2003 Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in Çankaya’da verdiği resepsiyona TBMM Başkanı Bülent Arınç katılmadı. n 23 Nisan 2005 Törenlerin stadyumlarda kutlanmasına yasak getirildi. TBMM Başkanı Bülent Arınç TBMM’nin Osmanlı dönemindeki meclisin devamı olduğunu yineleyerek 23 Nisan’da kurulan Meclis’i yok saydı. n 19 Mayıs 2005 Her yıl 19 Mayıs’ta geleneksel olarak Samsun’dan Ankara’ya yapılan “Gençlik Yürüyüşü”ne alternatif bir etkinlik düzenleyen Anadolu Gençlik Dergisi, İçişleri Bakanlığı’nın izniyle “Fetih ve Gençlik Koşusu” yaptı. n 19 Mayıs 2007 “Gençlik ve Spor Bayramı”nın gölgelenmesi için “Kutlu Doğum Haftası” etkinlikleri öne çıkarıldı. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türk Diyanet Vakfı işbirliğiyle 1989 yılından beri çeşitli etkinliklerle kutlanan “Kutlu Doğum Haftası” özellikle bu yıl şova dönüştürüldü. 1622 Nisan tarihleri arasında kutlanan hafta çerçevesinde 11 bin 723 etkinlik düzenlendi. n 23 Nisan 2008 24 Nisan 2008, Cumhuriyet Ankara 19 Mayıs Stadyumu’ndaki törenlerde hiçbir yerde Atatürk posteri asılmadı. Şanlıurfa’da ise 23 Nisan kutlamalarına alternatif olarak Milli Görüş’çü Anadolu Gençlik Derneği “Kutlu Doğum Haftası” etkinlikleri kapsamında türbanlı çocuklara ilahiler okutturuldu. n 19 Mayıs 2008 Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan “gözünde beliren sağlık sorunu” nedeniyle törenlere katılmadı. n 30 Ağustos 2010 Erdoğan, resmi programında yer almasına rağmen Atatürk Kültür Merkezi’ndeki törenlere katılmayarak Rize’ye gitti. n 19 Mayıs 2011 Anıtkabir’deki törene katılan Başbakan Erdoğan, stadyumdaki törene “soğuk algınlığı” nedeniyle katılamadı ama öğleden sonra aniden iyileşip Siirt mitingine gitti. n 29 Ekim 2011 Cumhuriyetin 88. kuruluş yıldönümü törenleri, Van depremi ve Hakkâri’de 24 erin şehit edilmesi nedeniyle alanlardaki törenler iptal edildi. Tek tören Anıtkabir’de düzenlendi. Ancak ulusal yas nedeniyle bayram törenlerini iptal eden devlet erkânı akşam Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’ın oğlunun düğününe gitmekte sakınca görmedi. n 23 Nisan 2012 Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül törenlere katılmadı. n 19 Mayıs 2012 AKP hükümeti 2012’de “19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayarım”nı bir yönetmelik çıkararak stadyumlarda kutlanmasına yasak getirdi. Böylece bayramın anlam ve önemini yitirmesini amaçladı. Bu yıl ilk kez devlet erkânı Anıtkabir’e çıkmadı. Bu yıldan sonra 19 Mayıs törenlerine devlet erkânını sadece Gençlik ve Spor Bakanları temsil etmeye başladı. İllerde de valilikler Atatürk anıtlarına partiler ile sivil toplum örgütlerinin çelenk koymasına yasak getirdi. n 30 Ağustos 2012 Türkiye’de ilk kez cumhurbaşkanı olmadan 30 Ağustos Zafer Bayramı kutlandı. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül kulağında rahatsızlık olduğu gerekçesiyle Anıtkabir’deki törenlere katılmadı. AKP iktidarının törenlerde siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine Atatürk anıtlarına çelenk koyma yasağı getirmesi illerde yine krizlere neden oldu. Ay İktidara geldikleri 2002’den itibaren “milli bayramlar”dan hazzetmediklerini ya söz ya da eylemleriyle ortaya koydular. Kimi bayramlarda aniden rahatsızlandılar kimi zaman da afet ya da terör olayları gerekçesiyle bayramları iptal ettiler. İptal edilmesini gerekçe gösterecek bir felaket yoksa Atatürksüz, ilahili, Kuran tilaMIYASE vetli bayram kutlaması yaptılar. ILKNUR Bazı bayramların da yönetmelik değişikliği ile içeriğini boşaltıp sembolik kutlamaya dönüştürdüler. İktidara 2002 yılında gelen AKP, yıl yıl milli bayramlar ve 10 Kasım Atatürk’ü Anma törenlerinin içini boşaltarak ya da çeşitli bahanelerle iptal ederek Cumhuriyet ve Atatürk’le hesaplaşma yolunu seçti. 23 Nisan ve 19 Mayıs törenlerinin stadyum gösterileri ile kutlanmasını yönetmelikle iptal ederken 30 Ağustos akşamları Genelkurmay Karargâhı’nda verilen resepsiyonu da yine bir yönetmelik değişikliği ile Cumhurbaşkanlığı köşküne taşıdı. 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nda devlet erkânının Anıtkabir’e gitmesi kaldırıldı. Devleti sadece Genç lik ve Spor Bakanı’nın temsil etmesiyle yetinildi. Bu iki bayramda yapılan sokak yürüyüşleri ve fener alayları da valilikler eliyle yasaklandı. Yürümek isteyenlere karşı güvenlik güçleri tazyikli su, cop ve gazlı saldırıda bulundu. Yasak üstüne yasak Milli bayramlarda siyasi partilerin ve sivil toplum kuruluşlarının illerdeki Atatürk anıtlarına çelenk koymasına da yasaklar getirildi. AKP’nin 18 yıllık iktidarında milli bayramlar sıklıkla deprem, maden faciası ya da terör olayları gerekçesiyle iptal edildi. Ancak “Ulu sal yas” gerekçesiyle bayram törenlerini iptal eden devletin tepe noktası o günlerde düğünlere, havai fişekli müzik gösterili açılışlarda boy gösterdi. Ya hasta ya da gezi Bayramlarda iptal gerekçesi olabilecek bir felaket olmayınca da dönemin ya Cumhurbaşkanı ya Başbakanı ya da TBMM Başkanı aniden hastalanıverdiler. Hastalanma olayı çok arka arkaya gelince bu kez yurtdışı geziler imdada yetişti. Bayramlarda müzik dinletilerini kaldırıp yerine ilahiler ve Kuran tilavetini koydular. n 23 Nisan 2016 Kilis’te roket saldırısı nedeniyle 5 yurttaşın ölümü nedeniyle törenler iptal edildi. Devlet erkânı 23 Nisan törenlerine yas nedeniyle katılmazken akşam Antalya’da havai fişekli, ses ve ışık gösterili EXPO törenlerine katılmakta sakınca görmedi. n 30 Ağustos 2016 Resmi törenler sırasında ilk kez sivillerin Anıtkabir’e girmesini önlemek amacıyla barikat konuldu. n 29 Ekim 2016 Cumhuriyetin 93. yıldönümünde bayram yürüyüşleri terör olayları nedeniyle iptal edildi. n 10 Kasım 2016 Dönemin TBMM Başkanı İsmail Kahraman 10 Kasım günü aniden rahatsızlandığı için Anıtkabir’deki törenlere katılmadı. Bu yılki törenlerde ilk kez rütbeli askerler Anıtkabir’e alınmadı. Genelkurmay Başkanlığı’nın daha önce duyurduğu “Ata’nın huzurunda ordumillet el ele” adı altında yapılacak etkinlik birkaç saat kala iptal edildi. n 23 Nisan 2017 TBMM’de gündüz düzenlenen oturuma katılan Cumhurbaşkanı Erdoğan akşamki resepsiyona katılmadı. Resepsiyonda müzik olarak ilahiler dinletildi. n 10 Kasım 2018 Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Fesli Kadir” lakabıyla bilinen Cumhuriyet ve Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu’nu ziyaret etti. güvenlik güçlerinin kurduğu barikatlar on binlerin yüklenmesiyle yıkıldı. n 10 Kasım 2012 Anıtkabir’de düzenlenen törene Bru31 Ağustos 2012, Cumhuriyet nei Sultanı’nın davetlisi olarak bu ülke ye giden dönemin Başbakan’ı Erdoğan katılmadı. İlk kez başbakansız 10 Kasım Atatürk’ü Anma törenleri yapıldı. n 23 Nisan 2013 nı yıl çıkarılan bir yönetmelikle Zafer Bayramı dolayısıyla Genelkurmay’da verilen resepsiyon kaldırıldı ve Başkomutan sıfatıyla Cumhurbaşkanı tarafından Köşk’te verilmesi karara bağlandı. n 29 Ekim 2012 Ankara Valiliği 30’a yakın sivil toplum örgütünün 29 Ekim günü yürüyüşüne yasak getirdi. Cumhuriyet Bayramı’nı kutlamak isteyen yurttaşlara gaz ve tazyikli suyla müdahale edildi. Anıtkabir’e yürümek isteyenleri engellemek isteyen Ulusal bayramlara ilişkin yönetmeliğin değiştirilmesi nedeniyle 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı, 32 yıl sonra ilk kez stadyumlar yerine kapalı spor salonlarında, kültür merkezlerinde kutlandı. Dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, bu yıl da törenlere katılmadı. n 19 Mayıs 2013 Resmi törenler sadece Atatürk anıtlarına çelenk koymakla sınırlandırıldığı için devlet erkânı törenlere katılmadı. n 19 Mayıs 2014 Soma’daki maden faciası nedeniyle törenler iptal edildi. n 29 Ekim 2014 Ermenek’teki maden faciası nedeniyle resepsiyonlar iptal edildi. Erdoğan, Atatürk’ün 10. yıl nutkuna özenerek Beştepe Külliyesi’nin balkonundan halka hitap etti. Cumhuriyet tarihi boyunca ilk kez bir milli bayramda Cumhurbaşkanı halka hitap etmiş oldu. n 30 Ağustos 2015 30 Ekim 2012, Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan ilk kez resepsiyona katılanların elini sıkmadı. Terör olayları gerekçe gösterilerek resepsiyonda müzik dinletisi iptal edildi. n 30 Ağustos 2019 Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 30 Ağustos Zafer Bayramı’nın cuma gününe denk gelmesi nedeniyle yayımladığı hutbede Atatürk’ün adı anılmadı. n 10 Kasım 2019 Beştepe’de düzenlenen Atatürk’ü Anma Programı’nda “Atatürk’ün yaptığı işlerin eksikleri, fazlaları olabilir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, Harf Devrimi ile her şeyin sıfırlandığını söyledi. n 23 Nisan 2020 Pandemi nedeniyle törenler yapılmadı. n 19 Mayıs 2020 Pandemi nedeniyle törenler yapılmadı. n 30 Ağustos 2020 Pandemi nedeniyle törenler iptal edildi. Ancak 26 Ağustos’ta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Malazgirt törenlerinde toplanan binlerce kişiye hitap etti. Zafer… Ve sancı Biliyorum, bu sözcük seni rahatsız ediyor. Yok. Naçiz şahsımı kastetmiyorum. Doğumum hasbelkader bu kutlu güne denk geldiğinden, rahmetli anam babam bu güzel ismi uygun ve layık görmüşler bana. Onurla taşıyacağım sonsuzluğa dek. Çünkü, başlarını öne eğdirmedim çok şükür. Onların da geçen yüzyılın başlarında cepheden cepheye koşuşturup, yedi düvelin ordularına karşı göğsünü kahramanca siper eden, İngilize yıllarca esir düşüp serbest kaldıktan sonra da çarpışmaya devam eden rahmetli dedem Beşiktaşlı Veli Çavuş’un mübarek hatırasına hürmetle. Bu toprakları kanları ile sulama pahasına düşmana teslim etmeyen Veli Çavuş gibi yüz binlerce vatan evladının en önünde savaşan Muzaffer Başkumandan Mustafa Kemal ve askerlerinin “Zafer”inden söz ediyorum. Başta Yunan olmak üzere pek çok ulusun kumandanlarını, nazırlarını, devlet reislerini saygı ile önünde eğilten kumandanın “Zafer”inden. Anlayamadığım şey, seni neden rahatsız ediyor bu “Zafer”? Bırak, Trikopis’in torunları karalar bağlasın bugün. Misal: Onlar eğer uydu kanallarını karıştırırken ya da internette dolaşırken, önlerine “? ??????? ????????? ?? µ????????? ???? ???” (Türkiye bugün en büyük “Zafer”ini kutluyor) gibi bir cümle çıktığında canları sıkılsın. Sana ne oluyor? Sen niye yasaklıyorsun? Sen niye rahatsızsın? Bırak millet assın bayraklarını, çıksın meydanlara, “Bugün vatanımızı düşman çizmesinden arındırdığımız en mutlu günümüz!..” diye haykırsın. Antiemperyalist duygularla yedi düvele, “Bir daha asla denemeye kalkmayın” diyebilsin. Senin sıkıntın nedir? Sağa sola efelenmek, her önüne gelenle, her bir komşumuzla maraza çıkarıp da İngilizlerin deyimi ile “kendini bayrağa sarıp sarmalamak” (wrap yourself in flag) marifet değil. O bayrağın bu semalarda özgürce dalgalanmasının başlıca sebebi olan o “Mübarek Kurtarıcılar”a saygı ile olur vatanseverlik. Emperyalist güçlerin, Yunanı Türke, Arap’ı Yahudiye, Sırp’ı Boşnak’a kırdırmak için tasarladığı düzeneklerin birinin daha yaşandığı Akdeniz’de kavga arayarak değil, barış arayarak bu işlerin içinden çıkabilecekken, niye tamtam çalıyorsun? Gel, İzmir Marşımızı çalalım söyleyelim birlikte. Gel, “Büyük Zafer”i kutlayalım. Çekinme. Gel, bak burası daha onurlu bir yer. Mustafa Kemal’in arkasında saf tuttuk biz. “Geldikleri gibi gidecekler” dedikten sonra daha 4 yıl geçmeden o düşmanı önüne katıp “Geldikleri gibi kovalayan” yüce önder ATATÜRK’ün arkasında. Biz, Veli Çavuş’ların, Kara Fatma’ların, Seyit Onbaşı’ların, Yörük Ali’lerin, Şahin Bey’lerin torunları, tarifsiz bir onurla kutlayacağız “Büyük Zafer”i. Vahdettin artıklarına inat. Damat Ferit muhiplerine inat. HMS Malaya Zırhlısı’nda Vahdettin’i karşılayan İngiliz Amiral Sir De Brock’un ve Yunan General Nikolaus Trikopis’in torunlarına inat. Biz “30 AĞUSTOS ZAFER BAYRAMI KUTLU OLSUN” diye avazımız çıktığı kadar bağıracağız. Senin ağırına gitse de. Toplu intihar “Düğünüme dokunma. Asker uğurlamama dokunma, AVM alışverişime dokunma. Lokantama, kafeme dokunma. Sınavıma dokunma. Tatilime dokunma. Toplu cuma namazıma dokunma. Seyahatime dokunma. İnşaatıma dokunma...” İyi de canım kardeşim. Bak, sadece doktorların ve hemşirelerin çevrelerinden aktardıkları sayıları alt alta toplasak, birilerinin “Yalan Turkuvaz Tablosu”ndan birkaç kat fazla sayıya ulaşıyoruz. Bu gidişle, tez vakitte korkarım gasilhanede dokunacaklar sana. Bak, cenaze cemaatine de sınırlama var. En yakınlarının bile hepsi gelemeyecek musalla taşına. Haberin olsun. Biraz sorumlu ol. Uyma sen, bu “her yeri ve her şeyi ardına kadar açıp” sonra da millete “tedbiri elden bırakmayın” diyen sorumsuzlara. Onların derdi, “dizginleri artık ellerine, kollarına, her taraflarına dolanmış ekonomiyi” ayakta tutabilmek ve üç beş dinci oyu elden kaçırmamak. Uyma onlara. Mısıroğlu’nu eleştirince AA, mikrofonunu çekti Tarihçi İlber Ortaylı, bir etkinlikte Atatürk düşmanı Kadir Mısıroğlu’nu eleştirince Anadolu Ajansı (AA) ünlü tarihçinin önünde duran mikrofonu çekti. Ortaylı’nın, “Keşke Yunanlılar galip gelseydi” diyen Mısıroğlu’na ilişkin geçmiş zamanda yaptığı açıklamaları sosyal medyada günün konusu oldu. Görüntülerde Ortaylı’nın Mısıroğlu’nu eleştirmesiyle beraber AA’nın mikrofonunu çektiği de görüldü. Ortaylı görüntülerde, “Fesli adam ‘Yunanlılar gelse daha iyi oldurdu’ diyor. Bunu diyen adam nereden diyor aklım ermiyor. Bunu söylüyor ve takdis ediliyor herif, herkes adamı hoşluyor. Böyle bir lafı Fransa’da edemezsin” ifadelerini kullanıyor. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle