21 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 29 TEMMUZ 2020 ÇARŞAMBA 330/200 350/250 250 /1 80 350/220 340/190 330 /1 50 260/160 310/160 420/260 410/260 330/2 10 340/250 240/150 330/240 250/100 280/180 270/120 390/2 10 200/130 320/190 350/150 270/2 10 TARİHTE BUGÜN 1890: Hollandalı ressam Vincent Van Gogh hayatını kaybetti. 1951: Galatasaray kulübünün kurucularından Ali Sami Yen vefat etti. 1981: İngiltere Prensi Charles, Lady Diana Spencer ile evlendi. Nadira Kadirova’yla ilgili soruya yanlış yanıt veren İçişleri Bakanı Soylu’dan Tanrıkulu’ya: NE ÇOK SORDUNUZ Avukat Epözdemir: Keşif yaptırılsın ‘İfadesine çalışmış’ Muğla’nın Ula ilçesinde cesedi ormanlık alanda bulunan üniversite öğrencisi Pınar Gültekin’in (27) ailesinin avukatı Rezan Epözdemir, soruşturmanın genişletilmesi istemiyle Muğla Cumhuriyet Başsavcılığı’na dilekçe verdi. Epözdemir, “Cinayetin tasarlanarak işlendiğini düşünüyoruz. Şüphelinin ifadelerinin belletilmiş olması dikkati çekiyor. Cinayet öncesi ve sonrasındaki HTS kayıtlarını ve cep telefonu sinyal lokasyonlarını istedik. Zanlıya olay yerinde keşif yaptırılmasını talep ettik” dedi. l AA Ağırlaştırılmış müebbet istendi 37 bıçak darbesi Muğla’da kız arkadaşı Zeynep Şenpınar’ı (24) dövdükten sonra göğsünden bıçaklayarak öldüren boksör Selim Ahmet Kemaloğlu hakkında savcılık tarafından hazırlanan iddianamede “ağırlaştırılmış müebbet hapis” talep edildi. İddianamede yer alan otopsi raporunda Kemaloğlu’nun genç kızı vücudunun çeşitli yerlerinden 37 kez bıçakladığı ve bunlardan 13’ünün öldürücü nitelikte olduğu belirtildi. l DHA CHP İstanbul Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, Tanrıkulu, AKP’li Ünal’ın evinde çalışan Nadira Kadirova’nın ölü AKP milletvekili Şirin müne ilişkin Cumhur Ünal’ın evinde şüpheli SENA başkanı Yardımcısı Fuat şekilde yaşamını yitiren YAŞAR Oktay’ın yanıtlaması is Nadira Kadirova’nın so temiyle 7 Ekim 2019 ta ruşturmasının akıbetini İçiş rihinde Meclis’e soru önerge leri Bakanlığı’na sordu. Emni si verdi. Oktay adına önerge yet Müdürlüğü’nce verilen ya yi yanıtlayan Emniyet Genel nıtta ise soruşturmaya geçen Müdürlüğü, Ankara Cumhu mart ayında takipsizlik kara riyet Başsavcılığı’nın 2 Mart rı verilmesine karşın “soruş 2020 tarihinde verdiği takip turmanın devam ettiği” belir sizlik kararının aksine 15 Ha tildi. Bakan Süleyman Soylu, ziran 2020 tarihinde verdiği gönderdiği ek yanıtta yan yanıtta soruşturmanın sürdü lış bilgi verildiğini kabul etti. ğünü açıkladı. Emniyet, yanıt Soylu’nun, yanıtın devamın ta “Soru önergesinde bahsi ge da Tanrıkulu’nun bir yasa çen olayla ilgili Ankara Cum ma dönemi içinde 770 soru huriyet Başsavcılığı’nca tah önergesi verdiğini belirtmesi kikat devam etmektedir” dedi. dikkat çekti. Oysa savcılık, Nadira Kadirova soruşturmasına takipsizlik kararı vermişti. Yanlış bilgi verildi Bakan Soylu imzasıyla verilen bu yanıta, 8 Temmuz tarihinde bir ek yanıt daha gönderildi. Soylu, bir önceki yanıtta yanlış bilgilendirme yapıldığını belirterek “Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nca 3 Mart 2020 tarihinde ‘kamu adına kovuşturmaya yer olmadığına’ dair karar verildiği ve kararın Ankara 2. Sulh Ceza Hâkimliği’nce kesinleştiği ve bu durumda sehven yanlış bilgi verildiği anlaşılmıştır. Bu hataya neden olan ilgililer hakkında gerekli tahkikat tarafımdan başlatılmış olup sorumlular hakkında gereği en kısa sürede yapılacaktır” denildi. Soylu imzasıyla verilen yanıtın devamında ise TBMM’nin bilgi edinme ve denetim yollarından biri olan yazılı soru önergesinin “anayasal bir hak” olarak düzenlendiği belirtilerek “Ancak sadece bir milletvekilinin yasama döneminin başlangıcından bugüne kadar Bakanlığıma 770 adet soru önergesi verdiği, toplamda ise 3 bin 80 adet soru önergesinin tarafıma tevcih edildiği ve 1746’sına cevap verildiği, soru önergelerinin cevaplanması için gerekli çalışmaların azami gayretle yürütülmekte olduğu hususlarını bilgilerinize arz ederim” denildi. l ANKARA ‘O dışarı çıktığında sen eve gir, sen çıkınca da o çıkmasın’ İşte caydırıcı ceza(!) İLAYDA KAYA Van’da yaşayan 21 yaşındaki H.T., komşusu evli ve 3 çocuk babası Bilal D. tarafından taciz edildiğini belirterek “Karakola şikâyetçi olmak için gittiğimde 30 gün uzaklaştırma cezası verildi. Kadın polis ‘O dışarı çıktığında sen eve gireceksin. Sen çıkınca da o çıkmayacak’ diye yolladı. Ben 7/24 adamı mı gözetleyeceğim? Artık dayanamıyorum” dedi. H.T., “Bu mudur caydırıcı olan? Sürekli evimin çevresinde dolaşıyor. Sadece evimin bahçesine çıkabiliyorum. Resmen hapis hayatı yaşıyorum. Can güvenliğimiz yok. Daha önce de babamı dövdüler. Artık aldığımız tehdit ve tacizden yoruldum. Birileri sesimi duysun ve bu adam cezasını çeksin” ifadelerini kullandı. Tacizlerin 4 sene önce başladığını anlatan H.T., “Telefonuma cinsel içerikli mesajlar gelmeye başladı. Daha sonra aynı numaradan aranmaya başlandım. Kim olduğunu bir telefon uygulamasından öğrendik. Eski kiracımız çıktı. Otobüs durağında fiziksel tacizine uğradım. Sürekli sözlü tacizine uğruyorum ve artık dayanamıyorum” dedi. Şikâyetçi olmasının ardından mahallelinin tepkisiyle karşılaştığını kaydeden H.T., “Erkektir yapar’ dediler” diye konuştu. Tutuklama talebi reddedildi Gülistan Doku’nun ablası Aygül Doku, olayın baş şüphelisi Zeinal A.’nın tutuklanması için aile avukatlarının savcılığa başvurduğunu, fakat savcılığın tutuklama talebini reddettiğini aktardı. Abla Doku, şöyle konuştu: “Kızımızı alıkoyan, bizi 206 gündür bu köprüde bir belirsizliğe getiren adamın tutuklanmasını bekliyordu. Ama şu anda bütün ailem gerçekten çok öfkeli, çok üzgün. Ben artık yasaların karşımda değil, yanımızda olmasını istiyorum. Ben yasaların Gülistan’ın sesi olmasını istiyorum. Hukuka, yasalara, adalete olan inancımızın zedelenmesini istemiyorum. Tek bir şey istiyorum, Gülistan için artık yapılması gereken yapılsın.” l AA Gülistan Doku Su seviyesi Tunceli’de 5 Ocak’tan beri haber alınamayan Munzur Üniversitesi öğrencisi Gülistan Doku’nun (21) son görüldüğü Sarısaltık Viyadüğü’nün altından geçen Uzun 8 metre çayır Baraj Gölü’ndeki suyun tahliyesi çalışmalarıyla su seviyesi 8 metre düşürüldü. Doku’yu arama çalışmaları 206’ncı günde, AFAD ekibinin gölde botlar ile yaptıkları kıyı ve yüzey aramasıyla devam etti. Munzur ve Pülümür çaylarının debi düştü lerinin yüksek olması nedeniyle Sarısaltuk Viyadüğü bölgesi ile yakın çevresinin tamamen açığa çıkmasının 20 günü bulabileceği öğrenildi. l DHA GERİ ADIMA HAYIR ISLIKLI PROTESTO ‘Eşitlik tantana’ Sosyal medyada, “Yeliz” ismini kullanarak TBMM’den yaptığı canlı yayınlarla bilinen AKP İstanbul Milletvekili Ahmet Hamdi Çamlı, Twitter hesabından “Kadın erkek eşit değildir, eşitlik koca bir tantanadır. Eşitlik hayvan ve eşyada olabilir. İnsan eşrefi mahluktur, eşi benzeri olmaz. Erkek ve kadın da öyle” paylaşımlarında bulundu. Açıklamalarında İstanbul Sözleşmesi’ni de hedef alan Çamlı, şu ifadeleri kullandı: “İstanbul Sözleşmesi’nin başka toplumsal sıkıntıların kapısını araladığı güçlü bir şekilde ifade ediliyor. Ve gereken yapılacaktır.” l İSTANBUL/ Cumhuriyet Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu’na (DİSK) bağlı Genelİş Anadolu Yakası 1 N’olu Şubesi Kadın Komitesi, Kartal Belediyesi önünde açıklama yaptı. “Kadın cinayetleri politiktir” pankartının açıldığı eyleme çok sayıda işçi kadın katıldı. Açıklamayı Genelİş Anadolu Yakası 1 No’lu Şubesi Kadın Komitesi adına işçi Yasemin Mersin okudu. Kadınların yıllardır AKP’nin sistematik saldırılarına maruz kaldığını anımsatan Mersin, “İstanbul Sözleşmesi ancak geliştirilebilir, ondan bir adım dahi geri adım atmayı kabul etmeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi yaşatır” dedi. l İSTANBUL / Cumhuriyet Bergama Demokrasi Platformu ve bileşenleri tarafından “İstanbul Sözleşmesi Yaşatır” sloganıyla protesto gösterisi düzenlendi. Kadın cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi ile ilgili basın açıklaması EğitimSen Bergama Temsilcisi Şirin Ural tarafından KESK adına okundu. Açıklamada “İktidar kadınların yaşam hakkına kasteden yasal düzenlemelerde ısrar ettikçe kadınlar her gün daha vahşi yöntemlerle katlediliyor. Şiddeti önlemenin en önemli yolu önleyici politikaları hayata geçirmektir” denildi. l İZMİR / Cumhuriyet Şiddeti CHP Kadın Kolları Başkanı Köse: teşvik ediyorsunuz CHP Kadın Kolları Genel Başkanı Fatma Köse, “İstanbul Sözleşmesi, hukuki güvencemizdir. Sözleşmeden çekileceğini tartışmak kadına yönelik şiddeti teşviktir” dedi. Köse, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, İstan bul Sözleşmesi’ni tartışmaya açanların kadın cinayetlerinin sorumlusu olduğunu söyledi. Köse, “İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açmak Cumhuriyet değerlerini tartışmaya açmaktır. Kadın ne zaman siyasette, yerel yönetimlerde, sendikalarda, hayatın ve toplumun her alanında yüzde 50 oranında temsil edilecek, işte kadınlar o zaman özgürleşecek. İstanbul Sözleşmesi’ne ve 6284 sayılı yasaya hiç kimsenin dokunmasına izin vermeyeceğiz” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Ne yazmalı? Mesleği gazetecilik olmayan köşe yazarı zaman zaman bu soruyla karşı karşıya kalır. Ne yazmalıyım? Sorun konu yokluğu değil. Köşe yazısı için konudan bol bir şey yok ülkemizde. Fakat gazeteci yazarın klavyeler üzerinde rahatça ve ayrıntılara inme bakımından keyifle gezinebileceği bir konu, edebiyatçı yazar bakımından can sıkıcı olabilir. Örneğin CHP kurultayı? Kimseyi kırmak istemem. Genel Başkan’dan tek tek her meclis üyesine kadar seçilmiş olan herkesi kutlarım. Fakat ne yalan söyleyeyim, bu kurultay benim ilgi alanımın dışında kaldı. Toplumda da elle tutulur bir heyecan görmedim. Tam bu noktada, üzerinde düşünmek isteyeceğim bir yazı konusu kendini duyumsatıyor. Ana muhalefet partisi toplumda neden heyecan uyandıramıyor? CHP kurultayının gazetecilik bakımından ilginç olabilecek ayrıntıları değil, fakat bu soru ilerdeki bir yazımın başlığı olabilir... HHH Ayasofya konusu... “Hasmın Kutsalına Tecavüz” başlığıyla, 24 Temmuz’daki açılıştan önce yazdım bu konuda. Söylediğim özetle, hasmın kutsalına tecavüzün (adı ister kılıç hakkı ister başka bir şey olsun) yüzlerce yıl öncelerde kalmış olması gereken bir anlayış olduğuydu. Fetihten yaklaşık bin yıl önce Bizans imparatorlarından I. Justinianus tarafından inşa ettirildiğine göre 1500 yaşındaki bir Hıristiyan tapınağında siz 21. yüzyılda elde kılıç gösteri yapıyor, devlet başkanlığı düzeyinde başınızda takke Kuran okuyorsunuz. Her şeyden önce ben, büyük çoğunluğuyla, beklentileri, sorunları, duygularıyla çağdaş dünya gençliğinin bir parçası olduğundan kuşku duymadığım gençliğimizin, bu görüntüleri nasıl karşıladığını merak ederim. Namaz protokolünde üniformalarıyla saf tutan yüksek rütbeli komutan görüntüleri ise laik Türkiye Cumhuriyeti tarihinde görülmedik, alışılmadık bir başka ilginç fotoğraf karesi. Yanlıştan mutlaka dönülecek, Ayasofya tarihe yine müze olarak tanıklık etmeyi kesintiye uğradığı yerden sürdürmeye er geç devam edecektir. İnsanlığın ulaştığı, ulaşmış olması gereken olgunluk düzeyi bunu gerektirir. Dinin siyasete alet edilmesinin siyasi getirisi ise özellikle aydınlarımızdaki genel kanının tam tersine, benim kanımca, hızla azalmaktadır, azalacaktır. Bütün insanlık bir başka ufka yürümenin sancılarını, kıpırtılarını, sezgilerini yaşıyor. Halk için halktan yana siyaset yaptığını düşünen kişiler ve kurumlarla halkından ümidini kesmiş aydınlar başta olmak üzere herkesin üzerinde önemle düşünüp kafa yorması, araştırıp gözlem yapması gereken bir konu... HHH Kurbanları kadın olan cinayetler konusunda yazılmadık bir şey kalmadı. Çok yıllar önce, ülkemize henüz televizyon gelmemişken, böyle bir cinayet haberi gazetelerde günlerce yer tutar, toplumu sarsardı. Günümüzde bu cinayetlerin en vahşicesi, en alçakçası bile bir zaman sonra toplumsal bellekte silikleşiyor. Çünkü akıl almazlıkta, canavarlıkta yarışırcasına birbirlerini izlemekteler. Bu toplumsal çürümeyi bir anda durdurabilecek bir çözüm ne yazık ki yok. Ailede ve okulda, özellikle erkek çocuklara yönelik eğitimde üzerinde önemle durulması; hümanist, bilimsel içeriğin öne çıkarılması gerekiyor. Acil olarak, kadına yönelik şiddetin (her türlü şiddetin) tartışılıp nedenlerinin araştırılacağı sempozyumlara, seminerlere, televizyon programlarına gereksinim var. Bu türden etkinliklerle toplumun uyarılması, bilgilendirilmesi için günümüz koşullarında ben yine öncelikle ve bütünüyle muhalefeti işaret ediyorum. HHH Sürmekte olan ölüm oruçları konusunda ne yazmalı ne söylemeli? Muhalefet partileri başkanlarına ve yönetimlerine sesleniyorum: Gecikmeksizin, bir an önce sizlerin temsilcileri ve Sanatçılar Girişimi temsilcileriyle kalıcı bir ekip oluşturarak ölüm orucundaki genç avukatları ziyaret edelim, onları dinleyelim, sorunlarını günü gününe izleyerek elimizden geleni yapacağımız sözünü verelim ve sözümüzü de yerine getirelim. Belki böylece hızla yaklaşan ölümlerin durdurulması, sorunların çözümünün de hızlandırılması yönünde adım atılmasına yardımcı oluruz. Anneanne ve torunu yangında öldü İstanbul Esenyurt’ta binanın bodrum katında çıkan yangında anneanne Suna Urtanur ile 8 yaşındaki torunu Ela Şerimen hayatını kaybetti. Torunuyla birlikte hayatını kaybeden anneannenin Kurban Bayramı için İzmir’den geldiği öğrenildi. Yan dairede oturan ve hastaneye kaldırılan baba Uğur Temur (30) ve ile 4 yaşındaki kızı Zeynep Temur’un tedavileri sürüyor. Baba Temur’un durumunun ağır olduğu öğrenildi. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle