19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 29 HAZİRAN 2020 PAZARTESİ 310/1 6 0 330/220 260/180 330/1 8 0 310/160 280/120 250/110 310/170 380/2 2 0 360/230 320/2 0 0 330/220 250/160 330/2 3 0 220/120 220/130 240/1 5 0 370/190 210/130 300/180 310/2 1 0 290/200 TARİHTE BUGÜN 1871: İlk sendikacılık yasası, İngiltere Parlamentosu’nda onaylandı. 1939: Hatay Meclisi, son toplantısını yaptı ve oybirliğiyle anavatana katılma kararı aldı. Terkos’u bitirir Tartışmalı proje Kanal İstanbul’un çevresine kurulacak “Yenişehir”in planları itirazlar üzerine revize edildi. Planda birçok itiraz noktası aynı kalırken sit alanlarında de ğişikliğe gidildi. Arnavutköy’deki Terkos Gölü yakınlarında eko turizm adı altında “İstanbul’un HAZAL doğa turizmi potanOCAK siyelinin değerlendirilebileceği; otel, motel ve diğer konaklama tesisleri” gibi yapıların önü açıldı. Planda Kanal İstanbul için “özel proje alanı” tanımı da getirildi. ‘Rezerv Yapı Alanı’ olarak belirlenen 37 bin hektarlık proje alanına ilişkin Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yetkili kılındı. Plan değişikliğine ilişkin açıklama yapan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz itirazlarının neredeyse hiçbirinin dikkate alınmadığına KANAL İSTANBUL için kurulması planlanan Yenişehir planları revize edildi. Planlarda gölün etrafına turizm tesisleri öngörülüyor. TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Emin Koramaz plan için “Tahribatın detayını kurallara bağlayan yıkıcı, dönüştürücü yeni ek hükümler” yorumunu yaptı. dikkat çekerek “Yaptığımız ilk incelemelerde, değişikliklerin, projenin yarattığı tehditleri ortadan kaldırılmadığı, bilakis, tahribatın detayını kurallara bağlayan yıkıcı, dönüştürücü yeni ek hükümlerin getirildiği görülmektedi” dedi. Dava açacağız Koramaz hukuki süreci başlatacaklarını duyurarak “Yandaş kesimlere ve uluslararası sermayeye kentsel rant alanları yaratmayı amaçlayan Kanal İstanbul Projesi, büyük ölçekli bir ekolojik tahribat ve yıkım projesidir” ifadelerini kullandı. Planda Yenişehir’le birlikte ka nalın etrafına yapılması planlanan konutlar, oteller, sanayi siteleri, teknoparklar, üniversiteler, haller, TIRkamyon parkları, kongre ve fuar merkezleri gibi ana unsurlar korundu. Planda proje alanında 1., 2. ve 3. derece deprem bölgeleri bulunduğu da anlatıldı. Planda bölge kurulu kararına göre sit alanlarında değişiklik yapılarak AvcılarKüçükçekmece sınırlarında kalan “İç ve Dış Kumsal Mevkii Doğal Sit Alanı”nın derecesi Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle “doğal sit nitelikli doğal koruma alanı” şeklinde derecelendirildi. Küçükçekmece’deki Soğuksu Çiftliği 1. ve 3. derece doğal sit alanı ilan edildi. Projeyle ilave gelecek nüfus da 500 bin ile sınırlandırıldı. ‘Eko turizm oteli’ Planda Kanal İstanbul ile lişkilendirilerek projelendirilecek alanlara “Özel proje alanları” tanımı getirilerek “Alanın kesin sınırları alt ölçekli planlarda belirlenecektir” ifadeleri kullanıldı. Eko turizme de yer verilen planda “Arnavutköy ilçesinin Terkos Gölü yakınlarında, su yolunun batısındaki bu alanlarda; İstanbul’un doğa turizmi (macera odaklı turizm, doğa yürüyüş alanları, atlı doğa yürüyüşü vb) potansiyelinin değerlendirilebileceği; otel, motel ve diğer konaklama tesisleri, kamp ve karavan alanları, izci kampı, spor tesisleri, yemeiçme tesisleri, sosyokültürel tesisler ve rekreasyon alanları, at çiftlikleri, tema parkı, bölge parkı, botanik bahçesi ve hayvanat bahçesi yer alabilir” ifadeleri yer aldı. Yangın ‘mevsimi’ Antalya Gazipaşa’da orman yangını çıktı. Rüzgârın etkisiyle yayılan alevler ekiplerin yoğun müdahalesi sonucu söndürüldü. Yangında yaklaşık 3 hektar ormanlık alan zarar gördü. Hatay Kırıkhan’da Kireç Ocağı mevkiindeki ormanda çıkan yangında ise yaklaşık 4 hektar ormanlık alan zarar gördü. Bölgede soğutma çalışmaları sürüyor. İstanbul’da da Kayışdağı Ferhatpaşa yakınında dün saat 16.30 civarında orman yangını çıktı. Yangın yaklaşık bir saat içinde kontrol altına alındı. İstanbul Valiliği’nden yapılan açıklamada yangının 1 hektarlık alanda etkili olduğu belirtildi. l Haber Merkezi ANTALYA HATAY İSTANBUL Kayışdağı’ndaki yangın için helikopter desteği istendi. Yurtdışına çıkanlar PCR testi için IBAN’a para yatıracak Covid19 tarifesi Sağlık Bakanlığı’nın yurtdışına çıkışlarda, koronavirüsü tespit etmekte kullanılan PCR testi şar tı arayan ülkeler için 110 lira kar şılığında test yaptırılabileceğini açıklaması tepkilere neden oldu. Dr. Ergün Demir ve Dr. Güray Kı lıç “Önce ücretsiz ve receklerini söyledik leri maskeye, şimdi de Covid19 PCR tes SIBEL BAHÇETEPE tine ücret geldi. Sağlık Bakanlığı, yurtdı şına çıkacak tüm va tandaşları turist olarak görüp sağ lık turizmi kapsamında kamu sağ lık hizmetleri fiyat tarifesi üzerin den IBAN numarası göndermiştir. Oysa 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu 28 HAZİRAN PAZAR 48 BİN 309 1356 15 791 BİN 906 197 BIN 239 5097 996 1413 381 170 BIN 595 kapsamında olan kişilere sunulan sağlık hizmetleri 5510 Sayılı Kanun ve ilgili mevzuatı hükümleri çerçevesinde yürütülür. Bu durumda Sağlık Bakanlığı, GSS kapsamında olan kişilerden IBAN numarası üzerinden test ücreti talep edemez” dediler. Dr. Demir ve Kılıç, özetle şun ları kaydetti: “IBAN üzerinden ücret ödenmesinin istenmesi, durumu fırsata dönüştürme girişimidir. Antikor testleri için de özel sağlık kuruluşlarının fark ücreti alabilmesine göz yuman Sağlık Bakanlığı’nın zaten ücreti SGK tarafından ödenen PCR testinden de fark ücreti talep et mesi fırsatçılıktır. Ayrıca, 9 Nisan 2020 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan SGK Sağlık Uygulama Tebliği’nde yapılan değişiklik ile Covid19 ön tanılı/tanılı hastalar, acil hal tanımı içerisine ve ilave ücret alınmayacak işlemler listesine alınmıştır. Sağlık Bakanlığı’nın, hangi gerekçeler ile PCR testi için IBAN üzerinden para istediğini kamuoyu ile paylaşması gerekmektedir. Genel sağlık sigortalısı kişiler için istenen Covid19 testlerinin ücreti tüm kamu sağlık tesisleri ve özel sağlık kuruluşlarına SGK tarafından ödenmektedir. Ancak pandemi sonrasında GSS kapsamında olmayan vatandaşlar için bu bedel talep edilebilir.” ‘OĞLUMU UYUŞTURUCU VERIP ÖLDÜRDÜLER’ Arnavutköy’de 21 Haziran’da 15 ya şındaki Şafak G. metruk binada ölü bulundu. Aile, çocuklarının ölümünü şüpheli bularak savcılığa şikâyette bulundu. Mezarı açılarak otopsi yapılan çocuğun ölümüyle ilgili 3 kişi gözaltına alındı, 1’i tutuklandı. Oğluna uyuşturucu içirildiğini, bir cinayete kurban gittiğini söyleyen babası Atakan G., şüphelilerin en ağır cezaya çarptırılmasını istedi. Baba “Evlat acısıyla yaşıyorum” dedi. Şafak G.’nin mahalleden bazı arkadaşları da Şafak’a uyuşturucu maddenin zorla içirildiğini iddia etti. l DHA 10 kişiyi zehirledi Bursa’nın Orhangazi ilçesindeki plastik geri dönüşüm tesislerinde yangın çıktı, yangın yan taraftaki zeytinlik alana da sıçradı. Alevler, itfaiye ekiplerinin 3 saatlik müdahalesiyle kontrol altına alındı. Du mandan etkilenen 7 kişi ve ilçe itfaiye müdürü ile 2 itfaiye eri, hastaneye kaldırıldı. Durumları iyi. Yangının açık alanda kaynak yapıldığı sırada çıktığı belirtildi. 10 zeytin ağacı da zarar gördü. l DHA Gazeteciliğin Kibar Feyzo hikâyesi Bakınca dümdüz bir beton görüyoruz. Oysa bir duvarın içi ve dışı var. Hapishane, içeridekini hürriyetinden mahrum bırakırken dışarıdan bakanlara “başıma gelir mi” korkusu salar. “Seçilmiş sanıklar”ın olduğu siyasal davalar ise yargılanan kişiler üzerinden toplumun bir grubuna “sus” mesajı verir. Mahkeme gerçekte bir salonda değil, halkın zihninde kurulmuştur. Bir heykeltıraşın eserini darbelerle yaratması gibi, insanların zihni de tutuklamalarla, yargılamalarla, suçlamalarla şekillendirilir. Silivri’ye girdiğim gün hem Cumhuriyet’teki hem OdaTV’deki arkadaşlarıma “size bir zararım olacaksa benden vazgeçebilirsiniz” dedim. Aksine “yanındayız” dediler. Öyle de oldu. Ancak işin bir de görünmeyen yanı var. Bunun için size Timur Soykan’dan bahsetmem lazım. Benden daha eski, 20 yıllık gazeteci. Benden daha başka yerlerde, hep “merkez medya”da çalıştı. Muhabirlikten yöneticiliğe her mevkide işini yaptı. “Merkezdeki” pek çok kişiden farklı olarak ise hep basın özgürlüğü mücadelesi verdi. Son olarak Posta gazetesinde haber müdürüydü. Berberlerde ya da kahvehanelerde, bulmaca çözenin de magazin meraklısının da okuduğu bir gazete hazırlamanın kolay olduğunu sanmayın. Üstelik bir dönem tirajı en yüksek gazeteydi Posta. Timur’un en karmaşık haberleri 3 cümleyle basitleştirmesine hayran kalırdık. ‘İmamın Ordusu’nu bastı 9 yıl önce tutuklandığımızda yaşadıklarımızı hatırlayın. Mesele bizim hapse atılmamızla kalmamış, henüz basılmamış bir kitap hakkında yasaklama kararı çıkmıştı. Ahmet Şık’ın yazdığı, devlet içindeki FETÖ yapılanmasına odaklanan kitabın adı “İmamın Ordusu” idi. Evler, işyerleri, yayınevleri basıldı. Polis bilgisayarları açıp kitabın örneklerini sildi. Fahrenheit 451 romanındaki kitap yakma töreni, modern çağda “kitap silme”ye dönüşmüştü. Yaratılan korkuyu söylememe gerek bile yok... Ama işte ben Timur’u öyle bir günde tanıdım. Yaptıklarına inanamamıştım. Kitap yasaklanınca bir yayınevi kurmuş, Yonca Şık ve Elif Ilgaz ile birlikte kitabın sorumluluğunu alıp matbaada bastırmıştı. Ardından kolileri sırtında taşıyarak kitap fuarına gitmiş, “İmamın Ordusu” diye bağırarak birkaç saat içinde binlerce yasaklı kitabı satmıştı. “Bütün yasakları yasaklayan” bu eylemin sonunda işinden olabileceğinden hatta tutuklanabileceğinden endişe etmiştik. Neyse ki olmadı. Afişle donattı Kazan kaynıyordu. Isınan sudaki kurbağalar yavaş yavaş haşlanıyordu. Türk medyasında gazetelerin patronları birer bi rer el değiştiriyor, aykırı sesler sırayla susturuluyor ve gazetecilik ıssız bir çöle dönüştürülüyordu. Düşünün, Türkiye’nin önde gelen kimi gazeteleri matbaaya gitmeden önce “patronun eşi”ne gidiyor, sakıncalı kısımları bizzat onun tarafından sansürleniyordu. Bütün bunlara rağmen Timur, Posta’da gazetecilik mücadelesine devam etti. Kitap yazdı, akılda kalan araştırmalara imza attı. Yaptığı göze batan işlere rağmen kovulmadı. Hatırlayın, 25 Ekim 2019 tarihinde, Demirören Medya’da 45 gazeteci, sadece sendikalı olduğu için işten çıkarılmıştı. Yetmemiş, tazminatları da verilmemişti. Timur işten çıkarılanlar arasında değildi. Ama o, haksızlığa uğrayanlar için susmadı. Tek başına bir eyleme başladı. Binadaki panolara sendikalı olmanın anayasal bir hak olduğunu anlatan afişler astı. Kovulan arkadaşlarının tazminatlarının verilmesini istedi. Olay öyle komik bir hal almıştı ki... Her gün o afiş asıyor, binadaki güvenlik görevlileri indiriyordu. Bu kovalamaca gün içinde işten çıkana kadar sürüyor, yorulan görevliler “bugün kaçta işten çıkacaksınız” diye gelip soruyordu. Karşılıklı inat, Kibar Feyzo’nun ağa ile kavgasına dönmüştü. Yönetim “asarsan kovarız” dedikçe Timur, afişleri çeşitlendiriyor; kimi zaman süper kahramanların, kimi zaman masal karakterlerinin, kimi zaman film oyuncularının ağzından sendika hakkını anlatıyordu. Bizim için kovuldu Tutuklandığımız güne kadar Timur’un tek kişilik mücadelesini hayranlıkla izledim. Sonrasını ben de merak ediyordum. Hapisten çıkınca ayrıntılarını öğrendim. Timur’un her gün yaptığı bu eylem tam 5 ay sürmüştü. Ta ki o güne kadar... Bizim hapsedilmemizin ardından Timur, o gün yeni bir afiş hazırladı. Benim ve tutuklanan gazeteci arkadaşlarımın fotoğraflarının olduğu kâğıda “gazetecilere özgürlük” yazmış, uğradığımız haksızlığı anlatmıştı. Ertesi gün çalıştığı masadaki telefon çaldı. Arayan insan kaynakları müdürüydü. Ardından yayın yönetmeni de aradı. İşten çıkarıldığını haber veriyorlardı. Talimatın “en tepeden” olduğunu öğrenmişti. Sebep, benim de yer aldığım o afişti. Bütün tehlikelerden daha tehlikeli olmuştuk. 20 yıl boyunca, her sırtlanla mücadeleyle süren aktif gazeteciliği, sadece bize destek veren bir afiş nedeniyle bitirilmişti. Neyse ki hak ettiği tazminat eksik de olsa hemen yatırılmıştı. Girenleri çıkanları, çığlıkları ya da susanları konuşuyoruz. Hepimiz maskelerle yürürken, bize kendisinden önce korkusunu getiren virüs gibi... Mahkeme salonlarında yargılanan aslında hepimizin hikâyesi. Ege’de korkutan deprem Muğla’nın Marmaris ilçesinde dün akşam 20.43 sıralarında deprem meydana geldi. Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü, depremin büyüklüğünü 5.4 olarak açıklarken, AFAD ise depremin 5.2 şiddetinde olduğunu belirtti. Zeminden 61 kilometre derinlikte meydana gelen deprem İzmir, Aydın ve Antalya gibi birçok il ve ilçeden de hissedildi. Marmaris Kaymakamı Ertuğ Şevket Aksoy, herhangi olumsuz bir durumun olmadığını açıkladı. Depremin ardından katıldığı bir canlı yayında Prof. Dr. Şükrü Ersoy açıklama yaptı. Bölgede 30 yıl önce çalışmalar yürüttüğünü belirten Prof. Ersoy, “Bu kadar derinde görünüyor ama kara üzerinde görünüyor. Ya Merkez üslerinde bir yanlışlık var ya da bu derinlikte kara üzerinde Türkiye’de bir deprem olmaz. Çünkü kabuk kalınlığını biliyoruz. Ancak bu yitim zonu dediğimiz Girit’in güneyindeki dalma batma zonunda bu kadar derin depremler olabilir. Ya da orada meydana gelmiştir. Merkez üssü yukarısı görünüyordur” dedi. ‘Deremizi vermeyiz’ CEMİL CİĞERİM Ordu’nun Korgan ilçesinde yapılmak istenen Balamir Hidroelektrik Enerji Santralı (HES) için çalışmaların izinsiz yürütüldüğünü belirten halk, göz açtırmıyor. Jandarmadan sonra DSİ İl Müdürlüğü de bölgede denetim yaptı. Balamir HES için imar değişikliğinin Ordu Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nde askıya çıkması üzerine Ordu Çevre Derneği ile yapılan toplantı esnasında şirketin dere yatağında çalıştığı öğrenilmiş, jandarma çağrılarak çalışma durdurulmuş ve tutanak tutulmuştu. Yeniden çalışma başlatan şirket bu kez DSİ İl Müdürlüğü’ne şikâyet edildi. Yerinde yapılan denetim sonrası DSİ heyeti incelemesinin sonuç raporunu yetkililere teslim edecek. Ordu Çevre Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Ekoloji Birliği Eş Sözcüsü Coşkun Özbucak, “Dereye, ormana yapılan müdahaleler doğal dengeyi bozan girişimlerdir. Halk kararlı, derelerine sahip çıkıyor” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle