25 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 27 HAZİRAN 2020 CUMARTESİ TASARIM: BAHADIR AKTAŞ YORUM / HABER Bakın Şu Konuşana... Celal Şengör, Köy Enstitülerinin ardından bu kez de ömrü boyunca insanlık ve toplum için çalışmış bilim insanı Türkan Saylan’ı küçültmeye kalkışmış. Yalnızca cüzam konusunda yaptığı çalışmalar bile bilim dünyasında önemli yer tutan Türkan Saylan’ın “bilim üretiminin neredeyse yok düzeyinde olduğunu” ileri sürmüş... Aslına bakarsanız, Celal Şengör kendisini, savundukları ile çoktan yok düzeyine indirmişti: Lockheed firmasının bile kendisine milyonlarca dolar rüşvet verildiğini açıkladığı 12 Eylül cuntacısı Tahsin Şahinkaya için “Cumhuriyet tarihimizin en büyük komutanları, en içten vatanseverleri arasındadır” demiş bir kişinin düşünebilme yetisinin varlığından şüphe edilmez mi hiç? Yurtsever olduğu için idam edilen Deniz Gezmiş için “eşkıya” nitelemesi yapan, 12 Eylül’ün faşist generali Kenan Evren’in yaptığı her şeyi “istisnasız” onayladığını belirten, insanlara dışkı yedirmenin işkence olmadığını savunan birinin aklından zoru olduğu söylenmez mi hiç? ÇYDD’nin açıklamasında dendiği gibi: “Bir toplum önderine dayanaksız ve soyut tezlerle saldıranları ulusumuz asla affetmeyecektir.” Namus Meselesi Saygı Öztürk ile 40 yılı aşkındır tanışırız. Dürüsttür, iyi insandır, kül yutmaz bir gazetecidir. İşte o Saygı Öztürk, İçişleri Bakanı’na göre “namussuzluk” yapmış. Neymiş “namussuzluk”? AKP döneminde artık alışılmış olanın bir öykünün yinelenmesi, AKP Trabzon Milletvekili’nin eşinin bekçilikten kültür müdürlüğüne doğru önlenemeyen yükselişinin yazılmasıymış... Herkese “namus” dersi vermek, İçişleri Bakanı’nın hem hakkı hem görevi sayılır: Demokrat Parti Genel Başkanı’yken AKP’liler için “Paçalarından yolsuzluk akıyor” diyen Süleyman Soylu, baştan aşağıya bir namus simgesidir çünkü... Sabah, Gerçekleri Yazar... Sabah gazetesi, gazetemiz Cumhuriyet’i “yalan haberin şampiyonu” ilan etti. Sabah’ı çıkaran Turkuvaz Grubu Yönetim Kurulu Başkanı, Kalyon İnşaat’ın da patronu olan Ömer Faruk Kalyoncu. Kalyon İnşaat’ın kurucusu Hasan Kalyoncu, Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte AKP’ye siyasetçi yetiştiren Birlik Vakfı’nın da kurucularından. Erdoğan, Hasan Kalyoncu’nun oğlu Ömer Faruk Kalyoncu’nun nikâh tanığı. Kalyon Grup, AKP döneminde kazandığı ihaleler ile tanınıyor: MecidiyeköyMahmutbey Metrosu, Bakırköy Adliyesi, Yeni İstanbul Havaalanı, Kuzey Marmara Otoyolu, Mecidiköy Metrobüs Hattı, Başakşehir Stadyumu, TürkiyeKıbrıs Su Temini Projesi, MenemenAliağaÇandarlı Otoyolu, Marmaray, Vatan Caddesi Gelirler İdaresi Başkanlığı hizmet binası, ÇanakkaleAyancık yolu bunlardan yalnızca birkaç tanesi. Sabah gazetesini çıkaran grubun yönetim kurulu başkanvekili Serhat Albayrak da Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın kardeşi. Sabah gazetesi ne yapsın? “Cumhuriyet, doğru haberin şampiyonudur” diyemez ki... Gurur Yaşadığımız ortamın özetidir: Tutuklu gazeteciler yargılandı, baro başkanları savunma hakkı için yürüdü, sokaklarda itildi kakıldı. Ve Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu, yandaş gazetecilere açıkladı: “Adalet Bakanı ile gurur duyuyorum.” Türkiye, aslında tek bir paket programın parçaları olan Doğu Akdeniz, Suriye ve Libya cephelerinde, pek çok güçle mücadele ediyor. Üç bölgede de en çok ABD ve Rusya arasında sıkışıyor. Bu ikisi arasında denge kurmaya çalışıyor. Sıkıntı çekiyor. O nedenle, askeri başarılara koşut, siyasi kazanım elde etmekte zorlanıyor. Özellikle Suriye meselesinde, düğmeyi baştan yanlış iliklemenin olumsuz sonuçlarına katlanıyor. Suriye ve Libya’nın bağımsızlığı, bütünlüğü, egemenliği ve siyasal birliği konusunda Türkiye’nin gösterdiği haklı, doğru, meşru hassasiyeti, ABD paylaşmıyor. Tersine bu iki ülkeyi de bölmek istiyor. Belirtmekte yarar var. Dengelerin, ittifakların hızla değiştiği dış politikada, her zaman ilkesel tavır almak, daima tutarlı olmak zordur. Dış politikanın bazı geleneksel ikilemleri vardır. Örneğin; siyaset biliminde, temsilde adalet ve yönetimde istikrar ikilemi, nasıl geleneksel bir ikilem ise dış politikada da devletlerin toprak bütünlüğüne saygı ilkesiyle, ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesi, temel bir ikilemdir. Çünkü bu ilkeler birbiriyle çelişir. Birini öne çıkarınca ötekinden vazgeçilir. Biri savunulunca diğeri savunulmaz. ABD emperyalizmi, ulusların kendi kaderini tayin hakkını, ülkeleri bölüp parçalamak için savunur. Bu ulusları sevdiğinden değil... Dış politikada, bu tartışmaların öne çıktığı belli dönemler, belir siz ABD ve Avrupa’nın bu tavrı ilkesel değil di. Kendi içinde tutar lı olma iddiası yoktu. Dönemle, güç denge siyle, sorunun çapıyla, muhataplarla, hasım devletlerle ilgiliydi ön Dış politika, ikilemler celikle. Sonraki çatışmaları, küçük yapılar ve büyük güçler daki ayrılıkçı hareketleri, Balkanlar’ın nasıl Balkanlaştırıldığını ha li sorunlar vardır. Mesela; Soğuk tırlıyoruz. Savaş’ın hemen ardından, Yu Çözüm, güçlü goslavya dağılırken ulusların kendi kaderini tayin hakkının ayrılıkçı amaçlar için kullanılabileceği, ABD ve Avrupa Birliği tarafından kabul edildi. Yugoslavya dağıldı. Fakat federal Yugoslavya’nın dağılmasıyla ortaya çıkan devletlerin, aynı hak öne çıkarılarak bu kez kendi içlerinde dağılmasına karşı çıkıldı. Daha fazla bölünme, daha çok parçalanma arzu edilmedi. Federasyonun, onu oluşturan federe devletler tarafından bölünmesi kabul edildi fakat ortaya çıkan bağımsız devletlerin, ulus altı kimlikler, özerk bölgeler, etnik, dinsel, mezhepsel aidiyetler üzerinden, ulusların kendi kaderini tayin hakkı ilkesi kapsamında bölünmesi istenmedi. Federasyon döneminin federe devletleri arasındaki iç sınırlar, federasyon dağıldıktan sonra ortaya çıkan bağımsız devletlerin milli sınırlarına dönüştü. Fakat daha fazla devletin, daha çok sınırın ortaya çıkması arzulanmadı. Şüphe devlet olmakta Dış politikanın bir diğer ikilemi de, devletlerin içişlerine karışmama ilkesi ile insan hakları ihlallerinin, azınlık hakları ihlallerinin devletlerin iç meselesi olarak kabul edilemeyeceği ilkesidir. Emperyalizm bu ilkeyi de, hedefindeki ülkeyi bölmek için kullanır. Kendisi söz konusu olunca, kimsenin içişlerine karışmasına izin vermez. Başkası söz konusu olunca, “insan hakları ihlal ediliyor, azınlıklar baskı görüyor” diyerek içişlerine müdahale eder. ABD’nin pek çok ülkede yaptığı tam da budur. İç bünyedeki sorunları çözmek, emperyalist güçlerin eline koz vermemek gerekir. Bunun için güçlü devlet olmak şarttır. Onun yolu da demokrasidir, özgürlüktür, bağımsızlıktır, hukuk devletidir, sosyal devlettir, güçlü ekonomidir, nitelikli eğitim ve bilimdir, ulusal bilinçtir. Yani Cumhuriyettir. K. IRAK’TA 1 ŞEHIT Milli Savunma Bakanlığı (MSB), Irak’ın kuzeyinde gerçekleştirilen PençeKaplan Operasyonu bölgesinde teröristlerle çıkan çatışmada bir askerin şehit olduğunu duyurdu. Açıklama, “Bahse konu çatışmada bölücü terör örgütü mensubu 2 terörist silahları ile birlikte etkisiz hale getirilmiştir” denildi. Açıklamada, şehidin adının Piyade Teğmen Yunus Gül olduğu kaydedildi. Gül’ün Adıyaman’ın Bahçelievler Mahallesi’nde ikamet eden ailesine acı haber, Adıyaman Vali Yardımcısı Ayhan Akpay ve askeri erkân tarafından verildi. Şehitin evli ve 2 aylık bir çocuk babasıydı. l ANKARA/ Cumhuriyet Yunus Gül Şehidin baba ocağına Türk bayrağı asıldı. Gri listedeki terörist etkisiz hale getirildi İçişleri Bakanlığı, Tunceli’de 3 teröristin etkisiz hale getirildiğini açıkladı. Açıklamada, etkisiz hale getirilen teröristlerden birinin, Terör Arananlar Gri Liste’de 500 bin liraya kadar ödülle yer alan “Argeş” kod adlı Osman İşleyen olduğu belirtildi. l ANKARA BULMACA SEDAT YAŞAYAN SOLDAN SAĞA: 1/ Büyük harita, plan ya da 1 2 3 4 5 6 7 8 9 modeli oluşturan parçalardan her biri... İstanbul Sanayi Odası’nın kısa 1 2 MUHA S S I L OTAĞA SAK yazılışı. 2/ Yunan mitolo 3 N A S I R A G A 1 23 4 5 6789 1 2 jisinde tutku tanrıçası... Aksi, ters ve kötü huylu kimseler için kullanılan sözcük. 3/ Oturulan ye 4 OH R İ KKA T 5 P AŞ R İ NA 6 SAFAR İ AF 3 4 5 rin, tamamen boş bırakıl 7 O R A K L A O mış bir zemin katın üze 8 N A R S İ T A R rine kurulduğu Türk ev 9 tipi. 4/ Manda yavrusu... KARAKURA Rütbesiz asker. 5/ Kırmızı 6 7 8 renkli bir üzüm cinsi. 6/ İnsan simgesi. 2/ Tanrıtanı yaşamının bütün alanlarında ku maz... Tanrı bağışlama 9 rulu düzenlere karşıt bir kültür sından yoksun kalma. oluşturma anlayışı. 7/ Kayınbira 3/ Arap abecesinde der... En küçük sosyolojik birim. üstte noktası olan harfe 8/ Tavlada “üç” sayısı... Yunan verilen ad. 4/ Belli bir top abecesinin altıncı harfi. 9/ Har lumsal, ekonomik topluluğa tanı teliği bir olan dil, hayvan ya da man yerindeki ekin demetlerinin nan kontenjan... Kahraman, yiğit. bitki topluluğu. 8/ Selenyum ele yığını... Kâfi gelmeyen. 5/ Çalgıcılara verilen bahşiş. 6/ mentinin simgesi... Macaristan’a YUKARIDAN AŞAĞIYA: Tarihsel koşullar ne olursa olsun özgü, şaraplık bir üzüm cinsi. 9/ 1/ Metal çubuk ve borulara diş devletin ortadan kaldırılması Yasama meclislerinin birleşimle açmakta kullanılan aygıt... Ulus gerektiğini savunan öğreti. 7/ rinden her biri... Azerbaycan’ın lararası Standartlar Örgütü’nün Küçük erkek kardeş... Temel ni plaka imi. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] 27 HAZİRAN 2020 SAYI: 34594 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:27 05:27 13:12 17:12 20:47 22:38 Ankara 03:19 05:15 12:57 16:54 20:28 22:15 İzmir 03:53 05:43 13:20 17:14 20:46 22:28 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Sinatra doktrini Frank Sinatra (19151998) İtalyan kökenli Amerikalı bir şarkıcıydı. Ama adı bir doktrin oldu! Nasıl mı, anlatalım: SSCB Dışişleri Bakanı Eduard Şevardnadze 23 Ekim 1989’da Sovyet rejiminin Varşova Paktı üyelerinin tercihlerine saygı göstereceğini açıkladı. Amerikan televizyon kanalı ABC’nin bu açıklamayla ilgili sorusuna SSCB Dışişleri Sözcüsü Gennadi Gerasimov şu yanıtı verdi: “Biz şimdi Frank Sinatra doktrinini uyguluyoruz. Sinatra’nın ‘I did it my way’ (Bildiğim gibi yaptım) adlı bir şarkısı var. Her ülke de kendi yolunu seçer.” Gerasimov’un bu esprili yanıtı, literatüre resmi olmasa da Sinatra doktrinini sokmuş oldu. AB’nin kendi yolu Bugünlerde Sinatra doktrini yeniden ama farklı bir anlamda kullanımda. Meslektaşım Gökhun Göçmen dikkatimi çekti: AB Dışişleri Yüksek Temsilcisi Josep Borrell, ay başında birliğin dışişleri bakanlarına yaptığı konuşmada şöyle diyordu: “Frank Sinatra gibi olmalıyız: ‘My Way’ (Benim yolum). Çin’e karşı ABD’nin tarafını seçmeyeceğiz çünkü Çin ile ilişkilerimizde aynı çıkarlara sahip değiliz.” 1989’da işçi sınıfının ilk devletini satanların argümanı olan Sinatra doktrini, bu kez bir AB yetkilisinin ağzında, olumlu bir anlamda, AB’nin ABD’den bağımsız yol çizmesi gerektiği anlamında kullanılıyordu. AB’nin Çin’le ilişkileri ABD’nin ünlü dergisi Economist de 13 Haziran 2020 tarihli sayısında Sinatra doktrinini ele almış: Özetle AB’nin Sinatra doktrini, yani “kendi yolu” hem ABD’yle hem de Çin’le ilişkilerini bütün olarak değil ama kompartımanlar şeklinde ele almasını içeriyor. Örneğin çok taraflı ticaret, uluslararası kurumların desteklenmesi, salgın sonrası ekonomik toparlanma ve iklim değişikliği dahil pek çok alanda AB’nin Çin’le çalışması ama örneğin Hong Kong ya da SincanUygur bölgesi konularında farklı tutum alması şeklinde... Nitekim Avrupa Konseyi Başkanı Charles Michel, 22 Haziran’da düzenlenen 22. ABÇin Zirvesi’nin sonrasında yaptığı konuşmada şu vurguyu yaptı: “Çin’le ilişki kurmak ve işbirliği yapmak hem bir fırsat hem de bir gerekliliktir. Buna karşın aynı değerleri, politik sistemleri veya yaklaşımı paylaşmadığımızı da kabul etmeliyiz.” ABD, ÇinAB bağını kesmek istiyor ABD, Çin’e karşı AB’yi yanında “geleneksel müttefiki” olarak tutmaya, hatta bu da yetmeyeceği için cepheye Hindistan’ı da eklemeye çalışıyor. AB ülkeleri ise özellikle Almanya üretimin ve ticaretin merkezinin Atlantik’ten Pasifik’e kaydığı son 20 yılda, Pekin’le daha yakın olmaya çalışıyor. Dahası Brüksel 21. yüzyılın geride kalan ilk 20 yılında, giderek daha çok ABD’den bağımsız hareket etmeyi esas alıyor. ABD ise Çin’i Avrupa ve Afrika’ya bağlayan modern kara ve deniz ipek yollarının geçtiği Kuşak ve Yol inisiyatifini hedef almış durumda. ABD, sadece ticaret değil aynı zamanda kültürel işbirliğinden siyasi işbirliğine döşenen taşlardan oluşan bu yolları çeşitli noktalardan kesmeye çalışıyor; Hindistan’da, Ortadoğu’da, Kuzey Afrika’da, Balkanlar’da, Doğu Avrupa’da... O nedenle ABD’nin Suriye’de de, İran’da da, Libya’da da nesnel olarak Çin’le karşı karşıya geldiğini söyleyebiliriz. ABDAB arasındaki temel sorunlar 1 Temmuz’da Almanya’nın dönem başkanlığını devralmasıyla AB’nin ABD’den bağımsızlaşması da, Çin’le işbirliği kompartımanlarını çoğaltması da gündemde olacak... Nitekim ABD’nin Almanya’dan asker çekme resti bu yeni süreçle ilgili. BerlinParis eksenli tartışmaya açılan Avrupa ordusu konusu da. Ve ABD’nin Avrupa başkentlerini Çinli Huawei konusunda sıkıştırması da. Hatta MoskovaBerlin işbirliğinde inşa edilen Kuzey Akım2 doğalgaz boru hattı da... Özetle önümüzdeki yıllar ABD ile AB arasındaki bağların biraz daha zayıfladığı ve AB’nin Çin ve Rusya’yla ilişkileri geliştirdiği yıllar olacak... Kuşkusuz ABD, transatlantik bağı koruyabilmek için başta NATO (derin hükümetler) olmak üzere pek çok kartı kullanıma sokacaktır. Beş merkezli dünya Ancak nihai tablo değişmeyecek. AB’nin “kendi yolu” konusu da, işte bu “Amerikan rüyası bitiyor, yeni bir dünya kuruluyor” dediğimiz sürecin bir parçasıdır. Amerikan hegemonyası zayıfladıkça, o hegemonyaya tabi olan ülkeleri çekim kuvveti de azalıyor. Amerikancı bir iktidara rağmen Türkiye’nin belli konularda Avrasyacı düzlemde siyaset yapabilmesi bile bu nedenledir. Beş merkezli (G5: ABD, Çin, AB, Rusya, Hindistan) dünya şekilleniyor...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle