19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 22 HAZİRAN 2020 PAZARTESİ 290/17 0 310/20 0 280/15 0 290/18 0 290/17 0 270/1 1 0 240/7 0 270/14 0 330/22 0 330/18 0 300/16 0 270/20 0 250/13 0 290/21 0 220/10 0 240/1 1 0 240/13 0 360/18 0 210/14 0 270/16 0 290/22 0 230/20 0 TARİHTE BUGÜN 1919: Mustafa Kemal Paşa’nın 19 Mayıs 1919’da yaktığı Milli Mücadele meşalesi, “Kurtuluş Savaşı’nın başlangıcı ve yeni bir devletin doğuşunun ilk belgelerinden sayılan Amasya Genelgesi’nin yayımlanmasıyla daha gür ışık vermeye başladı: ‘’Vatanın tamamiyeti, milletin bağımsızlığı tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır.’” Darp iziyle anladılar SEYHAN AVŞAR Hurdacılık yapan Mustafa U. çırak aldığı 6 çocuğu istismar etti Çorum’un Kargı ilçesinde hurdacılık yapan Mustafa U. isimli şahsın “çırak arıyorum” diyerek yoksul 6 çocuğu istismar ettiği ortaya çıktı. “Bu, bir hastalık tedavi olmak istiyorum” diyen Mustafa U. hakkında Çorum Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından iddianame düzenlendi. İddianamede sanığın 6 çocuğa karşı, “cinsel istismar”, “kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma” ve “sarkıntılık” suçlarından cezalandırılması istendi. Mağdur E.D. ise sanıktan şikâyetçi olmadı. E.D. ifadesinde, “Ben babasız büyüdüm. Onun çocuklarının babasız büyümesini istemiyorum” dedi. Olay 19 Temmuz 2019 tarihinde mağdur E.F.A. isimli çocuğun ailesinin savcılığa giderek Mustafa U.’nun çocuklarını darp ettiğini, istismarda da bulunmuş olabileceğini belirterek şikâyetçi olmasıyla başladı. Soruşturma çerçevesinde ifadesi alınan Mustafa U. hakkındaki iddiaları reddederek mağduru suçladı. Mağdurun kendisiyle beraber olmak istediğini belirten Mustafa U., E.F.A. ile 10 defa “cinsel ilişki” yaşadığını belirtti. Bu ifadenin ardından savcı soruşturmayı genişleterek hurdacı Mustafa U.’nun yanında çalışan ya da Mustafa U. ile bağlantısı olan çocukların ifadelerine başvurdu. Mağdur 5 çocuk daha Mustafa U.’nun kendilerine tecavüz ettiğini açıkladılar. Mustafa U.’dan şikâyetçi olmayan mağdur E.D. ifadesinde, “Bana ilişki teklif etti. Daha önceden E., H. ve Ö. isimli çocukların kendisi ile ilişkiye girdiğini söyledi. Kabul etmedim... Ben babasız büyüdüm. Mustafa’nın çocuklarının da babasız büyümesini istemiyorum” dedi. l İSTANBUL 11 yaşındayken amcası MEHMET İNMEZ tarafından istismar edildi Kızımın 11yaşındayken amcası Ö.D. tarafından cinsel istismara uğrayan yüzde 92 Sereb ral Palsili (beyin felci), engel çıkaramadığı li Y.D.’nin (14) 2’nci duruşması 25 Haziran’da. Adalet istediği SES OLUN ni belirten anne Yıldız Turna (38), Ö.D.’nin tutuklanmasını talep ederek “Kızım, istismara uğradığı için şu an ilaç kullanıyor. Psikolojisi bozuldu. Sürekli kendinden, yüzünden utandığını, hep ölmek istediğini söylüyor. ‘Yapma amca acıyor’ çığlıklarıyla uyanıyor. Olayı dün gibi hatırlıyor. Kızım gibi sesini çıkaramayan yüzlerce çocuk var. Davada verilecek kararın, kızımın bugüne kadar çıkaramadığı çığlığa ses olmasını istiyorum. Kızım öldükten sonra haber olmasın” dedi. Y.D.’nin uğradığı istismar okul daki rehber öğretmeninin, 23 Ekim 2019’da anne Yıldız Turna’yı aramasıyla ortaya çıktı. Anne Turna, şikâyette bulunsa da Ö.D. denetimli serbestlikle bırakıldı. İlk duruşması şubat ayında yapılan davanın ikinci duruşması 25 Haziran’da İstanbul 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülecek. BABALARININ CANLARI 21 HAZİRAN PAZAR 40 BİN 496 1192 23 1412 2 MİLYON 945 BİN 240 187 BIN 685 4950 803 327 160 BİN 240 Bugünden sonra ceza var Terör saldırılarında evlatlarını ve babalarını kaybedenler, Babalar Günü’nü buruk geçirdi. ŞırnakVan karayolu üzerinde PKK’li teröristler ile çıkan çatışmada şehit olan Jandarma Uzman Çavuş Tolga Özdinç’in 3 yaşındaki kızı Elif Ennur Özdinç’in “Benim babam kahraman, bak gözleri açık o uyumuyor” demesi can yaktı. 2017 yılında şehit düşen Uzman Çavuş Gökhan Kılıç’ın hiç görmediği 2.5 yaşındaki kızı Zeynep Hüma Kılıç (üstte) ise babasının mezarını gösterip yanına giderek fotoğrafının üzerine elini koyup dakikalarca bekleyip onu seviyor. Yeni konuşmayı öğrenen Kılıç’ın “baba” demesi ise herkesi duygulandırıyor. l AA / İHA İçişleri Bakanlığı, maske takma zorunluluğuna uymayanların 3 gün süreyle uyarılıp bilgilendirilmesi, bugün itibarıyla son buldu. 81 il valiliğine gönderilen resmi yazıda maske takma zorunluluğuna uymayanlara 900 lira idari para cezası kesileceği kaydedildi. Maskenin, 48 ilde hayatın tüm alanlarında, 33 ilde ise alışveriş merkezi, market, restoran, kafe ve kuaför gibi insanların toplu halde bulunduğu işyerlerinde takılması zorunluluğu bulunuyor. l AA Restoran uyarısı Hacettepe Üniversitesi Tıp Fa kültesi Çocuk Enfeksiyon Has talıkları Ana Bilim Dalı Başka nı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, ka fe ve restoranlarda servis edi Cemil Taşcıoğlu Koronavirüs nedeniyle 1 Nisan’da 68 yaşında hayatını kaybeden İstanbul Tıp Fa kültesi Dahiliye Profesörü Cemil Taşcıoğlu, Babalar Günü’nde, oğlu, torunları ve aile dostları tarafından mezarı başında anıldı. Prof. Dr. Taşcıoğlu’nun Üsküdar len içecek ve yiyeceklerden koronavirüs bulaşan kişiler olduğunu söyledi. Ceyhan, “Çay, kahve içecekseniz, bir kolonyalı mendil ya da dezenfektanla ıslatılmış kâğıt mendil ile ağzınıza gelecek yeri silmek gerek” dedi. l DHA Kız istemede 9 vaka Nakkaştepe Mezarlığı’ndaki kabrine oğlu Onur Taşcıoğlu, eşi ve çocuklarıyla gele rek dua ettiler. Kütahya Tavşanlı’da kız isteme merasiminin ardından 9 kişide ko ‘Sanki o günleri yaşamadık’ Hareketlilik eskisi gibi ronavirüs tespit edildi. Tavşanlı Kaymakamı Yüksel Kara, olayın ardından 6 binanın karantinaya alın Ankara Üniversitesi (AÜ) Uygula yıs arasını yaşamamışız gibi bütün da toplu taşımadaki hareketliliğin malı Bilimler Fakültesi Aktüerya alanlardaki hareketliliğimiz nere olduğu gözüküyor” dedi. Tank, “11 dığını açıklayarak “Manisa’dan bir aile, kız istemek için Tepecik bel Bilimleri öğretim üyesi Prof. Dr. Fa deyse pandemi ilanından önceki dö Mart’ta bizim 1 vakamız var. Bugün desindeki bir ailenin evine gelmiş. tih Tank, Google’ın hareketlilik hari nemle hemen hemen aynı seviyeye itibarıyla aramızda yaklaşık 23 bin Akrabalar toplanmış ve misafir tasına dayanarak yaptığı açıklama gelmiş. Vaka sayısını etkileyen en vaka var ve biz 11 Mart’tan önce lerle birlikte yemek yenmiş” dedi. da “1 Haziran sonrası çok entere önemli hareketlilik noktasının, top si gibi davranır durumdayız” eleştiri Karantinaya alınan binaların önün san. Biz sanki hiç 11 Mart31 Ma lu taşım istasyonları ve doğal olarak sinde bulundu. l DHA de Jandarma önlem aldı. l AA Avlumdaki ölü kuşlar Benim köklerimin olduğu topraklarda ölüm bir kadın sesidir. Feryadın ayırt edilebilen bir acısı vardır. Gidenin ardından o an yaratılmış ağıtlar yakılır. Kadınların suratlarındaki tırnak izinin derinliği yitenin evlat olduğunu ele verir. Bir cuma sabahı birbirinden farklı iki ses işitiyordum. Erkeklerin olduğu taraftan her zamankinden daha öfkeli sloganlar duyuluyordu. Kadınların koğuşlarından yükselen çığlıklardan ölüm soğukluğu hissediliyordu. Gelen gardiyana “Biri mi öldü” dedim. Yanıt vermedi. O gün ziyarete gelen iki avukat da bilmiyordu. Koğuşa dönerken maltada telefon hakkını kullanan gözü yaşlı bir kadın mahpus bana “Helin öldü” diyerek seslendi. Grup Yorum solistinin ölüm orucunda hayatını kaybettiğini anladım. Avlunun dört köşesinde kuş yuvaları var. Her gün ürkekçe inip bıraktığım ekmekleri yiyorlar. Bir süre sonra yuvalarının içindeki tüm kiri aşağı döktüler. Meğer bu doğum habercisiymiş. Neredeyse bir tam gün uçmayı becerebilmek için uğraşan minikler avluda belirdi. Onlar kadar şanslı olmayanlar vardı. Hayatına devam edemeyeceği anlaşılan öteki yavrular birer birer aşağı atılıyordu. Avluda toprak yok. Onlara gazete kâğıtlarından geçici mezarlar yapıyorum. Önce onlardan vazgeçen annelerine kızıyorum. Sonra düşen yavruların başına üşüşen karıncalara bakıp, doğanın öğrettiğini yapan anneleri kendi yargılarımla yargılayan kendime kızıyorum. Uçaktaki ‘eski teröristler’ Ben kuşlara kâğıt mezarlar yaparken, televizyonda ve gazetelerde Helin’i ve ölüm kuyruğunda bekleyen diğerlerini tartışıyorlar. Bir kısım yaşam hakkından bahsederken “onlar terörist” diyenler tüm sesleri bastırıyor. Gözümün önüne Cumhurbaşkanı’nın uçağı geliyor. Erdoğan’ın bir yanında eski PKK hükümlüsü yeni Pelikancı, Akşam gazetesi yazarı duruyor. Öbür yanında bir dizi bombalamaya karışmış eski İBDAC hükümlüsü yeni Pelikancı Star gazetesi yazarı. “Eski Türkiye” düzeni, “terörist” saydıklarına bile cezalarını çektikten sonra yeni bir hayat vermiş. Muhtemelen Cumhurbaşkanı da onların gözlerine “eski terörist” diyerek değil, “kendisini bir kez daha doğurmuş insan” diye düşünerek bakıyor. “Herkesi Tanrı’nın merhametine havale ederiz, ama kendimiz hiç merhamet göstermeyiz” diyor George Eliot. Ne yazık, Tanrı’nın adını en çok anıyor görünenler, güce kavuştukça merhameti unutuyor. Türban eyleminden terör tutukluluğuna Bizim kuşak, Grup Yorum’la 90’lı yıllarda tanıştı. O dönem Ahmet Kaya gibi Grup Yorum’u da farklı görüşten insanlar dinliyordu. Öyle ki 90’ların ikinci yarısında Beyazıt Meydanı’ndaki türban eylemlerinde sahnede Grup Yorum vardı. Bir yanda şehadetparmağı öbür yanda yumruk kaldıranlar birlikte slogan atıyordu. Sonra o eylemlerdeki İslamcı gençler sakalları kesti, takım elbise giydi, “düzen siyaseti” dedikleri işlere bulaştı. 35 yıldır şarkı söyleyen Grup Yorum’u terörist ilan etti. İşin ilginci, farkındalar mı bilmem, halen AKP’nin tanıtımlarında kullandıkları birçok fon müziği Grup Yorum imzasını taşıyor. Gelelim işin esasına… Doğrusunu öğrenmek için Helin Bölek’in mahkeme dosyasını elime alıyorum. Çeşitli eylemlere katılıp defalarca gözaltına alındığı ve hepsinde serbest bırakıldığı görülüyor. Çoğunlukla bu eylemler nedeniyle yargılandığı 11 ayrı davanın sanığı olduğu anlaşılıyor. Nihayetinde çoğunluğu gizli tanık ve itirafçı ifadelerine dayanan delillerle DHKPC üyeliği suçlamasıyla 2017 yılında tutuklanıyor. Yargılamanın başlamasından kısa süre sonra, tutukluluğunun 8. ayında, 15 Şubat 2018’de tahliye oluyor. Ancak cezaevinden çıktığı gibi yeniden gözaltına alınıp bir daha tutuklanıyor. Bir süre sonra, bu kez İstanbul 35. Ağır Ceza Mahkemesi, Bölek’i “suç vasfının lehine değişme ihtimali” gerekçesiyle tahliye ediyor. Kısacası 2011’de başlayan yargılanma serüveninde, yargının değişik dönemlerine tanıklık eden 9 yıllık süreçte, hiçbir mahkeme Helin Bölek hakkında bir karar vermedi. Eminim ki sebebi yargıçların DHKPC sempatisi değil. Şüpheden uzak kesin bir kanaat kuramadıklarından bunu yapamadılar. Sonuç olarak tahliye olan Bölek, “konser vermesinin engellendiği” gerekçesiyle başlattığı ölüm orucu eyleminde hayatını kaybetti. Hapiste de şarkı cezası Mahkeme tutanaklarında yer alan 3 Ekim 2018 tarihli savunmasında şunları söylüyordu: “Hapishanede şarkı söylediğimiz ve halay çektiğimiz için disiplin cezası aldık. Ben Grup Yorum elemanıyım, orada da saldırıya uğruyor, orada da yasaklanıyorum. Hapishaneye geliyorum orada da şarkı söylüyoruz, orada da yasaklamalar ve saldırılara maruz kalıyoruz. (…) Savunmaya çalışırken gördüm bu maddeyi, anayasanın 64. maddesiymiş bu: Devlet sanat faaliyetlerini ve sanatçıyı korur. Dönüyorum şu anki bulunduğumuz duruma bakıyorum, çok tezat bir durum söz konusu ya da şöyle demek lazım herhalde haklarını yemeyelim: Bir buçuk senedir gayet iyi sanat eserlerimiz ve faaliyetlerimizle beraber korunuyoruz hem de yüksek güvenlikli hapishanelerde korunuyoruz. (…) Başka yerlerde boy gösteriyor olsaydım, sahnelere çıksaydık, magazin sayfalarında yer alsaydık şu an burada yargılanıyor olmayacaktık.” Bölek savunmasında Ergenekon ve Balyoz kumpaslarında Fethullahçı polislerin yaptıklarının bir benzeriyle bugün karşılaştığını da iddia ediyor. AYM Başkanı ne dedi? Bölek’in ardından halen ölüm orucu eylemleri sürüyor. Zaman zaman cezaevinde denk geldiğim tutuklu avukat Ebru Timtik kemikleri sayılır halde ölüme doğru yürüyor. Kendisiyle birlikte tutuklanan avukatlarla ortak talepleri şu: “Adil yargılanmak istiyoruz.” Zira İstanbul 37. Ağır Ceza Mahkemesi’nin haklarında verdiği tahliye kararının ardından onlar da cezaevi kapısında yeniden tutuklandı. Kararı veren hâkim heyeti değiştirildi. Sonra karar da değişti. “Adil yargılanma” isteyen avukatlar ölüm orucundayken, 9 Haziran’da Yargı’nın 1 numarası, AYM Başkanı Zühtü Arslan, “Yüzde 52.1 oranında adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini görüyoruz” dedi. Kısacası ölüme giden avukatla, yargının en tepesinde hâkim adaletin olmadığı konusunda anlaşıyor. Adalet ve limon Teröre de insan hayatını ortadan kaldıran eylemlere de karşı olalım. Öte yandan terör örgütü yöneticisi ile üyesini, destekçi ile sempatizanı, propaganda yapanla davada avukatlık yapanı ayırt edecek olan şeye hukukun terazisi dediğimizi de bilelim. Genelkurmay Başkanı’nı terörden tutuklayan, MİT Başkanı’nı terörden ifadeye çağıran, hedefinin ise mevcut Cumhurbaşkanı’nı terörden yargılamak olduğunu bildiğimiz yargı terörünün travmasını; herkesi terör çuvalına doldurup mahkeme kararlarını bile uygulamayan bir başka yargı ile atlatamayacağımızı görelim. Bunun terörü büyütüp, yargıyı çürüttüğünü anlayalım. Hukuk, Cumhuriyet’in en kalın kolonudur. Adalet, dostlarımıza verdiğimiz gül değil, düşmanlarımızı bile tarttığımız kantardır. “Adil yargılanma” ayrıcalık değil, suç işlemiş olsa dahi herkes için haktır. Kuşlar ötmeye devam ediyor, ölenlerin cesedi avluda. Gardiyanlar yemek dağıtıyor. Limonlar açlık grevindekilere devletin ikramı. Korkuyorum, zalimden değil zulmün parçası olmaktan. İnanıyorum, bir gün adalet de hürriyet de limon kadar ulaşılabilir olacak. Küçük Yaren doktor kurbanı Manisa’nın Turgutlu ilçesinde, 3.5 yaşındaki kızı Yaren Evin Temel’i, geçirdiği bademcik ve geniz eti ameliyatı sonrası doktorların ihmali nedeniyle kaybettiklerini öne süren ailenin eline, 15 ay sonra Adli Tıp Kurumu’ndan rapor ulaştı. Raporda anestezi öncesi muayene formunda solunum sayısının kayıt altına alınmadığı, buna bağlı olarak Yaren’in akciğerlerinde enfeksiyon oluştuğu bilgileri yer aldı. Baba Kubilay Temel, “Kızımın ölümünün üzerinden dolu dolu 15 ay geçti. Lütfen gereken cezalar verilsin. Verilsin ki başkalarının canı yanmasın. Ben bu Babalar Günü’ne kızım olmadan girdim” dedi. l DHA Babalar Günü’nde oğlu için öldü Adana Karataş’ta, serinlemek için denize giren Ali Ercan Karayiğit (12), su derinleşince çırpınmaya başladı. Habip Karayiğit (40) oğlunu kurtarmaya çalıştı ancak başarılı olamadı. Denizde çırpınan baba ve oğlunu gören çevredekilerin ihbarı üzerine olay yerine sahil güvenlik ekipleri sevk edildi. Habip Karayiğit, sahil güvenlik ekipleri tarafından sudan çıkartılırken, Ali Ercan Karayiğit denizde kayboldu. Sağlık ekipleri tarafından ambulansla hastaneye götürülen Habip Karayiğit müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Karayiğit’in cansız bedeni otopsi için morga götürülürken, Ali Ercan Karayiğit’i bulmak için ekiplerin çalışması devam ediyor. Olayla ilgili soruşturma başlatıldı. l DHA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle