27 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ORHUN ATMIŞ TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 20 HAZİRAN 2020 CUMARTESİ İstanbul Sinema Festivali’ne ilgi her koşulda, çevrimiçi olmasına karşın da sürüyor, ek seans konulan filmlerin KONUK biletleri de YAZAR tükendi ama... VİKTOR APALAÇİ “Mutlu Günler” 22 Haziran’a kadar izlenebilecek. Hâlâ 7 filme bilet var! Her şey alışılmışın dışında, İKSV İstanbul Film Festivali’ne gösterilen ilgi dışında! Her yıl yaşanan bilet bulma telaşından hiçbir şey eksilmedi. Bu yıl festival “çevrimiçi” olmasına karşın, yapımcı firmaların haklı talebiyle biletler sınırlı sayıda satışa sunulduğundan yine tatlı bir telaş yaşanıyor. Haziranda satışa sunulan 15 seçkinin kombine biletleri birkaç saat içinde bitmişti. Tek tek filmlerin satışları ise bir iki gün içinde tükendi. Yoğun istek üzerine yeniden konulan ek seansların da bir kısmının bileti bitti. Halen satışta olan sadece 7 film kaldı. Bunlardan çok ilgi gören, senaryosu nedeniyle pek çok ülkeden pek çok yönetmen tarafından tekrar tekrar çekilmiş olan “Mutlu Günler”i sinema eleştirmeni Viktor Apalaçi yorumladı. Bu senaryonun benzerini Türk seyircisi daha önce Serra Yılmaz’ın yönetiminden “Cebimdeki Yabancı” adıyla izlemiş ve sevmişti. ‘Mutlu Günler’ Yolunuz Los Angeles’tan geçerse sakın orada yaşayan İsrailli ailelerden birinin yapacağı Şabat gecesi davetini kabul etmeyin. Los Angeles’ın Hollywood semtindeki görkemli bir villada geçen konusuyla “Mutlu Günler/ Happy Times”, Şabat yemeği için bir araya gelen bir grubun kanlı olaylara yol açan öyküsünü anlatıyor. 1960 Hayfa doğumlu, yönetmensenaryo yazarıyapımcı Michael Mayer’in, senaryosunu Guy Ayal ile birlikte ya zıp yönettiği “Mutlu Günler”in konusu, Mayer’in halen yaşadığı Los Angeles’ta geçiyor. Ritüele göre Yahudilerin, haftanın en önemli gecesi saydıkları cuma geceleri Şabat yemeği için aile bireyleri veya yakın dostlar bir araya gelir. “Mutlu Günler”de Şabat yemeği için masaya oturan 4 çift ve 2 bekâr arasında çıkar ilişkilerine dayanan bir yakınlık vardır. Aralarındaki gerilimlerin, ihtilafların, halının altına süpürülen sırların açığa çıkacağı yemeğin başında belli olur. Masadaki tartışmalar 20. dakikadan sonra yumruklaşmalara dönüşür. Şabat yemeği Paolo Genovese’nin 2016 tarihli filmi “Perfetti Sconosciuti / Mükemmel Yabancılar” 7 kişilik bir arkadaş grubunu bir akşam yemeğinde bir araya getiriyordu. Tümü cep telefonlarını masaya koyup gelen aramaları, mesajları herkesle açıkça paylaşma kararı alınca ortaya çıkan sırlar herkesi müşkül durumda bırakıyordu. Konu çok cazip gelmiş olacak ki İtalyan filminin İspanyol, Fransız, G. Kore remake’leri yapıldı. Bizde “Cebimdeki Yabancı” başlığıyla Serra Yılmaz yönetiminde filmi yapıldı, konu tiyatro oyununa da uyarlandı. “Mutlu Günler”in bu filmden etkilendiği açık. Ancak Michael Mayer, komedi ile gerilimi bir araya getiren İtalyan filmini kanlı bir sos ile servis etmeyi uygun bulmuş. Bir araya gelince nadiren lezzetli olan komedi ve gerilim türlerini başarıyla harmanlayan filmironisi ve abartılı mizah duygusuyla öne çıkıyor. Menfaatların ve egoların çatışması ile katılımcıların çok geçmeden kılıçlarını kınından çıkarmalarına sebebiyet verince izleyici, “Yahudi bir arkadaş grubunun kutsal Şabat yemeği nasıl bu kadar kötü gidebilir?” diye düşünmekten kendini alamıyor. Filmde insanların bencillikleri, egoları hudut tanımaksızın eleştiriliyor. Sonradan görme zenginler, küçük burjuvalar bu eleştiriden nasiplerini alıyor. Buna, filmin finaline yakın konuya dahil edilen haham Mati üzerinden din adamları dahil edilir. Irkçılık ve antisemitizmi, karikatürize edilmiş karakterler üzerinden eleştiren filmde, haham Mati ironik bir tonda, “Neticede tüm İsrailliler dosttur” der. Ev sahibesinin kuzeni Michael ise hahamın kanaatini paylaşmaz, tırmanan şiddet olayları üzerine “Biz İsra illiler nerede duracağımızı bilmeyiz” diyerek hiddetini dile getirir. Gruba ilk kez katılan, Michael’in bonus saçlı, frankofon, güzel aktris nişanlısı Aliyah, “Hepiniz akıl hastası psikopatlarsınız” diye isyan ederek evden ayrılan ve hayatını kurtaran tek kişi olur. Kanlı bir kara film Michael Mayer’in bu son derece sert, alaycı ve eleştirel filmini bir özeleştiri gibi görmek daha doğru olur. Tek mekânda, kısıtlı bir zaman diliminde geçen konusuyla, filmin temposunun hiç düşmediğini Amerika’da yaşayan İsrailli oyunculardan oluşan kadronun, “ekip oyunculuğu” dersi verdiklerini söylemek lazım. Filmin Hayfa Film Festivali’nde En İyi Senaryo ödüllü senaryosu, karakter tahlillerinde son derece başarılı. Ev sahibesi Sigal’in kuzeni Michael’in tanıştırmak için yemeğe getirdiği nişanlısı hariç, tüm karakterler bencil, sorumsuz, şiddet bağımlısı psikopat kişiler. Tokat şiddetinde bir eleştiri getiren bu sert ve cesur filme ilgisiz kalmak imkânsız. Bu filmin eleştiri yazısını yazarken spoiler vermeden konusunu anlatmak da imkânsız. Filmi izlememiş olan okuyucularımın seyir zevkini kaçırmamak için, her eleştiri yazısında şart olan filmin konusuna bu kez yer veremiyorum. Tek söyleyebileceğim, sürprizli ve bol kanlı bir film izlemeye hazırlıklı olmanız gerektiği... SALT ziyarete açılıyor COVID19 salgını nedeniyle 14 Mart’ta geçici olarak kullanıma kapanan SALT Beyoğlu ve SALT Galata, 30 Haziran’da açılıyor. SALT Galata’da Basma Alsharif’in “Orada Her Kimse” sergisi ziyarete, SALT Araştırma yayın koleksiyonları kayıtla erişime ve kafe hizmete açılırken her iki yapıdaki Robinson Crusoe 389 Kitabevi de faaliyete geçiyor. SALT Beyoğlu’nda, girişteki forum alanı kamuya açık olacak. SALT, konuşma ve film gösterimlerine çevrimiçi ortamda devam edecek. Ünlü oyuncu Ian Holm hayatını kaybetti “Yüzüklerin Efendisi” filmlerinde Bil bo Baggins karakterini canlandıran İngiliz oyun cu Ian Holm, 88 yaşın da hayatını kaybetti. Holm’un Parkinson has tası olduğu öğrenildi. Ian Holm Londra’da hayatını kay beden oyuncu, “Sir” unvanına sahipti. ANKARA’DA ‘CORONART 19 PANDEMI GÜNLÜKLERI SERGISI’ Sergi randevulu gezilebilecek Sanatçıların, koronavirüs günlerinde ürettiği eserlerin sergilendiği “CoronArt 19 Pandemi Günlükleri Resim Sergisi” Ankara’da pandemi nedeniyle törensiz açıldı. Sergi, 4 Temmuz’a kadar önceden randevu alınarak, sosyal mesafe kuralları çerçevesinde maske takılarak gezilebilecek. ‘Hayatı sorguladık’ Ressam Mehmet Ali Doğan eşgüdümünde, aralarında Celal Binzet, Hülya Yücel, Hasan Pekmezci, Tuğrul Velidedeoğlu ve Mehmet Emin Özer’in de bulunduğu 51 ressam, koronavirüs salgını günlerinde ürettikleri eserleri, Galeri Soyut’ta sanatseverler ile buluşturdu. Ressam Doğan, salgın başladığı andan itibaren bu projeye ilişkin çalıştığını ve birçok ressamın da destek verdiğini anlattı. Salgın sürecinde uygulanan sokağa çıkma yasaklarının, “vahşi kapitalizmin dayattığı bahçesiz, balkonsuz, kutu gibi evlerde yaşamaya mahkum kalmış insanların, yaşamlarını sorgulamasına neden olduğunu” söyleyen Doğan, insanların, korku ve ölüm gibi kötücül duyguları yenmek için hobilere sarıldığını, birçok sanat programının sanal olarak takip edildiğini kaydetti. Doğan, “Biz sanatçılar kimimiz evinde, kimimiz atölye Bağdat Demircioğlu sinde sürekli gündemi sorguladık; yazdık, çizdik, boyadık, yapıştırdık, taş kırdık, çamurla oynadık, metali büktük. Zamanı değişim, dönüşüm olarak değerlendirip adeta günlük tutar gibi yaşadığımız bu zor günleri anlamaya çalıştık” dedi. ‘Sanatçıya destek verilmedi’ Birçok sanatçının da bu süreçte düzenli geliri olmadığı için zor durumda Betül Dura Mavi Rüya Serisi kaldığına dikkat çeken Doğan, “Birçok firma ve kuruma destek verildi ama bazı yerel yönetimler dışında sanatçılara herhangi bir destek verilmedi” diye tepki gösterdi. 4 Temmuz’a kadar gezilebilecek sergi için sanatseverlerin önceden randevu alması gerekiyor. Sosyal mesafe kuralları çerçevesinde, maske kullanılarak gezilebilecek sergideki eserler satışa açık. l ANKARA/Cumhuriyet Metin Aydoğan Kendi deyişiyle teoriyle pratiği ve söylemle eylemi yaşam biçimi kılarak yazdığı 22 kitabıyla ışık saçan Metin Aydoğan’ı (d. 1945, Afyon) 15 Haziran günü kaybetmenin acısıyla azaldık. İlk ve ortaöğrenimini İzmir’de tamamladıktan sonra girdiği KTÜ Mimarlık Fakültesi’nde 68 kuşağının öncü bir militanıydı. Devrimciliğini 1970’li yıllarda TMMOB Mimarlar Odası Merkez Yönetim Kurulu üyeliği ve TEKSEN İzmir Şube Sekreterliği, TÜTED İzmir Şube Başkanlığı, 19971999 arasında Atatürkçü Düşünce Derneği İzmir Şube Başkanlığı görevlerini aktif bir demokratik kitle örgütçüsü olarak sürdürdü. Türkiye sevdalısı bir devrimci aydın Metin Aydoğan, yazma uğraşında şu amacı gözetti hep: “Türk toplumunu, yakın ve uzak tarihiyle birlikte ele alıp incelemek, yakın tarihte yer alan ve günümüzü dolaysız ilgilendiren Kemalizmi ve Türk Devrimi’ni, gerçek boyutuyla inceleyip geleceğe taşımak” ve “Emperyalizmin nasıl çalıştığını, işbirlikçileri yetiştirip yönetime taşımak için neler yaptığını ve amacına ulaşmak için kullandığı yöntemleri, genç kuşağa aktarma.” Kitaplarıyla bilinçli, duyarlı, kararlı aydın olmanın örneğini gösterdi. Ülkemizde ve dünyada yaşanan olayları, ülkemizin karşısına çıkarılan sorunların kökenleri, nedenleri, getirdikleri ve bu sorunların aşılması için neler yapılması gerektiği konusunda düşünceler üretti. ‘Bitmeyen Oyun’ Emperyalizmi ve onun dünyada, ülkemizde uyguladığı, gelecekte uygulamak istediği politikaları irdeleyen, ufkumuzu açan başucu kitaplarına Türkiye’yi Bekleyen Tehlikeler/ Bitmeyen Oyun’u kattı. Okurken tüyleri ürperten, yaşadığımız gerçekleri gizlilikten açığa ve bilince çıkaran, “Türk Devrimi’nin ‘Yeryüzü tanrılarına bir karşı çıkış, bir başkaldırış ve akılla bilimin yaşama egemen kılınması’ olduğu, bu yüzden ‘Yeryüzü tanrıları’nın onu hiç affetmediği” düşüncesi üzerine oturttuğu Bitmeyen Oyun’da bugünü aydınlattı. ABD’nin yeni dünya düzeninin ve küreselleşmenin aslında emperyalizmin “böl ve yönet” politikasının bir devamı olarak tüm dünyayı sömürgeleştirme operasyonu olduğunu aktardı. Yeryüzü tanrılarına karşı yiğit bir yurtsever destancı Yeni Dünya Düzeni Kemalizm ve Türkiye adlı çalışmasında, birçok tarihçinin, siyaset bilimcinin, toplumbilimcinin dünyayı anlamak amacıyla çeşitli açılardan ele alıp yorumladığı 20. yüzyıla, sorgulayıcı, olayların ardındaki gizleri araştırıcı ve yurtsever kimliğiyle yeniden ayna tuttu. Dünyanın hem ülkemizi hem de tüm insanlığı ilgilendiren olaylarına yaklaşırken, özellikle her şeyin birbirine bağlı olduğu, birbirini etkilediği ve olayların nedenleri ve sonuçlarıyla birlikte anlaşılıp araştırılması gerektiği bilinciyle yaklaştığı için bütünlüklü bir toplumsal tarih sundu. Dönemin gerektirdiği “aydın tavrı”nın örneğini veren Aydoğan, sorunların kaynaklarını, nedenlerini, çözüm önerilerini araştırdığı çalışmalarını yeni kitaplarla sürdürdü. Avrupa Birliği’nin Neresindeyiz, Ekonomik Bunalımdan Ulusal Bunalıma, Antik Çağdan Küreselleşmeye Yönetim Gelenekleri ve Türkler, Küreselleşme ve Siyasi Partiler, Türkiye Üzerine Notlar, Ne Yapmalı?, Türkiye Nereye Gidiyor?, Geri Dönüşten Çöküşe, Yol Haritası, İnönü adlı kitaplarıyla dünyanın bugününde karşımıza dikilen sorunları aşmamız için gereken bilgi donanımını sağladı. Mustafa Kemal Atatürk’le ilgili Ülkeye Adanmış Bir Yaşam adlı çalışmasıyla bir başucu kitabı kattı kültürümüze. Her yurtseverin mutlaka okuması gereken Ben ve Ülkem’de kendi yaşamını ve örgütlü mücadelesini anlattı. HHH Deniz Gezmiş’in kardeşi Hamdi Gezmiş’i 17 Haziran’da kaybettik, ışıklarda olsun.    Arter’i çevrimiçi gezin! Kapılarını ziyaretçilerine açan Arter, çevrimiçi etkinliklerine de devam ediyor. Arter Yayınlar ve İçerik Koordinatörü Süreyyya Evren, 25 Haziran Perşembe akşamı saat 19.00’da “Arter’de Bir Sefer” etkinliği düzen Kelimeler Pek Gereksiz leyecek. Etkinlikte, Arter binasında sergilenmekte olan işler gezilecek. “Arter’de Bir Sefer”, çevrimiçi ortamda herkese açık ve ücretsiz olarak düzenleniyor. Çevrimiçi gezintinin, farklı sergilerde yer alan işler, gönder me yapılan temalar, yeğlenen yaklaşımlar, eserleriyle yan yana gelen sanatçılar, dokunulan tartışmalar ve sergilere eşlik eden yayınlar hakkında yapılacağı belirtiliyor. Etkinliğe, Zoom isimli program üzerinden bağlanılabilir. (Meeting ID: 950 0363 5034) En uzun günde sabahtan akşama etkinlik Yılın en uzun günü olan 21 Haziran’da Red Bull Türkiye’nin sosyal medya kanalları üzerinden birçok etkinlik düzenleneceği açıklandı. Etkinlikler arasında konserler, müzik listeleri, kokteyl tarifleri, spor ve oyunlar yer aldığı belirtildi. Etkinlikler, yarın akşam saat 19.30’da Evrencan Gündüz ile Elif Çağlar’ın “günbatımı konseriyle” sona erecek. Sabahın ilk saatlerinden akşama kadar sürecek “Red Bull En Uzun Gün (#EnUzunGun)” programı Red Bull Türkiye hesabını takip eden herkesin katılımına açık olacak.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle