19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 18 HAZİRAN 2020 PERŞEMBE HABER/YORUM AnkaraMoskova hattına sabotaj Rus bakanların Türkiye ziyareti neden ertelendi? Sorunun biri taktik, diğer stratejik düzlemde iki yanıtı var. Taktik düzlemdeki yanıtı şu: Ankara ile Moskova’nın destekledikleri taraflar üzerinde baskı kurarak önce ateşkes sonra da barış masası kurması, üzerinde mutabık oldukları yol haritasıydı. Nitekim Ankara bunu gereği olarak, istemediği halde Hafter’le aynı platformda buluştu. Moskova o mutabakatın şimdi de uygulanmasını istiyor. Ankara ise desteklediği Sarraj güçlerinin sahada kazandığı inisiyatifi biraz daha değerlendirmeden masaya yeniden oturmak istemiyor. Pratikte durum şu: Moskova hemen ateşkes istiyor, Ankara ise masaya oturmadan önce Sarraj’ın Sirte’yi de almasını istiyor. Ankara bunun birincisi Moskova’yı “Hafter’siz çözüm arayışına” zorlayacağını, ikincisi de olası “bölünmüş Libya” haritasında alan kazandıracağını hesaplıyor. Hafter sahada kaybettikçe, Ankara’nın “masaya darbeci Hafter değil, Akile Salih otursun” önerisine Moskova’nın yakınlaşacağı düşünülüyor; ki var böy le bir olasılık. AKPABD işbirliği Stratejik düzlemdeki yanıtı ise bu köşede daha önce incelemiştik: Ankara, Libya’da Moskova’ya karşı kazanım elde edebilmek için Washington’a işbirliği önerdi! Evet, Erdoğan 29 Nisan’da Trump’a bir mektup yazdı ve “Suriye ve Libya başta olmak üzere, bölgemizdeki son gelişmeler, TürkABD ittifakının ve işbirliğinin en güçlü şekilde sürdürülmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir” dedi. Ardından Erdoğan 8 Haziran’da Trump’la telefonda görüştü ve “Libya konusunda ABDTürkiye arasında süreçle ilgili yeni bir dönem başlayabilir. Yaptığımız görüşmede bazı mutabakatlarımız oldu” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu da “İki başkanın dışişleri ve savunma bakanları ile istihbarat başkanları ve ulusal güvenlik danışmanlarını bu mutabakatları detaylandırmak üzere görevlendirdiğini” açıkladı. ABDNATOAKP mutabakatı Bu işbirliği, kuşkusuz AnkaraBrükselWashington üçgeninde mutabık kalınan “Rusya Libya’da üs kurmamalı” görüşünün de gereği... Erdoğan ve Çavuşoğlu’nun son iki ayda NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile yaptıkları görüşmeler ve Brüksel’in Ankara’nın arkaladığı Sarraj hükümetine destek pozisyonu alması... ABD’nin Afrika Kuvvetlerinin Libya’da Rus uçakları varlığına işaret etmesi, Libya’daki Rus varlığına karşı Tunus’a asker yerleştirme önerileri... Kısacası ABD ve NATO için Libya’da Rus varlığı, aynı zamanda TürkRus işbirliğine sokulacak kama değeri taşımaktadır ve son iki ayda yaşananlar ABD’nin önce Libya’da, ardından Suriye’de bu işbirliğini bozma hedefiyle ilgilidir. ABD için sabotaj fırsatı Kısa adı JINSA olan “Amerika’nın Ulusal Güvenliği İçin Yahudi Enstitüsü”nün bu konuyu masaya yatırdığı toplantısı oldukça önemli. Amerikan İlerleme Merkezi’nden Türkiye uzmanı Alan Makovsky ile ABD Dış Politika Konseyi Türkiye uzmanlarından Svante Cornell, Türkiye’nin Libya politikası ile bunun üzerinden TürkAmerikan ilişkisinin olası seyrini tartıştılar. Cornell, ülkesinin Libya politikasını şu sözlerle özetliyor: “Amerika politikası açısından bakıldığında, Türkiye’yi dengede tutmak gerekiyor. Bir yandan da Amerika’da bu durum Türkiye ve Rusya’yı bir şekilde ayırmak için bir fırsat olarak olarak görülüyor.” Makovsky de benzer şekilde Washington’un meseleye nasıl baktığını ortaya koyuyor: “Amerikan yönetiminde Türkiye’ye sempati duyanlar ve Rusya karşıtları bir araya gelerek bunu ABDTürkiye ilişkilerini geliştirme fırsatı olarak görüyor.” (16.6.2020) Yani Libya’daki durum Washington açısından AnkaraMoskova işbirliğini bozma ve AnkaraWashington ilişkisini onarma fırsatı olarak görülüyor. Amerikancılık değil, Asyacılık kazanacak! Nitekim Erdoğan’ın Trump’a 29 Nisan’da gönderdiği “ittifakı sürdürme” talepli mektuptan bu yana AKP içindeki güçlü Amerikancı damar da canlanmış durumda. O damarın sözcüleri ABD’ye “Rusya’yla ilişkimiz stratejik değil, taktik” diyerek göz kırpıyordu zaten bir süredir. Şimdi Libya’da ABD ile hareket etmenin Türkiye’ye neler kazandıracağı üzerine varsayımlar sıralıyorlar, S400’lerin pakette tutulmasının hayatın sonu olmadığını pazarlıyorlar, heybelerinden TürkRus tarihine ait düşmanlık örnekleri çıkarıyorlar... Ankara’nın tek cephe haline gelmiş SuriyeDoğu AkdenizLibya hattında yeniden açık bir Amerikancı çizgi izlemesi, tarihi bir hata olacaktır. Bu elbette Türkiye için derslerle dolu bir süreçtir: Hiç değilse iktidarda kalabilmek için her ödünü vermeye açık hükümetlerle stratejik sorunların çözülemeyeceği anlaşılmış olacaktır. Yoksa Asya Yüzyılı’nın başladığı şartlarda ülkemizi Atlantik kampında tutabilmeleri zaten son tahlilde mümkün olmayacaktır! 18 HAZİRAN 2020 SAYI: 34585 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 03:24 05:25 13:10 17:10 20:46 22:37 Ankara 03:17 05:13 12:55 16:52 20:27 22:14 İzmir 03:50 05:40 13:18 17:12 20:45 22:27 Bugün yoğun gündemimizden değil, başka önemli bir konudan bahsedeceğim. Bu ülkede her zaman sayısız gerginlik oldu, olacak. Ama bu tarihimizde iz bırakmış bu zor dönemlerin aydınlarımız, siyasilerimiz tarafından nasıl dürüstçe bugünün gençlerine ve gelecek kuşaklara aktarıldığı çok daha önemli bir konu. Çünkü bu hattın temiz olması, sonsuzluğa giden zaman çizgisinde geleceğimizin sağlıkla oluşmasını mümkün kılar. Sol, sosyal demokrat hatta Atatürkçü birçok gazetecimiz ve siyasimiz ne yazık ki bazı konularda sanki gerçekleri yansıtmaktan çekiniyorlar. Bunlardan en önemlisi, 27 Mayıs... İki şık var: Ya güncel siyasetteki belirli konjonktürler nedeniyle oportünist davranarak “darbe sever gözükmemek” için “politically correct” ve “risksiz” yanıtı vermeye kendilerini mecbur hissediyorlar ya da açık konuşalım, konu hakkında pek bir şey bilmiyorlar. Kulaktan dolma bilgilerle, ezberletilen üç klişe cümleyle, “bildiği yanıldığına yetmeyen” haber ve yorumlarla yakın tarihimizi genellemeci bir bakışla ele alıyorlar. Hedefleri, 27 Mayıs’ı bugünkü iktidarın ve sağcıların arzuladığı gibi linç etmek! “Bütün darbeler aynıdır, en kötüsü de ilk olan 27 Mayıs’tır.” Açıkça söylüyorum, bu iki şıkkın ikisi de birbirinden beter. İster “aman şöyleböyle görülmeyelim” kompleksi, ister “yetersiz bilgi ile iddialı fikir sahibi olma” durumları... Bunlar, geçmişinde Hasan Âli Yücel’in, Falih Rıfkı Atay’ın, Muammer Aksoy’un, Oktay Akbal’ın, Uğur Mumcu’nun, Ahmet Taner Kışlalı’nın, Mümtaz Soysal’ın, İlhami Soysal’ın bulunduğu Türk aydınlanmasının onurlu geçmişine hiç yakışmıyor. Onların büyük mücadelelerine biraz saygılı olun. Lütfen, bazı kritik özel konuları bilmiyorsanız ya iki hafta eve kapanıp çalışın ya da rica edeceğim “o topa hiç girmeyin”. Çünkü 27 Mayıs’ı, siz yaşadığınız sürece önünüze getirecekler! Bilmediğiniz konularda, kendi kesimimizin geçmişteki en değerli siyasetçilerini ve gaze 1960’tır! Demokrasiyi yok et mek üzere DP’nin hazırladı ğı büyük kumpası bilmeyenler, henüz anlamamış olanlar lüt fen araştırsın. “Ne derler son ra” diyen ve oy çıkarları uğruna hareket eden, “şimdi biz kal Türk aydınları: Lütfen doğruları söylemekten kaçınmayın! kıp herkese her şeyi anlatamayız” diye kendilerine has oportünist seçimler yapan siyasiler olabilir; bu tavırlar Atatürkçülerin siyasi duruşuna yakışmaz. Türk aydınlarına hiç yakışmaz. Böyle bir algıda tem tecilerini yok sayarak, üzerlerinden geçerek, onları adeta “bilinçsiz cahiller” yerine koyarak, kendinizi anakronik ve yanlış mantık oyunlarıyla onlardan çok daha değerli, zeki ve bilgili birer aydın gibi göstermeye çalışmayın. Ayıp oluyor. Kime mi? bellik, böyle bir kökten savrulma kabul edilemez! Demokratik çabalarına ömür üstünden çok değer verdiğim yakın arkadaşım Fikri Sağlar, CHP Parti Meclisi’nde beraber yöneticilik yapma onuru yaşadı Başta rahmetli İsmet İnönü olmak üzere, ğım sevgili Celal Topkan, Sözcü gazeartık aramızda olmayan ve o günlerde fa tesinin çok değerli yazarı Saygı Öztürk şist saldırıları her gün göğüslemiş, kimileri ve daha nicelerine sesleniyorum: Belli ki hapislerde çürütülmeye çalışılmış Kasım o dönemleri iyi etüt etmemişsiniz, ola Gülek’lere, Kemal Satır’lara, Suphi Bay bilir. Lütfen, 195060 arasını her zerresi kam’lara, Turan Güneş’lere, Metin To ile yaşamış ve bugün aramızda olan de ker’lere... Onlar da demokrasiye müda ğerli aydınlar Alev Coşkun, Yekta Gün hale olmasın diye her gün uğraştılar, an gör Özden, Altan Öymen, Nurettin Sö cak Baykam’ın dediği gibi “Menderes, zen, Hıncal Uluç, Oktay Ekşi veya Gü her ihtarı hep blöf zannetti.” neri Cıvaoğlu’na buyurun her şeyi so Lütfen, 45 Haziran 2020 makalelerimi run. Uğur Mumcu’nun neden “27 Ma okuyun. Darbe aslında 27 Nisan 1960’ta yıs ilk aşkımızdı, biz özgürlük ve demok Demokrat Parti tarafından yapıldı. Tah rasinin ne olduğunu 27 Mayıs’la öğren kikat Komisyonu’na verilen akıl almaz dik” dediğini araştırın. Hıncal Uluç’un ne yetkilerle o gün anayasa, siyasal hak den “Bugünün aydınları, 27 Mayıs’a söv lar, basın ve haberleşme özgürlüğü as me özgürlüğü dahil, her özgürlükleri kıya alındı. Güçler ayrılığı yok edildi. ni 27 Mayıs’a borçlular” dediğini öğrenin. Demokrasi ve hatta ufuktaki seçimler Mümtaz Soysal’ın “27 Mayıs askerin de yerin dibine gömüldü. Zaten, 1950’den ğil, gençliğin bir hareketiydi” cümlesinin beri 10 yılda DP, her gün adım adım de mantığını anlayın. mokrasinin utancı olan uygulamalara im Sayın Saygı Öztürk, Sözcü’de “Yassıa za atmıştı. Kendi içinden çıkardığı o ucu da Mahkemesi, tüm özgürlüklerin kaldırıl be komisyonla CHP’yi kapatabileceğine, dığı bir darbe dönemi mahkemesiydi” di milletvekillerini zindanlara veya daha ağır yorsunuz. Tersine o dönem, kaldırılmış cezalara taşıyabileceğine inandı. ve hatta yok edilmiş tüm özgürlüklerin Tabii ki darbeler kötüdür, darbe ge büyük bir sevinç ve coşku içinde halka leneğini başlatmış olmak kötüdür, ama iade edildiği dönemin ta kendisiydi! Sa artık şu yanılgıdan vazgeçin: “İlk dar yın Yekta Güngör Özden’le aynı gazete be” kesinlikle 27 Mayıs değil, 27 Nisan de yazıyorsunuz, dünyanın en beyefendi insanıdır. Kendisini bir öğle yemeğine davet edin, size her şeyi izah etsin. Değerli siyasetçi kardeşim Fikri Sağlar, “Demokratik açılımı şiar edinmiş genç Cumhuriyetin sivil siyasetine ve siyasetçilerine yapılan bir saldırıyı bayram olarak yıllarca kutlamak ne kadar doğruydu” diye soruyor BirGün’de... Sevgili Fikriciğim, demokrasi için ömür boyu savaşmış değerli arkadaşım, tam tersi oldu: Genç Cumhuriyetin sivil siyaset hakkı elinden koparılıp gasp edildiği için, ufuktaki seçimler ve CHP göz göre göre ölüme götürüldüğü için gençler sokağa döküldü. Ayrıca tüm büyük ilerici hamleler, dediğin gibi “demokrasi ve hukuk karmaşası sonrasında” kendiliğinden oluşmadı. Esen güçlü demokratik rüzgâr ve 1961 Anayasası ile devrimin bilinçli hamlelerinin sonucunda oluştu. Ordu ve gençlik, 27 Nisan DP darbesine karşı ayağa kalktı. Çok değerli aydınlarımız Alev Coşkun, Emre Kongar, Merdan Yanardağ, Suay Karaman, Can Ataklı veya Ümit Zileli bu fikirleri savunmaya devam ediyorlar! 27 Nisan mantığının başlattığı tüm faşist darbelere bugün de karşıyız. İdamlar büyük hataydı, aksini söylemek mümkün değil. Yassıada demokrasi adası yapılsın, idam kararları iptal edilsin, hepsine varım. Ama Yassıada’nın tüm kararlarını iptal etmeye kalkarsanız bakın Uğur Mumcu size 1990 yılından seslenerek ne cevap verir: “Şimdi bugünlerde deniyor ki ‘Millet Meclisi 27 Mayıs nedeniyle özür dilesin.’ İhtilali Meclis yapmadı ki! Peki, DP adına o kadar hapsettirdiği insanlardan kim özür dileyecek? O zaman o dönem DP’ye sahip çıkanlar özür dilesin.” Ve, sevgili meslektaşlarım, sözü Atatürk’ün tarihi cümlesi ile bitiriyorum: “Doğruları söylemekten korkmayınız!” (Tüm alıntılar, 1990 yılında Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlediğim 555K isimli sergim için hazırladığım gazetedeki röportajlardan alınmıştır.) Irak’ın kuzeyine kara harekâtı Irak’ın kuzeyine son dönemin en kapsamlı hava harekâtının düzenlenmesinden iki gün sonra Türk Silahlı Kuvvetleri, (TSK) PKK hedeflerine kara harekâtı başlattı. TürkiyeIrak sınırına yakın Haftanin üzerinden TSK’nin komando birlikleri tarafından başlatılan kara harekâtına hava kuvvetleri, ATAK helikopterleri ile insansız hava araçlarının destek verdiği bildirildi. TSK’nin hafta başında Irak’ın kuzeyinde Suriye’den İran sınırına uzanan alanda terör örgütü PKK hedeflerine yönelik “PençeKartal” adı verilen kapsamlı hava harekâtı düzenlemesinin ardından dün sabaha karşı Haftanin üzeriden kara harekâtı başlatıldı. PKK’nin Irak’ın kuzeyinde son dönemde karakol ile üs bölgelerine yönelik artan saldırı girişimlerinin ardından başlatılan operasyonu, Milli Savunma Bakanlığı, “PençeKaplan Operasyonu başladı. Kahraman komandolarımız Haftanin’de” açıklamasıyla duyurdu. Helikopterle inildi Operasyon emrinin ardından ilk olarak tüm harekât alanı Fırtına obüsleri ile çok namlulu roketatarların aralarında bulunduğu atış destek vasıtalarıyla 150’den fazla hedef Milli Savunma Bakanı Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Güler ve kuvvet komutanları gece boyunca Kara Kuvvetleri Komutanlığı Harekât Merkezi’nde takip etti. vuruldu. Silahlı insansız hava araçları (SİHA) ve F16 savaş uçaklarının desteğiyle ATAK helikopterleri hedefleri ateş altına aldı. Belirlenen bölgelere komando birliklerinin bir bölümü karadan sızma harekâtı gerçekleştirirken bazı komando birlikleri de helikopterlerle bölgeye indirildi. PençeKaplan Harekâtı’nı Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler ve kuvvet komutanları gece boyunca Kara Kuvvetleri Komutanlı ğı Harekât Merkezi’nde takip etti. Operasyona katılan birliklerin ko mutanlarına telsizden hitap eden Milli Savunma Bakanı Akar, “Sizin oradaki faaliyetlerinizi izliyor, oradaki tozu da, rüzgârı da, soğuğu da hissediyoruz. Sizlere başarılar diliyoruz. Sizlerle gurur duyuyor, övünüyoruz. Türk komandosunun gücünü her zaman gösterdiniz, o dağlarda bugün bir kez daha göstereceğinize inanıyoruz” ifadelerini kullandı. l ANKARA/Cumhuriyet VALILIK: NEDENI ARAŞTIRILIYOR Şırnak’ta patlama: 4 ölü Şırnak’ın Silopi ilçesine bağlı Görümlü beldesinden Cudi Dağı’na doğru devam eden yol yapım çalışmasında, yüklenici firmaya ait iş makinelerine yakıt taşıyan pikapta seyir halindeyken patlama meydana geldiği belirtildi. Patlamada araçta bulunan işçiler Emin Eroğlu, Haci Atilla, Nesim Beştaş ve Osman Tuncay hayatını kaybetti. Şırnak Valiliği’nin açıklamasında, patlamanın neden kaynaklandığına yönelik araştırmaların sürdüğü ifade edildi. Açıklamada “Kurtik Tepe mevkiinde saat 18.35 sıralarında, yüklenici firmaya ait iş makinelerine yakıt taşıyan sivil pikap tipi araçta intikal halindeyken patlama meydana gelmiştir. Araçta bulunan 4 vatandaşımız hayatını kaybetmiştir. Patlamanın neden kaynaklandığı araştırılmaktadır” denildi. l AA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Enver Altaylı davasında reddi hâkim itirazı Eski MİT mensubu Enver Altaylı ve damadının da aralarında bulunduğu 4 sanık hakkında “FETÖ yöneticiliği”, “örgüt üyeliği”, “yardım” ve “siyasi, askeri casusluk” suçlarından açılan davanın görülmesine devam edildi. Ankara 16. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada sağlık problemlerinin bulunduğunu söyleyen Altaylı “Bu insanlarla 1725 Aralık’tan sonra hiçbir temasım yok. FETÖ’cü değilim, casus hiç değilim, İnönü’nün sevgisini kazandım, Bayar’la görüştüm. Özal partisinin başına geçirmek, Demirel Cumhurbaşkanı olmam için gayret gösterdi. Bir gün suçsuzluğum elbet anlaşılacak. Ben hayatta olur muyum, olmaz mıyım, bilmem” dedi. Mahkeme, sanık Metin Can Yılmaz’ın reddi hâkim talebini değerlendirmek üzere dosyayı Ankara 17. Ağır Ceza Mahkemesi’ne gönderdi. FETÖ’den 13 tutuklama Adana merkezli 3 ilde FETÖ’ye yönelik soruşturmada gözaltına alınan 61 zanlıdan iki psikoterapistin aralarında olduğu 1 kişi tutuklandı, şüphelilerden 15’i savcılık kararıyla, 32’si adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. l ANKARA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 2 3 4 5 6 7 8 9 1 PARK İ NSON 1/ Ağaç ve çalıların yetiştirildiği botanik bah 2 AC I RGA YA 3 L EH L İ SAM 4 İ M KORUNA çesi. 2/ Kuzu 5 K İ R A A S Z sesi... Bir tür 6 A A L T T E L hafif ve kaba 7 R B P A T A R A ayakkabı. 3/ 8 Y A L A K A İ Ğ Gerçekleştirilmesi zamana 9 ADAKARAS I bağlı güçlü istek... Tümör. 4/ Pilotlar ve havacılar için yayımla nan bülten... Donuk renkli. 5/ Güzel sanat... Uzakdoğu kökenli dövüş sporlarında yer minderi olarak kullanılan, pirinç saplarından örülmüş kalın halı. 6/ Vatanı Hindistan olup 35 kilo kadar büyüyebilen, dünyanın ağaçta yetişen en büyük meyvesi... Bir ilimiz. 7/ Küre Dağları Milli Parkı’nda, mağaralarıyla ünlü bir kanyon... Lityum elementinin sim gesi. 8/ Bağışlama... Kahramanmaraş ilinde bir yayla. 9/ Kişinin kendine karşı duyduğu hayranlık. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Bir ormanın en iyi biçimde değerlendiril mesi için uygulanacak kuralların tümü. 2/ Büyük balıkların göğsüne yapışık yaşayan küçük balıklara verilen ad... Bir nota. 3/ Bir gıda maddesi... Akım şiddeti birimi kiloam perin kısa yazılışı. 4/ İnegöl ilçesinde bir kaplıca ve mağara... Ruleti ve salatası vardır. 5/ Bir nota... Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü. 6/ Avustralya’da yaşayan, devekuşuna benzer bir kuş... Mozart’ın son operası. 7/ Sıcak kaplıca suları... Çin müziğine özgü bir tür flüt. 8/ Hububat tozu... Nişastayı parçala yarak şekere çeviren enzim. 9/ Tanrısal bir varlıkla bütünleşme özlemiyle gizli bir gerçe ğe ya da bilgeliğe ulaşmayı amaçlayan arayış.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle