19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HER GÜN BULMACA SAYFASI >> 8’de PAZARTESİ 1 HAZİRAN 2020 96. YIL SAYI: 34568 KURUCUSU YUNUS NADİ (19241945) BAŞYAZARLARI NADİR NADİ (19451991) İLHAN SELÇUK (19922010) FİYATI 2.5 TL KKTC’DE 3 TL CEVAP VE DÜZELTME Cumhuriyet Gazetesi’nin 15 Nisan 2020 tarihli nüshasında “CHP: Dolandırıcılık” ve “Pergolayı koydurduk” başlıklı haberlerde müvekkilime yönelik asılsız ve mesnetsiz iddiaların yayınlanması nedeniyle aşağıdaki açıklamayı yapmak zorunluluğu hâsıl olmuştur. İstanbul Vakıflar II. Bölge Müdürlüğü’nün ihalesi yapılan diğer 35 adet taşınmaz ile birlikte hazırlık ve ilanını 23.03.2020 tarihinde, ihalesini de 08.04.2020 tarihinde yaptığı Üs küdar ilçesinde yer alan 241,07 m2 sahalı bir arsa için yapılan kiralama ihalesine, Müvekkil, temsilcisi aracılığıyla en yüksek teklifi vermiş ve ihale uhdesinde kalmıştır. Müvekkil söz konusu bölgede metruk ve mezbelelik halde bulunan, sağlık ve güvenlik riski oluşturan arsayı her vatandaşın girmekte serbest olduğu açık bir ihalede en yüksek teklifi vermek suretiyle güvenlik ve ıslah amaçları doğrultusunda kiralamıştır. Mevzubahis taşınmaz önceki ihalelerde atıl durumda kaldığından neredeyse çöplük, çalılık haline gelmiş ve daha önce gerçekleştirilen ihalelerde (2010, 2016, 2018, 2019) aylık 100 TL muhammen kira bedeli belirlenmesine rağmen taliplisini bulamamıştır. İhale ilanının ilgili maddelerinde; arsa üzerine 10 m2’ye kadar prefabrik yapı, bekçi kulübesi yapılabileceği kalıcı yapı yapılamayacağı ve idarenin izni ile taşınmazın çevresinin tel çit ile çevrilebileceği belirtilmiştir. Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafın dan yerinde yapılan tespitler neticesinde ise müvekkilin kiralama sözleşmesine ve hukuka aykırı bir yapılaşmaya sebebiyet vermediği tespit edilmiştir. Cumhuriyet Gazetesi ise hukuka aykırı bir işlem olmamasına rağmen gerçekleri tahrif etmiş, kesinleşmiş bir yargı kararı olmaksızın Müvekkili suçlu ilan etmeye çalışmış ve siyasi hırsları doğrultusunda hukuka aykırı bir habere imza atmıştır. >> Devamı 11’de LE MONDE diplomatique Cumhuriyet gazetesinin ücretsiz ekidir. 1 HAZİRAN 2020 Sayı: 5 BEŞŞAR ESAD REJİMİ VE ‘ARAP AİLESİ’ İLE İLİŞKİLER... Suriye’nin sessiz dönüşü BU A M DLENE OHAMMEDI* S uriye’deki iktidar 2011 yılında, savaşın ilk aylarından itibaren bölgesel karmaşa içerisinde tecrit olmuş gözüküyordu. Kasım ayında, kurucuları arasında yer aldığı Arap Birliği’ne üyeliği Suudi Arabistan ve Katar’ın girişimiyle askıya alındı. Birlik, 2013 Mart ayında, Suriye’nin koltuğunu muhalefete vermeyi düşündü ancak üç ülke buna karşı çıktı: Cezayir, Irak ve Lübnan. Tamamen bir tecrit söz konusu değildi, çünkü Arap milliyetçiliğinin uzun süre sancağını taşımış olan Baas iktidarının “kardeş” ülkelerin hepsinde hâlâ partizanları vardı (1). Bu durum yine de Suriye’nin kendini gücenmiş hissetmesine mâni değildi. Arap dünyası televizyon kanalı El Meyadin’in 22 Mart 2013 tarihinde görüştüğü Suriye’nin BM daimi temsilcisi Beşar el Caferi, Suriye’nin her zaman inandığı Arapçılığı bir nevi sorumluluk gibi gördüğünü belirtti. Ülkesinin Arap dünyasının geri kalanına çıkar gütmeyen açılımını gösteren üç de örnek saydı: Emir Abdülkadir’in 1855’te Şam’da ağırlanması, Hüseyin Faysal’ın 1920’de Suriye’nin (geçici) kralı ilan edilmesi ve Birleşik Arap Cumhuriyeti (19581961) çerçevesinde Nasır yönetimindeki Mısır vesayetinin kabul edilmesi. Farklı eksenler... Bu nedenle Suriye iktidarına göre, “ihanet” iki düzeyde gerçekleşti: Biri, ona sırtını dönen Arap ülkeleri düzeyinde, diğeriyse Suriye’yi kendi için yeni bir ayrıcalıklı oyun alanı olarak gören ve Körfez’deki petrol krallıklarının da aralarında olduğu bazı devletler tarafından cesaretlendirilenulus aşırı cihat düzeyinde. Buna karşılık Şam, hem İranlı müttefikine hem de BM Güvenlik Konseyi daimi üyesi olan Rusya’nın politik ve özellikle 2015 sonbaharı itibarıyla gerçekleşen doğrudan müdahale sonrasında, askeri gücüne güvenebilirdi. Arap Emirlikleri (BAE) ile ittifak içerisindeki Suu Üstelik Şam, Lübnanlı Hizbullah’ın da içerisinde di Arabistan, devrim karşıtı duruşuna rağmen, Şam yer aldığı İran yanlısı güçlü milis ağından da ya ve Tahran arasındaki stratejik bağı keserek, özellik rarlandı. IŞİD’in 2014 yılı itibarıyla geniş ölçek le İran’ın Ortadoğu’daki etkisini kırmak istiyordu. li bir terör tehdidi olarak ortaya çıkışı ve rejim ta Şam rejiminin, tüm beklentilerin aksine, Rus as raftarları cephesinin askeri zaferleri, birçok Arap keri desteğiyle hayatta kalması, karşı cephenin bö başkentiyle Suriye yönetimi arasındaki “normal lünmesine ve AnkaraDoha ile RiyadAbu Dabi leşmeyi” yavaş yavaş kolaylaştırdı. Bu durum ay eksenleri arasında sert bir karşıtlığın ortaya çıkma rıca, Suudi Arabistan ve Türkiye gibi birbirinden sına katkı sağladı. Bu karşıtlık zaten 2013 Tem PAZARTESI farklı bölgesel aktörler arasında Şam’a karşı o dö neme dek kurulmuş olan konjonktürel ittifakı da geçersiz kıldı. Suriye yönetimine sadık cephenin ve daha genel anlamda, Tahran, Şam ve Hizbullah’ın temsil ettiği “direniş ekseninin” karşısında yer alan niyet ve öncelikler birbirinden ayrılıyordu. Bir tarafta yer alan Türkiye ve Katar’ın öncülüğündeki reformcu İslam ittifakı, koruması altına aldığı Müslüman Kardeşler’in lehine, Beşar Esad rejimini devirmeyi arzu ediyordu. Diğer tarafta ise Birleşik muz ayında Müslüman Kardeşler üyesi devlet Başkan Muhammed Mursi’ye karşı yapılan darbe vesilesiyle Mısır sahnesinde görünür hale gelmişti: Suudi Arabistan ve Arap Emirlikleri tarafından desteklenen (ve Moskova ve Suriye yönetimleri tarafından memnuniyetle karşılanan) bu darbe, devrik devlet başkanının müttefikleri Türkiye ve Katar tarafından kınanmıştı. Devamı 2. sayfada DÜNYAYI SARSAN COVID19’UN İNSANLIK ÜZERİNDEKİ ETKİSİ Karantina günlerinden sonra yeniden doğuş DENIS DUCLOS* A ylardır süren Covid19 salgını ve karantina süreci, tüm toplumu bilgilenmek, düşünmek, tartışmak ve çalışmak için medyaya daha bağımlı kıldı. Salgın nedeniyle alınan önlemlerden dolayı yazılı basının dağıtımı her ne kadar kısıtlanmaya çalışılsa da tirajları bazen çok yükseltti. Gazeteler, radyo ve televizyon kanalları, internetteki videolar, sosyal mecralar, forumlar ve video konferanslar, sürekli bilgi ve mesaj trafiği bu süreçte, yoğun şekilde çalışmakta olan bir arı kovanına benzetilebilir. Peki alınan kararlar ve fikirler hangi yöne çekilebilir ya da hangi yönde etkilenebilir? Cevaplaması zor... Beş ay boyunca, Google Haberler’deki binlerce tematik referansı gözden geçirmek bu kadar zorken... Dijital bilgi ağı... Bir nokta haricinde, dünya medyası salgını çoğu devletin istisnasız aynı sağlık politikasını uygulamasını sağlayan durumun yaratıcısı olarak görülüyor. Halkla profesyoneller arasında karşılıklı konumların hatırlatılmasıyla kurulan trajik tiyatro sahnesi, tüm dünyayı ilgilendiren bu küresel sorun ile ilgili bilgiler, iki temel gücü karşı karşıya getirdi. Bir tarafta bilgilendirme ve karar mercileri, diğer tarafta halk ve “hastalar”. Fakat insan türünün yeni elektronik koşullarına birlikte bağlı ve bağımlı her iki ta raf da aslında aynı medyatik otoritenin karantina sınırları içine kapanmadı mı? Dijital bilgi ağının yarattığı en görkemli sonuçlardan biri kimsenin gözünden kaçmadı, salgın ile ilgili bilgilendirmeler, haritalar, grafikler, eğriler, sınırlama emirleri, sınır kapanmaları ile ilgili detaylar dünya medyasını güncel olarak besledi ve geliştirdi. Öyle ki, gerçeği oluşturduğumuz bu bilgi grafikleri (tersi olması gerekirken), Covid19 ile mücadele etmek üzere geliştirilen küresel strateji, salgın yayılımında “eğriyi düzleştirmek” diye adlandırıldı. Medya gezegeninin yüzeyinde, hava raporlarının veya borsa fiyatlarının sağlıktaki özdeşi olarak, laf gezegenlerinde gerçek zamanlı yorumlarla tartışmaya açıldı. Devamı 6. sayfada Myanmar’a Audi satmak A LE SERGE HALIMI vrupa’nın mimarları korumacılık ve egemen sı gerektiğini anlıyoruz. Bazı sağlık şirketleri, çaresiz Es MONDE lik kavramlarını Avrupa Kö ki Kıta’ya taşınacak. Hogan, mür ve Çelik Topluluğu’nun “Ama bu bir istisna,” (1) di kurulduğu 1950 yılından iti ye uyarıyor. Sistemin kısa baren Roma Antlaşması ve devre yapmasından ve reses ortak pazar süreçleri de da yondan söz edenlere ise şöy hil olmak üzere Avrupa le cevap veriyor: “2040 yı Birliği’ne (AB) kadar başlı lında dünya nüfusunun yüzre ca düşman ilan ettiler. Do 50’si Myanmar’a beş saatlik layısıyla, uluslararası eko mesafede yaşayacak. (...) Sa diplomatique nominin çöktüğü ve işsizlik oranının tavan yaptığı bir zamanda bile soğukkanlılığını koruyan AB, itinayla daha fazla genişleme (Arnavutluk, Kuzey Makedonya) planları hazırlıyor ve bir sonraki serbest ticaret anlaşmalarını (Meksika, Vietnam) müzakere ediyor. İngiltere kapıyı mı çarptı? Daha iyisi, Balkanlar gelmekte. Ve ya nırım Avrupalı şirketler kendilerini bu etkinlik sahasından mahrum etmek istemezler. Bu çok aptalca olur.” Hogan, önümüzdeki birkaç ayı neye adayacağını da şimdiden bildiriyor: “Mevcut serbest ticaret anlaşmalarımızı derinleştirmeliyiz yaklaşık 70 ülke ile anlaşmalarımız var ve yeni anlaşmalar imzalayacağımız rın gerekirse Ukrayna’ya da başka ülkeler arayacağız.” merhaba denilecek. Halen, yalan makinesi en Yağ birikintisi telektüelleri ve sosyal medya, “sonraki dünya”ya da Hiç kimse bir deliyi doğa ir projelerle dolup taşıyor. sına karşı harekete geçmeye Bu projeler şiirsel, çok ses ikna edemez. Avrupa, büyük li, yardımsever, karmaşık, bir pazar inşa etmeye takın dayanışmacı vb. çekici un tılı. Sınırlardan, gümrük ver surlarla sarmalanarak sunu gileri veya sübvansiyonlar luyor. dan arındırılmış bir pazar. Ama bu söylemler onlarca Ticaretin daha fazla serbest yıldır “küreselleşmenin min leştirilmemesi halinde Avru yatürü” (2) haline gelen bir pa yerle bir olur. Buna “bi AB mimarisini ciddi anlam siklet teorisi” diyoruz: peda da sorgulamadıkları sürece, lı daha fazla yeni üye dev işlevsiz bir laf kalabalığı ola letleri bünyemize katmaya rak kalacak. AB kendi paza doğru çeviriyoruz ya da ba rının büyüklüğü nedeniyle tıyoruz. Brüksel’in hayali tüm gezegene dayatmayı ha ni kurduğu dünya, üzerin yal ettiği ticari standartların de yük gemilerinin Avrupa darmadağın oluşunu korkulu Marşı eşliğinde süzüldüğü gözlerle izlerken hem kadük devasa ve kaygan bir yağ birikintisine benziyor. Örneğin, şu anki Avrupa Ticaret Komiseri Phil Hogan’a kulak verelim. Koronavirüs krizinin orta yerinde, Birlik sakinlerinin büyük çoğunluğu hâlâ karantinadayken ÇinABD ilişkilerinde gerginliğin tırmanışa geçtiği ve Washington’ın, bizzat imzaladığı “ticaret kurallarını” çiğnediği bir sırada, Hogan’ın küreselleşme konusundaki düşüncelerini açıklamasını bekler olmuş hem de zararlı “kurallara” bağlılık ilkesine sarılıyor. Çünkü Myanmar’a Audi araçları satmak, beslediği tek ideal ve Birliğin adı ile müsemma biricik uygarlık projesi olabildi. Çeviri: Diane Dilek Çat (1) “Avrupa Birliği dünyaya açık kalmalı”, Le Monde, 8 Mayıs 2020. (2) Henry Farrell, “En yalnız GÜNÜ dik. Oysa sonuçta, hiçbir şe birlik” Foreign Policy, Washing yin değişmediğini ve mevcut ton, DC, 3 Nisan 2020, https://fo politikaların hızlandırılma reignpolicy.com CUMHURİYET, MESLEK ÖRGÜTLERİNİN SESİ OLUYOR12 u TMMOB, 66 yıllık onurlu yürüyüşünde güç karşısında susan, güce biat eden bir oda ol mamıştır, olmayacaktır. Her türlü vesayet ilişkisine karşı çıkmaya, gücünü sadece üyesinden ve bilimsel çalışmalardan almaya devam edecektir. >> TMMOB ZIRAAT MÜHENDISLERI ODASI İSTANBUL ŞUBE BAŞKANI MURAT KAPIKIRAN yazdı 4’te HAZIRLIKLAR YARIM KALDI Kreşler açılıyor aileler kaygılı ORUÇ ARUOBA’YI YİTİRDİK >> 10’da SALGIN nedeniyle yaklaşık üç aydır kapalı olan kreşler bugün açılıyor. Uzmanlar, sadece fiziksel koşullar ve hijyen konusunda değil pedagojik açıdan da yeterli hazırlık yapılmadığını vurguluyor. UZUN süredir sosyal izolasyonda olan çocuklar okula gitmek istemiyor, aileler ise kaygılı ve kararsız. 15 Haziran’da açılmayı bekleyen kreşlerin hazırlıkları da yarım kaldı. >> FİGEN ATALAY 12’de UZAYA İNSAN GÖNDEREN İLK ÖZEL ŞİRKET SPACEX OLDU >> 12’de ŞEHITLERE ACI VEDA HAKKÂRI’DE PKK’li teröristlerce şehit edilen Uzman Çavuş Uğur Bora (28) Tokat’ta, er Mehmet Günay (21) ise Hatay’da son yolculuklarına uğurlandı. Diyarbakır’da silahlı saldırı sonucu şehit olan polis memuru Atakan Arslan’ın (31) eşi “helalleşemedik” diyerek gözyaşı döktü. >> 5’te Emel Korkmaz’ın ne acısı dindi ne de Ali İsmail’in adını yaşatma azmi Rüyama bile gelmiyor Gezi Direnişi’nde öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz. ADALETSİZLİK YARALADI EMEL Korkmaz, her gün Ali İsmail’in odasına giriyor, “Yavrum seni çok özledim. Bir kere rüyama gel” diyor ama o hiç gelmiyor. 7 yılda kendisini en çok adaletsizliğin yaraladığını söylüyor. Kurdukları vakfı ise “O Eskişehir’de kuşlara su verdi, Afrika’da cansuyu oldu” sözleriyle anlatıyor. ABD’DEKİ DE AYNI DÜZEN ALI İsmail’in darp edilirken “Vurmayın, öldüm” dediğini anımsatan abisi Gürkan Korkmaz ise “Aynı düzen, ABD’de George Floyd’u nefessiz bıraktı. İronik olan, Erdoğan’ın bu nu kınaması. Tabii kınanacak bir olay ama bunu söylerken muhaliflere bunların yapılmasına da izin verilmemeli” diyor. >> 9’da Trump’ın başkanlığıyla ‘Yeni Faşizm’ sürecine giren ülkede toplum patladı Amerika yanıyor IRKÇILIK KARŞITI ÖFKE AYAKLANMAYA DÖNÜŞTÜ IRKÇILIK TETİKLEDİ İKI siyahın öldürüldüğü ABD’de olağanüstü zamanlardan geçiliyor. Milliyetçi ve saldırgan dış politika, ırkçı saldırılar, salgın, işsizlik, yoksullaşma ve yaklaşan seçim öncesi Trump’ın kışkırtıcı açıklamaları ABD’yi adeta bir “buhar kazanına” dönüştürdü. DİRENİŞ REFLEKSİ BÜYÜYEN son toplumsal olayları özellikle siyah işçi sınıfının, işsizlerin, yoksulların, dışlanmışların, ırkçılığa karşı bir tepkisi olmaktan öte, “Yeni Faşizmin” yükselme sürecine karşı bir direniş refleksi olarak görmek gerekiyor. >> ERGİN YILDIZOĞLU 7’de EGE ORDUSU Emir subayı tutuklandı ABD’de siyahlara yönelik yargısız infazların ardın Detroit’te eylemcilerin üzerine açılan ateş sonucu dan patlak veren gösteriler ülke çapına yayıldı. On bir genç öldü. Trump, suçladığı solcu grup için “Telarca kentte, sokak yasağına karşın şiddetli çatış rör örgütü ilan edeceğiz” dedi. Londra, Berlin ve malar yaşanıyor. Minneapolis’te asker sokağa indi. Kopenhag’da da protestolar düzenlendi. >> 6’da Prof. Karatepe’ye göre mevcut yönetimle sağlam ekonomi imkânsız: TL’ye güven kalmadı PROF. Dr. Yalçın Karatepe, yurttaşın değeri azalan TL’de kalmayacağını, döviz alımlarında uygulanan verginin de parayı kayıtdışına çıkaracağını belirtti. Karatepe’ye göre swap, Türkiye’nin döviz ihtiyacını kalıcı olarak karşılayacak bir araç değil, kurlar üzerinde baskı sürecek. Prof. Karatepe İKTIDARIN, gerçeklerin farkında olmadığını vurgulayan Karatepe, “Ortalama bir vatandaş sabah ilk Resmi Gazete’ye ‘Acaba bugün ne karar almış’ diye bakıyorsa o ülkenin öngörülebilirliği kalmamış demektir. Demokrasi ve özgürlük yoksa sağlam ekonomi olmaz” dedi. >> ŞEHRİBAN KIRAÇ 7’de FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan, Ege Ordu Komutanı’nın emir subayı Binbaşı F.Ö. tutuklandı. F.Ö’nün, FETÖ yöneticisiyle telefonla görüştüğü belirtilmişti. >> 5’te ECDADIN SUSKUN EZANLARI >> BARIŞ TERKOĞLU 3’te VİRÜS YENİ DÖNEME GİRMİYOR >> ORHAN BURSALI 5’te TAKTIK DEĞIL, STRATEJIK OLMALI >> MEHMET ALI GÜLLER 11’de
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle