Katalog

EDİTÖR: ÖZGÜR ÖZKÜ 19 MAYIS 1919 l Kürşat Coşgun 19 MAYIS 1919 l Cemalettin Güzeloğlu l Bilal Akay 19 MAYIS 1919 l İlker Ekici 19 MAYIS 1919 l Engin Selçuk 15 16 MAYIS 2020 CUMARTESİ l Menekşe Çam 19 MAYIS 1919 l Cem Koç l Saadet Demir Yalçın 19 MAYIS 1919 YÜKSEK YERİLİM HATTI Erdinç UTKU Yaşasın tam bağışık Türkiye. Virüse karşı hijyenik cephe! H AVM: Alır Virüs Mezara (Açık Virüs Merkezi) H Ne zaman türkü söyletilmediği için ölen birini duysam, insanlığımdan utanırım. l Erdoğan Özer l Zeki Bol l Mehmet Selçuk Verimli toprakları, zeytinlikleriyle ünlü türkü ve efeler diyarı Denizli Tavas’a termik santral yapılacak. (BASIN) l İbrahim Tuncay HÜSREV BEY’İN GÜNLÜĞÜ Günhan AYDIN İzleyicileri Zapt Edemiyoruz 12 MAYIS: “Öpüşmek orucu bozar mı” diye sorarlardı hocalara, şimdi doktorlara “AVM’lere gidebilir miyiz,” diye soruyorlar, “tatile gidebilir miyiz, halay çekebilir miyiz...” Adam göğüs hastalıkları uzmanına “Barlar ne zaman açılacak” diye sordu; izleyiciler merak ediyormuş... İzleyiciler açık büfe soruyor... Hocam izleyicileri zapt edemiyoruz... Havuza girsinler, ama birbirlerine su püskürtmesinler... 13 MAYIS: İnsan elleriyle düşünür. Elleriyle bakar. Elleriyle duyar, elleriyle ağlar. Elleriyle kavrar, anlar, anlatır, dinler, güler... Müzik, ilim, irfan, şiir, hikmet ve geçen seneler, hepsi ellerimizde yaşar, yaşlanır; hayat ellerimizde nefeslenir. İnsan elleriyle ellerinde insan olur. İnsan elleriyle sever, elleriyle dövüşür, tarih insanın parmaklarının ucunda.. İnsan elleriyle hatırlar, fakat korkar olduk ellerimizden. Kendi yüzümüze dokunmamız da sakıncalı ve eriyen buzulların altından aşina olmadığımız bizim için yepyeni, ama bizden çok eski virüslerin ortaya çıkabileceğini söylüyorlar. İşte tarihöncesi bir sızıntı tabiata ettiklerimizin altın dan geleceği kaplıyor... Kapitalizmin son marifeti ise ellerimizi koparmak oldu; nihai zafer belki de hafızanın topyekun işgali ve yeniden yapılandırıması, kişiliğinin silinmesi, ardından cillop gibi golemler olacaktır. Zaten salgın vakitlerinin telefonlarına “inen” uygulamalarda kırmızı bölgelerdekilerin isimleri değil, numaraları var... Kişilik haklarına saygı mı? Onca senede sadece şunu öğrenebildim: Neye saygı duyduklarını söylüyorlarsa anla, seni oradan vuracaklar. Mesela yüksek medeniyetlerin siyaseten doğru çağdaş demokrasilerinde “karnım aç” deme hakkı vardır, ama karnını doyurma hakkın pek o kadar da değildir. İfade özgürlüğünü kızartır, yersin; defne yaprağıyla buğulaması da güzel olur... Liberal demokrasi ve özgürlükler dekorunun altında kıvranan sefalet, derken eriyen buzulların altından müreffeh hayatlarımıza sızan tarihöncesi virüsler… “İhtiyarlığın emniyetini” bile satan, çocukluğun sevincini tezgâha koyan finans aleminin minyatür bilgeleri online iyimserlik pazarlıyorlar… Ellerimiz bize yabancı olmuş sayelerinde, hâlâ tatlı tatlı anlatıyorlar.