16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER/YORUM EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 11 8 NİSAN 2020 ÇARŞAMBA Türkiye üretecekse bunları anımsamalı Salgın hastalık, ekonomiye ilişkin egemen söylemleri de dağıttı. Salgın atlatıldıktan sonra, dünyanın eskisi gibi olmayacağı konusunda herkes hemfikir. Vahşi kapitalizmin, neoliberalizmin derde derman olmadığı, bir kez daha görüldü, hem de büyük acılarla. Tüm mal ve hizmetlerin üretimini piyasaya bırakan, sağlık ve eğitim başta olmak üzere temel, kamusal hizmetleri özel sektöre devreden anlayış, daha sık, daha acımasız eleştiriliyor artık. Ulus devletin kamucu, toplumcu, halkçı yönü daha fazla vurgulanıyor. Sosyal devletin önemi, daha çok anlaşılıyor. Bu süreçte Türkiye’nin hatırlaması gereken başka ilkeler, kavramlar, kurumlar da var elbet. Örneğin; Cumhuriyetin erken döneminin planlı sanayi, planlı kalkınma, devlet öncülüğünde kurulan sanayi kuruluşları; bunların ekonomik boyutunun yanında sosyal yönleri mutlaka anımsanmalı. Korolar, tiyatro kolları, spor kulüpleri, kütüphaneler kuran; çocuk yuvaları, sağlık ocakları açan; balolar, kermesler düzenleyen, ağaçlandırma, sulama faaliyeti yürüten toplumcu işlevleri düşünülmeli. Zonguldak’ın kömürüyle Divriği’nin demirini Karabük’te buluşturan; yurttaşına Nazilli’nin basmasını, Beykoz’un kundurasını giydiren; halkın sofrasına Alpullu’nun, Turhal’ın şekerini getiren, bunları yaparken, aynı zamanda, kendi malını üretmenin ve kullanmanın gururunu, mutluluğunu yaşatan öncü sanayi kuruluşlarının niçin özelleştirildiğinin, neden tasfiye edildiğinin özeleştirisi verilmeli. Sadece birer iktisadi işletme olmayan, aynı zamanda ulusal bağımsızlığın kaleleri, simgeleri olan bu kuruluşların yarattığı sanayi birikimini ortadan kaldırmanın, ne tür ekonomik, siyasal, toplumsal sonuçlar doğurduğunun muhasebesi yapılmalı. Cumhuriyet: Halkçılık, toplumculuk, kamuculuk, planlama Israrla vurgulamakta yarar var. Diğer yönlerinin yanında Cumhuriyet, aynı zamanda eşitliktir. Halkçılıktır. Toplumculuktur. Kamuculuktur. Planlamadır. Devletçiliktir. O nedenle Türkiye; salgının öne çektiği ekonomik krizin sonrasına hazırlanacaksa, öncelikle ve özellikle, Cumhuriyetin toplumsal ve sınıfsal boyutunu sahiplenmelidir. Küreselleşmenin, emperyalizmin yeni adı olduğunu unutmadan, 24 Ocak Kararları’ndan bu yana tutulan yolu tartışmalıdır. İngiltere’de “demir leydi” lakaplı Muhafazakâr Parti lideri ve başbakan Margaret Thatcher’dan, ABD’de Cumhuriyetçi başkan Ronald Reagan’dan ilham alan ABD hayranı Turgut Özal’ın politikalarının sonuçlarını tartışmalıdır. ABD’de liberal ekonomik yaklaşımlarıyla ünlü Chicago Okulu’ndan ve Chicago Boys denen kadrolardan, İngiltere’de Adam Smith Enstitüsü’nden feyz alan iktisatçıların, nasıl olup da hem Özal’a hem Erdal İnönü’nün bazı “sosyal demokrat” bakanlarına danışmanlık yapabildiğini tartışmalıdır. Türkiye’nin iç pazarını, gümrük rejimini, dış ticaret rejimini tamamen Avrupa Birliği vesayetine açan, adeta yarı sömürge düzenini çağrıştıran Gümrük Birliği’ni tartışmalıdır. Sözün özü; üretim ekonomisini savunmak da, sosyal devleti, ortak iyiyi, toplumsal yararı, kamusal faydayı, sosyal adaleti savunmak da, eşitliği, emeği, hukuku, demokrasiyi, sendikal hakları savunmak da, öncelikle Cumhuriyetçilerin görevidir. Cumhuriyetçilerde bu birikim, bu donanım, bu insan kaynağı vardır. Yeter ki, bu ideolojik özü, geniş kitlelerle buluşturacak, cesur ve örgütlü mücadele göze alınsın. 8 NİSAN 2020 SAYI: 34517 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 05:00 06:29 13:11 16:49 19:43 21:07 Ankara 04:47 06:14 12:55 16:34 19:27 20:48 İzmir 05:14 06:39 13:18 16:56 19:48 21:08 “H er koyun kendi bacağından asılırmış...” Koronavirüsün dünyaya öğrettiği bu oldu. Virüs korkusu insanları kendi iç dünyalarına, küçük evrenlerine kapattı. Devletler de “önce vatandaşımız” diyerek maske ihtiyacından ekonomik desteklere kadar bir dizi önlemi dış dünyaya sırt çevirerek uyguluyorlar... Kim derdi ki anlı şanlı ülkeler birbirlerinin elinden maske kapma yarışına girecek... Yakın zamanda bu “kavga” tarımsal ürünlerde kendini gösterecek... H Nüfusunun önemli bölümü tarım ile geçinen Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu, “Haziran ayından itibaren gıda sorunu yaşayabiliriz” diyerek ilk uyarıyı yapmıştı. Çerçioğlu, korona salgını sırasında ve sonrasında ülkelerin kendi dertleri ve sorunları ile baş başa kalacağı gerçeğinden hareket ediyordu. Dün Cumhurbaşkanı Erdoğan “ekilmeyecek tek karış toprağımız kalmayacak” dedi. Ancak devamı gelmedi... Yani her bir karış toprağı çiftçi nasıl ekecekti? Mazot gübre elektrik fiyatları dünyanın en bereketli topraklarının Tarımın, gıdanın, üretimin önemini anlamayan AKP ikti darının ta kendisi... 12 bin yıl önce yeryüzünde tarımın ilk doğduğu Anadolu coğrafyası, AKP’nin neolibe Laf çok icraat yok! ral politikaları ile kurudu! Çokuluslu tarım ve tohum şirketlerinin telkinleri ve Batı’nın em çölleşmesine neden olmadı mı? peryalist baskıları etkili oldu. Mazotta indirim var mı? Yok! Güb Batılı ülkeler kendi çiftçisi re fabrikalarını özelleştirdiniz. Güb ni destekleyerek üretim yaptırırken rede indirim var mı? Yok... Sulama Türkiye’ye “sen tarlanı ekme biz size için elektrikte indirim?.. O da yok. teşvik verelim” dedi! Peki, çiftçi boş bıraktığı tarlasını Dünyada tarlasını, bağını, bahçe nasıl ekecek? sini ekmeden devletten para alan H tek üretici modeli Türkiye’de... Tarım Bakanı ne güzel anlatıyor... Üretici değil yani... Ekmediği tar Tarım ve Orman Bakanımız var, lada, boş bıraktığı hektar başına pa bilmiyorum siz biliyor musunuz? ra alıyor! Sanki başka bir iktidarın bakanıy H mış gibi çok doğru açıklamalar yaptı; Köyler boşaldı... Üreticiler kasabala “İstiklal Savaşı’nda bile bir gram ra, şehirlere inip asgari ücrete mahkum gıda ithalatı olmadı. Binlerce yıllık oldular. Çoğu hizmet sektörüne girdi, tarımsal geleneğimiz var” dedi. “şanslı” olanlar memur oldu... “Tarım, savunma sanayiinden da Köylüyü üretimden koparıp hiz ha önemlidir” dedi. met sektöründe perişan eden poli “Dünya, tarımın ve gıdanın önemi tikaların sahibidir AKP... ni bu salgında daha iyi anladı” dedi. Köylüyü milletin efendisi olmak Oysa Batılı ülkeler; tarımın, gıdanın tan çıkaran... hayvancılığın önemini uzun yıllar önce H anlamışlardı... Bu nedenle korona ile Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pak mücadele ederken bile dünyanın en demirli kendisinden emin... “Dünya ucuz etini, sütünü, yumurtasını, mey da gıda arzında sorun yaşanmaya ve ve sebzesini tüketebiliyorlar... cak, Türkiye de rahat olsun” diyor... Oysa mesele fiyatların ne olacağı... Aynı açıklamada kendisi söyledi, “Rusya’ya limon vermedik, fiyatı 4 dolara çıktı” diye! Türkiye’yi buğdaydan çileğe ithalat mahkumu haline getirdiniz... Dünyanın en pahalı etini, peynirini, meyvesini yoksulluğundan utanan Türk halkına yediriyorsunuz... Sayın Bakan; topluma ucuz ve güvenilir gıda temin ettiğiniz zaman görevinizi yapmış olacaksınız... Yandaş müteahhitler tarım işine mi giriyor? Yeni bir proje olarak açıklandı, milyonlarca dönüm Hazine arazisi tarım alanına çevrilecekmiş. İyi ama mevcut tarım arazilerini ekip biçemezken Hazine arazilerini tarıma açmak neden? Üstelik bu araziler şehir yakınlarından seçilecek... Amaç ne? Devasa boyuttaki Hazine arazilerini kimler alıp ekecek? Çiftçiler kendi arazilerini bile ekemezken Hazine arazileri kimlere verilecek? Doğrusu bu haberi duyunca umutlandım! Belki müteahhitlikte sıkışan yandaşlar tarım işine soyunuyordur. Yıllardır çiftçinin beklediği teşvikler yandaşların sektörde pozisyon alması ile çıkabilir! 70 yaşındaki Yeter’in salgın nedeniyle öldüğü öne sürüldü ‘Bafra Cezaevi’nde koronavirüs iddiası KÜBRA KÖKLÜ Samsun’un Bafra Cezaevi’nde 3 yıldır bulunan hükümlü Mehmet Yeter’in (70), geçen hafta koronavirüs nedeniyle öldüğü öne sürüldü. Bafra Cezaevi’nde kalan şeker hastası Mehmet Yeter’in, sağlık sorunları nedeniyle 16 Mart’ta 19 Mayıs Tıp Fakültesi Hastanesi’ne getirildiği ve 23 Mart tarihinde sol bacağının kesildiği öğrenildi. 26 Mart’ta hastaneden taburcu edilerek bu kez de Samsun T Tipi Cezaevi’ne gönderildi. Cezaevinde fenalaşan Mehmet Yeter tekrar kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Cumhuriyet savcısı tarafından Samsun Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü’ne gönderilen yazıda, “Mehmet Yeter isimli hükümlü Covid19 hastalığına bağlı nedenlerden dolayı vefat etmiştir. Kişinin ailesine ulaşılamamıştır. Şahsın bulaşıcı salgın hastalık sebebiyle vefat etmiş olması sebebiyle morg gibi ortak sağlık kullanım alanlarında uzun süre bekletilmesinin toplum sağlığının riske sokması ve bulaşıcı hastalık yayılma riskinin artması sebebiyle gerekli önlemler alınarak bekletilmeden talimatın tarafınıza ulaşmasıyla kişi ŞAKRAN’DA 2 DOKTORDA KORONA ÇIKTI Öte yandan İzmir Şakran Cezaevi’nde 2 doktorun koronavirüs testinin pozitif çıktığı öğrenildi. İnsan Hakları Derneği (İHD) ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı (TİHV) İzmir şubelerinin yaptığı ortak yazılı açıklamada cezaevlerinden gelen bilgilerin kaygı verici olduğu ifade edildi. Cezaevinde ikinci bir hekimin de koronavirüs bulgusu öntanısıyla hastanede tedavi altına alındığı bilgisi verilen açıklamada, “Özel olarak Şakran Cezaevi, genel olarak da tüm cezaevlerine yönelik her düzeydeki önlemlerin hızla alınması gereğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Bu ön lemlerin başında, hekimlerin temas ettiği tüm tutukluların ve personelin en uygun koşullarda karantinaya alınması, testlerinin derhal yapılması ve önlemlerin en uygun şekilde sağlanması gelmektedir” ifadelerine yer verildi. Ege Tutuklu ve Hükümlü Ailelerle Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği (Ege TUHAYDER) Eşbaşkanı Ahmet Ertaş da tutuklu yakınlarının cezaevi doktorunun bir hafta önce bütün koğuşlara giderek hasta tutuklularla temasta bulunduğu konusunda bilgi verdiklerini belirterek acilen gereken önlemleri alması gerektiğini dile getirdi. nin defin edilmesi rica olunur” ifadelerine verildi. Mehmet Yeter’in cenazesi, savcılığın yazısının ardından mezarlıklar müdürlüğü ekipleri tarafından toprağa verildi. Aileden tepki Mehmet Yeter’in oğlu Ferhat Yeter, babasının öldüğü bilgisinin Cezaevi yönetimi tarafından kendisine bildirilmediğini iddia ederek “Ölümünün üzerinden 5 gün geçmesine karşın hiçbir şekilde ne Samsun Cezaevi kurumu ne de herhangi bir kurumdan tarafımıza haber verilmeden defin işlemi gerçekleştilmiştir. Ölüm haberini önceki gün bir mahkumun beni aramasıyla öğrendim” dedi. Babasının ölümünü araştıran Ferhat Yeter, “Bacağının kesilmesinden tekrar cezeavine götürülüyor. İnsanlarla temas ettikten sonra fenalaşıyor ve tekrar hastaneye sevk edildiğinde yaşamını yitiriyor” dedi. Yeter savcılığın yazısına karşın hastane görevlilerinin babasına yapılan 3 testin negatif çıktığını söylediğini kaydetti. ESENYURT’TA DOĞALGAZ PATLAMASI: 2’SI AĞIR 3 YARALI İstanbul Esenyurt’taki 10 katlı bir binanın 2’nci katında dün patlama meydana geldi. Esenyurt Kaymakamı Vural Karagül patlamanın doğalgazdan kaynaklandığının tespit edildiğini açıkladı. Karagül, “2’si ağır 3 yaralı var. Bunlardan biri yabancı ikisi Türk. Hastanelerde tedavi altındalar. Türklerin kardeş olduğu, yabancının Arapça konuştuğu söyleniyor. Farklı daireler olma ihtimali yüksek. Yaralılar erkek” diye konuştu. Patlamanın şiddetiyle olayın meydana geldiği dairede bulunan yatak ve eşyalar yola saçılırken, diğer dairelerde de hasar oluştu. Esenyurt Belediye Başkanı Kemal Deniz Bozkurt patlamadan etkilenen ve evlerinden çıkmak zorunda kalan kişilerin konuk evinde ve otellerde ağırlanacağını söyledi. l DHA KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ‘SAKIN ŞEHIR’ ZEHIRLENMEK ISTENIYOR CEMİL CİĞERİM Perşembe Sakin Şehir Derneği Başkanı Levent Erkoç, yeni maden sahaları açılması ile siyanürle altın arama çalışmalarının ‘Sakin Şehir’ (Cittaslow) kapsamında olan Perşembe ilçesinde de yapılmasına izin vermeyeceklerini söyledi. Yeni maden arama ruhsatı ihalesi yapılan Kurşunçal Ormanları’nın yarısının Perşembe ilçesi topraklarında olduğuna dikkat çeken Erkoç, “Ordu’daki tarım ürünlerinin çeşitliliği yanında turizm açısından dikkat çeken özellikleri hiçe sayılarak maden sahalarıyla dolması en büyük kötülüktür. Halka ‘Evde Kal’ çağrıları yapılırken yeni maden arama ruhsatı ihalesi yapılabiliyor. Fatsa zehirlendi; engel olmaya çalışılıyor. Biz de Perşembe’ye kadar uzanan maden sahasının engellenmesi için çaba harcayacağız” diye konuştu. BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 23 4 5 6789 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1 234 5 678 9 1/ Tersi de yüzü 1 Ç A R P A N A E de kullanılan, sim 2 A D A R O M A N ve renkli ipliklerle yapılmış kafes biçiminde nakış. 2/ Faiz... Küçük doğranmış et ya da ciğerle yapılan 3 4 5 6 7 ME TRO A L İ A T E İ ZM AR L A YÖRÜK T KAZ Z I H I Ş I K MÜ T A yemek. 3/ Tatlı su 8 A Y A L A M A K larda yaşayan, eti 9 A R A R A T Y A beyaz ve lezzetli bir balık... Kaynağı antik çağlara dayanan kirişli bir çalgı. 4/ Salgın hastalık. 5/ “Ölür ise ölür / Canlar ölesi değil” (Yunus Emre)... Basınçlı suy la tuvaletin yıkanmasını sağlayan aygıt. 6/ Bir nota... Merkür gezegenine verilen bir başka ad. 7/ Yunan mitolojisinde aşk tanrısı... Deve yavru su. 8/ Tabut... Kuzu sesi... “Gönül tandırında bir pişiyor / Yanan ciğer midir yürek mi bilmem” (Seyrani). 9/ Pislik. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ Divan edebiyatında her bendi altı dizeden oluşan şiir türü. 2/ Arşının sekizde biri uzunlu ğundaki ölçü... İki nicelik arasındaki bağıntı. 3/ Yeğin, şiddetli... İspanyolların sevinç sözü. 4/ Miloş Forman’ın, 1984 Oscar Ödülü’nü kazanan filmi. 5/ Pokerde değişik renklerde beşli diziye verilen ad... Fas’ın plaka kodu. 6/ Bir spor takı mının gözde oyuncusu... Akla ve sağduyuya ay kırı olan. 7/ Amerika’da yaşayan ve geriye doğru uçma özelliği de olan küçük bir kuş. 8/ Boru sesi... Ödenti. 9/ Taparcasına sevme.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle