16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
12 27 NİSAN 2020 PAZARTESİ EDİTÖR: HAKAN AKARSU TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER/YORUM PostVirüs 2 Kamuoyunda “koronavirüsü” olarak da anılan “Covid19” virüsünün sağlık, eğitim, ekonomi ve sosyal yaşam alanlarında yol açtığı krize yönelik çözüm önerileri tartışılmaya devam ediliyor. Ancak virüsün ortaya çıkması ve yayılmasıyla ilgili ayrıntılar hâlâ neden ve sonuç ilişkisi bağlamında tam olarak açıklanabilmiş değil. Virüs ilk defa Çin’de kayıt altına alındı. Ancak virüsün diğer ülkelerde Çin’den sonra tespit edilmesi ve kayıt altına alınması, virüsün ilk defa Çin’de ortaya çıktığına dair bir tahmin yapılmasına olanak tanısa da, virüsün kesin olarak ilk defa Çin’de ortaya çıktığı anlamına gelmez. Çünkü virüs diğer ülkelerde, sonradan da fark edilmiş olabilir ve virüse bağlı ölüm vakaları kayıtlara “zatürree”, “solunum yetmezliği” veya “akciğersolunum enfeksiyonu” olarak geçmiş olabilir. Sonuçta “Covid19” testi geliştirilmeden ve uygulanmadan, ölüm nedeninin tam olarak ne olduğu da, “Covid19” virüsü vakasının olup olmadığı da bilinemez. HHH Dünyadaki tüm ülkelerde 20192020 yılı ölüm vakaları ve nedenleri daha önceki yıllarla karşılaştırıldığında ve aradaki farkın ne kadar olduğu ve neden meydana geldiği ayrıntılı bir biçimde araştırıldığında, bu konuda daha sağlam çıkarımlar yapılabilir. Bu bağlamda, Sağlık Bakanlığı’nın geliştirdiği, “Türkiye uzun süre bu salgının dışında kalmayı başardı” ifadesi de bir tahminden ibarettir. Türkiye uzun süre bu salgının dışında mı kalmıştır, yoksa “Covid19” testlerinin dışında mı kalmıştır da, salgının dışında kaldığını sanmaktadır, bu belirsizdir. Kaldı ki, Türkiye’nin uzun bir süredir, bu salgının tam ortasında olduğu ve artık dışında kalmadığı açıktır. Türkiye dünyadaki 195 ülke içinde, vaka sayısı itibarıyla 7. sırada, ölüm sayısı itibarıyla 9. sıradadır. Açıklanan tüm verilerin doğru olduğu kabul edilecek olursa, Türkiye’nin durumu, ABD, İtalya, İspanya, Britanya, Fransa, Almanya’nın durumundan daha iyidir, ama dünyadaki ülkelerin büyük çoğunluğunun durumundan daha kötüdür. Bunlara bağlı olarak şu sorunun da yanıtı aranmalıdır: Virüs Çin’den sonra ilk aşamada en fazla neden İran ve İtalya’da görüldü de, ABD ve Avrupa Birliği gibi, Çin’in en büyük ticari ortakları arasında yer alan Japonya, Tayvan, Tayland, Malezya, Singapur, Endonezya, Filipinler, Avustralya, Hindistan, Vietnam, Rusya, Brezilya gibi başka ülkelerde veya Çin’in içinde başka eyaletlerde ve bölgelerde aynı yoğunlukta görülmedi? Bu sorulara, temelsiz komplo teorilerine veya dinsel metafizik dogmalara saplanmadan, sadece ve sadece olgulara ve bilimsel araştırmalara dayanarak açıklamalar getirilmeden, diğer sorunların çözümü de kolay görünmemektedir. HHH Bir taraftan virüsün ve salgının nedenleri ortaya çıkarılırken, diğer taraftan, olası yeni salgınlara karşı, sağlık alanında devletin kontrolünde çok büyük yatırımlar yapılmalı, sağlık sistemi tamamen kamulaştırılmalıdır. “Covid19”un yol açtığı krize bir bütün olarak bakılmalı, aynı şey, eğitim için de uygulanmalıdır. Parası olanın nitelikli eğitim alabildiği, parası olmayanın cahil kaldığı düzen ortadan kalkmalıdır. “Oxfam” adlı araştırma kurumunun raporuna göre bugün dünyadaki refahın yüzde 82’si en zengin yüzde1’in tekelindedir. Gelir dağılımındaki dengesizliği ortadan kaldıracak ve işsizliği önleyecek kamucu üretim ve hizmet biçimleri güçlendirilmeli, özel sektörün ekonomideki rolü uzun vadede aşamalı olarak ortadan kaldırılmalı, rekabetin yerini dayanışma almalıdır. Benzin, mazot, kömür, doğalgaz gibi fosil yakıt kaynaklı enerji bağımlılığı aşamalı olarak terk edilmeli; güneş, rüzgâr, su kaynaklı enerji teknolojileri yaygınlaştırılmalıdır. Doğaya zararlı sanayi tarzı üretime son verilmelidir; tarımsal üretim desteklenmelidir; yeşil alanlar, denizler, göller, nehirler, dereler ve sular, yapılaşmaya, madenciliğe, sanayiye kapatılmalıdır. Tüm bunlarla birlikte, yetkileri artan devletin faşistlerin elinde kalmaması için, devletin demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olması sağlanmalıdır. 27 NİSAN 2020 SAYI: 34536 İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey / Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ek Yayınlar) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: [email protected] Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: [email protected] Yaygın süreli yayın Baskı: İleri Basım Mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş. Yenibosna Mah. 29 Ekim Cad. No:11A/41 Bahçelievler İstanbul Tel: (0212) 454 32 55 Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 04:23 06:00 13:07 16:56 20:03 21:33 Ankara 04:12 05:47 12:51 16:39 19:46 21:14 İzmir 04:41 06:12 13:14 17:00 20:06 21:31 Muhalefet vekilleri, Erdoğan 23 Nisan’da Meclis’e len 2023 hayalleriyle okumaktaydı. Beştepe balkonunda, ço gelmedi diye pek içerlemiş cuklarla içli dışlı Er ler. Genel başkanlardan par doğan görüntüsü dü ti sözcülerine hepsini dikkat şündürdü. Korona bir lice dinledim, aynı cümleleri kurup, verip veriştiriyorlardı. Ayrıntılar günlüğüne ve sadece Saray’da yasaklanmış Hangi iktidar hangi Erdoğan korona sebebiyle gelmemiş değil Meclis’e. Ar olamaz değil mi? Hani örnek olmak, fiziksel tık Meclis’e gereksinimi kal mesafe? muhalefet! madı da ondan gitmiyor. Mil li iradenin yansıdığı, Kurtu Dahası ülkenin bir bölgesi hiç okuma luş Savaşı’nı veren Meclis dı Milli Marşı, çünkü ai yok artık. Şimdi orada el kaldır indir, fotoğraf ver diyet duygusunu tamamen yitirmiş durumda görevi yapanlar, Erdoğan’ın kurduğu “Türk Tipi lar. İnsanlar balkonlarına bayrak astılar, sevinç Başkanlık Sistemi”nin figüranıdır. Daha açık söy le salladılar. Bayrak aynı bayrak, marş aynı marş lersek, halk deyimiyle, Erdoğan Meclis’tekileri ama… “adam/kadın yerine koymuyor!” HHH HHH Bu ülkenin önemli sorunu meselelerin etrafın Yasama, yürütme, yargı yetkisi fiili olarak da dolanmaktır. Maskeli baloda ısrar etmektir. Saray’da artık. Bakanlar atamayla belirleniyor. Neredeyse hiçbir ortak değeri kalmayan kesim Erdoğan’ın her sözü kanun sayılıyor. RTE olsa ler, giderek birbirini düşman görmekteler. Sosyal nız, değerli zamanınızı ayırıp Meclis’e gider mi medyaya biraz baktığınızda azgın milliyetçi dili, siniz? Hadi gerçekçi olalım: “Meclis 100. Ya siyasal İslamcı güruhu hemen fark edersiniz. Ör şını Kutluyor” söylemi yalandı. O “Gazi Mec gütlü saldırılarla insanları hedefe oturtan troller, lis” en son halkoylamasıyla kapanmış, yetkileri doğrudan hukuka yön vermeye başlamış halde. ni devretmiştir; yazık ki 100. yaşını görememiş İfade özgürlüğü çoktan askıya alındı, basın öz tir. “Cumhurbaşkanı niye Meclis’e gelmedi?” di gürlüğünden söz açmak mümkün değil. Bu or ye dertlenmek yerine, “Cumhuriyeti yeniden na tamda, sanki ortada bir Meclis varmış gibi dav sıl kazanırız, Meclis’i yeniden nasıl kurar, yetkile ranmak, olsa olsa muhalif kesimleri uyuşturma rini iade ederiz” diye düşünmek gerekir. görevi yapmaktır. Kaldı ki bütçe konuşulurken Cumhurbaşkanı HHH gelmemişti Meclis’e, vekâleten Saray’dan birini Korona ağır iktisadi koşullar oluşturacak. En göndermişti. Bu şaşkınlık niye? az bir yıl daha salgın devam edecek. İktidar ya Son derece önemli bir oylama yapıldı bundan fiili sürü bağışıklığı yolunu deneyecek ya da zo iki hafta önce, mafya liderleri, katiller halkın içine runlu önlemlere devam edecek. Her iki durumda salındı; gazeteciler, siyasi hükümlüler içeride tu da toplumsal fay hatları derinleşecek, kırılganlık tuldu, bugün karalar bağlayan muhalefet vekille artacak. Toplumun ses vermesi güçleşecek. rinin büyük bölümü o gün tenezzül edip Meclis’e Önümüz 1 Mayıs, Saray’ın arayıp da bulama gitmediler. E, sizin rahatınızı bozup gitmediğiniz dığı koşullar oluştu işte: “Yaşam eve sığar Tür Meclis’e Cumhurbaşkanı niye gelsin ki? kiye” değil mi? Değil! İşçiler korona günlerinde HHH fabrikalarda, tersanelerde, atölyelerde… Vahşi 23 Nisan 2020 ibretlik bir gün olarak tarihe ge kapitalizm her fırsatı kullanmaya devam edecek. çecek. Anıtkabir ziyaretinde protokolün maskeli Ya müteahhitleri memnun eden piyasacı anla hali belleğimize kazındı, o ayrı. Her sene bir has yışın yanında olacaksınız ya da emekçinin. talık uydurup Anıtkabir’e gitmeyen siyasilerin, HHH gerçek salgın halinde, doğru dürüst önlem al Bakın korona bize ne güzel düşünme olana madan, fiziksel mesafeyi hiçe sayarak katıldıkları ğı sağladı: patronların sağlığı mı, halk sağlığı mı? töreni kenara yazalım. Diyeceğim; Cumhuriyetin mirasını yediğimiz için O gece her yerde İstiklal Marşı okundu. İlk ba virüs hâlâ hepimizi esir alamadı. Ona bağlı etik kışta göze hoş göründü tablo. Kaba bir tas değerleri olan hekimlere borçluyuz. nifle: örneğin İzmir, Kadıköy, Çankaya Musta “Erdoğan neden Meclis’e gelmedi?” diye ka fa Kemal’e şükran duygusuyla okudu marşı. Öte ralar bağlamak yerine, halkın Meclis’i için müca yandan: Konya, Kütahya, Trabzon muhteme dele etmek lazım! IRAK ŞEHIDI TOPRAĞA VERILDI Irak’ın kuzeyindeki Haftanin bölgesinde TSK’ye ait üs bölgesine, önceki gün PKK’li teröristler tarafından havanla yapılan taciz atışında şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Ahmet İnce (30) dün memleketi Hatay’ın Kırıkhan ilçesinde düzenlenen törenle toprağa verildi. Kırıkhan Şehitliği’nde düzenlenen cenaze törenine, Milli Savun ma Bakan Yardımcısı Şuayip Alpay, Hatay Valisi Rahmi Doğan, Hatay milletvekilleri, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş, Kırıkhan Belediye Başkanı Ayhan Yavuz, askeri erkân ve şehit yakınları katıldı. Bekâr olduğu öğrenilen şehidin, ayağından ameliyatlı babası Ali İnce, törene sedyeyle geldi. Şehidin annesi Mer yem İnce ve kız kardeşleri, törende gözyaşlarına boğuldu. Şehidin annesi Meryem ve babası Ali İnce, oğullarının fotoğrafına ve Türk bayrağına sarılıp ağladı. Koronavirüs salgını nedeniyle sosyal mesafenin uygulandığı cenaze namazının ardından şehit Piyade Sözleşmeli Er Ahmet İnce’in naaşı, dualarla toprağa verildi. l DHA BULMACA SEDAT YAŞAYAN 1 2 3 4 5 6 7 8 9 SOLDAN SAĞA: 1/ Karadeniz yöresinde 1 taze sürgünleri yemek ve turşu yapımında 2 1 2 3 4 5 6 78 9 GÜ L F EMA Ş I İ DEA OKAR 1 2 3 kullanılan ve “silcan” 3 R E Y İ M E R A 4 da denilen bir bitki. 2/ Eğrilmekte olan yün, 4 keten gibi şeylerin 5 tutturulduğu, bir ucu 6 AB KREM YABA N İ VO EBAT ER 5 6 çatal değnek... Sıkıntı verme, üzme. 3/ Eko 7 RADAR ALA 7 lojide, bir canlının 8 U S U L O N U M varlığını sürdürebildiği 9 yaşama ortamının MU H A MM A R A 8 9 en küçük birimi... Saçları dökülmüş olan. 4/ Akdeniz’de Fransa’ya bağlı bir ada. 5/ Birçok organik maddeyi eritmekte kullanılan, eter kokusunda bir sıvı... Evrensel alıcı olan kan grubu. 6/ Ege ve Akdeniz kıyılarımızdaki küçük koylara verilen ad... Mavimsi yeşil renkli bi§r kuş. 7/ Bir len en yüksek unvan. 9/ Kurnaz, açıkgöz... “Altınkökü” de denilen kusturucu bir kök. YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1/ “Turnagagası” da denilen, yaprakları güzel kokulu bir bitki. 2/ Olağanı aşan büyüklüğü olan... Kırık kemikleri bir arada tutmaya zaman birimi... Afrika’da bir ülke. 8/ Uzun omuz atkısı... Eski Türk yarayan nesne. 3/ Dövülmüş et ve buğdayla yapılan bir yemek... devletlerinde kağandan sonra ge Bir cetvel türü. 4/ İlave... Argoda esrar... Satranç benzeri bir strateji oyunu. 5/ Ölmüş kimselerle cinsel ilişkiye girme biçiminde kendini gösteren cinsel sapıklık. 6/ Askerlik çağı. 7/ Arap abecesiyle yazılan bir yazı türü... “Bir nim say bu cihanın baharını” (Nedim). 8/ Eli işe yatkın, becerikli... Tabaka... Bir renk. 9/ Deniz teknelerinin iç yanları. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK [email protected] ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI [email protected] Ayrıntılar Salgından sonra AB bölünür mü? Virüs salgını, AB’nin geleceğini de tartışmaya açtı. “AB bölünür mü” sorusu gündemde. Tartışma, salgının İtalya’yı kasıp kavurmasıyla başladı. AB ülkeleri bu ülkeye sınırlarını kapatınca ve yardım göndermeyince İtalya içinde AB üyeliğinin ne anlama geldiği sorgulanmaya başladı haliyle… Üstelik sadece AB’nin değil, ABD’nin de İtalya’ya sırtını döndüğü o günlerde Çin, Rusya ve Küba uçakları, Çizmeye hekim ve sağlık ekipmanı taşıyordu… En sert tepkiyi İtalya’nın eski başbakanı Matteo Salvini verdi. Şu anda ana muhalefet lideri olan Salvini AB için şunları söylüyordu: “AB’den nefret ediyor ve tiksiniyorum. Birlikten ziyade, yılanlar ve çakallar mağarası. Önce virüsü yeneceğiz, sonra dönüp AB’yi düşüneceğiz. Gerekirse teşekkür etmeden ayrılacağız” (27.3.2020). Almanya lokomotif değil, fren İtalya’nın mevcut başbakanı da AB’ye tepkiliydi, elbette resmi konumu nedeniyle ana muhalefet liderinden daha diplomatik olarak… İtalya Başbakanı Giuseppe Comte, birliğin lideri/lokomotifi kabul edilen Almanya’yı suçluyordu doğrudan. 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana en büyük şoku yaşadıklarını belirten Comte, “AB’nin ortak tahvil ihracına ihtiyaç duyulduğunu” belirtiyordu. Almanya’nın bu konudaki olumsuz tutumuna tepki gösteren Comte şöyle diyordu: “Almanya’nın ticaret fazlası AB kurallarının öngördüğünden daha yüksek. Bu Alman ekonomisinin Avrupa’nın lokomotifi değil, freni olduğu anlamına geliyor” (20.4.2020). Ülkesinin AB tarafından yalnız bırakıldığını belirten Comte, AB Komisyon Başkanı Ursula von der Leyen’in bu nedenle özür dilediğini söylüyordu ayrıca… Bir parçası terk edilirse AB çöker Sadece İtalya değil, salgını ağır yaşayan İspanya da AB’nin geleceğini sorguluyor… Dahası AB’nin Almanya’dan sonraki en önemli ülkesi Fransa bile AB’nin geleceğinin sorunlu olduğunu öngörüyor. Nitekim Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, video konferans yoluyla yapılan AB liderler zirvesinde bunu muhataplarına açık açık söyledi. Macron, Avrupa ülkelerinin salgına verdiği yanıtın “simetrik” olmadığını, bunun düzeltilmemesi halinde Avrupa’nın ekonomik olarak daha da etkileneceğini belirtti. Ve Macron, Avrupa’nın salgının yol açtığı ekonomik krize karşı ortak bir çözüm bulamaması halinde birliğin geleceğinin olmayacağına dikkat çekti ve açık açık uyardı: “Avrupa’nın bir parçasını terk edersek tüm Avrupa çöker” (23.4.2020). Korona tahvilleri çare olur mu? Özetle birliği korumak, ekonomi krizine çare bulunabilmesine bağlı. Bu da “kurtarma paketleri” demek öncelikle. AB liderleri birliği bir arada tutabilmek için Avrupa Komisyonu’nu “ortak kurtarma programı” hazırlamakla görevlendirdi (24.4.2020). Liderler ayrıca maliye bakanlarının üzerinde uzlaştığı 540 milyar Avro’luk paketin 1 Haziran’da hayata geçmesini öngördüklerini de belirttiler. Ancak bu, ihtiyaç duyulan paketin çok çok altında… Avrupa Komisyonu’nun İç Pazarlar ve Hizmetlerden Sorumlu Üyesi Fransız Thierry Breton ve Ekonomi İşlerinden Sorumlu Üyesi İtalyan Paolo Gentiloni’nin bu konuda yaptıkları çalışmanın sonucu şu: “AB’nin yeni tip koronavirüs kaynaklı krizin yaralarını sarması için 1.6 trilyon Avro’luk destek paketine ihtiyaç var” (21.4.2020). Yeterli mi? “Turizm endüstrisi için Marshall Planı’na benzer bir plana ihtiyaç var” diyor ikili ayrıca… Avrupa Komisyonu’nun bu iki yetkilisi, diğer yandan ay başında Avrupa gazetelerine yazdıkları ortak makalede ortak borçlanma anlamına gelen “korona tahvillerinin” devreye sokulması için Almanya’ya çağrıda bulunmuşlardı. Ancak Almanya’yla birlikte Hollanda, Avusturya ve Finlandiya’nın aralarında bulunduğu kuzey ekseni “korona tahvillerine” karşı çıkıyor. Asya’yla daha derin ilişki dönemi Sonuç olarak AB’nin geleceği belirsiz. Birliğin kuzey ve güney ekseninde ikiye bölünebileceği senaryosundan, bazı Akdeniz ülkelerinin İngiltere gibi birlikten tekil olarak ayrılabileceğine kadar olasılıklar mevcut. Neoliberal ekonominin iflasının görüldüğü koşullarda birliğin işi çok zor; üstelik Avrupa’ya Marshall Planı desteği verebilecek bir ABD de artık yok! AB bölünür, bölünmez, göreceğiz ancak başta Almanya, kimi AB ülkelerinin Rusya ve Çin’le “daha derin” ekonomik ilişkilere yöneleceği kesin!
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle