16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EkonoMi DOLAR avro sterlin [email protected] TASARIM: BAHADIR AKTAŞ 7 25 NİSAN 2020 CUMARTESİ FAİZ BORSA ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.9830 1.5 kuruş 7.5520 4.3 kuruş 8.6400 1.1 kuruş 8.80 0.20 98.759 588 puan 2603.67 8.46 lira 386.19 1.49 lira Türkiye’de, imalat sanayiinde kapasite kullanım oranı, nisan ayında yüzde 61.6’ya geriledi Makineler boş kaldı Özellikle koronavirüsün ekonomik etkileri nedeniyle başlayan sanayideki üretim molaları, kapasite kullanım oranlarını küresel krizin yaşandığı 2009 yılındaki seviyelere indirdi. Koronavirüs salgınının ekonomi üzerindeki etkileri, açıklanan her yeni veriyle daha fazla görünür hale geliyor. Dün açıklanan kapasite kullanım oranı ve sektörel güven endeksleri de zaten sıkıntılı süreçten geçen reel ekonominin virüsten nasıl etkilendiğini ortaya koydu. Merkez Bankası tarafından açıklanan verilere göre, imalat sanayi genelinde kapasite kullanım oranı (KKO), nisan ayında bir önceki aya göre 13.7 puan azalarak yüzde 61.6 oldu. Üstelik bu oran Nisan 2009’dan (yüzde 61.2) bu yana en düşük seviyeyi ifade ediyor. Ayrıca yılın ikinci çeyreği büyük üretim düşüşüyle başlamış oldu. Nisan 2020’de mevsimsel etkilerden arındırılmış kapasite kullanım oranı da, bir önceki aya göre 14.3 puan azalarak yüzde 61.9 oldu. Dış borç sorunu Konuyla ilgili Cumhuriyet’in sorularını yanıtlayan ve öncelikle “Ekonomiyi ve sanayiyi ‘kırılgan’ hale getiren en önemli unsur, içsel ya da dışsal nedenlerle döviz kurundaki olası bir tırmanışın yüksek dış borcu olan sanayi şirketleri açısından yıkı cı sonuçlar doğuruyor olması” diyen Marmara Üniversitesi’nden Doç. Dr. Kurtar Tanyılmaz, reel kesim güven endeksi ve kapasite kullanımındaki düşüş ile işsizlikteki belirgin artışın da koronavirüsün etkilerine karşı sanayiyi “rahatlatmaya” dönük önlemlerin amacına ulaşamadığını gösterdiğini belirtti. Ayrıca son dönem iç ve dış finansman yaratma politikası nedeniyle artan kredi hacminin, ihracata dönük siparişlerin azaldığı koşullarda, ne ölçüde sanayiye yöneleceğinin kuşkulu olduğunu ifade eden Tanyılmaz, şöyle devam etti: Ağır darbe alacak “Petrol fiyatlarındaki düşüşün maliyetleri aşağı çekmesi olumlu. Ama dünya ekonomisinin büyüme hızındaki yavaşlama ve ticaret hacmindeki azalmaya bağlı olarak küresel ölçekte talebin çökmekte olmasının Türkiye sanayisi üzerinde bu olası olumlu etkiyi azaltıcı yönde işlev görecek. Koronavirüsün tetiklediği dünyadaki durgunluktan Türk sanayisinin mevcut koşullarda iflasların ve işsizliğin kronik boyutlara varacağı ağır bir darbe alacak olmasıdır.” l Ekonomi Servisi Sektörel güven 9 yılın dibinde Bu ay, tüketici güveninden sonra sektörel güven de geriledi. TÜİK’in “Sektörel Güven Endeksleri, Nisan 2020” raporuna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi nisanda bir önceki aya göre, hizmette yüzde 50.1 azalarak 46.1 puana, perakende ticarette yüzde 26 azalarak 75.2 puana ve inşaatta yüzde 42.2 azalarak 44.7 pua na düştü. Ayrıca hizmet ve perakende ve inşaat endeksleri, bu verilerin yayımlanmaya başladığı 2011 başından bu yana ilk kez bu seviyelere düştü. Merkez Bankası’na göre “Reel Kesim Güven Endeksi”, nisanda marta kıyasla 32.9 puan azalarak 66.8 puan oldu. Bu endekste Şubat 2009’dan bu yana en düşük seviye görüldü. Gıdada zincir kopabilir Dövizli BES’e devlet katkısı yüzde 10 Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına ödenen katkı payları için devlet katkısı oranı, yabancı para cinsinden yapılan ödemelerde yüzde 10 oldu. Konuya ilişkin Cumhurbaşkanı Kararı, Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi. Mart ayında maddeye eklenen bir cümleyle cumhurbaşkanına, yabancı para cinsinden yapılan katkı payı ödemeleri için bu oranı yüzde 10’a kadar indirme yetkisi verilmişti. Buna göre işverenler tarafından ödenenler hariç katılımcı adına bireysel emeklilik hesabına ödenen yabancı para cinsinden yapılan katkı payı ödemeleri için yüzde 10 olarak belirlendi. Renault’da üretim pazartesi başlıyor Oyak Renault, üretim faaliyetlerine 27 Nisan Pazartesi günü yeniden başlayacağını duyurdu. Groupe Renault açıklamasında “Groupe Renault ve Oyak Renault olarak, ilk önceliğimiz her zaman çalışanlarımızın sağlığının korunmasıdır. Başta Sağlık Bakanlığı olmak üzere ulusal ve uluslararası otoriteler tarafından paylaşılan bilgiler ve yönergeler doğrultusunda, çalışanlarımızın sağlığına yönelik gerekli tüm korunma tedbirleri, geçici duruş süresinde alınmıştır. Bu doğrultuda, üretim faaliyetlerimize 27 Nisan Pazartesi günü itibarıyla yeniden başlama kararı aldık” ifadelerine yer verildi. Açıklamada personel servisleri, üretim hatları, tüm çalışma ve ortak kullanım alanlarında sosyal mesafeyi kapsayacak şekilde gerekli önlemler alındığı belirtildi. Üreticiye ödeme Tarım ve Orman Baka nı Pakdemirli, geçen yılki 1. dönem buzağı desteği, sürü büyütme ve yenileme ile sertifikalı tohum üretim desteklemeleri kapsamında yetiştiricilere toplam 1 milyar 626 milyon lira ödeme yapılacağını bildirdi. Türkiye Gıda ve İçecek Sanayii Dernekleri Federasyonu (TGDF) Türkiye’de ev dışı gıda tüketiminin neredeyse sıfıra indiğini belirterek üreticilerin ciddi ciro kayıplarına uğrayacağını açıkladı. TGDF’ye göre ramazan ayında yaşanacak olan durgunluk da sorunu körükleyecek. İçecek ve yiyecek sektörünün çatı örgütü TGDF, Avrupa Birliği, Gıda ve Tarım Örgütü ve Dünya Gıda Programı’nın oluşturduğu Küresel Gıda Krizleri Ağı’nın 2020 yılı raporunu değerlendirdi. Dünya üzerinde 55 ülkede 135 milyon kişinin gıda güvencesi açısından kriz düzeyinde ya da daha kötü durumda olduğunun vurgulandığı raporda 2019 yılında olumsuz verilerin rekor düzeylere çıktığı, 2020’de ise salgınının etkisiyle sıkıntıla rın arttığı vurgulanıyor. Destekleme şart TGDF de son gelişmelerle birlikte dünyada hiçbir ülkenin gıda krizlerinden muaf olduğunu sanmaması gerektiğini belirterek 2020 yılı için öngörülerini sıraladı. Türkiye’de ev dışı tüketimin düşmesi, ihracattaki ciddi yavaşlama ile ciro kayıpları yaşandığı belirtilerek üretimin desteklenmesi yönünde adım atılmadığı takdirde sektörün zorlanacağı belirtildi. Ülkenin can damarı olan gıda tedarik zincirinin kopmaması için gıda üreticilerini ve üretimini koruyacak resmi adımların bir an önce atılması istendi. Federasyon olası bir gıda üretim sorunun etkilerinin ve boyutlarının belirlenebilmesi açısından da tarım bazında kapsamlı bir çalışma başlatacağını açıkladı. Sepette Ramazan hareketi Araştırma şirketi Ipsos’un koronavirüs salgınının ilan edildiği andan itibaren Ipsos Hane Tüketim Paneli üzerinden haftalık olarak yayımladığı tüketim verileri, “tüketici davranışlarının haftalık değişimini” ortaya koymaya devam ediyor. En son çıkan verilerde görülüyor ki; hafta sonu sokağa çıkma yasağının olması cuma günleri alışverişi etkiliyor. Araştırmaya göre, ilk vaka görüldü açıklaması sonrası olan stoklama haftasını izleyen haftalarda genel ola Sidar Gedik rak hızlı tüketim ürünleri toplamında bir artış olmazken bu hafta ise ramazanın etkisi ile ilk defa büyüme görüldü. Kategoriler özelinde bakıldığında, çorba, et ürünleri, dondurma ve içecekler gibi ürünlerin listeye girdiği görülüyor. Maya ise hâlâ ilk haftaya göre büyü mesini sürdürüyor. Kolonya ve makarna ise haftalardır daralıyor. Ipsos’un Türkiye CEO’su Sidar Gedik yaptığı değerlendir mede, “Ramazan dönemi özel bir dönem olacak” dedi. FItch’ten BDDK’yE not uyarısı Kredi derecelendirme kuruluşu Fitch, Türk bankalarının kredilerini ve devlet tahvili portföyünü artırmayı hedefleyen Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) aktif rasyosu düzenlemesini bankaların kredi notu açısından “orta ölçüde” negatif olarak niteledi. Aktif kalite vurgusu Fitch’in notunda “(Düzenleme) kredi kullananların geri ödeme kabiliyetleri ve dolayısıyla bankaların kredi profili üzerindeki risklerin arttığı, faaliyet ortamının zayıfladığı bir dönemde bazı bankaları kredi vermeye zorlayacak. Ancak ban kaların çoğu (düzenlemedeki eşiği) aştığı için etkilenmeyecek” denildi. Salgın hastalığın daha ne kadar süreceğinin belli olmaması ve borçluların bilançosu üzerinde yarattığı tahribatı bilmenin zor olduğuna belirten Fitch, pazar ortalamasının üzerinde kredi büyümesi nedeniyle bankaların kredi notunun düşebileceğini belirtti. Fitch şu vurguyu da yaptı: “Düzenleyici kurumların müsamaha göstermesi ve destekleyici önlemler aktif kalitesini ve sermaye rasyoların kısa vadede desteklese de aktif kalitesindeki bozulmayı önlemek yerine sadece geciktirecekti.” T.C. ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO : 2019/124 Tereke Eskişehir İli, Mihalıççık İlçesi, Yalımkaya Mah/ Köy, 50 Cilt, 69 Hane sırasında nüfusa kayıtlı 02/01/1966 doğumlu, 15/04/2019 tarihinde vefat eden 106*****814 T.C. Kimlik numaralı müteveffa TURGUT ARAS’a ait alacak ve borç miktarının bildirilmesi ve alacaklılar ile borçluların mahkememize 1 ay içerisinde müracaat etmeleri hususu ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1155914) TAV bir de koronavirüs vurdu Atatürk Havalimanı’nın şirket faaliyetlerinden çıktığı TAV Havalimanları, ilk çeyrekte koronavirüs salgınının finansallarda yarattığı olumsuz etki ile 376.7 milyon lira zarar açıkladı. Şirketin geçen sene aynı dönemde net kârı 145.6 milyon lira olmuştu. Bu arada şirketin salgınla mücadele kapsamında alınan uçuş kısıtlaması önlemlerinden büyük oranda etkilendiği belirtilerek bu nedenle şubat ayında açıklanan 2020 hedeflerinin artık geçerli olmadığı paylaşıldı. Belirsizliğin ortadan kalkması ile birlikte revize 2020 hedeflerinin açıklanacağı aktarıldı. TAV Havalimanları İcra Kurulu Başkanı Sani Şener ise “Bu krize, güçlü bir bilanço yapısı ile girdik ve bu sayede, küresel hava cılık sektöründe, bu ye ni dönemin zorluklarıy la baş etmeye ve bu dö nemden daha da güçlü bir şekilde çık maya hazır olan bir şir ket oldu ğumuzu rahatlık la söy Sani Şener leyebilirim” dedi. İktisat politikalarında yok sayılan Cumhuriyet birikimi TBMM’nin 100. kuruluş yıldönümünü bu yıl balkonlarda kutladık. Kızımın da dediği gibi, 23 Nisan’da gece balkonlara çıkan halk “kutlama mı, protesto mu belli olmayan” bir tabloyu ortaya çıkardı. Kuruluşunun 100. yılında TBMM’de olmayan iktidarın, balkon kutlamalarına katılmasının nedeni, Cumhuriyet kazanımlarının halktaki karşılığının büyüdüğünü görmesiydi. İktidarın takındığı ikircikli tavır, “protesto mu, kutlama mı belli olmayan” görüntünün oluşmasında önemli rol oynadı. Bu arada bir süredir gözlediğim Cumhuriyet kazanımlarının değerini artık daha iyi anlayan bir muhafazakâr kesimin varlığını, balkonlarda da gördük. Cumhuriyet anlayışı bilime, bilim rehberliğinde donanımlı bireyler yetiştirmeye önem vererek ülkenin gelişmesini hedefleyen bir anlayış. Bunun ne ölçüde başarılabildiği, yöntemleri tabii ki tartışılabilir ama temel anlayışın bu olduğu açık. İşte bu anlayışın öneminin yaşadığımız süreçte daha görünür olacağını düşünüyorum. Her türüyle popülizm, belirli dönemlerde halkın gözünü boyamak için yeterli olabiliyor. Ancak içinde bulunduğumuz zorlu süreçlerde popülizmin yetmeyip halkın gerçekleri daha açık görmesi beklenebilir. Korona salgınıyla birlikte yaşadığımız süreç bence, “Bilim adamlarının halkın sağlığını ve refahını politikacılardan daha fazla düşündüğünü” ve bunun için nasıl fedakârca çalıştıklarını ortaya koydu. Geçen hafta gazetemizdeki bir söyleşisinde Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi Prof. Dr. Ateş Kara, “Avrupa’da maddi olanaklar ve teknoloji açısından bizden iyi durumda ülkeler var. Ama sağlık personelimiz eğitim ve bilgi birikimi açısından tartışılmaz Avrupa’nın en iyisi. Bunu da Cumhuriyet sonrası tıp eğitimine borçluyuz” demişti. Zaten bunu hep birlikte yaşıyoruz. Samimi düşüncem o ki söylediklerinin ne kadarı yapılıyor bilmesem de Bilim Kurulu oluşmasaydı, mevcut yönetim anlayışı ile bu krizi çok daha ağır yaşardık... Örneğin; ekonomideki alınan kararlar, sadece politikacıların inisiyatifine kaldığında nasıl kötü bir performans sergilendiğini çok açıkça gösteriyor. İktisatçılar da bürokratlar da devre dışı Korona salgınının başlamasından bu yana, uygulanması gereken ekonomik önlemlerle ilgili iktisatçılar tarafından birçok çalışma yapıldı. Ancak iktidarın bu çalışmaların hiçbirini dikkate almadığı, aldığı kararlarla çok açıkça belli oluyor. Geçen hafta içinde KRT’de Gündem Ekonomi programında sohbet ettiğimiz Bilkent Üniversitesi İktisat Profesörü Refet Gürkaynak, bu durumu çok iyi özetledi. Bilim Kurulu’nun hangi öneride bulunup hangilerinin uygulandığını bilemediğini kaydeden Gürkaynak, iktisadi alanda durumun açık olduğunu söyledi. Alınan kararların, doğru ya da yanlış, herhangi bir iktisadi anlayışın bulunmadığını gösterdiğinin altını çizen Gürkaynak, Merkez Bankası’nın son faiz indirim kararını buna örnek gösterdi. “Faizi indiren Merkez Bankası bunu enflasyonda yön aşağı doğru olduğu için yaptığını söylüyor ama geçen yıl da enflasyon artıyor diye faiz indirimi yapıyordu” diyen Gürkaynak, “Çünkü Merkez Bankası kendinden faiz indirimi istendi diye yapıyor” şeklinde konuştu. Bir iktisadi politika olmadığının en önemli kanıtının, diğer ülkelerin hepsi düzelirken bizim 2018 ortasında girdiğimiz kriz ve bu kriz sürerken korona salgınına yakalanmamız olduğunu kaydeden Refet Gürkaynak, buna karşı alınan kararların ise hiçbir iktisadi politika mantığı taşımadığını kaydetti. Hükümetin yaklaşık 2012 yılından beri zaman zaman destekle, zaman zaman baskıyla temel politika olarak bankaların kredilerini artırması üzerinde durduğunu hatırlatan Gürkaynak, “Kredi talebi yok ama yine bankalara krediyi artır baskısı yapılması durumun henüz kavranamadığını gösteriyor” dedi. Mevcut durumda geliri olmadığı için kredi talep eden hanehalkının bunu ödeyecek hali olup olmayacağını bilmediğini söyleyen Refet Gürkaynak, “Ya da zaten batık olan şirket sahipleri belki benim işime yarar, düzelirse düzelir ama batarsa da zaten şirket batık” diye kredi aldığını belirtti. Bu paranın vatandaşın mevduatı olduğunu hatırlatan yani kamunun sonuçta zarar göreceğinin açık olduğunu kaydeden Gürkaynak, geliri olmayanlara gelir sağlanması gerektiğinin altını çizdi. Gürkaynak, aslında Türkiye’nin bunları düşünüp kurgulayacak ekonomi bürokratları bulunduğunu, bunu geçmişte, en son da 2001 yılındaki reformlarla kanıtladığını belirtti. Refet Gürkaynak, iyi bürokratların bir kısmının kamudan ayrıldığını, kalan bir kısmının ise çalıştıklarını ama işlerden uzak tutulduklarını söyledi. Özetle, ekonomide Cumhuriyet anlayışının yetiştirdiği bilim adamları ve bürokratları devre dışı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle