16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER EDİTÖR: ELİF TOKBAY 3 17 NİSAN 2020 CUMA 835 ŞOFÖR KARANTINADA Kayseri Büyükşehir Belediyesi Ulaşım A.Ş. Genel Müdürü Feyzullah Gündoğdu, bazı özel halk otobüsü şoförlerinin testinin pozitif çıkması üzerine, 835 şoförün 14 gün karantinaya alındığını açıkladı. 220/6 0 260/1 2 0 190/5 0 190/6 0 220/1 0 200/1 0 150/ 1 0 220/2 0 260/1 0 0 220/1 0 0 190/6 0 210/1 1 0 160/8 0 240/1 2 0 210/9 0 80/4 0 280/1 0 0 230/1 3 0 180/4 0 200/7 0 120/3 0 190/8 0 TARİHTE BUGÜN 1924: İtalya’da genel seçimleri Mussolini’nin Faşist Parti’si kazandı. 1940: Köy Enstitüleri’nin kurulması yasalaştı. 1961: ABD’nin desteklediği sürgündeki Kübalılar, Fidel Castro’yu devirmek üzere Küba’ya çıkarma yaptı. “Domuzlar Körfezi Harekatı” olarak bilinen çıkarma, Fidel Castro’nun zaferiyle sonuçlandı. Hasta yoğun bakıma erken alınıyor, yatak sayısı yeterli, tek sıkıntı salgının kontrolü Çaba boşa gitmesin Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın koronavirüs tedavisiyle ilgili “Türkiye’de farklı bir yaklaşım içindeyiz” açıklamasını yorumlayan enfeksiyon hastalıkları uzmanları, “Sıtma ilacını erken kullanıyoruz. Birçok ülke ağır vakalarda kullanıyor. Biz tanı konur konmaz tüm hastalara veriyoruz. Bu ilaçlaSIBEL rın etkili olup olmadığıBAHÇETEPE nı henüz bilmiyoruz, bilimsel veriler yayımlandıkça bunu anlayacağız” görüşünü dile getirdi. Türkiye’nin mücadelesiyle ilgili olumlu bir tablo çizen uzmanlar, “Yoğun bakım yatağı, solunum cihazı sayıları açısından da iyi durumdayız. Sağlık personelimiz iyi organize oluyor. Tek sıkıntımız salgının kontrolü” değerlendirmesinde bulundu. Başka ülkeler de var Enfeksiyon Hastalıkları Derneği Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, koronavirüs tedavisinde dünyada 56 ilacın kullanıldığını, Türkiye’nin de bunları kullandığını anımsatarak bu ilaçları bizim gibi erken dönem kullanan başka ülkelerin de olduğunu belirtti. Ceyhan, “Biz bütün hastalara tanı konar konmaz bu ilaçların bir kısmını veriyoruz. Örneğin sıtma ilacını başka ülkeler ağır vakalarda kullanırken biz tanı konur konmaz hastalara veriyoruz. Etkili olup olmadığını henüz bilmiyoruz. Bizim ölüm oranlarımız onlardan iyi. İkincisi ise bu ilacı geç veren ama ölüm oranları bizden daha iyi olan ülkeler de var. Örneğin İsrail, Hollanda, Danimarka, Portekiz, Avusturya gibi onların da ölüm oranı bizden daha düşük. Onun için bunun sadece buna bağlamak çok mümkün değil” diye konuştu. İtalya’nın hatası Türkiye’deki koronavirüs hasta sayısının yoğun bakım yatak kapasitesini zorlayacak düzeyde olmadığını kaydeden Ceyhan, “Biz erken dönemde yoğun bakıma alıp destek tedavisi verip gerektiğinde erkenden solunum Ceyhan cihazına bağlıyoruz. Bunu da şuradan anlıyoruz. Örneğin İtalya, İspanya’nın da ilk başlarda ölüm oranları yüksek değildi, ne zaman ki yoğun bakım yatak kapasiteleri doldu, ondan sonra bu hastaları yoğun bakıma yatıramadılar, ölüm oranları yükselmeye başladı” dedi ve şunları kaydetti: “Türkiye sıtma, verem salgınları bunlarla mücadelede çok başarılı deneyimler yaşadı. Yoğun bakım yatağı, solunum cihazı sayıları açısından da iyi durumdayız, hastanecilik ve tedavi kısmında sıkıntımız yok. Sıkıntımız salgının kontrolu yani işin koruyucu hekimlik tarafındaydı. Son 3 gündür vaka sayısı 4 binli rakamlarda. 4 binli rakamlarda bir süre seyrederse vakaların azalma dönemine girebileceğimizi gösterir. Bir noktadan sonra belli kısıtlamaları sürdürerek normal günlük hayata gidebiliriz o zaman.” ETKİSİ BİLİNMİYOR Avrupa Enfeksiyon Hastalıkları ve Kli nik Mikrobiyoloji Der neği Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Önder Ergönül ise “Bu ilaçla Ergönül rın etkisini kimse bilmiyor, dünyada da bi linmiyor. Bu bilimsel ortamlarda açıklanmalı. Sıtma ilacı konusun da yararlı olduğuna dair çok yayın gelmiyor. Bilimsel yayınlarını göre medik. Diğer ülkelere göre genel oran iyi, olgu fatalite oranı (Bel li bir hastalık nedeniyle tanı konul muş hastalar için ölüm oranı) dü şük” dedi. l İSTANBUL Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel: 2545 yaş arası çok hasta var Artış Sağlık Bakanlığı Koronavirüs Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Levent Yamanel, koronavirüsün dünyada artış hızı devam ederken Türkiye’de bu hızı hızın kırıldığını söyledi. Prof. Dr. Yamanel, “Vaka artış oranına göre yoğun bakıma giren hasta sayımız ay kırıldı nı oranda artmıyor. Daha az sayıda vaka yoğun bakıma girmiş oluyor ve daha az sayıda bir kaybımız oluyor. Yoğun bakıma giren hasta sayısı, kaybettiğimiz hasta sayısı azalıyor. Bunun iki sebebi var; birincisi ilaçlara erken dönemde başlıyoruz ve hastaları hızlı tespit ediyoruz” dedi. Prof. Dr. Yamanel, “İlaçların erken dönemde verilmesiyle asemptomatik olgulara bile ilaç temin edip verebiliyoruz. İkincisi de sağlık sistemimiz hastaneye yatan insanların süreçlerini çok iyi yönetiyor ve yoğun bakım sistemlerimiz de çok iyi bir şekilde işliyor. Bunun sonucunda da aslında kaybımız nispeten daha az olmuş oluyor’’ diye konuştu. Prof. Dr. Yamanel, 2545 yaş arası da çok hasta gördüklerini söyleyerek “Genç yaştaki bir kişinin bu hastalığa karşı direnci önemli; erken dönemde ilaca başlamak çok etkili. Fakat hastaneye yatış ve yoğun bakıma yatma oranlarımız genel olarak 6585 yaş arasında” dedi. l DHA SAĞLIK ÇALIŞANLARI ALKIŞLARLA TABURCU OLDU Ağlayarak ayrıldı Mersin Üniversitesi (MEÜ) Tıp Fakültesi Hastanesi diyaliz hemşirelerinden Özlem Çınar da virüsü yenerek, hastaneden taburcu oldu. Mesai arkadaşları tarafından alkışlarla uğurlanan hemşirenin, duygulandığı görüldü. Prof. Dr. Tutluoğlu Prof. Dr. Tutluoğlu Yüzyılın sağlık yaşadıklarını anlattı: olayında hasta yattım Koronavirüs tedavisi gören Akademik Solunum Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Bülent Tutluoğlu, tedavisinin tamamlanmasının ardından taburcu olduğu Yeşilköy’deki özel hastaneden alkışlarla uğurlandı. Tutluoğlu, yaşadıklarını şu sözlerle anlattı: “Hastalığımın 12. gününde hiç ummadığım halde solunumum bozuldu, oksijenim düşmeye başlayınca yoğun bakım sürecim de başlamış oldu; tahmin edemeyeceğim kadar çok ağır ve zor seyretti. Bağışıklık sistemim aşırı reaksiyon gösterdi ve bu da vü cuduma çok zarar verdi. Protokolde ne kadar ilaç varsa hemen uygulamaya başladık. Uçlardan döndüm. Sağlığıma kavuştuğum için çok mutluyum ama inanın şu an içimde, yüzyılın bu sağlık olayında hastalara destek verememenin, bu sürecin dışında kalmış olmanın üzüntüsü var.” Plazma bağışladı Kayseri’de koronavirüs tedavisinin ardından taburcu olan Prof. Dr. İsmail Kayar (55), immün plazma bağışçısı oldu. HER HASTADA FARKLI BELIRTI Sırt ağrısıyla gitti, korona çıktı Son mesajı yürek burktu İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü’nde görevli Doç. Dr. Ercüment Tarcan (65), hastanede geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirdi. Doktor Tarcan, 7 Nisan’da Facebook hesabından, koronavirüs tedavisi gören bir hastayı taburcu ettikten sonra “Çocuklarıma sarılacağım günler yakında” mesajını paylaşmıştı. l Haber Merkezi Reyhan Gündüz MESLEK LİSESİNDEN NEFES Milli Eğitim Bakanlığı’nca (MEB), koronavirüs önlemleri kapsamında yürütülen ArGe çalışmaları sonucu ilk solunum cihazı, Hatay Şehit Serkan Talan Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi Biyomedikal Cihaz Teknolojileri ArGe atölyelerinde üretildi. MEB, koronavirüs pandemisi süresince mesleki ve teknik Anadolu liselerinde üretim kapasitesini harekete geçirdiğini açıklamıştı. l ANKARA/Cumhuriyet SİBEL BAHÇETEPE İstanbul’da yaşayan ve koronavirüse yakalanan Reyhan Gündüz (46), testleri negatif çıkmasına karşın tomografiyle teşhis konulduğunu anlatırken “Öleceğimi zannettim. Bir hafta başımın ve sırtımın ağrısından gözümü hiç açamadım. Bir hafta boyunca serumla yaşadım, aşırı, hiç durmayan bir başağrısıydı çok şükür ölmedim” dedi. Gündüz, geçen haftalarda İstanbul’da hastaneye sırt ve bel ağrısı ile başvurdu. Parmağında dolama olduğu için iltihap yaptığını ve ateşinin ondan çıktığını düşündü. Covid19 testleri negatif çıktı. Bunun üzerine antibiyotik iğne tedavisi verildi. Ancak birkaç gün geçmesine karşın ateşi, halsizliği ve başağrısı sürdü. Yeniden hastaneye giden Gündüz’e ikinci kez test yapıldı, o da negatif çıktı. Durumu kötüleşen Gündüz’e tomografiyle tanı konuldu. Bir haftalık tedavinin ardından taburcu olan Gündüz, “Dünyada en kötü şey bir insanın hasta olmasına sebep olmak. İnsanlar maske takmayıp sokakta rahat gezip bir insanın bunu yaşamasına sebep olmamalı” dedi. l İSTANBUL ETKEN MADDE UMUDU Çukurova Üniversitesi’nde 2,5 aydır yoğun şekilde çalışan 8 bilim insanı, koronavirüs tedavisi sürecinde alternatif oluşturabilecek yeni bir etken madde geliştirdiklerini açıkladı. Bilim insanları, elde edilen etken maddenin virüsün çoğalma imkânını ortadan kaldırdığını tespit etmelerinin ardından hayvan deneylerine başlayarak hızla çözüm bulmayı hedefliyor. l DHA Devlet benim, ben devletim Yazıya “Teşbihte hata olmaz!” diye başladım; kulağımı göstermek için amuda bile kalktım ve 60 yıllık yazı deneyiminin yıkıntıları arasında anladım ki bazı gerçek ve doğruları teşbihle anlatmak bizzat hatanın kendisi olur. Konu: İtalya ve İspanya’ya gönderilen yardım kargolarının teamüle, uluslararası gelenek ve göreneklere aykırı hali: Gülünç! Yardım devletten devlete, halktan halka, kentten kente, benzeş ve eşit “identité” (ayniyet, kimlik, hüviyet) arasında olur. Resmiyet bunu gerektirir. Devletten devlete yapılan gönderide adres yazmaz; sadece devletin bayrağı vardır! Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin İtalya ve İspanya’ya gönderdiği yardım kargolarında bu görgü kuralları benimsenmemiş, gönderici olan Türkiye’nin yerine Cumhurbaşkanlığı makamının arması konulmuş… Yanlış! Gönderici bir makam ise alıcı da eşiti makam olur. Yani İtalya Cumhurbaşkanı ve İspanya Kralı… Bari gönderen olarak R.T.Erdoğan’ın adı ve ruhsatsız Saray’ın açık adresi yazılsayd: Mahalle, cadde, sokak ve kapı numarası… HHH Devlet’in sözlük tanımı: 1 (Hukuk, politika, toplum bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlık; 2 Bu tüzel varlığın yönetim organları. Bu tanımdan devletin tüzel (hukuki, hükmi) bir varlık, kişilik, kimlik olduğunu anlıyoruz. Devlet, canlı bir varlık (insan) değildir; bir kurumdur, bir örgüttür: Yasama, yargı ve yürütme erklerini kullanır; bakanlıklardır, anayasa mahkemesidir, Danıştaydır, Yargıtay ve Sayıştay’dır… Kuralları belli demokratik bir devletten söz ediyorsak bu böyledir ama bir zamanlar parlamento ile bir konuda anlaşamayan Fransa Kralı 14. Louis’nin, kendisine “Ama devletin çıkarı gereği böyle olması gerekir” dendiğini duyunca “Devlet Benim” (l’état c’est moi) dediği söylenir. HHH 16 Mart 2016’da 22. Muhtarlar Toplantısı’nda, Cumhurbaşkanı sıfatlı R.T.Erdoğan’ın, “Tayyip Erdoğan gitsin demek, bizim tüm siyasetimizi, tüm çalışmalarımızı, üzerine bina ettiğimiz milletimizin, bayrağımızın, vatanımızın, devletimizin tek olması anlayışı yıkılsın demektir” dediğini anımsayalım. R.T.Erdoğan bu konuşmada “Devlet benim (bana ait)”, “Devlet, benim!”, “Ben, devletim!” demek istiyordu. Bir yöneticinin “Devlet, benim!”, “Ben devletim!” dediği rejimlere eskiden mutlakiyet derdik. Seçilmiş bir yönetici asla böyle eski monarklar gibi konuşamaz. Birleşik Krallıklar kraliçesi, İspanya ve İsveç kralları artık böyle konuşamıyorlar ama günümüz otokratları iktidarı Putin gibi kişiselleştirdikleri için rejimi kendileriyle özdeşleştiriyorlar. HHH Bu duruma bir hukuki tanım bulmak için dostum, rahmetli Prof.Dr. Erdoğan Teziç’in Anayasa Hukuku kitabının (20. basım) 431. sayfasına bakıyorum: KİŞİSEL İKTİDAR: “Kişisel iktidarda, tüm yetkiler, gasp ya da zorbalıkla bir kişi taralından ele geçirilmiş olabileceği gibi, bir hukukî metinle de öngörülmüş olabilir. Kişisel iktidar aslında diktatörlükle eşanlamlıdır. Devlet faaliyetinin yönlendirilmesi bir kişinin iradesine ya da kaprislerine bağlıdır.” KİŞİSELLEŞMİŞ İKTİDAR: “Kişiselleşmiş iktidar ise anayasal düzen içinde, hükümet faaliyetlerinin bireyselleşmesidir. Gerçi, anayasal düzende, tüm yetkiler belli bir kişi ya da makama tanınmamış olabilir ama yetkileri kullananın kişiliğinden kaynaklanan nitelikler, kendisine ayrı bir güç kazandırabilmektedir. Başka anlatımla, anayasal düzen içinde, iktidarı kullanma yetkisine sahip olan kadronun lideri, kişisel prestiji ile iktidarın objektif kullanılışına sübjektif bir unsur katmaktadır.” HHH Egemenliğin kaynağına göre devletler: Monarşik Devlet: Egemenliğin tek kişiye ve onun ailesine ait olduğu devlet biçimi; Oligarşik Devlet: Egemenliğin belli bir sınıf veya gruba ait olduğu devlet biçimi; Teokratik Devlet: Egemenliğin kaynağının dine dayandığı devlet biçimi. Din adamlarının sözü geçer. Her şeye din adamları karar verir; Demokratik Devlet: Egemenliğin halka ait olduğu devlet biçimi. HHH R.T.Erdoğan döneminde devletin “Demokratik” olduğunu söylemek mümkün değil. Monarşi, oligarşi ve teokrasi karışımı hilkat garibesi bir devlet. Bir devlet ki başbakanı yok, bakanlar kurulu yok; Meclis’i çalışmıyor; Anayasa Mahkemesi, Danıştay, Yargıtay, Sayıştay yetkisiz ve karakuşi kararlar alıyor; koronavirüs günlerinde Bilim Kurulu var ama kararları geçersiz, yetkisi gasp edilmiş… R.T.Erdoğan var! ‘Eczacılara hakareti ve saldırıları kınıyoruz’ İstanbul Eczacı Odası (İEO) Yönetim Kurulu, eczacıların eczanelerinde veya sosyal medyada uğradıkları saldırılara sessiz kalmayacaklarını belirterek “Bu saldırıları gerçekleştiren iftira, küfür ve hakaretlerle sosyal medyada ve aynı düşmanca hislerle haber kanallarında paylaşanlar hakkında İstanbul Eczacı Odası olarak Sağlıkta Şiddet Yasası kapsamında suç duyurusunda bulunacağımızı ve meslektaşlarımızın yanında olduğumuzu ilan ediyoruz” dedi. l Haber Merkezi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle