16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
8 14 NİSAN 2020 SALI DOLAR [email protected] AVRO STERLIN FAİZ TASARIM: SERPİL ÜNAY BORSA EKONOMI ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.7920 10.8 kuruş 7.4180 9.2 kuruş 8.5110 15.3 kuruş 12.50 0.34 puan 96.399 72 puan 2494.93 54.52 lira 369.68 7.55 lira Koronavirüs salgını bireysel emeklilik sistemini de olumsuz etkilemeye başladı ‘Gönüllü BES’ azaldı Fırat Kuruca ‘65 yaş’ ayrımcılığına karşı çalışma başlattı AvivaSA’nın, Türkiye’de yaşlanma ve yaşlılık konularında farkındalık oluşturmak hedefiyle sürdürdüğü “Her Yaşta” projesinin portalı “www.heryasta.org”, koronavirüs sürecinde gündeme gelen “yaş ayrımcılığı” konusunu masaya yatırdı. AvivaSA Üst Yöneticisi Fırat Kuruca, “Sokağa çıkan yaşlılar’ konusunun sosyal medya aracılığıyla bir ayrımcılık unsuruna dönüşmesi gözleminden yola çıkarak, hem yaşlılarla hem gençlerle yaptığımız röportajlar ile onların duygu, düşünce ve ihtiyaçlarını duyurmalarına katkıda bulunduk” dedi. Proje danışmanı Doç. Dr. Özgür Arun ise şu vurguyu yaptı: “Türkiye’deki insanları çoğunluğu, hiç yaşlanmayacağına inanıyor. Oysa Türkiye dünyanın en hızlı yaşlanan ülkelerinden bir tanesi.” Axa Sigorta cam ve vale kolaylığı sundu Axa Sigorta’nın, kasko müşterileri için ücretsiz vale hizmeti sağlayarak sigortalılarının araçlarının evlerinden alıp tamire götürüldüğü açık landı. Aracın yürür durumda olup olmadığına bakılmaksızın, çekici ile vale hizmeti isteyen sigortalıların talepleri, aynı ilde olması koşuluyla ücretsiz olarak gerçekleştiriliyor. Verilen bilgiye göre ayrıca yerinde cam değişimi ve onarımı hizmeti sunan şirket, müşterilerinin cam hasarlarını istedikleri adreste ve istedikleri gün ve saatte kolaylıkla çözmelerini de sağlıyor. Satış ve Pazarlama Başkanı Firuzan İşcan, “İçinden geçtiğimiz bu süreçte müşterilerimize salgınla mücadele kapsamında sosyal mesafeyi korumaları ve evde kalmaları çağrısında bulunuyoruz” diye konuştu. Gönüllü BES’teki katılımcı sayısı 3 Nisan itibarıyla son 2 haftada net olarak yaklaşık 10 bin kişi azaldı ve 6 milyon 899 bine düştü. Koronavirüs salgını nedeniyle gündemin arka sıralarına düşen konulardan biri olan bireysel emeklilik sistemine (BES) katılımda, özellikle “gönüllü” tarafında gerileme başladı. Oysa bu yıl, sistemin büyümesi için bir dizi yeni yasal düzenleme yapılması bekleniyordu. Gerilemenin daha çok girişler deki azalıştan kaynaklandığı tahmin ediliyor. İşte güncel durum: 4 Emeklilik Gözetim Merkezi’nin (EGM) Burak Ali Göçer verilerine göre, 3 Nisan itibarıyla gönüllü BES’teki katılımcı sayısı 6 milyon 899 bin 66 kişiye geriledi. Bu sayı 20 Mart’ta 6 milyon 908 bin 824 kişiydi. Ayrıca bu sayı 7 Eylül 2018’de 6 milyon 968 bin 208 kişiye kadar da çıkmıştı. 4 Yine 3 Nisan itibarıyla Gönüllü BES’teki fon tutarı, 16.9 milyar liralık devlet katkısı dahil 122 milyar liraya ulaştı. Girişler azaldı 4 Otomatik BES’teki çalışan sayısı ise 5 milyon 420 bin 284 kişiye çıktı. Bu sayı 20 Mart’ta 5 milyon 417 bin 670 kişiydi. Çalışanların fon tutarı da 8.8 milyar lirayı aştı. Gönüllü BES’teki gerilemeyi yorumlayan Garanti BBVA Emeklilik Genel Müdürü Burak Ali Göçer, bunun esas olarak girişlerdeki düşüşten kaynak ‘Odak noktamız hep müşteri’ MetLife Türkiye’nin, uluslararası iş ve finans yayın kuruluşu Global Banking and Finance Review tarafından Türkiye’de 2020’nin “En İyi Hayat Sigortası Şirketi” seçildiği açıklandı. Bu ödülü dördüncü kez aldıklarını belirten MetLife Türkiye Genel Müdürü Deniz Yurtseven, “Odak noktamızda her zaman, her koşulda müşterileri miz oldu. Bu noktada bi zi yalnız bırakma yan 2 milyonu aşkın müşteri mize teşekkür ederiz. Gerçek ten ne istedikle rini, neye ihtiyaç duydukları nı anlama ya çalıştık” dedi. Deniz Yurtseven GfoönnütulltüaBrıE1S0’5te.1kmi kilyaatırlımliracyılaaruınlaştı. Ayrıca devlet katkısı 16.9 milyar lira oldu. TSB, şirketlere ‘kolaylık’ önerdi Türkiye Sigorta Birliği, salgın nedeniyle tüketicilere kolaylık için sigorta şirketlerine bir dizi tavsiyede bulundu. Buna göre, DASK ve “zorunlu trafik”te taksit sayısının 3’ten 5’e çıkarılması, bireysel kredilerle bağlantılı hayat sigortası kapsamındaki riskler için, kredi süresinin uzadığı poliçelerde erteleme süresi boyunca teminata devam etmeleri tavsiye edildi. Ayrıca prim tahsilatlarının ek maliyet alınmadan bir ay ertelenmesi, sağlıkçılara indirim önerildi. landığını belirtti. Koronavirüs nedeniyle yeni çalışma biçime geçtiklerini ve altyapıyı hazırladıklarını belirten Göçer, “Ancak salgın nedeniyle insanla rın öncelikleri değişti. Bu, yeni girişleri çok düşürdü. Çıkışlar da ise normal zamanlara göre henüz belirgin bir değişiklik yok. Bu konuda endişemiz vardı.” Gelirgider tablosu oluşturun Generali Sigorta, salgın sürecinde değişen alışveriş ve tüketim alışkanlıkları nedeniyle aile bütçesinde dikkat edilmesi gereken ve tasarruf sağlayacak noktaları açıkladı. Bu kapsamda öncelikle gelirgider tablosu oluşturmanın aylık harcamalara yön vermede kritik önemde olduğu belirtildi. Yapılan önerilerde “öncelikli harcamaların dışına çıkmayın”, “mobil uygulama kullanın”, “alışveriş listesi yapın”, “finansal okuryazar olun” ve “az dahi olsa birikim yapın” vurguları dikkat çekiyor. Gıdada kriz yaklaşıyor Tarlam Cepte ile mahsul takip edilecek TürkTraktör, 65 yaş üstü çiftçiler için başlattığı Mobil Yol Desteği hizmetinin ardından dijital karar alma desteği sağlayan Tarlam Cepte uygulamasını da tüm çiftçilere ücretsiz sunma kararı aldı. Tarlam Cepte uygulamasıyla, çiftçiler kendi arazilerindeki mahsulün sağlığını günlük olarak takip edebilmek ve arazilerine yaklaşan fırtına, yıldırım gibi hava durumu bilgilerine 1 saat öncesinden ulaşabilmek dahil birçok bilgi ve öneriye cep telefonu, tablet ya da bilgisayarlarından kolayca ulaşabilecekler. Şirketten yapılan açıklamada, çiftçilerin bu uygulamaya sahip olmak için www. tarlamcepte.com adresine nisan ayı boyunca başvuruda bulunabilecekleri belirtildi. Çiftçiler 24 saat içinde kendilerine gönderilen aktivasyon kodlarıyla sisteme giriş yapabilecek. l Ekonomi Servisi Çiçek ve süs bitkileri sektörü yüzde 80 daraldı Koronavirüs tedbirleri kapsamında ithalat ve ihracatın kısıtlanması ve Avrupa’daki mezatların kapatılması nedeniyle Antalyalı kesme çiçek üreticileri de zor günler yaşamaya başladı. Çiçekler üreticinin elinde kalınca krizle baş başa kalan üreticiye destek önerisi Antalya Ticaret Borsası (ATB) Başkanı Ali Çandır’dan geldi. Çandır, kesme çiçek üreticisinin yıl boyunca yetiştirip emek verdiği ürünlerinin elinde kaldığını belirterek şöyle konuştu: “Türkiye’nin çiçek ihracatının yüzde 60’ını Antalya karşılıyordu. Uluslararası alanda da iyi pazar bulmaya başlamıştık. Çiçek ve süs bitkileri sektörü bu koronavirüs nedeniyle tüm dünyada yüzde 80 daralma yaşadı. İhracat ve satışların önü kesildi. Üreticiler ürünlerinin en bol olduğu, satıp para kazanacakları dönemde krizle karşı karşıya kaldı. Burada üreticilerimizin temennisi vatandaşlarımızın çiçek alması. Yerel ve kamu yöneticilerimizin eve kapalı vatandaşa moral olarak çiçek alıp dağıtmasını öneriyorlar. Kesme çiçek sektörümüz bu kriz kapsamında değerlendirilip bazı sorumluluklarının ötelenmesini talep ediyor. Vatandaşın da moralinin düzelmesi için herkesin çiçek almasını tavsiye ediyoruz.” l DHA acil planlama yapılsın MAHMUT LICALI Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) koronavirüs salgınının tarım ve gıda sektöründe yarattığı sorunları araştıran bir rapor hazırlığında. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun siyasi parti liderlerine göndereceği raporda, salgın nedeniyle üç ay içinde gıda krizi yaşanabileceği uyarısı yapılırken, çiftçiye acilen destek verilmesi gerektiği bildirildi. CHP Genel Başkan Yardımcısı Orhan Sarıbal koordinasyonunda hazırlanan raporda, koronavirüs salgını nedeniyle bütün sektörlerde kriz yaşanırken, tarım sektöründe yaşanabilecek olası bir krizin Türkiye’de gıda krizine yol açacağına dikkat çekildi. Dünyada tüm ülkelerin tarımsal ürün ihracatına kısıtlamalar getirdiği hatırlatılan raporda, bu durumda ürün eksiklikle CHP, siyasi parti liderlerine göndermek için hazırladığı tarım raporunda çiftçilerin acilen desteklenmesi gerektiği uyarısı yaptı. rinin ithalatla giderilemeyeceği uyarısı yapıldı. Raporda uzun vadeli bir üretim planlamasının yapılması gerektiği; yalnızca günlük fiyatlar üzerinden arz talep dengesinin sağlanmasının olası bir krizi engellemeyeceği vurgulanırken, tohumların ve fideliklerin dağıtımı ile tarım işçilerinin ulaşımı ve barınma koşulları sağlanamazsa 3 ay sonra gıda krizinin yaşanabileceğine dikkat çekildi. Çiftçiye destek önerileri Raporda çiftçiler için yer alacak öneriler ise özetle şöyle olacak: 4 Üreticinin 2019’da kalan tarımsal desteklerinin tamamı ve 2020 yılı için belirlenen 22 milyar TL desteğin yarısı hemen; yarısı da haziran ayı sonuna kadar ödenmeli. 4 Tarım Yasası’na göre 2020 yılı tarımsal desteklemeleri “gayri milli hasılanın yüzde 1’inden az olamaz” hükmüne göre yaklaşık 49 milyar TL olarak verilmeli. 4 Üreticiye girdi desteği sağlamalı, çiftçinin kullandığı mazotun KDV ve ÖTV’si kaldırılmalı. Gübre desteği artırılmalı. Tohum ve zirai ilaç temininde üretici ye destek sağlanmalı. 4 Hayvancılık yapan üreticiler için yem fiyatlarında ve tedarikinde destek verilmeli. 4 Üreticilerin bankalara ve tarım kredi kooperatiflerine borçları faizsiz ertelenmeli. Üreticiye borçlarından dolayı başlatılan takip veya haciz işlemleri durdurularak tüm borçlar yeniden sıfır faizle yapılandırılmalı. 4 Tarım ve hayvancılıkta kullanılan elektrik borçları ile tarımsal sulama borçları faizsiz olarak ertelenmeli, icra takipleri durdurulmalı. Limonda çürüme tehlikesi Ağaçlarda hasat edilmeyi bekleyen limonların bulunduğunu ve yaklaşık 200 bin ton limonun çürüme tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu söyleyen Mersin Erdemli Ziraat Odası Başkanı Rasim Şahin, ihracat kapılarının bir an önce açılmasını talep etti. Oda meclis üyeleriyle birlikte hasadı bekleyen bahçelerde incelemelerde bulunan Şahin, gerek iç piyasaya gerekse ihracata yetecek kadar limonun mevcut olduğuna değinerek “Çiftçilerin işledikleri, dinlenmeye aldıkları limonlar bir iki ay içinde ihraç edilmezse ellerinde çürüyecek” dedi. Odanın Meclis Başkanı Aşkın Şahin ise şöyle konuştu: “Yurtdışı ile anlaşmalı firmalar bu işten büyük zarar edecekler. Firmaların etkilenmesinin yansıması çiftçilere olacak.” l İHA TURIZMCININ GELIRI YÜZDE 80 DÜŞECEK Koronavirüsten dolayı turizm sektörünün büyük oranda gelir kaybı yaşaması bekleniyor. Sektör temsilcileri, ülkelerin virüse karşı aldığı önlemler kapsamında sınır kapılarını iki yönlü kapatmasıyla yabancı turist tarafında bu sene gelir beklemiyor. Kısıtlı sayıda yerli turist öngören turizmciler, bu yılı geçen yıla göre yüzde 80’lik gelir kaybıyla kapatmayı öngörüyor. Öte yandan, koronavirüs salgını dolayısıyla lüks tatilin bedelinin yüzde 50 oranında düştüğü belirlendi. Bugünlerde rezervasyon yapıldığı takdirde Türkiye’nin ünlü tatil beldelerinde ağustos döneminde iki kişilik tam pansiyon lüks bir tatilin maliyetinin 5 bin lira civarında olduğu görüldü. Çeşme’de bugünlerde rezervasyon yapıldığı takdirde ağustos döneminde iki kişi için 5 yıldızlı otelde tam pansiyon 4 gece 5 günlük lüks bir tatilin bedeli 8 bin lira. l İHA Dış kaynağı ‘Ancak şu verirse alırız’ deme lüksü yok Türkiye’nin geldiği noktada, bir yandan salgına karşı daha sert önlem gereği, öte yandan ise dar gelirliye yardımı artırıp yüklü dış kaynak bulma ihtiyacı gün geçtikçe artıyor. Bu gerekliliklere bağlı olarak, kapsamlı ve bütünlüklü bir plan hazırlama aciliyeti de büyüyor. Salgının ekonomik etkilerini azaltmak için alınan tedbirlerin yetersizliği, salgının uzun süreceği beklentisiyle iyice açığa çıkıyor. Bu nedenle iktisatçılar araştırma notlarını sürekli yenilemeye başladılar. Bir yandan da salgının etkileriyle ekonomik mücadelede yine bütünlüğü olmayan, günü kurtarmaya dönük swap kısıtlaması gibi kararlar alınmaya devam ediliyor. Yabancıların Türkiye’den kaçışını engellemek, dolayısıyla kur artışını frenlemek için alınan, bu tür piyasanın ruhuna aykırı tedbirlerin eninde sonunda daha fazla zarar verdiğini hep gördük. Buna rağmen hükümetin günlük kaygılarla sistemi bozmaya dönük bu tür kararları devam ediyor. Geçen hafta sonunda Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın bir TV programında soruları yanıtlarken “Türkiye’nin IMF ile yeni bir anlaşma, yeni bir kredi almak gibi bir durumu gündeminde yok. IMF diye bir gündemimiz yok” deyince, piyasacılar pazartesi günü piyasaların çok kötü açılacağından endişe etmeye başladılar. Çünkü geçen hafta IMF Başkanı, “Türkiye ile de yapıcı görüşmelere devam ediyoruz” deyince piyasalar moral bulmuş, kurlar aşağı gelmişti. Çünkü artık bu sorunun acilleştiğini herkes biliyor. Bu da yetmedi, pazar günü öğleden sonra BDDK’nin bankaların swap limitlerini özkaynakların yüzde 1’ine kadar kısıtladığı haberi çıktı. Dolayısıyla piyasaların kötü açılacağı beklentileri giderek kuvvetlendi. Peki, dün piyasa beklendiği kadar kötü açıldı mı derseniz; beklentilerden daha az bir kötüleşme yaşandı. Bunda doların uluslararası piyasalarda güç kaybetmesinin etkisi vardı ama yine de paniklendiği kadar kur artışı yaşanmadı. Bundan sonra yaşar mıyız derseniz, işte orası belli değil. Belli ki IMF ile zaten konuşuluyor Türkiye’ye uluslararası bakışı görmek açısından geçen haftaki Moody’s raporundan birkaç cümle aktaralım. Türkiye’de salgınla birlikte mali ve parasal politika duruşunun daha fazla gevşetildiği, tedbirlerin görece küçük olduğu ve ekonomi politikasındaki belirsizliğin sürdüğünü ifade eden Moody’s, Merkez Bankası’nın döviz rezervlerinin önemli ölçüde küçüldüğüne, dış finansman ihtiyacının yüksek ve maliyetli olduğuna dikkat çekti. Petrol fiyatlarındaki düşüşe rağmen ödemeler dengesi krizi riskinin hâlâ somut olduğu ve sermaye çıkışlarından dolayı arttığını belirten Moody’s, hükümetin ekonomik politikaları açısından endişenin sürdüğünü söyledi. Tüm iktisatçılar ve piyasa analistleri Türkiye’nin riskinin büyüdüğünü, yüklü bir dış kaynak ihtiyacı bulunduğuna artık daha fazla dikkat çekiyorlar. Çünkü dış ticaret rakamları da, turizm beklentileri de Türkiye’nin yüklü dış borç ödemesinin yanı sıra cari açığın büyüdüğünü gösteriyor. Yani bu dövizi bir yerden bulmak gerekiyor, aksi takdirde bu çarkı çevirmek mümkün olmayacak. İşte bu nedenle Fed’den swap hattı alamayan Türkiye, özellikle G20 kapsamında dış kaynak arayışını hızlandırdı. Yakında IMF üzerinden, bağlayıcı anlaşma olmayan, geçici döviz hatları açılması üzerinde durulacağı anlaşılıyor. Dünya ekonomisi ve finans sisteminin Türkiye gibi bir ülkenin ödemeler krizine girmesine tahammül edemeyeceğinden yola çıkılarak, bu konudaki çabaların sonuç vereceği umudunun hâlâ korunduğunu söylememiz gerekiyor. Ancak başta İbrahim Kalın ya da geçen hafta uluslararası ajanslara “IMF ile ilişki yok” diye demeç veren AKP’li yöneticiler olmak üzere, kimsenin “ondan dış kaynak alırız ama bundan almayız” deme lüksü olmadığını görmek gerekiyor. Türkiye, kimden olursa olsun, bulduğu dış kaynağı mutlaka almak zorunda. Bu imkânı IMF verecekse, başka kaynak yoksa, oradan da bu kaynak alınmak zorunda. Kaldı ki duyduğumuz kadarıyla IMF kanalıyla kaynak kullandırmayı planlayan G20’ye resmi kurumlarımız kanalıyla müracaatlar çoktan gitmiş, bu konuda G20 ile de, IMF ve Dünya Bankası ile de görüşmelerimiz sürüyormuş. Özetle, aldığınız kurumun önemi yok; adı ne olursa olsun bu kaynağı verecek olan belli ve biz bu kaynağı bu zor süreçte kullanmak zorundayız. Piyasada su akacaksa yolunu bulur; swap’la yabancı sermaye kaçışını yavaşlatır ama önleyemezsiniz. Önemli olan kaynağı bulmak, kaynak bulununca zaten bu kaçış da olmaz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle