15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 1 NİSAN 2020 ÇARŞAMBA EDİTÖR: ELİF TOKBAY TASARIM: ECE KURTULUŞ DURSUN HABER Sıçraması an meselesi ABD’DE VAKA SAYISI ÇİN’İ GEÇTİ, NEW YORK ACİL YARDIM İSTEDİ Dayanışma kampanyaları İktidar, desteğini aldığı yurttaşlarımızın “icraat” talebini yok saymadan, kendi dayanışma modelini, İbni Haldun’un ifadesiyle söylersek, asabiyye modelini daha çok sermaye kesimi ile çıkar birliği halinde geliştirdi yıllar içinde. Şimdi bu “asabiyye”, iktidarın sınıfsal tercihlerini iyice açık eden virüsle mücadele politikası nedeniyle daha da aşınıyor. “Aynı bağın gülüyüz biz” hikâyesinin inandırıcılığı, virüse rağmen geçinmek için çalışmak zorunda bırakılan milyonların gözünde sarsılıyor. Tam da böyle bir ortamda Erdoğan’ın pazartesi akşamı yaptığı çağrıyla bir bağış kampanyası devreye sokuldu. “Milli Dayanışma” kampanyasının amacı, virüs krizinden olumsuz etkilenen kesimlere devletin yardım yapabilmesi için, vatandaşların gönüllü olarak bağışta bulunmasının sağlanması. Görünen amaç bu. Dayanışma elbette iyidir. Tuhaflık burada değil. Anladık ki kaynaklarımızı tüketmişler. Ama bu olağanüstü dönemde devletin kaynak yaratmak için başka etkili araçları var. Vergi bunlar arasında en önemli kalem. Kimden alınır? Emeğiyle geçinen yurttaşlar olarak gelirimizden de, tükettiklerimizden de vergimizi ödüyoruz. Öyleyse daha fazla vergiyi biz kaldıramayız, kaldı ki bu süreçte işini, aşını kaybetmiş insanların ödeyecek parası yok. Zaten zamların, pahalılığın altında eziliyoruz uzun süredir. Öyleyse yapılacak olan belliydi: Geçiş garantili, parasını cebimizden ödediğimiz ihaleleri askıya almak; kamuda Saray’ın sembol haline getirdiği türden lüksü, israfı, şatafatı önlemek; ihtişam ve gösteriş ile kendisini tanımlayan itibar ölçüsünü halkına daha iyi sağlık, iş, gıda ve ücret sağlayabilecek bir sosyal devlet düzeniyle değiştirmek. Yeni vergi konulacaksa da bunu krizden en az etkilenen kesime, dolar milyonerlerine yüklemek zorunluydu ve vergiden kaçınmak için yurtdışına servet taşıyanları denetlemek gerekirdi asıl. Ancak yapılmadı. Çünkü yeni rejimin zorlayıcı iktidarı zenginlere değil, sıradan vatandaşa işliyor. Vergi demek, devletin ekonomik zor gücünü kullanması demek. Bağış kampanyası; servet sahiplerini vergilendirememenin itirafı oldu. Halka gelince zorla, sermayeye gelince “gönüllülük”le. Bu yöntemin bir ideolojik işlevi daha var: İktidar sınıf farklarının apaçık görünür olmasına karşı yeniden “sınıflar arası dayanışma”, “hepimiz aynı gemideyiz” mesajı vermeye çalışıyor. Bu nedenle ilan edilen kampanya, daha da görünür hale gelen sosyal eşitsizlikleri ve adaletsiz uygulamaları tekrar görünmez kılmaya dönük bir anlam da taşıyor. Demek ki sermaye kesiminin bunu deyim yerindeyse bir “şov”a dönüştürmesi, görünür kılması özellikle isteniyor. Öyleyse bu “pansuman tedavi”, sadece iktidarın projesi değil. 90’lı yıllardan farkı Bir diğer önemli nokta ise iktidar muhalefet ve devlet sivil toplum ilişkileri açısından karşı karşıya olduğumuz yenilik. Dayanışma örgütlenmeleri açısından bakıldığında, özellikle 90’lı yıllarda hem İslamcı belediyelerin hem de tarikat destekli sivil toplum yapılarının yardımlaşma seferberliğinin çok daha öncü, atak olduğunu biliyoruz. Merkezi iktidarın boş bıraktığı işleri, hizmetleri hızla seferber olarak, kaynak yaratarak giderebilen İslamcı sosyal ve siyasal hareketlerin, belediyelerin, AKP’nin iktidara gelmesinde rolü büyüktü. Şimdi iki eksende de değişim yaşanıyor. Birincisi, bu kez özellikle büyükşehirlerde muhalefet belediyeleri çok daha hızlı dayanışma hareketleri için seferber olmuş durumda. Dolayısıyla, iktidarın “Milli Dayanışma” kampanyasıyla, bu yerel/muhalif dayanışma pratiklerinin önüne geçmeyi ve kampanyaları kendi denetimi altında tekelleştirmeyi hedeflediği de açık. İkincisi, 90’ların hızla seferber olan tarikat temelli sosyal örgütlenmelerinin manevra kabiliyetlerini yitirdiği, bu sürecin dayanışma seferberliğinin öncülüğünü üstlenmekte epey zorlandıkları görülüyor. Bunun birçok nedeni olabilir. Ama en temel nedeni, sınıf atlamaları ve artık doğrudan merkezi iktidarın denetiminde olmaları. Merkezi iktidar, anlık olaylar karşısında hızlı siyasal hamle yapabilecek manevra kabiliyetini yitirdi. Muhalefet belediyelerinin yaptıklarını arkadan izlediler bu süreçte. Dolayısıyla merkezi iktidarın manevra hızı azaldıkça, ona bağımlı büyüyüp serpilen ve içinden çıktığı toplum kesimlerine sınıfsal olarak yabancılaşan bu yapılar da tutuklaştı, hızlı hamle geliştirmekte zorlandı. Bu da iyidir: Yurttaş merkezli, hürriyetçi ve halkçı yeni dayanışma pratiklerine kapı daha fazla açılıyor. Yapılabilirse elbette. Son not: Asabiyye, maddi olduğu kadar manevi bağdır. İktidar, VIP cuma namazı ile büyük bir hata yaptı; bu noktada, iktidarın kültürel kutuplaştırma tuzağına düşmeksizin, zor durumdaki milyonlarla gerçek anlamda bir dayanışma etiği geliştirebilmek gerek. Dostça, kardeşçe, komşu gibi dayanışma etiği; maddi dayanışmayı kapsayan bir seferberlik için zorunlu. ‘Medyada koronavirüs demek yasaklandı’ Sınır Tanımayan Gazeteciler (RSF) Doğu Avrupa ve Orta Asya Dairesi Başkanı Jeanne Cavelier, resmi rakamlara göre koronavirüs vakasına rastlanmayan Türkmenistan’da yönetimin, devlet basınyayın organlarına ‘koronavirüs’ terimini kullanma yasağı getirdiğini söyledi. Cavelier, böylelikle ülkedeki salgın konusundaki gerçeklerin saklanmaya çalışıldığını savundu. Ülkede dağıtılan yeni sağlık broşürlerinde “koronavirüs” ifadelerinin “akut solunum yolu enfeksiyonu” ibaresiyle değiştirildiği ifade ediliyor. l DHA İSPANYA’DA EN AĞIR GECE İSPANYA’da koronavirüs vaka sayısı son 24 saatte 85 bin 195’ten 94 bin 417’ye yükseldi. Ülkede dün gece koronavirüs nedeniyle 849 ölüm meydana geldi. Sağlık Bakanlığı’nın verdiği bu veri ülkede salgının başladığı günden bu yana en yüksek ölüm sayısı oldu. Çin’de 48 yeni vaka Çin anakarasında yeni tip koronavirüs vakalarında dört gün süren düşüşün ardından, tamamının yurtdışından geldiği belirtilen 48 yeni vaka tespit edildi. 12 YAŞINDAKI ÇOCUK ÖLDÜ BELÇIKA’da 12 yaşında kız çocuğu, yeni tip koronavirüs nedeniyle öldü. Belçika Ulusal Halk Sağlığı Enstitüsü’nden (Sciensano) Virolog Prof. Dr. Steven Van Guch “3 gün süren ateşlenmenin ardından aniden fenalaştı. Bu olay, bize tüm yaş gruplarının komplikasyon geliştirebileceğini gösteriyor” dedi. Fransa’da 16, Portekiz’de 14 yaşındaki iki hasta ölmüştü. 838 061 41 261 Virüs bulaşan hasta sayısı Dünya genelinde can kaybı HONG KONG’DA RAHİPLER DE KORONAVİRÜS ÖNLEMLERİNİ ALDI. Dünyayı vuran koronavirüs salgınında dün hem vaka hem de ölü sayısında büyük artış yaşandı. Pandemi, 24 saat içinde 7 bin 288 can daha aldı ve toplam ölü sayısı 41 bin 261’e yükseldi. ABD’de koronavirüs tespit edilen vaka sayısı Çin’i ve İtalya’yı geçti. 177 bin 452 vakanın bulunduğu ABD’de, hayatını kaybedenlerin sayısı 3 bin 431 olarak açıklandı. ABD dünya genelinde en çok vakanın bulunduğu ülke konumuna geldi. New York şehrinde var olan sağlık çalışanlarına ek olarak tüm eyalette 1 milyon gönüllüye ihtiyaç olduğu belirtildi. New York Eyalet Valisi Andrew Cuomo hayatını kaybedenlerin sayısının 1218’e ulaştığını belirtti. New York Polis Departmanı’nda enfekte olan polis sayısının 930’a yükseldiği açıklanırken departmanın yüzde 14’ünün enfekte olduğu ifade edildi. Artan koronavirüs ölümleri nedeniyle şehirde yaşanan krizin kısa süre içerisinde tüm eyalete ve diğer büyük şehirlere sıçramasının an meselesi olduğu belirtiliyor. New York Valisi Andrew Cuomo son 24 saat içerisinde 250 kişinin hayatını kaybetmiş olduğunu duyurdu ve yayımladığı mesajda “Hemen şimdi gelin ve New York’a yardım edin” dedi. bin bbiinn bin bin bin bin bin 12 428 8 269 3 431 3 523 2 898 1789 İtalya’daki can kaybı İspanya’daki can kaybı ABD’deki can kaybı Fransa’daki can kaybı İran’daki can kaybı İngiltere’deki can kaybı Yapışık ikizlerin doktoru öldü Başlarından yapışık Filipinli ikizleri ayırdığı ameliyatla dünya çapında tanınan Amerikalı doktor James T. Goodrich koronavirüs nedeniyle öldü. 73 yaşındaki doktorun, New York’ta çalıştığı hastanede öldüğü açıklandı. Goodrich, zorlu nörolojik durumda olan çocuklara yardım konusunda bir öncü olarak görülüyordu. ‘Ağaç’ yakalandı! Koronavirüs salgını nedeni ile sokağa çıkma yasağı ilan eden Sırbistan’da bir vatandaş kendisine ağaç süsü vererek yasağı delmeye çalıştı. Polisin gözaltına aldığı kişinin, 3 gündür bu şekilde sokağa çıktığı anlaşıldı. Test kiti tanıttı Günlük basın toplantısında konuşan ABD Başkanı Donald Trump tıbbi cihaz ve sağlık şirketi olan Abbott Laboratories tarafından koronavirüs için geliştirilen test kitlerini tanıttı. Yeni test kitlerinin 515 dakika arasında kesin sonuç verebileceği ifade edildi. Test yetmeyince BT çekimleri 23 kat arttı, tedirginiz, koruyucu malzeme az Tomografiye hücum DOKUZ EYLÜL Uyaran akademisyene soruşturma “Türkiye’de ölüm ve vaka sayısı İtalya’dan fazla” diyerek açıklama yapan Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Pandemi Servis Sorumlusu Doç. Dr. Yusuf Savran’ın açıklama sonrası özür dilemesinin ardından şimdi de aynı üniversitede görevli Prof. Dr. Barbaros Çetin’e soruşturma açıldı. Çetin’in “Koronavirüs tedavisinden sonra iyileşerek taburcu olan kişiler 1 ila 8 gün arası virüsü yaymaya devam ediyor. İnsanların başı büyük belada, önümüzü göremiyoruz. Biz bunu nerede durduracağız bilemiyoruz” açıklaması üniversitede rahatsızlık yarattı. Rektörlük “Çetin’in insanların bağışıklık kazanamayacağına, aşının bulunamayacağına ve dinsel öğretinin çöktüğüne ilişkin akıl almaz sözleri son derece yanlıştır” dedi. l İZMİR / Cumhuriyet IĞNELI FIRÇA ZAFER TEMOÇIN TTB’nin anketini yanıtlayan sağlık çalışanları virüse özel triaj mekânı istiyor Korona bölgesi yok 1630 sağlıkçı katıldı Yüzde 50 Çalıştığım kurumda triaj sistemi yok Yüzde 44 Organizasyon bilgisi yok Yüzde 50 Koronavirüsle ilgili rehber yok Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) başlattığı sağlık çalışanlarının risk değerlendirmesi anketine göre, sağlık çalışanlarının yarısı, çalıştığı kurumda koronavirüs için ayrı bir triaj mekânının (önceliğe göre yer tahsisi) sağlanmadığını belirtti. Ayrıca ankette, sağlık çalışanlarının maske, eldiven, önlük gibi kişisel koruyucu malzeme eksikliklerinin de hâlâ ciddi şekilde sürdüğüne ve çalışanların risk altında olduğuna dikkat çekildi. Sağlık çalışanları, bulundukları bölümde çalışan sayısının artırılmadığını, dönemsel de olsa hasta oldukları halde çalışmak zorunda kaldıklarını, çalıştıkları ortamda havalandırmayla ilgili sorun yaşadıklarını, gebelik, kronik hastalık ya da yaş nedeniyle risk grubunda olduğu halde risksiz yerde çalışma hakkını kullanamadıklarını ve ek olarak tüm bu sorunları üst yönetime rahatlıkla bildiremediklerini kaydetti. TTB, pandemiyle mücadelede “özveriyle çalışan sağlık çalışanlarının çalışma koşullarının iyileştirilmesi” ve “kişisel koruyucu donanımların eksiksiz sağlanması için” Sağlık Bakanlığı’na çağrıda bulundu. l ANKARA / Cumhuriyet “Maske dahi bulamazken bir de fazladan radyasyona maruz kalıyoruz” diyen radyoloji teknisyenleri BT’nin artmasının nedeninin kesin tanıda daha iyi sonuç vermesi olduğunu söylüyor. Koronavirüs salgını sırasında testlerin yeterli olup olmadığı halen tartışılırken şüpheli hemen her vakanın bilgi sayarlı tomografiye (BT) gönde rilmesi çekim sayılarının da art masına neden oldu. Tüm Rad yoloji Teknisyenleri ve Tek nikerleri Derneği (Tüm Rad Der) Başkanı Heybet Aslanoğlu, “Testler yetersiz olunca ke SIBEL BAHÇETEPE sin tanı için vakalar BT’ye yol lanıyor, BT çekimleri hastanelerde 23 katı na çıktı. Normalde günde bir hastanede 100 150 çekim yaparken simdi 300400’lere va ran BT çekimi yapıyoruz, maske dahi bula mazken bir de radyasyona maruz kalmamız arttı” dedi. Radyoloji teknisyenleri ise Sağlık Bakanlığı’na çağrı yaparak bir an önce kad roya alınmak istediklerini, güvencelerinin olmadığını söylediler. Aslanoğlu, “Yeterli test yok. Bazen de ko ronavirüs şüphesiyle gelen hastaya test ya pıyorsun, negatif çıkabiliyor. Yanıltabiliyor. O zaman tomografi çekiliyor” dedi. Aslanoğ lu, şöyle devam etti: “Bizim malzeme eksik liğimiz de var, halen imza karşılığı malze meler alıyoruz. Bakanlık sağlık çalışanları nın döner sermayesini 3 aylık iyileştireceği ni söyledi. Buralarda çalışanlar taşeron oldu ğundan bundan da faydalanamıyorlar. Her kes BT’ye yüklenmiş durumda. Bu birimler de hem radyasyon hem virüs riski var. ” ‘Kapasiteleri aşıyoruz’ Radyoloji teknisyeni Abdullah Gültaş, “İş yükümüz arttı. Kapasiteleri aşmaya başladık. Hastalar artınca radyasyon alma riskimiz artıyor. Yok sayılmak istenmiyoruz” derken 5 yıldır radyoloji teknisyeni olarak çalışan M.G.C “Kadro bekliyoruz. İş yükümüz arttı, bundan şikâyetçi değiliz onu da geçtik. Şu an dünyada yayılan virüs var ve bundan kendimizi koruyamıyoruz” diye konuştu. Radyoloji teknisyeni Nuri Demirci ise şunları söyledi: “10 yıldır çalışıyorum. Biz ek ödeme alamıyoruz, kadro istiyoruz. 24 saat çalışıyoruz, ona rağmen aynı muameleyi görmüyoruz. Kadro istiyoruz. Hiçbir sosyal hakkımız yok. Güler misiniz ağlar mısınız halimize...”
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle