23 Aralık 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ DOLAR ekonomi@cumhuriyet.com.tr TASARIM: SERPİL ÜNAY avro sterlin FAİZ BORSA 11 5 MART 2020 PERŞEMBE ALTIN CUMHURİYET ALTIN 24 AYAR 6.1000 5 kuruş 6.7700 5.9 kuruş 7.8300 5.7 kuruş 10.97 0.62 puan 110.785 421 puan 2164.34 34.44 lira 321.93 4.75 lira ‘Sarayın Ekonomisi Toplumu Bunalıma ve İntihara Sürüklüyor’ başlıklı rapor açıklandı Sosyal felaket büyüyor CHP’nin çalışmasına göre, 20022018 arasında geçim sıkıntısı ve ticari başarısızlık nedeniyle intihar edenlerin sayısı 5 bin 485 kişi oldu. Her 20 kişiden biri de depresyonda. CHP’nin, AKP’li iktidar yılları ve son ekonomik krizin etkileriyle ilgili çalışmasın da Türkiye’nin sosyal bir felake te sürüklendiği vurgulandı. CHP Genel Başkan Yardımcı sı Fethi Açıkel’in başkanlığın daki Bilim Platformu tarafından hazırlanan “Sarayın Ekonomisi Toplumu Bunalıma ve İntiha ra Sürüklüyor” baş mahmut lıcalı lıklı politika notunda, ekonomik krizde sahipsiz ve çaresiz kalan yurttaşların hayatına son vermek zorunda kaldığına işa ret edildi. Politika notunda özet le şunlar yer aldı: 4 20022018 yılları arasında ge çim sıkıntısı ve ticari başarısızlık nedeniyle 5 bin 485 kişi intihar et ti. Son 10 yılda TBMM’nin önünde intihar edenlerin sayısı 30’u aştı. 2018’de toplam 3 bin 161 intihar vakası yaşanırken geçim zorluğu nedeniyle intihar edenlerin sayı sı 246 oldu. 4 Dünya Mutluluk Raporu’na göre Türkiye, 2019 yılında mut luluk sıralamasında 156 ülke içerisinde 79. oldu. TÜİK Yaşam Memnuniyet Araştırması’na göre de Türkiye’de 2011 yılında mutlu insanların oranı yüzde 62 olurken, 2019 yılında bu oran yüzde 52’ye geriledi. Antidepresan alıyoruz 4 Dünya Sağlık Örgütü’nün raporuna göre, Türkiye nüfusunun yüzde 4.5’i depresyonda. Başka bir deyişle Türkiye’de ortalama her 20 kişiden biri ruhsal olarak depresyon içerisinde. Resmi verilere göre, son üç yılda psikiyatri kliniklerine başvuranların sayısı 8 milyon olurken, antidepresan kullanımı da son 5 yılda yaklaşık yüzde 27 oranında arttı. 4 2018 ve 2019’da gerçekleşen konkordato sayısı 2 bine yaklaşırken, aynı dönemde toplam 27 bin şirket kapandı. 2016’dan 2020’ye kadar ise 53 bin şirket iflas etti. Son üç yılda takibe düşen ticari kredi tutarı 3 kat artarak 128 milyar TL’ye ulaştı. Son 10 yılda takipteki KOBİ kredisi tutarı ise on katına çıkarak 62 milyar TL oldu. l ANKARA Tükenmişlik duygusu ile baş başa CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel, Saray rejiminin keyfi, müsrif ve plansız ekonomi politikalarının Türkiye’yi derin bir toplumsal buhrana sürüklediğini belirtti. Açıkel, bu kapsamda şu değerlendirmeyi yaptı: “Ekonomik kriz, vatandaşlarımızı en yaşamsal gereksinimlerini karşıla yamayacak hale mında ısrar et getirmiş ve on mektedir. İk ları tükenmişlik tidarın, bu de duygusuyla baş rin buhranın başa bırakmıştır. görülmesini is Saray rejiminin tememesi ve kibirli ve umur medya organla samaz anlayışı, rındaki karart yurttaşlarımızın sorunlarını gör Fethi Açıkel madan medet umması ülke mezden gelmek mizi büyük bir te, bu sorunlara neden sosyal felakete sürükle olan çarpık düzenin deva mektedir.” Merkez’den gıda uyarısı ‘Cep’lerden ’fikir’ vergisi alınacak Fikir ve sanat eserlerinin çoğaltılmasına yarayan her türlü boş CD, DVD ve USB bellek gibi taşıyıcı cihazlardan alınan kesinti oranları listesine cep telefonları da eklendi. Cumhurbaşkanı’nın “Fikir ve Sanat Eserlerinin Çoğaltılmasına Yarayan Teknik Cihazlar ile Boş Taşıyıcı Materyallerin İmalat veya İthalatında Yapılacak Kesinti Oranlarının Belirlenmesine İlişkin Karar”ı, dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece cep telefonlarına da yüzde 1’lik Kültür ve Turizm Bakanlığı kesintisi geldi. Düzenleme bu karardan 15 gün sonra başlayacak. Cep telefonlarının üzerinde yüzde 2550 arası oranlarda özel tüketim vergisi, yüzde 18 KDV ve yüzde 10 TRT bandrol kesintisi de bulunuyor. l Ekonomi Servisi Piyasanın gözü Moskova’da Dolar/TL, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) önceki gün olağanüstü 50 baz puan faiz indiriminin ardından ilk tepki olarak 6.0345’e kadar gerilese de, indirime rağmen salgının ekonomik etkisine ilişkin endişelerle dün yeniden hareketlendi. Dolar/TL dün gün içinde 6.066.15 arasında dalgalı hareket etti. Türkiye’deki mali piyasalar bu kapsamda özellikle bugün Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin arasındaki görüşmenin Suriye merkezli bölgesel jeopolitik gerilimi nasıl etkileyeceğine odaklanmış durumda. Borsa İstanbul 100 Endeksi ise en düşük 112 bin 883 puanı görse de günü yüzde 0.38 düşüşle kapattı. l Ekonomi Servisi Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, 21 Mayıs 2014’te kayıp kaçak bedelinin tüketiciden alınmayacağına karar vermiş, ancak 2016’da yasa değişmişti. ‘Kayıp kaçak’ kesinleşti Yurttaşların tepkisini çeken “elektrikteki kayıp kaçak bedellerinin faturaya yansıtılmasına” ilişkin, Yargıtay 3. Hukuk Dairesi son kararı verdi. Dün Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre 3. Hukuk Dairesi, “elektrikteki kayıp kaçak bedellerinin yurttaşların faturalarına yansıtılmasına ilişkin uygulamanın 2016’da yürürlüğe giren yasa değişikliğiyle hukuka uygun hale geldiğini, bu nedenle kayıp kaçak bedellerine ilişkin tahsilatın tüketiciye iadesine karar verilemeyeceğine” hükmetti. Karara konu olay, Marmaris’te bir yurttaşın 2014 faturalarındaki 298 liralık kayıp kaçak bedelinin iadesi istemiyle 2016’da Tüketici Hakem Heyeti’ne başvurmasıyla başlamış, bu heyetin iade kararına dağıtıcı şirketin itiraz etmesiyle devam etmişti. Sürece, Adalet Bakanlığı da kanun yararına bozma talebiyle dahil olmuştu. l ANKARA Maske firmalarına 943 bin TL ceza Ticaret Bakanlığı tarafından maske fiyatlarında usulsüz artış yaptıkları gerekçesiyle 9 firmaya toplam 943 bin lira para cezası kesildi. Basit ameliyat maskesi dahi kutusu 50 TL iken 300 liraya çıkmıştı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, “3 Mart itibarıyla Reklam Kurulumuz toplandı. 13 firmadan 9’u haksız fiyat artışı nedeniyle idari para cezasına çarptırıldı. Firma başına 104 bin 781 lira olmak üzere toplam 943 bin lira para cezası uyguladık. Bu incelemelerimiz bundan sonra da devam edecek. Eğer aynı firma bu uygulamasına bir kez daha devam ederse cezaları 10 katına kadar çıkarma yetkimiz var” dedi. Pekcan’ın aktardığına göre, maske satışları ocak ayında yüzde 45, şubatta yüzde 70 arttı. Ancak Türkiye’deki maske üretimi, ihtiyacı karşılayacak durumda. Öte yandan, koruyucu maske, tulum, gözlük ve steril eldiven ihracı ön izne bağlı mallar listesine eklendi. l Ekonomi Servisi 1933’te kurulan ve Atatürk’ün adını verdiği Sümerbank, 1987’de özelleştirme kapsamına alındı. Sümerbank’ta satışa devam Hükümet, sadece istisnai ve olağanüstü durumlarda uygulanması gerekmesine karşın yine çok sayıda “acele kamulaştırma” kararı aldı. Resmi Gazete’de dün yayımlanan Cumhurbaşkanı kararlarına göre, Saroz RES’in yapılması amacıyla Çanakkale’deki 7 noktada Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından “acele kamulaş tırma” yapıldı. Ayrıca hükümet, kaynak bulabilmek için elindeki varlıkları satmayı sürdürüyor. Özelleştirme İdaresi tarafından onaylanan ve Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, Sümer Holding AŞ (Sümerbank) adına kayıtlı Aydın Didim’deki çok sayıda taşınmaz 13.3 milyon liraya satıldı. l MUSTAFA ÇAKIR Merkez Bankası, şubat ayı enflasyonundaki yıllık artışın büyük ölçüde hem işlenmemiş hem işlenmiş gıdadan kaynaklandığını açıkladı. Merkez Bankası, şubat ayında aylık yüzde 0.35 artan, yıllıkta yüzde 12.37’ye yükselen tüketici enflasyonunu değerlendirerek özellikle gıda fiyatlarına dikkat çekti. Değerlendirmesinde, “Bu gelişme büyük ölçüde gıda fiyatlarından kaynaklanmış, hem işlenmemiş hem de işlenmiş gıda gruplarında yıllık enflasyon yukarı yönlü bir seyir izlemiştir” diyen Merkez Bankası, yıllık tüketici enflasyonuna gıda grubunun katkısının bir önceki aya göre 0.39 puan arttığını duyurdu. Aylık enflasyon, işlenmemiş gıdada yüzde 3.85, işlenmiş gıdada yüzde 0.89 artı. Banka, ayrıca enerji fiyatlarının, petrol fiyatlarındaki düşüşle birlikte akaryakıt öncülüğünde gerilediğini, buna karşın hizmet enflasyonunun “bir miktar” yükseldiğini be lirtti. Yapılan açıklamada, temel mal grubundan genele yayılan fiyat düşüşleriyle ılımlı bir seyir kaydedildiği de yer aldı. l Ekonomi Servisi Hizmet fiyatları yüzde 2.9 arttı TÜİK’in ilk kez yayımladığı “Hizmet Üretici Fiyat Endeksi, Ocak 2020” raporuna göre, hizmet enflasyonu “HÜFE” 2020 Ocak ayında bir önceki aya kıyasla yüzde 2.9 arttı. Yıllık enflasyon yüzde 12.29 ve 12 aylık ortalama enflasyon yüzde 15.26 oldu. Bu kapsamda bir önceki aya göre, ulaştırma ve depolama hizmetlerinde yüzde 2.72, konaklama ve yiyecekte yüzde 2.7, bilgi ve iletişimde yüzde 0.76, gayrimenkulde yüzde 3.09, mesleki, bilimsel ve teknikte yüzde 3.9 ve idari ve destekte yüzde 4.52 artış gerçekleşti. Biraya zam göründü Anadolu Efes Türkiye Genel Müdürü Tuğrul Ağırbaş, 2019’da Türkiye bira pazarında, ekonomik konjonktür ve tüketicinin fiyat baskısı sebebiyle hacimsel olarak yüzde 5 civarı daralma yaşandığını söyledi. “2020’ye çok iyi başlamasak da daha fazla umutlu olmak istiyoruz” diyen Ağırbaş, “En önemli sorun fiyat baskısı. ÖTV artışı ocak ve temmuz olmak üzere yılda iki kez oluyor ve ÜFE’ye bağlı olarak açıklanıyor. Son 6 ayda ÜFE sıfıra yakın olduğu için otomatik zam yapılmadı. Fiyat değiştirmedik. Bahar aylarında olabilir” diye konuştu. Koronavirüsün etkisiyle ih racat yaptıkları 70’ten fazla ülkede olumsuzluklar yaşandığını kaydeden Ağırbaş, şöyle devam etti: “Türkiye’nin yıllık 69 milyon litre bira ihracatının yarısından fazlasını biz gerçekleştiriyoruz. Koronavirüs, tüm tedarikçilerimizle konuştuğumuz bir konu. Çin’den satın aldığımız bir hammaddemiz yok. O açıdan kendimizi şanslı görüyoruz. Ancak Çin’e yaptığımız sınırlı ihracatımız etkilenebilir. Hedef rakamlarımızı güncellemeyi düşünebiliriz. Muhtemelen ilk çeyrek sonunda açıklamak durumunda kalabiliriz.” l Ekonomi Servisi 13 yılda 300 kadına istihdam Tuğrul Ağırbaş Anadolu Efes, ikinci 50 yılına tarım, turizm, kültürsanat ve spor alanındaki sosyal sorumluluk projelerini artırarak girdi. Ağırbaş, 8 bin çiftçi ailesinin hayatına dokunduklarını anlattı. Şirket, ayrıca 13 yıldır yürüttüğü “Gelecek Turizmde” projesi ile de 300 kadına istihdam sağladı. İTÜ Çekirdek’in üç yıldır ana paydaşlarından biri olan Anadolu Efes, 33 yıldır da İKSV’nin festivallerine destek oluyor. Covid19: Uygarlığın kendisiyle imtihanı Koronavirüs (Covid19), salgını hızlanarak bir küresel pandemiye dönüşüyor. Bu olayı, ortaya çıktığı dönemin özelliklerini göz önüne aldığımızda “uygarlığın kendisiyle imtihanı” olarak düşünebiliriz. Dönemin özellikleri Covid19, uygarlığın “özel” bir döneminde ortaya çıktı. Bu “özel” dönemin adını koyamadığım için, onun ayırt edici özelliklerini kısaca betimlemeye çalışacağım. İlk sırada, 1990’ların ortasından bu yana gelişmesi hızlanan internetin, bilişim ağlarına bağlı sistemler üzerinden toplumun, sosyoekonomik dokusunun ayrılmaz parçası haline gelmesidir. Bunu tedarik zincirlerine, sosyal medya kullanımındaki patlamaya, büyük veri ve algoritmaların hızla gelişen, yaygınlaşan bir yeni sermaye “birikim tarzı” yaratmaya başlamasına, kitle izleme, denetleme, disiplin, siber savaş araçlarına dönüşmesine bakarak görebiliriz. Hızlı teknolojik gelişmelerin üretkenlikte beklenen artışı getirmemesi (üretkenlik paradoksu), kronik düşük büyüme ve borç yüküne karşı dünya borsalarındaki hızlı yükseliş de bu dönemin bir özelliğidir. Bu teknolojik ve ekonomik zemin üzerinde jeopolitik krizlerin, bunların ürettiği göçmen ve sığınmacı dalgalarının yoğunlaştığını görüyoruz. Düşük büyümenin, borç yükünün özellikle, muhafazakâr ideolojilerin “kuluçka makinesi”, orta ve küçük işletmeleri, yok olma korkusunun yaygınlaştığı geleneksel sanayi dallarında çalışanları vurması, göçmen gelişinin kültürel ekonomik basıncıyla birleşiyor, “Yeni Faşizmin” tırmanışını hızlandırıyor. Bu resme, ormanların tarıma, madenciliğe, imara giderek daha çok açılmasını, küresel ısınmanın iklim krizine dönüşmesini de (yangınlar ve su baskınları, kasırgalar ve birçok ekosistemin altüst olması) eklemek gerekir. Bu resmi, hızlı kentleşmeyle, göçlerle birleştirdiğimizde karşımıza, dönemin bir özelliği daha çıkıyor: SARS, MERS, kolera, H1N2, Ebola, Zika, domuz gribi ve covid19 gibi ülke sınırlarını aşan, bölgesel ve hatta küresel çapta yayılabilen bulaşıcı hastalıklar. Covid19 sınavı Covid19’un ekonomik etkilerine ilişkin korkular, geçen hafta dünya borsalarında paniğe dönüştü; yüzde 15’e varan düşüşler yaşandı, toplam 6 trilyon dolar silindi. Bu hafta başında merkez bankalarının devreye gireceklerini açıklamalarıyla, borsalarda başlayan toparlanma kısa sürdü. Diğer taraftan, MB’lerin parasal genişleme, faiz indirimi gibi önlemleri, belki borsaları geçici olarak rahatlatır, ama kopan tedarik zincirlerini yeniden kuramaz; Covid19’un turizm, eğlence sektörü ve emek piyasaları üzerindeki etkilerini bastıramaz. Parasal önlemlerin, düşük verimlilik ve kârlılık ortamında, belirsizlik sürdükçe yatırımları teşvik etmesi, orta ve küçük ölçekli işletmelerin Covid19’dan kaynaklanan sıkıntılarını hafifletmesi de olanaklı değil. Kültürler, cinsel tercihler arasındaki çelişkileri, düşmanlıkları körükleyen sosyal medya ortamında, Covid19’un getirdiği belirsizlik, ırkçı, yabancı düşmanı duygulara uygun komplo teorilerini yaygınlaştırıyor. Yönetici seçkinlere, ana akım medyadaki haberlere güven geriledikçe faşizmin tırmanışı hızlanıyor. Devletlerin, salgını kontrol altına alma çabaları da, Çin örneğinde olduğu gibi ister istemez, izleme, disiplin ve cezalandırma teknolojilerini geliştirerek totaliter eğilimleri güçlendiriyor. Bu sırada, göçmenleri koz olarak kullanıp insan yaşamıyla kumar oynayanlar, faşist propagandanın Covid19 ile yabancılar arasında ilişki kurmasını kolaylaştırarak adeta ateşe benzin döküyor. Fransa’da bir yerel gazete “Sarı tehlike mi? (Le péril jaune?)” başlığı atabiliyor, İtalya’da Çinlilere, Yunanistan’da sığınmacılara yönelik saldırılar yaşanıyor. Der Spiegel ve The Economist, Çin’i sorumlu tutan kapaklarla çıkabiliyorlar. Londra’da, Asyalı bir genç, “Ülkemizde virüs istemiyoruz” diye bağıran bir grup tarafından sokak ortasında darp ediliyor. Avrupa’da faşist şiddetin tırmanma hızı artıyor. Böyle bir iklimde, zaten yüzde 2.9 ile resesyon sınırında, seyreden küresel büyüme hızı, OECD’nin öngördüğü gibi, yarı yarıya azalarak yüzde 1.5’e gerilerse dünya bir ekonomik ve finansal girdabın içine düşer, insanlık çok büyük toplumsal çalkantılarla yüz yüze kalabilir. Virüs bankaları vuracak Fitch Ratings, koronavirüsün yayılmasının küresel bankaların sermaye piyasası gelirlerini vurabileceğini bildirdi. Yapılan açıklamada, koronavirüsün yayılma alanına, hızına ve etki süresine ilişkin belirsizliklerin piyasa aktivitesini olumsuz yönde etkilediği, oynaklığı dikkat değer şekilde artırdığı, sermaye piyasalarındaki gelirleri de negatif yönde etkilediği belirtildi. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle