19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 27 MART 2020 CUMA EDİTÖR: CAFER KURT TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER Yazarımız, rahatsızlığından dolayı yazılarına bir süre ara vermiştir. BEKİD stratejisi PROF. DR. YAMAN BARLAS (*) Tüm okuduklarım, veriler, pandeminin hızı, çeşitli zaman/gecikme parametreleri, “hastanelik etme” hızı, birçok model, simülasyonlar, hep şu temel sonuca varıyor: Evet, ciddi bir pandemi var ama bu bizim de AKTÖRÜ olduğumuz bir problem. Göktaşı gelmiyor. “Seyretmek” yerine pandemiyi ve etkilerini ‘yönetmek’ büyük çapta bizlerin elinde. Doğru politika birçok ülkede tam uygulanamıyor. Kanımca bunun nedeni sorunun zamangecikmeli ve üssel niteliğinden doğan ciddiyetini kavramamamız. Peki temel politika seçenekleri nedir: 1 “Yumuşak bastırma politikası” sonuç alıcı ve tutarlı bir strateji değil. Böyle bir strateji hastane yatışları eğrisini epey aşağıya çekse de yüksek sayıda hastalanma ve ölümler kaçınılmaz oluyor. 2 HEMEN ve SIKI Bastırma (Bu yola B diyelim): Acil sektörler ve işler dışında HERKES 23 hafta evde oturacak, acil olanlar dışında bir araya gelme, toplantı hiç yok.) Bu politika, vaka ve hastaneye yatış eğrisini tabii ki çok ciddi indirecek. Ölümler doğal olarak çok düşecek. Ama sırf bu da tam yeterli DEĞİL. 3 HEMEN hastane ve ‘esnek’ yoğun bakım ek kapasite yaratmak/yönetmek (Buna da EK diyelim). Çünkü sert bir bastırma sonrası bile var olan kapasite yetmeyecek. Acil olarak hastane odası, özel yatak, oksijen/cihaz/malzeme ve gerekli ‘personel’ artışı için en hızlı işe koyulmak gerekiyor (Çin bunu başardı). Eğer 2 ve 3. yöntemler (bir arada “BEK” diyelim) birlikte yapılırsa, pandemi ilk sezonunda (Hazirana kadar), herhangi bir hastalıktan daha ağır bir hasar yaratmıyor. Ve çok değerli bir ZAMAN kazanılıyor. 4 Bugün “hemen” konuşulması ütopik olan ama en önemli etkinlik devreye giriyor: Bio/med ilaç, test, ve aşı araştırmaları (Bu kolu İ diye adlandıralım)... Bunlardan sonuç almak için gerekli 510 ay boyunca “dengeli bastırma” (D) stratejileri gerekecek. Bu dengeli, gerektiğince izolasyon vb. politikasının ne dozda, nasıl olacağı virüsün yazın ve sonrası nasıl davranacağına bağlı... Ancak şimdi uygulayacağımız BASTIRMA politikasından çok daha esnek ve yumuşak olacağı kesin. Yukarıda anlatılan 2, 3 ve 4. yaklaşımlar (BEKİD) birlikte ve TAVİZSİZ, sabırla ve akılla uygulanırsa, bu pandemi ciddi bir hasar vermeden yenilebilir. (*) Boğaziçi Üniversitesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Salgını nasıl yönetiyoruz PROF. DR. ERHAN ESER Yaşadığımız salgını ve yol açması beklenen ölümler, üç temel yaklaşımın birlikte uygulanmasıyla önlenebilir. Peki Türkiye’deki durum nedir?: 1 Koruyucu önlemler: Ülkemizde şu ana dek alınan koruyucu önlemler, matematik tahmin modellerine göre ülkemizde olgu yayılımının tahminen en çok yüzde 4050’sini önleyebilecek içeriktedir. Bulaşın sınırlandırılması için alınması gereken ve alınmayan diğer bir önlem ise olgu bulaş kaynağının ve / veya olası temaslıların araştırılması ve bunların karantinaya alınmasıdır. Bu, ivedi çözüm bekleyen bir durumdur ve bu konuda büyük eksiklikler yaşanmaktadır. 2 Olguların tedavi edilmesi: Birçok hastanede koruyucu malzeme tedariki yapılmamış durumdadır. İlaçlar ve yoğun bakım planlamaları konusunda bir eşgüdüm sorunu vardır. 3 Doğru sağlık yönetimi: Salgın geliyorum derken, ne hastane iş güvenliği donanımları, ne hastalık testlerinin planlaması, ne de zamanları önceden belli olan asker sevkleri ve umre ziyaretleri gibi hareketlilikler ve bunların sonuçları yeterince planlanabilmiştir. Peki çözüm önerileri nedir: 1 Stratejik üretim yapanlar dışındaki fabrikalar dahil işyerleri tümüyle kapatılmalı, personeli ücretli izne çıkarılmalıdır. İşten çıkarılmaların yasaklanması gerekir. Bununla ilgili gerekirse kamu sübvansiyonu devreye girmelidir. Ya da işyerlerinin çalışan yoğunluğunu azaltmak amacıyla hiç olmazsa yarım zamanlı çalışma ödeneği devreye sokulmalıdır. 2 Olgu ve temaslı takibinin ve filyasyonun (olgunun kaynağını bulmak) etkin bir şekilde yapılabilmesi için etkin bir kayıt bildirim sistemi oluşturulmalı. 3 Sağlık personelinin iş güvenliğinin yeterli koruyucu ekipmanla sağlanması konusunda güvence verilmeli. 4 Bazı yerlerde şimdilik etkin olamayan sağlık personeli, ihtiyaç duyulacak zamana dek yedek kuvvet olarak kullanılmak üzere enfeksiyondan uzak tutulmalı. 5 Sağlık personelinin taşınması için yerel yönetimlerle işbirliği içinde özel bir taşıma sistemi geliştirilmeli. (*) Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı AD Başkanı Salgının ulaştığı noktayı Prof. Dr. Murat Akova ve Prof. Dr. Kayıhan Pala Cumhuriyet’e değerlendirdi Kontrollü karantina talebi Koronavirüs salgınıyla mücadele kapsamında önlemlerin yetersiz olduğunu tartışan yurttaşlar “chang. org” üzerinden başlattıkları kampanya ile “sokağa çıkma” veya “kontrollü karantina” uygulaması istedi. Bilim insanları da önerilerin tartışılmasını istedi. Koronavirüsün tüm Türkiye’ye yayılmasını engellemek için çalışanların ve işletmelerin hakları gözetilerek kontrollü karantina uygulaması başlatılması için “chang.org” üzerinden imza kampanyası başlatıldı. İzalasyon önlemlerinin yeterli olmadığına dikkat çeken bilim SIBEL insanları da “sokağa çıkBAHÇETEPE ma” veya “kontrollü karantina” uygulamasına geçilmesi gerektiğini dile getiriyor. Bilim insanları, “Böyle bir hızla arttığı zaman siz sadece test yaparak, pozitif olanların izole edilmesiyle başa çıkamazsınız. Çok fazla test yapıp hastayı bulacaksınız ve tecrit edeceksiniz, kimse ile ilişkisinin olmamasını sağlayacaksınız. Bu sokağa çıkma yasağıyla mı olur, başka şeyle mi olur ayrıca tar İMZA KAMPANYASI Yurttaşlar ise “change.org” sitesi üzerinden Sağlık Bakanlığı ve İçişleri Bakanlığı’na çağrı amacıyla “3 haftalık kontrollü karantina uygulaması, hemen şimdi” diyerek imza kampanyası başlattı. Kısa süre içinde 25 bine ulaşan imza kampanyası metninde, koronavirüsün tüm Türkiye’ye kontrolsüz bir şekilde yayılmasını engellemek ve sağlık sisteminin verim li bir şekilde çalışabilmesi için daha fazla vakit kaybetmeden 3 hafta sürecek kontrollü bir zorunlu karantina uygulamasına geçilmesi vurgulandı. İmza metninde, “Bu sayede ülkemizi bugün İtalya’nın, İspanya’nın ve Fransa’nın içinde bulunduğu çok zor durumdan koruyabiliriz. Bu ülkelerin bugün yaşadıklarından ders çıkarmamız gerekiyor” denildi. tışılabilir” görüşünü dile getirdi. Bilim insanlarının değerlendirmeleri şöyle: Geç kalınmamalı Prof. Dr. Murat Akova: (Hacettepe Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi) İnsanların birbiriyle temas etmesini engellemek lazım. Bunu sokağa çıkma yasağıyla da yaparsınız, çalışması zorunlu olan kişileri işyerinde birbirinden ayırarak da... Birtakım grupların toplumda belli hizmetlerin yürütülmesi için çalışmaları lazım. Herkesi eve kapatırsanız da o hizmetler yürümeyecetir. Onunla ilgili bir organizasyon yapılabilir. Örnekleri var. İngiltere ve Almanya yapıyor, örneklere bakılarak bir şey yapılabilir. Virüs bu denli hızlı yayılırken siz sadece test yaparak, pozitif olanların izole edilmesiyle bununla başa çıkamazsınız. Bunun için insanların birbiriyle temasını bir şekilde engellemek lazım. Onu yapmanın da en kolay yolu iş için dışarıya çıkması zorunlu olmayan kişileri eve kapatmak. Çin’de bu katı kurallar uygulandı. Şimdi İngiltere ve Almanya uyguluyor, ABD bazı eyaletlerde önlemler alıyor. Bir eşik değerini geçtiğiniz zaman ondan sonra çok zor hale geliyor durdurmak. Artık izole etseniz bile evlerinde hastalanıyorlar ve onları hastaneye yatırmak gerekiyor, hastaneler bunu kaldıramayacak hale geliyor. Yaygınlığı engellemek için bu tür önlemler mümkün olduğunca erken alınmalı. Sokağa çıkma çözüm değil Prof. Dr. Kayıhan Pala: (Bursa Uludağ Üniversitesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi) İzalasyon önlemleri şu an yeterli değil. Biz epidemiyologlar salgın bilimi persfektifinden konuşmak durumundayız. Salgın biliminde sokağa çıkma diye bir şey yok. Daha iyi anlaşılsın diye ifade edecek olursak izalosyan, karantina ve tecrit var. Burada temel sorun sokağa çıkıp çıkmama olması değil, hastaların saptanmasına öncelik verilmemesi. Türkiye’de şu an kaç hasta var bilmiyoruz. Doğrulanmış olgu sayısını biliyoruz. Bir rakama göre Sağlık Bakanı 2 bin 500 vaka diyor. Dün (önceki akşam) akşam da Cumhurbaşkanı 8 bin 500 demiş. Dolayısıyla ilk yapılması gereken çok fazla sayıda tarama testi uygulanarak hastaların bulunması. Bunun ne önemi var. Hastayı bulacaksınız ve tecrit edeceksiniz, kimse ile ilişkisinin olmamasını sağlayacaksınız. Bu, sokağa çıkma yasağıyla mı olur, başka şeyle mi olur ayrıca tartışılabilir... Türkiye bence karantina aşamasını geçti ama bazı yerel alanları, grupları karantina altına almayı düşünebiliriz onun için de sağlıklı ile hasta konusunda bilgi sahibi olmalıyız. Ciddi izalasyon ve hasta olanların saptanıp onların tecrit edilmesi sağlanmalı. HAYATIN YÜZDE 80 DURDUĞUNU SÖYLEYEN BAKAN SOYLU, ‘ŞEHİRLERARASI SEFERLER DURABİLİR’ DEDİ Soylu’dan yeni tedbir mesajı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, polise sanal ortamda araştırma yetkisi veren düzenlemeyi iptal eden Anayasa Mahkemesi’ne tepki gösterirken, “Maalesef Anayasa Mahkemesi’nin almış olduğu birçok karar, mücadeleyle ilgili iştahımızı altüst etmektedir, bizi gönülsüzlendirmektedir” dedi. Bir kanalda gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Soylu, koronavirüs tedbirleri kapsamında Türkiye’de hayatın yüzde 80 durduğunu söyledi. Toplu taşıma ve şehir hareketliliğine ilişkin Doğu ve Güneydoğu Anadolu’dan alınan rakamlarda sıkıntı bulunduğunu, bunun giderilmesiyle daha iyi bir noktaya gelineceğini savunan Soylu, “Ancak özellikle Ankara, İstanbul gibi şehirlerde neredeyse şehir içe çekilmiş durumda” dedi. “Sokağa çıkma yasağı gündemde mi, şu anki durum ile sokağa çıkma tedbiri arasındaki tedbirler ne olabilir?” sorusu üzerine Soylu, “Tam sosyal izolasyon her zaman bizim gündemimizde. Eğer bugünkü tedbirlerle karşı karşıya kaldığımız durumu karşılayamazsak elbette tedbirleri yükseltebiliriz. Önümüzde alacağımız, önereceğimiz tedbirler var” yanıtını verdi. Soylu, ihtiyaç halinde şehirlerarası otobüs seferlerinin durdurulabileceğini kaydetti. AYM’ye tepki İçişleri Bakanı Soylu, sosyal medyada 2 bin 551 provokatif hesap tespit edildiğini, bunun 449’una işlem yapıldığını açıkladı. Bunların 70’inin FETÖ/PDY, PKK, DHKPC bağlantılı ve yurtdışından yönetilen hesap olduğunu belirten Soylu, “Tabii burada Anayasa Mahkemesi’nin özgürlükçü aklı devreye girebilir her zaman olduğu gibi. Bize ‘Siz bunu yapamazsınız’ diyebilirler. Anayasa Mahkemesi’nin bazı verdiği kararlar Türkiye’ye ait kararlar değil, Norveç’e ait kararlar” diye konuştu. l ANKARA / Cumhuriyet Görevden alınanlara adli kontrol Batman’da terör soruşturması kapsamında gözaltına alınarak İçişleri Bakanlığı’nca görevinden uzaklaştırılan HDP’li Batman Belediye Başkanı Mehmet Demir’in de aralarında bulunduğu 12 şüpheli, dün adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Batman Cumhuriyet Başsavcılığı’nca yürütülen terör soruşturması kapsamında 23 Mart’ta gözaltına alınan Demir ve 11 şüpheli emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi. Savcılıktaki sorgularının ardından şüphelilerin, çıkarıldıkları nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğince, yurt dışına çıkış yasağı tedbiriyle serbest bırakıldığı öğrenildi. l İç Politika Soma’da madenciler her gün ocaklara iniyor. Madenciler aynı havayı soluyor MUHAMMED ÖZMEN Soma’da kömür ocaklarına inen madenciler, koronavirüs salgınına karşı önlem alınmadan çalıştıklarını ifade ederek şikâyetlerini dile getirdiler. Manisa’nın Soma ilçesinde, çeşitli maden ocaklarında 5 bin madenci vardiyalar halinde çalışmaya devam ediyor. Maden işçileri, ölümcül koronavirüse karşı yetersiz önlemlerle çalıştırıldıkları için tedirgin. Koronavirüs salgınının Türkiye’de görülmesinden sonra ilçede, umreden dönen yakını olan, kronik hastalığı olan ve 50 ya şının üstünde olan yaklaşık 700 işçi, ücretsiz izin veya işten çıkarma yöntemiyle uzaklaştırıldı. Ocaklarda alınacak önlemler işletmelerin inisiyatifine bırakılmış durumda. Bazı maden ocaklarının girişine termal kameralar yerleştirilerek işçiler ateşleri ölçüldükten sonra içeri alınıyor. Bunun dışında herhangi bir önlem alınmadığı için, olası bir vakanın diğer işçilere de bulaşmasından endişe ediliyor. Hijyen imkânsız Bağımsız Maden İş Sendikası Genel Başkanı Tahir Çetin, koronavirüs salgını günlerinde maden işçilerinin du rumunu Cumhuriyet’e değerlendirdi. Bir maden işçisinin hastalığa yakalanması halinde birçok işçinin ve ailelerinin de tehdit altında olacağını ifade eden Çetin, “Temel hijyen şartlarının neredeyse imkânsız olduğu, doğal ışığın bulunmadığı, binden fazla işçinin vardiya düzeniyle çalıştığı bir ortamda, ortaya çıkacak olası bir vakanın telafisi mümkün olmayacak. İşçiler kendi OHAL’ini nasıl ilan edecek? Bu şartlarda çalışmak mümkün değil. Önlemler yeterli düzeyde alınamıyorsa koronavirüs tehlikesi geçinceye kadar madenlerde çalışmaya ara verilmelidir” dedi. l İZMİR CEYHAN BELEDİYE BAŞKANI Aydar’ın mazbatası iptal edildi Yüksek Seçim Kurulu (YSK), dün Adana’da Ceyhan Belediye Başkanı CHP’li Kadir Aydar’ın mazbatasını sabıka kaydı olduğu gerekçesiyle iptal etti. YSK, iki ayrı suçtan kesinleşmiş 20 ay hapis cezası olan Aydar’ın, seçilme yeterliliği taşımadığına hükmederek mazbatasının iptaline karar verdi. Yeni belediye başkanının da Ceyhan Belediye Meclisi’nde yapılacak seçimle belirleneceği belirtildi. CHP’nin adayı Kadir Aydar, 31 Mart yerel seçimlerinde yüzde 50,64 oy alarak Ceyhan Belediye Başkanı seçilmişti. AKP’nin adayı Ali Alper Boydak ise yüzde 46,74 oy almıştı. Aydar, geçen hafta görevden alınacağına ilişkin haberler üzerine şu değerlendirmeyi yapmıştı: “Biz burada yolsuzluğu, hırsızlığı, israfı önledik. İşte bu sebeplerden dolayı şahsıma siyasi yasak getirmeye çalışıyorlar. Bu bir hukuka aykırı müdahaledir. Ceyhanlıya yapılan sivil bir darbedir. Bu gibi durumlardan ceza almış değilim. Tamamen 13 yıl önce olan bir olaydan dolayı 10 ay, 10 ay olan cezaları birleştirip 20 ay haline getirip 12 üzerinde olduğu için şahsıma siyasi yasak getirmeye çalışıyorlar. Dosya kapanmış, infaz olmuş, seçime girmişim, 6 ay aday kalmışım, bir yıl belediye başkanlığı yapmışım. Ceyhan tarihinde en yüksek oyla seçilen belediye başkanıyım ve bu birilerini rahatsız etti.” l İç Politika İmamoğlu’ndan ‘kısıtlama’çağrısı İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu koronavirüs tehlikesinin hızla yayıldığını belirterek, “Türkiye için olmuyorsa, İstanbul için kontrollü kısıtlama bekliyoruz” dedi. Koronavirüs salgınıyla ilgi yeni açıklamalarda bulunan İmamoğlu, Türkiye’de virüsün çıktığı ilk günden bu yana rakamsal verileri paylaştı. Virüsün Avrupa kıtasında hızla yayıldığını söyleyen İmamoğlu, “Salgının ne denli hızla büyüdüğünün, tehlikenin ne kadar büyük olduğunun lütfen farkında olun. Bu yüzden evde kalmalısınız, bu yüzden sosyal mesafeyi mutlaka korumalısınız. Canınızı hiçe sayamazsınız” ifadelerini kullandı. Hükümetten İstanbul için kontrollü sokağa çıkma yasağı beklediğini kaydeden Ekrem İmamoğlu, “İstanbul’da toplu taşıma oranı yüzde 80 oranının altına düştü. Ama hâlâ 1,2 milyondan fazla sefer oluyor. Taksi, dolmuş gibi diğer kullanımları da katarsak, İstanbul’da yine de 1 milyonun üzerinde insan her gün toplu taşımayı kullanıyor. Bu, büyük bir risk. Ancak acil bir durum için evden yürüme mesafesi bir uzaklığa gitmeniz gerekir. Biliyorum, bazılarınız iş için mecburen sokaklara çıkıyor. Bunun çözümü için de Ekrem İmamoğlu devletimizin, hükümet yetkililerinin bir çabası olacağına inanıyorum. İnanmak istiyorum. En azından İstanbul için hükümetten kademeli, kontrollü bir sokağa çıkma konusunda bir çalışma bekliyoruz” diye konuştu. İmamoğlu, alınacak radikal bazı kararların toplum sağlığı, sağlık personeli sağlığı, toplumun morali ve psikolojisi açısından önemli olduğunu söyledi. l İç Politika
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle