25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 7 ŞUBAT 2020 CUMA EDİTÖR: ALPER İZBUL TASARIM: BAHADIR AKTAŞ HABER ESKI CHP GRUP BAŞKANVEKİLLERİ: Erdoğan’ın hedef aldığı Başbuğ, 2009’da gece yarısı TBMM’ye getirilen önergeleri yine eleştirdi O önergeleri ‘FETÖ’ye ciddi bir desteklemedik MAHMUT LICALI darbe indirilebilirdi’ Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ, “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmalarının kaynağı olan, “2009’da askerlerin, özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önünü açan değişikliklerden FETÖ’nün yararlandığını” belirtti. Bu değişikliğin nasıl ve kim tarafından gündeme getirildiğinin sorgulanmasını amaçladığını vurgulayan Başbuğ, “Hükümet tasarısının dışında gece yarısı getirilen ve 13 dakika içerisinde kabul edilen bu iki önergeden en çok istifade eden FE TÖ olmuştur. Bu iki değişiklik yapılmamış olsaydı Kayseri ve Erzincan soruşturmaları ile 2009 yılında bile FETÖ’ye ciddi bir darbe indirilebilirdi” dedi. Başbuğ, geçen hafta bir televizyon kanalında yaptığı açıklamada, İlker Başbuğ “FETÖ’nün siyasi ayağı” tartışmalarına değinmiş, “askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önünü açan maddenin 26 Haziran 2009’da TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen bir kanuna son dakikada önergeyle eklendiğini” anımsatarak, “Bu maddeyi kim önerdiyse siyasi ayak odur” demişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün partisinin grup toplantısında Başbuğ’u hedef almış ve bu açıklamanın “TBMM’ye saldırı” olduğunu savunmuştu. Erdoğan, AKP’li vekilleri Başbuğ hakkında suç duyurusunda bulunmaya çağırmıştı. Tasarıda olmayan 2 önerge Başbuğ, yaşanan tartışmayla ilgili, dün yaptığı yazılı açıklamada 12 Haziran 2009 tarihinde “İrtica ile Mücadele Eylem Planı” haberinin basında yer alması üzerine Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından soruşturma açıldığını, 24 Haziran 2009 tarihinde ise askeri savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı kararı verdiğini anımsattı. 26 Haziran 2009 tarihinde gece yarısı saat 00.59’da TBMM Genel Kurulu’nda görüşülen tasarıda olmayan iki adet önerge sunulduğunu, birinci önerge ile asker olmayan kişilerin askeri mahkemelerde yargılanmasına son verilme si, ikinci önergeyle ise askeri şahısların askeri mahallerde işledikleri suçlar nedeniyle sivil mahkemelerde yargılanmasının önünün açıldığını belirtti. İlk önergeyle FETÖ’nün Kayseri’de kurduğu komploya katılan 5 sivilin askeri mahkemede yargılanmasının önlendiğini, anayasanın 145. maddesine aykırı olan ikinci önergeyle ise Genelkurmay Askeri Savcılığı’nın iki gün önce kovuşturmaya yer olmadığı kararının ardından İrticayla Mücadele Eylem Planı’nın sivil mahkemede kovuşturulmasının önünün açıldığını ve 4 gün sonra planı hazırladığı iddia edilen Albay Dursun Çiçek’in tutuklandığını kaydeden Başbuğ, “Anlatılan olaylar ve yasa değişikliklerinin zamanlaması yasa değişikliklerinden FETÖ’nün istifade ettiğini ortaya koymaktadır. Bu yasa değişikliği yapılmamış olsaydı Kayseri ve Erzincan soruşturmaları FETÖ’nün ciddi şekilde aleyhine gelişebilirdi. Dolayısıyla, sebepsonuç ilişkileri göz önüne alındığında, 7 Ekim 2015 günü, Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ndeki duruşmada söylediğim gibi, iki önerge ile gerçekleştirilen yasa değişikliklerinin FETÖ tarafından istenildiği ileri sürülebilir” diye konuştu. Başbuğ, askerlerin askeri mahalde işledikleri suçların askeri mahkemede yargılanmasını engelleyen değişikliğin, Anayasa Mahkemesi tarafından 21 Ocak 2010’da iptal edildiğini anımsatarak “Televizyon programındaki konuya ilişkin konuşmadan TBMM’yi ve bazı üyelerini ismen itham eden bir sonuç çıkarılması doğru değildir. Amacımız hükümet tasarısında yer almayan bu iki değişiklik önergesini ilk gündeme getirenin kim olduğunun, önergelerden birinin anayasaya açıkça aykırı olduğu net olmasına rağmen bu önergelerin nasıl benimsendiğinin, kendisine anayasaya aykırılığı defalarca anlatılmasına rağmen dönemin cumhurbaşkanı tarafından da neden ve nasıl onaylandığının sorgulanmasıdır” ifadelerini kullandı. ‘Durum FETÖ’yü sevindiriyor’ Başbuğ, “Göreve başladığı ilk günde FETÖ tarafından hedef alınan ve görev süresi olan iki yıl boyunca FETÖ komploları ile mücadele eden, o günlerde ‘FETÖ tehdidi bugün bize, yarın size’ diye siyasi iktidarı uyaran bir Genelkurmay Başkanı’nın, bugün karşı karşıya bırakıldığı bu durum herkesten önce FETÖ’yü sevindirecektir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Başbuğ’un tespitinin benzerini Ankara Başsavcılığı, Genelkurmay Çatı Davası iddianamesinde yapmıştı ‘Siyasi ayak’ iddianamede ALİCAN ULUDAĞ Asker kişilerin özel yetkili mahkemelerde yargılanmasının önünü açan düzenlemede FETÖ’nün parmağı olduğuna işaret eden emekli Orgeneral İlker Başbuğ’a Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın tepkisiyle başlayan “siyasi ayak” tartışması sürerken, 15 Temmuz Genelkurmay Çatı Davası’nın iddianamesinde de benzer bir tespit yer aldı. Ankara Başsavcılığı, FETÖ’nün iktidara Meclis’te yasa değişikliği yaptırdığını, “Son olarak kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları Türk Silahlı Kuvvetleri’nden (TSK) tasfiye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir” ifadeleriyle iddianameye geçirdi. Ancak bu tespiti yapan savcılar, daha sonra görevden alındı. Savcı bizzat yazdı TBMM’de yapılan yasa değişikliği ile “FETÖ’ye destek verildiği” tartışmaları sürerken, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin hazırlanan Genelkurmay Çatı Davası iddianamesinde çarpıcı bir değerlendirme yer aldı. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianamede, “FETÖ’nün 20082014 yılları arasında TSK’yi ele geçirdiği” belirtilirken, 430. sayfada, “Diğer yandan generallikte rütbe bekleme süresini dört yıldan üç yıla indirerek kendisine müzahir olmayan generalleri daha kısa sürede TSK dışına çıkarmaya çalışmıştır. Son olarak kendisine müzahir elemanların en az bulunduğu 1988 ve daha önceki yıllarda mezun olmuş subayları TSK’den tasfiye etmek için üç devreyi birden toplu olarak emekli edecek ve hizmet süresini 28 yıla indirecek kanuni düzenlemeleri siyasi otoriteye yaptırabilmiştir” değerlendirmesi yapıldı. “FETÖ’cü subaylara erken general olma” yolunu açan bu yasa değişikliği teklifinin altında ise AKP’lilerin imzası vardı. 37 AKP milletvekilinin imzasının olduğu teklif, 30 Aralık 2015 tarihinde “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi” adıyla Meclis Başkanlığı’na sunulmuştu. FETÖ’cüleri kim general yaptı? İddianamede, “2013 yılı Yüksek Askeri Şura (YAŞ) sonrasında terfi eden generallerin neredeyse tamamının FETÖ mensubu olduğu” belirtilirken “2013 YAŞ’ta terfi eden generallerin bir iki istisna hariç hepsi darbeye fiilen iştirak ettikleri için TSK’den ihraç edilmiş veya tutuklu durumdadır. 2011 ve 2012 yıllarında icra edilen YAŞ toplantıları neticesinde de durum aynı şekildedir. 2014 ve 2015 yıllarında albaylıktan Tuğg.Tuğğ ve tuğamiralliğe terfi ettirilen personelin yüzde 80’i ihraç edilmiştir” denilmişti. l ANKARA Özgür Özel ÖZEL’DEN AKP’Lİ ELİTAŞ’A TEPKİ: ‘Önergeyi kendisi yazdıysa sorumluluğuna katlanacak’ CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, AKP’li Mustafa Elitaş’ın eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’a dava açmasıyla ilgili, “Elitaş, iddianameye göre suçlanacak kişi değilse en azından çok önemli bir ‘tanık’ pozisyonundadır” tepkisini gösterdi. CHP’li Özel, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Elitaş’ın eski Genelkur may Başkanı İlker Başbuğ’a dava açmasının “Haksızlık yaptığımız birisine, bunu dile getirdiği için elimizdeki yargı gücünü kullanarak baskı, şantaj, onu zorla susturma yoluna gidiyoruz” anlamına geldiğini söyledi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesinde de “Örgüt mensuplarını milletvekili olarak Meclis’e sokmayı istemekte, ilgi gösterdiği kanun tasarıları hakkında hukuk büroları ara cılığıyla çalışmalar yaparak, organlarının da katılımıyla yasama süreçlerine doğrudan müdahil olmaktadır” ifadelerinin yer aldığını anımsatan Özel, Elitaş’ın bu iddianameye göre kimseye dava açmaması gerektiğinin altını çizdi. Özel, “Elitaş, bu iddianameye göre suçlanacak kişi değilse en azından çok önemli bir ‘tanık’ pozisyonundadır. Elitaş, önergeyi kendi yazdıysa bunun siyasi, hukuki sorumluluğuna katlanacak, kendi yazmadıysa gecenin o yarısında kendisine bu önergeyi ileten mekanizmayı açıklayacak” dedi. MHP’nin, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hakkında suç duyurusunda bulunduğunun anımsatılması üzerine de Özel, “MHP, Saray rejiminin muhafızıdır. O muhafız alayının üç çavuşu da dün üzerlerine düşen, verilen emri yerine getirmişlerdir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet Emekli Albay Çiçek ve emekli askeri hâkim Üçok: ‘15 Temmuz hiç yaşanmayabilirdi’ HÜSEYİN HAYATSEVER Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ’un “FETÖ’nün siyasi ayağını” işaret ettiği 2009’da yapılan yasa değişikliğinden 4 gün sonra dönemin Ergenekon savcısı Zekeriya Öz tarafından ifadeye çağırılan ve özel yetkili mahkemenin tutukladığı emekli albay Dursun Çiçek, “Bu yasa teklifi nasıl getirildi, yasa metninde olmayan değişiklikleri son dakikada kim ekledi? Bunların ortaya çıkması lazım. 10 dakika içinde askerler FETÖ’ye teslim edildi. Bu değişiklikler olmasaydı 15 Temmuz da olmayabilirdi” dedi. O dönem Karargâh Evleri soruşturmasını yürütürken Zekeriya Öz’le yaşadığı “yetki” tartışmasının ardından tutuklanan emekli askeri hâkim Ahmet Zeki Üçok ise “Yasa değişikliğinin FETÖ tarafından talep edildiğine hiçbir şüphe yok” görüşünü dile getirdi. Cumhuriyet’e konuşan Çiçek, “İlker Paşa demek ki doğru yere parmak basmış. Bu açıklamayı destekleyen, etkisini büyüten herkes onlar için hedef. ‘Siyasi ayak’ alanına girilmesini istemiyorlar, çünkü orası zayıf noktaları. Oraya girildiği anda feryatlar içinde hukuk arayışını kesmeye çalışıyorlar” dedi. Genelkurmay Harekât Başkanlığı’nda görevli olduğu sırada, 12 Haziran 2009’da, Taraf gazetesinde “İrticayla Mücadele Eylem Planı” hazırladığını iddia eden bir haber yayımlandığını, askerlerin sivil mahkemelerde yargılanmasının önünü açan yasa değişikliğinin 26 Haziran’da kabul edilmesinin ardından, 30 Haziran’da tutuklandığını anımsatan Çiçek, şöyle konuştu: “Kumpas davaları daha önce tersine çevrilip bize kumpas kuran hâkim ve savcılar içeri alınsaydı Türkiye 15 Temmuz’u yaşamazdı. Bu davalarla anayasaya aykırı olarak askeri yargı susturuldu, kumpas mağduru masum askerler FETÖ’nün etkili olduğu özel yetkili mahkemelere teslim edildi. ‘Ne istediler de vermedik’ demişlerdi ya, demek ki bu yasa değişikliği de bir siparişti.” Cumhuriyet’e konuşan Üçok da Şubat 2009’da Taraf gazetesinin, “Karargâh Evleri soruşturmasının askeri savcılık tarafından yürütülmesi, Ergenekon soruşturmasının önündeki en büyük engeldir” görüşünü savunan haberler yaptığını anımsattı. 26 Haziran 2009’da, söz konusu değişiklik teklifinin TBMM’ye verildiğini belirten Üçok, “Bu değişiklik, kesinlikle bizim bu görev tartışmamız neticesinde Zekeriya Öz başta olmak üzere bugün FETÖ üyesi olmaktan aranan savcıların talebiyle yapılmıştır” dedi. l ANKARA AKP SÖZCÜSÜ ÇELIK O DÜZENLEMEYI SAVUNDU AKP Sözcüsü Ömer Çelik, AKP’li milletvekillerinin eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında bugün suç duyurusunda bulunacaklarını belirterek “TBMM mensuplarını, getirdikleri yasa yüzünden kimse FETÖ’nün yanına yazamaz” dedi. Çelik, yapılan düzenlemeyi de “Yapılan o düzenlemelerin hepsi doğrudur” sözleriyle savundu. Çelik, düzenlediği basın toplantısında, Ergenekon davasıyla yargılanan eski Genelkurmay Başkanı Başbuğ’un “2009’da askerlerin özel yetkili mahkemelerde yargılanma teklifini getirenler araştırılsın” ifadelerine ilişkin şunları kaydetti: “Yarın (bugün) arkadaşlarımız suç duyurusunda bulunacaklar. Bu emekli askeri bürokratın çeşitli zamanlarda siyasete tepeden bakan, siyaseti aşağılamaya çalışan, Yüce Meclis’e karşı saygısız beyanlarını çeşitli kerelerde görmüştük. Açıklaması TBMM’nin yasama iradesine saldırıdır. TBMM mensuplarını getirdikleri bir yasa yüzünden kimse FETÖ’nün yanına yazamaz” dedi. Yapılan düzenlemenin “doğru olduğunu” da savunan Çelik, “Türk demokrasisinin standartları yükselmiştir. Aynı zamanda Türk demokrasisinin standartlarını yükseltirken TSK’nin istismarını da ortadan kaldırmıştır. TSK’nin saygınlığını da yükseltmiştir” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet 2009 yılında, askerlerin sivil mahkemede yargılanmasına ilişkin yasal değişiklikle ilgili AKP sözcülerinin “düzenlemenin mutabakatla geçtiği” söylemine CHP’den tepki geldi. Eski CHP grup başkanvekilleri Kemal Anadol ve Hakkı Suha Okay; söz konusu yasal düzenlemenin Meclis’ten nasıl geçtiğini ve sonrasında yaşananları Cumhuriyet’e anlattı. Anadol, şunları söyledi: AYM kararı aldık: CHP’nin bu düzenlemeye destek verdiğini söylemek baştan aşağı yalan. Yasa Bakanlar Kurulu’ndan çıktıktan sonra Başbakan tarafından TBMM’ye sevk edildi. Adalet Bakanı Sadullah Ergin grupları dolaşıp destek istedi. Destek veren kimse olmadı. Meclis’e sevk ettikleri yasa metninde asker kişilerin sivil yargıda yargılanması diye bir şey yok. Siyasi parti grup başkanvekilleri nöbetleşe çalışırlar. Yasa görüşülürken genel kurulda Hakkı Suha Okay nöbetçiydi. Yasanın genel kurulda görüşmeleri devam ederken gece yarısında bir önerge geliyor. Bu önergenin altında Bekir Bozdağ ve Mustafa Elitaş’ın imzası var. İçtüzüğe göre önergenin aleyhinde konuşma diye bir usul yok. Yani CHP’nin çıkıp önerge aleyhine konuşma hakkı yok. Genel kuruldaki bütün CHP milletvekilleri hem bu önergeye hem de yasanın tamamına karşı oy kullandılar ama önerge geçti. Sabah durumu inceledik ve grup başkanvekilleri olarak derhal Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) gidilmesi konusunda karar aldık. Bu arada bazı siyasetçiler ve kamuoyunun önündeki bazı isimler, CHP’ye yönelik “Aman AYM’ye gitmeyin. Bu askeri vesayeti engelliyor. Buna karşı çıkmayın” gibi yönlendirme ve algı oluşturmaya çalıştılar. CHP’nin başvurusunu AYM’ye ben götürdüm. AKP ile FETÖ koalisyonu, Cumhuriyet tarihinin en büyük koalisyonudur. Bu düzenlemeden sonra Ergenekon, Balyoz davalarının yolu açıldı. Cumhurbaşkanı olan Abdullah Gül o zaman, “Bana dürüst, korkmayan bir savcı bulun” diyordu. Zekeriya Öz bulundu. Öz’ün altına “zırhlı arabayı” Erdoğan verdi. Şimdi kendi suçlarını örtmek için konuşuyorlar. CHP olarak biz sonuna kadar direndik. Okay da şunları kaydetti: 6 ay sonra AYM iptal etti: “Deniz Baykal’ın bu konuda talimatı olduğunu” söylediler. Böyle bir şey yok. Baykal’ın ne telkin, ne tavsiye ne de talimatı var. “Kemal Kılıçdaroğlu ile benim, Bekir Bozdağ ile Mustafa Elitaş’ı ziyarete gittiğimi” söylediler. Bu kesinlikle doğru değil. Bu düzenleme bir önerge olarak getirildi. Genel kurulda önergeler ilgili maddenin görüşülmesinden 5 dakika önce önünüze gelir. Önergeyi veren AKP’liler, imzası bulunanlar AKP grup başkanvekilleri, önergeyi kabul eden TBMM Adalet Komisyonu Başkanı ve Adalet Bakanı. Biz, bu önergeye “hayır” oyu verdik; yasanın tümüne de “hayır” oyu verdik. TBMM TV görüntüleri var. Yasayı AYM’ye götürdük ve yürürlüğün durdurulması kararı verildi. 6 ay sonra da AYM tamamen iptal etti. “CHP’nin destek verdiğini” söylemek, yalanı bir sanat olarak icra etmektir. İlk defa mı FETÖ ile ilgili bir düzenleme geçti? Onlarcasını geçirdiler. Daha sonra anayasayı değiştirdiler, askeri yargı tamamen kaldırıldı. l ANKARA İYİ PARTİLİ AĞIRALİOĞLU: Hem savcısı hem kandırılanı İYİ Parti Sözcüsü Yavuz Ağıralioğlu, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın önceki günkü partisinin grup toplantısında eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ ile ilgili sözlerine, “Savcısı oldukları davanın kandırılanı, savunucusu oldukları cemaatin kandırılanı...” tepkisini gösterdi. Ağıralioğlu, parti genel merkezinde yaptığı açıklamada, Türkiye’nin son zamanlarda art arda kötü günlerden geçtiğini belirterek afetler sonrası yapılan kurtarma çalışmalarına ilişkin dikkat çeken bir öneride bulundu. Ağıralioğlu, “Ordumuzun içerisinden bir sayının, belki bir topluluğun bu tür afetlerde profesyonel, dünyanın en iyi yetiştirilmiş kurtarma iradesi organizasyonu haline getirilmesi lazımdır. Dolayısıyla afetlerden sonra kurtarma çalışmalarında bir ordu disiplini lazımdır” dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın vatandaşlar çığ altındayken Kırıkkale’de konuşmasını sürdürmesini de eleştiren Ağıralioğlu, “bu açıdan çığ altında kalanın devlet adabı ve adamlığı” olduğunu kaydetti. Ağıralioğlu, Erdoğan’ın partisinin önceki günkü grup toplantısında Başbuğ ile ilgili sözlerine de şu tepkiyi gösterdi: “Bu meseleler konuşulurken, siyasi ayak konuşulurken, gözden kaçmasın diye zaman zaman muhalefet hatırlatıyor 12 Eylül referandumu, 15 Temmuz teşebbüsüne giden sürecin en kuvvetli unsurudur. 12 Eylül referandumunda hükümetin o zaman FETÖ demediği organizasyon, ‘mezardan ölüleri bile kaldırmak gerekliliğine’ ilişkin cümle kurarken, çok methüsena ederek bu kampanyayı organize ettiler. 12 Eylül referandumu, bu referanduma gelen sürecin içerisinde de bu meşruiyeti almak için askeriyeye dahi bir operasyon planlanmıştır. Bu operasyon içerisinde Cumhurbaşkanı’nın, ‘Ben bu sürecin savcısıyım’ dediği zamanlar vardır. Sonra iktidarın cümlesine, iktidarın hissesine şöyle bir şey demek düştü: ‘Biz kandırıldık.’ Savcısı oldukları davanın kandırılanı, savunucusu oldukları cemaatin kandırılanı...” l ANKARA / Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle