25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 7 ŞUBAT 2020 CUMA EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN KÜLTÜR Ezilenin yanında duran bir eğlencelik, böylece sıkmadan seyrettirebiliyor Yırtıcı Kızlar geliyor, Kayak sporu savulun erkekler! Yaşamım boyunca yalnızca bir gün, ilçenin sırtını dayadığı Osman Tepesi kardan görünmez olunca, annem, hamur bulaşığı ekmek tahtasını elime vermiş, “Hadi, bunu ters çevirip üstüne otur kay da tahta temizlensin” demişti. Kayak sporuyla ilgim bu anıyla sınırlı... Türkiye’nin en eski kayak hocalarından Muzaffer Ergöz’ün bu spora yönelik şu sa tırlarını okuyunca, konuyu gündeme getirme Filmin adı “Yırtıcı Kuşlar” değil, “Yırtıcı Kızlar” olmalıydı! Film, 7 Şubat’ta değil, 8 Mart’ta oynamalıydı, çünkü ne zamandır bu kadar gerçek bir KADIN filmi izlememiştim! Hadi canım sen de demeyin. Kadın filmi, ille de ağlak olmak, ille de tak tak kafamıza kakmak, sı ne göre bir yıldız. Avustralyalı, güzel bir sarışın. Ama bizimkiler gibi sarışınım, güzelim, göz süzerim, bacağımı azıcık açar, her role giderim, kafasında değil. Üç yaşında sirkte çalışmış. Yıllarca boks, judo, vb. dersler almış. Şahane fiziğinin yanında müthiş bir sporcu. Uçuyor, koşuyor, atlı gereğini duydum: “Sayın Ekrem İmamoğlu’na yapılan eleşti rilerin tamamını defalarca okudum. Dağcılık ve spor kültüründen nasiplenmemiş eli kalem tutanların, konuyu siyaset arenasına tıkayıp onun aile bütünlüğüne saldırmalarını üzüntüyle izledim.” kıntıdan baymak zorunda değil seyirciyi. Ayrıca asıl yor, zıplıyor, tekme, yumruk, ne istersen var. Yetmiyor kadına, rolüne hazırlanmak Kayak tartışmaları gençlere hitap etmek gere için, ki bu ve öncekiler bir çizgi film kah Ekrem İmamoğlu, deprem yaşayan YAZGÜLÜ ALDOĞAN kiyor ki onlar hiç gelemiyor sıkıntıya. Bu filmde hiç sıkılmıyorsunuz, tam bir karga ramanı, Harley Queen’in bütün videolarını, sesini izliyor, ezberliyor. Ve iyi bir Harley Queen oluyor, bütün gençler ona, o Elazığ’ı ziyaretinden sonra Erzurum’a geçip kayak tatiline çıktı. Ergöz, konuyu “siyaset arenasına” taşıyanların, onun aile bütün şa, karmaşa! Bir renk cüm deli kıza âşık. Aslında kızın canlandırdığı lüğüne saldırmalarına üzülmüş. büşü, aksiyon her an, her sahnede, ne karakter psikolog. Akıl hastanesinde ça Oysa İmamoğlu, İBB Başkanı olarak dep reye bakacağınızı şaşırıyorsunuz, adeta lışırken terapi yaptığı hastasına âşık olup remzedeleri yalnızca kuru ziyaretle kalma bir gençlik müzikleri konseri. O kadar çok kaçmasına yardım ediyor. Uzun bir birlik mış, belediyenin kurtarma ekibini öncelikle şarkı dinlemişiz ki, o kargaşa içinde kayıp telik ve sonra ayrılıyorlar, o da biraz on oraya yönlendirmiş. Bir süre sonra da, “kut gitmiş, jenerikte aktıça şaşıyorum, üste dan deliriyor! Filmimiz tam da bu sal” saydığı aile bütünlüğüne bağlılığından lik ne şarkılar, ayrıca dinlemek istiyorum. rada başlıyor. Bir tür devam filmi, dolayı, kayak bölgesine giderek, eşine, ço Şimdi ciddileşelim. Tabii ki bilerek ve iste ilk filminde hakkı yenen cuklarına daha önce verdiği sözü yerine ge yerek yapılmış bir kadın filmi. En önemlisi Harley Queen’in muh tirmiş. filmin yönetmeni kadın: Cathy Yan. Başta Harley Quinn (Margot Robbie) filmin 5 teşem dönüşü! Kötü adamlar... Tabii ki kö Tartışma ortamı ana karakteri de kadın. Hepsi antikahraman, ama kahraman. Çünkü hepsinin geçmişi, kapkaranlık, öyle travmalar, öyle hikâyeleri var ki, sonunda birer intikam meleği olmuşlar: biri almış eline oku atıyor; biri polis olmuş, sıkıyor; biri beyzbol sopasıyla perende atıyor; biri herkesten çalıyor; biri sesiyle damar çatlatıyor! Vallahi inanılmaz karakterler. Bu beş antikahraman, önce birbirine düşman. Sonra düşmanlarına karşı birleşip ortalığı hallaç pamuğu gibi atıyor. Filmi kadınlar yaz tü adamlar var. Allahım ne çok kan akıyor, ne çok figüran yere düşüyor, ne yaratıcı adam öldürmeler, ama neyse ki hep kötüler ölüyor. Zaten o kadar çok ölüyorlar ki bir süre lük dramlara boş veriyor! Burada da kötü adam çok kötü. Canını sıkan herkesi öldürüyor. Zaten her şey kötü. Polis de kötü. Mafya kötü, para kötü. En güvendiğin adam bile anında satıyor seni, çünkü ayakta kalmak için kötü olmak zorundalar, ABD kötü! Yedikleri içtikleri bile kötü. En sağlıksız, en boktan şeyler! Kızlar iyi! Ama kızlar şahane. Siyah kanarya, Dinah Lance (Jurnee smollettBell) bir afet. Polis Ro Filmin künyesi: YgB(lEDiRoa/loirsiznTcs(aahRoMiöbeheonea(LPmCHertagehutaanromsnnWcesrteeztSarin/neinR(oR:ssdBonCtserlbeia)anasbcaJ)teCkdiuhKeearyCa(ni(MHnrHYaea)eonaaeEMlannreswlrteanOymoasya)yynkoEQBauellMl)elneuaMrccittnJutGiaannlrayrB)eyerel:ll Kimi TV kanalları, işi gücü bıraktı, bir hafta boyunca konuyu tartışmaya açtı. Medyada her olay tartışılabilir ama konu, önyargılı abartılarla ele alınırsa, zararını eleştirilenden çok, olayı gerçeğinden saptıran önyargılı eleştirenler görür. Bir yakada da, kendilerine bilmediğini bilir görünme süsü verenler, sanki konuya açıklık getirmek için değil, hedef seçilen kişiyi kötülemek için dizilmiş. Sunucu, başka konu yokmuşçasına kayak sporunu öne çıkarmakta gecikmeyince, ekranın “hazır kuvvet”lerinden biri, daha söz verilmeden tekdüze üslubuyla sesini yükseltip İmamoğlu’nu yerin dibine batırmaya kal mış Christina Hodson, ka sie Perez (Renee Montoya) ve Asyalı ço ze kıyor. Olumlu yaklaşanlar ise onu övmek is dınlar çekmiş Cathy Yan, cuk Ella Jay Basco (Cassandra Cain) dışın ninde, dövüş de terken, “Ben olsam öyle yapmazdım!” diye kadınlar halletmiş her işi. Margot Robbie, filmin aynı zamanda yapımcısı. 97 milyon US Dolar harcamışlar; Oh! Harley Queen tabii filmin ana kahramanı, tam bir Badgirl!! Ramize (Ramize Erer, Kötü Kız!) bu senin kahramanın. Saç baş, evlere şenlik. Bembeyaz tenli sarışın kız, renk renk dövmeli hale gelebilmek için saatlerce makyajcının elinde kalıyormuş. Margot Robbie, günümüz gençleri sonra gerçeklik duygunuzu yitirip umursamıyorsunuz. İşte bütün psikologların aman dediği yer tam da burası. Gençler bütün o çizgi filmlerde, internet üzerinden oynadıkları oyunlarda o kadar çok ölümle burun buruna ki, gerçek ölümü kanıksıyor, oyun gibi geliyor her şey ve gün da hepsi afet zaten, polisi mahsus öyle seçmişler herhalde. Keşke gülme emojisi koyabilsem buraya. Geç zuhur eden oklu taze de Mary Elizabeth Winstead (Helena Bertinelli/ The Huntress) müthiş. Ok ve yayı da ortaçağdan kalma: Arbalet! Ve final sahnesi, bizim seyircinin bayrak çıkan sahnede coşup bağırması gibi, neredeyse bütün kadınları ayaklandırıp bağırtacak cinsten! Yaşasın kadınların zaferi, topunuz birden gelin, beş yüz kişi de gelseniz hallederiz vaziyeti, üstelik gece sisler içindeki Lunapark’ta, Korku Tüneli’nde! Filmi niye mi çok beğendim? Herkes işini çok ciddiye almış. Aksiyon sahneleri bir modern bale gibi, tek tek koreografi dü ğil, dans adeta. Aktrisler işini çok ciddiye almış, başta Margot Robbie, sadece rol yapmıyor, spor gösterisi adeta. Sanat yönetmeni, nasıl çıldırabilirim biçiminde bir yeni gençlik sergisi yapmış, kıyafetler kitch ama eğlenceli. Ah sırtlanı unutuyordum, o kadar çok sembol, gönderme, mesaj var ki! Tabii özellikle çok az anlatıyorum ki izleme zevkinize turp sıkmayayım. Film bir süper prodüksiyon, müziğiyle, kurgusuyla, oyuncularıyla, kadın ve siyahiler üzerinden göndermelerle, ezilenin yanında durmasıyla, bir eğlencelikten çok daha fazlası, üstelik de eğlendirerek büyük kitleye hele hele gençlere hitap edebiliyor, daha ne olsun? rek içtensizliğini açığa vuruyor! Tartışmaya çağrılanların arasında öyleleri de var ki, katıldıkları her oturumda yaptıkları gibi, seslerini yükseltip olayı olumlu yanıyla irdeleyenlerin sözünü keserek saldırıya geçiyor. Kimileri de incitici sözcüklerine daha da ağırlarını katarak, ülkemizde onlardan örnek alma yaşında geniş genç kesimler yokmuşçasına, izleyenlerin gözü önünde ağza alınmayacak argo sözlerle konuşmayı ağız kavgasına dönüştürüyor. Oysa tartışma, inandırıcı kanıtları sıralayarak konuya düşünsel boyut kazandırmayı, değerlendirmede taraf tutmamayı, öfkeye kapılmamayı, karşısındakini aşağılamamayı gerektirir. Daha da önemlisi, konuşan, yal nızca kendini değil, izleyeni de inandırıcı kıl mayı ilke edinmelidir. Cannes’dan jüri ödüllü ‘Les MIserablesSefiller’ gösterimde Haftanın filmleri Bu bağlamda, tutkularını ancak benlik bilincine erenlerin dizginleyebildiğini de anım Banliyöde ayaklanma var 4 Şeker Çocuk: ABD’li oyuncu Shia LaBeouf, senaryosunu yazdığı filmde rol de alıyor. LaBeouf filmde çocukluk ve gençlik yıllarında babasıyla ilişkisini, onun getirdiği psikolojik durumları ele alıyor. Filmin yönetmeni Alma Har’el. 4 Şahane Hayaller: Şair olmak isteyen bir satalım... Çocuklar Goethe, “Çocuklarımızı kendi anlayışımıza göre biçimlendiremeyiz” demiş. Márquez biçimlendirmenin yolunu da gösteriyor: “Kanatlar verirdim çocuğa ama uçmayı öğren adam ve onun menajerliğini yapmaya çalı meyi ona bırakırdım!” şan arkadaşının hikâyesini anlatan “Şahane Bilgece söylenen sözler, beynini bilimle, Hayaller”i Ömer Faruk Yardımcı yönetiyor. Ko sanatla besleyenlere özgüdür. medi türündeki filmin başrolünde Ömer Başdo Boşanmaların arttığı, yalnızca ocak ayın ğan var. da 27 kadının öldürüldüğü, geçen yıllar Günümüzün önemli temalarına 4 Süper Ajanlar: Haftanın tek animasyon fil da yüzlerce kişinin kurşunlanarak canın 2005’te Fransa’yı günlerce birbirine katan banliyö ayaklanmalarından esinlenerek çekilmiş ve son Cannes festivalinde jüri ödülüne değer bulunmuş “Les MiserablesSefiller” Cannes’ın sürprizlerinden biriydi. 2002’den beri ustası olduğu el kamerasıyla çektiği videolarla çeşitli polis soruşturmalarında başvurulan bir uzman olan ve bir yıl önceki Cesar ödüllerine bir kısa filmi ve “A Voix Haute” adlı belgeseliyle aday gösterilmiş olan, Paris banliyölerinde büyümüş, Mathieu Kassovitz’in “Protesto”sunu (1995) seyredince sinema sevdasına tutulmuş, Mali asıllı Fransız yönetmen Ladj Ly’nin ilk uzun metrajı “Sefiller” bugün gösterime giriyor. 3 polis Fransa milli futbol takımının bir maçı öncesi, stattaki coşkulu taraftar görüntüleriyle açılan ve farklı sınıf ve etnik kökenlerden gelen 3 polisin merkezinde yer aldığı film, Victor Hugo’nun 19. yüzyılda ünlü “Sefiller” klasiğini yazdığı, günümüzdeyse uyuşturucu trafiğiyle fuhuş sarmalına dolanmış, argolu, sövgülü konuşmalardan geçilmeyen, tehlikeli banliyö semti Montfermeil’de geçiyor. Ayrıldığı polis karısının atandığı Paris’e çocuğuyla beraber olmak için tayinini isteyip banliyödeki dinbaz Müslüman Kardeşler, yoksul Afrikalı göçmenlerle Çingenelerin sakinlerini oluşturduğu Montfermeil’deki suçla mücadele ekibine yeni katılmış, ekip arkadaşlarınca jöleli diye çağrılan Stephane Ruiz (Damien Bonnard), kurallara uyan, çatışmalardan kaçınan, iyi bir polis aslında. Irkçı ve tacizci ekip şefi Chris (Alexis Manenti) ise resmen kötü polis. Afrika kökenli Gwada da (Djibril Zonga) dillerini bilip konuştuğu mahalle sakinleriy değinerek iyi yazılmış, çekilmiş ve oynanmış bu “Sefiller” sinefillerin kesinlikle kaçırmayacaği türden, iz bırakan filmlerden. netmen Ly, siyahi belediye başkanından zorba Çingenelere kadar tümü kendi çıkarlarının peşindeki semt sakinlerini tasvir ederken aslında filmin gizli başrolündeki çocuklardan yana tavır alıyor, otoritenin uşağı polislerden çok. Futbol oynayıp çeşitli haşarılıklarla vakit geçiren, henüz daha birtakım gruplara dahil olmamış çocuklardan Issa (Issa Perica), mahalledeki sirkten aslan terbiyecisi bir Çingenenin Johnny adını taktığı, çok sevimli aslan yavrusunu çalınca Çingenelerle Müslümanlar arasında, kanlı olaylara gebe bir gerilim patlak veriyor. Gözü kara... Duruma hâkim olmak isteyen polislerden, sinirini kontrol edemeyen Gwada, Issa’yı kovalarken yanağından vurup yaralıyor plastik mermiyle. Dronuyla ev içlerindeki soyunup dökünen kadınları en mahrem halleriyle filme çeken, mahallenin gözlüklü veledi Buzz, tesadüfen Issa’nın vurulmasını da kaydedince herkes bu görüntülerin peşine düşüyor. Zaten öteden beri süregelen polis şiddetinden yaka silkiyor mahalleli. İyi polis Ruiz’in ilk tedavisini yaptığı zayıf ve yaralı Issa, maruz kaldığı şiddetin ardından otoritenin her türlüsüne karşı çıkan, gözü kara bir cengâvere dönüşüyor. Ortalıkta kasıla kasıla dolanan, kovboy edalı polislere karşı toplu bir isyanı başlatıyor mağdur Issa. Sürekli hareket halindeki çocukları da örgütleyip kendisine saldıranlarla ve statülerini korumak iste lar giderek toplu bir güce erişerek Chris, Gwada, Ruiz üçlüsünü apartmanda sıkıştırıp perişan ediyorlar, su tabancaları, küçük havan topları ve apartman çöplerinden oluşan silahlarıyla. Ladj Ly, Giordano Gederlini, Alexis Manenti üçlüsünün güncelden yararlanarak senaryosunu yazdığı, kameramanlığını Julien Poupard’ın üstlendiği “Sefiller”i bitirirken arka jeneriğine, üstadın romanından “kötü insan yoktur, kötü yetiştiricilereğiticiler vardır” alıntısını da koyan yönetmen Ly, “kameranın politik gücünü, şiddete alternatif bir çeşit mücadele gücü olarak silahlar karşısındaki etkisini” de vurguluyor, artık akıllı telefonlarla bile film çekmenin gerçekleştiği günümüzde sinemanın gelişen teknoloji sayesinde eriştiği gücünü de akla getiriyor. Sonuçta günümüzün önemli temalarına değinerek iyi yazılmış, çekilmiş ve oynanmış bu “Sefiller” sinefillerin kesinlikle kaçırmayacaği türden, iz bırakan filmlerden. ‘Karanlık Sular’ Dev Amerikan kimyasal endüstri şirketi DuPont’un sorumlusu olduğu, West Virginialı bir avukatın (Mark Ruffalo) 16 yıl süren mücadelesi sonucunda nerdeyse yarım asırdır 6 büyük hastalığa yol açarak insanlığın kâbusuna dönüşmüş Teflon Tava zehirli balonunu söndüren bir hukuki mücadeleyi konu edinen, uzun ama çok esaslı, önemli bir çevresel film niteliğindeki yönetmen Todd Haynes im mi “Süper Ajanlar”, yeteneği ve söz dinlemez tavırlarıyla nam salmış Vladimir ile uyuşuk çömez Hector isimli iki ajanın, çalınmış gizli materyal Radiuzite’ı bulmaya çalışmalarını konu ediniyor. 4 Karabasan: Haftanın yabancı korku filmi “Karabasan”ın yönetmen koltuğunda Joe W. Nowland oturuyor. Filmde, Kelly Frances Fischer, Scott Broughton, Traci L. Newman ile Tatiana Warden rol alıyor. dan edildiği, en küçük tartışmada insanın soydaşını düşman bellediği günümüzde; İmamoğlu’nun, erdemli bir eşin, babanın duygularını yansıtan şu açıklaması anlayana nesnel düşünmenin yolunu gösteriyor: “Ailem, benim kutsalım. Onlarla bir arada olmak, sorumluluğum. Elazığ’daki sorumluluklarımı yerine getirdim. Eşim ve çocuklarımla spor yaptım. Son 400 günde aileme, bu tatille birlikte ancak 8 gün ayırabildim.” Seyfi Teoman jürisi belli oldu İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tara fından 1021 Nisan tarihleri arasında ya pılacak 39. İstanbul Film Festivali’nde, CMYLMZ Fikir Sanat tarafından des teklenen Seyfi Te oman En İyi İlk Film Ödülü’nü belirleye cek jüri üyeleri açık landı. Jüri, yönetmen Emine Emel Balcı, oyuncu Berk Hakman ve besteci Ahmet K. Ahmet K. Bilgiç Bilgiç’ten oluşuyor. İstanbul Film Festivali’nde, 2013 yı lında hayatını kaybe den yönetmen ve ya pımcı Seyfi Teoman anısına bir ödül veri liyor. Festivalde yer alacak Türkiye yapı Berk Hakman mı kurmaca ilk filmler, Seyfi Teoman En İyi İlk Film Ödülü için yarı şacak. Ödülü kazanan film, CMYLMZ Fikir Sa nat aracılığıyla verilen Oyuncu Tolgay yaşamını yitirdi Tiyatro sanatçısı Rüçhan Tolgay, 74 yaşında hayatını kaybetti. Sanatçının ölüm haberini oğlu Emrah Cilasun sosyal medya hesabından duyurdu. Cilasun, paylaşımında “Annemi, Yoldaşımı, devrimci sanatçı Rüçhan Tolgay’ı kaybettik” dedi. 1946 yılında Eskişehir’de doğan Tolgay, 1962’de Ankara’da başladığı tiyatro eğitimine 1965 yılında Almanya Hanover Tiyatro Okulu’nda devam etti. 1969 yılında eşi Ali Haydar Cilasun ile birlikte Sahne Anadolu Topluluğu’nu kurdu ve 1975 yılına kadar burada çalıştı. Sanatçı, 1978’de politik baskılar nedeniyle oğlu Emrah Cilasun ile birlikte Berlin’e yerleşti. 1979’da Berlin Kültür Senatörlüğü’nde, 19801983 arasında ise Peter Stein’ın kurucusu olduğu Schaubühne’de çalıştı. 19832011 arasında Deutsche Kinder Schützbund’da (Alman Çocuk Esirgeme Kurumu) tiyatro eğitmenliği yaptı. 199192 yılları arasında 11 ev kadınıyla Elektra Balade (Kadınlar Destanı) çalışmasını hayata geçirdi. le iyi geçinen bir memur. Kafaları olduk yerek polisle işbirliği yapan, mahallede zalı, zengin bir oyuncu kadrosuna da sa 30 bin TL para ödülü ça karışık bu 3 polisin gergin ilişkilerini, ki farklı grupları fena halde ürkütüyor Is hip “Dark WatersKaranlık Sular” da, yeni nün de sahibi olacak. aile yaşantılarını da hikâyesine katan yö sa. Düzenin dışlayıp horgördüğü çocuk haftanın bir diğer kaçırılmayacak filmi. Emine Emel Balcı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle