18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] TASARIM: SERPİL ÜNAY 11 7 ŞUBAT 2020 CUMA TÜSİAD Genel Kurulu’nda, sadece kredi genişlemesi ile büyümenin sürdürülebilir olmadığı vurgulandı TÜSİAD: Olağanüstü ve ani değişimlere karşıyız Patronlar kulübüne göre, ani ve beklenmedik kanunların iş dünyasının karşısına çıkması yatırımları olumsuz etkiler. Olağanüstü uygulamalar normalleşirse öngörülebilirlik azalır. Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (TÜSİAD) dün yapılan olağan genel kuruluna, sürdürülebilir büyüme, yatırım ortamının iyileştirilmesi için yapılması gerekenler ve İstanbul’da yaşanabilecek bir depreme karşı alınacak önlemlere ilişkin talepler damga vurdu. Özellikle TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski, güveni zedeleyecek adımların olumsuzluklarına dikkat çekti. Açıklamaları özetle şöyle: 4 2019’u, sıfırın biraz üzerinde, cüzi sayılacak bir büyüme hızıyla kapatıyoruz. 2020’de istihdam sorunumuz açısından yeterli olmayacaksa da daha yüksek bir büyüme bekliyoruz. 4 Sadece kredi genişlemesi ile büyüme sürdürülebilir değil. Bu tür büyümeler, verimlilik artışı getirmiyor. Yalnızca talebi artırarak ekonominin ısınmasına, yükselen enflasyon ve borç sorununa yol açıyor. Bağımsız yargı vurgusu 4 Gerek reel sektörde gerek para piyasalarında mevzuatın sıkça değişiyor olmasının, ani ve beklenmedik şekilde yeni kanunların iş dünyasının karşısına çıkmasının, vergi politikalarında ekonomik aktörlerin güvenini sarsacak ve mülkiyet konusunda kaygılar yaratacak adımların atılmasının, yatırım orta mına olumsuz etkilerini gündeme getirmek zorundayız. 4 Önümüzde kredi büyümesine değil verimlilik artışlarına odaklanılması gereken bir süreç var. Bu odaklanma, özel sektör adına kararlar alarak değil özel sektörle beraber adımlar atılarak gerçekleştirilebilir. 4 Üzerinde mutabakat sağlanmış ve günün küresel koşullarını da göz önünde bulunduran bir ekonomik program, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacaktır. Bunun ana bileşenleri istişare ve reform olmalı. Kaslowski, Avrupa Birliği ile diyaloğun yeniden geliştirmesini de istedi. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncal Özilhan da, özellikle yatırım ortamı açısından şu vurguyu yaptı: “Hem yerli hem yabancı yatırımcı için yatırım ortamının en temel belirleyicilerinin iyi işleyen kontrol, denge ve denetim mekanizmaları, hukuk devleti, öngörülebilirlik, bağımsız ve tarafsız yargı olduğunu hiç akıldan çıkarmayalım.” l Ekonomi Servisi Simone Kaslowski Kaleğası ayrıldı 4 TÜSİAD’ın mali tablolarına göre, 2019 geliri 36.8 milyon lira, gideri 34.8 milyon lira olurken, 2020 yılı gelir ve gideri eşit şekilde 40.7 milyon lira olarak bütçelendi. Yeni yılın üyelik aidatı ise 57 bin lira olarak açıkladı. 4 Genel kurulda açıklanan raporlara göre yeni katılımlarla toplam üye sayısı ise 690’a yükseldi. 4 25 yıldır TÜSİAD bünyesinde çalışan ve son 3 yıldır genel sekreterlik görevini yürüten Bahadır Kaleağası, bu görevinden ayrıldı. Özilhan ve Kaslowski tarafından uğurlanan Kaleağası, veda konuşmasını 1970’lerin popüler müzik grubu Abba’nın “Thank you for the music (Müzik için teşekkürler)” adlı parçasının sözleriyle tamamladı. Bu göreve ise vekâleten Genel Sekreter Yardımcısı Ebru Dicle atandı. 4 Genel kurul gündeminin ardından düzenlenen “İklim Değişikliği ve Ekonomi” başlıklı toplantıda ise iklim değişikliğiyle mücadele için gereken yatırımların büyüklüğünün 1 trilyon doları bulacağı belirtildi. 4 Bu toplantıda ayrıca, Avrupa Birliği’nin, “Yeşil Anlaşma” kapsamında sınır girişlerinde ithal mallara uygulamayı planladığı “karbon vergisi” ve bunu kimin ödeyeceği önemli bir tartışma konusu yapıldı. ‘Kıt kaynakları deprem için kullanalım’ TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Tuncay Özilhan, konuşmasında olası İstanbul depremi üzerinden Türkiye’nin önceliklerine dikkat çekti. Özilhan’ın tespitleri şöyle: n Kaynaklarımız kıt. Projeleri aciliyet ve ihtiyaç bazında değerlendirelim. Kıt kaynaklarımızı depreme hazırlığa, sanayiye, tarıma, teknoloji geliştirmeye, insan yetiştirmeye, bilime, sanata harcayalım. Enerjimizi uzun vadede bizleri bekleyen büyük dönü şümlere hazır olmak için kullanalım. n Olağanüstü uygulamalar normalleşirse ekonomimiz normalden giderek uzaklaşır, öngörülebilirlik azalır. Umarım kalıcı ve sağlıklı piyasa koşulları bir an önce sağlanır. n Dünyanın birçok ülkesinde popülist liderlerin kendileri zengin ve güçlü olsalar bile elitlere yönelttikleri ithamlar, toplumsal kamplaşmayı ve öfkeyi besleyen açıklamalar, dış tehdit söylemleri, uygulamaya koydukları koruma cı önlemler sis temin yapı sından kay naklanan so runlara çare olmuyor. Po pülist liderle rin uygulama larının kurum ları zayıflatıp de mokrasinin ala nını daralttı ğı yerlerde sokaklar hareket leniyor. Tuncay Özilhan Bankacılık sil baştan Kutlu Karavelioğlu İstihdam azaldı yatırım düştü Makine İhracatçıları Birliği Başkanı Kutlu Karavelioğlu, 2019’da ihracatta fiyat düşürmek zorunda kaldıklarını, istihdamın yüzde 3 düştüğünü, yatırımların azaldığını söyledi. Sektörün öncelikli meselesinin yatırım ve faaliyet ortamının hızla iyileştirilmesi olduğuna dikkat çeken Karavelioğlu, “Yatırımların büyütülmesi ile verimlilik artışına odaklandık. Hedeflerimize ulaşmak için kayıtdışıyla mücadele ve piyasa denetimini önceliklerimiz arasına koyduk” dedi. 2019’u 17.9 milyar dolar ihracatla kapattıklarını, 2020 Ocak sonunda ise yüzde 7 ihracat artışı yakaladıklarını kaydeden Karavelioğlu, “Makinelerin kilogram başına ortalama birim fiyatı 5.7 dolara yükseldi” diye konuştu. Karavelioğlu ayrıca, koronavirüsün etkisiyle siparişlerin askıya alınacağını, yatırım malları ticaretinin fazlasıyla olumsuz etkileneceğini ifade etti. l Ekonomi Servisi Avrupa Birliği (AB) vatandaşlarının yüzde 5.2’si işlerini evden yürüttü. Avrupa İstatistik Ofisi (Eurostat), 2018 yılı verilerine göre, AB üyesi 27 ülke arasında evinde çalışanların oranının en yüksek olduğu ülke Hollanda oldu. Hollanda’da vatandaşların yüzde 14’ü işlerini evinden sürdürdü. Hollanda’yı yüzde 632 bin kişi evden çalışıyor 13.3 ile Finlandiya, yüzde 11 ile Lüksemburg ve yüzde 10 ile Avusturya izledi. Söz konusu evden çalışma oranı Türkiye’de ise yüzde 2.2 olarak belirlendi. Türkiye’de kadınların yüzde 6.3’ü, erkeklerin ise sadece yüzde 0.3’ü genelde evden çalışıyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, Türkiye’de 2018’de is tihdam edilenlerin sayısı 28 milyon 738 bin. Buna göre Türkiye’de, yaklaşık 632 bin kişi genelde evden çalışıyor. Veriler, yaşlılar arasında evden çalışmanın daha yaygın olduğunu da ortaya koyuyor. AB’de 2549 yaş arasında genelde evden çalışma oranı yüzde 5, 5064 yaş arasında yüzde 6.4 oldu. l Ekonomi Servisi BDDK’ye bankacılıkta erken aksiyon alınması için yetki veriliyor. AKP Grup Başkanvekili Mehmet Muş, sistemik öneme sahip bankalara “önleme planı” yapma zorunluluğu getirilmesi ve finansal piyasalarda manipülatif ve yanıltıcı işlemlerin tanımlanmasını da içeren kanun teklifini TBMM Başkanlığı’na sunduklarını açıkladı. Teklifle özetle atılacak adımlar şunlar: 4 Bankaları tehlikeye düşürenlerin imza yetkisi kalkacak. 4 Türkiye Varlık Fonu ile yapılan işlemlerin kredi sınırlamasına tabi olmaması amaçlanıyor. 4 Banka ücret ve komisyonlarına dair yetki Merkez Bankası’na verilecek. 4 Manipülasyon suçunun cezasında alt sınır 3 yıla çıkacak. 4 Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’na (BDDK) bankacılıkta erken aksiyon alınması için yetki veriliyor. BDDK’nin bankalardan program isteme yetkisi genişletiliyor. Bankaların bilgi sistemlerinin yurtiçinde tutulmasında BDDK karar almaya yetkili olacak. Global, Socar LNG’yi alacak Global Yatırım Holding’in bağlı ortaklığı Naturelgaz, Socar Dağıtım’ın bağlı ortaklığı olan Socar Turkey LNG’yi satın almak üzere sözleşme imzaladı. Global Yatırım Holding’den yapılan açıklamada, Socar LNG hisselerinin Naturelgaz tarafından devralınmasının hemen ardından Socar LNG’nin Naturelgaz adı altında birleştirilmesinin planlandığı ifade edildi. Naturelgaz, bu satın alma ile CNG satabildiği il sayısını 49’dan 59’a yükseltecek. Global Yatırım Holding, Naturelgaz’da yüzde 95.5 hissedar konumunda. Socar Dağıtım ise Socar LNG’nin yüzde 100 hissedarı. l Ekonomi Servisi UniCredit, Yapı Kredi’deki payını yüzde 20’ye indirdi İtalya’nın en büyük bankası UniCredit stratejik hedefleri doğrultusunda geçen yılın sonunda Yapı Kredi’deki ortaklığını feshederek yüzde 40.95 olan payını yüzde 32’nin altına indirdikten sonra yeni bir adımla yüzde 12 payını da sattı. Satış, Yapı Kredi hissesi başına 2.88 TL fiyatla tamamlandı. Yapı Kredi Bankası’nın iki ana ortağı UniCredit ve Koç Holding, iş ortaklıklarını UniCredit’in stratejik hedefleri doğrultusunda kasım sonunda feshetmişti. Koç Holding ile İtalyan UniCredit ortak yönetimindeki Koç Finansal Hizmetler (KFS) ve Yapı Kredi Ban kası (YKB) paylarının alımı işleminin kapanışı ve “Pay Sahipleri Sözleşmesi” feshi sonrası Yapı Kredi yönetiminde de değişiklikler oldu. Yapı Kredi’den yapılan açıklamada, “Yapı Kredi Yönetim Kurulu üyelerinden; Marco Iannaccone, Yönetim Kurulu Murahhas Üyeliğinden ve Operasyonlardan Sorumlu Başkan (COO) görevinden, Gianfranco Bisagni, Mirko Davide Georg Bianchi, Carlo Vivaldi ile Giovanna Villa ise Yönetim Kurulu Üyeliklerinden ve bankamızdaki diğer tüm görevlerinden 5 Şubat 2020 itibarıyla istifa etmiştir” denildi. l Ekonomi Servisi Herkes şu soruyu sormalı: Neden biz böyleyiz? Deprem, çığ, uçak kazası... Peş peşe felaketler... Evet, doğal afetler de var ama ya insan eliyle yapılanlar? İhmaller, vurdumduymazlıklar? 3 elim olay yaşandı. Her üçünde de can kayıpları daha aza indirilebilirdi. Ama olmadı, olmuyor... Körlemesine ilerliyoruz... Stratejik planlamanın, bilimin, bilimsel düşüncenin, liyakatin, denetim mekanizmalarının yerini rant alıyor, cehalet alıyor, para hırsı alıyor, baştan savmacılık alıyor... Hal böyle olduğunda da her alanda yaşam hakkı ihlalleri ile yüz yüze kalıyoruz. Durumu en iyi Sabiha Gökçen’deki uçak kazasını yorumlayan kaptan pilot Bahadır Altan özetledi: “Ülke olarak bir duralım. Biz hâlâ 3. havalimanındayız, hâlâ kanal açıyoruz. Ülke freni patlamış kamyon gibi. Proje üstüne proje üretme yerine biraz aklıselim gerekiyor.” Aklıselim mi? Kim, nerede kaybetti onu? Çığ kurbanlarını kurtarmak için gidenler ikinci bir çığın altında kaldı. 36 can daha yitti. Neden? Çığ çok teknik bilgidir, bilinçsizce müdahale edilebilecek bir olay değildir. Ama onun yerine bir aklıevvel emir verdi, iş makineleri ile yolu açtırdılar. Yüksek desibel çığı tetikledi ve minibüs çığın altında kaldı. Depremi önleyemezsiniz ama çürük binalar yapmayarak, dolgu alanlara inşaat yasağı getirerek olabildiğince az kayıpla bir doğal afeti atlatmayı hedefleyebilirsiniz. Bir sel ve taşkınları önleyemezsiniz ama dere kenarlarına ev yaptırmayarak büyük faciaları önleyebilirsiniz... Eğer çığ faciası henüz çok taze iken miting yapıp şehir hastaneleri ile övünen bir Cumhurbaşkanınız varsa, havaalanında iniş yaparken parçalanan uçaktaki yaralıları da apron servisi ile taşıyabilirsiniz... Bugün devasa bir yetkinlik, sağduyu, uzmanlık, liyakat sorunu ile karşı karşıyayız. 17 yıllık iktidarın, tek adamcı politikaların sonuçları yaşadıklarımız... Daha da kötüsü toplumda otoriteye karşı oluşan büyük güven erozyonu. Bir kere güven sarsıldı mı, onu onarmak çok zordur. Katman katman yayılır... Önümüzde koca bir tehlike daha var: koronavirüs.. Bizden çok uzakta, gelmez buralara dersek kafamızı kuma gömmüş oluruz. Dünya tarihi pandemik salgınlarla dolu. Avrupa nüfusunun üçte biri veba salgını yüzünden yok olduğunu unutmayın. 170 uçak kazazedesi için yapılması gerekenlerin bile yapılmadığı bir süreç yaşadık. Bir anda Çin’de olduğu gibi yüzlerce hatta binlerce insanın korona şüphesi ile Türkiye’de hastanelere gittiğini bir düşünün. Var mı bir B planımız, kriz yönetimi stratejimiz? Yeterli ve kapsamlı karantina alanlarımız peki? Çin, 5 gün içinde günde 10 bin virüs taraması yapma kapasitesine sahip bir laboratuvar kurdu. 2020 Türkiyesi’ndeyiz. Hadi bırakın insanı, soğuk zincir olmadığı için neredeyse yarım milyon aşının zayi olduğunu biliyor musunuz? Bu konudaki Sayıştay raporunu okumanızı öneririm. Peki, yine hayvanlara yönelik Aşı Takip Sistemi’nin sadece 6 ay önce uygulanmaya başladığını biliyor musunuz? Tarım Bakanı Pakdemirli yeni itiraf etti geç kalındığını... Biz neden böyleyiz? Bir an önce şu soruyu ülkenin ana gündem maddesi yapmazsak daha çok felaket yaşayacağız. Herhalde biliyorsunuzdur... Prof. Türkel Minibaş... 11 yıl olmuş “Türkel Minibaş’lar Yetişiyor” projesini duymayanınız var mı? 11 yıl önce yitirdiğimiz yazarımız, benim sevgili dostum, ÇYDD’nin ikinci başkanı, iktisat profesörü... Ama ötesi de var, çok geniş kitlelere, genç, yaşlı, çocuk birçok insana bir şekilde “yüreği ile dokunabilmeyi başarabilmiş” özel insan, örnek insan... Bu yüzden ÇYDD’nin bu projesi çok anlamlı, özellikle içinde bulunduğumuz sapla samanın birbirine karıştığı, değerlerin altüst olduğu bu dönemde... Türkel Minibaş’ı örnek alarak, onun izinden gidip onun gibi birçok konuda bilgi ve öngörü sahibi, mesleğinde uzman birer toplum önderi olabilecek kadınlar yetiştirmeyi amaçlayan projeye keşke herkes karınca kararınca katkıda bulunabilse... Dün ölüm yıldönümüydü. ÇYDD Fatih Şubesi Türkel Minibaş Eğitim Evi’nde, ÇYDD Ayvalık Şubesi de mezarı başında sevgili dostumuzu andılar. Gönüllü BES getirisi arttı Türkiye Kurumsal Yatırımcı Yöneticileri Derneği (TKYD) Başkanı Mustafa Selim Yazıcı, gönüllü bireysel emeklilik fonlarının ağırlıklı ortalama net getirisinin son 10 yılda TÜFE’nin 72 puan, son 5 yılda 35 puan üzerinde getiri sağladığını belirtti. Yazıcı, “Gönüllü Bireysel Emeklilik Sistemi’nin (BES) başladığı 2004’ten itibaren ise TÜFE’nin yaklaşık 273 puan üzerinde getiri sağladığını görüyoruz. 2019’da ise gönüllü BES fonlarının ağırlıklı ortalama getirisi, enflasyonun 14.9 puan üzerinde gerçekleşti” diye konuştu. Yazıcı, en yüksek performansı katılım hisse senedi fonlarının gösterdiğini, ikinci sırada yabancı hisse senedinin, üçüncü sırada ise hisse senedi kategorisinin yer aldığını belirtti.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle