18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 7 ŞUBAT 2020 CUMA EDİTÖR: MÜNEVVER OSKAY TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN HABER Amaç ne? İdlib’de 2 Şubat’ı 3 Şubat’a bağlayan gece, yedisi asker, biri sivil, sekiz Türkün Esad güçleri tarafından şehit edilmeleri üzerine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, bu saldırının Suriye’de yeni bir miladın başlangıcı olacağını söylemiş ve şubat sonuna kadar süre vermiştir. Bu arada Rus ve Esad güçlerinin sivil halk üzerine yönlendirdikleri yoğun bombardıman Moskova ile Şam’ın Türkiye’ye yönelik göç dalgasını kışkırtan bir etken olmaktadır. Rusya ve Esad güçleri göçü teşvik ederken, bölgedeki El Kaide etkisindeki radikal dinci terör unsurlarını tasfiye ederek kontrolü tümden ele geçirmeye kararlı görünmektedirler. Böyle bir ortamda Türkiye’nin kendi ulusal çıkarlarına da barışa da daha çok hizmet edecek bir politikayı oluşturmak üzere yeni bir milada gerçekten ihtiyacı vardır. Bu miladın hayırlara vesile olması için, her şeyden önce Türkiye’nin Suriye’deki amacının ne olduğunun, ne istediğinin açık ve net bir şekilde belirtilmesi gerekir. Türkiye, şimdiye kadar resmi açıklamalarda hep, Suriye’nin toprak bütünlüğünü amaçladığını söylemiştir. Böyle bir istek doğaldır, çünkü Suriye’nin toprak bütünlüğü Türkiye’nin toprak bütünlüğünü, birliğini de çok yakından ilgilendirmektedir. HHH Bu gerçeği böylece vurguladıktan sonra, Türkiye’nin Suriye konusundaki eylem ve söylemlerinin birbirleriyle uyuşmadıkları için, hiç de inandrıcı olmadığını söylemeliyiz. Türkiye, Suriye olaylarının başlangıcında topraklarının Suriye’yi bölmek üzere yapılacak girişimlerin trampleni olarak kullanılmasına, silah, cephane ve isyancı güçlerin sınırlarından geçirilmesine göz yummuş, isyancıları silahlandırarak daha sonra da TSK’yi sokarak, Suriye batağına saplanmış, çatışmaların fiilen tarafı olmuştur. Türkiye’nin, Suriye politikasına maalesef hâlâ sürmekte olan iki saplantı egemen olmuştur: İhvan tutkusu ve Esad alerjisi. Bu iki saplantı, tümüyle yanlış değerlendirmelere ve kendi ayağına kurşun sıkmak kadar abes politikalara neden olmuştur. Mustafa Balbay’ın da belirttiği gibi, Türkiye Suriye’ye girerken, Suriye sorunu tümüyle Türkiye’ye girmiştir. Evet, Suriye savaşı belki de yakında bitecek, ama neden olduğu sorunlar Türkiye’de misliyle sürmeye devam edecektir. Durumun bu vahametini bir kez kavradıktan sonra şu soruyu sormalıyız: Ne için savaşıyoruz??? Eğer bu konuda yanıtımız her resmi açıklamada olduğu gibi, “bölgenin ve dolayısıyla Türkiye’nin de güvenliği açısından Suriye’nin toprak bütünlüğü” yanıtını vermeye kalkarsa AKP iktidarı şunu bilmeli ki, Suriye’nin toprak bütünlüğü amacına Ankara’nın bugüne kadar uyguladığı politikalarla ulaşmaya imkân yoktur. Bu durumda yeni bir soru çıkıyor ortaya: HHH Ne yapmalı? Her şeyden önce gerçekçi bir durum değerlendirmesi yaparak Esad’a karşı ayaklanmış dinci güçleri Suriye Milli Ordusu adını vererek desteklemeyi sürdürmekten vazgeçmeliyiz. Unutmayalım ki Suriye’de neyin milli olup neyin gayri milli olduğuna karar vermek yetkisi Türklerin değil, Suriyelilerindir. Kendi milli çıkarları doğrultusunda en doğru kararı Suriyeliler ve onun temsilcileri verecektir. Şu anda ortada görünenler içinde Suriye’yi temsil eden, İdlib’i El Kaide kalıntılarından ve Türkiye’nin de terör örgütü olduğunu sonunda kabul ettiği HTŞ’den temizlemeye çalışan Beşşar Esad’dır. Beğensek de beğenmesek de gerçek budur. Türkiye de kontrol noktalarını oluştururken, bu temizliği yapmayı taahhüt etmiş, ama yapmamış veya yapamamıştır. Bundan sonra yapılacak iş, Suriye’nin toprak bütünlüğünü sağlamak için Esad ile müzakereye başlamak ve Türkiye’nin denetimi altında olan güçlerin militanlarının da, ilan edilen aftan yararlanarak silah bırakmaya ikna edilmeleri olmalıdır. İDLIB ŞEHIDININ ANNESI Yürek dayanmadı Oğlu Gökhan Orhan’ın şehit haberinin verildiği sırada rahatsızlanan ve hastaneye kaldırılan annenin kalp krizi geçirdiği öğrenildi. İdlib’de şehit olan 8 askerden Uzman Çavuş Gökhan Orhan’ın annesi Fatma Orhan, geçen pazartesi İlçe Kaymakamı Eflatun Can Tortop tarafından şehit haberi verildiği sırada fenalık geçirerek hastaneye kaldırılmıştı. Sandıklı Devlet Hastanesi’nde yoğun bakımdaki annenin durumunun ciddiyetini koruduğu belirtildi. Öte yandan, Hakkâri Çukurca'da önceki gün el bombasının patlaması sonucu şehit olan Piyade Sözleşmeli Er Özgür Çelik’in naaşı, memleketi Kayseri’ye getirildi. Çelik’in cenazesi bugün Develi ilçesinde öğle vakti düzenlenecek törenin ardından toprağa verilecek. l İHA ‘ÜSTLERINE BASIP ÇIKMAM GEREKIYORDU’ l Kazada yaralanan Burak Ulus’un (42) annesi Ümran Ulus: “Oğlum, ‘Çıkmak istedim ama baktım çok yatanlar vardı yerde, üstlerine basıp çıkmam gerekiyordu. Onun için bekledim’ dedi. Ekipler tarafından çıkarılmayı beklemiş.” l Kazada yaralananlardan Aydınlı öğrenci Yağız Eray Esgin: “Uçak inişe geçtiğinde hava çok kötüydü. Şimşek çaktı, iniş yaptığımız sırada çok kötü sarsıldık. Açık olan acil çıkış kapısından atlayarak indim.” Kaza sonrası 21 yolcu uçaktan kendi olanaklarıyla çıkmayı başarırken koltuklar arasında sıkışanlar için ekipler saatler süren bir çalışma başlattı. Arama kurtarma çalışmaları geç saatlere dek sürdü. ÜÇ PARÇAYA BÖLÜNDÜ İzmir İstanbul seferini yapan Pegasus Havayolları’na ait Boeing 737800 tipi uçak, önceki akşam18.30’da Sabiha Gökçen’e indikten sonra duramayarak pistten çıktı. 50 metre sürüklenen uçak 3040 metreden toprak zemine düştü. Uçak burun ve kuyruğa yakın kısımlarından kırılarak üçe bölündü. ‘105 AMBULANSLA 21 HASTANEYE’ Kazadan yara almadan kurtulanlar ve hafif yaralıların havalimanının otobüsleriyle terminale taşınması da sosyal medyada tartışma yarattı. Görüntülerde boyunluk takılı yaralı vatandaş otobüsle taşınmaya tepki göstererek “Rezillik” ifadelerini kullanıldı. İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü ise iddiaların gerçekdışı olduğunu belirterek105 ambulans ile yaralıların 21 hastaneye taşındığını bildirdi. 2 yılda 3. kaza Pegasus’un son iki yılda 3. kazası. Pegasus Havayolları’na ait Boeing 737800 tipi uçak, 13 Ocak 2018’de Trabzon’da inişten sonra pistten çıkmış, kazada can kaybı yaşanmamıştı. 7 Ocak 2020’de yine Sabiha Gökçen Havalimanı’nda yaşanan kazada da aynı firmanın aynı tip uçağı iniş sırasında pistten çıkmıştı. 2 PILOT HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI. YARDIMCI PILOTUN DURUMU AĞIR Geride öyküleri kaldı Diş hekimi Zehra Bilgi Koçar yaşamını yitirdi. İşi çıkan eşi kazadan kurtuldu K azada ölen diş hekimi Zehra Bilgi Koçar’ın (30), 2019 Temmuz ayında evlendiği, eşiyle beraber İzmir’den İstanbul’a seyahat planladığı öğrenildi. Ticaret Bakanlığı’nda müfettiş eşi Gökhan Koçar, görevi çıkınca eşinden daha önce İstanbul’a gelmek zorunda kaldı. İzmir Katip Çelebi Üniversitesi diş hekim liği fakültesi protetik diş tedavisi anabilim dalı araştırma görevlisi Koçar’ın çalışma arkadaşları ise üzüntülü. Rektör Prof. Dr. Saffet Köse, Koçar’ın, çalışkan kişiliği ile dikkati çeken, hocaları, çalışma arkadaşları ve öğrencileri tarafından çok sevilen bir akademisyen olduğunu söyledi. Koçar, bugün Tekirdağ Malkara’da toprağa verilecek. Kazada yaşamını yitiren Songül Bozkurt’un da cenazesi İzmir’e gönderildi. Alev Gençoğlu’nun cenazesi ise bugün öğlen namazından sonra Erenköy’deki Galip Paşa Camisi’nde kılınacak cenaze namazının ardından Karacaahmet Mezarlığı’nda toprağa verilecek. Her koşulda ‘pas’ PEGASUSGENELMÜDÜRÜ: Emekli pilot Altan, 2004’te Gaziantep’teki kazanın benzerinin İstanbul’da yaşandığına dikkat çekti ZEHRA ÖZDİLEK zorla savaşa sokmak gibi bu. Böyle zorla havacılık ol Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistten maz tabiiki” diye konuştu. Hatayı sistemin bütü çıkan ve 3 kişinin yaşamı nünde aramak gerektiğini nı yitirdiği uçak kazası ile söyleyen Altan, şöyle de ilgili gazetemize konuşan vam etti: emekli pilot Bahadır Al “Hatalar zinciri bu ka tan, 2004’te Gaziantep’te zayı oluşturdu. Sade yaşanan uçak kazasından ce pilot değil. Burada 3. ders çıkarılmadığını be Havalimanı’nın yeri de da lirterek “Bütün dikkatler, yatırımlar her şey ‘dün Bahadır Altan hil pist istikametleri de dahil etken. Şöyle ki arka yanın en büyüğünü yapa rüzgârla pilot iniş yapamaz, cağız’ böbürlenmesine ayrılınca di pas geçmesi lazım. Ama pilota bu is ğer yerlerin altyapıları, arama kur tikamette bu rüzgâra rağmen iniş tarma eksiklikleri, pist bakımı ona serbest diyen bir kule var. Neden rımı kendi haline bırakılıyor. Sade pistin yönünü değiştirmiyor? Çünkü ce pilot ve kule değil, bir hatalar zin uçak inişte rüzgârı karşıdan almak ciri bu kazayı oluşturdu. Buna 3. zorunda. İstanbul havayolundaki tra Havalimanı’nın yeri de, pist istika fik kuzeye doğru. Buranın da kuze metleri de dahil” dedi. ye olması lazım. Ama oradaki pist is ‘Zorla havacılık olmaz’ tikameti güney/kuzey istikametinde. Pilotlar üzerinde baskı oluşturuyor, Sabiha Gökçen’in üvey evlat mu pilotlar tereddüt ediyor.” amelesi gördüğünü belirten Altan, Türkiye’deki kurumların neredeyse ‘Aynı kaza’ birbirini baltaladığını söyledi. Altan, “Aynı kaza 2004’te Altan, “Şirketler kendi pilot eksiği Gaziantep’de yaşandı; THY’nin ni gidermek için nereden pilot buldu Boeing’i pisten çıktı. Uçak gene arka larsa oraya saldırdılar. Bu, şirketler rüzgârla ıslak piste iniş yaptı, gecey arasında kaliteyi, her şeyi etkileyen di. Pilot kaptan duramadı ve pistten bir faktör. Dolayısıyla kurumlar arası çıktı. İşte bizim çıkmazımız, aynı ka ilişkiler işbirliği yerine baskıyla, zor zayı tekrar yaşıyoruz” dedi. la onun yetişmiş elemanını geri alıp l İSTANBUL Mehmet Tevfik Nane KARA KUTU INCELENIYOR Pegasus Hava Yolları Genel Müdürü Mehmet Tevfik Nane, “Acımız çok büyük. Kaza sonucu maalesef 3 misafirimiz hayatını kaybetti. 174 misafirimiz ve 6 mürettebatımız toplam 180 kişi çeşitli hastanelere sevk edildi” dedi. Toplantıya gözyaşları ile başlayan Nane’nin, konuşması sırasında da zaman zaman ağlamaya devam etmesi dikkat çekti. Nane, “Gerekli incelemeler devam ediyor. Kara kutu diye tabir edilen kayıt cihazlarımız alındı. Hep birlikte kayıt raporunun çıkmasını bekliyoruz. İfade etmek isterim ki, tüm pilotlarımız risk görülüyorsa pas geçmeleri, gerektiğinde yedek meydana devam etmeleri için teşvik edilir” dedi. Hisseler düştü Öte yandan, Pegasus hisseleri dün sert düştü. İlk işlemlerde yüzde 6.56 düşüşle güne başlayan hisseler, saat 10.03’te yüzde 4.88 kayıpla 71.1 liradan işlem gördü. l Ekonomi Servisi 3 kişinin yaşamını yitirdiği kazada, 180 kişi yaralandı. Faciayla ilgili soruşturma başlatıldı. Kule ve meydan görevlisi 4 kişinin tanık sıfatıyla ifadesi alındı. Kaza anında fırlayan 17 aylık bebeğin sağlık durumu iyi. İzmirİstanbul seferini yapan ve Sabiha Gökçen Havalimanı’nda pistten çıkan Pegasus uçağında 3 kişi yaşamını yitirdi, 174 yolcu ve 6 kişilik mürettebat ise yaralandı. Kazada diş hekimi Zehra Bilgi Koçar (30), Alev Gençoğlu (61) ve Songül Bozkurt (29) yaşamını yitirdi. Yaralıların tedavileri ise çeşitli hastanelerde sürüyor. Yardımcı pilot F.P’nin durumunun ağır olduğu, kaptan pilot M.A’nın durumunun hafif olduğu öğrenildi. İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, kazada yaralananlardan 92’sinin taburcu olduğunu açıkladı. Yerlikaya sosyal medyadan yaptığı açıklamada, 14’ü yoğun bakımda olmak üzere 88 hastanın tedavisinin devam ettiğini belirtti. İstanbul Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı uçağın 2 pilotu hakkında “taksirle birden fazla kişinin ölümüne ve yaralanmasına neden olmak” suçundan soruşturma başlattı. Pilotların, tedavilerinin ardından “şüpheli” sıfatıyla ifadeleri alınacak. Savcılık, alkol ya da uyuşturucu madde bulunup bulunmadığının tespiti için her iki pilottan kan örneği alınması talimatı verdi. Soruşturma kapsamında kule ve meydan görevlisi 4 kişinin tanık sıfatıyla ifadesi alındı. Seferler normale döndü Havalimanında seferler dün sabaha karşı 04.00’te pistin açılmasıyla normale döndü. Ulaştırma Bakanı Cahit Turhan, “Kaza uçağın sert inişi ve hızını kesemeyip pist başından araziye çıkması sonucu oluştu” dedi. İkinci kez havalanınca... Yaralılardan Rumeysa Demirtaş, uçağın yere çok hızlı iniş yaptığını belirterek “Hava şartlarından... diye konuştuk. İkinci kez havalandık, viyadüğün içine düşüp uçak parçalanınca olayın vahametini anladık. Eşimden önce ben çıktım. Birkaç kişi oradan atlamaya, ‘Uçak patlayacak, kaçın’ demeye başlayınca indim, sonra eşimi çıkardım” dedi. ‘Cep telefonlarınızı açabilirsiniz’ Omuz ve kalça kemiği kırılan görme engelli Şeref Demirtaş ise “Uçağın rutin inişinden çok daha gürültülü bir çarpmaydı. Sonra ‘Cep telefonlarınızı açabilirsiniz’ anonsu geldi. Ondan birkaç saniye sonra da viyadüğün üstünden uçak yere çakıldı. Uçakta büyük bir panik başladı” diye konuştu. En minik yaralı 17 aylık Ervanur Soydaş’ın durumunun iyiye gittiği belirtildi. Annesi Semanur Soy daş ile yolculuk yapan Ervanur Soydaş’ın ka Ervanur, 17 aylık. zanın etkisiyle başını çarptığı ve ayağın da incinme olduğu belirtildi. Yakını Büşra nur Kırlı, durumunun iyi olduğunu söyledi. Semanur Soydaş’ın vücudunda yanıklar ol duğunu belirten Kırlı, “Anneye hemen ula şıldı ama bebeği sonradan bulduk. Duru mu iyi. Kafasını çarpmış. Annesinin vücu dunda yanıklar var. Ağır bir travma geçir mişler, Ervanur sürekli uykudan uyanıyor. Tam uçağın kırıldığı noktada oturuyorlar mış. Anne orada sıkışmış zaten. Bebek fır lamış. Bebeği başka bir ekip getirmiş” dedi.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle