18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 27 ŞUBAT 2020 PERŞEMBE EDITÖR: ÇAĞDAŞ BAYRAKTAR TASARIM: ILKNUR FILIZ OLAYLAR VE GÖRÜŞLER [email protected] ‘İKINCI YENI’NIN ISIM BABASI... SAVAŞIM VE ACI DOLU BIR ÖMÜR Muzaffer İlhan Erdost GÜNAY GÜNER Yaşadığı tüm acılara karşın, bu her biri diğerinden değerli YAZAR yapıtlarında bilimden, nesnel gerçeklikten, göstergelerin Yıl 1956. “Akis”in edebiyat sayfalarında bir imzasız bölüm yayımlanır. Bu sayfaların “Şi ortaya koyduklarından, dolayısıyla ulusal bütünlük ve yayılmacı karşıtlığı ülküsünden hiçbir zaman ayrılmadı. irimizin Kaderi” başlıklı bölümün Postası”nda yayımlanan Ece Ay man gelecektir ve yerini yenisine bı de, şiirimizin, insanı ümitsizliğe han şiirine, Fayton’a karşı Orhan rakacaktır. düşürecek kadar geriye gidiş için Duru’nun tepkisinden doğar. Yazı Akıma adını vermesinin yanı sı de olduğu, geçmişi gıpta ile arattıra nın başlığı Orhan Duru’nun, “Bu şi ra engin birikimiyle Sol Yayınları ve cak bir boşluk bulunduğu, tartışma ir bana bir şey söylemiyor” sesleni Onur Yayınları çatısı altında, Mark lara karşın şöyle dört başı mamur şinin dönüşmüş durumudur. İkin sçı klasiklerin, dil devrimine olan bir şiir görülmediği, Orhan Veli, Ca ci Yeni’nin niteliklerinin ilk dillen tutkusuyla, Türkçeye kazandırılma hit Külebi, Oktay Rifat, Fazıl Hüs dirildiği yazı olarak (ilginçtir, gü sındaki; toplumbilim, siyasa üzerine nü Dağlarca, Bedri Rahmi Eyuboğ nümüzden bakınca da güncel,) “Bir yazdığı onlarca yetkin yapıtındaki eş lu, Cahit Sıtkı Tarancı, Attilâ İlhan, Şey Söylemeyen Şiir”in ayrıntıları siz özeni, İkinci Yeni tartışmaların Yahya Kemal Beyatlı gibi şairlerin na inmek gerekir: daki çözümlemelerinde de göstermiş şiirleri gibi bellekte kalan, yinele “...Bu şiir, bir şey söylerse, söyle tir. Erdost, İkinci Yeni’yi açıklamayı nen, bellekten okunan şiirlerin ya diği raslansaldır. Yani ozan bir dü sürdürürken anlamsız şiiri savunma zılmadığı yargılarına yer verilir. şünceyi, bir duyguyu, bir olayı anlat dıklarını, anlamsıza değin özgür ol Bu yazı üzerine Muzaffer Er mak için mısra kurmaya gitmez. Ke mayı savunduklarını; ancak söz ko dost bir yazı yazar. Yayın, “Son limeleri alır, onlardan mısrasını ku nusu yaklaşımlarının, şiir görüşleri Havadis”tir. Tarih 19 Ağustos 1956. rar. Ama sonunda şiir gene bir şey nin “anlamsız şiiri” savunmak, iste Son Havadis’in yönetmeni İlhami söyler” (s. 30). mek biçiminde algılandığını ve yayıl Soysal yazıyı ivedi istemektedir; zaman dardır. Erdost, Akis’teki imzasız yazıdaki anlayışı eleştirdiği yazısına son anda “İkinci Yeni” başlığı İkinci Yeni Şiirin bir yazın türü olmaktan çok, doğrudan ayrı sanat sayılmasına dö dığını belirtir. Ve sorar Erdost, “İkinci Yeni oluş tu da kötü mü oldu” diye. Kesinlikle çok güzel oldu, çok iyi oldu. Bugün nı atar. Yazıda “İkinci Yeni”nin geç nük savı dillendirir ve “çember” ör şiir okurunu azaltmak şöyle dursun; mediği hemen görülür. (Yazarın adı neğini verir. Çemberin hiçbir yerin Turgut Uyar’ın, Cemal Süreya’nın, ise dizgi yanlışı sonucunda Musaffer de kişioğlunun yaşantısının buluna Ece Ayhan’ın, Edip Cansever’in... şi olarak çıkar.) mayacak olmasına karşın, bir an için ir yapıtlarının el üstünde tutulduğu, Ne ki Muzaffer Erdost, çok değil yeryüzünden kaldırabildiğinizi var defalarca yeni basımlarının yapıldığı birkaç ay sonra, “Pazar Postası”nda, saydığınızda, hemen hiçbir uygula açık gerçektir. İkinci Yeni’yle, Türk 23 Aralık 1956’da yayımladığı “Bir yım olanağının, kolaylık ve güzelli okuru gerçek şiir işçiliğini tanımış Şey Söylemeyen Şiir” başlıklı yazı ğin kalmayacağını söyler. İşte şiir... tır. İmgeyi öğrenmiştir. Daha ön sında artık bir kavram, akım adı bo İkinci Yeni, o günlerin söyleyişiy ce yok muydu? Kuşkusuz vardı ama yutunda “İkinci Yeni”yi kullanır. le, “kendini bırakmış kişioğlu”nun şi ayrı boyutta idi. İlhan Berk, Muzaffer Erdost’a “Adı iri değildir. Yeni insanın ve yeni in İkinci Yeni’ye karşı, deyim yerin nı koydun” der. İkinci Yeni yazısının san ilişkilerinin; kolay şiirden zor şi deyse “kalem kavgası” amaçlı yazı ayrımına pek varan olmamıştır ama ire gidişin şiiridir. Birey ile toplum lar, kitaplar, ilginçtir; Muzaffer İlhan “Bir Şey Söylemeyen Şiir” başlıklı ya culuk çatışan değerler değildir. İkin Erdost’un cezaevi cezaevi, mahkeme zı tartışmaları başlatır; tartışanlarca ci Yeni’yi bireycilikle, anlamsızlıkla mahkeme savaşım verdiği; işkence da “İkinci Yeni” adı benimsenmiştir. suçlamak dayanaksızdır. Ve kuşku ve eziyet gördüğü dönemlerde yayım “Bir Şey Söylemeyen Şiir”, “Pazar suz bu şiirin de yetmeyeceği bir za lanır. Erdostların yaşamlarında böy le olmayan zamanlar da çok enderdir ya, o da ayrı... İnsanın, “Tam da bireyciyi, siyasa dışı sanatçıyı buldunuz” diye, alaysı seslenesi geliyor... Ülküsünden sapmadı Her biri bilimsel evrensel insanlık yapıtı olan Marksçı klasikleri, Türkçemize en yetkin biçimde Erdostlar kazandırdı; hem de canlarından olarak... Yaklaşık kırk cildi bulan, en yakıcı çözümlemeleri içeren Türkiye siyasası kitaplarını Muzaffer İlhan Erdost yazdı. Yaşadığı tüm acılara karşın, bu her biri diğerinden değerli yapıtlarında bilimden, nesnel gerçeklikten, göstergelerin ortaya koyduklarından, dolayısıyla ulusal bütünlük ve yayılmacı karşıtlığı ülküsünden ayrılmaması örnek, bilge bir kişiliğin yansımalarındandır. Yine Erdost usta bir ozan ve ressamdır. Özellikle İlhan Erdost’un öldürülmesinin ardından başlayan dönemde, adına İlhan’ı ekleyişi gibi, hem şiiri hem de resmi alabildiğine çığlıklanır. Kendini sağa sola vuran, yükseklerden bırakan bir çağlayandır. Müthiş şiirlerdir, ağıtlardır... (Erdost, şiirlerini, önceki yapıtı “Havada Kalan Güvercin”le birlikte, son dönem şiirlerini de ekleyerek Kasım 2015’te, “Havada Yanan Güvercin” adıyla yayımladı.) Bilge insan, usta yazarozantoplumbilimciressam Muzaffer İlhan Erdost’u 25 Şubat 2020’de yitirdik. Savaşım ve acılarla dolu bir yaşam noktalandı. Erdostlar Türk ekinine, Türk tarihine kazındı. Onlara ulus olarak gönül borcumuz sonsuzdur. Işıklarda uyusunlar... Kaynak: Erdost, Muzaffer İlhan, “İkinci Yeni‘Kuzunun Ağzındaki Tilki’”, Onur Yayınları, Kasım 2015 MUZAFFER İLHAN ERDOST TOPRAĞA VERİLDİ Dizelerindeki gibi uğurlandı Yayıncı, şair, yazar ve insan hakları savunucusu Muzaffer İlhan Erdost, Ankara’da son yolculuğuna uğurlandı. 12 Eylül işkencecilerinin katlettiği kardeşi İlhan Erdost’un adını yaşatmak için adına katan ve Türkiye’de birçok kuşağın sol bilincinin oluşmasına büyük katkılar sağlayan Muzaffer İlhan Erdost, yakınları, sevenleri ve okurları tarafından alkışlarla toprağa verildi. Sol Yayınları’nın kurucusu ve 12 Eylül darbesi sonrası Mamak Cezaevi’nde gözaltında dövülerek öldürülen Onur Yayınları’nın sahibi İlhan Erdost’un ağabeyi Muzaffer İlhan Erdost, (88) önceki gün tedavi gördüğü Ankara Yıldırım Beyazıt Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yaşamını yitirmişti. Erdost için dün Karşıyaka Mezarlığı’nda cenaze namazı kılındı. Cenaze törenine İlhan Erdost’un eşi Gül Erdost, Muzaffer İlhan Erdost’un kızı Suları Erdost, yeğenleri, İlhan Erdost’un kızları Alaz ve Türküler Erdost, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, CHP Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, CHP milletvekilleri Murat Emir, Sezgin Tanrıkulu, Utku Çakırözer, Mehmet Tüm, Kadim Durmaz, HDP milletvekilleri Ahmet Şık, Oya Ersoy ve Mehmet Rüştü Tiryaki, CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu ve CHP Ankara İl Başkanı Ali Hikmet Akıllı, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, eski CHP milletvekili avukat Şenal Sa Muzaffer İlhan Erdost rıhan, eski CHP milletvekili ve eğitimci Mustafa Gazalcı, Prof. Dr. Korkut Boratav, Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (um:ag) Başkanı Güldal Mumcu, um:ag Yönetim Kurulu üyesi Özge Mumcu Aybars, RTÜK üyesi İlhan Taşcı, RTÜK üyeliği düşürülen Faruk Bildirici, şair Mehmet Temizyürek, yazar ve yayıncı Remzi İnanç’ın yanı sıra gazetemiz yazarları Işık Kansu ve Mustafa Balbay ile gazetemiz Ankara Temsilcisi Sertaç Eş ile Erdost’un sevenleri, yakınları ve okurları katıldı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile DİSK, Veteriner Hekimleri Odası, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Türkiye Yayıncı lar Birliği, Yaybir, TKP, HKP ve Halkevleri de törene çelenk gönderdi. ‘Kardeşine kavuştun’ Karanfillerle bezeli olan Muzaffer İlhan Erdost’un tabutu, cenaze namazının ardından omuzlarda ve alkışlarla defnedileceği gömüte taşındı. Muzaffer İlhan Erdost, 2013 yılında kaybettiği oğlu Barışta Erdost’un yanında bulunan eşi Rana Erdost’un gömütüne toprağa verildi. Gömütü başında gazetemiz yazarı Mustafa Balbay, Remzi İnanç, Mustafa Gazalcı ve Muzaffer İlhan Erdost’un yeğeni Alaz Erdost konuşma yaptı. Muzaffer İlhan Erdost’u “Bizim bü NECATİ SAVAŞ yüğümüz o. Başımız sıkıştığında yanına koştuğumuz, bir sorunumuz olduğunda cevap bulduğumuz babamız. Bugün oğlunun ve eşinin yanına yatırdık. Eğer varsa böyle bir ihtimal kardeşine de kavuştun, çok sevdiğin arkadaşlarına da” sözleriyle anlatan Alaz Erdost, amcasının babasına yazdığı şiire atıfta bulunarak şöyle devam etti: “Ve biz duruyoruz bugün tabutun önünde. Biz ikimiz iki kardeş, ablam ve ben. Yan yana ve omuz omuza. Bize bıraktığınız onurlu soyadıyla başımız dik. Babamızı yatırdığımız Karşıyaka’da tam da istediğin gibi. Gözlerinden öpüyorum amcacığım.” l ANKARA/Cumhuriyet Kadına şiddet ve Diyanet Deutsche Welle Türkçe servisinden Burcu Karakaş, Diyanet’in ve müftülüklerin kadına şiddete nasıl baktıkları konusunda bir haber yaptı. Benim de yanlış olarak “Diyanet Fetvası” sandığım, aslında belli görevlilerin görüşlerini yansıtan bu haberin bazı bölümlerini aktarıyorum: HHH Konya Müftülüğü’ne bağlı aile ve dini rehberlik bürosunu, eşinin şiddet eğilimi olan bir kadın olarak arıyoruz... Vaizeye, şiddet nedeniyle boşanmayı düşündüğümüzü ileterek tavsiye istediğimizde de dini bilgiler ışığında sabretmenin önemini dinliyoruz: “Dayanılmaz hale geldiyse büyüklerinizle istişare edin. Allahüteâlâ Nisa suresinde buyurur ki; kadın ve erkeğin birer büyükle sıkıntıyı gidermeye çalışsınlar. Gençler kestirip atabiliyor. Biz diyoruz ki aile büyükleriyle sıkıntıyı aşmaya çalışın.” HHH Bir sonraki telefon, Çorum Müftülüğü’ne. Bu kez kocasının sözlü hakaretlerine maruz kalan bir kadın gibi arayarak “Elini kaldırdı, daha vurmadı ama endişe ediyorum” diyoruz... Vaize bize şu yanıtı veriyor: “Uygun dille sebebini sorun. Çok büyük bir sorun değil bu, konuşarak çözebilirsiniz. Akşam mesela sevdiği şeyleri yaptınız, çayın yanında sakince konuşun.” Şiddet gördüğümüzde ne yapmamız gerektiğini sorduğumuzda da: “Vurursa tepki vermeyin, oradan uzaklaşın. Odanıza çekilin. ‘Nasıl istiyorsan öyle yapayım’ diye olayı örtmeye çalışın, ama uygun zamanda açın. Suçlayıcı dille konuşmayın. ‘Nasıl istiyorsun, bilemedim. Bilsem öyle yapardım’ gibi konuşun” deniliyor. Peki, polisi aramak gerekir mi? Telefondaki kişi: “Yok, bu tür şeyleri çözersiniz inşallah. Allah’a emanet olun...” yanıtını veriyor. HHH Bu sefer de Niğde Müftülüğü’ne bağlanıyoruz. Aile ve dini rehberlik bürosunda o esnada vaize olmadığı için telefon vaize aktarılıyor. Erkek kişi, şiddet görme nedenimizi sorguluyor: “Şiddet göstermesinin sebebi ne? Bir erkeğin eşinden beklediği nedir? Akşam geldiğinde güler yüz, yemeğinin hazırlanması... Elinden geleni yapmana rağmen yaranamıyorsan farklı şeyler olabilir. Başka ilişkisi olabilir mi?” Telefondaki vaize, “Bazen saçımdan çekiyor. Korkuyorum. Polis çağırsam mı?” dememiz üzerine de polise başvurmadan önce iyi düşünmemiz gerektiğini söylüyor ve şöyle devam ediyor: “Dayanamayacak duruma geldiyse müracaat edebilirsiniz ama genellikle erkeğe üç beş ay evden uzaklaştırma veriyorlar. Onun için önce polise müracaat etmeden çözmenin yoluna başvuracağız. Siz acaba ters mi davranıyorsunuz?”... Bu sözlerin ardından kocanın inanç açısından nasıl biri olduğunu anlamaya çalışıyor: “Siz namaz kılıyor musunuz? Ya eşiniz” diye sorduktan sonra, “Beş vakit namaz kılmaya gayret edelim. Kuranıkerim okuyalım. İslami hayatımızı yoluna koymaya gayret etsek inşallah düzelir.” HHH Karakaş’ın haberi daha uzun ve ayrıntılı, https://www.dw.com/tr/ kadınaşiddetlemücadeledediyanettavsiyeleri/a52510157 adresinde okunmalı. Ben, kadınları ikinci sınıf vatandaş yerine koyan... Kadınların şiddete boyun eğmelerini öğütleyen... Hem erkeklere hem kadınlara haksızlık yapan... Diyanet’in ve Diyanet mensuplarının bu yaklaşımını şiddetle kınıyorum! Siz nasıl isterseniz. Braas’ta her tercihe göre bir kiremit var. İster klasik, ister modern. Braas’ın zengin renk ve doku seçenekleri ile çatınızda dilediğiniz görünümü yaratın. Her ayrıntısı titizlikle çözülmüş kusursuz Braas Çatı Sistemleri ile evinizde konforu hissedin. bmigroup.com/tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle