18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 27 ŞUBAT 2020 PERŞEMBE EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN KÜLTÜR ALTINKUM İLÇE SABMESRSANUTANIC’DLIASAIÇ’S9INAM’HINAN‘ERHLTAE’TYNAAECL EK BELEDİYESİ KUCAK AÇTI MESAM seçime geçici yönetimle gidecek Türkiye Musiki Eseri Sahipleri Meslek Birliği (MESAM), verildi. Bu 3 gün içerisinde karşı ekiple uzlaşırsak, mutabık ka Samsun’da engellenmek istenen Berna Laçin’in oyunu “Hayal Satıcısı” 9 Mart’ta ve sansür olaylarının üstlerine yapışmasından korkuyor, yani üzülüyor ve böyle anılmak 28 Mart’taki genel kurula geçi lınan isimler seçime götürecek, ci yönetimle gidecek. Eskiden uzlaşılmazsa atanacak isimler İmza günü şenliği saat 20.00’de Atakum Belediyesi Eğitim ve Eğ istemiyorlar. Samsun ile bir ilgisi yok tabbi lence Merkezi Büyük Salon’da sahnelenecek. bu durumun. Zaten biletlerimizin çoğu satıl Hatırlayalım, Elazığ ve Malatya depremleri dı, hâlâ satılıyor. Oyunun İzmir’de, Ankara’da MESAM’da görev yapan Recep le seçime gireceğiz. AvukatlarıErgül’ün seçimlerde 109 sahte mız gerekli çalışmaları yapıyorüyenin oy kullandığı gerekçesiy lar, ilerleyen günlerde detaylı Yıllar öncesi imza günlerine ilgi azdı. Artırmak için ünlü sanatçılar konuk olarak çağrılırdı. Bugün öyle değil. Tam ter sonrası attığı tweet’lerle AKP’liler tarafından oynaması için de telefonlar aldım ama ben le açtığı dava kabul edildi. İstan ca bir açıklama yapılacak” dedi. si bir durum yaşanıyor. İmza gününü okur is hedef haline getirilen sanatçı Berna Laçin’in Samsun’dan başlamak istedim” diyor. bul 1. Fikri Sınai Haklar Hukuk Timisi, mevcut yönetim kurulu tiyor. Grup olarak ya da tek başına yapılan yer aldığı oyun, Samsun’da sahnelenecekti, ancak belediye tahsis edilen salonda oyunun sahnelenmesini engelledi. Sonrasında Doğa Koleji’nde sahnelenecek oyun yine engellendi: Son olarak, ilçe belediyesine bağlı bir salon O bölgeye ait “Gerçek Taraf” gazetesinin yine tehditler savuran haberler yaptığını söyleyen sanatçı, “Bazı kişileri korkutabilirler ama biz sanatçıları ve ilçe belediyesini korkutamadılar” diyor. Bu durumun tam bir ironi olduğunun altı Mahkemesi’nde dün görülen dava sonucunda Arif Sağ ve yönetimi görevden alındı. MESAM Yönetim Kurulu üyesi Ali Haydar Timisi gazetemize yaptığı açıklamada, “Kayyım olarak seçimde yeniden aday olduklarını da sözlerine ekledi. MESAM’da bundan iki yıl önce Orhan Gencebay ve ekibi yönetimi şikâyet etmiş, Kültür ve Turizm Bakanlığı da Arif Sağ yö imza günleri dolup taşıyor, bir şenlik yaşanıyor. Yaygınlaşan kitap fuarlarında yazarlar, Türkiye’nin dört bir köşesinde okurlarıyla buluşabiliyor. Yazar, sağlık sorunu yaşasa bile bu şenliğe mühür basarak “Kaşeİmza Günü” sloganıyla katılıyor! Çok iyi anımsıyorum, TYS’nin kuruluş yıldö verildiğini söyleyen Laçin, “Ben zaten oynaya nı çizen Laçin, “Tiyatro yapıyoruz, anarşik bir atanması söz konusu değil. Kar netimini görevden almış, birliğe nümünün kutlandığı şimdi Gezi Parkı’nın bu cağımı söylemiştim hiçbir şekilde vazgeçme eylem içinde değiliz. Kadına toplumsal bas şı taraf seçimlerin ertelenmesi kayyım atamıştı. Daha sonra 31 lunduğu Taksim Sanat Galerisi’nde, 1977 ya dim. Samsun Atakum Belediyesi bizi aradı ve kı olarak yola çıktığım bu projede ben baskı ni istiyordu ama 28 Mart’ta se Mayıs 2018’de genel kurul ya da 78 olabilir, bir imza gününde; Sezen Ak bize bir salon tahsisi etti” diyor. Samsun’dan birçok kişinin sosyal medyada destek için yazdığını ve kadın derneklerinin aradığını belirten Laçin, “Bu arada şunu fark ettim. Belli şehirlerdeki insanlar yasak, engel gördüm. Bir de beni rahatsız eden tiyatro salonlarının birilerinin elinde olması durumu. Tiyatro salonları sanatçıların ve halkındır, kimsenin tekelinde değildir. Umarım bu durumda değişir” diyor. l ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK çim olacak. Mahkeme, seçimlerin tarafsız bir yönetimle yapılmasını istedi. Bu süreçte 3 kişilik bir heyet kurulmasına karar pılmış, bu seçimde de yeniden aday olan Arif Sağ ve ekibi tekrar yönetime gelmişti. l ORHUN ATMIŞ su, İlhan İrem, Yeliz, Asu Maralman, Dostlar Tiyatrosu konuk olmuş, yazarlar kendi kitaplarını imzalamış, sanatçılar okurlarla sohbet etmiş, çokça fotoğraf çektirmişlerdi. Üstelik o imza gününde ünlü yazarlar da vardı. Çünkü toplum 1960 sonrası yasaklardan ‘Basının gücü, sözün gücüdür’ ‘Sonsuz Şimdi’sonsuza kurtulmuş, özlediği kitaplara kavuşuyordu. Okuma susamışlığını gideriyor, gençler okuyor, özellikle kuramsal kitaplara yöneliyor, içselleştirip eylem yapıyordu. 1970’li yıllarda bu okumuşluk eyleme dönüşürken, 1980 darbesi her şeyi yıktı, altüst etti. Toplum yine bir 20 yıl geriye gitti, yasaklar Yaşar Kemal anma etkinlikleri Basın Müzesi’nde başladı kalmadan gezilmeli! başladı. Şimdiki gibi. Ancak o zaman da yine kimi cesur gazeteciler gündem olan kitaplarla ya da gündemdeki konularla çok satan kitaplara imza attı. Örneğin Uğur Mumcu’nun Sakıncalı Piyade, Bir Pulsuz Dilekçe, Suçlular Gazeteciyazar Yaşar Kemal’in ölümünün beşinci yılında düzenlenen anma etkinliklerinde, yazarın gazeteci yanı öne çıkarıldı. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) ve Yaşar Kemal Mehmet Aksoy’un, ‘İÇINE TÜKÜRÜLEN’ HEYKEL ve Güçlüler, Mobilya Dosyası (Altan Öymen ile), Çıkmaz Sokak; Emin Çölaşan’ın Turgut Nereye Koşuyor kitapları büyük ilgi görmüş, çok satmıştı. İki yazarın yapıtları da inceleme/ Vakfı işbirliğiyle Basın Müzesi’ nde düzenlenen törende TGC Başkanı Turgay Olcayto, “Gazetecilerin hakları için nerede bir eylem yapsak önce Yaşar Kemal gelirdi. Çok iyi bir muhabir ve röportaj yazarıydı” derken törene katılan İBB Başkanı İmamoğlu da Beylikdüzü’nde 2015’ten bu yana yaptığı heykellerinden oluşan kaldırılan “Periler Ülkesinde” ve “Baba oğul” heykellerimi tekrar yerine diktirdim. Ama yeni öğrendik ki Altınpark’taki “Ba ba oğul heykeli” parampar araştırma yöntemiyle kaleme alınmış kitaplardı. Tıpkı günümüzdeki Barış TerkoğluBarış Pehlivan’ın Metastaz, Murat Ağırel’in Sarmal, Aytunç Erkin’in Dayının Casusları, Soner Yalçın’ın Kara Kutu, Toygun Atilla’nın İfşa adlı kitapları gibi... açmış oldukları kütüphaneye Yaşar Kemal adının manevi güç kattığını hatırlattı. Vakıf Başkanı ve eşi Ayşe Semiha Baban, “Ona takip ettiği orman yangınları, deprem gibi felaketler nedeniyle Cumhuriyet gazetesinin ağır işçisi derlermiş” dedi ve gazetemizde yaptığı röportajlardan bahsederek Yaşar Kemal’in 2011 tarihli Çağdaş Gazeteciler Derneği’ne hitaben yazdığı mektubu okudu. Mektupta şunlar yer alıyor: “Basının gücü, sözün gücüdür. Onun için de basın her zaman baskı altında kalmıştır. Basın da kendisinden korkuyor. O da kendi kendini eleştiremiyor. Gazetecilik yaratıcılıktır. Gazete, okuyucusunu kendisi yetiştirir. Gazete haber verir. Okuyucunun nabzına göre şerbet vermez. Basın kendi çıkarı da olsa, hiçbir çıkarın yanında olmamalıdır. İşte basının özgür olması budur. Selam olsun düşünce özgürlüğü ve insan hakları için direnen meslektaşlarıma. Selam olsun, korkunun üzerine yürüyenlere. Selam olsun insanlık toptan tükenmedikçe umudun da tükenmeyeceğini gösterenlere.” ‘Son röportajı işçi çocuklarla’ Turhan Günay’ın üstlendiği toplantıda gazeteciyazar Fahri Aral, sinema yönetmeniyazar Arif Keskiner ve gazeteciyazar Barış İnce konuşmacı olarak yer aldı. Günay, “Cumhuriyet’te son röportajı işçi çocuklarla yapmıştır” hatırlatmasını yaparken Fahri Aral da, “En sevdiğim kitabı Ölmez Otu’dur. Yanan Ormanlarda 50 Gün diye bir kitap yazmış ve Orman İşletmeleri’nde bu kitap dağıtılmıştı.” diye anlattı. Barış İnce ise, “Bugün, halkın dertleri konuşulmaz oldu. Yoksulların, işçilerin, köylülerin edebiyatı ön plana çıkmıyor. Yaşar Kemal halkın sorunlarını da, neyi ne kadar kullanacağını da çok iyi biliyordu” dedi. sergisi 15 Mart’a kadar Galeri Artist’te görülebilir. AKP’lilerin eserlerini hedef aldığı ve zarar verdiği dünyaca ünlü heykeltıraşımız Mehmet Aksoy’un, 2015’ten bu yana yaptığı heykellerinden oluşan “Sonsuz şimdi” sergisi 15 Mart’a kadar Galeri Artist’te görülebilir. n Pegasus, İkarus, Şaman ve Ka’sı, Şahmeran, Ruhgüder, Adem ile Havva ve diğerleri: Sizi etkileyen neydi? Günümüzün temel çelişkisi insan ve doğa! Bizler artık doğanın bir parçası değiliz, bunu unuttuk ve doğaya düşman olduk. Doğa sanki bir engel de aşıyoruz. Gelişen teknoloji böyle bir etkiye sebep oluyor, bir şey sandı insan kendini. Bu büyük bir açmaz ve dünyanın baş çelişkisi! Şamanların doğayı savunması, iç içe olmaları, nesnelerin canlı olduğuna, maddi varlığın ötesinde bir ruha sahip olduklarına inanmaları, bir dünya görüşü olarak kabul ettiğim şeyler. Şamanlar konusuna da ruhlardan geliyoruz, her şeyin bir ruhu, bir anlamı var; havanın, ateşin, suyun, ağacın, taşın, toprağın. Hepsinin ruhu var ve Şamanizm de bunlar çok değerli. Kapitalist dünyada en büyük değer para! Bu çarpık sistem mafyavari bir hale geldi, yapılan başka, söz başka, yalanlar dünyasına girdik. Mehmet Aksoy’un günlük siyasetin içine çekilmesi, 1994’de Ankara BB Başkanı Melih Gökçek’le yaşadığı “Tükürürüm bu sanatın içine” tartışmasıyla başladı. Sanatçı bunu “Melih Gökçek’le mahkemelerde on yıl uğraştım ve davayı kazanarak, Altınpark’tan ça edilmiş, “Periler Ülkesinde” ise kırılmış. Ankara Belediyesi haber verdi. Avukatım İlhan Cihaner’le birlikte konuyla ilgileneceğim. Sanata, sanatçıya çok ciddi baskı var ama bu bizi yıldıramaz. İnsanlık mağara devrinden beri sanat yapmıştır. Bu ekmek su gibidir, kimse önleyemez, kimse sanatçıya pranga vuramaz. Sanat zaten insanın kendini arama macerasıdır. Ben sanatımı çok ciddiye alırım.” ‘Şahmeran’ n Eserlerinizin bir ruhu var? bunların taşıyıcısıyız. Bunların ben Bu canlılık hissini vermek için mer deki yansımaları... mer ve demir karışımına gittim. İçe n Yeni projeleriniz var mı? rik ve malzeme arasında önemli bir İlyada ve Homeros üzerine çalışı ilişki kurdum. Her içeriğin bir yorum, demir heykeller ola malzemesi vardır. Bazı içerikle cak, sahneler halinde anla re bazı malzeme gitmez. Şaman tacağım. İlyada dünyanın larda mermeri çok sevdiğim hal en büyük destanı. Bütün sa de kullanmıyorum. İlla de ke natçıları derinden etkile ten taşı, kalker olmalı. Merme miş, insani durumlar, bü rin aristokrat durumu var, kul yük öğütler içeriyor. Altın el lanım alanları yüzünden aldığı madan başlayıp, Paris’in se bir imaj. Elitizm doğada yoktur, herkes eşittir ve farklıdır. çiminden savaşa, Akhilleus’a Mehmet Aksoy (Aşil) Hektor’un dövüşün n Sarı kız efsanesinin ve arketiple den, cenazesine kadar, sahne, sah rin dahil olduğu mitoslar nasıl doğdu? ne anlattığım bir yol tasarlıyorum. Sarı kız, Kaz Dağları’nın simgesi ve Ve bu yol, Atatürk’le bitecek. Tru orada yaşanan olaylara ithafendir. Bir va Anadolu’dur; bu savaşı Kurtu baba ve kızının hikâyesidir; beni çok luş Savaşı’na benzetirim. Atatürk etkilemişti. Arketipler ise insanlığın “Hektor’un intikamını aldık” demiş vazgeçilmezleri, mağaradan bugüne tir. Bu çalışmayı 100110 metrelik var olan şeyler, korkular, sevinçler, bir alana düşünüyorum. Gönlümde iştahlar, hırslar her şeydir. Ve bizler İzmir var. l Kültür Servisi Mina Urgan’ın Tahsin Yücel’e söylediği Öte yandan 1990 öncesinde kimi romancıların da romanları çok satan kitaplar oldu.1990 sonrasında ise çok satan yazarlardan biri Mina Urgan’dı. Okuyanlar anımsayacaktır, Mina Urgan’ın (19152000) yaşamını yitirmeden iki yıl önce yayımladığı kitabı Bir Dinozorun Anıları (YKY), büyük bir ilgi gördü. İlgi görmesinin bir nedeni Mina Urgan’ın yaşadıklarını korkmadan, çekinmeden anlatmasıydı. Kendisiyle yapılan bir söyleşide “Eğer yaşadığım çağa çirkinlik ve bayağılık egemense, ben böyle bir çağa niçin ayak uydurmak zorunda kalayım... Tam tersine başkaldırırım, direnirim böyle bir çağa karşı” demişti. Başkaldırmış, gerçeği yazmıştı. Mina Urgan, çok satmasını arkadaşı Tahsin Yücel’e “Çok bayağı mı yazıyorum Tahsin, kitabım böyle çok satıyor” diye sormuş, Tahsin Yücel de “Her çok satan kitabın basit, bayağı olamayacağını” kendisinin yazdığı gibi bilinmeyen gerçeklerin de çok değerli olduğunu ve çok satacağını ona söylemişti. Tahsin Yücel’in Mina Urgan’ı değerlendirişi Tahsin Yücel, bilim insanı, yazar, çevirmen Mina Urgan’ı şöyle değerlendiriyordu: “Arkasında zengin bir bilgi birikiminin ürünü olan birçok değerli yapıt bıraktı. Ama bu değerli yapıtlarla övünmek şöyle dursun, Virginia Woolf’tan yaptığı çeviri için 1995 Sedat Simavi Edebiyat Ödülü’nü verdik diye neredeyse kızmıştı bize. Bir Dinozorun Anıları ve Bir Dinozorun Gezileri’nin, bu içten anıların gördüğü büyük ilgiden de bayağı rahatsız oldu, neredeyse kendi kendinden kuşku duymaya kadar götürdü işi. ‘Başarı’ aramamanın bedeli bu olmalıydı.” Bu konuya bir imza gününden geldik. İmza ‘Sanata Özgürlük’ konserine yasak Grup Yorum üyeleri ve sanatçılara yönelik baskılara son verilmesi için dün düzenlenmek istenen “Sanata Özgürlük” konseri, Avcılar Kaymakamlığı tarafından yasaklandı. Türkiye Yazarlar Sendikası (TYS), Sanatçılar Girişimi, PEN Yazarlar Derneği, Sanat Meclisi ve Dünya Şiir Hareketi tarafından yapılması planlanan etkinlikte çok sayıda yazar, şair ve müzisyen sahneye çıkacaktı. TYS yaptığı basın açıklamasıyla karara tepki gösterdi. Açıklamada, “Anayasal hakkımız olan düşüncemizi serbestçe ifade etme, yayma hakkımız elimizden alınmıştır. Salonlar açılsın, şarkılar susmasın” ifadeleri kullanıldı. Şair Korkmazgil anıldı Toplumcu gerçekçi akımın önde gelen şairlerinden Hasan Hüseyin Korkmazgil 36. ölüm yıldönümünde anıldı. 26 Şubat 1984 yılında yaşamını yitiren Korkmazgil, 1927’de Sivas’ın Gürün ilçesinde doğdu. 1950’de Ankara Gazi Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nden mezun oldu. Maraş Göksun’da öğretmenliğe başladıktan altı buçuk ay sonra, siyasi eylemde bulunduğu gerekçesiyle yargılanarak, iki yıl hapis cezasına çarptırıldı ve öğretmenlik görevine son verildi. Serbest kaldıktan sonra trenlerde, kahvelerde, otellerde karakalem portreler çizdi, tabelacılık, arzuhalcilik, hayvan bakıcılığı ve toprak işçiliği yaptı. Ankara’da Yenigün gazetesinde yazarlık ve idare müdürlüğü yaptı, Yeni Toplum dergisinde ve Yeni Halkçı gazetesinde çalıştı, oradan emekli oldu. 1986 yılında beyin kanaması sonucunda yaşamını yitirdi. Korkmazgil’in çok sayıda şiiri bestelenerek çeşitli müzik gruplarınca seslendirildi. l Haber Merkezi gününün amacı da aslında kitabı okura ulaştırmak. Okurun kitap edinmesini, okumasını sağlamak değil mi? Yoksa övünmek mi? Karl Marks’ın imza günü Felsefeci, eleştirmen, yazar Cengiz Gündoğdu, yeni çıkan Kapital’in Mantığı (Tekin Yayınevi) adlı kitabında Karl Marks’ın kitabı için söylenen “Kapital çok satılan, az okunan, hiç anlaşılmayan bir yapıttır” sözünü yineliyor. Ekliyor: “Kapital, insanın görme...anlama...kavrama gücünü kelepçelerden kurtaran bir yapıttır. Kelepçeler kırıldıkta (Gündoğdu, ça yapım ekini ta biçiminde kullanıyor. H.A.) sen, kendini, öteki insanı, yaşadığın dünyayı açık seçik göreceksin.”           İnsanın aklına ister istemez, Karl Marks imza günü yaptı mı sorusu geliyor. Yanıtı önemli mi? İmza günleri de önemli değil. İster çılgınca sürsün; ister ağır aksak yürüsün, kitaplar oku ra ulaşsın, o da sorumluluğunu yerine getir TELEVİZYON Hazırlayan: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK YAYIN AKIŞI 10.30 Biz Bize 12.00 Haber 12.30 Söz İstanbul’da 13.00 Haber 14.00 Haber 14.30 Ellerin Türküsü 15.30 Dünyadan Haberler 16.00 Güncel 18.30 Günce 20.00 Ana Haber Bülteni 21.00 Durgun Sular 21.30 Sağlığa Yolculuk 22.00 Güncel 23.00 Ellerin Türküsü 10.00 Günseli Kato İle Miyako’dan Payitahta 11.00 Evliya Çelebi 11.30 Anadolu Arkeolojisi 12.00 Koleksiyoner 12.30 Hayat Sanat 15.00 Muasır 17.00 Bir Resim Bir Hikâye 18.00 Hayat Sanat 18.45 Sinema + 19.45 Belgesel : Troya Hazineleri 21.00 Yabancı Sinema: Umut Limanı (Le Havre) 07.15 İsmail Küçükkaya İle Çalar Saat 10.00 Çağla İle Yeni Bir Gün 12.15 Sizi Böyle Alalım 14.00 Temizlik Benim İşim 16.00 Zuhal Topal’la Sofrada 19.00 Fatih Portakal İle FOX Ana Haber 20.00 Mucize Doktor 07.30 Günaydın Türkiye 11.00 Medya Mahallesi 13.00 Haber Masası 16.00 Günün Raporu 17.40 Piyasalar Kapanırken 19.30 Mehmet Tezkan 20.00 Halk Ana Haber 21.00 İşin Aslı 23.00 Ayrıntılar 10.55 Tersane 11.45 Notre Dame Felaketi 12.40 Salgın 13.35 Sistemi Kandır 14.25 Yıldızlarla Buluşma 16.10 Tersane 17.05 Sistemi Kandır 18.00 Yıldızlarla Buluşma 19.00 Ahmak Bilimi 20.00 Kanunsuz Ada 21.00 Uçak Kazası Raporu 10.00 Haber 10 11.00 Kulis 13.00 Haber 13 14.00 Gün Ortası 16.00 Tele Ekonomi 17.00 Sağlık Masası 18.00 Ana Haber 20.00 18 Dakika 21.00 Türkiye’nin Gündemi 23.00 Gün Bitiyor 00.30 18 Dakika 11.25 Alaska: Son Sınır 13.05 Alaska’yı Mesken Tuttuk 14.45 Nasıl Yapılmış? 16.30 Altın Peşinde 19.10 Tamirat Tadilat 20.05 Hurda Avcıları 21.55 Ripley İle İster İnan İster İnanma! 22.50 Sokak Çılgınları 07.00 Güne Başlarken 09.00 Haber Merkezi 09.25 NTV Ekonomi Geri Sayım 12.35 NTV Ekonomi Piyasa Ekranı 14.35 İhracat Kulübü 16.00 Günün İçinden 16.25 Spor 16.35 Dünyanın Haberi 17.35 Gece Gündüz 18.00 Günün İçinden 19.00 Akşam Haberleri 19.20 Sporun Not Defteri 20.00 Ana Haber 21.00 Yakın Plan 23.00 Gece Bülteni [email protected] sin, gerçeği, dünyayı açık seçik görsün, yeter! Yetmez mi? KEDI METROYA YETIŞTI [email protected] Muhabbet lafta kaldı! Adı bile çağırıyor: Muhabbetli Konserler! Zorlu PSM’de yeni bir etkinlik, birincisine yer kalmamış dediler, bu da kesin gitme nedeni! Koşturup gittim ama bir sürü boş yer var, davet edilip gelmeyenlerdir, hep yapıyorlar. Gülsin Onay, beyazlar içinde geldi, prensesler gibi zaten, Chopin’den seçilmiş bir repertuvar hazırlamış. Bir saat kadar çaldı. Aradan sonra perde yeniden açılınca baktık ki piyano kenara çekilmiş, ortaya konulan divana İlber Hoca ve Gülsin Hanım oturmuş, (ayakkabıları da çok şık) moderatör bey de mikrofonlar takılmış, koltukta. Onlar Hoca’yı tanımıyor herhalde. Zaten aksiliği de üzerindeydi, suratını buruştura buruştura Chopin’den girdi, Ruslardan çıktı, Polonez köye bile geldi gitti, Osmanlı filan derken zaten Gül sin Onay, ağzını açmıyor, öteki de açmaya yelteniyor ama ne mümkün. Hoca saatlerce konuşsa dinlenir, malumatfuruş. Ama günlerden salı. Metro erken kapanıyor. Konser dokuzda başlamış. Saat olmuş 23.30. Yavaşça tüyüyorum! Herkesin şoförlü arabası yok. Ertesi gün iş var. Ya bu konserleri erkene alın, ya da bu kadar uzatmayın. Keyifli de olsa, uzun geliyor.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle