25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
KÜLTÜR EDİTÖR: ÖZNUR OĞRAŞ ÇOLAK TASARIM: ŞÜKRAN İŞCAN 13 19 ŞUBAT 2020 ÇARŞAMBA Bağımsız filmler de gösterilebilecek Sinema destekleri açıklandı İBB’den ‘Ulusal Çocuk Besteciler’ yarışması Müzikle ilgilenen çocukların yaratıcılığını geliştirmek ve beste yapmalarını teşvik etmek amacıyla İstanbul Büyükşehir Belediyesi, ilk kez yapılacak olan “Ulusal Çocuk Besteciler Yarışması” düzenliyor. Müzik türü kısıtlaması olmayan yarışmaya, sadece İstanbullu çocuklar değil, Türkiye’nin her yerinden çocuklar katılabilecek. Yarışmada 20052013 yılları arasında doğan çocuklar için, 79 yaş, 1012 yaş ve 1315 yaş olmak üzere 3 farklı yaş kategorisi bulunuyor. Başvuru süresi 30 Mart 2020 tarihinde sona erecek olan yarışmanın sonuçları 17 Nisan’da düzenlenecek olan ödül töreninde açıklanacak. Yarışma jürisi Yarışmanın jüri üyeleri; keman virtüözü Cihat Aşkın, besteci Turgay Erdener, çellist Ozan Evrim Tunca, kemençe sanatçısı Derya Türkan, piyanist ve orkestra Şefi İbrahim Yazıcı, besteci Çiğdem Erden’den oluşuyor. Nedret Gürcan adına edebiyat ödülü Payda Yayınları şair, yazar ve yayıncı Nedret Gürcan adına edbiyat ödülü vereceğini duyurdu. Geçen yıl eylül ayında yaşama veda eden Gürcan adına verilecek ödülün seçici kurulunda, Ahmet Özer, Ali Mustafa, Hasibe Ayten, Mesut Özcan ve Özgen Seçkin yer alacak. 2020 yılında ilki verilecek Nedret Gürcan Edebiyat Ödülü, üç büyükşehir (Ankara, İstanbul, İzmir) dışında Anadolu’da düzenli olarak yayın hayatını sürdüren bir dergiye verilecektir. Diğer katılım koşulları ve ödülle ilgili soru ve detaylar için paydayayincilik@gmail.com adresi ile iletişim kurulabilir. Minik kuğular Çankaya’da Çankaya Belediyesi Zülfü Livaneli Kültür Merkezi’nde yeni dönem bale kurslarında dersler başladı. 5, 6 ve 7 yaşındaki minik öğrenciler, temel dans eğitimlerini uzman eğitmenler eşliğinde alıyor. Çocuklar dansla buluşmanın yanı sıra, hem fiziksel fayda görüyor hem de organize bir ortamda sosyalleşme ve bağ kurma olanağı buluyor. Bale eğitimi ayrıca çocukların sözsüz iletişimi sağlayan beden dilini öğrenmelerine de imkân tanıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın sinema sektörüne destek verdiği projeler açıklandı. Bu yıl ilk kez yeni Sinema Kanunu ile sinema salonlarında yeterince yer bulamayan bağımsız yerli filmlerin sinemaseverlerle buluşturulabilmesi amacıyla yeni bir A türü olarak getirilen “Yerli Film Gösterim Desteği” de hayata geçirildi. Bakanlık tarafından, bu yılın ilk destekleme kurulunda “Animasyon”, “Proje Geliştirme”, “Kısa Film”, “Senaryo ve Diyalog Yazım” ile “Yerli Film Gösterim” türlerinde toplam 904 başvuru değerlendirildi. Bakanlık destekleri, önceki yıllarda muhalif yönetmenlere destek verilmemesiyle tartışmalara konu olmuştu. Bu yıl yapılan açık lamaya göre, en son Sundance Film Festivali’nden ödülle dönen “Kelebekler” filminin yönetmeni Tolga Karaçelik bile, “Bir Seri Katil Hakkında Yazmaya Karar Veren Yazarın Sığ Hikâyesi” isimli yeni projesiyle destek alabildi. “Bağlılık Aslı” filmiyle beklenen seyirci rakamlarına ulaşamayan Semih Kaplanoğlu, “Bağlılık Fikret” isimli yeni filmiyle destek alabilen isimler arasında. Altın Portakal ödüllü yönetmen Tayfun Pirselimoğlu’nun “İdea” projesine ise destek verilmediği görülüyor. Dört sinema sektörü temsilcisi ile dört bakanlık temsilcisinden oluşan kurul tarafından yapılan değerlendirme sonucunda toplamda 116 projenin 3 milyon 384 bin TL desteklenmesine karar verildi. Bağımsız yerli filmlerin seyirciye ulaşabileceği sinema salonlarının sayısının artırılmasını hedefleyen bakanlık, yılın ilk destekleme kurulunda 10 ayrı sinema salonu işletmecisinin 12 ayrı şehirde bulunan 16 sinemasına destek verdi. Gelecek aylarda da devam edecek olan sinema destekleri kapsamında, İlk Uzun Metrajlı Kurgu Film Yapım, Uzun Metrajlı Sinema Film Yapım, Dağıtım ve Tanıtım, Ortak Yapım ve Çekim Sonrası destek başvuruları mart ayı içerisinde, belgesel film destek başvuruları ise nisan ayında değerlendirilecek. Bakanlığın destekleme kurul kararının detaylarına https://sinema.ktb.gov.tr/TR255308/20201sayilisinemadesteklemekurulukarariaciklandi.html adresinden ulaşılabiliyor. l Kültür Sevisi Arter’in imkânları genişledi Dolapdere’deki yeni mekânda daha çok ORHUN etkinlik düzenleniyor ATMIŞ Başküratör Emre Baykal ve iletişim direktörü İlkay Baliç, İstanbul’un yeni çağdaş sanat mekânının 2020 yılını anlattı. İstiklal Caddesi’nde geçirdiği 9 senenin ardından Eylül 2019’da Dolapdere’deki yeni binasına taşınan Arter, farklı di siplinlerdeki etkinlikleriyle sa natseverleri ağırlıyor. Arter’in başküratörü Emre Baykal ve İletişim Direktörü İlkay Baliç, “2019’da açık kaldığımız yakla şık 3.5 ay boyunca top lam 56 bin kişi Arter’i ziyaret etti” diyerek ye ni binayla beraber zi yaretçilere hem fizik sel hem de faaliyet anla mında çok daha geniş bir alan sunmanın karşılığını aldıklarını söyledi. Ba Emre Baykal liç, “Programımız, sergi lerin ötesinde, iki perfor tür merkezine dönüştü.” mans salonumuz sayesinde sahne sanatları, mü Gençlere ücretsiz zik ve film gibi farklı di Arter’e 24 yaş ve altında siplinlerden etkinlik ki ziyaretçiler ücretsiz girebili ler ve ziyaretçilerin sa yor. Baliç, “Dünyanın her yerin natla bağ kurmalarını de eğitim sistemlerinin sorgulan destekleyen öğrenme dığı, alternatif pedagojik yöntem imkânlarını içerecek lerin araştırıldığı bir dönemi ya şekilde genişledi” diye konuştu. İlkay Baliç şıyoruz. Yeni nesillerin kendi hayallerini ve fikirlerini özgürce or Baliç, mekândaki kaynakları da taya koyabildikleri, yaratıcılıkları şöyle anlattı: “Çağdaş sanat alanında nı hayata geçirebildikleri bir ortamın referans kitapları, dergi üyelikleri ve beslenmesi için çocukluk ve gençlik programımızla bağlantılı ‘taze’ içerik döneminde yapılan müze ziyaretleri ler sunan kütüphanesi; sanatın tüm nin özellikle önemli olduğu araştır disiplinlerinden geniş bir seçki su malarla da desteklenen bir bilgi. Er nan, özellikle yabancı dildeki yayın ken yaşta yapılan müze ziyaretlerinin ların makul fiyatlarla satın alınabildi kişinin hayatı boyunca kültür dünya ği kitabevi; Divan’ın işlettiği Bistro’su sıyla kurduğu ilişkide, empati beceri ve arka bahçesiyle beraber Arter, her sinin gelişiminde, sorgulayan bir bi yaştan ve ilgi alanından ziyaretçinin rey olarak hayatını sürdürmesinde, tüm gününü kültürel manada ‘besle farklı görüşlerin ve farklılıkların bir nerek’ geçirebileceği yaşayan bir kül arada varolabildiği bir kültürün yaşa tılmasında belirleyici bir rolü var” diye konuştu. 2020 sergileri... Arter Başküratörü Emre Baykal da “Arter’in kuruluş yıllarından bu yana yeni üretimleri desteklemeyi önemsedik. Birlikte çalıştığımız sanatçılara yeni projelerini hayata geçirebilecekleri imkânlar sunmaktan vazgeçmedik” dedi. Baykal: “2020’deki sergilerden üçü yine yeni üretimler: Cevdet Erek’in 27 Şubat’ta açılacak olan ‘Bergama Stereotip’ adlı solo sergisi, sanatçının halen Berlin’deki Hamburger Bahnhof’ta sergilenmekte olan yerleştirmesinin İstanbul’a ve Arter’deki mekâna göre tasarlanmış yeni bir yorumu. Emre Hüner, aynı galeride eylül ayında açılacak, film, heykel ve yerleştirme gibi farklı mecraları içeren solo sergisi için, yarıkurgusal bir senaryo metni etrafındaki çalışmalarını sürdürüyor. Alev Ebüzziya Siesbye’nin kişisel sergisi ise, sanatçının bu sergi için özel olarak ürettiği yeni yapıtları bir araya getirecek. Selen Ansen küratörlüğünde Arter Koleksiyonu’ndan düzenlenecek olan grup sergisi de doğayla ilişkilenme biçimlerimizi kültür, yapıntı, anlatılar ve ütopya kavramları etrafında araştırırken, bu sergi için üretilmiş kimi yapıtlara da yer verecek” dedi. Emre Baykal, “Arter Koleksiyonu’nun kavramsal potansiyellerini farklı boyutlarıyla tekrar araştıracağımız bir diğer serginin küratörlüğünü Kevser Güler üstlendi. Gökcisimleri Üzerine adlı bu grup sergisi, koleksiyondaki yapıtları bir araya gelme ve dağılma, birbirine yaklaşma ve uzaklaşmaya ilişkin potansiyeller üzerinden buluşturacak” yorumunu yaptı. İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali başladı İstanbul’un olduğu kadar Türkiye’nin de uluslararası nitelikte en köklü edebiyat festivali olan Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali 1822 Şubat günleri arasında yapılacak. Onursal Başkanlığı’nı, kuruluşundan beri Doğan Hızlan’ın üstlendiği festival bu yıl 12. kez düzenleniyor. Festivale bu yıl, 10’u yurtdışından, 10’u da Türkiye’den toplam 20 şair ve yazar katılıyor. XII. Uluslararası İstanbul Şiir ve Edebiyat Festivali programında, Pera Palas/Beyoğlu, Mimar Sinan Üniversitesi/Fındıklı ve İstanbul Goethe Institut/Beyoğlu salonlarında müzik dinletisi eşliğinde davetli yerli ve yabancı şairlerin katılımıyla düzenlenecek “şiir akşamları” yer alıyor. Festivalin özel etkinliği olan “Şiir Hatları Vapuru”, son gün olan 22 Şubat Cumartesi saat:12.00’de Eminönü’nden hareket edecek ve son etkinlik olan “Boğaz Şiir Okuması” Beykoz Belediyesi’nin desteği ve işbirliğiyle Beykoz’daki Mehmet Akif Ersoy Şiir Evi’nde yapılacak. Sahne genç müzisyenlerin Kemanda Veriko Tchumburidze, çelloda Umut Sağlam ve piyanoda Tolga Atalay Ün’den oluşan “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler Üçlüsü” 28 Şubat 20.30’da Arter Sevgi Gönül Oditoryumu’nda yapılacak. Güher ve Süher Pekinel’in öncülüğünde hayata geçirilen “Dünya Sahnelerinde Genç Müzisyenler” (DSGM), Türkiye’den sıra dışı yeteneklere sahip genç müzisyenleri yaşam ve enstrüman bursu ile destekleyerek 12 yıldır dünya sahnelerine takdim ediyor. DSGM’de yer alan ve bugünün uluslararası platformda aranan solistleri haline gelmiş müzisyenler, konserde Dvork, Beethoven, Popper ve Schubert’ten eserler seslendirecek. Grup Gündoğarken’e sansür! Grup Gündoğarken’in “Nereden Nereye” isimli şarkısı, YouTube’daki en büyük Türkçe klip kanalı netd tarafından sansüre uğradı. Sansür kararına tepki gösteren Gündoğarken’in kurucusu Burhan Şeşen, “En çok üzüldüğüm hikâye kendi kendine sansür uygulamak. ‘Ya bir şey derlerse’ diye düşünüyorlar. O zaman nasıl üretim yapılacak? Bu bize yapılıyorsa, alternatif, muhalif bir şey yapmak isteyenler sesini nasıl duyuracaklar?” ifadelerini kullandı. Sözlerini Gökhan Şeşen, Burhan Şeşen ve gazetemiz yazarı Enver Aysever’in kaleme aldığı şarkının klibinde, Levent Kırca, Ferhan Şensoy, Adile Naşit, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Tarık Akan, Kemal Sunal, Zeki Müren, Süleyman Demirel, Turgut Özal, Tansu Çiller, Necmettin Erbakan ve duayen gazeteci Uğur Mumcu gibi isimler görülüyor. Politik bir mesaj taşıyan şarkı, geçmiş günlere atıfta bulunurken, bugün yaşanılanlara da tepki gösteriyor. Bir geceye iki konser nasıl sığar? Geçen hafta İstanbul’un klasik müzik dünyasında hareketli bir gece yaşadım. Lütfü Kırdar’daki Borusan Filarmoni konserinin ilkyarısından sonra hemen yanındaki Cemal Reşit Rey Salonu’ndaki konserin ikinci yarısını dinledim. Her iki konseri de merak ediyordum. En güzeli, her ikisi de tıklım tıklım doluydu. BİFO’nun bir önceki konserinde şef Sascha Goetzel, Beethoven’ın 5. Senfonisi’ni yönetirken öyle bir kanatlanmıştı ki, bu kez “Bifocaz” başlığını taşıyan bu dinletide herhalde artık uçar diye düşünüyordum. Oysa ilk yarıda dinlediğim Weber’in Klarinet Konçertosu’nda, bestecinin zamanına saygılı ve solistine güzel bir eşlik çıkaran BİFO vardı karşımızda. Klarinet virtüözü Andreas Ottensamer, eğitimine viyolonsel ile başlamış. Ses rengi alto olan kimi şan sanatçısına da viyolonsel çalması, sesini viyolonsel gibi kullanması öğütlenir. Ottensamer’in saksofonu böylesi kadife bir tonla çalabilmesine de mutlaka önce aldığı viyolonsel eğitimi etken olmuştur. Amerika ve Avrupa’nın ünlü orkestralarında çalan bu dünya çapındaki solist getirdiği için BİFO’ya teşekkür ederiz. BİFO konserinin ikinci yarısını dinleyemedim. Çünkü aynı gecede, birkaç adım ötedeki Cemal Reşit Rey Salonu’nda yer alan English Chamber Orkestrası konserinin ikinci yarısına yetişmek istiyordum! Artık Cem Mansur’un genel sanat yönetmenliğinde seçilen sanatçılarla CRR, İstanbul’un oda müziği boşluğunu dolduruyor. Dünyanın en çok kayda sahip oda orkestrası olarak ünlenen English Chamber Orchestra şef ve birinci kemancıları Stephanie Gonley yönetiminde çalıyordu. Yılların birikimiyle seslendirdiği olgun ve bilge yorumlarına Schubert’in La Majör Rondosu ve Haydn’ın 43. senfonisiyle tanık olduk. Konser sona erdiğinde, aynı gecede, aynı sokakta İstanbul’un iki büyük müzik merkezindeki etkinliği izleyebilmiş olmanın kıvancını yaşıyorduk. Kimdir bu Cemal Reşit Rey? Yıl 1997. “Cemal Reşit Rey: Müzikten İbaret Bir Dünyada Gezintiler” başlıklı kitabım Yapı Kredi Yayınları’ndan yeni çıkmıştı. Telefonda bir ses soruyor: Siz Cemal Reşit Rey kitabı yazmışsınız? Evet. Kimdir bu adam? Politikacı mı, şair mi, sporcu mu? Nereden arıyorsunuz? Ben onun ismini taşıyan Cemal Reşit Rey Güzel Sanatlar Lisesi’nin müdürüyüm. Okulumuza adı konmuş, ama onu tanımıyoruz. Ne kadar sevindim, hem bir güzel sanatlar okuluna adının verilmiş olmasına hem de müdürün arayıp, beni bulup bilgi almak istemesine. Hemen Cemal Bey’in büyük bir fotoğrafı, kitaptan birkaç kopya ve Cemal Bey’i tanıtan bir yazı yolladık. Bu arada 1989’da kurulan Cemal Reşit Rey Konser Salonu, İstanbul’un en güzel akustiğine sahip, en derli toplu salonu olarak yıllar boyu hizmet veriyordu. Filiz Ali, Aydın Gün gibi çok değerli sanat yönetmenleri sayesinde dünyanın en ünlü sanatçıları yanı başımıza geliyordu. Salonun şimdiki sanat yönetmeni orkestra şefimiz Cem Mansur da onların zamanını aratmayacak programlar düzenliyor. Salon, neredeyse haftanın her gecesi doluyor. Bu akşamki Strazburg Filarmoni ve piyanist Kantorow konserine bütün yerler satılmış bile. Acaba dinleyicilerden kaçı CRR’yi tanıyor? Birkaç konser Cemal Bey’in adına düzenlense? Örneğin orkestra yapıtları, oda müzikleri, solo piyano eserleri, hatta Lüküs Hayat, Üç Saat gibi operaları bile sahnelenebilir. Sadece marşlarıyla bir program çıkabilir. Acaba kaç kişi biliyor dillerden düşmeyen 10. Yıl Marşı’nın ve nice marşın Cemal Bey’e ait olduğunu? Altın Portakal’dan koşul: İlk gösterim Türkiye’de 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında uzun metraj, belgesel ve kısa metraj dallarında yapılacak ulusal yarışmalara Türkiye’de ilk gösterim koşulu getirildi. 310 Ekim tarihlerinde düzenlenecek olan festivalde, 1 Kasım 2019’dan sonra tamamlanmış ve 57. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nden önce halka açık ticari veya özel gösterimi yapılmamış ve yurtiçinde bir festivale katılmamış, Türkiye yapımı filmler yarışabilecek. Türkiye’de ilk gösterimi yapılacak yabancı filmlerin katılacağı Altın Portakal Uluslararası Film Yarışması’na filmler davet yolu ile seçilecek. Türkiye film endüstrisinin gelişimini desteklemeyi, Türkiye’den projeler için ortak yapım fırsatlarını genişletmeyi, Türkiye ve uluslararası film endüstrisi arasındaki bağı güçlendirmeyi amaçlayan Antalya Film Forum, bu yıl 5 7 Ekim arasında düzenlenecek. Festival kapsamında yapılacak yarışmaların yönetmeliklerine https://www.antalyaff.com/tr/ adresinden ulaşılabilir.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle