02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EKONOMİ [email protected] 11 25 ARALIK 2020 CUMA Merkez Bankası, faizi kasımdan sonra bu ay da yükseltti ve yüzde 17’ye çıkardı Enflasyon korkusu arttı Merkez Bankası PPK, politika faizini iki puan artırmasının nedenini enflasyona dair risklerin bertaraf edilmesi ve beklentilerin kontrol altına alınması olarak açıkladı. Geçen ay Merkez Bankası Başkanı Murat Uysal’ın görevden alınması, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın istifası sonrası ekonomide ilan edilen “yeni dönem”, faiz artışlarıyla yoluna devam ediyor. Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal başkanlığında dün toplanan TCMB Para Politikası Kurulu (PPK), geçen ay yüzde 15’e yükselttiği politika faizini bu kez iki puan artırdı ve yüzde 17’ye çıkardı. Bu kapsamda bir de değerlendirme notu yayımlayan TCMB PPK, özellikle şu vurguyu yaptı: Sıkılaştırma sürer “İç talep koşulları, döviz kuru başta olmak üzere birikimli maliyet etkileri, uluslararası gıda ve diğer emtia fiyatlarındaki yükseliş ve enflasyon beklentilerindeki bozulma, fiyatlama davranışları ve enflasyon görünümünü olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Bu doğrultuda kurul, enflasyon görünümüne dair risklerin bertaraf edilmesi, enflasyon beklentilerinin kontrol altına alınması ve dezenflasyon sürecinin en kısa sürede DÖVIZ MEVDUATI 234 MILYAR DOLAR Son haftalarda üst üste yükselişini sürdüren yurtiçi yerleşiklerin döviz hesapları 18 Aralık’la biten haftada da 2.5 milyar dolar arttı. Yurttaşın bankalardaki döviz mevduatı 234.1 milyar dolar oldu. Gerçek kişilerin mevduatı 146.5 milyar dolardan 147.6 milyar dolar, tüzelkişilerinki de 85.1 milyar dolardan 86.5 milyar dolara çıktı. yeniden tesisi için 2021 yılsonu tahmin hedefini göz önünde bulundurarak güçlü bir parasal sıkılaştırma yapılmasına karar vermiştir. Önümüzdeki dönemde parasal duruşun sıkılığı, enflasyonu etkileyen tüm unsurlar dikkate alınarak enflasyonda kalıcı düşüşe ve fiyat istikrarına işaret eden güçlü göstergeler oluşana kadar kararlılıkla sürdürülecektir.” PPK ayrıca aşıyla ilgili olumlu gelişmelere karşın artan yeni vakaların yarattığı belirsizliğe dikkati çekti. Ekonomist ve piyasa uzmanları kararı şöyle yorumladı: 4 Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Veysel Ulusoy: Enflasyon baskısı devam ediyor. Aralık enflasyonu büyük olasılıkla geçen ayın oranından az olmayacak. Faiz de buna yanıt verecek. Öğrenmiş oldular 4 Dr. Mahfi Eğilmez: Faizin neden değil sonuç olduğunu öğrenmiş olduğumuzu görüyorum. 4 Sesmir Başkanı Orhan Ökmen: Talep artışının negatif etkilerini bertaraf etmek üzere TCMB tarafından artırılan politika faizinin yaratması beklenen dezenflasyon etkisinin efektif hale gelmesi için bir an evvel yapısal bozukluklarla mücadele başlatılmalıdır. 4 Uğur Gürses: Negatif reel faiz ve devasa kredi büyümesi getiren politikayı dayatıp rezervleri eriten Ağbal dışındaki PPK ekibi, faizi artırırken şunu yazmış metne: “Salgın döneminde sağlanan yüksek kredi büyümesinin birikimli etkileriyle güç kazanan iç talep cari işlemler açığını artırmaktadır.” l Ekonomi Servisi Döviz kurları aşağı, BİST yukarı Güne sakin başlayan piyasa faizi kararı sonrası hareketlendi. Dolar 7.55347.6765 lira arasında aşağı yönlü hareket etti. Borsa İstanbul ise karar öncesi 1415 puana düştükten sonra günü yüzde 0.59 artışla tamamladı. Faiz kararının piyasaları etkisini yorumlayan InvestAZ Araştırma Müdürü Yusuf Topçu, şuna dikkat çekti: “Borsada 2 aydır süren ralli, artan faiz ortamında bankalar öncülüğünde bir süre daha devam edebilir. Bankalar dolar bazında 2013 zirvelerinden beridir devam eden, en son 2018 Ağustos ve 2020 Kasım aylarında gördüğü dip seviyesinden yaptığı dönüşün de teyidini vermiş oldu.” Destek başvurusu ‘edevlet’ten olacak Ticaret Bakanlığı’nın Koronavirüs Salgını Nedeniyle Verilecek Hibe Desteği Programı ve Uygulama Esasları Hakkında Tebliğ’i dünkü Resmi Gazete’de yayımlandı. Ticaret Bakanı Ruhsar Pekcan, koronavirüs nedeniyle esnafsanatkârların maruz kaldığı olumsuzlukları hafifletmeye yönelik çalışmaların hız kesmeden sürdürdüğünü belirterek “Edevlet üzerinden yapılabilecek destek başvurularının, en geç ocak ayının ilk haftası itibarıyla başlamasını öngörüyoruz” dedi. Pekcan, destekten yararlanacak ekonomik faaliyet tanımlarının “NACE” kodlarıyla birlikte bakanlığın web sayfasında yayımlanacağını kaydetti. l Ekonomi Servisi Ruhsar Pekcan SANAL ISTIHDAM FUARI DÜZENLENDI Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, iş arayanlarla işvereni güvenli şekilde buluşturmak için düzenledikleri “Sanal İstihdam Fuarı”nın dördüncüsünün başladığını bildirdi. Fuar bugün de devam edecek. 2019’dan beri düzenlenenlere ilginin yüksek olduğunu anlatan Selçuk, “300 bine yakın vatandaşımız kayıt oldu, 200 bine yakın özgeçmiş firmalara iletildi. 10 bini aşkın kişinin işe yerleştirilmesine aracılık ettik” dedi. l Ekonomi Servisi Hava kirletme cezası 96 bin lira Resmi Gazete’de yayımlanan karara göre, 2021’de umuma açık yerlerde çevreyi kirletenlere uygulanan 351 liralık ceza, 382 liraya yükseldi. Egzoz emisyon ölçümü yaptırmayanlara verilen ceza ise 1895 liradan 2 bin 67 liraya çıkarıldı. Hava kirliliğine sebep olan işletmelere verilen para cezası, 88 bin 499 liradan 96 bin 561 liraya çıkarılırken; eğlence mekânlarında gürültüye sebep olan işletmecilere verilen 44 bin 245 liralık ceza da yeni yılda 48 bin 275 lira olarak uygulanacak. l Ekonomi Servisi Tanıklık ücreti 2550 lira oldu Adalet Bakanlığı’nın yeni “2021 yılı Tanıklık Ücret Tarifesi”ne göre, tanığa günlük 2550 TL arasında ücret ödenecek. Ayrıca seyahat etmek zorunda kalmışsa yol giderleriyle tanıklığa çağrıldığı yerdeki ikamet ve beslenme giderleri de karşılanacak. l Ekonomi Servisi Çin, Alibaba hakkında soruşturma başlattı Çin Devlet Piyasa Düzenleme İdaresi, Alibaba aleyhinde rekabet soruşturması başlatıldığını ve iştiraki Ant Group’un toplantıya çağrılacağını açıkladı. Bu adım şirketin sahibi Jack Ma’nın eticaret ve finans teknolojisi imparatorluğuna yönelik yeni bir darbe oldu. Çin, geçen ay Ant’ın hisselerinin 37 milyar dolarlık halka arzını askıya almıştı. l Reuters Umuttur insanlığı ayakta tutan Umuttur insanlığı ayakta tutan. Eski Yunan mitolojisinde Pandora’nın Kutusu’nda olduğu gibi... Kutu açılınca her şey gitmiş, geriye insanın dünyadaki tüm zorluklar ve kötülüklerle başa çıkmasını sağlayacak tek bir şey kalmıştır: Umut! 2020 yılı mini minnacık bir virüsün tüm insanlığı esir alarak kocaman damgasını vurduğu bir yıl oldu. Ölümlerle, hastalıkla, çöken ekonomilerle, işsizlikle, eve kapanmalarla geçti. Bir umutla bekledik: Aşıyı ve tedaviye yanıt verecek insanlığı bu kâbustan kurtaracak ilacı. Umudun adı bilim oldu. Daha doğrusu bilim, teknoloji ve güç birliğinin el ele verdiği üçlü sacayağı. Beklenenden çok daha hızlı geldi müjdeli haberler peş peşe: BioNTechPfizer; Moderna; Sinovac ve diğerleri... Bunun yanında ulusal aşılar o kadar hızlı olmasa da devreye girmeye hazırlanıyor. Bilim görevini yerine getirdi ama yeterli mi? Değil tabii dünyada herkes aşılandığı ve virüs ortadan kalktığı zaman tam kurtuluş olabilir ancak. Yani aşının adil dağıtımı, zengin ülkeler kadar en yoksula da ulaşabilir olması da aşının kendisi kadar önemli. “Şimdi umut siyasette” diyebilmek ne güzel olurdu. Tabii diyemiyoruz. Zengin ülkeler aşı stokçuluğuna çoktan başladı, Halkların Aşı İttifakı adlı oluşuma göre 70’e yakın düşük gelirli ülkede bu yüzden 10 kişiden sadece biri aşılanabilecek. Tabii birtakım girişimler de var. Örneğin 172 ülkeden oluşan bir koalisyon olan COVAX, “tüm ülkelerdeki insanlar için” aşılara “hızlı, adil ve eşit erişimi garanti etme” arayışında. ABD ise Trump yönetiminde bu koalisyonun dışındaydı; Biden’ın dahil olacağı söyleniyor. Buna finansal destekler de var. Şimdiye kadar, Avrupa Birliği’ne üye kimi ülkeler 850 milyon Avro katkıda bulundular. Tabii küresel arz yine de talebin çok gerisinde kalacak. COVAX’a ek olarak, yoksul ülkelere doğrudan finansman sağlama çabaları da var. Örneğin Dünya Bankası üye ülkelere 160 milyar dolar taahhüt etti. Ayrıca, Dünya Bankası ve IMF’nin ortak Borç Hizmeti Askıya Alma Girişimi (DSSI) kapsamında, 73 yoksul ülkeye borç servisi ödemelerini Haziran 2021’e kadar erteleme fırsatı sunuldu. Yine de küresel bir ortak siyasi irade olmadıkça aşının adil dağıtımı imkânsız. Türkiye’de umut deyince... Türkiye umut ve demokrasinin birbirine paralel hareket ettiği bir ülke. Demokrasiye olan inancın kaybedilmesi, umudu da yerle bir ediyor. Osman Kavala 3 yılı, Selahattin Demirtaş 3.5 yılı aşkın bir süredir tutuklu. Biri sivil toplumcu, iş insanı, diğeri siyasetçi... İkisi için de önce Türkiye’nin mahkemeleri ardından Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tutuklamanın hukuksuz olduğuna karar vermelerine karşın serbest bırakılmıyorlar. AİHM kararının Türkiye açısından da bağlayıcılığı var. Hapiste en fazla tutuklu gazeteci olan ülkeler sıralamasında ilkler arasındayız. Tüm bunlar geleceğe ilişkin umutları tüketiyor. Prof. Dr. Daron Acemoğlu birkaç gün önce Bilim Akademisi’nin düzenlediği panelin konuşmacısıydı. Çevrimiçi toplantıda Acemoğlu önemli bir vurgu yaptı; “Demokrasiyi kaybetmek ekonomiyi kötüye götürüyor ve eşitsizliği artırıyor” diyerek. Acemoğlu’na göre dünyanın koronavirüs sonrası ilerleyebileceği dört yol var. Bunlardan ilki koronavirüs öncesi dünyaya geri dönmek. Acemoğlu sistem zaten tıkanmış olduğu için bunun “trajik” olacağını belirtiyor. İkinci seçenek “yanlış dersler öğrenip Çin’i kopyalamaya çalışmak”. Acemoğlu’na göre Çin’in ekonomik büyümesinin sebebi olarak otoriter ve yasakçı rejime işaret etmek yanlış olur, çünkü Çin’in bürokratik verimliliği bu bağlamda önemli bir faktör. Acemoğlu, “Çin modeli taklit edilmeye çalışılırsa sadece yasaklar kısmı taklit edilebilir, büyüme sağlanamaz” diyor. Üçüncü seçenek Silikon Vadisi’ne, dev teknoloji şirketlerine daha fazla güç vermek. Ancak bu yapıldığı takdirde koronavirüs salgını öncesi eşitsizlik ve üretimde verimsizliğe yol açan sorunların daha da büyüyeceğini söyleyen Acemoğlu, bu seçeneği de olumlu değerlendirmiyor. Çözüm yeni bir refah devleti Acemoğlu dördüncü seçenek olarak “Welfare State 3.0” yani yeni bir refah devletini işaret ediyor. Bu yeni anlayış kapsamında devletlerin daha iyi regülasyonlara sahip olması gerektiğini vurgulayarak... Daha iyi demokrasi ve daha iyi teknoloji sağlaması gerektiğini vurgulayan Acemoğlu bu ihtimali, “Zor ama imkânsız değil” diyerek değerlendiriyor “ekonomi ve toplumun en etkili gelişimi için devlet ve toplumun güçlerinin denge içinde olması şart” diyerek. Ne dersiniz? Bu 4. seçeneğe umut bağlamak ne kadar gerçekçi? Uber’in yolu tekrar açıldı İstanbul’da 2014’te hizmet vermeye başlayan ve büyük ilgi gören ancak taksicilerin tepkisi sonucu mahkemelik olan ulaşım uygulaması Uber’e yeniden yol açıldı. İstinaf mahkemesi dün aldığı kararla Uber’e Türkiye’de erişim engeli getiren ilk derece mahkemesi kararını hatalı buldu. Bu kararla erişim engeli kaldırılan Uber’in bundan sonra taksi ürünüyle Türkiye genelinde faaliyet göstermeye devam edebileceği açıklandı. Uygulama, Türkiye’de 4.5 milyondan fazla kişi tarafından indirilmişti. l Ekonomi Servisi
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle