22 Kasım 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
EĞİTİM 9 24 ARALIK 2020 PERŞEMBE ÖĞRETMENLERE ‘UZAKTAN EĞİTİM’ ANKETİ ‘Pembe tablodan bıktık’ EĞİTİM Öğretmenlere göre uzaktan eğitimde en büyük sorun, çok sayıda öğrencinin imkânsızlıklar nedeniyle derslere katılamaması. Konuların mutlaka sınırlandırılması gerektiğini belirten öğretmenler, bu yıl tüm kademelerin dondurulmasını, öğrencilerin önümüzdeki öğretim yılında aynı sınıftan başlamasını da öneriyor. Eğitimİş İzmir 1 No’lu Şube tarafından yaklaşık 1500 öğretmene salgın sürecinde uzaktan eğitimde yaşanan sorunları somutlaştırmak ve çözüm önerileri sunmak amacıyla bir anket hazırlandı. Şube başkanı Adem Yıldırım, “Anketten Milli Eğitim Bakanı’nın çizdiği pembe tablonun aksine öğrencilerin tümünün uzaktan eğitimden yararlanamadıkları, eğitimde fırsat eşitsizliğinin derinleşerek arttığı, süreçte derslerin kazanımlarının tam olarak verilemediği, teknik altyapının yetersiz olduğu, uzaktan eğitimle müfredatın yetiştirilemeyeceği, bilhassa LYS ve YKS’de konu sınırlandırılmasına gidilmesi ve bunların yanında acilen ‘Eğitim Bilimleri Uzaktan Eğitim Üst Kurulu’ kurulması gibi sonuçlar ortaya çıkmıştır” dedi. Anketten çıkan bazı sonuçlar şöyle: l Öğretmenlerin yüzde 91.3’ü öğrencilerin tümünün uzaktan eğitimden yararlanmadığını düşünüyor. l “Uzaktan eğitimde kazanımları tam olarak verebildiğinizi düşünüyor musunuz” sorusuna öğretmenlerin yüzde 55.4’ü “bazen”, yüzde 17.4’ü “hiçbir zaman” yanıtını vermiş. l Velilerin çoğunluğu, evde gerekli öğrenme ortamı hazırlayabilme ve motivasyon sağlama konularında yetersiz ve bilinçsiz. l Öğrencilerin ödevlerini yapÖĞRETMENLER NE DİY?OR l Derslerin işlenmesine devam edilsin ama bu sene dondurulsun. Tüm sınıflar seneye aynı sınıfı tekrar etsin. l Bütün merkezi sınavlar iptal edilsin. sınırlaması kaldırılmalı. l TYT ve AYT konuları yeniden düzenlenmeli. l Eğitimin uzağı olmaz. Öğretim de yeterli değil, çünkü fırsat eşitliği yok. l Canlı derse katılım sayıları çok l Günlük ders saatleri azaltılmalı. az ve EBA TV de izlenmiyor. l İlkokulda günde altı ders zol Sınıf, internetten faydalanan runluluğu kalkmalı. En fazla dört ve faydalanamayan diye iki gru ders olmalı. ba bölünüp ona göre öğrenciler l En büyük sorun öğrencilerin desteklenmeli. imkânsızlıklar nedeniyle derslel Bu zor süreçte mutlaka konu re katılamamaları. lar sınırlandırılmalı. l Öğrencilerin derslere katılımı l Sınıflardaki öğrenci sayıları dü çok düşük. şürülmeli. l Tüm öğretmen ve öğrencilerin l Uzaktan eğitim müfredatı ha internet erişimi ücretsiz sağlanmalı. zırlanmalı. l Teknolojik aracı olmayan tüm l Canlı ders saatlerindeki zaman kesimlerin ihtiyacı karşılanmalı. mama oranları çok yüksek. l Öğretmenlere göre uzaktan eğitimle müfretadı yetiştirmek çok zor. l Öğretmenlerin yüzde 87.3’ü konu sınırlandırması gerektiğini düşünüyor. l Öğretmenler, bu sıkıntıları aşmak amacıyla yapılan çalışmalarda söz hakkı istiyor. Çevrimiçi eğitim sürecinde ölçme ve değerlendirme nasıl olmalı? Karne notu değil GERIBILDIRIM Ankara Üniversitesi Eğitim Bilimleprogramları gerek ders kitapları gerekse sıri Fakültesi Eğitimde nıf içi öğretim ve Ölçme ve Değerlenölçme değerlendirme Anabilim Dadirme etkinliklelı Öğretim Üyesi Dr. ri çoğunlukla soÖmer Kutlu, “Ölçme nuç odaklıdır. Bu ve değerlendirme uyanlayış, öğretgulamalarının omurmenleri, öğrengasını geribildirim cilerin neleri ne oluşturmalıdır. Öğkadar öğrendikretmenler öğrencilerini istenen düzeÖmer Kutlu leri düşüncesine götürmekte ve ye gelinceye kadar öğretmenleri öğgeribildirimlerle destekleme renmelerin karşılığı olan bir li, ders tekrarı yapmaya da puan vermeye zorlamaktadır. yanan öğrenme eksikliklerine vurgu yapmaktan çok, öğ Sınavla olmaz rencinin neleri yapabildiğini Bu açıdan bakıldığında yagösteren becerilerine ve ye kın zamanda öğrencilere sıteneklerine vurgu yapılmalı nav yaparak karne notu verve geliştirilmesi için alınacak meyi hedefleyen anlayışlaönlemlere dikkat çekilmeli rın terk edilmeye başlanacağı dir. Puanlar, öğrencilerin ye dikkate alınmalıdır. Puanlatersizliklerini sergileyen ‘not rın bildibilemedi, doğruyankırma’ temelli olmaktan çıka lış, yaptıyapamadı, başarılırılmalı, neleri başardıkları başarısız, geçtikaldı gibi kanı gösteren yaklaşımların ve rarlarda ya da yargılarda kulanlayışların göstergesi olma lanılması öğrencilerin bilişlıdır” dedi. sel, duyuşsal ve sosyal geliTürkiye’nin öğrenci mer şimleri önünde engel oluşturkezli eğitim uygulamalarını maktadır. Bu noktada Milli istenen düzeyde yaşama geçi Eğitim Bakanlığı başta olmak rememiş ülkeler arasında yer üzere okulların, öğretmenlealdığına dikkat çeken Dr. Kut rin bir anlayış değişikliğine lu, şöyle devam etti: gitmeleri, eğitimde önemli bir “Gerek derslerin öğretim kırılma noktası olacaktır.” AÇIK UÇLU SORULAR Türk eğitim sisteminin çevrimiçi ölçme ve değerlendirme yaklaşımlarına geleceğin öğrencilerini yetiştirme anlayışıyla bakması gerektiğine dikkat çeken Dr. Ömer Kutlu, bu süreçte derslerin kapsamında yer alan temel bilgilerin bilişsel, duyuşsal ve sosyal becerilerin bu bilgilerle ilişkilendirilerek öğrenci bünyesine yerleştirilmesinin önemini vurguladı. Öğrenci kazanımlarını araştırma, inceleme ve sorgulamadan uzak sınavlarla ya da testlerle ölçmeye çalışmanın yalnızca öğrencilerin değil, Türkiye’nin de geleceğine zarar vereceğini belirten Kutlu, şunları söyledi: Açık kitaba dayalı “Öğretmenlerin, öğrencilerine farklı kaynakları okumalarına, bunları birbiriyle ve ders öğrenmeleriyle ilişkilendirerek küçük rapor haline getirmelerine katkı sağlayacak sorular sormaları ya da görevler vermeleri yerinde olacaktır. Kullanılacak soruların bir kaynakta doğrudan bulunmaması, öğrencinin problem çözme, akıl yürütme, eleştirel düşünme, yaratıcılık gibi üst düzey düşünme yeteneklerini kullandırabilmesi önemlidir. Bu noktada öğretmenlerin açık uçlu soruları tercih etmeleri, açık kitaba dayalı ölçme uygulamalarına yer vermeleri, bir işi başarmayı önceleyen göreve dayalı ölçme yaklaşımlarını kullanmaları yerinde olacaktır. Milli Eğitim Bakanlığı’nın ve okulların bazı sorumlulukları hızla yerine getirmesi gereklidir. Bunlardan öncelikli olanı kütüphanelerin ve özellikle öğrenciler için hazırlanmış yayınların öğrencilerin ve öğretmenlerin kullanımına açılmasıdır. Bu, eğitimde fırsat eşitliğinin sağlanması açısından da büyük bir zorunluluktur. Aynı biçimde öğretmenler için hazırlanmış eğitsel yayınların öğretmenlere açılması da bir gerekliliktir. Bir kaynağı küçük bir ücretle ya da ücret ödemeden elektronik ortamdan okuyabilme hakkı dünyada giderek yaygınlaşmaktadır. Sözü edilen eşitlikçi koşullar sağlanmadığı takdirde ölçme ve değerlendirme uygulamalarının doğru bilgiler veremeyeceği çok açıktır.’’ Kitaplar ‘sıra dışı’ da okunur Okuyay Platformu’nun desteklediği “Sıra Dışı Meydan Okumalar” projesi tamamlandı. Yazar ve akademisyen Nilay Yılmaz’ın koordinatörlüğünü ve içerik danışmanlığını yaptığı projede her yaştan okur, yaratıcı, eleştirel ve tasarım odaklı düşünmenin vurgulandığı sıra dışı bir okuma yöntemiyle buluştu. Proje, okurların kitapla etkileşimini eğlenceli yollarla güçlendiren, edebiyatı fotoğraf sanatıyla buluşturan ve metinlerarası düşünme becerilerini geliştiren “görsel okuma” biçimiyle buluşmalarını sağladı. Evde spor şart Salgın, özellikle çocuklar ve gençleri hareketsiz bıraktı. İzmir Ekonomi Üniversitesi (İEÜ) Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Çocuk Gelişim Programı Öğretim Görevlisi Hakan Yıldız, “Çocuklar güne mutlaka egzersiz hareketleri yaparak başlamalı. Önce baş ve boynu zorlamadan öne arkaya, sağa sola esneme hareketleriyle başlanmalı, sonra kollar ve bel, sonra da bacaklar çeşitli yönlerde hareket ettirilerek sabah egzersizleri yapılmalı” dedi. ‘EĞITIMLE SAĞLIKLI GELECEK’ Türk Eğitim Derneği (TED) ve Roche Diagnostik, Ankara ve İstanbul’daki devlet okullarında öğrenimlerini sürdüren “TED Tam Destek Burslu” lise öğrencileri ve ailelerinin sağlığa erişim konusunda farkındalıklarını artırma amacıyla “Eğitimle Sağlıklı Gelecek” projesini başlattı. Çevrimçi yapılan eğitimle “Sağlıklı Gelecek” projesi, 20202021 öğrenim yılı boyunca katılımcıların sağlığa erişim konusunda farkındalıklarını artırmayı hedefliyor. Hijyen, kişisel bakım, ergenlik dönemi gibi konularda uzmanlar tarafından verilecek eğitimlerle gençlerin başta arkadaşları olmak üzere çevrelerini olumlu etkileyecek davranışlar geliştirmesi öngörülüyor. Proje kapsamında 324 öğrenciye ve ailelerine, konunun uzmanları tarafından hem ortak hem de ayrı ayrı eğitimler verilecek. Ortak verilecek eğitimler arasında “Temel İnsan Hakkı Olarak Sağlık, Hijyen ve Ev Sağlığı Eğitimi, Beslenme ve Sağlıklı Gıda Eğitimi, Hastalıkların Tanısı ve Önemi, Covid19 ve Diğer Bulaşıcı Hastalıklar Eğitimi, Evde İlk Yardım Eğitimi, Ağız ve Diş Sağlığı Eğitimi ve Sporun Sağlıklı Birey Oluşumundaki Önemi” yer alıyor. TED Genel Başkanı Selçuk Pehlivanoğlu, “Sağlık bilincini toplumumuzda artırarak gelecek nesillerimiz için sürdürülebilir bir yaşamın temellerini atmayı arzu ediyoruz” dedi. Ölüm üçlemesi: Savaş, salgın, kıtlık! A deta mart, nisan aylarını yeniden yaşıyoruz. O günlerdeki maske yerine aşıyı koyun, konularının tümü aynı: Önlemler yeterli mi? Tam kapanma mı, yarım kapanma mı, yoksa çeyrek mi? Sağlık çalışanlarının olağanüstü çabası karşısında hakları veriliyor mu? Sağlık Bakanlığı krizleri çözmeye mi çalışıyor, yönetmeye mi? 20 kuruşluk maskenin tedariki, dağıtımı sorun olmuştu. Bugün de aşıyla ilgili bilmece devam ediyor. 11 Aralık’ta Türkiye’ye geleceği ilan edildi. Aralık bitiyor, ne zaman geleceği belli değil. Önce dünyanın neresinde aşı varsa getirileceği, bütün bağlantıların kurulduğu açıklandı. Şimdi sadece Çin söz konusu, onun da sonuçlarıyla ilgili son veriler ortada yok. Böylesi ortamların en güçlü yayın organı fısıltı gazetesidir. Ankara’da, kimi iktidar çevrelerine aşının vurulduğundan karaborsada 2 bin dolara aşı pazarlandığına kadar her türlü kirli bilgi dolaşıyor. HHH Yöneticileri, karar vericileri, kanaat önderleri tarih bilincine sahip olan ülkelerde salgınların ne büyük belalar açtığı bilinir, ona göre önlemler alınır. Ama her şeye hükmettiğinize inanırsanız, kararname yayımlayarak doğaya gem vurmaya kalkarsanız, salgın ve benzer felaketler karşısında çaresiz kalırsınız. Veba, kolera, çiçek, verem, frengi, sarıhumma, grip başta olmak üzere salgın hastalıklar, tarihin mürekkebi olmuştur. 2. yüzyıldaki veba salgını, inancı öne çıkardı, Hıristiyanlığın hızla yayılması sonucunu doğurdu. 14. yüzyıldaki veba ise aklı öne çıkardı, Rönesans’ı doğurdu. 1331’de Çin’de başlayan veba 5 milyon insanın ölümüne neden oldu, oradan Avrupa’ya sıçradı. Bu dönem Avrupa’da kayıp 100150 milyondu. Avrupa 14. yüzyılın başındaki nüfusuna 18. yüzyılda ulaşabildi. 16. yüzyılın başında İstanbul’u da kasıp kavuran veba 100 bin nüfuslu başkentin 25 binini aldı. Veba İstanbul’u sonraki yüzyıllarda da vurdu, 1839’da Karantina Nazırlığı kuruldu. Moğollar hem vebadan etkilendi hem vebayı kullandı. Ele geçirmekte zorlandıkları kalelere mancınıklarla vebalı ceset fırlattılar, kısa sürede teslim aldılar. 1402’de Ankara Savaşı’nın iki tarafı da vuran unsurlarından biri veba oldu. Timur, Osmanlı askerlerinin kullanacağı suları zehirleyince çok büyük bir üstünlük kazandı. Savaşlarda askerler bir arada olduğu için salgın da çabuk yayıldı. Salgın sonrası üretim durunca, kıtlık ve açlık başladı, ölümler katlandı. HHH Tarihi hep zaferlerden ve yenilgilerden ibaret sağdığımız için “insanlık tarihini” ıskalıyoruz. Türkiye’de iktidarı elinde bulunduranlar için en büyük sorun gerçekleri söyleyenlerin susmaması. Onlar sussa, salgının gerçek rakamlarını söylemese, iktidarın yanlışlarını yüzüne vurmasa çok rahat edecekler. Oysa salgın her geçen gün hem çok büyük değerlerimizi aramızdan alıyor hem hayatımızı karartıyor. İşte Gezginler Kulübü kurucusu, Türkiye’yi çok seven dünya insanı Prof. Dr. Orhan Kural’ı aramızdan kopardı. Cehaletin en kötüsü hareket halinde olandır. Daha kötüsü elinde güç olandır. Bu cehalete teslim olmamalıyız… Alınması gereken önlemleri iktidar takdirine bırakmamalı, aklın ve bilimin ışığını haykırmalıyız. Prof. Dr. Ahmet Taner Kışlalı aramızda olsa, bilim insanlarına şöyle seslenirdi: Aydın olmanın ölçütü, bilgi değil davranıştır! CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN AÇIKLADI Kredi ve burs miktarları artırıldı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, üniversite öğrencilerine verilecek kredi ve burs miktarlarının artırıldığını açıkladı. Partisinin grup toplantısında konuşan Erdoğan, “Üniversite öğrencilerine müjde vermek istiyorum. Gençlik ve Spor Bakanlığımız vasıtasıyla 2021 yılında öğrencilerimize vereceğimiz kredi ve burs miktarını belirledik. 2020 yılında lisans öğrencilerine 550 TL, yüksek lisansa 1100 TL, doktorada 1650 TL olarak uyguladığımız kredi ve burs ödemelerinin toplam ödemeleri 9 milyar 670 milyon TL’yi buldu. Önümüzdeki yıl ise lisansta bu rakamı 550’den 650 TL’ye çıkarmış bulunuyoruz. 1100 TL olan yüksek lisansı 1300 TL’ye, doktorada ise 1650 TL olan ödemeyi 1950 TL’ye çıkarmış oluyoruz” dedi. l ANKARA / Cumhuriyet C DAYANIŞMA İLANLARINIZ İÇİN İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ İSTANBUL : 0212 343 72 74 ANKARA : 0312 442 30 50 İZMİR : 0232 441 12 20 Email : ilan@cumhuriyet.com.tr
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle