02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 22 ARALIK 2020 SALI [email protected] OLAYLAR VE GÖRÜŞLER Sarıkamış’ta solan ümitler AHMET ERDOĞDU ARAŞTIRMACI/YAZAR Osmanlı İmparatorluğunun 1. Dünya Savaşı’na girmesine neden olan 29 Ekim 1914 tarihinde, Osmanlı donanmasının Sivastopol baskınıdır. Bu baskından üç gün sonra, 1 Kasım da Rus birlikleri sınır boylarındaki Osmanlı karakollarına saldırmaya başlayarak Zivin, Doğu Beyazıt ve Diyadin’i ele geçirdiler. 3. Ordu Komutanı olan Hasan İzzet Paşa’ya, 5 Kasım da Rus birliklerine saldırı emri verildi. Böylece OsmanlıRus birlikleri arasında ilk temas, 6 Kasım da sağlandı. 6 Kasımda yaşanan bir diğer olay da içerisinde 3 bin askerle, kışlık üniforma, erzak, mühimmat yüklü 3 gemi Bezmi Âlem, Bahri Ahmer ve Mithat Paşa’nın İstanbul’dan korumasız bir şekilde yola çıkarılmasıydı. Bu gemileri 7 Kasım 1914’te Rusların tesadüfen görüp batırmasıdır. Görüş ayrılıkları Prof. Dr. Bingür Sönmez, “Bu gemiler batırılmamış olsaydı, belki de Sarıkamış Savaşı’nın tarihi farklı yazılacaktı” diye görüşünü ifade etmektedir. Yukarıda da bahsettiğimiz gibi ilk temastan sonra yapılan muharebelerde ordu, Ruslara karşı başarılı bir şekilde savaşmış ve Enver Paşa’nın 10 Kasım da verdiği emirle, düşmanın Köprüköy dolaylarındaki mevzilerine saldırıya geçmiştir. Ziya Yergök’ün komutasındaki 83. Alay’ın ileri atılması ile moral bulan birlikler, topyekun saldırarak düşmanı mevzilerinden sökmüş ve Ruslar kuvvetlerinin yüzde 40’nı kaybederek, Azap bölgesindeki eski mevzilerine çekilmişti. İstanbul’dan verilen saldırı emrine rağmen Hasan İzzet Paşa, savaşı durdurur ve birliklerimizi 10 km geri çeker. 3. Ordunun yarısının kaybına neden olan Enver Paşa komutasındaki Sarıkamış Harekatı bugün dahi acılarını yüreğimizde hissettiğimiz, tarihimiz açısından askeri taktik ve siyasi yönlerinin en çok tartışıldığı olaylardan biri olarak tarihteki yerini almıştır. Bu duruma, 9. Kolordu Komutanı Ahmet Fevzi Paşa ve 11. Kolordu Komutanı Galip Paşa da karşı çıkarlar. Galip Paşa, “...Düşman henüz zayıftır ve tereddüt içindedir. Bu vaziyetten istifade etmeliyiz. Taarruza devam edelim paşam” diyerek ast olarak ikaz görevini yerine getirmişti. Savaşan komutanlardan 83. Alay Komutanı Binbaşı Ziya Yergök, “Düşman kuvvetleri dağılmış ve Horasan önlerine kadar püskürtülmüştür.” Köprülülü Şerif İlden, “Sarıkamış kuşatma manevrası, 3. Ordu’nun bu manevradan önceki bir buçuk aylık süre içinde, Rusları toprağımızdan söküp atamaması yüzünden çıktı” diye özetler. Tarihi hata Hasan İzzet Paşa’ya karşı çıkanlar arasında, Erzurum, Van ve Trabzon valileri ile Teşkilatı Mahsusa da bulunmaktadır. Bölgede bulunan Aşiret Süvari Alayları ve yerli halk üzerinde çok büyük hayal kırıklığı yaratarak harekâtın bir kırılma noktası olmuştur. Bu durum üzerine Hafız Hakkı Paşa, acil olarak Erzurum’a gönderilir. Onun verdiği raporlar üzerine, Sarıkamış Harekâtı’nın yapılabileceğine kanaat getirilmiştir. Hafız Hakkı Paşa’nın günlüğüne yazdığına göre ordu, süratle taarruz etmeli ve muhakkak şu bir iki ay içinde, yani memleket erzakı bitmeden Kars, Ardahan, Batum’u zapta çalışmalıdır. Hafız Hakkı Paşa’nın verdiği raporlar üzerine Enver Paşa, yanında Bronsart Paşa olduğu halde Erzurum’a gelir. Enver Paşa ile Erzurum’da görüşen Dağıstanlı Muhammed Fazıl Paşa da Hasan İzzet Paşa’dan şikâyetçidir. Karargâhta yapılan toplantılar sonunda oluşturulan harekât planı üzerinde, Hasan İzzet Paşa dahil bütün komutanlar anlaşırlar. Harekâttan 3 gün önce Hasan İzzet Paşa, bu gücü kendinde görmediğini söyleyerek görevden affını istemesi üzerine Enver Paşa, “Eğer hocam olmasaydınız, sizi idam ettirirdim” diyerek 3. Ordu Komutanlığını da üzerine alır. Sonuç itibarıyla Enver Paşa’nın kumandayı fiilen üstüne alma kararı, Sarıkamış Harekâtı’nın sonucu düşünüldüğünde onun en büyük hatalarından biri olarak, tarihteki yerini alacaktır. Sarıkamış Kuşatma Saldırı Planı gereğince 22 Aralık’ta başlayıp, 5 Ocak’ta hüsranla biten ve bugün dahi acılarını yüreğimizde hissettiğimiz, 3. Ordu’nun yarısının kaybına neden olan bu harekât, tarihimiz açısından askeri taktik ve siyasi yönlerinin en çok tartışıldığı olaylardan biri olarak tarihteki yerini almıştır. Savaş sonunda Hafız Hakkı Paşa, kendisine düşen sorumluluktan kaçmak ve kendisini aklamak için, “Ah Enver! Ah!.. 100 bin masumun kanına girdin. Allah seni affetsin” diyecektir. Sarıkamış alınsaydı ne olurdu? Bu soruyu anılarında soran ve cevaplayan Tuğgeneral Ziya Yergök, “Sarıkamış’ın alınması belki askerlerimizin moralini yükseltir, civar Türk köylerinden yardım görürdük. Ancak yenilgiyi içlerine sindiremeyecek olan Ruslar, Alman cephesinden getirecekleri üstün kuvvetlerle ilkbahar da üzerimize saldırır, bizi çok daha ağır bir felakete sürüklerdi” demiştir. Sarıkamış’ta kayıplarımızla ilgili olarak Genelkurmay Başkanı Fevzi Çakmak, 22 Ocak 1935 günü Harp Akademisi’nde verdiği konferansta, Rus kayıplarının 32 bin ve Türk kayıplarının da 60 bin olduğunu ifade etmiştir. Buna ilave olarak doktora öğrencisi Hümmet Kanal’ın ATASE arşivlerine dayanarak verdiği bilgiye göre bu sayı, Ruslara verilen 7 bin esirle birlikte 67 bindir. Ağır manzara Sonuç olarak: Ramazan Balcı’nın doktora tezinde de belirttiği gibi Sarıkamış Harekâtı, bir diğer yönüyle Türk askeri ve halkının en zor şartlarda bile vatanı için neler yapabileceğini gösteren, üstün bir fedakarlık destanıdır. Sarıkamış’ta savaşan Türk askeri, gerçek bir kahramanlık örneği vermiştir. Sarıkamış Savaşı ile ilgili olarak yaşlı bir Sarıkamışlı, “Buradan o dağlara baktığımız da, üzerine kar düşmüş çalılıklar görürdük. O çalılıkların, kurda kuşa yem olmuş askerlerimizin kemikleri olduğunu, oraya gidince anladık.” Şehitlerimizi, saygı ve minnetle anıyoruz. KAYNAKLAR: Enver Ziya KARAL, “OSMANLI TARİHİ” 9. Cilt TTK. Yay. Tuğgeneral Ziya YERGÖK’ün Anıları, “SARIKAMIŞ’TAN ESARETE” Tarihçi Kitabevi Köprülülü Şerif İLDEN, “SARIKAMIŞ”, T. İş Bankası Yay. Mareşal Fevzi ÇAKMAK, “BİRİNCİ DÜNYA SAVAŞI’NDA DOĞU CEPHESİ”, Gen. Kur. Başk. ATASE Yay. Hadduç Fazıl DAĞISTANLI, “BİR KAHRAMANIN HAYATI”, Doğan Kardeş Matbaacılık. Murat BARDAKÇI, “TARİHİN ARKA ODASI” Haber Türk Gazetesi 28 Aralık 2014 Tarihli Yazısından Şevket Süreyya AYDEMİR, “MAKEDONYA’DAN ORTA ASYA’YA ENVER PAŞA”, Cilt.3 Remzi Kitabevi Hümmet KANAL, Doktora Tezi. Sakarya Üniv. Ramazan BALCI, Doktora Tezi. İst Ünv. İktidar ne işe yarar? Doğada olmayan devlet, insanlar tarafından niye yaratılmıştır? İnsanları, doğaya ve başka insanlara karşı korumak için! Peki, “devlet” bu işi nasıl yapar? Siyasal iktidarlar yani hükümetler aracılığıyla. Siyasal iktidar, yani hükümet nasıl belirlenir? İktidar eskiden en güçlü aile reisinin, aşiret reisi olmasıyla ve bu aşiretin Tarım Devrimi döneminde, emirlik, dükalık, krallık, padişahlık, kurmasıyla belirlenirdi. Endüstri Devrimi’yle, krallıklar, imparatorluklar, padişahlıklar ulus devletlere, demokratik rejimlere dönüştü. Kimin iktidar olacağı da kaba kuvvetle değil, temel hak ve özgürlüklere dayalı seçimlerle belirlenmeye başladı. Siyasal iktidar ne işe yarar? Her iktidarın birinci görevi vatandaşlarının maddi ve manevi varlıklarını korumaktır. Bu koruma görevinin önceliği, özellikle savaş ve salgın durumlarında, tartışılmaz bir önem kazanır. HHH COVID19 salgınında çağdaş ülkelerin hükümetleri ne yapıyorlar? 1) Salgını önlemek için maske, mesafe ve temizlik gibi önlemlere ek olarak, iki hafta süreli karantinalar uyguluyor ve bu süreler içinde zarara uğrayan vatandaşlarına maddi destek veriyorlar. 2) Aşı ve ilaç üretimine yöneliyorlar. 3) Üretilebilen aşı ve ilaçlarla ilgili bilgileri bütün ülkelere aktarıyorlar. 4) İthalat ve ihracat yoluyla, üretilebilen aşı ve ilaçları bütün öteki ülkelerle paylaşıyorlar. 5) Aşı ve ilaç uygulamalarının nasıl yapılacağını bilimsel yöntemlerle saptıyor, kamuoylarıyla paylaşıyor ve aşı uygulamalarını başlatıyorlar. Peki, Türkiye’deki iktidar neler yaptı; neler yapılıyor? 1) Uzun bir süre, maskeyi bile doğru dürüst sağlayamadı. 2) İki haftalık karantina uygulayamadı, kısa süreli ve sınırlı karantinalarda ise zarara uğrayanlara yeterli destek veremedi. 3) Salgının yayılmasına uygun ortamlar yaratan dini ve siyasal amaçlı kalabalık toplantılar düzenledi. 4) Salgın ile ilgili bilgileri hem iç hem dış kamuoyundan gizledi. 5) Tek olumlu iş olarak, tedavi için gerekli olan ilaç ithalat ve imalatını sağladı. 6) Aşı ile ilgili olarak hem kamuoyuna bilgi vermedi hem de bu karartmadan dolayı tatsız söylentilerin yayılmasını önleyemedi. 7) 11 Aralık’ta aşıya başlanacağını belirtti ama aradan on günden fazla zaman geçtiği halde herhangi bir hareket görülmedi. 8) Bu ihmallerin sonunda hem Avrupa’dan hem Çin’den aşı ithal edildiği, Avrupa’dan ithal edilenlerin gizlice iktidar mensuplarına yapıldığı, halka ise Çin aşısının yapılacağı dedikodusu yayılmaya başladı. 9) Bir “Bilim Kurulu” üyesi, bu çarşamba günü aşıya başlanacağını duyurdu. 10) Aşının ithal edilip edilmediği, ithal edilmişse hangi ülkeden hangi marka aşının kaç doz ithal edildiği, halktan gizlendi. 11) İthalatın devlet eliyle mi, yoksa yandaş şirketler tarafından mı yapıldığı, yapılacağı, maliyetin ve alış fiyatının ne olduğu açıklanmadı. 12) Yapılacak aşının, yaygın deneyim uygulaması olan faz 3 aşamasından geçirilmeden tatbikata sokulacağına ilişkin kuşkular uyandıran bir yönetmelik değişikliği yapıldı. 13) Batı ülkelerinde aşı uygulamaları, kuralları halka açıklanan ilkeler çerçevesinde çoktan başladığı halde, Türkiye’de hangi marka aşı veya aşıların, nerede, kimler tarafından, nasıl, hangi risk gruplarına, ne sırayla, ne zaman yapılacağı hâlâ belli değil. HHH Ülkenin bütün iç ve dış sorunlarında, özellikle de Hukuk Devleti ve Adalet konusunda duvara toslayan bu ucube “Şahsım Devleti” iktidarı, ne yazık ki ele geçirdiği devleti halk yararına kullanmamaktadır. Vatandaşlardan kendi sağlıklarıyla ilgili bilgileri bile saklayan, onların can güvenliklerini dahi sağlayamayan bu iktidar, ne yazık ki ele geçirmiş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni de yozlaştırmakta, çöküntüye uğratmaktadır! DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. ACG '67li BİR GRUP DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. KANDİLLİ KIZ LİSESİ 1970 YILI MEZUNLARINDAN BİR GRUP DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. EVEAY TOMRUK ATAMAN TOMRUK DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgeli haberleri nedeniyle Cumhuriyet Gazetesi’ne uyguladığı resmi ilan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ediyoruz. Haber alma özgürlüğümüz için C’in yanındayız. ÖZGÜR BASIN DESTEKÇILERI
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle