25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 14 ARALIK 2020 PAZARTESİ HABER HER ŞEYE KARAR VEREN CUMHURBAŞKANLIĞI, SALGINDA KULLANILAMAYAN IZINLERDE TOPU BAKANLIĞA ATTI Memurun izni bilmeceye döndü MUSTAFA ÇAKIR Salgın nedeniyle birçok memur yıllık izin kullanamadı. Eğer düzenleme yapılmazsa geçen yıldan kalan izinler 1 Ocak’ta iptal olacak. Cumhurbaşkanlığı ise memurların salgın nedeniyle kullanamadıkları izinlerin gelecek yıla devredilmesinde topu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na attı. Bakanlık “uygun görürse” adım atılacak. Devlet Memurları Yasası’nın “yıllık izinlerin kullanılışı” başlıklı maddesi şöyle: “Madde 103: Yıllık izinler, amirin uygun bulacağı zamanlarda, toptan veya ihtiyaca göre kısım kısım kullanılabilir. Birbirini izleyen iki yılın izni bir arada verilebilir. Cari yıl ile bir önceki yıl hariç, önceki yıllara ait kullanılmayan izin hakları düşer.” Bu düzenlemeye göre memurların 2019’da hak ettikleri ancak kullanamadıkları izinleri 1 Ocak’ta yanacak. MemurSen’e bağlı Büro MemurSen, Cumhurbaşkanlığı’na başvurarak kamu görevlilerinin bu yıl içerisinde yıllık izin kullanamaması halinde, geçen yıldan hak ettikleri ancak kullanamadıkları yıllık izinlerinin 1 Ocak’ta iptal olacağına dikkat çekti. Pandemiyle mücadelenin asli unsuru olan kamu görevlilerine dinlenme haklarının sağlanamamasının hak mağduriyetlerine neden olacağını belirten sendika, 657 sayılı Devlet Memurları Yasası’na tabi kadrolu personelin salgın nedeniyle kullandırılmayan yıllık izinlerinin, 2021 yılına devredilmesini istedi. Cumhurbaşkanlığı ise kararı Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bıraktı. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı Hukuk ve Mevzuat Genel Müdürlüğü’nün, Büro MemurSen’e gönderdiği yazıya göre, konu Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na iletildi. Cumhurbaşkanlığı bakanlıktan “konunun değerlendirilerek uygun görülmesi halinde gerekli mevzuat çalışmalarının yürütülmesi ve/veya teklifte bulunulmasını” istedi. l ANKARA Lösemiyi yenen hastaya, doktor tarafından verilen ilacın dozu ereçeteye yanlış yazıldı Güleç ‘sehven’ öldü! Kız kardeşinden aldığı kemik iliğiyle yeniden hayata tutunan lösemi lösemi tedavisi gördüğü hastanede yoğun bakım servisine alındı. İki gün içerisinde hastası Hasan Güleç’e dok ise yaşamını yitirdi. tor tarafından yazılan ilacın Bu ani ölüm karşısında büdozunun “EReçete” sistemi yük üzüntü duyan Hasan ne yanlış girildiği, ilacı kul Güleç’in eşi Melek Güleç, eşilanmaya başla nin ölümüne ilişkin Sağlık yan Güleç’in fe Bakanlığı yetkililerine ulaştı. nalaşarak yaşa Elindeki bilgi ve belgeleri bamını yitirdiği öne kanlık yetkilileriyle paylaştı. SEYHAN AVŞAR sürüldü. Güleç’in İddiaya göre bakanlık persoailesi “ağır ku neli Güleç’e, eşinin ölümüne sur” olduğu ge verilen yüksek doz ilacın nerekçesiyle hastane hakkın den olduğunu söyledi. Melek da şikâyetçi oldu. “İlaç dozu Güleç daha sonra hastanenun sehven yanlış düzenle ye ve eşine ilacı yazan Prof. diğini” kabul eden hastane Dr. M.A.’ya karşı İstanbul “Vefat nedeni tek bir nedene 9. Tüketici Mahkemesi’nde bağlanamaz” diyerek dava 10 bin TL maddi, 500 bin TL nın reddini istedi. manevi tazminat talepli dava Şişli’de ailesiyle beraber açtı. Dava dilekçesinde, Hakiralık bir evde yaşayan Ha san Güleç’in ölümünde hassan Güleç 52 yaşındaydı. As tanenin ağır kusuru olduğu gari ücretinde altında bir öne sürüldü. miktarla Taksim’de bulunan bir restoranda kebap ustası Bilirkişi ne dedi? olarak çalışıyordu. 5 yıl önce İstanbul 9. Tüketici rahatsızlanan Güleç’e löse Mahkemesi’nde hastane adımi tanısı konuldu. Güleç kız na avukatlar tarafından yakardeşinden yapılan savunmapılan kemik ililarda ise “Hastaği nakli ile yeninın elinde buluden hayata tunan ilaç kullanım tundu. Hastaneçizelgesinde, iladeki tedavisinin cın haftada bir ardından Gükullanılacağı anleç taburcu edillatıldı. Ancak, ilaç di. İlaç tedaviereçete sistemine sine ise ayakgirilirken bir ileta devam edecetişim kopukluğu ği belirtildi. Güyaşanmış ve ilaç leç, yeniden yadozları sehven şamına, işine geri döndü. Hasan Güleç yanlış reçete edilmiştir. Eğer hasta hekimin tarif etti‘Ağır kusur’ iddiası ği şekilde ilacı kullanmış ol14 Mart 2016 tarihinde ise saydı, ilaçla ilgili istenmeyen Güleç lösemi tedavisi görkomplikasyonlardan kaçınıdüğü Florence Nightingalabilirdi. Vefat nedeni tek bir le Hastanesi’ne gitti. Doknedene bağlanamaz” deniletor Güleç’e kullanması için rek davanın reddi istendi. Metotreksat isimli ilacı yazTalepleri alan mahkeme dı. Ancak Güleç’e yazılan ila dosyayı bilirkişiye göndercın dozu personel tarafından di. İstanbul Üniversitesi’nde ereçete sistemine yanlış gi görevli bilirkişilerin hazırlarildi. Güleç, ilaç yazıldıktan dığı raporda ise Güleç’e veiki gün sonra ilacı kullanma rilen ilacın dikkatli kullanılya başladı. İddiaya göre haf ması ve düzenli takip edilmetada bir, toplam 7.5 mg alın si gereken bir ilaç olduğu beması gereken ilacı yanlış ya lirtilerek, “Bu hastanın vefat zılan reçete yüzünden Güleç, nedeni tek bir etkene bağlagünde 12.5 mg olarak almaya namasa bile, Metotreksat’ın başladı. Birkaç gün sonra ye yanlış kullanımının önemniden hastalandı. Yemek yi li bir faktör olduğu düşünülyememe, halsizlik gibi sorun mektedir” ifadeleri yer allar yaşamaya başladı. Sonra dı. Dosya bir rapor daha alınsında ise nefes alıp vermek mak üzere adli tıp kurumuna te zorlanmaya başladı. Güleç, gönderildi. l İSTANBUL C DAYANIŞMA İLANLARINIZ İÇİN İLETİŞİM BİLGİLERİMİZ İSTANBUL : 0212 343 72 74 ANKARA : 0312 442 30 50 İZMİR : 0232 441 12 20 Email : ilan@cumhuriyet.com.tr İBB BAŞKANI İMAMOĞLU TEST SÜRÜŞÜNE KATILDI AlibeyköyCibali tramvayını inceledi İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, AlibeyköyEminönü Tramvay Hattı’ndaki test sürüşüne katılarak, incelemelerde bulundu. İmamoğlu, hattın AlibeyköyCibali arasındaki bölümünün, 1 Ocak 2021’de hizmete gireceğini söyledi. İBB Raylı Sistem Daire Başkanlığı tarafından inşaat çalışmaları 2016 yılında başlatılan ve daha sonra durma noktasına gelen EminönüAlibeyköy Tramvay Hattı’nda, yeni dönemde finansman sorunları çözülerek yapım süreci hızlandırılmıştı. Hattın, CibaliAlibeyköy bölümündeki çalışmalarında sona gelindi. İBB Başkanı İmamoğlu, dün hatta yapılan test sürüşüne katıldı. Alibeyköy Durağı’ndan tramvaya binen İmamoğlu, Haliç’i kucaklayan tarihi bir hattı faaliyete geçireceklerini belirterek, 2021 yılında projenin tümünü bitirme hedeflerinin olduğunu söyledi. Durmuş olan bütün metro yatırımlarını öncelikli olarak hayata geçirmek istediklerini kaydeden İmamoğlu, raylı sistemlerde internet kullanımı ile ilgili girişimlerinin sürdüğünü de aktararak, “Bu konuda İçişleri Bakanlığı’na bir izin talebimiz devam ediyor. Hatta aslında sürücüsüz hatlarda bunu kullanmayla ilgili hiçbir engelimizin olmadığı yönünde görüşlerimiz var. Özellikle MahmutbeyMecidiyeköy hattıyla başlamak istediğimizi bildirdik şu an inceleniyor. Umarım bunu hallederiz de bir an önce metro hatlarında da internet erişimini vatandaşlarımıza sunarız” ifadelerini kullandı. l İç Politika BURSA SGK’DEKI MESAI DÜZENLEMESI YARGIYA TAŞINDI Büroİş’ten suç duyurusu SEFA UYAR SGK Bursa İl Müdürlüğü, personelin, sokağa çıkmanın yasak olduğu saatlerde de çalışacağını, bu nedenle sokağa çıkma kısıtlamasından muaf tutulduğunu ve mesai saatlerinin 08.3017.30 olarak değiştirildiğini bildirmişti. Büroİş Sendikası, SGK Bursa İl Müdürü Erhan Karaca hakkında “görevi kötüye kullanma” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. SGK Bursa İl Müdürü Karaca imzası ile 4 Aralık’ta personele gönderilen 2 ayrı yazıyla, “il müdürlüğü ile bağlı merkez müdürlüklerinde mesai saatlerinin 08.3012.00, 13.0017.30 olarak düzenlendiği” ve “yürütülen iş ve işlemlerde aksaklık yaşanmaması adına sokağa çıkmanın yasak olduğu saatlerde de çalışmaya devam edileceği, personelin sokağa çıkma yasaklarından muaf tutulduğu” bildirilmişti. Büroİş Sendikası, Karaca hakkında Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı’na “görevi kötüye kullanma” gerekçesiyle suç duyurusunda bulundu. Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığı’nın 30 Ekim’deki yazısı ile 2 Aralık’tan itibaren kamu kurum ve kuruluşlarının çalışma saatlerinin 10.0016.00 olarak belirlenebilmesinin Cumhurbaşkanlığı tarafından uygun görüldüğünün bildirildiği anımsatılan suç duyurusu metninde, bu genelgenin ardından Bursa Valiliği’nin yazısı ile kamu kurum ve kuruluşlarının mesai saatlerinin 10.0016.00 olarak uygulanmasının istendiğine işaret edildi. Suç duyurusunda, kamu kurum ve kuruluşlarına mesai saatlerinin düzenlenmesi konusunda yetki tanınmadığına da dikkat çekilirken, Karaca’nın “eylemi ile salgın karşısında kamu çalışanlarının ve vatandaşların sağlıklarını tehdit ettiği, kamusal güvenliği, işyeri huzur ve barışı ile Cumhurbaşkanlığı ile İçişleri Bakanlığı’nca hazırlanarak yürürlüğe giren genelgelere aykırı hareket ettiği, salgınla mücadeleyi ve salgının etkilerinin azaltılmasına yönelik faaliyetleri zafiyete uğrattığı ve kamu hizmetlerinin aksamasına sebebiyet verecek eylemlerde bulunduğu” kaydedildi. l ANKARA/Cumhuriyet MERSİN BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ Faturayı belediye ödeyecek CHP’li Mersin Büyükşehir Belediyesi, koli yardımları, borç yapılandırmaları gibi hizmetlere ek olarak, işyeri kapanan esnafın mesken su borcunun 500 TL’ye kadar olan kısmını ödeme kararı aldı. Salgın nedeniyle dükkânları kapalı olan yaklaşık 8 bin 500 esnaf bu destekten yararlanacak. Esnaf, başvurusunu, Mersin Büyükşehir Belediyesi’nin resmi web sayfasına konacak olan formu doldurarak yapacak. Başvurular, Mersin Esnaf ve Sanatkârlar Odaları Birliği, Mersin Ticaret ve Sanayi Odası ile diğer ticaret odalarınca değerlendirilecek. l İç Politika CHP’Lİ AYHAN BARUT’TAN ÇAĞRI: Esnafa gelir desteği verilmeli Pandemiyle mücadele kapsamında alınan bazı önlemlerin yaklaşık 2 milyon esnafı dolaylı ve doğrudan mağdur ettiğini belirten CHP Adana Milletvekili Ayhan Barut, esnafa gelir desteği sağlanması çağrısında bulundu. Esnafın tükenme noktasını geçtiğini kaydeden Barut, “Gelin ekonomimizin bel kemiğini oluşturan esnafımıza sahip çıkalım. Esnafın prim borçları, vergi, harç ve stopaj ödemeleri ile su, elektrik, telefon, doğalgaz ve kira ödemelerine yardımcı olalım” dedi. l İç Politika Cumhurbaşkanı’nın okuduğu şiir rastlantı mı, yoksa mesaj ABD’ye mi? Cumhurbaşkanı’nın Azerbaycan konuşmasında, Ermenistan ile işbirliği kapılarını açalım barış olsun, açıklamasından belki daha önemli olanı, İran’ı hop oturtup hop kaldıran okuduğu şiirdi. İki ülke ilişkileri gerildi; İran, büyükelçimizi çağırdı, sert kınama ile açıklama istedi; Dışişleri Bakanı Zarifi tweet attı; Saray’ın adamları, dostuz bir şey yok açıklaması yaptı.. İran Meclisi’nden 225 milletvekili “Kendisinden iyi komşuluk, İslam dünyasının birliği, bölgede barış ve istikrarın tesisi beklenen Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şaşırtıcı ve beklenmedik ayrılıkçı bir dil kullanmasını şiddetle kınıyoruz” metni yayımladı... AKP Sözcüsü ve Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı, İran’ı sert sözlerle kınadı, “Cumhurbaşkanımıza saygılı olun” bile denildi. RTE’nin İran’ı zor zamanlarda desteklediği anımsatıldı. Ve derken... Dışişleri bakanları görüştü, sonra İran, sosyal medyada Kardeşlik etiketi ile “Yanlış anlama giderildi, aramızdaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve geliştirilmesi önemli” dedi. Bir şeyler (hep) var! Evet, tatlıya bağlandı gibi, ama bir şeyler oldu, çünkü Ankara açısından İran ile ilişkilerde derinden bir şeyler var hep... İranlılar da “Recep Tayyip Erdoğan’ın şaşırtıcı ve beklenmedik ayrılıkçı bir dil” kullanmasını, belleklerine yeni katmadılar. Ankara’nın ABD ile ilişkilerinde kendilerine yönelik bir siyaset hep olabileceğini düşünüyorlar. Peki, İran’ı kızdıracağı belli olan o “şiir”i Cumhurbaşkanı neden seçti ve okudu? Aras Nehri, Erzurum’un oralardan doğar ve coğrafyada ülkelerin sınırlarını çize çize akar gider, başka bir nehirle birleşerek Hazar’da son bulur. Türkiye ile Ermenistan’ı ve hatta Azerbaycan’ı ayırdığı gibi, Azerbaycan ile İran sınırını da belirler. İran, Tebriz, Erdebil gezimizde bu nehrin bir bölümünü hayran hayran seyretmiştik. Erdoğan’ın okuduğu şiirde şu mısralar var: “Aras’ı ayırdılar/ Kum ile doldurdular/ Men senden ayrılmazdım/ Zor ile ayırdılar/ Ay Lâçin, can Lâçin/ Men sene kurban Lâçin”. İran Azerbaycanı’nın (Azeri Türklerin yaşadığı), bugünkü Azerbaycan’dan Aras Nehri sınır alınarak “koparıldığının acısını” anlatıyor. Dağlık Karabağ’ın kurtarılması “askeri töreninde” bu şiirin okunması sıradan değildir ve ucu İran’a dokunacağı açık ve nettir. İran’da bir kısım Azerinin Azerbaycan ile birleşmek istedikleri de bilinir. Üstelik Erdoğan’ın okuduğu mısraların, sahibi olduğu ileri sürülen Vahapzade’nin “Topraktan Pay Olmaz” şiirinde olmadığı da malumatfurus.org sitesinde ayrıntılı olarak incelenmiş. Şiir, anonim ve bir mani. Mesaj kimlere? Yani İran’ın sinir uçlarına dokunacak mısralar seçilmiş, bu mısraların Ermenistan ile ilgisi bulunmuyor! Saray sözcülerinin açıklamaları sadece iki ülke arasındaki gerilimi “tamirat” amacını taşıyor. Ama İran şüphesiz mesajını almıştır. Acaba sadece İran mı mesajı aldı? Mesela ABD’de başkanlık koltuğuna oturmasına bir ay kadar kala, Başkan Biden’a ve Pentagon’a da yönelik bir mesaj içeriyor olabilir mi? Amerikalılar şüphesiz ki şiir ile iki ülke arasında yaratılan gerilimi ve bunun kendileri için ne anlam içerdiğine ilişkin mesajı almış olabilirler. Kimse aptal değil. Saray’dan belki doğrudan değil, ama içinden çevresinden ve medyadaki sözcülerinden İran’a karşı, yeri geldiğinde açıklamalar kötülemeler sık olur. Sürekli İran’ı iğnelemeler Mesela Azerbaycan Ermenistan savaşı esnasında, Saray’a yakın medya sözcüleri İran’ın Ermenistan’dan yana tavır aldıkları biçiminde paylaşımlarda bulundular ekranlarda. Yandaş medyada neler yer aldı, doğrusu bilmiyorum. İran’ın önemli generallerinden Kasım Süleymani’nin öldürülmesi sabahında, Habertürk’te bir sabah programında beraber olduğumuz yandaş, WhatsApp grubundan gelen mesajları inceleyerek, Süleymani’nin nasıl bir cani ve kasap olduğunu anlatmaya başladı Ankara’nın, Suriye’de İran’ın Şam’ı desteklemesinden de yoğun biçimde rahatsız olduğu biliniyor. İran’a karşı Amerikan yaptırımlarının gündemde olduğu, ABD’nin sürekli İran’ı hedef aldığı bir dönemde, Ankara’nın torbasında, şüphesiz çeşitli olasılıklar var ve bunlar arasında İran’ı rahatsız edecekler de olabilir. Ankara, duruma göre hareket edecektir. İran’la şüphesiz dostluk Türkiye için hayati önemdedir. Ama unutmayalım, bu iktidar Şam Esad ile balayı yaşıyordu, derin dostluk kurmuştu, ama bugüne bakın! Umarım korktuğum gelişmeleri yaşamayız ve ben hayal görüyorumdur. ABB’de 1575 kişi koronavirüse yakalandı Ankara Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Dairesi Genel Koordinatörü Volkan Memduh Gültekin, 30 binin üzerinde personeli bulunan Büyükşehir Belediyesi’nin tüm birimlerinde Kovid19’a yakalanan personel sayısının 1575’e yükseldiğini duyurdu. Gültekin, Kovid19 sebebiyle bugüne kadar 6 personelin yaşamını yitirdiğini açıkladı. l ANKARA/ Cumhuriyet
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle