02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
14 14 ARALIK 2020 PAZARTESİ KÜLTÜR Tiyatro Festivali’ne devam... “Dopo La Battaglia”, 24. İstanbul Tiyatro Festivali kapsamında 28 Aralık'a kadar izlenebilir. Pippo Delbono Company'i, Türkçe altyazıyla sunduğu bu oyunuyla ilk defa Türkiye seyircisiyle buluşuyor. Pippo Delbono'nun tasarladığı ve yönettiği oyunda müziğin ve dansın ritmi aracılığıyla, sözlerde ve şiirsel dizelerde dil ve duygu arasındaki uyumu bularak, geleceğe inanca dönüşen mevcut acıya tanık oluyoruz. Delbono tarafından yeniden yazılan Antonin Artaud, Franz Kafka, Alda Merini, Pier Paolo Pasolini, Walt Whitman, Rainer Maria Rilke, Alejandra Pizarnik gibi yazarların sözleri, bu performansta yer alıyor. Alexander Balanescu’nun bestelediği ve canlı icra ettiği özgün müzik, söz ve dizelere eşlik ediyor; oyuncular ise uçuşan sözleri bedenleştiriyor... İstanbul Modern, Borsa İstanbul’un sponsorluğunÇevrimiçi ki Sanatçı Sanatçı Atölyeleri’nin çevrimiçi koAtölyeleri’nin nuğu ise Deda gerçekleştirilen “Sizin Perşemkonuğu niz Aktaş Deniz Aktaş olacak. (Saat: 16.00beniz” Sanat17.00'de yaçı Atölyeleri’nde katıpılacak çevrimiçi canlımcıları sanatçılarla lı konferans yoluyla gerbir araya getirmeye de çekleştirilen programa vam ediyor. 17 Aralık’ta katılım 25 kişiyle sınırlı.) Beethoven Edirne’de Yüzyılları aşan düşünce yapısı ve eserleriyle Alman Besteci Ludwig van Beethoven; Osmanlı döneminden başlayarak ve özellikle Cumhuriyet döneminde de ülkemizde en çok sevilen, eserleri seslendirilen besteciler arasında yer alıyor. 18. Yüzyıl sonu ve 19. yüzyıl başında yaşadığı döneme verdiği sanatsal tepkilerle, çağlar boyu insanlığı etkileyebilecek güce sahip yapıtlar veren Beethoven’ın resmi kayıtlara göre doğum gününün tam 250. yıldönümü olan 17 Aralık 2020 Perşembe günü Trakya Üniversitesi özel bir sempozyum düzenliyor. "250. Doğum Gününde, Türkiye'de Ludwig van Beethoven Sempozyumu" başlığında uzman müzikolog Ersin Antep’in bilimsel koordinatörlüğünde gerçekleşecek etkinliğin Düzenleme Kurulu Başkanlığını Dr. öğretim üyesi ve kontrbas sanatçısı Sela Can Dökmeci üstleniyor. Oturum ve dinletilerin yer alacağı "250. Doğum Gününde, Türkiye'de Ludwig van Beethoven Sempozyumu"; üniversitenin sosyal medya ve “YouTube” hesapları üzerinden takip edilebilecek. Bu sergi tiyatro tarihine odaklanıyor Osmanlı Tiyatrosu, Besa oyununun kadrosu. Ayaktakiler: Ahmet Fehim, Binemeciyan Hanım, Tovmas Fasulyacıyan ve Mari Nvart, oturan: Binemeciyan Efendi. Hrant Dink Vakfı öncülüğünde Türkiye Tiyatro Vakfı ve Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık işbirliğiyle hazırlanan “Kulis: Bir Tiyatro Belleği, Hagop Ayvaz” başlıklı sergi 15 Aralık’ta Yapı Kredi Kültür Sanat’ta kapılarını açmaya hazırlanıyor. 21 Şubat 2021’e kadar devam edecek sergi, 19112006 yılları arasında yaşamış İstanbullu tiyatro sanatçısı ve yayıncı Hagop Ayvaz’ın kişisel çabalarıyla oluşturduğu tiyatro arşivinden yola çıkarken; toplumsal bellek, kimlik ve mekân bağlamında Türkiye’nin tiyatro tarihine odaklanıyor. CRR’de Can Okan PIYANO RESITALI Şef ve piyanist, aynı zamanda Liszt’in kendi çalgısındaki ustalığıöğretim üyenı göstermek için si olarak müuyarladığı Bezik kariyerini ethoven sensürdüren Can fonileri üzeriOkan Cemal ne piyanist ile Reşit Rey KonCem Mansur ser Salonu’nda sohbet edecek14 Aralık Pazartesi günü piyaCan Okan ler. Sahnede kayda alınan konser çevno resitali verecek. Can rimiçi izlenmek üzere aynı Okan resitalde L. v. Begün saat 20.00’den itibaethoven (1770 1827)’ın ren 1 hafta boyunca CRR Senfoni No. 6 Fa Majör, YouTube kanalından aşaOp. 68 "Pastoral" in Franz ğıdaki linke girilerek izleLiszt imzasını taşıyan so nebilecek. https://www. lo piyano için uyarlaması youtube.com/channel/ nı çalacak. UCcB4QimHcOKEvmKonser öncesinde QawHLGQ/featured Gösterime giremeden ödüller alan bir film Kapan, yönetmeni Seyid Çolak insanların içindeki kötülüğü araştırıyor Sessiz KONUK YAZAR EMEL SEÇEN kalmak da kötülüktür 3. Uluslararası Nepal Film Festivali'nde “En İyi Film”, 5. Uluslararası Saidia Film Festivali'nde “En İyi Film”, 9. Uluslararası Malatya Film Festivali'nde “En İyi Yönetmen” ve “En İyi Müzik” (Ali Saran), 7. Uluslararası Antakya Film Festivali'nde “En İyi Yönetmen”, 41. Moskova Film Festivali övgüsü ardından Roma’danEn İyi Film /En İyi Erkek Oyuncu ödüllü KAPAN Filminin Yönetmeni Seyid Çolak filmini gösterememekten hüzünlü. n Atlas dergisinde gördüğünüz bir manzara sizin ilk uzun metrajınız için plato oldu. İzleyici bu özel bölgeyi film ile tanıdı. Neler yaşandı set boyunca? Mada Adası keşfedilmesi gereken bir yer. Atlas dergisinde görmüş, bir anlamda vurulmuştum adaya. Mada’nın hikâyesi bana biraz fantastik ve ulaşılmaz gelmişti. Daha sonra da ilk uzun metrajım için mekân hatta karakterim oldu. Halkının da adaya özgü olduğunu düşünüyorum. Kanıksanmış bir çaresizliğin içinde yaşıyorlar. Yaşam koşullarından şikâyetçiler ancak ata toprağı diye de terk etmek istemiyorlar. Kapan’ın gösterildiği festivallerde de seyirciler çoğunlukla Mada’daki yaşama odaklanıyor, ada yaşamı, filmimizi seyreden herkese ilginç geliyor. Aslında biz çekimlerimizi dört lokasyonda gerçekleştirdik. Ardahan Çıldır Gölü, Mada Adası, Aşağıtırtar Köyü ve Eğirdir Gölü. Karlı ve buzlu sahnelerimiz için Çıldır Gölü’ndeydik. O süreç hem oyuncularımız hem de ekip için biraz zorluydu diyebilirim. Bazı oyuncularımız hava şartları nedeniyle hastanelik oldu. Adadaki çekimlerimizde ise gidiş gelişlerde kimi zaman zorlanıyorduk. Aşağıtırtar Köyü sakinleri ise çok konukseverdi. Bizi hem çok iyi karşıladılar hem de her konuda bize destek oldular. n Filminizi izlediğimde kendi kurtlarına yenik düşen insanlarla umutlu insanların açmaz dünyası diye başlık çıkarmıştım. Hikâyeyi daha doğrusu senaryoyu ada ve kıstırılma üzerine kurunca karakterler aslında kendi hayatlarını çizdi. Halit karakteri hariç bulundukları yerden çıkmak isteyen, özünü beğenmeyen ya da dışarının (şehrin) cazibesine kapılmak isteyen kişilerin düşecekleri boşlukta buluyorlar kendilerini. İstemedikleri bir hayat formunu da kabullenemiyorlar. Bu psikoloji de dışarıdan gelen ötekiyle (canavar) birlikte asıl duyguları ortaya çıkıyor. Kapan’da aslında Yakup iyi aile babası olarak başlıyor. Ancak canavarın sesiyle birlikte herkes farklılaşmaya başlıyor. İçlerinde gizledikleri canavarlar da dışarı çıkmak için bahaneler arıyor. Gerçek canavar kim? Adaya musallat olan ve kendisine yaşam alanı açmaya çalışan yabani bir hayvan mı? Yoksa yabani hayvanla birlikte benlikleri sınanan insanoğlu mu? Kibir... n Film, doğurmanın ve aile olabilmenin çocukla olduğu ve kadınların anne olmayı “yeşermek” ve hayata dal vermek olarak biçimlendiği, erkek egemen bir toplumda, ilk çağların avcı kültürüne de bir nevi götürmekte. Doğaya ve diğer canlılara karşı yeterince evrimleştik mi? İnsanoğlu yeni teknolojik gelişmeyle birlikte hem mekanikleşti hem de kendisi haricindeki tüm türlere efendilik taslamaya başladı. Bu da kibiri beraberinde getiriyor. Kibir insanı içten içe yiyen en büyük canavardır aslında. Kapan’daki karakterlerimizi kötülüğe yaklaştıran en temel unsur, ötekisine olan tutumları. Adaya sonradan gelen canavarla birlikte hepsinin gerçek yüzünü görmeye başlıyoruz. Mehmet karakteri baştan sona iyi çizilmiş gibi görünüyor. Ancak Mehmet canavarın yavrularının öldürülmesine de ses çıkaramıyor. Kimi zaman kötülüğe karşı ses çıkaramamamız da bizi kötü insan yapar. TuSeyid Çolak ran çok iyi görünse de Yakup’un ölümünü memnuniyetle seyrediyor. Kapan’da erkeklerin dünyasına övgü geliştirmemeye özen gösterdim. Kadınların geri planda tutulduğu bir hayatın sonucunda erkek bireylerin yaşadığı çözümsüzlüğü de görüyoruz. Aslında adadaki kadın karakterlere biraz daha alan açsaydık belki de bu çıkarım boşa gidebilirdi. Sonunda kaybeden karakterlere baktığımızda çatışmanın – savaşın sebebi erkekler, hayatta kalan ve süreci devam ettiren kadınlar var. n Birçok ödül sonrası filminiz Kadıköy Sineması’nda basın gösterimini yaptı. Sonra yeni yasaklar geldi. Siz bir ay geçmeden Roma’da 2.’ncisi düzenlenen Rieti Sabina Film Festivali’nden yeni bir ödülle döndünüz. Şimdi ne yapıyorsunuz? Vizyonda, salonlarda filmim olsun hayaliyle yaşadım hep. Bunu kısa da olsa gerçekleştirdiğim için mutluyum. Ancak bu yolculuğumuz kısa sürdü ve sinemalar kapandı. Şimdilik beklemedeyiz. Filmi dijital platformlar vasıtasıyla seyircilerle buluşturmak istiyorum.Moskova’da açılış yapmak ve ülkemizdeki kimi festivallerde ustalar tarafından ödüllendirilmek benimle birlikte ekibimi de çok mutlu etti. Kapan, hedefine ulaşmış bir iş oldu. Salgın sürecinde “Ataların Uykusu” isimli bir Şaman belgeseli hayata geçirdik. Obruk isimli uzun metraja hazırlanıyorum. Senaryosunu Güven Adıgüzel’le yazdık. İnsanoğlunun farklı hırslarıyla ilgileneceğiz bu filmde. Uluslararası İzmir Mizah Festivali başlıyor Bu yıl ilk kez uluslararası boyutta düzenlenen İzmir Mizah Festivali çevrimiçi olarak evlere konuk oluyor. Festival on gün sürecek. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği ve bu yıl ilk kez uluslararası boyutta yapılacak İzmir Mizah Festivali, 16 Aralık saat 19.00’dan itibaren İzmir Tube üzerinden çevrimiçi olarak yayımlanacak. On gün sürecek ve her akşam aynı saatte yayına girecek festival etkinliklerine sanat dünyasının önemli isimleri katılacak. Mizah ve toplumsal eleştiri temasına odaklanan, Vecdi Sayar’ın danışmanlığındaki festivalde, “Karikatürümüzde Toplumsal Eleştiri ve Mizah”, “Sinemada Mizah”, “Medyada Politik Mizah”, “Müzik ve Mizah”, “Görsel Sanatlar ve Mizah”, “Kısa Filmde Toplumsal Eleştiri ve Mizah”, “Dünya Karikatüründe Toplumsal Eleştiri ve Mizah”, “Edebiyattan Tiyatroya Mizah” başlıklarının ele alınacağı söyleşiler düzenlenecek. Ünlü konuklar Bu yıl, festivalin Onur ödülü, Türk karikatür sanatının usta ismi Tan Oral’a verildi. Ahmed Adnan Saygun Kültür Merkezi’nde açılacak Tan Oral Karikatür Sergisi “İş Aş Eş”in yanı sıra bir diğer karikatür sergisi de karikatür tarihçisi Turgut Çeviker’in küratörlüğünde düzenlenecek. Sergide, 1900’lü yıllardan günümüze uzanan bir seçki yer alıyor. NESIN, ÖKTEN VE KIRCA ANISINA Aziz Nesin, Zeki Ökten ve Levent Kırca’yı anma etkinlikleri de festival programında yer alacak. “Medyada Politik Mizah” başlıklı söyleşide Oya Başar, Burhan Şeşen ve Kandemir Konduk, Kırca’ya ilişkin anılarını anlatacaklar. Ölüm yıldönümü 19 Aralık’ta anılacak yönetmen Zeki Ökten’in son filmi “Çinliler Geliyor”un saat 17.00’deki gösteriminin ardından 19.00’daki söyleşiye Ökten’in yakın arkadaşı Rutkay Aziz ile filmin senaristi Fatih Altınöz ve yönetmen yardımcısı Mehmet Ulukan katılacak. Aziz Nesin’in 105. doğum yıldönümü 20 Aralık akşamı ise Aziz Nesin’in oğlu Ali Nesin Şirince’deki Matematik Köyü’nden, Aziz Nesin’in yakın dostları ve eserlerini sahneleyen tiyatrocular Ataol Behramoğlu, Müjdat Gezen, Genco Erkal İstanbul’dan, Yücel Erten ise Kıbrıs’tan programa katılacaklar. PEN Türkiye Ayfer Tunç’un ‘Osman’ romanını ayın kitabı seçti PEN Türkiye, "Ayfer Tunç Osman" kitabını ayın kitabı seçtiğini duyurduğu metinde şu ifadelere yer verdi: “Edebiyat ne işe yarar diye soruyorlar ya, yalnızca tek bir yanıt bile yeterli: İnsanın dilini daha çok sevmesine! Sağol, Ayfer Tunç. Bin yaşa bin yaz, gözümüzü sevindir, aklımızı sevindir, hatta en lezzetli sofralar yavan kalsınlar senin bize yaşattığın dil şöleninin yanında! ‘İnsan sevdiğinden umar!’  sözünün romandaki tam karşılığısın. Seni seviyoruz, senden umuyoruz, senin de bizi sevdiğine inanıyoruz. Çalışkansın, titizsin, zekisin, gözlemcisin ve en güzeli de yazmayı çok seviyorsun. Bu sevgiyle yazdığın her şeyi nice yıllar okumak dileğiyle, yıllardır başka kitaplarda yaşayan Osman’ı adıyla sanıyla kahraman yaptığın Osman romanını ayın kitabı olarak seçiyor ve sevinçle okuyun diyoruz. Can yayınları arasında yer alan Osman’ı, Ayfer Tunç’un tüm kitaplarını!” SAHA’NIN DESTEĞI SÜRÜYOR! SAHA Sürdürülebilirlik Fonu kapsamında bağımsız sanat inisiyatiflerine yapılan açık çağrıya 8 kentten gelen 33 başvurunun sonucu belli oldu. Pandemi döneminin olumsuz etkilerini göz önüne alarak fona ayırdığı kaynağı artıran SAHA, Türkiye’den 5 farklı kentte ve dijital mecrada faaliyet gösteren 10 bağımsız sanat inisiyatifine 15 bin TL30 bin TL arasında toplam 192 bin TL net fon sağlıyor. Geçen yıllarda aynı fondan yararlanan 5533, AVTO, Loading, NOKS, Orta Format ve Performistanbul’a pandemi sürecinde de desteğini sürdüren SAHA, İzmir’den iki ayrı inisiyatife ve ilk kez Antalya ve Mersin kentlerindeki inisiyatiflerin programlarına destek oluyor. Prof. Edhem Eldem Arter’de ücretsiz konuşma etkinliği Arter’in çevrimiçi yorumlama etkinlikleri, tarihçi ve akademisyen Prof. Edhem Eldem’in 17 Aralık Perşembe günü saat 19.00’da yapacağı “Bergama Sunağı Odağında Osmanlı İmparatorluğu’nda Arkeoloji” başlıklı konuşmayla devam ediyor. Cevdet Erek’in Arter’deki “Bergama Stereotip” başlıklı kişisel sergisi bağlamında yapılacak konuşmada Eldem; Bergama Sunağı’nın keşfi, kazısı, yerinden sökülerek Berlin’e götürülmesi ve burada sergilenmesini kapsayan yaklaşık otuz yıllık süreyi, Osmanlı İmparatorluğu’nda arkeolojinin geçirdiği çarpıcı değişim ve gelişmeler ışığında ele alacak. Katılımın ücretsiz olduğu etkinlikle ilgili ayrıntılı bilgiye Arter’in internet sitesinden (www.arter. org.tr) ulaşılabilir. Özbeğen’in konser plağı 20 bin sattı Ferdi Özbeğen’in şarkıları, yıllar sonra yeniden keşfedildi. Özbeğen’in 1983 yılında Şan Tiyatrosu’nda verdiği konserin görüntüleri internette popüler olunca, sanatçıyı genç kuşak da sevdi. Ferdi Özbeğen ölümünden yıllar sonra bir ilke imza attı. Plak satışları yılda 2 bin adedi geçmezken, 'Ferdi Özbeğen 20. Sanat Yılı Şan Konseri' adlı plağı çıktığı gün 2 bin adet satıldı.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle