Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
14 13 ARALIK 2020 PAZAR HABER/YORUM Resmi olduğu çok belli konvoyda iki araba var. İkisi de siyah. İkisinin de camları içeriyi gösla hedefe koyduğu Muhsin Fahrizade’yi yeterince etkin bir düzenekle korutermeyen türden. Silahlı korumalayamamış. rın bindiği araba önden gidiyor. ArBu yazdıklarım, suikadakinde korunan kişi, eşi ve sükast güzergâhı dahil, elrücü var. bette ki “casusluk romanKorunan kişi, İran nükleer silah cısı” tahminlerimden ibaMahalle temiz. Ya biz? programının başmimarı, Muhsin Fahrizade. Cuma ikindi namazından sonra ret. Ama okurlarım, benim tahminlerimin doğru çıktığını bilir. Tahran’dan yola çıkan küçük konvoy, büyük olasılıkla hafta sonu tativaya uçuyor. 4 Ekim 2020 tarih ve Tahkimat, tatbikat, savaş* başlıklı yazımı hali için başkentin 148 km. uzaklığında olup Farsi devletlilerin korunaklı sayfiyesi Firuzkuh’a gidiyor. Firuzkuh’ta İran Savunma Bakanlığı Araştırma ve İnovasyon Dairesi Başkanı Muhsin Fahrizade’ye de bir ev tahsis edilmiş olmalı... Tahran’dan Firuzkuh’a giden yol, başkente 88 km. uzaklıktaki Absard kasabasından geçiyor. Konvoy Absard’a kadar 77 numaralı karayolunu izleyecek, oradan Firuzkuh’a giden 79 numaralı karayoluna geçecek. Doğu’da hava erken kararır. İki araba Absard’a yaklaşırken karanlık basıyor. Bundan sonra olanlar, olağanüstü “incelikte” ve nedensonuç ilişkisi açısından Mossad’ı işaret eden bir suikast düzeneği. Konvoy Absard kasabasına girmeden beş dakika önce, Mossad’ın aylar önce sızdığı elektrik idaresinde bir el, ana şalteri indiriyor. Gerek kasaba Nokta atışı katliam Diğer arabanın yolcuları ne oluyor demeye zaman bulamadan, ön ve yan camlardan açılan ateşle Muhsin Fahrizade ve şoför öldürülüyor ama Fahrizade’nin eşini kurşun bile sıyırmıyor! En az beş kişinin öldüğü suikastta, kadın sağ bırakılıyor. Anlayacağınız, Mossad bu işte profesyonelliğin dibini sıyırmış. İranlılar, bir sürü şey anlatıyor. Öndeki arabada bomba düzeneği varmış uzaktan kumandayla patlatılmış, Fahrizade’nin arabasına Toyota marka bir pikaptan yine uzaktan kumandayla ateş açılmış, yapay zekâ kullanılmış, falan, filan. İnanmayınız. Her şeyden önce, suikast sonrası İran sınırına muhalifler astı diye sunulan İsrail bayrağı, Mossad’ın uzun süredir hedefi dinlediğini, izlediğini ve tırlayınız. “Zaman, ister istemez İran’daki molla rejiminin aleyhine işliyor. Rusya, ABD’nin koluna giren İsrail’in Ortadoğu ülkeleriyle yaptığı ikili anlaşmalarla Hamas ve Hizbullah’a silah desteği yapan İran’ı izole ettiğini gördü. Müttefiki İran’ın gömüldüğü değerli yalnızlığa değer vermedi. Azerbaycan’la savaşan Ermenistan’a da arka çıkmayacak” demiştim. Öyle de oldu. Hepsi memnun, Türkiye mecnun Rusya, Dağlık Karabağ’da Ermenistan’a “buraya kadar” dedi ve Laçin Koridoru boyunca 16 gözlem noktası kurdu. İki bine yakın Özel Kuvvet askerini, 100 zırhlı ve 400’e ulaşan diğer gelişmiş savaş araçlarını bölgede konuşlandırdı. Dağlık Karabağ, Rus denetimi altında. Ermenistan ile Azerbaycan arasında artık Rus gerekse 77 numaralı karayolu karanlı alana sızdığını gösteriyor! askeri duvarı var. Putin’e rağmen ğa gömülüyor. Birinci araca da daha önce bomba Batı’ya, özellikle Fransa’ya yönelen Öndeki sürücü, kuşkulanıp gaza düzeneği kurduğuna dair bir kanıt yok. Paşinyan, gidici. Yerine kim gelirbasması gerekirken karanlığa karşı Bir milisle patlatmış da olabilir. Ger se gelsin, Ermenilerin Dağlık Karabağ hepimizin bilinçatındaki bilinmezlik çek şu ki Muhsin Fahrizade, Mossad’ın rüyası bitti. Fransa Meclisi’nin Dağlık kaygısına, belki de şaşkınlığa teslim öldürdüğü İranlı nükleer fizikçilerin il Karabağ’ı bağımsız devlet olarak taolup yavaşlıyor. Onu izleyen araba ki değil, altıncı kurban! Belli ki İran’ın nıması da zaten, “Elimizden başka bir da yavaşlamak zorunda kalıyor. Ve bir istihbarat açığı var. Ya da kaçağı. şey gelmiyor” ifadesinden ibaretti. öncü araba, içindekilerle birlikte ha 2018’de Netanyahu’nun adıyla sanıy Şimdi Rusya memnun. Azerbaycan musmutlu. Savaşın ezici bir üstünlükle Azerbaycan lehine bitmesine neden en çok Azeri Yahudileri sevindi dersiniz? Keza ABD ve İsrail de bölgede yeni bir partner buldu: Katı İslamcı olmayan, petrol ve doğalgazı bol, seçim gibi bir şeyler yapılan Azerbaycan! Başka bir deyişle mahalle temiz, burası sağlam artık. Peki, Azerbaycan’ın zafer koçu, bayrak ikizi, bizim mahalle ne durumda? Türkiye, iki yıllık afır tafırdan sonra Kudüs’ü İsrail’in başkenti olarak tanıyacak mı? İsrail’in yeni başkenti Kudüs’e büyükelçi atadı mı, yoksa atayacak mı? Hele ön bahçeyi bir ballandırsınlar, arka bahçeyi de biz yazarız. *https://www.cumhuriyet.com.tr/ yazarlar/minegkirikkanat/tahkimattatbikatsavas1770956 KIŞ ÖLÜMLERİ Zaman satıcıları yazıyor günlere de zam gelecekmiş haftada iki çarşamba üç perşembe olacak cumartesi pazarı kaldıracaklarmış zam gelmeden bari salıyı yaşayalım pazar güvercinlere kalsın unuttuk umutları ayrılıkları maskeyle sevdalar mı yaşanır yollar yolcular kaybolmuş gökyüzü bile karantinada kara salgının korkusu gözlerimizde sesler nerede yaşadığımız kelebek ömürlü kış ölümleri A.KADRİ ERGİN 60 KIŞI ITIRAFÇI OLDU FETÖ’den 116 tutuklama İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın FETÖ’nün TSK içerisindeki yapılanmasına yönelik yürüttüğü soruşturma kapsamında, ankesörlü veya büfe telefonlarından örgütün “mahrem imamları” olarak nitelendirilen terör örgütü yöneticileri ile görüştükleri belirlenen 116 kişi tutuklandı. Düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 278 şüpheliden 41’i emniyetteki ifadelerinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle örgütsel işleyiş ve mensupları hakkında faydalı nitelikte beyanda bulundukları değerlendirilerek serbest bırakıldı. 2 şüpheli sonradan değişen delil durumuna göre, 1 şüpheli mükerrer işlem nedeniyle kolluk biriminden serbest bırakıldı. 118 şüpheli adli kontrol tedbirinin yeterli görülmesi, etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmaları ve diğer nedenlerle adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. 60 şüpheli ise itirafçı oldu ve serbest bırakıldı. l İZMİR / Cumhuriyet 20 bin 694 kişi tespit edildi FETÖ’nün, Türk Silahlı Kuvvetleri yapılanmasına ilişkin soruşturma kapsamında, İstanbul İl Jandarma Komutanlığı’nca hazırlanan raporda, dikkat çeken detaylar yer aldı. Raporda, FETÖ’nün elemanlarını TSK’ye 1977’den itibaren yerleştirmeye başladığı belirtildi. Raporda, örgüt içi haberleşme amacıyla kullanılan sabit kontörlü hatankesör soruşturması kapsamında bugüne kadar 20 bin 694 kişinin tespit edildiği, bunlardan 7354’ünün etkin pişmanlık kapsamında itirafçı olduğu, 7043’ünün tutuklandığı, bin 593’nün firari olduğu aktarıldı. l AA 13 ARALIK 2020 SAYI: 34763 Ticaret Yasası, bankaların “basiretli işadamı” gibi davranmasını emrediyor. Diyanet İşleri Yasası’na göre de Diyanet başkanlarının “basiretli bürokrat” olmaları gerekiyor: “Başkan, din hizmetlerinin etkin ve verimli sunulması için gerekli tedbirleri alır. Kaynakların etkin kullanımı için strateji, hedef ve performans kriterlerini belirler.” (Madde 3) Diyanet Başkanımız fazlasıyla basiretli, ziyadesiyle de stratejik. Elindeki en stratejik kaynak da ülkemizin 90 bin küsur camisini dolduran milyonlarca cemaati Müslimin.. Yasa, kitlenin “performans kriterlerine”, “uygun ve etkin kullanımını” öngörüyor. Bu da onların aynı amaç için eşzamanlı avuç açmalarının ve “amin” demelerinin sağlanmasını gerektiriyor. Anadolu’da kuraklık dönemlerinde, köy ve kasabalarda köklü bir gelenek olan “yağmur duası” bu kez ülke çapında “dua seferberliği”ne dönüşüyor. Maksat belki de dilleri ve elleri alıştırmak. Yarın “Covid aşısı” duası için de gerekebilecek, “milyonlarca işsize iş” için de.. H Dua seferberliği gündem değiştirmek için değil elbet. Bu iş Reyiz için leblebi çekirdek. Bir vekilin sözünü, bir üyenin ahlaksızlığını cımbızlayıp CHP’yi şeytanlaştırmak yetip de artıyor. Bu yıl hacca gidilemedi. Şeytan taşlanamadı. CHP’yi şeytanlaştırıp taşlaması bundan. Siyaseti ibadet gibi yapıyor. Sevap işlediğine de inanıyor. H Doğrudan Reyiz’e bağlı olan Diyanet Başkanı da artık fiili bir “cumhurbaşkanı muavini”. Katar’la enseye tokat muhabbetin, hikmetine rahmetine destek çıkmak istemesi bundan. metni, zaman ayarlı değildi. Allah muhafaza, “Amin!” denir denmez ortalığı sel götürebilirdi. Tek istisna bizim Oran’da oldu. İsminin aksine, koçlaşan zamane holdinginin Yağmur duası “hayır hasenat ürünü” camiye “yağmur duası” için gelenlerin çoğu şemsiyeli Katar’ı yeşertir mi? ve tedbirliydi. Meteorolojinin uyarısı doğruydu. Yağmur sabahAzgınlaşan koronadan bile esirgetan çiselemeye başlamıştı. nen “tek gündemli dua” ve “tek günBelki de Ecevit’in mahallesinde demli hutbe” Katar için uygulanıyor. ipliğin pazara çıkarıldığı ilahi bir işa“Rahmet” zaten “yağmur” demek... retti bu. Vaziyetimiz de umumen, Allah’a H emanet olduğu için, duayı da yağmuru Diyanet Yasası, başkanın “strateda gerektiriyor. jik” davranmasını öngörüyor. Kuran’da Geçenlerde imzalanan “T.C. Ka böyle bir işaret yok. Zaten Kuran’da tar Suların Yönetimi Mutabakatı”, Tank böyle bir makam da yok. Palet Fabrikası’nın “işletilmesinden” Ama kendisi Kuran’da tek tek bede stratejik. lirtilen “haram listesi”ne “sigara”yı da 18 yıldır işletilmeye alışmış bir mille ekliyor. tin, Tank Palet Fabrikası’nı elin Arap’ı Zira Reyiz sigaraya karşı. (“Ben”lik “25 yıl” işletse mesele değil. (Aslınşeytanlıktır, benzetmesi ve söylemeda “mesele” diyen, “hain” olacağı için si günah ve ayıp sayılmazsa bendedeğil!) niz de ziyadesiyle karşıyım. TBMM’nin Asıl mesele, Diyanet’in “Yağmur Du “Meclis” diye sigara çıkartmasını enası Seferberliği” ilan edip Katar’la mu gellemek için imza kampanyasını açhabbeti sulayıp yeşertmek istemesi.. mış, kürsüden nutuklar atmıştım: “Heİçecek suya muhtaç, suyu dediye vereceğiz diye Meclis sigarasıynizden damıtan çöl ülkesi Katar’la la delegeleri partilileri zehirlemeyelim. “Türkiye’nin akarsularını, yeraltı sularını Meclis çikolatası, Meclis kurabiyesi ortaklaşa yönetmek” ne demek? yaptıralım.” Günde iki paketin tiryakiStrateji, bir taşla en az iki kuş desi rahmetli Mesut Yılmaz’ın bile imzamek. lı desteğini almıştım. Diyanet’ten fetva Derenizin taşı ile kendi derenizin ku aklıma gelmedi. Bu onur Reyiz’e kısşunun vurulması demek. met oldu.) H Diyanet Başkanı “faiz”e de “TOKİ “Yağmur duası seferberliği”ni mete şerhi” koyarak “haram listesi”nden çıorolojinin yağmur öngördüğü döneme kardı. “Strateji odaklı” yasaya saygılı denk düşürmek ise halkımıza “duanın bir din adamı olduğunu gösterdi. gücünü” kendi dualarıyla, kanıtlamaya “İtibar stoklamak için yapılan her türkalkmak demek. lü israf haramdır” diye bir fetva verH mekten zinhar uzak durması da KuReyiz dahil cemaatin yüzde 99’u ca ran yerine yasanın “stratejik davranmilere şemsiyesiz gitti. ma” hükmüne harfiyen uymasından Diyanet’in hutbede öngördüğü dua belki de. KİM KİME DUM DUMA BEHİÇ AK behicak@yahoo.com.tr İmtiyaz Sahibi: CUMHURİYET VAKFI adına ALEV COŞKUN Genel Yayın Yönetmeni AYKUT KÜÇÜKKAYA Yayın Koordinatörü Serkan Ozan Yazıişleri Müdürleri İpek Özbey Olcay Büyüktaş Akça (Sorumlu) Hakan Akarsu (Ekler) Görsel Yönetmen Münevver Oskay Reklam Genel Müdürü Ayla Atamer Törün l Haber Merkezi: Murat Hantaş l Gece: Ayça Bilgin Demir l Dış Haberler: Mine Esen l Ekonomi: Jale Özgentürk l İç Politika: Ali Açar l Kültür Sanat: Yazgülü Aldoğan l Fotoğraf: Uğur Demir l Spor: Sami Gürel l Ankara Temsilcisi: Sertaç Eş Güvenevler Mah. Güneş Cad. No: 8/1 Çankaya 06690 Ankara Tel: (0312) 442 30 50 l Ege Bölge Temsilcisi: Tuncay Mollaveisoğlu Halit Ziya Bulvarı 1352 sok. 2/3 Pasaport İzmir. Tel: (0232) 441 12 20 Yayın Kurulu: Alev Coşkun (Başkan), Ali Sirmen (Bşk. Yrd.), Aykut Küçükkaya, Emre Kongar, Şükran Soner, Kemal Işık Kansu, Orhan Bursalı, Mine Kırıkkanat, Miyase İlknur, Ataol Behramoğlu. l Mali ve İdari İşler Müdürü: Osman Selçuk Özer Yayımlayan ve Yönetim Yeri: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 343 72 64 eposta: posta@cumhuriyet.com.tr Reklam Yönetimi: Yenigün Haber Ajansı Basın ve Yayıncılık AŞ. Prof. Nurettin Mazhar Öktel Sk. No: 2 34381 Şişli/İstanbul Tel: (0212) 343 72 74 (20 hat) Faks: (0212) 251 98 68 eposta: reklam@cumhuriyet.com.tr Yaygın süreli yayın Baskı: l İstanbul: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenibosna mh. 29 Ekim Cd. no: 1A/41 Bahçelievler/İstanbul Tel : 0212 454 35 10. l Ankara : İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Saracalar mh. 57. cd. no: 21/A Akyurt/Ankara Tel : 0312 353 29 61. l İzmir: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Fatih mh. 199 sok. no:1/7 SarnıçGaziemir/İzmir Tel : 0232 483 96 60. l Adana: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Levent mh. 1791 sok. no: 33/A Yüreğir/Adana Tel : 0322 346 36 25. l Trabzon: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Organize sanayi Bölgesi no: 2 Arsin/Trabzon Tel : 0462 71 40 20. l Antalya: İleri Basım mat. Amb. Reklam Tanıtım Yay. ve Teknik Hiz. Tic. A.Ş Yenigöl mh. Serik cad. Havaalanı yolu üzeri no: 38 Antalya Tel : 0242 340 50 40. Dağıtım: Turkuvaz Dağıtım Pazarlama A.Ş. Cumhuriyet’te yer alan haber, yazı ve fotoğrafların yeniden yayım hakkı saklı tutulmuştur. İzin alınmadan ve kaynak göstermeksizin yayımlamak Basın Kanunu gereğince hukuki ve cezai yaptırıma tabidir. NAMAZ VAKİTLERİ İmsak Güneş Öğle İkindi Akşam Yatsı İstanbul 06:41 08:13 13:03 15:22 17:43 19:10 Ankara 06:24 07:55 12:48 15:10 17:31 18:56 İzmir 06:45 08:13 13:11 15:37 17:58 19:21 ÇİZGİLİK KAMİL MASARACI kamilmasaraci@gmail.com ‘Kızışmış Erkekler Örgütü!’ İlginç zamanlardan geçiyoruz. Bu hafta öncelikle sosyal medya, bazı erkek yazarların kendilerine hayran okurlarını, gencecik kadın yazarları nasıl taciz ettiğiyle dolup taştı. Kadınlar suskunluklarını bozup uğradıkları tacizleri anlatmaya başlayınca neden olduğunu anlayamadığım bir şaşkınlık yaşandı: Nasıl olur, acaba kadınlar abartıyorlar mı, neden vakti zamanında bu tacizleri anlatmadılar? Öncelikle söylemeliyim, bir kadının bir erkek tacizini, tecavüzünü anlatması belki de dünyanın en zor işlerinden biridir. Bunun pek çok nedeni var, en önemlisi ataerkil bir toplumda kamuoyunun ne yazık ki, eylemi yapanın eylemi için çeşitli bahaneler üretmesidir. Örneğin ben, üniversitede bir öğretim üyesi tarafından tecavüze uğradım. Yıllarca kimselere anlatmadım, sonuçta dünyanın her yerinde kadınlar cesaretle konuşmaya başladı, ben de beş yıl evvel Cumhuriyet gazeTaciz sonrası utanç. (Fotoğraf: Işıl Özgentürk) tesinde başlayan bir protesto eyleminde olayı anlattım. Bu itirafın yapılmasında kemale eren yaşımın da etkisi olmuştur. Olayı son kitabım “68 Yılında On Dokuz Yaşındaysan Hep On Dokuz Yaşındasın” adlı kitabımda da detaylarıyla anlatma cesaretini buldum. Yani epey korkusuz biri olan ben bile, bu olayı yıllarca belleğimin derin sularına saklamışım. Yani demek istediğim tacizi, tecavüzü anlatmak öyle sakız çiğnemek gibi sıradan bir olay değildir. Önce bunu bilelim. Ve devam edelim, ne yazık ki ülkemizde erkekler dünyanın en kalabalık erkek örgütünü kurabilirler! “Kızışmış Erkekler Örgütü!” Ve onları tek bir slogan birleştirebilir: HER KADIN YOLLUDUR! Bakmayın siz onların arada “Cennet anaların ayaklarının altındadır” diye büyük sözler söylemelerine, büyük çoğunluk için kadın, şeytanın dünyada dolaşan suretidir ve öldürülmesi caizdir! Kendi cinsel isteklerinin doğanın bir armağanı olduğunu, bilinçleriyle kavrayamadıklarından ve kızışmalarını örgütleyemediklerinden, sürekli ereksiyon halinde dolaşan bir erkeklik organıyla başları beladadır. Bu belanın kendileriyle değil de karşı cinsle ilgili olduğuna canı gönülden inanmışlardır. Bu nedenle sözde din âlimleri ikide bir de önemli beyanatlar verirler: “Üç yaşındaki bir kız babasının yanına donuyla çıkamaz!” “Kızının kızlığını bozan baba af diliyorsa, anne ve kız çocuğu bunu affetmek zorundadır!” “Erkek anasının dizkapağını görürse günaha girer!” “Hamile kadınların gebeliklerini göstererek dolaşmaları yasaklanmalıdır, çünkü onun durumu çevredeki erkeklerin cinsel ilişkiyi anımsayıp ereksiyon olmasına neden olur!” Şimdi devam edelim, sadece din bilgini geçinen zevat mı, hâkimlerimizin, savcılarımızın büyük çoğunluğu bu örgütün gönüllü üyeleridir. Nasıl mı? Üç yaşındaki bir kız çocuğuna adam anal yoldan tecavüz eder, hâkim ne yapar, kendi yargısını kullanır, hele bir de adam mahkemeye kravatıyla gelmiş, el etek öper gibi hâkime bakıyorsa, ceza hemen üçte iki indirilir. İki yıl sonra adam başka bir üç yaşındaki kıza anal yoldan tecavüz etsin diye dışarı çıkar. Kadın yolda giderken tecavüze uğramıştır, hâkimin ya da savcının kafasındaki önyargı “kadının mutlaka kuyruk salladığına” dairdir. Ceza indirimi hemen uygulanır. Şaşırdınız mı? Çünkü bu ülkenin ve de pek çok İslam ülkesinde cinsel eğitim dersi tümüyle günah sayıldığından, erkeklerin ilk cinsel ilişkileri ya hayvanlarla ya da genelevdeki seks işçileriyledir. Erkek bu durumdan içten içe utanır. Çoğu zaman kendini lanetler ama bir süre sonra bu laneti her şeyden sorumlu tuttuğu kadınlara yönelir. Onların yok olmasını ister. Görmemek ister ama öylesine bilgisizdir ki, görmese de hormonları ona cinselliği hatırlatıp durur. İşe giden bir adamın birdenbire celallenip şortlu kadına vurması, kızışma nedeniyle kadını suçladığı içindir. Ve tabii yazarlar, öğretim üyeleri, şirket patronları, kadın eleman çalıştıran esnaf vs. bu söylediklerimden muaf değildir. Bu konuda yüzlerce örnek verebilirim. Şimdi bu günlerde rastlantı sonucu izlediğim bir belgeseli anlatmak istiyorum. Belgesel 2011 yılında IMF Başkanı, Fransa’da 2012 yılında yapılacak Cumhurbaşkanı seçimlerinde sosyalistlerin en kuvvetli adayı Dominique Strauss Kahn’ın New York’ta bir otel odasında temizlikçi kadına zor kullanarak tecavüz ettiğiyle ilgili. Şaka değil, adam dünyanın en kuvvetli altı adamından biri. Dünya para paylaşımı onun emrinde. Temizlikçi kadın ve otel güvenliği hemen polise başvuruyor ve Strauss Kahn tutuklanıyor. Sorgulamalar başlıyor, adamın karısı çok zengin; medyaya, avukatlara parayı döküyor, kadının para için yalan söylediği gazetelerde tam manşet yayımlanıyor. Sonuçta beklenen oluyor, mahkeme rızayla yapılmış bir cinsel ilişki olduğu hakkında karar veriyor, adam serbest bırakılıyor. Sonra hem IMF Başkanlığı hem de Cumhurbaşkanı hayalleri suya düşüyor. Belgeselde asıl ilginç olan Fransız entelektüellerinin adamın yaptığını sonuna kadar savunmaları. Hatta olaya neredeyse alkış tutmaları. Bunların büyük çoğunluğu sosyalist ve hepsi de erkek! Strauss’nun düzenlediği pek çok eş değiştirme partisinin müdavimleri.