02 Haziran 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 12 ARALIK 2020 CUMARTESİ HABER ki Drogo’nun hayatından farklı mıdır? Buzzati yer yer bunu bize sezdirir. Öyleyse konu, yaşadığımız yer değildir; yaşama müdahale koAhlat Ağacı’ndan nusundaki tercihlerimizdir. Sorun uzam Tatar Çölü’ne değil anlamdır. İki seçenekte Hafta sonu sokağa çıkmak yasak; peki ya çıkabilecekken çıkamamak, bulunduğumuz yerden uzaklaşabilecekken uzaklaşamamak nasıldır? Aklıma İtalyan yazar Dino Buzzati’nin anıt eseri Tatar Çölü’nü getiriyor. Sadece Tatar Çölü değil elbette; saplanıp kalmanın, gitmek üzere gelinen yerin alışkanlıklarına, rutinine teslim olmanın hacimli bir literatürü var. Fransız yazar Julien Gracq imzalı Sirte Kıyısı’ndan Japon yazar Kobo Abe’nin romanı Kumların Kadını’na, İran edebiyatında Gulam Hüseyin Sâedi’nin “Şifa Mahalli” başlıklı öyküsünden İspanyol yazar Pinol’un Soğuk Deri adını taşıyan romanına kadar uzatılabilir ve günümüze getirilebilir bu liste. Farklılıklar bir yana; hikâyelerdeki ortak nokta, akışa teslim olmak, bütünün işleyişinde dişliler arasında yer almaya başlamak, sıradan ve renksiz bir yaşam tarzını bir süre sonra anlam haline getirmek, sorgulamadan devamlılığı sağlamaktır. Ütopya kaybının romanlarıdır bunlar. Ütopyadan da distopyadan da farklıdır; günümüz Türkiyesi’ni de hep bu arada kalmışlık haline bakarak anlamaktan yanayım. Ahlat Ağacı kadar Tatar Çölü de bu yüzden önemli. Buzzati’nin başkarakteri, mezun olduktan sonra sınırdaki Bastiani Kalesi’ne atanan genç asker Drogo’nun hikâyesine de böyle bakmak gerekir. Hayat durgundur, Tatar Çölü yanında, önünde uzanmakta ve hayali düşmanın ne zaman geleceğine dair beklenti, kaledeki akışı, alışkanlıkları ve rutini canlı tutmaktadır. Başta şehre geri dönmek isteyen Drogo, neredeyse ömrünün 30 yılını bu kalede geçirecektir. Nedir bunun nedeni? Gitmesi mümkünken kalmasına yol açan şartları nerede aramak gerekir? Belki de denklemi, soruyu gitmek ile kalmak, bir yer ile diğer yer arasındaki gerilim üzerinden kurguladığımız için doğru yanıta da ulaşamıyoruz. Bu çok sıkışma Bu varoluşsal sorun iki şık arasında sıkışır: İlki, beklemek üzerinedir. Bir düşman gelecektir; bir vuslat gerçekleşecektir, gitmek (aktifleşmek) için şartlar uygun olsa da, Beckett’in o müthiş oyununda bize gösterdiği gibi, “ya gelirse” diye düşündüğümüz Godot bir gün gelecektir. Melih Cevdet Anday’ın Gizli Emir’ini de bu çerçevede anmak gerekir. Beklemek, insanı kendisi dışındaki bir kadere teslim eder, onun belirleyiciliği altında oluşmuş yaşama, alışkanlıklara, akışa (ve gizeme, mitlere) kaptırır. Sistemin yeniden üretimi, beklememiz sayesindedir. İkinci şık, beklememek, iradeyi harekete geçirmek, akışı bozmaktır. Geçen hafta Ahlat Ağacı başlıklı yazıda İdris Öğretmen üzerinden anlattığım yarılma burada da anlam kazanır. Köy okulu kapatılmış, saman deposuna dönmüştür. Bu şartlarda “suyu arayan” İdris Öğretmen’in kuyudaki ütopyası, kendi varoluşunu anlamlandırmaya yaradığı gibi, kabul görmeyen, destekçi bulmayan hayalini gerçekleştirme ısrarı, aynı zamanda beklemekten uzaklaşmak, akış ve alışkanlıktan kopmak anlamına gelir. Sinan’ın devraldığı miras da budur. Camus’nün Sisifos Söyleni’nde bize sunduğu anlam krizinin çatallanan yolları filmde gösterilir. Filmin son sahnesinde Sinan’ı önce kuyuda intihar etmiş olarak, daha sonra kazmaya devam ederken görürüz. Anlam krizini, kitabını okuyan tek kişi olan babasının ütopyasına sarılarak çözmüştür. Beklemekten aktif müdahaleye, akıntıya karşı duruşa geçiştir bu. Salt biyolojik yaşamdan öteye bir hayat tasavvuruna köprüdür. Sinan ideal tip değildir, içimizden biridir. Ama Drogo olmama tercihinin netleşmesi tam da bu yüzden önemli değil mi? Hepimiz Bastiani Kalesi’ndeyiz, orayı inşa ediyoetkileyici roman, ki 30’ların so ruz, farkında değiliz. Sorun nunda yazılmıştır, varoluşsal bir Bastiani Kalesi’nde olmaksorgulamanın devamıdır. Drogo, tan öte; Yaşar Kemal’in akışehre geri dönse de bir başka ru şa meydan okumaya “mectinin, alışkanlığın, akışın parçası bur insanı”, Cervantes’in Don olabilir. Çoğumuzun şehirdeki ha Kişot’u olup olmayacağımızyatı, rutinleri Bastiani Kalesi’nde dır. İyi hafta sonları. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, refahı paylaşmayı önemsediklerini söyledi Yoksulluk yokmuş! iğneli fırça zafer temoçin Bakan Selçuk, “Türkiye’de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk sorun olmaktan kalktı” görüşünü savundu. Bakan Mustafa Varank’tan Filyos savunması: Yatırımcımızı yedirmeyiz TBMM Genel Kurulu’nda dün konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, gazetemizin de gündeme getirdiği Filyos Vadi Projesi ihalelerindeki usulsüzlüğe ilişkin, “Filyos’ta ihalesiz bir iş yapıyoruz algısı oluşturdular. Biz yatırımcımızı kimseye yedirmeyiz. İstihdam oluşturacak bir yatırıma yalanla saldırmak itibar suikastından başka bir şey değildir. Türkiye için ter döken herkesi sırtımızda taşırız” dedi. Vekillerin masalara vurarak Varank’ın konuşmasını sık sık kesmesi üzerine TBMM Başkan Vekili Celal Adan “Dünyayı yıksanız durdurmam” dedi. CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nu da hedef alan Varank, “İnsanların ırkına, diline, dinine göre sermaye faşistliği yapan bir siyasi anlayış bir tek Türkiye’de var. Ortada ‘Bize oy veriyorsanız öğretmensiniz vermiyorsanız değilsiniz’ diyen faşist bir genel başkan varsa bu normal” dedi. Varank muhalefetin bağrışlarının artması üzerine, “Buradan başörtülüleri attığınız zamanlar geldi aklınıza herhalde” dedi. ‘AK Trol bakan olursa...’ Varank’a yanıt veren CHP’li Engin Altay, “Bir arkadaşımız bana dedi ki: ‘AK Trol kurucusundan bakan olursa böyle olur’. Karşımızda bir bakan yok, Erdoğan’a selam gönderen, biadını gönderen biri var. Cumhurbaşkanı asgari ücretlinin 30 katı maaş alıyor. Bu kadar büyüdüysek yapın asgari ücreti 4 bin lira ben de şapka çıkaracağım. Türkiye’de faşist genel başkan arıyorsanız da nereye bakacağınızı biliyorsunuz” dedi. Varank’a soru boykotu Tartışmalardan sonra bazı muhalefet milletvekilleri Varank’ın konuşma üslubunu eleştirerek soru sorma haklarından vazgeçti. l ANKARA/Cumhuriyet Koronavirüs salgınıyla birlikte var olan ekonomik kriz adeta buhrana dönüşürken, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, Samsun’da bir eline “iş” diğer eline de “aş” yazarak intimahmut har eden yurtlıcalı taşa ilişkin muhalefetin sorularını görmezden geldi. Muhalefetin yurttaşların intiharlarını gündeme getirmesine karşın, Bakan Selçuk, “Türkiye’de yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk sorun olmaktan kalktı” görüşünü savundu. TBMM Genel Kurulu’nda Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 2021 bütçe görüşmelerinde iktidar muhalefetin yurttaşların gelirlerinin düşmesi, milyonlarca kişinin açlık sınırında yaşaması ve artan intiharları görmezden geldi. Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, aşırı yoksulluk ve yoksulluk sorunlarının geride kaldığını, artık refahı paylaşma aşamasına geçtiklerini savundu. Bakan o soruyu yanıtlamadı Samsun’da önceki gün bir eline iş, bir eline de aş yazarak kendisini asan yurttaş hakkındaki soruları yanıtlamayan Selçuk, bunun yerine, “Yoksulluk, özellikle aşırı yoksulluk, uluslararası dokümanlarda da ifade edildiği gibi artık Türkiye için sorun olmaktan kalktı. Biz daha ziyade refahı paylaşmayı ve bu süMeslek hastalığına da karşı Bakan Zehra Zümrüt Selçuk, meslek hastalığı tartışmalarına ilişkin, “Meslek hastalığı, bedensel veya ruhsal olarak zarara uğraması anlamına geliyor. Eğer çalışan işçi 4A statüsündeyse meslek hastalığı kapsamında oluyor, memursa da vazife malulü kapsamında oluyor. Şu ana kadar bize ulaşmış olan 5 başvuru var, 5 başvurunun 2’si memur statüsünde ve biz ikisinin de vazife malulü kapsamında aylıklarını bağladık. Dolayısıyla var olmayan bir sorunu konuşuyoruz aslında” dedi. MHP’li Sefer Aycan ise meslek hastalıkları tanısı koymakta sorun olduğunu söyledi. l ANKARA/ Cumhuriyet reçteki acil durumlarda vatandaşlarımızın yanında olmayı hedefleyen bir sosyal yardımı önemsiyoruz” görüşünü dile getirdi. Görüşmelerde, İşsizlik Sigortası Fonu’nun işçilerden daha çok işverenin kullanması da tartışmaya neden oldu. Bakan Selçuk, bu fonun işçilere ait olmadığını ve sadece onlar tarafından kullanılamayacağını belirterek “Yüzde 66’sı doğrudan çalışanlara, yüzde 26’sı istihdamı korumak amacıyla teşviklere, yüzde 8’i de yine istihdam bağlantılı programlara gitmekte” dedi. l ANKARA Saldırı ve tehditler önlenemiyor Son dönemde siyasilere yönelik saldırılar cezasız kalırken dün de bir belediye başkanı ve il başkanı saldırıya uğradı, yapı denetleme kontrol müdürü tehdit edildi. AKP’li Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, Aksaray’ın Merkez ilçesine bağlı Gençosman köyü yakınlarında makam aracıyla ilerlerken kimliği belirsiz kişi veya kişiler tarafından silahlı saldırıya uğradı. Arı, saldırıdan yara almadan kurtuldu. Balıkesir’de ise CHP Balıkesir İl Başkanı Serkan Sarı ve partilileri darp etmeye çalışan bir kişi polis tarafından gözaltına alındı. Samsun İlkadım Belediyesi Yapı Kontrol Müdürü Serdar Bektaş’ın aracına 5 ay içerisinde ikinci kez “ölüm tehdidi” anlamına gelen zarfın içinde kurşun bırakıldı. Akademik Odaları Birliği Dönem Koordinatörü İshak Memişoğlu, Bektaş’a yönelik tehditi kınadı. DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. Prof. Dr. FÜSUN GÜLTEKİN Prof. Dr. YENER GÜLTEKİN DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. E.Öğr. Feriha Altan Sic.E.Dz.Tğm. Orhan Altan ve AİLESİ DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyorum. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yorum. Haber alma özgürlüğüm ç n C’ n yanındayım. ALÂETTİN BAHÇEKAPILI GAZETECİ/CUMHURİYET OKURU DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. 1962 GİRİŞLİ DZ.HARP OK. MEZUNU 2000’LER SINIFINDAN BİR GRUP DAYANIŞMA Belgel haberler neden yle, Cumhur yet Gazetes ’ne Basın İlan Kurumu tarafından uygulanan resm lan kısıtlamasını kınıyoruz. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yoruz. Haber alma özgürlüğümüz ç n C’ n yanındayız. ODTÜ ENDÜSTRİ MÜHENDİSLİĞİ BİR GRUP 1982 MEZUNU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle