16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
6 8 KASIM 2020 PAZAR HABER Bakan Selçuk, yaşamını yitiren engelliler için ödemelerin sürdüğünü söyledi ‘Matematikli’ itiraflar Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehkanlık olarak kaç bin kişiye veriyoruz? Yarım milyonu aşkın kira Zümrüt Selçuk, şiye veriyoruz. Ya ne Sayıştay’ın yaşamını yitiren engelliler için MUSTAFA olursunuz, hepiniÇAKIR zin telefonunda bir hebakım ve gözetim ödesap makinesi var, lütmesi yapılmaya devam edil fen bölün: 312/535.000x100, diği tespitini “matematik he yüzde 0.05 ediyor. Tamam sabıyla” kabul etti. mı? Yani bu hata payıysa olTBMM Plan ve Bütçe muş olabilir. Yani burada isKomisyonu’nda önceki gün tatistik bilen, ekonomi biAile, Çalışma ve Sosyal Hiz len insanlar var. Bize istatismetler Bakanlığı bütçesi gö tik ile ekonomi alırken şöyle rüşüldü. Bakan Selçuk, gö derlerdi: ‘Yüzde 2 ile 5 ararüşmelerin sonunda millet sındaki hata payları kabul vekillerinin sorularını yanıt edilebilir.’” ladı. Selçuk, Sayıştay’ın yaşamını yitiren engelliler için Erdoğan soruyor bakım ve gözetimini sağlaSelçuk, Cumhurbaşkanı yanlara engelli evde bakım Recep Tayyip Erdoğan’ın İşödemesi yapıldığına yöne sizlik Sigortası Fonu’nun bülik bulgusuna dikkat çekti. yüklüğünü ve ne durumda Sayıştay’ın Aralık 2019’da olduğunu kendisine sıklık3 bin 12 kişiye ödeme yapıl lı sorarak kontrol ettiğini de dığını tespit ettiğini belirten söyledi. Selçuk, “Asgari ÜcSelçuk, şunları söyledi: “Ev ret Tespit Komisyonu” ile ilde bakım ödemesini biz ba gili sorular üzerine “Orada benim bakan olarak herhan‘KADIN CİNAYETLERİ gi bir oy hakkım yok” dedi. Bakan olarak yok ancak 15 kişiden oluşan komisyonun AZALDI’ 5’i devlet temsilcisi. Bu 5 kişi içerisinde Çalışma BakanlıBakan Selçuk, daha önce söylediği “Her şüpheli ölüm, intihar da kadın cinayeti değildir” sözlerine açıklık getirmeye çalıştı. İçişleri Bakanlığı ile sivil toplum örgütünün verisinin aynı olmadığını belirten Selçuk, “Ha, belki benim oradaki yanlışım şu olmuş olabilir: Çok teknik bir konuyu televizyon ortamında paylaşmış olmak. Ama beğı temsilcileri de var. Ayrıca komisyon, bakanlığın tespit edeceği üyelerden birisinin başkanlığında toplanıyor ve ayrıca “Çalışma Genel Müdürü” veya yardımcısı da bu komisyonun üyesi. Bazı kişilere sosyal yardım yapıldığı, bazılarına ise yapılmadığı eleştirileri üzerine Selçuk, “Lütfen T.C.’lerini bana yollayın. Çünkü öyle diyenlere bakıyoruz, arnim niyetim bu kadın cina sası çıkıyor, tarlası çıkıyor, yeti değildir, bunları kabul Maserati’si çıkıyor, 83 döetmeyelim, esasında kadın nümlük arsası çıkıyor” decinayetleri az filan değildi. di. Gaziantep’ten örnek veAma şunu da kabul edelim: ren Selçuk, “403 dönüm araKadın cinayetleri azalıyor, zi kaydı, 1236 dönüm antepbunu da kabul etmemiz lazım” dedi. Brezilya’da öldürülen kadın sayısının milyonda 42, Rusya’da 32, ABD’de 22, Arjantin’de 13 olduğuna dikkat çeken Selçuk, “Ya bize geliyorsunuz 45. Ama 45 olsun mu? Olmasın, hiç olmasın” diye konuştu. fıstığı bahçesi, 131 büyükbaş hayvan, en eskisi 2010 model olmak üzere 5 araç kaydı, evin içinde de 2 çalışan var. Mersin’de yine bir başvurumuz: 85 dönüm tarla, 4 adet ticari araç, 4 adet müstakil ev, aileye ait mal varlığı toplamı da 3 milyon lira” diye konuştu. l ANKARA Selçuk EYT ÖNERGELERİNE RET Komisyonda HDP, emeklilikte yaşa takılanların (EYT) sorunlarının çözülmesi için bakanlık bütçesine 30 milyar lira eklenmesine ilişkin önerge verdi ancak reddedildi. Aynı şekilde İYİ Parti’nin EYT’liler için bakanlık bütçesine 15 milyar lira ödenek konulması önerisi de reddedildi. HDP’li Garo Paylan, “Kaynak var, saraylara, yandaşlara giden kaynakları bütçede durdurursak bütün vatandaşlarımızı emekli edebiliriz, EYT’lilerin derdini çözebiliriz. Yalnızca 30 milyar TL yükle yani yalnızca bir S400 füzesinin, depoda tutulan bir S400 füzesinin maliyetiyle emeklilikte yaşa takılan bütün vatandaşlarımızı emekli edebiliriz” dedi. Bakan önce reddetti, sonra ‘Kıymetli bir üyemizdir’ dedi ‘15 Temmuz Vakfı’ tartışması TBMM Plan Bütçe Komisyonu’ndaki Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın bütçe görüşmelerine 15 Temmuz şehit yakınları ile gaziler için toplanan yardım paralarına ilişkin tartışmalar damgasını vurdu. Komisyonda söz alan CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, dört yıl önce toplanan 309 milyon TL’nin çok büyük kısmının hâlâ şehit yakını ve gazilere dağıtılmadığını, yardım paralarının dağıtılması amacıyla kurulan 15 Temmuz Vakfı’nın adresinin olmadığını ortaya çıkardıklarında “sehven” denildiğini belirterek “Bu ‘sehven’ kelimesi de sizde sihirli bir kelime. Biz sizin eksiğinizi, yanlışınızı buldukça ‘sehven’ kelimesiyle kurtulabileceğinizi zannediyorsunuz” dedi. Vakfın mütevelli heyetine atanan ve FETÖ ile iltisaklı olduğu iddia edilen İsrafil Kışla’yı da gündeme getiren Emir, şöyle devam etti: “O sırada bir mütevelli heyeti daha atamamıştınız, bir mütevelli heyeti atandı. İsrafil Kışla atandı. Kim İsrafil Kışla? Eski AKP milletvekili ve FETÖ’yle iltisaklı olduğu gerekçesiyle KHK ile kapatılan Güvenilir Gıdalar Vakfı’nın mütevelli heyet üyesi.” ‘Başkanı benim’ Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanı Zehra Zümrüt Selçuk, ısrarla İsrafil Kışla’nın mütevelli heyeti üyeliğinden ayrılıp ayrılmadığını soran Emir’e “Hiçbir zaman olmadı” yanıtını verdi. Emir, bunun üzerine “Sayın Bakan, elimde Resmi Gazete var ve Resmi Gazete’de birinci sırada mütevelli heyeti üyesinin İsrafil Kışla olduğu belli. Bu kişinin FETÖ’yle iltisaklı bir vakfın üyesi olmasından rahatsız olmamanızı da yadırgıyorum” diyerek Selçuk’a tepki gösterdi. Selçuk, daha sonra milletvekillerinin sorularının toplu şekilde yanıtlandığı sırada İsrafil Kışla için “Cumhurbaşkanımız tarafından atanan 7 üyeden birisidir, kıymetli bir üyemizdir. İsrafil Kışla mütevelli heyetimizin üyesidir, herhangi bir şekilde başkanı değildir, başkanı benim” ifadesini kullandı. l ANKARA / Cumhuriyet BANK ASYA KURUCUSU Himmet ağının kilit ismi yakalandı Ankara polisinin düzenlediği operasyonla yakalanan FETÖ’nün “Türkiye mütevelli heyeti”ndeki himmet ağının önemli isimlerinden Kamil Yavuz M’nin üzerinden başkası adına düzenlenmiş kimlik çıktı. Zanlının, örgütün finansal yapılanması içinde faaliyetlerini sürdürdüğü belirlendi. AA’nın haberine göre, Kamil Yavuz M., Çankaya’da sahte kimlikle gözaltına alındı. Ekiplerin çalışmaları sonucu Kamil Yavuz M’nin, örgütün “Türkiye mütevelli heyeti”ndeki himmet ağının isimlerinden ve Bank Asya’nın kurucu ortaklarından olduğu, hakkında FETÖ yöneticisi olduğuna dair çok sayıda beyan bulunduğu ve ByLock kullanıcısı olduğu tespit edildi. İzmir’de etkin pişmanlıktan faydalanan bir şüphelinin ifadesinde, Kamil Yavuz M. hakkında “FETÖ’nün himmet paralarını legal hale getiren kişidir” şeklinde beyanda bulunduğu ve Kamil Yavuz M. hakkında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nce verilmiş arama kaydı olduğu belirtildi. l ANKARA / Cumhuriyet T.C. ESKİŞEHİR 2. SULH HUKUK MAHKEMESİ’NDEN ESAS NO: 2020/99 Tereke Eskişehir İli, Odunpazarı İlçesi, Yıldıztepe Mah/Köy, C:60, H:399’de nüfusa kayıtlı 05/05/1947 doğumlu, 13/08/2020 tarihinde vefat eden 360*****246 T.C. kimlik numaralı müteveffa İSMAİL DAL’a ait alacak ve borç miktarının bildirilmesi ve alacaklılar ile borçluların mahkememize l ay içerisinde müracaat etmeleri hususu ilanen tebliğ olunur. Resmi ilanlar: www.ilan.gov.tr’de (Basın: 1233321) TREN KAZASIYLA ILGILI HAZIRLANAN RAPORDA YENI DETAYLAR Bilirkişi: Çorlu’da TCDD kusurlu Çorlu’da 2018 yılında yaşanan ve 7’si çocuk 25 kişinin yaşamını yitirdiği tren kazası için düzenlenen yeni bilirkişi raporunun ayrıntıları ortaya çıktı. Çorlu 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde halen süren davada ilk hazırlanan bilirkişi raporu TCDD’yi kusursuz bulmuştu. Son duruşmada mahkemeye sunulan 36 sayfalık ayrıntılı raporda, gerekli personelin çalıştırılmadığı, TCDD ile meteoroloji arasında koordinasyon sağlanmadığı, kazanın meydana geldiği menfezin yetersiz olduğu, risk analizlerinde kaza oluşana kadar küresel iklim değişikliğinin dikkate alınmadığı tespitlerine yer verildi. Raporun sonundaki “kusur” bölümünde şu ifadeler yer aldı: “Demiryolu altyapısı ve sanat yapılarında olağanüstü hava koşulları ile ilgili önlemleri almayan, meteorolojik durum ile hava koşulları hakkında gerekli koordinasyonu sağlamayan TCDD Genel Müdürlüğü ARGE Birimi, Merkez ve 1. Bölge Demiryolu Emniyet ve Risk Yönetim müdürlükleri ve diğer ilgili müdürlüklerin kusurlu oldukları, demiryolu altyapısı ve sanat yapılarını üst yapıda yapılan yenilemelere uygun hale getirmeyen TCDD Genel Müdürlüğü’nün altyapı ve sanat yapılarını yenilemeden sorumlu başkanlığının kusurlu olduğu, mevcut durumda,demiryolu altyapısı ve üstyapısının, olası problemlere karşı her gün düzenli olarak kontrol edilmesi için sorumlu personel olan yol ve geçit kontrol memurlarını yeterli sayıda istihdam etmeyen TCDD Genel Müdürlüğü’nün yol ve geçit kontrol memurlarını istihdam etmekle sorumlu başkanlığının kusurlu olduğu görüş ve kanaatine varılmıştır.” l ANKA NEZARETTEKİ ÇÖP KOVASINI KIRAN ÇOCUK İÇİN HAPİS CEZASI Çöp kovası için 4 bin TL ödeyecek ESRA ALUS Suça sürüklenen çocuk tekmeleyerek kırdığı iddia edilen 20 TL’lik çöp bidonu nedeniyle yargılandı. 5 yıl süren dava sonunda hapis cezasına çarptırıldı. “Kamu malına zarar verme” suçu kapsamında aldığı 1 yıllık hapis cezası ise paraya çevrildi. 20 TL’lik çöp bidonu için 4 bin TL ödemesine hükmedildi. Dava dosyasında anlatılan olayın detayları şöyle: Çocuk mahkemesinde “yağma suçu” kapsamında tutuklu yargılanan B.C., 24 Şubat 2015’te davanın ertelenmesine sinirlendi ve Çağlayan’da bulunan İstanbul Adliyesi’nin D Blok 7b61 numaralı nezarethanedeki gri renkli büyük boy plastik çöp kovasını tekmeleyerek kırdı. B.C., mahkemedeki ifadesinde suçlamayı kabul etmedi. 2015 yılında kırılan kova için başsavcılık, mahkemeye 11 Temmuz 2020 tarihinde zararı 20.06 TL olarak bildirdi. Olay günü hazırlanan tutanakta imzası bulunan memur tanık, “Ben çocuğu çöp kovasını tekmelerken görmedim. Ancak arkadaşları onun kırdığını söyledi. Ben, ‘Yine hâkimler bana ceza verir’ dediğini net olarak duydum” şeklinde beyanda bulundu. Yargılamayı yapan mahkeme, B.C’nin hakkında başka suçlardan kesinleşmiş hapis cezaları olduğunu kararına yazdı. Denetim süresinde de B.C’nin kasıtlı olarak suç işlediğinin altını çizdi. 1 yıl olarak verilen hapis cezası önce 8 aya sonra, 6 ay 20 güne düşürüldü. Bu cezada günlüğü 20 TL’den 4 bin TL olarak adli para cezasına çevrildi. B.C., taksitleri zamanında ödemezse paranın kalan kısmı peşin olarak tahsil edilecek. İstinafa başvuruldu B.C’nin avukatı Ceren Şarman, karara karşı istinaf yoluna gittiklerini söyledi. Şarman, “Çöp kutusu metal olsaydı devrilecekti. Zarar gören malın değeri 20 TL olup 20 TL için 4 bin TL adli para cezası verilmesi hakkaniyetle bağdaşmamaktadır. Hırsızlık ve yağma suçlarında malın değerinin azlığı cezasızlık nedeniyken mala zarar verme suçunda bu hükme yer verilmemesi Türk Ceza Kanunu’ndaki eksiklikten kaynaklanmaktadır” dedi. l İSTANBUL İzmir trajedisi, daha önce hazırlandı ve sahneye konuldu İzmir’e 70 km. kadar uzaktan vuran deprem, Bayraklı ilçesinde büyük hasarlara yol açınca Cumhurbaşkanı, “TOKİ’yi devreye sokarak yıkılan binaları yapacağız” dedi. Hemen “bina yapmak” devreye girdi. Erdoğan ülkemizin baş inşaatçısı! Oysa Bayraklı’nın çok yönlü bir rehabilitasyona ihtiyacı var, yeni binalara değil. Bir de TV’lerde jeologlardan çok inşaatçıların, yanlışların, hataların ve kötü zeminlerin tartışılması gerekir, çünkü fay öldürmüyor insanlarımızı, hırsızlık, yanlışlık, kötü bina, kötü malzeme, eksik ilgi, namussuzluklar, vurdumduymazlıklar ve tabii ki insanlarımızın umursamazlıkları öldürüyor... Sonra gelsin büyük kayıplar, insani trajediler, sel gibi gözyaşları... Bu nedenle asıl şimdi deprem etkilerinin bu açılardan tartışılması gerekir... İki rapor: Zemin felaketi Önümde iki üniversitenin İzmir depremini inceleyen raporları duruyor. Rektörlüğün görevlendirmesiyle Prof. Ali Deniz ve arkadaşlarınca hazırlanan İTÜ raporunda, Bayraklı ve diğer bazı bölgelerin çökel özelliklerinin deprem ivmelerini büyüttüğü ve depremin yıkım özelliklerini artırdığı belirtilirken “Ovanın anlaşılan bu büyütme özelliğinin daha yakın faylarda oluşacak benzer bir depremde beklenmeyen sonuçları olacağı açıktır” deniyor. Daha yakın faylardan kasıt da İzmir içinden geçen ve çevresindeki fayların kırılması durumunda yaratacağı ağır tahribat. 100 metrelik alüvyon üzerinde Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin raporunda ise deprem hasar bölgesinde “kil ile şilt ve kumdan oluşan, yeraltı suyu seviyesinin yüksek olduğu, kalınlığı 80100 m’ye ulaşan alüvyon tabakanın hâkim olduğu” vurgulanıyor. Yani binalar böyle bir zemin üzerinde normal zeminmiş gibi inşa ediliyor! Deprem dalgaları bu zemin içinde yıkıcı etkisi artarak binaları vuruyor, bu durum “betonarme hataları ile birleştiğinde hasar kaçınılmaz” oluyor. Rapor diyor ki: “Aşırı güvenli yapılar dışında, ‘az katlı ve orta yükseklikteki yapılar ile zamanla kat ilavesi görmüş yapılar en riskli yapı grubu... Konut olarak inşa edilmiş bir yapının kontrolsüz bir biçimde okul, dershane, yurt, hastane vb. amaçlı kullanımı’ da yapıyı dayanıksız kılmakta. Binalarda yapılan kontrolsüz tadilatlar en önemli müdahale türü ve genelde kat/katlar eklenmesi biçiminde yapılmakta. Mevcut yapı stokunun önemli bir bölümünde gerekli önlemler alınmadan 13 kata ulaşan kat eklemeleri görülmekte. Önceki imar afları genelde bu şekilde sonuçlanmıştır.” Bakın: “Yüksek yeraltı su seviyesinden dolayı bölgedeki binaların hiçbirisinde bodrum inşa edilmemiş, hepsi yüzeysel temeller üzerine doğrudan oturtulmuş... Binalarda tam anlamıyla deprem yer hareketi ile birlikte doğal salınıma geçmeden... gevşek zeminden dolayı eğilme ve salınım hareketinden çok, tabandan yüksek kesme kuvvetleri nedeniyle hasarlar oluşmuştur.” İmar afları, faciaların tuzu biberi Rapor, hataları 4 noktada topluyor: Göçmeye ve hasara neden olan temel sorunları 4 ana başlıkta toplamak mümkündür, önem sırasına göre; 1 Beton kalitesinin yetersizliği. Ağır hasarlı/yıkılmış binaların birçoğunda beton kalitesinin herhangi bir sınıfa sokulamayacak kadar kötü olması. 2 Donatı yetersizliği: Yanal sargı donatıları çok eksik yapılmış ve aralıkları yeterli sıklıkta değildir. Yıkılmış veya ağır hasar görmüş birçoğunda etriye aralıkları çok seyrek, kolonkiriş birleşim bölgelerinde kolon etriyeleri devam ettirilmemiş ve etriye kancaları 90 derece bükülmüş. 3 İzinsiz tadilatlar: Zemin katlarda yanlış projelendirme veya uygulama sonrası proje dışı izinsiz tadilatlar yapılarak işyeri yapılması amacıyla duvar yıkımı ve buna bağlı olarak da yumuşak kat oluşumu. 4 Bölgedeki zemin özelliklerinin dikkate alınmaması: Bölgede farklı türlerde yapısal göçmeler meydana geldi. HHH Tüm bu facia nedenleri yıllardır bilinirken, iktidarların ve tabii AKP iktidarının imar afları, halkının hayatını ve sağlığını korumakla görevli iktidarın, bunu düşüneceğine kasasına giren milyarlarla ilgilenmesi, asıl faciadır. Şüphesiz imar izinleri, eklemelere göz yummalar, topu birden Türkiye fotoğrafını oluşturuyor. Ağla ülkem! Bayraklı’da yıkılan yerler büyük bir kent ormanına dönüştürülmeli. Mücadeleyi sürdürüyoruz! Desteğinizi bekliyoruz. Bilgi hattı: 0312 231 1923
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle