16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
HABER 3 8 KASIM 2020 PAZAR 200/5 0 270/1 4 0 150/9 0 200/1 0 0 190/6 0 170/ 1 0 110/ 2 0 160/2 0 250/1 0 0 180/8 0 140/5 0 200/1 2 0 120/1 0 250/1 8 0 140/9 0 80/5 0 160/1 0 0 170/1 1 0 130/5 0 190/1 0 0 200/1 2 0 210/1 3 0 TARİHTE BUGÜN 1895: Alman fizikçi Wilhelm Röntgen, X ışınını keşfetti. 1922: Lüleburgaz düşman işgalinden kurtuldu. 1988: Çin’de deprem: 100 kişi öldü. İzmir’de deprem sonrasında 61 bin 735 binada hasar tespiti yapıldı 309 bina daha yıkılacak Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, “Tespiti yapılan ağır hasarlı, acil yıkılacak ve yıkık bina sayısı 309’a, 4 bin 425 bağımsız bölüme ulaştı” dedi. Bakan Kurum, dün İzmir Afet Koordinasyon Merkezi’nde gerçekleştirdiği basın toplantısında tüm ekiplerin kentsel ve deprem dönüşümüne yoğunlaştığını ifade ederek, “TOKİ’miz projelere, mimarlarımız, mühendislerimiz 7 24 esaslı olarak zemin etütlerine ve projelerimize çalışıyor. İzmir’in çehresini değiştirecek yeni yuvalarımızı projelendiriyorlar” dedi. Kurum hasar tespitiyle ilgili verileri açıklarken şöyle konuştu: “İzmir’de 61 bin 735 binada, 348 bin bağımsız bölümde hasar tespit çalışması tamamlanmıştır. 857 okulda hasar tespiti yapıldı. 5 okul ağır, 18’i orta hasarlı. Bu okullardaki öğrenciler mahalledeki en yakın okula transfer edilecek. Tespiti yapılan ağır hasarlı, acil yıkılacak ve yıkık bina sayısı 309’a, 4 bin 425 bağımsız bölüme ulaştı. 5 bin civarında orta hasarlı bina var. Ev sahiplerine 5 bin lira, kiracılarımıza 2 bin 500 lira taşınma ve kira yardımını başlatıyoruz.” ‘2 yıl ödemesiz 18 yıl’ Şehir Hastanesi’nin yanında yer alan 1 milyon 300 bin metrekarelik rezerv alanda 3 bin konut yapmayı planladıklarını dile getiren Bakan Kurum, “Geri kalan 2 bin konutu ise yerinde yapacağız. Bilhassa yıkılan 17 binanın bulunduğu alanlarda yeni konutlarımızı inşa edeceğiz... AFAD’dan hak sahibi olanlar için; yeni yapılacak konutların maliyeti hesaplanacak, maliyetlerden yüzde 4050 oranında indirim yapılacak. Çıkan tutarı vatandaşlarımız ilk 2 yılı ödemesiz olmak üzere 18 yılda ödeyecek. Ödemeler faizsiz olacak ve eşit taksitlerle geri ödenecek” dedi. Yerel yönetimlere çağrıda bulunan Bakan Kurum, “Belediyelerimiz bir an önce eksiklerini tamamlayarak kentsel dönüşüm master planlarını hazırlasınlar. Depremle mücadelemizde topyekun birlik içerisinde hareket etmek zorundayız. Riskli bütün konutları dönüştürmek için hep birlikte adım atmak zorundayız” dedi. l Haber Merkezi 15 BIN KIŞIYE PSIKOLOJIK DESTEK İzmir’de deprem bölgesine gelerek çadır kentlere giden psikososyal destek çalışma grubu, 15 bin 31 kişiyle görüşerek psikolojik destek sağladı. Psikososyal destek çalışma grubundan 452 personel, 38 araç ile sahada çalışma yürütüyor. Çalışma grupları bugüne değin 15 bin 31 kişi ile görüştü. l İZMİR / Cumhuriyet HATIRALAR SAHİPLERİNİ BEKLİYOR İzmir’deki depremde yerle bir olan Emrah Sitesi’nden geriye kalan çok sayıda eşya, Türk Kızılay çadırından sahipleri tarafından alınmaya başlandı. Çalışmalar sırasında arama kurtarma ekiplerinin bulduğu eşyalar, Türk Kızılay çadırına teslim edildi. Mutlu bir doğum günü partisinde çekilmiş aile fotoğrafı, albüm, oyuncak bebek, çocuk kıyafetleri, okul kitapları, yıllarca yemeklerin piştiği tencereler, ayakkabılar ve daha birçok eşya, sahipleri tarafından alındı. l Haber Merkezi İBB Başkanı İmamoğlu, Soyer’e destek ziyaretinde bulundu Başkanlar buluştu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, İzmir’e giderek İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’le İzmir Sanat Çalışma Ofisi’nde bir araya geldi. İmamoğlu, “Bugün teknik heyetimiz ve meclis üyelerimiz, ‘Bera Ayda Gezgin ber gözlem yapalım’ diye bana eşlik etmek istediler. Hepimizin başı sağ olsun. Kurtulanlar bizi elbette mutlu etti; hele hele çocuklarımız çok mutlu etti” dedi. Soyer de İBB’nin verdiği desteğe teşekkür ederek “Engelleri dayanışmayla ortadan kaldıracağız. Dayanışmayı sürdüreceğiz Enkazdan İmamoğlu Soyer kurtulan 56 tane çocuğumuz var. Çok şükür, hepsinin sağlığı gayet iyi. Enkazda 114 vefatımız var, 107 de canlı kurtardık. NeredeyKAHRAMAN İTFAİYECİLERE TEŞEKKÜR se yarı yarıya. 70 kilometre ötede, Ege Denizi’nde çoğu bilim insanının da bilmediği bir fay kırıldı. Buna rağmen bu kadar büyük bir hasarla karşı karşıya kaldık. İzmir’in karasında, bildiğimiz faylardan biri kırılsaydı bu şiddette, kim bilir ne büyük felaket olacaktı. Biz de bunu sadece bir uyarıcı depremi olarak alıyoruz. Çok ucuz atlattık diye İBB Başkanı İmamoğlu, İzmir’e gitmeden önce dün Saraçhane’deki İtfaiye Daire Başkanlığı yerleşkesinde İzmir depreminde görev alan İstanbul İtfaiyesi Arama Kurtarma Ekibi’ne gerçekleştirdi. İzmir’deki depremde 65 saat sonra enkaz altından çıkarılan 3 yaşındaki Elif Perinçek’in kahramanı olan ve parmağından tutarak hayata tutunmasını sağlayan itfaiyeci onbaşı Muammer Çelik ve o anın tarihi fotoğrafını çeken İstanbul İtfaiyesi fotoğraf sorumlusu Süreyya Mümtaz Kurt da İmamoğlu’nun yanında yer aldı. Burada konuşan İmamoğlu, “O iki küçük evladımızın kurtuluşu da böylesi bir emeğin karşılığı. Bize güç, kuvvet kattınız; sağ olun, var olun” dedi. bakıyoruz” ifadelerini kullandı. Cumhurbaşkanlığının açıkladığı Üniversitesi Hastanesi’nde Ayda 110 yılımız yok Görüşme sonrasında başkanlar basın açıklaması yaptı. Burada konuşan İmamoğlu, “İlk olarak depremden önce yapısal sorunu çözmek lazım. Çevre ve Şehircilik Bakanı ile en yakın zamanda görüşüp bu konuyu ele almalıyız. Derhal bu konutları, insanlara mezar olacak değil yaşam anlamında teminat olacak yuvalara dönüştürmeliyiz. 5 Kasım’da sayıya göre, ‘18 yıldır 975 bin bina yaptık TOKİ eliyle’ deniyor. 6 milyon 750 bin güçlendirilmesi gereken bina daha var Türkiye’de. Bu rakama baktığınız zaman ne lazım bize biliyor musunuz? 18 yıllık performansı ele aldığımız zaman Bir 110 yıl daha. 110 yılda kaç tane deprem yaşayacak bu ülke? Deprem Konseyi meselesini önemsiyoruz. Bu işin partisi, siyaseti, görüşü yok” dedi. Ardından İmamoğlu, Soyer ile birlikte, Ege Gezgin ve Elif Perinçek ile 16 yaşındaki İnci Okan’ı, aynı serviste bulunan odalarında ziyaret etti. Daha sonra Soyer ve İmamoğlu, İzmir Aşık Veysel Rekreasyon Alanı’nda kurulan çadırlarda kalan depremzedeleri ziyaret etti. İmamoğlu “İzmir Büyükşehir Belediyemizin başlattığı ‘Bir Kira Bir Yuva’ kampanyası için yürekten alkışlıyorum. Katkı sundum. Sunmaya devam edeceğim” diye konuştu. l İç Politika YARDIM ÇADIRINA POLIS ABLUKASI MINIK AYDA TABURCU EDILDI Bayraklı ilçesindeki Rıza Bey Apartmanı’nın enkazından 91 saat sonra çıkarılan ve Ege Üniversitesi Hastanesi’nde tedaviye alınan 3 yaşındaki Ayda Gezgin dün taburcu edildi. Baba Uğur Gezgin, kızını kucağına alıp, bindiği otomobille hastaneden ayrıldı. l İZMİR / Cumhuriyet Depremin ardından Bornova ve Bayraklı ilçelerinde gönüllüler tarafından birçok yardım çadırı kuruldu. Ancak dün 75. Yıl Parkı’nda stand ve yardım çadırı kuran Halkevleri üyelerinin etrafı sabah saatlerinde çevik kuvvet ve güvenlik şube polisleri tarafından sarıldı. Yapılan görüşmelerin ardından yardım çadırına ve standa müdahale eden polis ekipleri 5 Halkevi üyesini ve Öğrenci Kolektifleri’nden 2 kişiyi gözaltına aldı. Ezilenlerin Sosyalist Partisi (ESP) de İzmir Manavkuyu’da depremden etkilenen yurttaşlar için dayanışma alanı kurdu. Polis, dayanışma alanına müdahale etti. Birçok üye ve gönüllünün gözaltına alındığı müdahalede dayanışma alanı dağıtıldı. BELEDIYE BAŞKANI HANÇERLI: YAŞAM KURTARMAK IÇIN BU BINALARI YIKACAĞIZ Avcılar’da 241 bina için son bir ay Gölcük depremi sırasında orta hasar gördükleri belirlenen 281 binanın durumu 21 yıl sonra yeniden gündeme geldi. Geçen yıl Silivri açıklarında meydana gelen 5.8 büyüklüğündeki depremin ardından İstanbul Valisi Ali Yerlikaya imzasıyla ilgili kurumlara gönderilen yazıda orta hasarlı olduğu tespit edilen 281 binanın 3 ay içerisinde güçlendirilmesi veya yıkım işlemlerine başlanması istenmişti. Bina sakinlerine tebligat yapılırken, güçlendirme çalışması için tanınan 3 aylık sürenin yetersiz olduğu göz önüne alınarak bu süre ikinci kez 3 ay uzatıldı. Aralık ayı sonuna kadar süre verilen binalardan bazıları yıkıldı, bazılara güçlendirildi. Avcılar Belediye Başkanı Turan Hançerli, 1999 depreminin Avcılar’da hasar ve yıkıma neden olduğunu, 350 orta hasarlı binanın günümüze kadar geldiğini belirterek, şöyle dedi: “Bugün itibariyle yıkılması veya usulüne uygun güçlendirilmesi gereken 245 orta hasarlı bina var. AFAD’ın verdiği ek süre önümüzdeki ayın ortalarında doluyor. Vatandaşlarımız binalarının usulüne uygun güçlendirecek, güvenli yapı olduğunu kanıtlayacak veya maalesef yıkmak zorunda kalacağız. Yıkmak yaşam kurtarmak anlamına geliyor. Yaşam kurtarmak için yıkacağız. Gelen son yazıda 4 tanesinin ağır hasarlı olduğu belirtiliyor. 3’ünün yıkımına başlandı. Son 4 bina ile 241’e kadar iniyoruz. Bu sayıyı sıfırlamak için gece gündüz çalışıyoruz.” l DHA vap verebilir? Ama kibar paleontoloji bilim cahillerine böyle bir soru sormaz. Ama varsayın ki sordu, cevabı ne? HHH Cehalet bilimi Bayanlar ve baylar! Din inançtan, bilim cehaletin bilimi (3) ise gerçeklerden doğmuştur ve her iki dünBundan önceki iki yazımda sözünü ettiğim ve Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nin (DPÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirilen ve 33 üniversiteden akademisyenlerin katıldığı “Cehalet Bilimi Kurultayı”nda şenlik devam ediyor. Zamane şeyhülislamı Ali Erbaş da kongreye video konferans ile mesaj göndermiş, “İslamın ‘yaratılış’ fikrine karşı alternatif bir varoluş modeli iddiasıyla ortaya çıkan, bilimsel bir realite gibi kabul edilip sıkça gündeme getirilen her türlü düşünce ve ideoloji tepkiseldir, rasyonel açıdan da problemlidir” ifadelerini kullanmış. HHH İslamın tek başına bir “yaratılış” inancı (“fikri” değil) yoktur. Tektanrıcı üç dinin (Musevilik, Hıristiyanlık, İslam) ortak bir yaratılış efsanesi vardır. Sırasıyla Tevrat’tan İncil’e, İncil’den de Kuran’a geçmiştir. Buna göre: Varlığı kabul edilen Tanrı, insanı tasarlamış ve yaratmıştır. Bu üç dinden önceki inanç biçimlerinde de bunun benzeri tasarımlar vardır. Tek tanrı ve ondan önceki tanrılar yarattıkları insanın kafasının içine akıl koymayı ihmal etmemiştir. İnsanın düşünmesini istemişlerdir. Zaten beyni olan bütün yaratıklar şu ya da bu şekilde kendilerine göre düşünürler. HHH Zamane şeyhülislamı Bay Erbaş, rasyonel açıdan sorunlu ve tepkisel bulduğu düşünce diye “evrim”i işaret etmekte. Oysa bunu tartışmanın gereği bile kalmadı: Artık evrime dayanmayan hiçbir bilimsel düşünce ve teknoloji yok. Bilim ve “Evrim” Tanrı’nın varlığını, evrenin, dünyanın ve insanın varoluş tarzını tartışmaz, kendi işine bakar. Tanrı ve işleri felsefenin tartışma alanına girer. Bilim, dini, din adamlarının işini, eylemini, düşüncesini hasım haline getirmez, Bay Erbaş’ın derdi ne? Paleontoloji (Taşbilimi), binlerce metre yükseklikteki taş katmanlarında deniz hayvanlarının fosillerinin işi ne diye sorsa cevap verebilir mi? İslamın da kabul ettiği Tevrat’a göre Tanrı, birinci gün yeri ve göğü, beşinci gün ise deniz canlılarını yarattı. Birinci gün yaratılan dağlarda, beşinci gün yaraya birbiriyle rekabet halinde değildir. Bilimin inançla rekabet halinde olmadığı ve dine saygılı davrandığı kesin, din de bilime düşman değil ama din adamları başından bu yana bilime ve bilimciye düşman. Bunun nedeni siyasetin yanında iktidar ve ekmek kavgası. Buna karşın Vatikan’daki Papalık Bilim Akademisi’nde bir konuşma yapan Papa Francesco şunları söylüyor: HHH “Bugün dünyanın kökeninin dayandırıldığı ‘Büyük Patlama (Big Bang)’, ilahi bir yaratıcının müdahalesi fikriyle çelişmiyor, aksine bunu gerekli kılıyor. Doğanın evrimi, yaratılış kavramına ters düşmüyor, çünkü evrim teorisi de evrimleşen varlıkların yaratılmış olmaları önkoşulunu gerektiriyor. Yaradılış hikâyelerini okuduğumuzda Tanrı’yı elinde sihirli değneği olan ve her şeyi yapabilen bir büyücü gibi hayal etme yanılgısına düşebiliyoruz. Ama öyle değil. Tanrı varlıkları yarattı ve onları kendisi tarafından her birine bahşedilen kurallar çerçevesinde gelişmeye açık halde bıraktı, gelişmeleri ve kendi bütünlüklerine erişmeleri için. Yaratılış süreci bu şekilde yüzlerce, binlerce yıl içinde ilerledi ve sonunda bizim bugün bildiğimiz haline ulaştı.” HHH Papa kendi inancı bağlamında evrim gerçeğiyle uzlaşıyor. Bilim de konuşuyor ve “Modern disiplinler de geçmişi anlamamıza yardım ediyor artık. Biyologlar kromozomları konuşturarak genlerimizin derinliklerinde geçmişin yerleşik düzeninin izlerini buluyor; fizikçiler büyük parçacık hızlandırıcıları ile bir kaya parçası üzerinde bulunan birkaç boya atomundan onun yapılış tarihini saptayabiliyor; dilbilimciler konuşulan diyalektlerin soyağacını hazırlayabiliyor; etnologlar, yeryüzü kültürlerindeki eski inanış ve jestlerin anlamlarını çözebiliyorlar... Sonra botanikçiler, nöropsikologlar, zoologlar ve hatta sanatçılar, hepsi adeta kökenlerimizle ilgili yeni bir bilgi ortaya koymak için yarışıyor”(*) diyor. HHH Bay Ali Erbaş’a gelince, safsatayla safsatalaşıyor!.. tılan deniz canlılarının (fosilleri (*) İnsanın En Güzel Tarihi, İş nin) işi ne? Bu soruya nasıl ce Bankası Yayınları, 2009, s.9. TEHDİT EDİLDİ, ZORLA FUHUŞ TEKLİF EDİLDİ ‘Öldürülmem mi gerekiyor?’ KÜBRA KÖKLÜ İzmir’de yaşayan Rojda A. (23), geçen ekim ayında aynı sitede oturan Süleyman A., ve Eda E., tarafından fuhuş yaptırılmak istendiğini iddia etti. Yaşadıklarını Cumhuriyet’e anlatan Rojda, “Önce Süleyman A., ve Eda E.’nin şoförlüğünü yapan Celal Ç. tarafından bana arkadaşlık teklifinde bulunuldu. Kendisini reddedince ablam Gülistan A.’yı darp etti. Süleyman A. ise polise şikâyetçi olduğumuz takdirde, ‘yüzümüzü parçalayacağını, tecavüz edip öldüreceğini’ söyledi. Tehditlere boyun eğmeyip emniyete gidip yaşadığımız olayları anlattığımızda da, ‘her şeyi polisten beklemeyin, evden taşının. Zaten başınıza bir şey gelmemiş’ denildi.” diye konuştu. “İlla öldürülmem mi gerekiyor” diyerek yardım talebinde bulunan Rojda, “Bu şahısları aynı sitede oturduğumuz için tanıyorum o kadar. Bu olaydan sonra da Süleyman A., ve Eda E., bana bir fuhuş sitelerinin olduğunu ve benim de kendilerine katılarak fuhuş yapmamı teklif ettiler. Ben de fuhuş yapmayı kabul etmedim. Ve haklarında şikâyetçi oldum. Şikâyetimi geri çekmem için bu şahıslardan ölüm tehditleri alıyorum. Bu şahıslar özgürce sokaklarda gezebiliyor. Beni tehdit eden Gülşah U’ya ise sadece para cezası kesildi” ifadelerini kullandı. KATİL ÖĞRETMENE MÜEBBET HAPIS ISTEMI Antalya’da Belaruslu dansçı Anastasiya Yazerskaya’yı (23) 8 Mart’ta öldürüp cesedini Isparta yoluna gömen bir lisede öğretmenlik yapan Ahmet Oğuz Özgür (54) hakkındaki soruşturma tamamlandı. Mahkemece kabul edilen iddianamede Özgür’ün müebbet hapsi istendi. Gözaltına alınan ve kayıp kadını tanımadığını iddia eden Özgür, Mobese görüntüsü gösterilince suçunu itiraf etti. Özgür, Yazerskaya’nın burnundan kan geldiğini gördüğünü, bunun üzerine suni teneffüs ve kalp masajı yaptığını, kadının öldüğünü anlayınca paniğe kapıldığını anlattı. Cesedi önce Lara bölgesinde ormanlık alana götürdüğünü, korktuğu ve beğenmediği için Isparta yolu üzerindeki boş bir araziye gömdüğünü anlatan Özgür çıkarıldığı mahkemece tutuklanmıştı. Özgür’ün gösterdiği yerde Yazerskaya’nın toprağa gömülü cesedi bulunmuştu. l AA
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle