17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
4 30 KASIM 2020 PAZARTESİ HABER CHP’li İlgezdi’den, Topkapı Sarayı’nda ‘Sokak hayvanlarını beslemeyin’ talimatı verildi iddiası: Bu yanlıştan dönün Cumhurbaşkanlığı’na devredildikten sonra 1. derece SİT alanındaki ağaçların katledildiği Topkapı Sarayı’nda şimdi de sokak hayvanlarının aç bırakıldığı iddia edildi. CHP Genel BaşMAHMUT LICALI kan Yardımcısı Gamze Akkuş İlgezdi; Kültür ve Turizm Bakanlığı’dan devir işleminden sonra Cumhurbaşkanlığı personeline yerleşke içerisindeki hayvanları beslemelerinin yasaklandığını belirterek, “Yasağa bir an önce son verin” çağrısında bulundu. Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan alınarak Cumhurbaşkanlığı Milli Saraylar Başkanlığı’na bağlanan Topkapı Sarayı’nın 1. derece SİT alanında yer alan ağaçların kesildiği ve saray içerisinde kalan askeri okul binasının da yıkıldığı ortaya çıkmıştı. Hayvan hakları yasası konusunda tüm siyasi partilerin olumlu mesajlar vermesine karşın yıllardır bir türlü bu konuda adım atılamaması kamuoyunda tepki çekerken, CHP’li İlgezdi, devir işleminin ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı çalışanlarını Topkapı Sarayı’na almayan Cumhurbaşkanlığı yetkililerinin kendi personeline saraydaki sokak hayvanlarını beslemeyi yasakladığını kaydetti. GönülEmine Erdoğan yasa için çağrı yapmıştı Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın eşi Emine Erdoğan 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde ziyaret ettiği bir hayvan barınağından engelli bir köpeği sahiplenerek, “Meclisimizin, yeni yasama yılında hayvanlara haklarını eksiksiz teslim ederek, tüm vicdanları rahatlatacak yasayı bir an önce çıkarmasını temenni ediyorum” çağrısında bulunmuştu. lülerin yardımıyla sağlanan mamaların sokak hayvanlarına bir süredir verilmediğini kaydeden İlgezdi, “Anne ve yavru köpeklerin, kedilerin olduğu sokak hayvanları açlıkla karşı karşıya. Buradan Cumhurbaşkanlığı yetkililerine sesleniyorum: Yasağa bir an önce son verin ve yerleşke içerisinde yaşayan sarayın sessiz sahiplerinin barınma ve beslenme ihtiyaçlarını derhal karşılayın” diye konuştu. Cumhurbaşkanlığı yetkililerinin hayvanları beslemeyi yasaklamasının sözün bittiği yer olduğunu kaydeden İlgezdi, “Bu hayvanların başka yere götürülmeleri de ölmeleri anlamına gelecek. Bir an önce bu yanlıştan dönün” dedi. l ANKARA Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Töre için soruşturma izni verildi, ancak hâlâ görevden uzaklaştırılmadı Hukukta çifte standart SEFA UYAR Okul müdürlerine baskı uyguladığı iddiaları ile gündeme gelen ve Muğla Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Vekili Hüdayi Baş’ın yaşamını yitirmesi nedeniyle hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulan Muğla İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre hakkında soruşturma izni verildi. Töre’nin soruşturma izni kararına itiraz ettiği öğrenilirken, Baş ailesinin avukatı Yaşar Güzeller, Töre’nin iddialara ve incelemelere karşın tedbiren görevden alınmamasına tepki gösterdi. Yaşar, “İdari soruşturma açısından görevden alınmaması adalet anlayışı ve hakkaniyete aykırıdır” dedi. Muğla Olgunlaşma Enstitüsü Müdür Vekili Baş, 8 Eylül’de geçirdiği kalp krizi sonucu yaşamını yitirmişti. Baş’ın kalp krizi geçirmesinin arkasında, İl Milli Eğitim Müdürü Pervin Töre tarafından, enstitüye sınavla alınacak kişilerin listesinde usulsüzlük yapmadığı için “istifa et” baskısına maruz kalmasının olduğu belirtilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından söz konusu sınava ilişkin inceleme başlatılırken, Töre hakkında “taksirle ölüme sebebiyet vermek” gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştu. Muğla Valiliği, MEB Maarif Müfettişleri tarafından düzenlenen ön inceleme raporunun ardından Töre ile birlikte Baş’a baskı uyguladığı belirtilen Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürü Soner Kaya ve İlçe Milli Eğitim Şube Müdürü Muhammer Cihan hakkında soruşturma izni verdi. Ancak Töre, Kaya ve Cihan, soruşturma izni verilmesine itiraz etti. Karar İzmir Bölge İdare Mahkemesi 1. İdari Dava Dairesi Başkanlığı’na gönderildi. Cumhuriyet’e konuşan Baş ailesinin avukatı Güzeller, soruşturma iznine itiraz edilmesinin, süreci uzatma ya da gündemin soğutulması amacıyla olabileceğine dikkat çekti. Töre’nin, soruşturma ile suç duyurusuna karşın tedbiren de olsa görevden alınmamasına tepki gösteren Güzeller, “15 Temmuz sonrası haklarında en ufak şüphe olanlar görevden uzaklaştırıldı. Töre, hakkındaki FETÖ soruşturmasına rağmen hâlâ alınmadı” dedi. Laiklik boykotu yapmışlardı! Kaya ve Cihan, laikliğin boykot edilmesi çağrısı ile de gündeme gelmişti. Müdürlüğün resmi sosyal medya hesabından, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Fransız mallarını boykot çağrısının ardından Fransız olduğu iddia edilen markaların adları paylaşılmış, söz konusu markalar arasına laiklik de eklenmişti. l ANKARA Gül ve Kalın, azınlık cemaatlerinin temsilcileriyle buluştu ‘Nefret söylemine karşı birlik ve beraberlik’ Toplantıya, Fener Rum Patriği Bartholomeos, Türkiye Ermenileri 85. Patriği Sahak Maşalyan, İstanbulAnkara Süryani Kadim Kilisesi Metropoliti Mor Filüksinos Yusuf Çetin ve Türkiye Musevileri Hahambaşı İsak Haleva’nın da aralarında bulunduğu azınlık cemaatleri ruhani liderleri ve vakıf temsilcileri katıldı. Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Dolmabahçe Ofisi’nde azınlık cemaatlerinin ruhani liderleri ve vakıf temsilcileriyle bir araya geldi. İbrahim Kalın yaklaşık üç saat süren toplantıda, azınlık temsilcilerinin gündeminde olan, kiliseleri, okulları ve mülkleriyle ilgili bazı spesifik konuların da ele alındığını belirterek, “Din temelli bir nefret suçu söylemine karşı hepimizin birlik ve beraberlik içinde hareket etmesinin önemini hep birlikte bir kez daha vurgulamış olduk” dedi. Bakan Gül ise “İnancından, düşüncesinden, kimliğinden, etnik aidiyetinden dolayı bir ferdin bile kendisini öteki düşünmeyeceği, hissetmeyeceği bir ortam için bu konuda daha atılacak ne adım varsa bunu da dün olduğu gibi bugün de yarın da atmaya, bu reform çizgisiyle kararlılıkla devam edeceğiz. Her meseleyi konuşuruz, tüm sorunları çözeriz” diye konuştu. l AA GAZETEMIZ YAZARI VE AYDINLANMA BILGESI TANILLI ÖLÜMÜNÜN 9. YILINDA ANILDI ‘Bayrağı öğrencileri devraldı’ Aydınlanma bilgesi, gazetemiz yazacileri devam ettiriyor. Fikirleri, düşünceleri, dünyaya rı Prof. Dr. Server Tanilbakış açısı hâlâ güncelliğili ölümünün 9. yılında ni koruyor. Tespitlerinde 20 anıldı. Tanilli’nin oğlu yıl evvel özellikle 1999 soBülent Tanilli, “Onun bınunda ‘21. yüzyıla yaklaşırraktığı eserler ve bırakken insan hakları, demokratığı bayrağı öğrencileri si ve sürdürülebilir çevrenin devraldı” dedi. çok önemli olduğu bir yüzProf. Tanilli için dün yıl olacak’ demişti. Hâlâ da akşam SODEV Genç tarafından YouTube ve Server Tanilli bu güncelliğini koruyor. Ve onun söylediği çağdaş, eşitTwitter üzerinden “Uygarlık Müca likçi, laik, demokratik eğitimin ne kadelesinin Yılmaz Savunucusu Server dar önemli olduğu, yaşadığımız bu Tanilli” başlıklı bir etkinlik düzenlen dönemde çok net ve herkesin gözü di. Etkinliğe konuşmacı olarak oğlu önünde ortaya çıktı. Dolayısıyla fikirBülent Tanilli ve öğrencisi gazeteci leri yaşıyor. Bugün Server Tanilli’nin yazar Muzaffer Ayhan Kara katıldı. dün de Bülent Tanör’ün ölüm yıldöEtkinliğin moderatörlüğünü ise Ka nümüydü, iki anayasa hukukçusudir Has Üniversitesi’nden Kamilcan nun saygıyla anıyoruz” dedi. Yavaş ve İstanbul Üniversitesi’nden Neval Karakoç yaptı. ‘Amfi dolup taşardı’ Bülent Tanilli, “Onun bıraktığı Öğrencisi gazeteciyazar Muzaffer eserler ve bıraktığı bayrağı öğrenAyhan Kara ise Tanilli’nin, Şişli Siyasal Bilimler Fakültesi’nde hocası olduğunu dile getirerek şöyle konuştu: “Dersleri sıradışıydı, amfi dolup taşar, üst sınıflardan hatta zaman zaman başka okullardan da öğrenciler dersi izlemeye gelirdi. Tanilli’nin verdiği Uygarlık Tarihi dersi ki, daha sonra yıllarca kitap olarak basılmıştır, öğrencilerine, bizlere bambaşka bir ufuk açmıştır. O dersler, yerinde pikapla Beethoven’dan eserler çalınan derslerdi. Unutamayacağım anım; Hocamızın hain pusuda evinin önünde vurulup kötürüm kalmasına neden olan saldırıdan önce dersimiz vardı. Derste faşizm üzerine ödev verdi ve en beğendiğini de Cumhuriyet’te yayımlatacağını belirtti. Ders sonrası birlikte çay içtik, orada bana en iyi ödevi benden beklediğini söyleyerek onore ettiğini unutamam. Fakat o ders ve çay sohbeti sonrasında evinin önünde vurulmasına kahrolduk.” l İSTANBUL/Cumhuriyet HDP EŞ GENEL BAŞKANI SANCAR: Kürt sorunu inkârla ÇÖZÜLEMEZ HDP Eş Genel Başkanı Mithat Sanyok sayıyorlar. Eğer bir iktidar bu ülkecar, dün partisinin de Kürt sorununu şidMardin il binasındetle, inkârla çözmeda düzenlenen Halk ye niyetlenirse en önToplantısı’na katıldı. ce kendisini çözmeBurada konuşan Sanye başlar” dedi. “İkticar, “Bu iktidarın sırtını dayadığı sistem Sancar dar, çöküşünü gözlerden saklamak için yeçökmektedir. Ama çökerken ni manevralara başvuruyor” halklara, topluma zarar ver diyen Sancar, “İktidar ‘remektedir. Bu sistem çökü form’ diyor, el altından Kürt yorsa bunun temel nedeni sorununda da bazı adımlar Kürt sorununda inkâr ve çö atacağına dair rivayetler yazümsüzlüktür. Daha geçen yıyor. AKP’nin bu taktiği de gün Cumhurbaşkanı Recep yeni değil. Bunlar reform diTayyip Erdoğan ‘Kürt sorunu yorsa baskıyı daha da artıyoktur, ne Kürt sorunu kar racaklar demektir” diye kodeşim’ dedi. Kürt sorununu nuştu. l İç Politika SP LİDERİNDEN ‘BİST’İN SATIŞINA TEPKİ: Türkiye elden gidiyor Saadet Partisi (SP) Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Yeniçağ TV’de Yeniçağ Gazetesi Ankara Temsilcisi Orhan Uğuroğlu’nun konuğu oldu. Borsa İstanbul’un Katarlılara satılmasına da tepki gösteren Karamollaoğlu, “Böyle bir şey nasıl olur aklımız ermiyor. Varlık Fonu konusunda ciddi endişeliyim. En kıymetli varlıklar burada. Türkiye elden gidiyor endişesi taşıyorum. Bütün varlıklarınızı pazara arz ederseniz bize ne kalacak? Vergilerden alınmıyor, varlıklarımızı başkası alıyor. Vebali olan bir mantık bu, Türkiye’nin varlıkları başkasına satılmaz. Bor madenlerimiz var burada, anayasaya konulmuş ama bu satılıyor. Çözüm üretilmiyor. Önce evimizi düzene koymamız lazım. Yolsuzluk ve israftan acilen vazgeçilmesi lazım. Bilgiler şeffaf değil. Nereye ne paraya gidiyor belli değil” diye konuştu. Karamollaoğlu, İYİ Parti’den ihraç edilen Ümit Özdağ’ın “gizli anayasa çalışması” iddiasına ilişkin “Böyle bir çalışma yapılmadı. Ancak yönetim sisteminin değiştirilmesi konusunda ittifak halindeyiz” dedi. l İç Politika DAYANIŞMA Basın İlan Kurumu’nun belgel haberler neden yle Cumhur yet Gazetes ’ne uyguladığı resm lan kısıtlamasını kınıyorum. Basın özgürlüğünü yok sayan kararı protesto ed yorum. Haber alma özgürlüğüm ç n C’ n yanındayım. Prof. Dr. ULVİYE ETANER Cumhuriyet Okuru Bitirmeyi bilmemek... Biz bitirmeyi bilmeyiz. Kültürümüzün bir kusuru da bu belki. “Türk gibi başla, Alman gibi sürdür, İngiliz gibi bitir.” Biz Türkler başlamaya bayılırız. Başlangıçlar coşkuludur, heyecanlıdır, şaşaalıdır. Ama arkasını getiremeyiz. Çünkü bir şeyi sürdürmek plan ister, program ister, disiplin ister. Biz de bunları sevmeyiz. “Türk gibi başla”, işte bunu anlatır. “Alman gibi sürdür” sözü doğrudur. Almanlarda plan da vardır, program da disiplin de. Ama Almanlar da bitirmeyi bilmez. Bakın, iki büyük dünya savaşında en güçlü orduları kurmuşlar ama sonuçta ikisinde de yenilmişlerdir. Nedeni de bitirmeyi bilmemeleridir. İngilizler bitirmeyi bilirler. Dünyanın en büyük imparatorluğunu kurmuşlar, sömürgeler yönetmişlerdir. Ama çekilme zamanını doğru bilerek törenlerle adalarına çekilmişlerdir. Plan, program, disiplin. Kalite de bu üçlünün ucundadır. Ne yapalım ki “bitirmeyi bilmek” de uygar kültürün çok önemli bir sanatıdır, bilen kazanır, bilmeyen kaybeder. Evliliği bitirmek Evliliği bitirmek, yaşam sanatının gerçek bir ölçütüdür. Bakın bizdeki ayrılmalara. En uygar görünenler de bile suçlamalar, çekişmeler, ortak malların üzerindeki kavgalar, çocuklara sahip çıkma adına onları kullanma. Nedeni bitirmeyi bilmemektir. Oysa, buluşmalar, birleşmeler ne denli değerliyse, ayrılmalar da o denli değerli olmalıdır. Ama öyle olmuyor işte. Kadın cinayetlerinin görünen nedeni, kadının ayrılmak istemesidir. Kadının neden ayrılmak istediği sorulmaz bile. İşsiz kocanın dayakları, içki, sigara, kumar parası istemesi dile bile getirilmez. Çünkü, evlenmek kutsaldır, ayrılmak suç. Yaşama kültürü ancak uygarlıkla doğru orantılıdır. Futbol kültürümüz farklı mı? Dünyanın en iyi teknik adamlarını getirdik. Bu adamlara “Bizim takımı bu yıl şampiyon yapacaksın” dedik. Yabancı teknik adam şaşırdı. “Size şampiyonluk sözü veremem” dedi. “Ben size plan, program, disiplin sözü veririm. Şampiyonluk ancak bunlar olursa olur” dedi. Bizimkiler “Eh hadi bakalım, onca para verip getirdik, görelim bari” dediler. Takım iki beraberlik, bir yenilgi aldı. Teknik adamı kovdular. Adam gidip kendi ulusal takımının başına geçti. Futbol kültürümüz de bu. Başka türlü olur mu ki? Birleşik kaplar formülü diye bir fizik kanunu var. Hiçbir şey bunun dışında kalamaz. Siyasette bitmek ve bitirmek Bizim tarihimizde “bitirmeyi bilen tek kişi” Mustafa Kemal Atatürk’tür. Kurtuluş Savaşı biterken onun doğum yeri olan Selanik ulusal sınırlar dışında kalır. “Alalım paşam” derler, “Selanik avucumuzun içinde”. Gazi Paşa “Hayır” der, “biz sınırlarımızı çizdik, ne bir karış veririz ne bir karış alırız”. Misakımilli, “Ulusal Ant” sınırları budur. Atatürk savaşı bitirmeyi bilmiştir, barış devrini başlatmıştır. İsmet İnönü de kendi dönemini bitirmeyi bilmiştir. 1950 seçimlerini kaybedince iktidarı muhalefete devretmiştir. Bu da o koşullarda büyük bir harekettir. Geri kalanlar bitirmeyi bilememiştir. Celal Bayar Adnan Menderes ikilisi diktaya yönelmişler, bir askeri ihtilale neden olmuşlardır. Süleyman Demirel kendi oyunlarının kurbanı olmuştur. İktidarda kalabilmek için her oyunu oynamışlardır. Kendilerine de ülkelerine de zarar vermelerinin nedeni bu olmuştur. Günümüzde neler oluyor? Gene, bitirmeyi bilmeyen bir siyasal iktidarın bocalamalarını görüyoruz. Bütün siyaset analistleri, seçimi kaybetme korkusu nedeniyle iktidarın küçük ortağı MHP’nin, büyük ortak AKP’yi teslim aldığını öne sürüyorlar. Oy kaybı nedeniyle AKP ve başkanı R.T. Erdoğan’ın kendi inisiyatifini kullanamadığını, kendisi farklı düşünse de küçük ortağı Devlet Bahçeli’nin peşinden gitmek zorunda kaldığını belirtiyorlar. Oysa, oy kaybı nedeniyle iktidar el değiştirecekse, doğrusu bunu kabul etmektir. İktidar yıpranmışsa yeni bir iktidar ülke yönetimini eline alır, bugünün iktidarı da muhalefet görevini üstlenir. Demokratik sistemin işleyişi budur. Ama bunu kabul etmez de zorla iktidarda kalmaya çalışırsanız, işte, “bitirmeyi bilmiyorsunuz” demektir. Bu zorlama gelip de silahlı tehdide kadar varırsa bundan herkes zarar görür. İktidar partileri kadar bütün ülke bu zararın bedelini ödemeye zorlanır. Elbette bu gidişin kimseye yararı olmaz ama bu anlaşılıncaya kadar çok acı çekilir. Bitirmeyi biliniz. Bitirmeyi bilmek, şerefiyle çekilmek bunu yapabilme cesaretini gösterene de ülkeye de çok şey kazandırır. Olur mu olmaz mı, hep birlikte göreceğiz...
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle